Depresyondan Çıktım, Şimdi Eve Gidiyorum

kavakyeli00

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
15 Şubat 2008
139
0
96
Ankara


Bir arkadaşımla telefonda görüştüm biraz önce. Beyoğlu'nda balık yemiş, içmiş eve dönüyormuş. Son günlerde biraz sıkıntılı, tam olarak anlatmıyor ama galiba depresyona girmiş...

Bu depresyon nasıl bir yerdir girince çıkılır mı? sevmezsen bir daha gitmez misin? servisi kaliteli midir? hesabı yüklü mü gelir? O konuşurken birden aklımdan tuhaf tuhaf düşünceler geçti. Arkadaşıma ''eee, ne yapacaksın şimdi, çıktın mı lokantadan?' ' diye sorunca ''Evet, lokantadan çıktım, şimdi eve gidiyorum'' dedi,''Peki' ' dedim '' Depresyondan çıktın mı?'' ''Evet evet, eve gidiyorum'' dedi. )

Keşke dedim, keşke bu kadar sade olsaydı hayat; bu kadar yalın, basit ve net. Depresyondan çıksaydık ve eve gitseydik...

Dönüp geçmişte yaşadıklarıma bir baktım. Allah' ım, nelerden dolayı depresyona girmişim. Sınavım kötü geçmiş depresyona girmişim. Sevgilimden ayrılmışım depresyona girmişim. Üniversiteden mezun olduktan sonra iş aramış ve bir süre bulamamışım depresyona girmişim...Hiç bir şey yokken durduk yere depresyona girmişliğim de var. Bir ara bunu hayat tarzı olarak benimseyip sözde bohem(!) yaşamaya bile başlamıştım, o halimi sevmiştim, elde rakı, ağızda sigara, şarkı da o dönem patlamış. ''Dipteyim sondayım depreeesyondayııım'' değmeyin keyfime, bir havalara girmişim, ''Kimse beni anlamıyor, bu dünya zalim, kıymet bilen yok'' falan iyice bir alışmışım, sevmişim depresyonumu. .Yani anlayacağınız; depresyondayım ama gururluyum. Sonra çıkınca anladım ki; ben acıklı şarkıları, beni ağlatan filmleri, mutsuz aşk hikayelerini sevmişim hep..Hüzne yakın bir yanım hep vardır kabul ama depresyonu da hayat biçimi haline getirmek olmaz ki..Baktım geçen günlere yazık ediyorum, bir silkelendim kendime geldim, o gün bugündür rahatım..Bir şey canımı çok yaktığında, fırsatım varsa hemen uyuyorum, uyanınca da geçiyor.Yani ben işin kolayını buldum: depresyona girmiyorum, yatağa giriyorum, yorganı kafama çekiyorum ve uyuyorum, sabah yola devam..Şartladım galiba kendimi, işe yarıyor...

Depresyondaysanız bu elbette iş hayatınızı da etkiliyor. Bir dalgınlık, bir dikkatsizlik ki sormayın.''İki gün izin istiyorum,depresyon dan çıkıp geleceğim'' de diyemiyorsunuz. Endişe, kaygı, korku, stres, umutsuzluk vs. Bunlar çalışma verimini düşürüyor, sürekli hatalar yapmaya başlıyorsunuz. Aklınız başka yerde, siz başka yerde, gölgen dolaşıyor sanki ofiste. Depresyon ofisin ciddiyetiyle bağdaşır mı hiç? Bekleyen işler, bitirilecek raporlar, girilecek toplantılar, görüşülecek müşteriler...İşler sizin depresyondan çıkmanızı beklemez ki, üstünüze gelirler, içiniz sıkışır, depresyona girdiğinize gireceğinize pişman olursunuz, hiç girmeyin daha iyi...

İçinize kapanmayın sakın, bu sağlığınızı da etkiler. Dışarı çıkın, dostlarınızı bulun, ailenizin desteğini alın ya da bir süre sessiz kalın, DURUN her şey olanca hızıyla koşmaya devam etsede siz DURUN. Bazen durmak gerekir. Duygularınızı fark edin, acı çekiyorsanız, acınıza sahip çıkın, o sizin acınız. Bu cümleyi yazarken Fight Club'daki bir sahneyi hatırladım. Belki de bana bu cümleyi yazdıran filmin o sahnesi. Taylor, Jack'in elini asitle yakar, ''Bu kimyasal bir yanık, şimdiye kadar hissettiğin tüm yanık acılarından daha fazla canını yakacak'' der. Jack'in canı çok yanmaktadır ve bağırır ''Söndür'' diye, Durden Taylor der ki; ''Bu hayatının en önemli anı, bu acı gerçek, bu senin acın, onu hisset ve geçmesini bekle.'' Acı büyük bir tecrübedir...

Bir dost meclisinin neşesi, hiçbir şey yapmıyorsak da denize bakmanın keyfi, şanslıysak ve aşıksak ve seviliyorsak sevdiğimiz kadar, sevdiğimizin varlığı, geçmişte kalmış olsa da güzel anılarımız ki hepsi bizimdir, hepsini biz yaşadık, rüzgarın esintisi, bir gülümseme tanıdık ya da yabancı, birine iyilik etmiş olmanın verdiği gururlu huzur, biri olmazsa bir diğeri, bunlardan hiç biri olmazsa sadece kendi varlığımıza duyduğumuz inanç ve hayat öldürmek için her şeyi yapsa da içimizde yaşattığımız o kahraman çocuğun umudu...Ne yapıp edip sıyrılmalı bu karamsar ruh halinden, hem de hemen...

Bildiğim şu: Durumu değiştiremiyorsak da duruma verdiğimiz tepkileri değiştirebiliriz. ..

Bunun tek yolu var: KabuL EdiN !!! Başarısız olabilirsiniz, kaybedebilirsiniz, yenilebilirsiniz, terk edilebilirsiniz, yalnız kalabilirsiniz, anlaşılmayabilirsiniz, ''Bunu da mı yaşayacaktım'' demeyin, yaşayabilirsiniz..Kabul edin, olan olmuştur..Önce kabul edin, sonra hatalardan ders alın, sonra durumu algılayış şeklinizi değiştirin, verdiğiniz tepkileri değiştirin..Şaşırtın herkesi, bu sefer farklı davranın...

Depresyondaysanız da çıkın, çıkın da evinize gidin hava kararmadan..

Alıntı
 
paylaşımın güzeldi arkadaşım teşekkürler.

bir anlamda en basit şekliyle olaylara karşı soğukkanlı olmayı öğütlüyor bu yazı..

bazen o kadar ufak şeylere takılıp kalıyoruz kii..ondan sonra gelsin depresyon gitsin bunalım :))

sonrada çık çıkabilirsen..

yazıda çok bariz örnekler var keşke içimizi o kadar geniş tutabilsekte soğukkanlı davranmayı başarabilsek
 
Çok teşekkürler,
çok güzel bir yazı,
evet ilk başta şok oluyoruz bazı durumlar karşısında,
büyük acılar yaşıyoruz ama
kabullenebilmek,sakinleşip dersimizi çıkarabilmek ve daha da güçlenerek devam edebilmek hatta zamanla iyi ki öyle olmuş bile diyebilmek-----HAYAT
 
kavak yeli düşüncelerine aynen katılıyorum başınada sonuda..
sanırım biz insanlarda şu var..20 yaşımıza kadar istekler arzular ideallerle doluyoruz..
20 ile 30 arasında bu ideallerimizi gerçekleştirmek için adeta bir savaşçı gibi, bütün gayretlerimizi gösteriyoruz,gerçekleşemediğinde üzülüp üzülüp kendimizi harap ediyoruz..
30 ile 40 yaş arasında savaştan geri neler yaptığımızı nerelere geldiğimizi irdeliyoruz..hayat burada artık bize şunu öğretiyor-her istediğin gerçekleşmez-...
40 ile 50 yaşlarında artık bir profösyonel bir seyirciye dönüşüyorsuun..ideallerin ve gerçek hayatın ne kadar birbirinden farklı yürüdüğünü kabul etmişsindir..gerçekleştirebildiklerinle kıvanç duyup gerçekleştiremediklerinide ahh ahh diyerek arka belleğe atıyorsuun..artık hayatı olduğu gibi kabulediyorsun..üzüntüler azalıyor,cımbızla seçer gibvi neye üzülüp üzülmeyeceğini seçiyorsun..
her şeye rağmen hayat gene de güzel...
 
Gerçekten kabullenmek çok önemli bazı şeyleri ama kabul etmek de o kadar kolay değil herşeyi yasakkelime
Keşke depresyondan öyle kolayca çıkılıp eve gidilseydi. Ama depresyonu yenmek de kişinin kendisine bağlı bence. Herkesten önce kişi kendini motive edebilmeli. mirmirmirmir
 
evet girdinmi cikamadigin bir yerdir dibi karanlik kuyu

çıkmaya çalıştıkça düşecek gibi oluyo insan

çıktığı zamanda gözü arkada kalıyo ya düşersem diye

çok güzeldi teşekürler
 
geçen gün tv de seyrettim
alternatif tıpla ilgili bir profösör bir şeyler anlattı
insanlar bazı şeyleri o kadar çabuk kabulleniyorlar ki şaşılacak şey
kadın ''benim panik atağım var''
''ben kanserim''
''depresyondayım''
diyor dedi.öyle sahipleniyorlar ki içinde bulundukları durumu
kadın paltom var gibi panik atağım var diyor,öyle bir sahiplenmiş ki hastalığı,bırakmıyor
diğeri,kanserim ben diyor.memem kanser demiyor....
dedi

ne kadar da doğru değil mi?

ben şuna inanıyorum ki
Durumu değiştiremiyorsak da duruma verdiğimiz tepkileri değiştirebiliriz diye birşey de yok bence
duruma verdiğimiz tepkiyi değiştirirsek,işte o zaman içinde bulunduğumuz durum da kendiliğinden değişiverir.şaşırıp kalırsınız
bi deneyin istersenizyerimseniben
harika bir yazıydı
sevgilera.s.
 
kabul ediş seviyesine bir gelebilsek zaten gerrisi gelir...

ama insan kendine yapılan haksızlıkları yakıştırmadığı için depresyon kaçınılmaz...
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…