- 4 Ağustos 2014
- 2.230
- 798
- 63
- Konu Sahibi SmthngSmthng
-
- #1
Eşofman ve banyo ıslaklığıysa sorun çözülemeyecek birşey değil.Erkekler bayanlar gibi yetiştirilmediği için fazla düzenli olamayabiliyorlar.Bunu da kavga etmeden zamanla alıştırabilirsin.İki kardeş yıllarca aynı evde aynı anne babadan aldıkları eğitimle yaşadıkları halde kavga ediyorlar.İki ayrı insan,ayrı anne babada,ayrı evde ayrı kültürle yetişmiş.İlk 2 yıl oturmada zorluk olabilir evlilikte.Bebek için acele etme.Bebeği tampon,kurtarıcı olarak düşünme.Ve aşkım için ailemi bıraktımyaklaşık 1 sene 1 ay kadar önce evlenip başka bir şehre taşındım. üniversite için bile ailemin yanından ayrılmayan ben aşkın peşinden tüm yaşamımı ailemi kariyerimi arkadaşlarımı bırakıp bambaşka hayatımda gitmediğim görmediğim eşimin ailesi dışında hiç kimseyi tanımadığım bir şehre taşındım. eşime çok aşıktım gözüm kararmıştı. yanlış anlaşılmasın aileminde onayıyla düğün dernekle güle oynaya gelin oldum. ama evlilik dışardan bakıldığı kadar güzel bir peri masalı değilmiş. ilk üç ayımız çok fırtınalı geçti ben ailemi özledikçe özledim arkadaşlarımı özledim yaşıtım olarak konuşabildiğim tek insan eşim o da bir yere kadar. kendi şehrimde çalıştığım statüye göre karşılaştırdığınızda asla çalışmam dediğim bir maaş ve statüde bi yerde işe girdim. ve sırf evde oturmamak için. ağır gelmedimi çok ağır geldi. katlandım. tanımadığım bilmediğim bir şehirde bir başıma evde kafayı yemektense öyle ya da böyle çalışmak daha mantıklı geldi. 6. ayımız itibariyle evliliğimiz oturmaya başladı gibi çocuksu kavgalarımız en azından bitmişti ama eşimin vurdumduymaz hala bekar hayatı sürüyormuşcasına evdeki rahat tavırları hala devam ediyordu. uyardım. kavga ettik. biraz geçer gbi oldu. sonra ben başka bir işe geçiş yaptım. daha tatmin edici bir iş halen de devam ediyorum. eşim de 2 ay önce benim başladığım yere transfer oldu yani ikimizde aynı işte çalışmaya başladık. yani evdede beraber iştede. profosyonel insanlarız tamam ama sonuçta tanımadığın sadece iş arkadaşı olduğun biriyle olan işle ilgili bile olsa tartışman eşinle olan tartışman kadar koymaz insana. neyse onu da rayına oturtmaya çalışıyorum hala ki kendisine göre hava hep hoş hep ben kuruntu yapıyorum hep ben olayları büyütüyorum. neyse. dün akşam belki size komik gelcek ama yatmadan önce bi eşofmanı yatağın üstünde bi eşofmanı pufun üstünde duruyo. dedim ikisini giyemezsin birini kaldır. "istemiyorum" dedi. gel de çıldırma. ve bunu da 2 dakika önce banyoda yerleri ıslak bıraktığı için ben ayağım kayıp düşüp bileğimi incittikten sonra söylüyo. sonra bende açtım ağzımı yumdum gözümü ben senin hizmetçin değilim vs. şu ara cidden kafamdan çıkıp gitmek geliyo. ailemi çok özledim 2 ay oldu göremiyorum. evden çıkıp kafama neresi eserse gitmek istiyorum. bebek yapmak için çalışmalara da başladık. bi yandan bi bebeğim olsa o benim kurtarıcı meleğim olur herşeyim olur bütün derdimi sıkıntımı onunla unuturum diye düşünüyorum ama ya eşimle olan bu tatsızlıklar daha ileri boyuta giderse? bilmiyorum bunalımdayım. =(
Sen farklı ve yeni bir hayata başlamışsın, hayatında bir dönüm noktası yaşamışsın, evlenmişsin.yaklaşık 1 sene 1 ay kadar önce evlenip başka bir şehre taşındım. üniversite için bile ailemin yanından ayrılmayan ben aşkın peşinden tüm yaşamımı ailemi kariyerimi arkadaşlarımı bırakıp bambaşka hayatımda gitmediğim görmediğim eşimin ailesi dışında hiç kimseyi tanımadığım bir şehre taşındım. eşime çok aşıktım gözüm kararmıştı. yanlış anlaşılmasın aileminde onayıyla düğün dernekle güle oynaya gelin oldum. ama evlilik dışardan bakıldığı kadar güzel bir peri masalı değilmiş. ilk üç ayımız çok fırtınalı geçti ben ailemi özledikçe özledim arkadaşlarımı özledim yaşıtım olarak konuşabildiğim tek insan eşim o da bir yere kadar. kendi şehrimde çalıştığım statüye göre karşılaştırdığınızda asla çalışmam dediğim bir maaş ve statüde bi yerde işe girdim. ve sırf evde oturmamak için. ağır gelmedimi çok ağır geldi. katlandım. tanımadığım bilmediğim bir şehirde bir başıma evde kafayı yemektense öyle ya da böyle çalışmak daha mantıklı geldi. 6. ayımız itibariyle evliliğimiz oturmaya başladı gibi çocuksu kavgalarımız en azından bitmişti ama eşimin vurdumduymaz hala bekar hayatı sürüyormuşcasına evdeki rahat tavırları hala devam ediyordu. uyardım. kavga ettik. biraz geçer gbi oldu. sonra ben başka bir işe geçiş yaptım. daha tatmin edici bir iş halen de devam ediyorum. eşim de 2 ay önce benim başladığım yere transfer oldu yani ikimizde aynı işte çalışmaya başladık. yani evdede beraber iştede. profosyonel insanlarız tamam ama sonuçta tanımadığın sadece iş arkadaşı olduğun biriyle olan işle ilgili bile olsa tartışman eşinle olan tartışman kadar koymaz insana. neyse onu da rayına oturtmaya çalışıyorum hala ki kendisine göre hava hep hoş hep ben kuruntu yapıyorum hep ben olayları büyütüyorum. neyse. dün akşam belki size komik gelcek ama yatmadan önce bi eşofmanı yatağın üstünde bi eşofmanı pufun üstünde duruyo. dedim ikisini giyemezsin birini kaldır. "istemiyorum" dedi. gel de çıldırma. ve bunu da 2 dakika önce banyoda yerleri ıslak bıraktığı için ben ayağım kayıp düşüp bileğimi incittikten sonra söylüyo. sonra bende açtım ağzımı yumdum gözümü ben senin hizmetçin değilim vs. şu ara cidden kafamdan çıkıp gitmek geliyo. ailemi çok özledim 2 ay oldu göremiyorum. evden çıkıp kafama neresi eserse gitmek istiyorum. bebek yapmak için çalışmalara da başladık. bi yandan bi bebeğim olsa o benim kurtarıcı meleğim olur herşeyim olur bütün derdimi sıkıntımı onunla unuturum diye düşünüyorum ama ya eşimle olan bu tatsızlıklar daha ileri boyuta giderse? bilmiyorum bunalımdayım. =(
yaklaşık 1 sene 1 ay kadar önce evlenip başka bir şehre taşındım. üniversite için bile ailemin yanından ayrılmayan ben aşkın peşinden tüm yaşamımı ailemi kariyerimi arkadaşlarımı bırakıp bambaşka hayatımda gitmediğim görmediğim eşimin ailesi dışında hiç kimseyi tanımadığım bir şehre taşındım. eşime çok aşıktım gözüm kararmıştı. yanlış anlaşılmasın aileminde onayıyla düğün dernekle güle oynaya gelin oldum. ama evlilik dışardan bakıldığı kadar güzel bir peri masalı değilmiş. ilk üç ayımız çok fırtınalı geçti ben ailemi özledikçe özledim arkadaşlarımı özledim yaşıtım olarak konuşabildiğim tek insan eşim o da bir yere kadar. kendi şehrimde çalıştığım statüye göre karşılaştırdığınızda asla çalışmam dediğim bir maaş ve statüde bi yerde işe girdim. ve sırf evde oturmamak için. ağır gelmedimi çok ağır geldi. katlandım. tanımadığım bilmediğim bir şehirde bir başıma evde kafayı yemektense öyle ya da böyle çalışmak daha mantıklı geldi. 6. ayımız itibariyle evliliğimiz oturmaya başladı gibi çocuksu kavgalarımız en azından bitmişti ama eşimin vurdumduymaz hala bekar hayatı sürüyormuşcasına evdeki rahat tavırları hala devam ediyordu. uyardım. kavga ettik. biraz geçer gbi oldu. sonra ben başka bir işe geçiş yaptım. daha tatmin edici bir iş halen de devam ediyorum. eşim de 2 ay önce benim başladığım yere transfer oldu yani ikimizde aynı işte çalışmaya başladık. yani evdede beraber iştede. profosyonel insanlarız tamam ama sonuçta tanımadığın sadece iş arkadaşı olduğun biriyle olan işle ilgili bile olsa tartışman eşinle olan tartışman kadar koymaz insana. neyse onu da rayına oturtmaya çalışıyorum hala ki kendisine göre hava hep hoş hep ben kuruntu yapıyorum hep ben olayları büyütüyorum. neyse. dün akşam belki size komik gelcek ama yatmadan önce bi eşofmanı yatağın üstünde bi eşofmanı pufun üstünde duruyo. dedim ikisini giyemezsin birini kaldır. "istemiyorum" dedi. gel de çıldırma. ve bunu da 2 dakika önce banyoda yerleri ıslak bıraktığı için ben ayağım kayıp düşüp bileğimi incittikten sonra söylüyo. sonra bende açtım ağzımı yumdum gözümü ben senin hizmetçin değilim vs. şu ara cidden kafamdan çıkıp gitmek geliyo. ailemi çok özledim 2 ay oldu göremiyorum. evden çıkıp kafama neresi eserse gitmek istiyorum. bebek yapmak için çalışmalara da başladık. bi yandan bi bebeğim olsa o benim kurtarıcı meleğim olur herşeyim olur bütün derdimi sıkıntımı onunla unuturum diye düşünüyorum ama ya eşimle olan bu tatsızlıklar daha ileri boyuta giderse? bilmiyorum bunalımdayım. =(
yaklaşık 1 sene 1 ay kadar önce evlenip başka bir şehre taşındım. üniversite için bile ailemin yanından ayrılmayan ben aşkın peşinden tüm yaşamımı ailemi kariyerimi arkadaşlarımı bırakıp bambaşka hayatımda gitmediğim görmediğim eşimin ailesi dışında hiç kimseyi tanımadığım bir şehre taşındım. eşime çok aşıktım gözüm kararmıştı. yanlış anlaşılmasın aileminde onayıyla düğün dernekle güle oynaya gelin oldum. ama evlilik dışardan bakıldığı kadar güzel bir peri masalı değilmiş. ilk üç ayımız çok fırtınalı geçti ben ailemi özledikçe özledim arkadaşlarımı özledim yaşıtım olarak konuşabildiğim tek insan eşim o da bir yere kadar. kendi şehrimde çalıştığım statüye göre karşılaştırdığınızda asla çalışmam dediğim bir maaş ve statüde bi yerde işe girdim. ve sırf evde oturmamak için. ağır gelmedimi çok ağır geldi. katlandım. tanımadığım bilmediğim bir şehirde bir başıma evde kafayı yemektense öyle ya da böyle çalışmak daha mantıklı geldi. 6. ayımız itibariyle evliliğimiz oturmaya başladı gibi çocuksu kavgalarımız en azından bitmişti ama eşimin vurdumduymaz hala bekar hayatı sürüyormuşcasına evdeki rahat tavırları hala devam ediyordu. uyardım. kavga ettik. biraz geçer gbi oldu. sonra ben başka bir işe geçiş yaptım. daha tatmin edici bir iş halen de devam ediyorum. eşim de 2 ay önce benim başladığım yere transfer oldu yani ikimizde aynı işte çalışmaya başladık. yani evdede beraber iştede. profosyonel insanlarız tamam ama sonuçta tanımadığın sadece iş arkadaşı olduğun biriyle olan işle ilgili bile olsa tartışman eşinle olan tartışman kadar koymaz insana. neyse onu da rayına oturtmaya çalışıyorum hala ki kendisine göre hava hep hoş hep ben kuruntu yapıyorum hep ben olayları büyütüyorum. neyse. dün akşam belki size komik gelcek ama yatmadan önce bi eşofmanı yatağın üstünde bi eşofmanı pufun üstünde duruyo. dedim ikisini giyemezsin birini kaldır. "istemiyorum" dedi. gel de çıldırma. ve bunu da 2 dakika önce banyoda yerleri ıslak bıraktığı için ben ayağım kayıp düşüp bileğimi incittikten sonra söylüyo. sonra bende açtım ağzımı yumdum gözümü ben senin hizmetçin değilim vs. şu ara cidden kafamdan çıkıp gitmek geliyo. ailemi çok özledim 2 ay oldu göremiyorum. evden çıkıp kafama neresi eserse gitmek istiyorum. bebek yapmak için çalışmalara da başladık. bi yandan bi bebeğim olsa o benim kurtarıcı meleğim olur herşeyim olur bütün derdimi sıkıntımı onunla unuturum diye düşünüyorum ama ya eşimle olan bu tatsızlıklar daha ileri boyuta giderse? bilmiyorum bunalımdayım. =(
Sorun esofmanini kaldirmamasi ve banyoyu islak birakmasi mi sadece? Buyutulecek pek bir sey gormedim ben. Baska sorunlar varsa bilemem. Aciklayici yazmamissin.
keşke gidebilsem o kadar güzel olur ki kafam da rahatlar hasretimde diner en azından kendimi evime işime daha rahat verebilrim ama imkanım yok şu ara =(Ciddi bir probleminiz yok belli ki klasik karı koca kavgaları ..
Zaman geçtikçe daha da oturur ilişkiniz ..
Uzakta olmak değişik ortam sizi bunaltmış haklı olarak ..
İmkan varsa ailenizin yanına kısa bir ziyaret ya da onların size gelmesi iyi gelecektir .
27 yaşındayım o da 30. yani çocuk değiliz farkındayım, çocukça kaprislerle gerçek sorunları birbirinden ayırbilcek yaştayım. sorun sadece eşofmanı ya da banyoyu ıslak bırakması değil. bu sadece dün denk gelen bir örnekti. genel olarak tazmanya canavarı gibi dağıtan bir koca çocuğun arkasından toparlamaya çalışan kadın ben oluyorum. kaldı ki senelerce bekar tek başına yaşamış bir adam ev nasıl tutulmalı bilmesi gereken biri bazen naza bazen de tembelliğe vurarak bile bile yapıyor olması beni sinirlendiriyo. bir susar insan iki susar ama bazı şeyler üstüste geldiğinde bir bardaktan damlayan suyun bıraktığı leke yüzünden kavga eder insan. benim anlatmaya çalıştığım da bu.eşinizde haklı değil sizde
kaç yaşındasınız?
sevdiğiniz adamla güle oynaya evlenmişsiniz işte nerde şükür*??
aşık değil misiniz nasıl aşk bu eşortmanı batıyor gözünüze??
neden sevgiyi bu kadar çabuk harcayıp tüketiyorsunuz evliliğin sorumluluğu bu yeni şehir yeni aile herkes yaşıyor bu sorunları
biraz güçlü durun hayata karşı işiniz eşiniz sağlığınız hepsi tam
bütün erkeklerin elinde temizlik bezi etrafta dolaşmadığını biliyorum ama en azından liseli çocuk gibi kıyafetlerini yerde bırakıp ayaklarını uzatıp televizyon izlediklerini de düşünmüyorum. aşk sevgi saygı çok farklı şeyler ama karşı taraf sadece sevip aşığım deyip saygı sınırlarını zorlarsa en ufak olaydan kavga çıkmaya başlar ben buna inanıyorum ki evde iki kişilik hayat yaşıyorsak o da bana yardımcı olmak zorunda kalksın ütü yapsın çamaşır yıkasın demiyorum ama ufak bile olsa bu tarz kıyafetini kaldırsın boşalan sürahiyi beni beklemeden kendisi doldursun vs böyle ufak şeyler yapsa fena mı olur yani sizin kocanız bunları yapmıyor mu? ya da sizin eşiniz de benim eşim gibi ve siz bu olanları tamam deyip kabullendiniz mi? ben abartıyorsam bilmek isterim karşı savunmaya geçmiş değilim yanlış anlamayın sadece kendimi ifade etmeye çalışıyorumevet yaaa bütün erkekler özellikle evlileri banyoyu paspaslayıp kıyafetlerini yerlerine koyuyorlar.ne kadar çocukça düşünceler bunlar.bence siz eşinize aşık değilmişsiniz.bu kadar sürede bu hale gelinmez.bir daha banyoda terlik kullanın
sabrın sonu selamet, kendim ettim kendim buldum misali peri masalı olmasa da tatlı bir hikayeye çevirmeye çalış diyorsun =)böyle ufak şeyler yüzünden tartışmayın.
gerçi bu sizin içinde bulunduğunuz sıkıntıdan kaynaklanıyor.
evlenirken bunları biliyordunuz yani biraz sabırlı olmaya çalışın.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?