bu benim 10 yillik mottom
paramin yuzde otuzunu (bazen daha az bazen daha cok) dövize altina falan ayiririm.
ha zengin oldum mu? olmadim:)) genelde donemsel islerde / proje bazli islerde falan calisiyorum, o yuzden issiz kaldigim bir surec oluyor. paramin bir kismini o donemde eritiyorum. ozellikle calismiyorsam hazir vaktim cok diye bol bol geziyorum (son 8 yilda 30a yakin ulke, son 15 yilda trde 50ye yakin sehir gezdim coguna tek basima)
ama yine de kenarda kosede bugun dunya turuna ciksam ilk sene idare edecek kadar param var (bu parayla iyi bir araba alamam ama yine de guvence iste).
yuzde onunu iyilige harcamiyorum:) her iki ayda bir 15 kg kedi mamasi aliyorum, bizim sokaktakilerin günlük beslenmesi icin. yuklu miktarda doviz vs aldiysam bereketlensin diye guvendigim bir dernege makul bir miktar gönderiyorum (
neseli gunler dernegi). zaten kendim gönüllü olarak cok yerde calistigim icin bana yeterli geliyor.
less is more felsefesine de inaniyorum. ne kadar cok esya o kadar esyanin kölesi olmak bence. mesela ben cocukken annem cok kaliteli bir ithal magazadan yemek takimi almisti. aklimiz cikardi bir tabak kirilacak da takim bozulacak diye:)) oysa simdi kullandigimiz kahvalti takimi keramikadan, tatli ama uygun bir sey. kirildi mi? "canin sagolsun bir tane benim icin kir" modundayiz:))
ya da cok kaliteli telefonu olanlarin bir caldirma panigi olur. bende hic yok mesela. kim ne yapsin benim telefonumu:) bir kere parkta bankta unutmuşum, farkedince döndüm buldum koydugum yerde:)))
4,5 sene once telefon alacakken is arkadaslarimin neredeyse hepsi 10-12 bin liralık iphone almisti. o dönem daha uyguna getiren biri vardi tanidik. ben 1400 liraya xiaomi almistim. tasarruf ettigim parayla da kendimi mutlu etmek icin balkanlara bilet aldim. sonra pandemi cikti biletim yandi, ben de doviz yapip kenara ayırdım, pandemiden sonra gittim:) hatta bu butceden ayirdigim para bitmedi sonra baska iki bolgeye daha gittim:)
aradan 4-5 sene gecti, en guzelini alanlarinki de bozuldu benimki de bozuldu:)
- tabii herkesin hayattaki onceligi farklidir. kimi icin guzel fotoğraflar cekip biriktirmek onemlidir, kimi en cok vakit gecirdigi sey olan telefonundan tam memnuniyet bekler. ben alo desin yeter modunda oldugum icin bundan tasarruf etmeyi seçtim-
simdi de sevgilimle ev yerlestirme dönemindeyiz. bir sure sonra ben de taşınacagim o eve. beyaz esyalarimizi guzel bir markanin ikinci elinden sectik. geze geze en uygun icimize sinecek bir seyler ariyoruz. aslinda istesek evi boydan asagi sifir ve markalarla doseriz, euro biriktirip geldi. ama neden yani, neden 6ya halledecegimiz seye 32 verelim ki? tasarruf ettigimiz parayla da asyaya, güney amerikaya falan gitmeyi planliyoruz.
bana dogrusu bu gibi geliyor.
tabii gücü ve hevesi olan herseyin en guzelini, en kalitelisini yapsin ama maddi gücü olmayan insanlarin her seyin en kalitelisini almak icin gelmediği, gormedigi, doya doya yiyip icemedigi kalitesiz bir hayat yasamalari bana sacma geliyor.
benim less is more anlayisim da bu:)