çok uzunca iç dökme, her şeyden biraz

z1d

Üye
Kayıtlı Üye
2 Temmuz 2022
71
-5
2022 yılında öğretmenlikten mezun oldum ilk sene sınava neredeyse hiç çalışmadım bahanelerim vardı pandemiden çıkmıştım, bunalmıştım, üni hayatının tadına varamamıştım şimdi tadına varmalıydım sonraki yıl nasıl olsa çalışır kazanırdım.. öyle olmadı sonraki yıl kısmi part işe girmiş olmama rağmen bir türlü ders çalışamadım mental olarak boşluktaydım ve kafamı bir türlü toparlayamıyordum öyle büyük dertlerimde yoktu halbuki kendi içimde savruluyordum hep her şeye bahanem vardı, hayata karşı korku, kaygı, isteksizlik ve umutsuzluk doluydum. ne kadar çalışırsam çalışayım atanamayacak hissi vardı içimde zaten gerçekten de istiyor muydum atanmayı onu da bilemez durumdaydım çünkü saçma sapan kaygılarım başlamıştı bu mesleği hakkıyla yapabilecek biri miydim, ömür boyu çalışmak isteyecek biri miydim..bir süre sonra işten dolayı çalışamıyorum diye bahane üretip tamamen sınava odaklanmak için sınava son 3-4 ay kala çıktım bu sefer iyice kötü bir mentale evrildim. hayatımın hiçbir döneminde sürekli dışarı çıkan, arkadaşları olan biri olmadım ama o yıl tamamen her şeyden kopmuştum ve artık dışarı çıkmak korkutucuydu buna ne zaman mecbur kalsam öfkeyle, gerginlikle doluyor söverek dışarı çıkıyor bazen de ağlıyordum. yeni bir ortama girmek benim için dünyanın sonu gibiydi. bu dönem kişisel ihtiyaçlarım bile yük geliyordu kendimi dünyanın en çirkin insanı hissediyordum ve ne yaparsam yapayım bu değişmeyeceği için tüm her şeye ne gerek vardı diyordum. ölmek istiyordum çünkü hayatta hiçbir işe yaramayan parazit birine dönmüştüm. ailemin de beklentilerini karşılayamıyor ve karşılayamacak olmaktan utanç duyuyordum bu nedenle onlardan maddi bir şey istemek zoruma gidiyordu. sonra bu böyle gitmeyecek diye düşünüp belediyenin psikologundan randevu almaya karar verdim (özel bir terapi almaya maddi durumum el vermiyordu), defalarca alıp iptal ettim ona bile isteğim yoktu ne işe yarayacak diye düşünüyordum ama bir gün artık canıma tak etti ve terapiye gittim. hüngür hüngür ağladığım bir seans sonrası 4-5 seans daha terapiye devam ettim. faydasını görmüştüm ve bunu görmek şevkimi arttırmıştı. son seansım öabt dönemine denk geldi sınavın ilk ayağı beklentimden iyi gelince belki bir umut diye tamamen kendimi derse vermek istedim ve seansımı sınav sonrasına ertelemek istedim. bana terapistimin geri dönüş yapacağı söylenmişti ama yapmadı ve ben de o dönem bir süre bunu bekledim sonra aramadı, aramayışına gereksiz bir içerledim ve terapiye gitmeyi bıraktım zaten en fazla 9 seans gidebiliyormuşum benim gidecek 3-4 aralıklı seansım kalmıştı. her neyse, daha sonra terapi sürecinde farkındalık kazandığım bazı şeyleri kendim halletmeye karar verdim ve işe de yaradı. eskiye göre kendimi daha iyi hissediyor, toparlıyordum. bu bir fırsat dedim 2024 yılı benim yılım olacaktı çok iyi bir alt yapım olmadığı için Eylülden itibaren kpss çalışmaya başladım ancak benim ciddi dikkat dağınıklığım vardı yani bana terapistim bunun teşhisinin psikiyatri yapabileceğini oraya gitmem gerektiğini söylemişti yüksek bir ihtimal şüphemin doğru çıkabileceğini söylemişti ama ben ilaç kullanmaya mesafeliydim kendim halledebilirim diye düşünüp gitmedim yani dikkat dağınıklığı profesyonel bir teşhis değil ama şöyle söyleyeyim ilk ders çalışmaya başladığımda 15dk masada oturmak bile çok zordu ve ağlaya ağlaya oturuyordum. zaten tuhaftır ki ders çalışmaktan midem bulanıyordu. o aşırı ders çalışmadığım dönemlerde dahi düzenli olmasa da sürekli ders çalışmaya çalıştığım ve başarı gösteremediğim icin tiksinmiştim. her neyse bu süre zamanla arttı. kendim için iyi bir yol katetmiştim. o dönem ne yazık ki gönül işleriyle alakalı bazı şeylerle kafamı kurcaladığım oldu cok ciddi şeyler değildi ama inanın ki eskiden olsa bu durumlar beni her şeyden alıkoyardı ama eskiye nazaran bana etki etmesini ciddi miktarda azaltmıştım ve derslerime çalışıyordum sonra zaten bu defterleri kapattım. ramazana kadar kendime göre cok iyi bir dönem geçirdim 4-6 nadiren de 8 saatleri buluyordum. ama ramazanda dağıldım, düzenim alt üst oldu ve o dönem şimdiki sevgilimle tanıştım tanışmamızda kpss vesilesiyle oldu ve ondan derslerimden dolayı kaçmaya çalışıyordum şimdi zamanı değildi. ama gönül işte söz dinletmek kolay değil en azından kendi adıma çünkü size uymayabilir fakat iyi bir aile kurmak benim bu hayatta en çok umduğum şeylerden biri o yüzden aradığım insanı bulma ihtimalim varsa orada bir dururum. öyle de oldu, bu defterleri kapattığımı düşündüğüm dönemde sevgilimle tanıştım ve ne kadar kaçmak istesem de benim için doğru insanı bulduğuma inandım. derslerime etki etmemesi için uğraş gösterdim ama uzaktaydık, ramazandı ve ben kendimi leyla hissetmeye başladığım bir döneme girdim ve irademin kontrolünü ilk döneme nazaran kaybettim. hiçbir zaman tamamen çalışmayı bırakmadım ama ilk dönem kadarda sıkı çalışamadığım bir dönem geçirdim. sonuç ise bu yılda atanamadım. üstelik aldığım puandan da memnun değilim. ilk yıl 13 ikinci yıl 7 bu yıl da 5bin küsürlerde sıralama yaptım. atanmamın garanti olması içinse ilk 500e girmem şart. bu durum beni baya bir sarstı haliyle, bir yıl boyunca kendimce emek ettim bilemiyorum belki daha iyisi olabilirdi çünkü her zaman daha iyisi olabilir muhakkak ama bundan daha iyi bir sonucu hak ettiğime inanıyorum çünkü elimden geldiğince eski halime göre kendimi toparlamıştım:KK43: en azından mülakata girebilmeliydim. zaten ben sınavdan çıkınca kendi kontrol ettiğim yanıtlarla optiğim arasında çok fark görüp inanamadım ilk 2 sene motamot kontrolüm doğru çıkardı en fazla 1-2 soruyu yanlış hatırlıyor olurdum ama bu yıl gkgy için 3 soru öabt için 4 sorumun optikteki görünümünden şüpheliyim açıkçası çünkü insan hangi soruyu boş bıraktı bilmez mi?? boş bıraktığım doğru/yanlış işaretli boş bırakmadığımı düşündüğüm soru boş bırakılmış görünüyordu. fakat ösymye herhangi bir itirazda bulunmayı düşünmedim çünkü bulunsam da zaten atanmam için yeterli olmayacaktı. her neyse şimdi bulunduğum noktada işsizim, mutsuzum, kendimi yük ve işe yaramaz hissediyorum. başladığım noktaya dönmüş gibiyim, yine eve kapandım, yeni bir şeylere başlamak gözümde korkunçlaşmaya başladı, cesaretsizleştim. birilerine yük olarak, hayata atılmaya çalışıp birilerini parazitliğimle, mutsuzluğumla mağdur edeceğim bir ihtimalle yaşamaktansa yaşamamayı yeğliyor, bunu diliyorum her gün. git çalış bir yerde diyeceksiniz haklısınız ama sınav açıklandığından beridir işkurdan, eleman ve kariyernetten başvurmadığım yer kalmadı, ücretliden de dönüş olmadı. sadece 3 yerden dönüş aldım 2si evime çok uzak kaldı gidip gelmeme değmeyecekti asgari ücretle, birini kabul ettim abiyecide satış yapacaktım ilk hafta deneme dediler sigorta yapmayız para vermeyiz dendi kabul ettim yine de yeter ki çalışayım dedim aileminde haklı olarak baskıları vardı çünkü insanlar boş durmadığımı görsün istedim, ben de en azından ihtiyaçlarıma para çıkarayım dedim çünkü bu durumda inanın ailemden bir kıyafet parası istemek bile zor geliyor zaten isteyince de dışarı çıkmıyorsun ki ne gerek var oluyor, haklılar hiçbir sey diyemiyorum.. neyse 3 gün her şey iyiydi çalıştım ama sorduğum hiçbir konuda da kimseden yanıt alamıyordum yani misal prim var dendi prim ortalama ne kadar diyorum patrona çalışanlar bilgilendirir diyor onlara soruyorum maaş sorulmaz deniyor daha başka şeyler de böyle bu sadece örnekti her şey belirsizdi anlayacağınız ve gün sonunda bana tuvalet temizliği yapılacağı söylendi belki beni kınarsınız ama zoruma gitti o an onca yıl bunun için mi okudum diye düşündüm okumasaydım da bu noktada hatta belki daha iyi yerlede olurdum dedim zaten başlangıçta da bana böyle bir şey denmemişti ben kendi aile evimde bile mecbur kalmadıkça banyo temizliğini yapmıyorken dışarıda yapacak olmak zor geldi ve çıktım 3 günüm 0 lira ile öylesine gitti. sonra geçenlerde ücretli için arandım o kadar mutlu oldum ki anlatamam ama yine de içime tonla kaygı, korku girdi ya beceremezsem, şikayet alırsam, nasıl ders anlatacağım, çocuklara yetebilecek miyim diye kendimi yedim görüşme öncesi krize girdim desem yeridir gözlerim doluyor, ayaklarım titriyordu. ama kendine gel dedim ne olursa olsun gideceksin, deneyeceksin nereye kadar kaçabilirdim. öyle yaptım gittim görüştüm bana yarın haber veririz size çok insanla görüştük vs dendi. yarın oldu haber gelmedi. ertesi gün oldu gelmedi. sonraki gün (okulun ilk günü) kahvaltıda bir mesaj "ücretli için gereken evraklar..." diye başlayan sevindim kahvaltımı yapıp hemen evrakları ayarladım okula gittim. ne mi oldu dersiniz? bana mesaj atanlar beni tanımadı, mesaj atacakları kişi ben değilmişim, yanlışlık olmuş gitmeden evvel keşke arasaymışım ve tavrı görmeliydiniz bana salakmışım gibi davranıldı yanımda kuzenim vardı hani ben mi abartıyorum diye düşünüyordum ama o da aynı fikirdeydi çok utandım, yerin dibine girdim o tavır karşısında. siz yanıt vermediniz mi demeyin elbette cevap verdim, haber veririz dediğiniz için haber verdiniz sandım direkt yüzyüze görüşürüz diye düşündüğüm için aramadım dedim. zaten kendilerinin araması gerekmez miydi böylece yanlışlık olduğunu da ben oraya gitmeden önce anlamış olurlardı. her neyse eline şeker verilmişte geri alınmış çocuk gibi kaldım ortada. annemi görmeliydiniz sanki atanmışım gibi sevinmişti böyle olunca içim gitti. iyice şevkim kırıldı her şeye karşı nasibim yoktur belki diye düşünmeye başladım. bazı insanlar çok şanslı bunu kıskandığım için değil imrendiğim için söylüyorum gıpta ile bakıyorum. bir arkadaşım var misal hemen atanamadı evet ama işleri hep istediği gibi gitti bu yıl ise 1360lı sıralamadan mülakata girip 732ye mi ne yükselip atandı, üni son sınıfta o mekan bu mekan gezdiğini instada gördüğüm kişiler ilk yıl atandı, eski oda arkadaşım üni okumak istemiyordu babası zorla okutuyordu ilk yılında derece yapıp atandı üstelik bana dediği sadece son 3 ay bir iki kitaptan ve konu seçerek çalıştığıydı zaten zeki bir kızdı okuduğunu hemen kavrardı ama Allahın gücüne gitmesin bazen haksızlıkmıs gibi geliyor benim hayalimdi öğretmenlik bu yıl da en az o arkadaş kadar çalıştım ama şimdi geldiğim noktada her şeyden iğrenmiş vaziyette ve atanmanın imkansızlaştığına inandığım, okuduğunu 9494 kere okuyunca anca anladığım bir noktadayım. şimdi sınav sistemi de değişti iyice her şey belirsiz ve tekrar hazırlanmaya gücüm yeter mi bilmiyorum, tekrar kitap masrafı vs gerek ailemden isteyecek yüzüm yok, zaten bir iş yerine kabul edilsem sınavı birlikte yürütebilir miyim bilmiyorum çünkü tezgâhtarlık vs gibi işlerin şartlarını biliyorsunuz tüm günüm gidecektir başka yerlerde almıyor veya tecrübe arıyor, simdi katiplik sınavını bekliyorum ama oradan da umudum yok onca insan giriyor bana mı sıra gelir diye düşünüyorum, torpilim de yok çünkü. yani baya bir sıkışmış haldeyim. sevgilim evlenelim istiyor, evlenince bu konuda benim için bir son olmayacağını ben istediğim sürece kpss konusunda destek çıkacağını söylüyor istemezsem de bunun baskısını şimdiki gibi üzerimde hissettirmeyeceğini çalışıp çalışmamamın onun için önemi olmadığını söylüyor. ablam elime işimi almadan asla böyle bir adım atmamamı pişman olacağımı söylüyor ve beni daha çocuk görüyor evliliği kaldırabileceğimi düşünmüyor (ev işlerindeki hamaratsızlığımdan ve cok el bebek gül bebek büyümüş olmamdan dolayı bunların hepsinden sevgilime bahsetmiş durumdayım). açıkçası ben de evlenmek istiyorum (24 yaşındayım sevgilim 30), hayatımın güzel zamanlarını atanmayı bekleyerek, iş bulmayı bekleyerek ertelemek istemiyorum ama bir yanım da mağdur kadınları görünce korkuyor ve ablama hak veriyorum. sakın beni evliliği kaçış gören biri olarak düşünmeyin, ben aile evimde maddi değil fakat harici oldukça rahat yaşıyorum evlenince sorumluluklarımın artacağını şimdiki kadar rahat olamayacağımı farkındayım ama bazen diyorum ki benim artık sorumluluk almam gerek belki de tüm bu sıkıntılarımın, kendimi ot gibi hissetmemin sebebi bu kadar rahat olmamdır hatta belki kendimi yırtarak ders çalışamıyor oluşumun nedeni de budur bilmiyorum ki. sevgilimi seviyorum, onun doğru insan olduğuna inanıyorum birlikte çıkabilecek tüm sorunların üstesinden gelebilirmişiz gibi hissediyorum bu yüzden neden bu durumu erteleyeyim ki diyorum nisanda 1 seneyi dolduracağız. ama çok kararsızım, hangi yolu seçersem seçeyim içimdeki huzursuzluk, korku geçmeyecek gibi geliyor. bugün öğretmenler günü, öğretmen bile olmayanların ücretli ile öğrencileriyle buluştuğu bugünde ben evimde ağlayarak bunları yazıp o insanları şanslı görüyor, gıpta ile bakıyorum, evlenip yuvasını düzenini kurmuş insan görünce özeniyorum kolay değil biliyorum ama en azından bir hayat yaşıyorlar diyorum, ben artık hayat yaşadığıma inanmıyorum, ecelimin geleceği gün için gün dolduruyorum resmen. hobi edineyim onu bunu yapayım diyorum ya maddi ya da mental olarak kendime ket vuruyorum. bu dönemden nasıl kurtulabilirim kafayı yiyecek gibi hissediyorum, neyi yanlış yapıp düşünüyorum?
 
Başladınız hiçbir işi tam bitirmemişsiniz hiçbir şeye kendinizi vermemişsiniz kaygılarınız sürekli sizi durdurmuş terapiyi bırakmanız yanlış olmuş evlilik için yasınız çok küçük ne çalışma tecrübeniz var ne bir şey.
 
ablam elime işimi almadan asla böyle bir adım atmamamı pişman olacağımı söylüyor ve beni daha çocuk görüyor evliliği kaldırabileceğimi düşünmüyor (ev işlerindeki hamaratsızlığımdan ve cok el bebek gül bebek büyümüş olmamdan dolayı bunların hepsinden sevgilime bahsetmiş durumdayım). açıkçası ben de evlenmek istiyorum (

Gerçekten ablan haklı. Mızmız çocuk gibisin. Ne evliliği? Ne bir uğraşın kendi başına yaptığın bir şey yok. öğretmenlik değil başka bir uğraş öğrenip onu yapabilirsin. Paran yok birikimin yok ne evliliği. Ailene sırtını dayayıp yarın evlenip kocana sırtını dayamak istiyorsun. 24 yaşında koştur koştur ne evlilik hevesi.
 
Gerçekten ablan haklı. Mızmız çocuk gibisin. Ne evliliği? Ne bir uğraşın kendi başına yaptığın bir şey yok. öğretmenlik değil başka bir uğraş öğrenip onu yapabilirsin. Paran yok birikimin yok ne evliliği. Ailene sırtını dayayıp yarın evlenip kocana sırtını dayamak istiyorsun. 24 yaşında koştur koştur ne evlilik hevesi.
ben de bundan şikayetçiyim zaten farkındaysanız, ne yapacağımı bilememek ve hicbir yola adım atamıyor olmaktan?
 
Ben öğretmenlik mezunuyum 500 bin kişi sınava giriyor 20 bin tanesi atanıyor hep atananlara odaklanma çoğumuz aynı durumdayız maalesef .
Sorunlarını küçümsemek istemem ama o sorunları yaşamayan bir kişi bile tanımıyorum .Ve o sorunların üstesinden gelmek istiyorsan psikolog zaten yardımcı olamazdı. Bir sosyolog daha çok yardımcı olabilirdi veya iyi insan okuyan hayat tecrübesi olan birine denk gelsen ve sana birkaç tüyo verse... ve sen birkaç şeyi düzeltsen iyi olurdu. Tavsiyem doğan cüceloğlundan savaşcı kitabını okuman. özellikle carloslu sahneleri
 
2022 yılında öğretmenlikten mezun oldum ilk sene sınava neredeyse hiç çalışmadım bahanelerim vardı pandemiden çıkmıştım, bunalmıştım, üni hayatının tadına varamamıştım şimdi tadına varmalıydım sonraki yıl nasıl olsa çalışır kazanırdım.. öyle olmadı sonraki yıl kısmi part işe girmiş olmama rağmen bir türlü ders çalışamadım mental olarak boşluktaydım ve kafamı bir türlü toparlayamıyordum öyle büyük dertlerimde yoktu halbuki kendi içimde savruluyordum hep her şeye bahanem vardı, hayata karşı korku, kaygı, isteksizlik ve umutsuzluk doluydum. ne kadar çalışırsam çalışayım atanamayacak hissi vardı içimde zaten gerçekten de istiyor muydum atanmayı onu da bilemez durumdaydım çünkü saçma sapan kaygılarım başlamıştı bu mesleği hakkıyla yapabilecek biri miydim, ömür boyu çalışmak isteyecek biri miydim..bir süre sonra işten dolayı çalışamıyorum diye bahane üretip tamamen sınava odaklanmak için sınava son 3-4 ay kala çıktım bu sefer iyice kötü bir mentale evrildim. hayatımın hiçbir döneminde sürekli dışarı çıkan, arkadaşları olan biri olmadım ama o yıl tamamen her şeyden kopmuştum ve artık dışarı çıkmak korkutucuydu buna ne zaman mecbur kalsam öfkeyle, gerginlikle doluyor söverek dışarı çıkıyor bazen de ağlıyordum. yeni bir ortama girmek benim için dünyanın sonu gibiydi. bu dönem kişisel ihtiyaçlarım bile yük geliyordu kendimi dünyanın en çirkin insanı hissediyordum ve ne yaparsam yapayım bu değişmeyeceği için tüm her şeye ne gerek vardı diyordum. ölmek istiyordum çünkü hayatta hiçbir işe yaramayan parazit birine dönmüştüm. ailemin de beklentilerini karşılayamıyor ve karşılayamacak olmaktan utanç duyuyordum bu nedenle onlardan maddi bir şey istemek zoruma gidiyordu. sonra bu böyle gitmeyecek diye düşünüp belediyenin psikologundan randevu almaya karar verdim (özel bir terapi almaya maddi durumum el vermiyordu), defalarca alıp iptal ettim ona bile isteğim yoktu ne işe yarayacak diye düşünüyordum ama bir gün artık canıma tak etti ve terapiye gittim. hüngür hüngür ağladığım bir seans sonrası 4-5 seans daha terapiye devam ettim. faydasını görmüştüm ve bunu görmek şevkimi arttırmıştı. son seansım öabt dönemine denk geldi sınavın ilk ayağı beklentimden iyi gelince belki bir umut diye tamamen kendimi derse vermek istedim ve seansımı sınav sonrasına ertelemek istedim. bana terapistimin geri dönüş yapacağı söylenmişti ama yapmadı ve ben de o dönem bir süre bunu bekledim sonra aramadı, aramayışına gereksiz bir içerledim ve terapiye gitmeyi bıraktım zaten en fazla 9 seans gidebiliyormuşum benim gidecek 3-4 aralıklı seansım kalmıştı. her neyse, daha sonra terapi sürecinde farkındalık kazandığım bazı şeyleri kendim halletmeye karar verdim ve işe de yaradı. eskiye göre kendimi daha iyi hissediyor, toparlıyordum. bu bir fırsat dedim 2024 yılı benim yılım olacaktı çok iyi bir alt yapım olmadığı için Eylülden itibaren kpss çalışmaya başladım ancak benim ciddi dikkat dağınıklığım vardı yani bana terapistim bunun teşhisinin psikiyatri yapabileceğini oraya gitmem gerektiğini söylemişti yüksek bir ihtimal şüphemin doğru çıkabileceğini söylemişti ama ben ilaç kullanmaya mesafeliydim kendim halledebilirim diye düşünüp gitmedim yani dikkat dağınıklığı profesyonel bir teşhis değil ama şöyle söyleyeyim ilk ders çalışmaya başladığımda 15dk masada oturmak bile çok zordu ve ağlaya ağlaya oturuyordum. zaten tuhaftır ki ders çalışmaktan midem bulanıyordu. o aşırı ders çalışmadığım dönemlerde dahi düzenli olmasa da sürekli ders çalışmaya çalıştığım ve başarı gösteremediğim icin tiksinmiştim. her neyse bu süre zamanla arttı. kendim için iyi bir yol katetmiştim. o dönem ne yazık ki gönül işleriyle alakalı bazı şeylerle kafamı kurcaladığım oldu cok ciddi şeyler değildi ama inanın ki eskiden olsa bu durumlar beni her şeyden alıkoyardı ama eskiye nazaran bana etki etmesini ciddi miktarda azaltmıştım ve derslerime çalışıyordum sonra zaten bu defterleri kapattım. ramazana kadar kendime göre cok iyi bir dönem geçirdim 4-6 nadiren de 8 saatleri buluyordum. ama ramazanda dağıldım, düzenim alt üst oldu ve o dönem şimdiki sevgilimle tanıştım tanışmamızda kpss vesilesiyle oldu ve ondan derslerimden dolayı kaçmaya çalışıyordum şimdi zamanı değildi. ama gönül işte söz dinletmek kolay değil en azından kendi adıma çünkü size uymayabilir fakat iyi bir aile kurmak benim bu hayatta en çok umduğum şeylerden biri o yüzden aradığım insanı bulma ihtimalim varsa orada bir dururum. öyle de oldu, bu defterleri kapattığımı düşündüğüm dönemde sevgilimle tanıştım ve ne kadar kaçmak istesem de benim için doğru insanı bulduğuma inandım. derslerime etki etmemesi için uğraş gösterdim ama uzaktaydık, ramazandı ve ben kendimi leyla hissetmeye başladığım bir döneme girdim ve irademin kontrolünü ilk döneme nazaran kaybettim. hiçbir zaman tamamen çalışmayı bırakmadım ama ilk dönem kadarda sıkı çalışamadığım bir dönem geçirdim. sonuç ise bu yılda atanamadım. üstelik aldığım puandan da memnun değilim. ilk yıl 13 ikinci yıl 7 bu yıl da 5bin küsürlerde sıralama yaptım. atanmamın garanti olması içinse ilk 500e girmem şart. bu durum beni baya bir sarstı haliyle, bir yıl boyunca kendimce emek ettim bilemiyorum belki daha iyisi olabilirdi çünkü her zaman daha iyisi olabilir muhakkak ama bundan daha iyi bir sonucu hak ettiğime inanıyorum çünkü elimden geldiğince eski halime göre kendimi toparlamıştım:KK43: en azından mülakata girebilmeliydim. zaten ben sınavdan çıkınca kendi kontrol ettiğim yanıtlarla optiğim arasında çok fark görüp inanamadım ilk 2 sene motamot kontrolüm doğru çıkardı en fazla 1-2 soruyu yanlış hatırlıyor olurdum ama bu yıl gkgy için 3 soru öabt için 4 sorumun optikteki görünümünden şüpheliyim açıkçası çünkü insan hangi soruyu boş bıraktı bilmez mi?? boş bıraktığım doğru/yanlış işaretli boş bırakmadığımı düşündüğüm soru boş bırakılmış görünüyordu. fakat ösymye herhangi bir itirazda bulunmayı düşünmedim çünkü bulunsam da zaten atanmam için yeterli olmayacaktı. her neyse şimdi bulunduğum noktada işsizim, mutsuzum, kendimi yük ve işe yaramaz hissediyorum. başladığım noktaya dönmüş gibiyim, yine eve kapandım, yeni bir şeylere başlamak gözümde korkunçlaşmaya başladı, cesaretsizleştim. birilerine yük olarak, hayata atılmaya çalışıp birilerini parazitliğimle, mutsuzluğumla mağdur edeceğim bir ihtimalle yaşamaktansa yaşamamayı yeğliyor, bunu diliyorum her gün. git çalış bir yerde diyeceksiniz haklısınız ama sınav açıklandığından beridir işkurdan, eleman ve kariyernetten başvurmadığım yer kalmadı, ücretliden de dönüş olmadı. sadece 3 yerden dönüş aldım 2si evime çok uzak kaldı gidip gelmeme değmeyecekti asgari ücretle, birini kabul ettim abiyecide satış yapacaktım ilk hafta deneme dediler sigorta yapmayız para vermeyiz dendi kabul ettim yine de yeter ki çalışayım dedim aileminde haklı olarak baskıları vardı çünkü insanlar boş durmadığımı görsün istedim, ben de en azından ihtiyaçlarıma para çıkarayım dedim çünkü bu durumda inanın ailemden bir kıyafet parası istemek bile zor geliyor zaten isteyince de dışarı çıkmıyorsun ki ne gerek var oluyor, haklılar hiçbir sey diyemiyorum.. neyse 3 gün her şey iyiydi çalıştım ama sorduğum hiçbir konuda da kimseden yanıt alamıyordum yani misal prim var dendi prim ortalama ne kadar diyorum patrona çalışanlar bilgilendirir diyor onlara soruyorum maaş sorulmaz deniyor daha başka şeyler de böyle bu sadece örnekti her şey belirsizdi anlayacağınız ve gün sonunda bana tuvalet temizliği yapılacağı söylendi belki beni kınarsınız ama zoruma gitti o an onca yıl bunun için mi okudum diye düşündüm okumasaydım da bu noktada hatta belki daha iyi yerlede olurdum dedim zaten başlangıçta da bana böyle bir şey denmemişti ben kendi aile evimde bile mecbur kalmadıkça banyo temizliğini yapmıyorken dışarıda yapacak olmak zor geldi ve çıktım 3 günüm 0 lira ile öylesine gitti. sonra geçenlerde ücretli için arandım o kadar mutlu oldum ki anlatamam ama yine de içime tonla kaygı, korku girdi ya beceremezsem, şikayet alırsam, nasıl ders anlatacağım, çocuklara yetebilecek miyim diye kendimi yedim görüşme öncesi krize girdim desem yeridir gözlerim doluyor, ayaklarım titriyordu. ama kendine gel dedim ne olursa olsun gideceksin, deneyeceksin nereye kadar kaçabilirdim. öyle yaptım gittim görüştüm bana yarın haber veririz size çok insanla görüştük vs dendi. yarın oldu haber gelmedi. ertesi gün oldu gelmedi. sonraki gün (okulun ilk günü) kahvaltıda bir mesaj "ücretli için gereken evraklar..." diye başlayan sevindim kahvaltımı yapıp hemen evrakları ayarladım okula gittim. ne mi oldu dersiniz? bana mesaj atanlar beni tanımadı, mesaj atacakları kişi ben değilmişim, yanlışlık olmuş gitmeden evvel keşke arasaymışım ve tavrı görmeliydiniz bana salakmışım gibi davranıldı yanımda kuzenim vardı hani ben mi abartıyorum diye düşünüyordum ama o da aynı fikirdeydi çok utandım, yerin dibine girdim o tavır karşısında. siz yanıt vermediniz mi demeyin elbette cevap verdim, haber veririz dediğiniz için haber verdiniz sandım direkt yüzyüze görüşürüz diye düşündüğüm için aramadım dedim. zaten kendilerinin araması gerekmez miydi böylece yanlışlık olduğunu da ben oraya gitmeden önce anlamış olurlardı. her neyse eline şeker verilmişte geri alınmış çocuk gibi kaldım ortada. annemi görmeliydiniz sanki atanmışım gibi sevinmişti böyle olunca içim gitti. iyice şevkim kırıldı her şeye karşı nasibim yoktur belki diye düşünmeye başladım. bazı insanlar çok şanslı bunu kıskandığım için değil imrendiğim için söylüyorum gıpta ile bakıyorum. bir arkadaşım var misal hemen atanamadı evet ama işleri hep istediği gibi gitti bu yıl ise 1360lı sıralamadan mülakata girip 732ye mi ne yükselip atandı, üni son sınıfta o mekan bu mekan gezdiğini instada gördüğüm kişiler ilk yıl atandı, eski oda arkadaşım üni okumak istemiyordu babası zorla okutuyordu ilk yılında derece yapıp atandı üstelik bana dediği sadece son 3 ay bir iki kitaptan ve konu seçerek çalıştığıydı zaten zeki bir kızdı okuduğunu hemen kavrardı ama Allahın gücüne gitmesin bazen haksızlıkmıs gibi geliyor benim hayalimdi öğretmenlik bu yıl da en az o arkadaş kadar çalıştım ama şimdi geldiğim noktada her şeyden iğrenmiş vaziyette ve atanmanın imkansızlaştığına inandığım, okuduğunu 9494 kere okuyunca anca anladığım bir noktadayım. şimdi sınav sistemi de değişti iyice her şey belirsiz ve tekrar hazırlanmaya gücüm yeter mi bilmiyorum, tekrar kitap masrafı vs gerek ailemden isteyecek yüzüm yok, zaten bir iş yerine kabul edilsem sınavı birlikte yürütebilir miyim bilmiyorum çünkü tezgâhtarlık vs gibi işlerin şartlarını biliyorsunuz tüm günüm gidecektir başka yerlerde almıyor veya tecrübe arıyor, simdi katiplik sınavını bekliyorum ama oradan da umudum yok onca insan giriyor bana mı sıra gelir diye düşünüyorum, torpilim de yok çünkü. yani baya bir sıkışmış haldeyim. sevgilim evlenelim istiyor, evlenince bu konuda benim için bir son olmayacağını ben istediğim sürece kpss konusunda destek çıkacağını söylüyor istemezsem de bunun baskısını şimdiki gibi üzerimde hissettirmeyeceğini çalışıp çalışmamamın onun için önemi olmadığını söylüyor. ablam elime işimi almadan asla böyle bir adım atmamamı pişman olacağımı söylüyor ve beni daha çocuk görüyor evliliği kaldırabileceğimi düşünmüyor (ev işlerindeki hamaratsızlığımdan ve cok el bebek gül bebek büyümüş olmamdan dolayı bunların hepsinden sevgilime bahsetmiş durumdayım). açıkçası ben de evlenmek istiyorum (24 yaşındayım sevgilim 30), hayatımın güzel zamanlarını atanmayı bekleyerek, iş bulmayı bekleyerek ertelemek istemiyorum ama bir yanım da mağdur kadınları görünce korkuyor ve ablama hak veriyorum. sakın beni evliliği kaçış gören biri olarak düşünmeyin, ben aile evimde maddi değil fakat harici oldukça rahat yaşıyorum evlenince sorumluluklarımın artacağını şimdiki kadar rahat olamayacağımı farkındayım ama bazen diyorum ki benim artık sorumluluk almam gerek belki de tüm bu sıkıntılarımın, kendimi ot gibi hissetmemin sebebi bu kadar rahat olmamdır hatta belki kendimi yırtarak ders çalışamıyor oluşumun nedeni de budur bilmiyorum ki. sevgilimi seviyorum, onun doğru insan olduğuna inanıyorum birlikte çıkabilecek tüm sorunların üstesinden gelebilirmişiz gibi hissediyorum bu yüzden neden bu durumu erteleyeyim ki diyorum nisanda 1 seneyi dolduracağız. ama çok kararsızım, hangi yolu seçersem seçeyim içimdeki huzursuzluk, korku geçmeyecek gibi geliyor. bugün öğretmenler günü, öğretmen bile olmayanların ücretli ile öğrencileriyle buluştuğu bugünde ben evimde ağlayarak bunları yazıp o insanları şanslı görüyor, gıpta ile bakıyorum, evlenip yuvasını düzenini kurmuş insan görünce özeniyorum kolay değil biliyorum ama en azından bir hayat yaşıyorlar diyorum, ben artık hayat yaşadığıma inanmıyorum, ecelimin geleceği gün için gün dolduruyorum resmen. hobi edineyim onu bunu yapayım diyorum ya maddi ya da mental olarak kendime ket vuruyorum. bu dönemden nasıl kurtulabilirim kafayı yiyecek gibi hissediyorum, neyi yanlış yapıp düşünüyorum?
Coooookkk uzun yazmışsın başta okumaya başladım sonunu getiremedim
 
Psikiyatriye gitmeden toparlanman zor gibi görünüyor. Hem hiçbir şeye odaklanamıyorum, her şeyden kaygılanıyorum demişsin, hem ilaç kullanmak istemiyorum kendim hallederim demişsin; sence sorunlarını kendin çözebilecek durumda mısın şu an?
 
2022 yılında öğretmenlikten mezun oldum ilk sene sınava neredeyse hiç çalışmadım bahanelerim vardı pandemiden çıkmıştım, bunalmıştım, üni hayatının tadına varamamıştım şimdi tadına varmalıydım sonraki yıl nasıl olsa çalışır kazanırdım.. öyle olmadı sonraki yıl kısmi part işe girmiş olmama rağmen bir türlü ders çalışamadım mental olarak boşluktaydım ve kafamı bir türlü toparlayamıyordum öyle büyük dertlerimde yoktu halbuki kendi içimde savruluyordum hep her şeye bahanem vardı, hayata karşı korku, kaygı, isteksizlik ve umutsuzluk doluydum. ne kadar çalışırsam çalışayım atanamayacak hissi vardı içimde zaten gerçekten de istiyor muydum atanmayı onu da bilemez durumdaydım çünkü saçma sapan kaygılarım başlamıştı bu mesleği hakkıyla yapabilecek biri miydim, ömür boyu çalışmak isteyecek biri miydim..bir süre sonra işten dolayı çalışamıyorum diye bahane üretip tamamen sınava odaklanmak için sınava son 3-4 ay kala çıktım bu sefer iyice kötü bir mentale evrildim. hayatımın hiçbir döneminde sürekli dışarı çıkan, arkadaşları olan biri olmadım ama o yıl tamamen her şeyden kopmuştum ve artık dışarı çıkmak korkutucuydu buna ne zaman mecbur kalsam öfkeyle, gerginlikle doluyor söverek dışarı çıkıyor bazen de ağlıyordum. yeni bir ortama girmek benim için dünyanın sonu gibiydi. bu dönem kişisel ihtiyaçlarım bile yük geliyordu kendimi dünyanın en çirkin insanı hissediyordum ve ne yaparsam yapayım bu değişmeyeceği için tüm her şeye ne gerek vardı diyordum. ölmek istiyordum çünkü hayatta hiçbir işe yaramayan parazit birine dönmüştüm. ailemin de beklentilerini karşılayamıyor ve karşılayamacak olmaktan utanç duyuyordum bu nedenle onlardan maddi bir şey istemek zoruma gidiyordu. sonra bu böyle gitmeyecek diye düşünüp belediyenin psikologundan randevu almaya karar verdim (özel bir terapi almaya maddi durumum el vermiyordu), defalarca alıp iptal ettim ona bile isteğim yoktu ne işe yarayacak diye düşünüyordum ama bir gün artık canıma tak etti ve terapiye gittim. hüngür hüngür ağladığım bir seans sonrası 4-5 seans daha terapiye devam ettim. faydasını görmüştüm ve bunu görmek şevkimi arttırmıştı. son seansım öabt dönemine denk geldi sınavın ilk ayağı beklentimden iyi gelince belki bir umut diye tamamen kendimi derse vermek istedim ve seansımı sınav sonrasına ertelemek istedim. bana terapistimin geri dönüş yapacağı söylenmişti ama yapmadı ve ben de o dönem bir süre bunu bekledim sonra aramadı, aramayışına gereksiz bir içerledim ve terapiye gitmeyi bıraktım zaten en fazla 9 seans gidebiliyormuşum benim gidecek 3-4 aralıklı seansım kalmıştı. her neyse, daha sonra terapi sürecinde farkındalık kazandığım bazı şeyleri kendim halletmeye karar verdim ve işe de yaradı. eskiye göre kendimi daha iyi hissediyor, toparlıyordum. bu bir fırsat dedim 2024 yılı benim yılım olacaktı çok iyi bir alt yapım olmadığı için Eylülden itibaren kpss çalışmaya başladım ancak benim ciddi dikkat dağınıklığım vardı yani bana terapistim bunun teşhisinin psikiyatri yapabileceğini oraya gitmem gerektiğini söylemişti yüksek bir ihtimal şüphemin doğru çıkabileceğini söylemişti ama ben ilaç kullanmaya mesafeliydim kendim halledebilirim diye düşünüp gitmedim yani dikkat dağınıklığı profesyonel bir teşhis değil ama şöyle söyleyeyim ilk ders çalışmaya başladığımda 15dk masada oturmak bile çok zordu ve ağlaya ağlaya oturuyordum. zaten tuhaftır ki ders çalışmaktan midem bulanıyordu. o aşırı ders çalışmadığım dönemlerde dahi düzenli olmasa da sürekli ders çalışmaya çalıştığım ve başarı gösteremediğim icin tiksinmiştim. her neyse bu süre zamanla arttı. kendim için iyi bir yol katetmiştim. o dönem ne yazık ki gönül işleriyle alakalı bazı şeylerle kafamı kurcaladığım oldu cok ciddi şeyler değildi ama inanın ki eskiden olsa bu durumlar beni her şeyden alıkoyardı ama eskiye nazaran bana etki etmesini ciddi miktarda azaltmıştım ve derslerime çalışıyordum sonra zaten bu defterleri kapattım. ramazana kadar kendime göre cok iyi bir dönem geçirdim 4-6 nadiren de 8 saatleri buluyordum. ama ramazanda dağıldım, düzenim alt üst oldu ve o dönem şimdiki sevgilimle tanıştım tanışmamızda kpss vesilesiyle oldu ve ondan derslerimden dolayı kaçmaya çalışıyordum şimdi zamanı değildi. ama gönül işte söz dinletmek kolay değil en azından kendi adıma çünkü size uymayabilir fakat iyi bir aile kurmak benim bu hayatta en çok umduğum şeylerden biri o yüzden aradığım insanı bulma ihtimalim varsa orada bir dururum. öyle de oldu, bu defterleri kapattığımı düşündüğüm dönemde sevgilimle tanıştım ve ne kadar kaçmak istesem de benim için doğru insanı bulduğuma inandım. derslerime etki etmemesi için uğraş gösterdim ama uzaktaydık, ramazandı ve ben kendimi leyla hissetmeye başladığım bir döneme girdim ve irademin kontrolünü ilk döneme nazaran kaybettim. hiçbir zaman tamamen çalışmayı bırakmadım ama ilk dönem kadarda sıkı çalışamadığım bir dönem geçirdim. sonuç ise bu yılda atanamadım. üstelik aldığım puandan da memnun değilim. ilk yıl 13 ikinci yıl 7 bu yıl da 5bin küsürlerde sıralama yaptım. atanmamın garanti olması içinse ilk 500e girmem şart. bu durum beni baya bir sarstı haliyle, bir yıl boyunca kendimce emek ettim bilemiyorum belki daha iyisi olabilirdi çünkü her zaman daha iyisi olabilir muhakkak ama bundan daha iyi bir sonucu hak ettiğime inanıyorum çünkü elimden geldiğince eski halime göre kendimi toparlamıştım:KK43: en azından mülakata girebilmeliydim. zaten ben sınavdan çıkınca kendi kontrol ettiğim yanıtlarla optiğim arasında çok fark görüp inanamadım ilk 2 sene motamot kontrolüm doğru çıkardı en fazla 1-2 soruyu yanlış hatırlıyor olurdum ama bu yıl gkgy için 3 soru öabt için 4 sorumun optikteki görünümünden şüpheliyim açıkçası çünkü insan hangi soruyu boş bıraktı bilmez mi?? boş bıraktığım doğru/yanlış işaretli boş bırakmadığımı düşündüğüm soru boş bırakılmış görünüyordu. fakat ösymye herhangi bir itirazda bulunmayı düşünmedim çünkü bulunsam da zaten atanmam için yeterli olmayacaktı. her neyse şimdi bulunduğum noktada işsizim, mutsuzum, kendimi yük ve işe yaramaz hissediyorum. başladığım noktaya dönmüş gibiyim, yine eve kapandım, yeni bir şeylere başlamak gözümde korkunçlaşmaya başladı, cesaretsizleştim. birilerine yük olarak, hayata atılmaya çalışıp birilerini parazitliğimle, mutsuzluğumla mağdur edeceğim bir ihtimalle yaşamaktansa yaşamamayı yeğliyor, bunu diliyorum her gün. git çalış bir yerde diyeceksiniz haklısınız ama sınav açıklandığından beridir işkurdan, eleman ve kariyernetten başvurmadığım yer kalmadı, ücretliden de dönüş olmadı. sadece 3 yerden dönüş aldım 2si evime çok uzak kaldı gidip gelmeme değmeyecekti asgari ücretle, birini kabul ettim abiyecide satış yapacaktım ilk hafta deneme dediler sigorta yapmayız para vermeyiz dendi kabul ettim yine de yeter ki çalışayım dedim aileminde haklı olarak baskıları vardı çünkü insanlar boş durmadığımı görsün istedim, ben de en azından ihtiyaçlarıma para çıkarayım dedim çünkü bu durumda inanın ailemden bir kıyafet parası istemek bile zor geliyor zaten isteyince de dışarı çıkmıyorsun ki ne gerek var oluyor, haklılar hiçbir sey diyemiyorum.. neyse 3 gün her şey iyiydi çalıştım ama sorduğum hiçbir konuda da kimseden yanıt alamıyordum yani misal prim var dendi prim ortalama ne kadar diyorum patrona çalışanlar bilgilendirir diyor onlara soruyorum maaş sorulmaz deniyor daha başka şeyler de böyle bu sadece örnekti her şey belirsizdi anlayacağınız ve gün sonunda bana tuvalet temizliği yapılacağı söylendi belki beni kınarsınız ama zoruma gitti o an onca yıl bunun için mi okudum diye düşündüm okumasaydım da bu noktada hatta belki daha iyi yerlede olurdum dedim zaten başlangıçta da bana böyle bir şey denmemişti ben kendi aile evimde bile mecbur kalmadıkça banyo temizliğini yapmıyorken dışarıda yapacak olmak zor geldi ve çıktım 3 günüm 0 lira ile öylesine gitti. sonra geçenlerde ücretli için arandım o kadar mutlu oldum ki anlatamam ama yine de içime tonla kaygı, korku girdi ya beceremezsem, şikayet alırsam, nasıl ders anlatacağım, çocuklara yetebilecek miyim diye kendimi yedim görüşme öncesi krize girdim desem yeridir gözlerim doluyor, ayaklarım titriyordu. ama kendine gel dedim ne olursa olsun gideceksin, deneyeceksin nereye kadar kaçabilirdim. öyle yaptım gittim görüştüm bana yarın haber veririz size çok insanla görüştük vs dendi. yarın oldu haber gelmedi. ertesi gün oldu gelmedi. sonraki gün (okulun ilk günü) kahvaltıda bir mesaj "ücretli için gereken evraklar..." diye başlayan sevindim kahvaltımı yapıp hemen evrakları ayarladım okula gittim. ne mi oldu dersiniz? bana mesaj atanlar beni tanımadı, mesaj atacakları kişi ben değilmişim, yanlışlık olmuş gitmeden evvel keşke arasaymışım ve tavrı görmeliydiniz bana salakmışım gibi davranıldı yanımda kuzenim vardı hani ben mi abartıyorum diye düşünüyordum ama o da aynı fikirdeydi çok utandım, yerin dibine girdim o tavır karşısında. siz yanıt vermediniz mi demeyin elbette cevap verdim, haber veririz dediğiniz için haber verdiniz sandım direkt yüzyüze görüşürüz diye düşündüğüm için aramadım dedim. zaten kendilerinin araması gerekmez miydi böylece yanlışlık olduğunu da ben oraya gitmeden önce anlamış olurlardı. her neyse eline şeker verilmişte geri alınmış çocuk gibi kaldım ortada. annemi görmeliydiniz sanki atanmışım gibi sevinmişti böyle olunca içim gitti. iyice şevkim kırıldı her şeye karşı nasibim yoktur belki diye düşünmeye başladım. bazı insanlar çok şanslı bunu kıskandığım için değil imrendiğim için söylüyorum gıpta ile bakıyorum. bir arkadaşım var misal hemen atanamadı evet ama işleri hep istediği gibi gitti bu yıl ise 1360lı sıralamadan mülakata girip 732ye mi ne yükselip atandı, üni son sınıfta o mekan bu mekan gezdiğini instada gördüğüm kişiler ilk yıl atandı, eski oda arkadaşım üni okumak istemiyordu babası zorla okutuyordu ilk yılında derece yapıp atandı üstelik bana dediği sadece son 3 ay bir iki kitaptan ve konu seçerek çalıştığıydı zaten zeki bir kızdı okuduğunu hemen kavrardı ama Allahın gücüne gitmesin bazen haksızlıkmıs gibi geliyor benim hayalimdi öğretmenlik bu yıl da en az o arkadaş kadar çalıştım ama şimdi geldiğim noktada her şeyden iğrenmiş vaziyette ve atanmanın imkansızlaştığına inandığım, okuduğunu 9494 kere okuyunca anca anladığım bir noktadayım. şimdi sınav sistemi de değişti iyice her şey belirsiz ve tekrar hazırlanmaya gücüm yeter mi bilmiyorum, tekrar kitap masrafı vs gerek ailemden isteyecek yüzüm yok, zaten bir iş yerine kabul edilsem sınavı birlikte yürütebilir miyim bilmiyorum çünkü tezgâhtarlık vs gibi işlerin şartlarını biliyorsunuz tüm günüm gidecektir başka yerlerde almıyor veya tecrübe arıyor, simdi katiplik sınavını bekliyorum ama oradan da umudum yok onca insan giriyor bana mı sıra gelir diye düşünüyorum, torpilim de yok çünkü. yani baya bir sıkışmış haldeyim. sevgilim evlenelim istiyor, evlenince bu konuda benim için bir son olmayacağını ben istediğim sürece kpss konusunda destek çıkacağını söylüyor istemezsem de bunun baskısını şimdiki gibi üzerimde hissettirmeyeceğini çalışıp çalışmamamın onun için önemi olmadığını söylüyor. ablam elime işimi almadan asla böyle bir adım atmamamı pişman olacağımı söylüyor ve beni daha çocuk görüyor evliliği kaldırabileceğimi düşünmüyor (ev işlerindeki hamaratsızlığımdan ve cok el bebek gül bebek büyümüş olmamdan dolayı bunların hepsinden sevgilime bahsetmiş durumdayım). açıkçası ben de evlenmek istiyorum (24 yaşındayım sevgilim 30), hayatımın güzel zamanlarını atanmayı bekleyerek, iş bulmayı bekleyerek ertelemek istemiyorum ama bir yanım da mağdur kadınları görünce korkuyor ve ablama hak veriyorum. sakın beni evliliği kaçış gören biri olarak düşünmeyin, ben aile evimde maddi değil fakat harici oldukça rahat yaşıyorum evlenince sorumluluklarımın artacağını şimdiki kadar rahat olamayacağımı farkındayım ama bazen diyorum ki benim artık sorumluluk almam gerek belki de tüm bu sıkıntılarımın, kendimi ot gibi hissetmemin sebebi bu kadar rahat olmamdır hatta belki kendimi yırtarak ders çalışamıyor oluşumun nedeni de budur bilmiyorum ki. sevgilimi seviyorum, onun doğru insan olduğuna inanıyorum birlikte çıkabilecek tüm sorunların üstesinden gelebilirmişiz gibi hissediyorum bu yüzden neden bu durumu erteleyeyim ki diyorum nisanda 1 seneyi dolduracağız. ama çok kararsızım, hangi yolu seçersem seçeyim içimdeki huzursuzluk, korku geçmeyecek gibi geliyor. bugün öğretmenler günü, öğretmen bile olmayanların ücretli ile öğrencileriyle buluştuğu bugünde ben evimde ağlayarak bunları yazıp o insanları şanslı görüyor, gıpta ile bakıyorum, evlenip yuvasını düzenini kurmuş insan görünce özeniyorum kolay değil biliyorum ama en azından bir hayat yaşıyorlar diyorum, ben artık hayat yaşadığıma inanmıyorum, ecelimin geleceği gün için gün dolduruyorum resmen. hobi edineyim onu bunu yapayım diyorum ya maddi ya da mental olarak kendime ket vuruyorum. bu dönemden nasıl kurtulabilirim kafayı yiyecek gibi hissediyorum, neyi yanlış yapıp düşünüyorum?
Cnm benim , meslektaşım sakın pes etme , biliyorum hersey daha da zorlaştı, sınav sistemi değişti fakat işin gücün olmadan bu psikoloji ile evlenirsen emin ol pişman olacaksın iyi düşün, eline bir meslek almadan , çalışmadan sakın ha evlenme , erkekler evlendiklerinde güçsüz kadını hem eziyor hem de ezdiriyorlar, dikkatli ol evlilik erkeklerin işine yarıyor kadınların değil...
 
Gerçekten ablan haklı. Mızmız çocuk gibisin. Ne evliliği? Ne bir uğraşın kendi başına yaptığın bir şey yok. öğretmenlik değil başka bir uğraş öğrenip onu yapabilirsin. Paran yok birikimin yok ne evliliği. Ailene sırtını dayayıp yarın evlenip kocana sırtını dayamak istiyorsun. 24 yaşında koştur koştur ne evlilik hevesi.
Evlenince güllük gülistanlık bir hayat yaşayacaklarına inanıyorlar, bir erkeğin hizmetçisi haline gelip, ailesini memnun etmek , eşinin her saçmalığına ve haksızlığına susmak zorunda kalmak , e bi de hop kucakta bir de bebek oldu mu , gör sen şenliği, evlilik artık bir kurtuluş yolu değil, erkekler de çalışan paralı kadın istiyor, evde bedavaya ( aslında bedava değil ama onlara göre bedava ) besleyeceği kadını değersizleştiriyor ve istemiyor , yük görüyorlar
( maalesef onlara göre evlilik ve eş bedeva işçi, köle demek ) şimdi o namuslu, onurlu erkeklerden kalmadı artık, uyanık olun , hayal kurmayı bırakın, ah bu kızlarımız, kadınlarımız...
 
Hicbir konuda istikrarli degilsiniz. Evlilik ve cocukta da istikrar saglayanazsiniz. Hadi evliligi gectim, bosanir gecersiniz. Ancak cocuk bakimi oyle sıkıldım kendimi kotu hissetim deyip birakilabilecek bisey degil. Omur boyu ustunuzde olacak. Kolunuzu kaldirayacak kadar hastayken bile cocuga yemek yapmak, ilgilenmek veya emzirmek zorunda kalacaksiniz. Once kendi hayatiniza yon verin. Psikolojik tedavi almaya başlayın, işe girin
 
Daha yeni mezunsunuz. İstikrar sağlayacak zamanınız bile olmamış. Kendinizi suçlamayı, yetersiz olarak görmeyi bırakın. Başka başka fırsatlar var hayatta. Öğretmen ihtiyacından fazla fazla fakülte açılması, bu ihtiyaçları bile başka bölümlerden ücretli öğretmenlik adı altında insanlık dışı bir kurumla kapatılması sizin suçunuz değil.
Girdiğiniz ilk işte sizde suç göremedim zaten ve insanın başına böyle şeyler gelebilir, tecrübedir. Sadece size iki tavsiye verebilirim. Lütfen kendinize iyi gelmeden evlilik kararı almayın, ikincisi ucu belirsiz bir kpss sürecine geleceğinizi bağlamayın. Bu tip sınavla kariyer sınavıdır. İşi gücü bırakıp çalışmak bu sınavlar için çok yıpratıcı ve gereksiz. Kendinize iş bulun, akşamları youtubeda envai çeşit kanal var, kitaba bile gerek yok, onları izleyin, dinleyin. Oralardan bakın, yollarda kulaklıkla konu dinleyin. İlk 500 gibi ütopik bir sıralamaya girseniz bile mülakat diye bir gerçek var. O yüzden bu sınav için hayat ertelemeye gelmez. Kendinize başka bir kariyer planı çizin, sınava yine girersiniz isterseniz. Ama bu halde evlenmeyin, çok gençsiniz, elinizde ekonomik özgürlük olsun önce.
 
X