- 10 Haziran 2024
- 22
- -11
- 1
- Konu Sahibi beyzadeg34
- #1
Buraya aslında biraz da kafamı toparlamak için yazıyorum. Eşimle 21 yaşımda tanıştım 22 yaşımda çokk severek deli divane aşık bir şekilde evlendim. evleneli 2.5 yıl olacak ama başlarda bana çok tatlı gelen şeylere bile sinir oluyorum eve geç geldiği zaman mutlu oluyorum onunla hiçbir şey yapmak istemiyorum çünkü yanındayken kendimi fazlalık gibi hissediyorum. Biraz detaylıca anlatacağım en baştan, benim de hatalarım var ama artık her gün keşke evlenmeseydim diye uyanıyorum. Eşim benden 6.5 yaş büyük ve kesinlikle çok iyi bir insan. Ve başarılı da yurtdışında yl vesaire yapmış birçok vakıflarda işlerde çalışmış her telden insan tanır herkesle anlaşır da, lisedeyken kayınpederim iflas etmiş eşim çalışmış güzel paralar da kazanmış kendi kendisini yetiştirmiş ailesinde üni mezunu bile yok eşim kendi çabalarıyla yurtdışında okumuş gelmiş şimdi iyi
bir yerde çalışıyor herkese yardımı dokunur neşelidir çevresi geniştir gezmeyi çok sever yemek yapmayı sever cömerttir vesaire. Biz ilk tanıştığımızda öyle romantikti, nokta atışı hediyeler alırdı, yolda durup şiirler okur şarkılar söylerdi, bir günde 30 35 bin adım atardık bazen istanbulun altını üstüne getirirdik, gözlerine bakarken kendimi bebek gibi sevildiğimi
hissederdim kıymetli hissederdim, elimi sımsıkı tutardı, gözlerimin içine bakardı. Aramızdaki yaş farkı ve hayat tecrübesi dolayısıyla hep böyle o anlatır ben dinlerdim yanında fıtı fıtı dolaşıp... Her şey yolunda evlendik eşimin ailesini de çok severim çok iyi insanlar hatta eşimle ilgili tüm dertlerimi kayınvalideme anlatırım, görümcem hakeza bazen ben bir şey demeden eşimi ikaz eder bqzı konularda vesaire. Diyeceksiniz ki sen de buldun bunuyorsun. Bwzen sırf ailesinin hatrına eşime katlanıyorum öyle diyeyim. Neyse evlendik. Eşimin kendi doğruları hakkında bazı keskin tavırlaro olduğunun evlenmeden önce de farkındaydım ama daha çok arkadaşlarına uzak akrabalarına ksrşo böyle gibiydi ve ben de bir duruşu var diye beğenirdim hatta. ailesinde bile hep onun sözü geçer annesi babası bile mum gibi o ne derse onu yapar kıymet verdikleri için ama bazen bir anne babanın evladın ağzına bu kadar bakmasını garipsiyorum asla hayır diyemiyorlar eşime haksız bile olsa bir şey diyemiyorlar. Eşim buna öyle alışmış ki. Evlendikten sonra birdenbire 'ben böyle diyorum böyle olacak nokta'şeklinde bir adamla karşılaştım. Sevgiliyken görememişim bu tarafını. Ben tesettürlüyüm, babam ilahiyat mezunu ve hafızdır. Buna rağmen hiçbir zaman giyim kuşamıma karışmamıştır, bize bu konularda hep örnek olarak öğretmiş asla baskı yapmamıştır. Pozitif ayrımcıdır örneğin genç bir kız güzel bir arabaya bindiğini görünce mutlu olur, bir yerlere gitmemize vs hiç karışmamıştır örneğin ben ümiversite birde başka bi şehirdeki arkadaşımın yanına gitmek üzere plan yaptım kızlarla bir anda gidip babama söyledim biz yarın tokata gitmek istiyoruz baba diye, arkadaşımı da uzun zamandır tanıyıp sevdiği için hiçbir şey demedi sadece iyi eğlenceler paran var mı dedi mesela. Eşim nişanlıyken kollarım yakam falan kazar açılırsa düzeltirdi ben de bir şey demezdim çünkü bunlar bir aynaya baktışımda fsrketsem benim de düzelteceğim dikkat edeceğim hususlardı. bazen kısa sweat blazer falan da giyiniyordum uzun elbise de giyiyordım ilk tanıştığımızda bu gömlekler kısa değil mi elbiselerin daha güzel falan diyordu. Ben de aslında tesettürüme daha dikkst etmek istiyordum ama alışlanlıktan vazgeçemiyordum derken derken pantolonu falan hayatımdan çıkardım buraya kadar sorun yok ben de memnundum isteyip de yapamadığım bir şeydi. evlendikten sonra her gün ama her gün biraz daha abartmaya başladı yani sebgiliyken giydiğim bütün elbiselerde sorun çıkarmaya başladı rüzgar uçtu bileğin gözüktü bilmem ne oldu boynun açıldı şöyle böyle her gün biraz daha fazla kısıtlamaya başladı. Eşimin motoru vardı motora bile binemez oldum bacağın gözüktü kavgasından. Ve ben her dediğini kabul etmeye başladım ama artık iş yürürken 1 cm bileğim gözüktü dte kavga etmeye gelince ben artık yazın bile spor ayakkabıların içine uzun bilekli çorap hiyiyordum, makyajıma karışmıyordu bir gün tuttu makyaja laf etmeye başladı. Sürekli bi kadınları küçük görme, sürekli bir kendini övme. En çok övdüğü kadın profili hem kendine bakıp hem sosyal olup hem hobileri olup hem eşine sınırsız hizmet eden yani aslında imkansız olan bir profil. Bana çalış ya da çalışma demez aslında teşvik eder istediğim şeyleri yapayım şimdi de kendi paramı kazanıyorum ona hiç karışmaz hatta kendisi üstüne de vermeye devam ediyor ama genel bi kadınları küçük görme hali var yani erkek egemenliğine aşırı değer veriyor diyeyim. Ki ben de bir kadın olarak eşime hizmet etmekten gocunmuyorum ve doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorım ama her şey karşılıklı tabi. Hep ağızda bir hizmet lafı itaat lafı insnaı severek yaptığı şeyden tiksindirir. Kendinden o kadar mennun ki ve etrwdındaki herkes de sürekli onu övüyor. Bir yerden sonra bsna tecrübe gibi gelen konuşmaları bir tek kendi doğrusunu doğru kabıl etme gibi gelmeye başladıZ Kendisi gibi düşünmeyen herkesi aşağılıyor, asla eleştiri kabul etmiyor, kendimi anlatmaya çalıştığımda bir şekilde ben kendimi özür dilerken buluyorum vesaire. O her gün buluşup saatlerce dolaştığımız adam gitti, önden önden giden varlığımın bile farkında olmayan bi adam geldi. Bir gün arkadaşım ve eşiyle buluştuk hatta arkadaşımın kocası bile demiş niye hep önden gidiyor beyza yalnız kaldı arkada diye. Hep onun zevklerime göre yerlere gidiyprız mesela hep onun sevdiklerini izliyoruz hep onun sevdiklerini dinliyoruz vesaire. evlendilten sonra bütün ilgisi alakası bitti. Asla elimi tutmaz, bir kez kendisi gelip de yanağımdan bir yane öpmez, sadece cinsellik için yanaşır ve onu da aşırı çok istiyordu ilk zamanlar. Sultanım güzelim birtanem sevdiğim bütün hepsi gitti geriye bir tek ismim kaldı. İlk evşendiğimizde balık etliydim ama lisedeyken 100 kilodan 68 e inmiştim biraz fazlam vardı ama kendimi iyi hisseditordum güzel hisseditordum. Eşim evlendiğimiz hafta oha bacaklaron ne kadar kalın dedi. Yememe içmeme karışmaya başladı. Bütün bunlar beni çok tetikledi ve zaten tam anlamıyla aşamadığım yeme ataklarım ve gizli yemelerim başladı. 2 senede tekrar 100 kiloya döndüm. Eşim hep kilolu kadınlar hakkında kötü konuşur kınardı, kendi teyzesi için bile karşımda geçmiş fil gibi pturuyor tiksiniyorum falan demişti ben bunları duyduköa iyice kısır döngüye girdim özgüvenim kırıldı, özgüvenim kırıldıkça yedim. Eşim şuan benden utanıyor bunu biliyorum. Bu kıskançlık kavgaları, benim gibi rahat yetişmiş birini sürekli yönetmeye çalışması (mutfakta doğradığık maydanoza bile karışıyordu ilk zamanlar) ev ve hayata dair ihtiyaç çatışmaları, vakit geçirirken bencilce tercihler yapmak, ilgisizlik, benim kilomla alakalı özgüvensizliğim vesaire ve bir iki haftada bir haftsonu kayınvalidemlerde kalıyorduk mutlaka ben gitmek istiyordum ama kalmak istemiyordum bi türlü anlaşamıyorduk gece evimize dönelim diyordum. Tüm bunlar beni çok yordu en çok da ilgisizlik. Ben söylenen birisi değilimdir, aman dağıtsın önemli değil derim, hizmet hürmet ederim, maddi beklentileri olan biri değişim evlenşrken masraf olmasın diye tektaş alalım dedi onu bile istemedim nikah yemeği düğün bile istemedim balayı istemedim o zaman maaşı şimdiki kadar iyi değildi ev eşyalarımız bile tam değildi ailesinin aldığı koltuk takımın parasını düğünden sonra annenlere geri ver altınlardan dedim kimseyi zora sokmak istemedim hoş onlar da imkanları dahilinde çok cömertler zaten ama yine de hep eşimi ve ailesini düşündüm, söylenmem etmem, uyumluyumdur, neşeliyimdir ama içimi soldurdu sürekli bu tartışmalar. Bazen almanyaya gidiyoruz görümcemin yanına, eşi öyle ilgili öyle tatlı, ne zaman arkamızı dönsek ya sarılırken ya yanağından makas alırken ya yanağından öperken görüyorum. Onları böyle görüp de geceleri ne kadar ağlamıştım ilk yanlarına gittiğimizde. Dışarı çıkıyorduk mesela gemzeye bisikletle. Eşim en önden gidiyordu, ben bir dükkanın vitrinine bakmak için duraklamışım, bisikletimin zinciri atmış, arkada kalmışım dönüp bakmamıştı bile, enişte bile eşimden daha çok düşünceli davranıyordu arkada kalıp bekliyordu, harry potter seviyorum diye sürpriz yapıp hogwartsa benzeyen bir yere götürmüştü. örneğin oradayken ben isviçreye gitmek istemiştim çok yakındı. defalarca gittik almanyaya defalarca söyledim gidelim diye kendisi gereksiz bulduğu için gitmedik ama almanyada yaşayan bir arkadaşını görmek için kalkıp frankfurta gittik mesela almanyanın en sıkıcı şehri görecek giçbir şey yok. benimle vakit geçirmek gibi bir derdi yok yani evlendikten sonra birden bepsi bitti benim zevklerim benim isteklerimin bi önemi kalmadı, günşük hayatımız da gezilerimiz de hep onun isteklerine göre şekillenmeye başlafı. ben onun için bir şeyler yapmaktan mutluydum ama birden ben ilişkide yok oldum snaki. Kilo almama bağlıyorum bazen çünkü onezite derecesinde kilo aldım ve bir adam evlendipi kişiden 30 kilolu birisini beğenmeyebilir haklıdır da ben de beğenmiyorum ama bu ilgisizlikler kilo almamdan çok önce başlamıştı. Düğünden bir gün öcne sabaha kadar ağlamıştım ilk kavfamızdı evlendiğim ilk haftadan itibaren acaba dite sorgulamaya başladım. Eşimi öpücüllere boğarım sarılırım iltifalat ederim kolynu kaldırıp sarılmaz bile bazen. Sanki yokum onun için. Ona seni seviyorum diyemiyorum sanki onu twciz ediyormuşum gibi hissediyorum. Sadece cinsellik isteyimce yanıma yaklaşır ve ben vücüdumdsn ıtandığım için evlendiğimden beri bir kez bile ilişkiden zevk almadım sadece görev mantığıyla olsun da aradsn çıksın diye yapıyorum. Eskisi kadar bana karışmasına müsade etmiyorum tesettür vs. cevap veriyorum ama yine de koptuk birbirimizden. Beraber hiçbir şey yapmak istemiyoruz. Evlendiğimden beri bir tane bile güzel anım yok. Babamın evindeki rahatlığı bunun için mi bırwktım diyorum. Bakıjca eşim iyi bir insan ailesi de iyi eşim ailene de kıymet verir vesaire ama, iyiyse cennete gitsin diyorum bazen, ben bi ilişkide yokmuşum gibi hissettikten sonra... ne yapacağımı bilmiyorum sareve kendime odaklandım bu aralar spora dyetisyene başladım dışarı çıkıyorum vesaire ama ev arkadaşı gibi olduK, evlilik bekarlıktan on kar daha güzel diyen arkadaşlarımı gördükle üzülüyorım ben hiç öyle diyemedim
bir yerde çalışıyor herkese yardımı dokunur neşelidir çevresi geniştir gezmeyi çok sever yemek yapmayı sever cömerttir vesaire. Biz ilk tanıştığımızda öyle romantikti, nokta atışı hediyeler alırdı, yolda durup şiirler okur şarkılar söylerdi, bir günde 30 35 bin adım atardık bazen istanbulun altını üstüne getirirdik, gözlerine bakarken kendimi bebek gibi sevildiğimi
hissederdim kıymetli hissederdim, elimi sımsıkı tutardı, gözlerimin içine bakardı. Aramızdaki yaş farkı ve hayat tecrübesi dolayısıyla hep böyle o anlatır ben dinlerdim yanında fıtı fıtı dolaşıp... Her şey yolunda evlendik eşimin ailesini de çok severim çok iyi insanlar hatta eşimle ilgili tüm dertlerimi kayınvalideme anlatırım, görümcem hakeza bazen ben bir şey demeden eşimi ikaz eder bqzı konularda vesaire. Diyeceksiniz ki sen de buldun bunuyorsun. Bwzen sırf ailesinin hatrına eşime katlanıyorum öyle diyeyim. Neyse evlendik. Eşimin kendi doğruları hakkında bazı keskin tavırlaro olduğunun evlenmeden önce de farkındaydım ama daha çok arkadaşlarına uzak akrabalarına ksrşo böyle gibiydi ve ben de bir duruşu var diye beğenirdim hatta. ailesinde bile hep onun sözü geçer annesi babası bile mum gibi o ne derse onu yapar kıymet verdikleri için ama bazen bir anne babanın evladın ağzına bu kadar bakmasını garipsiyorum asla hayır diyemiyorlar eşime haksız bile olsa bir şey diyemiyorlar. Eşim buna öyle alışmış ki. Evlendikten sonra birdenbire 'ben böyle diyorum böyle olacak nokta'şeklinde bir adamla karşılaştım. Sevgiliyken görememişim bu tarafını. Ben tesettürlüyüm, babam ilahiyat mezunu ve hafızdır. Buna rağmen hiçbir zaman giyim kuşamıma karışmamıştır, bize bu konularda hep örnek olarak öğretmiş asla baskı yapmamıştır. Pozitif ayrımcıdır örneğin genç bir kız güzel bir arabaya bindiğini görünce mutlu olur, bir yerlere gitmemize vs hiç karışmamıştır örneğin ben ümiversite birde başka bi şehirdeki arkadaşımın yanına gitmek üzere plan yaptım kızlarla bir anda gidip babama söyledim biz yarın tokata gitmek istiyoruz baba diye, arkadaşımı da uzun zamandır tanıyıp sevdiği için hiçbir şey demedi sadece iyi eğlenceler paran var mı dedi mesela. Eşim nişanlıyken kollarım yakam falan kazar açılırsa düzeltirdi ben de bir şey demezdim çünkü bunlar bir aynaya baktışımda fsrketsem benim de düzelteceğim dikkat edeceğim hususlardı. bazen kısa sweat blazer falan da giyiniyordum uzun elbise de giyiyordım ilk tanıştığımızda bu gömlekler kısa değil mi elbiselerin daha güzel falan diyordu. Ben de aslında tesettürüme daha dikkst etmek istiyordum ama alışlanlıktan vazgeçemiyordum derken derken pantolonu falan hayatımdan çıkardım buraya kadar sorun yok ben de memnundum isteyip de yapamadığım bir şeydi. evlendikten sonra her gün ama her gün biraz daha abartmaya başladı yani sebgiliyken giydiğim bütün elbiselerde sorun çıkarmaya başladı rüzgar uçtu bileğin gözüktü bilmem ne oldu boynun açıldı şöyle böyle her gün biraz daha fazla kısıtlamaya başladı. Eşimin motoru vardı motora bile binemez oldum bacağın gözüktü kavgasından. Ve ben her dediğini kabul etmeye başladım ama artık iş yürürken 1 cm bileğim gözüktü dte kavga etmeye gelince ben artık yazın bile spor ayakkabıların içine uzun bilekli çorap hiyiyordum, makyajıma karışmıyordu bir gün tuttu makyaja laf etmeye başladı. Sürekli bi kadınları küçük görme, sürekli bir kendini övme. En çok övdüğü kadın profili hem kendine bakıp hem sosyal olup hem hobileri olup hem eşine sınırsız hizmet eden yani aslında imkansız olan bir profil. Bana çalış ya da çalışma demez aslında teşvik eder istediğim şeyleri yapayım şimdi de kendi paramı kazanıyorum ona hiç karışmaz hatta kendisi üstüne de vermeye devam ediyor ama genel bi kadınları küçük görme hali var yani erkek egemenliğine aşırı değer veriyor diyeyim. Ki ben de bir kadın olarak eşime hizmet etmekten gocunmuyorum ve doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorım ama her şey karşılıklı tabi. Hep ağızda bir hizmet lafı itaat lafı insnaı severek yaptığı şeyden tiksindirir. Kendinden o kadar mennun ki ve etrwdındaki herkes de sürekli onu övüyor. Bir yerden sonra bsna tecrübe gibi gelen konuşmaları bir tek kendi doğrusunu doğru kabıl etme gibi gelmeye başladıZ Kendisi gibi düşünmeyen herkesi aşağılıyor, asla eleştiri kabul etmiyor, kendimi anlatmaya çalıştığımda bir şekilde ben kendimi özür dilerken buluyorum vesaire. O her gün buluşup saatlerce dolaştığımız adam gitti, önden önden giden varlığımın bile farkında olmayan bi adam geldi. Bir gün arkadaşım ve eşiyle buluştuk hatta arkadaşımın kocası bile demiş niye hep önden gidiyor beyza yalnız kaldı arkada diye. Hep onun zevklerime göre yerlere gidiyprız mesela hep onun sevdiklerini izliyoruz hep onun sevdiklerini dinliyoruz vesaire. evlendilten sonra bütün ilgisi alakası bitti. Asla elimi tutmaz, bir kez kendisi gelip de yanağımdan bir yane öpmez, sadece cinsellik için yanaşır ve onu da aşırı çok istiyordu ilk zamanlar. Sultanım güzelim birtanem sevdiğim bütün hepsi gitti geriye bir tek ismim kaldı. İlk evşendiğimizde balık etliydim ama lisedeyken 100 kilodan 68 e inmiştim biraz fazlam vardı ama kendimi iyi hisseditordum güzel hisseditordum. Eşim evlendiğimiz hafta oha bacaklaron ne kadar kalın dedi. Yememe içmeme karışmaya başladı. Bütün bunlar beni çok tetikledi ve zaten tam anlamıyla aşamadığım yeme ataklarım ve gizli yemelerim başladı. 2 senede tekrar 100 kiloya döndüm. Eşim hep kilolu kadınlar hakkında kötü konuşur kınardı, kendi teyzesi için bile karşımda geçmiş fil gibi pturuyor tiksiniyorum falan demişti ben bunları duyduköa iyice kısır döngüye girdim özgüvenim kırıldı, özgüvenim kırıldıkça yedim. Eşim şuan benden utanıyor bunu biliyorum. Bu kıskançlık kavgaları, benim gibi rahat yetişmiş birini sürekli yönetmeye çalışması (mutfakta doğradığık maydanoza bile karışıyordu ilk zamanlar) ev ve hayata dair ihtiyaç çatışmaları, vakit geçirirken bencilce tercihler yapmak, ilgisizlik, benim kilomla alakalı özgüvensizliğim vesaire ve bir iki haftada bir haftsonu kayınvalidemlerde kalıyorduk mutlaka ben gitmek istiyordum ama kalmak istemiyordum bi türlü anlaşamıyorduk gece evimize dönelim diyordum. Tüm bunlar beni çok yordu en çok da ilgisizlik. Ben söylenen birisi değilimdir, aman dağıtsın önemli değil derim, hizmet hürmet ederim, maddi beklentileri olan biri değişim evlenşrken masraf olmasın diye tektaş alalım dedi onu bile istemedim nikah yemeği düğün bile istemedim balayı istemedim o zaman maaşı şimdiki kadar iyi değildi ev eşyalarımız bile tam değildi ailesinin aldığı koltuk takımın parasını düğünden sonra annenlere geri ver altınlardan dedim kimseyi zora sokmak istemedim hoş onlar da imkanları dahilinde çok cömertler zaten ama yine de hep eşimi ve ailesini düşündüm, söylenmem etmem, uyumluyumdur, neşeliyimdir ama içimi soldurdu sürekli bu tartışmalar. Bazen almanyaya gidiyoruz görümcemin yanına, eşi öyle ilgili öyle tatlı, ne zaman arkamızı dönsek ya sarılırken ya yanağından makas alırken ya yanağından öperken görüyorum. Onları böyle görüp de geceleri ne kadar ağlamıştım ilk yanlarına gittiğimizde. Dışarı çıkıyorduk mesela gemzeye bisikletle. Eşim en önden gidiyordu, ben bir dükkanın vitrinine bakmak için duraklamışım, bisikletimin zinciri atmış, arkada kalmışım dönüp bakmamıştı bile, enişte bile eşimden daha çok düşünceli davranıyordu arkada kalıp bekliyordu, harry potter seviyorum diye sürpriz yapıp hogwartsa benzeyen bir yere götürmüştü. örneğin oradayken ben isviçreye gitmek istemiştim çok yakındı. defalarca gittik almanyaya defalarca söyledim gidelim diye kendisi gereksiz bulduğu için gitmedik ama almanyada yaşayan bir arkadaşını görmek için kalkıp frankfurta gittik mesela almanyanın en sıkıcı şehri görecek giçbir şey yok. benimle vakit geçirmek gibi bir derdi yok yani evlendikten sonra birden bepsi bitti benim zevklerim benim isteklerimin bi önemi kalmadı, günşük hayatımız da gezilerimiz de hep onun isteklerine göre şekillenmeye başlafı. ben onun için bir şeyler yapmaktan mutluydum ama birden ben ilişkide yok oldum snaki. Kilo almama bağlıyorum bazen çünkü onezite derecesinde kilo aldım ve bir adam evlendipi kişiden 30 kilolu birisini beğenmeyebilir haklıdır da ben de beğenmiyorum ama bu ilgisizlikler kilo almamdan çok önce başlamıştı. Düğünden bir gün öcne sabaha kadar ağlamıştım ilk kavfamızdı evlendiğim ilk haftadan itibaren acaba dite sorgulamaya başladım. Eşimi öpücüllere boğarım sarılırım iltifalat ederim kolynu kaldırıp sarılmaz bile bazen. Sanki yokum onun için. Ona seni seviyorum diyemiyorum sanki onu twciz ediyormuşum gibi hissediyorum. Sadece cinsellik isteyimce yanıma yaklaşır ve ben vücüdumdsn ıtandığım için evlendiğimden beri bir kez bile ilişkiden zevk almadım sadece görev mantığıyla olsun da aradsn çıksın diye yapıyorum. Eskisi kadar bana karışmasına müsade etmiyorum tesettür vs. cevap veriyorum ama yine de koptuk birbirimizden. Beraber hiçbir şey yapmak istemiyoruz. Evlendiğimden beri bir tane bile güzel anım yok. Babamın evindeki rahatlığı bunun için mi bırwktım diyorum. Bakıjca eşim iyi bir insan ailesi de iyi eşim ailene de kıymet verir vesaire ama, iyiyse cennete gitsin diyorum bazen, ben bi ilişkide yokmuşum gibi hissettikten sonra... ne yapacağımı bilmiyorum sareve kendime odaklandım bu aralar spora dyetisyene başladım dışarı çıkıyorum vesaire ama ev arkadaşı gibi olduK, evlilik bekarlıktan on kar daha güzel diyen arkadaşlarımı gördükle üzülüyorım ben hiç öyle diyemedim