- 10 Haziran 2010
- 84.676
- 355.216
-
- Konu Sahibi RujluPapatya
- #81
4 yıl boyunca hem okula gidip hem çalışıp okul masraflarını karşılamak, ayrıca ev kirası ihtiyaçları, çocuğun kreşi masrafları , bunlar hiç gerçekçi değil şu durumda. Ya 4 yıl eşinize katlanıp okulu bitireceksiniz ya da ailenize. Tek olsaydınız mümkün olurdu, çocukla 4 yıl dayanmak zorundasınız.DGS ile geçiş yaparsam örgün eğitim olarak devam etmem gerekiyor ve Hukuk 1. Sınıftan başlamak zorundayım.4 yıl daha buna katlanamam sanırım fikir için yinede teşekkür ederim
Çocuğunuz için bir süre buna katlanabilirsiniz, ailenize katlanmak eşinize katlanmaktan çok daha iyidir. Doğru düzgün geçim sağlamaya başlayınca kurarsınız kendi düzeninizi.Sorun ailem değil aslında sadece biraz baskı yaparlar art niyetli olmazlar ama yıllardır belli düzenim var. Kendi evimde başlasam yeni hayatıma daha rahat olurum diye düşünüyorum sadece
Ön lisans kpss ine hazırlan. Yada lise. En kolayı lisedir. Hem işin olur hem okursun yine. Ama iş bulmayı lisansa birakma cok zor oluyo. Eger iki yıllik bitmediyse seneye liseden gir. Tabi boşan hemenMerhaba sevgili kk ailesi
Baştan söylüyorum, bu genç bir annenin iç dökmesidir ve biraz uzun olacak çünkü en baştan başlıyorum.
16 yaşında idealist bir genç kızken, eş kişisiyle tanıştım.Kendimi çok akıllı sanarken aslında nasıl bir aptal olduğumu öğrendim. Çok aşıktım. Aramızda 13 yaş vardı, ama bu gözüme dünyanın en iyi erkeği gibi gözükmesine engel değildi.
17 yaşıma kadar ayrıl barış süren ilişkimizi artık bi yerlere taşımak istiyordu. Evlenmek istediğini söyledi. Ailemin olmaz diyeceğini bile bile evliliğin, aile olmanın, büyümenin vereceği sorumlulukları bilmeden elimde güvendiğim şeylerden çok az olan şeylerden biri olan aşkıma ve cesaretime kapılıp kabul ettim.
Sorunlar da beraberinde başladı tabiki. Ailem şiddetle karşı çıkıyordu ve onlar karşı çıktıkça ben daha çok inat ediyordum. Okulum devam ediyordu- lise 3 öğrencisiydim- ama umrumda değildi. Halbuki küçücük bir çocukken bile tek istediğim avukat olmaktı, çok başarılı bir öğrenciydim. Ailem ve aile buyuklerimin ısrarla olmaz demelerine rağmen, bir sürü kalp kırgınlığıyla birlikte herkesi ikna etmiştim.
Burada bir es verip o zamanki erkek arkadaşımın şimdiki eşimin huyundan suyundan bahsetmek istiyorum. Kıskanç, otoriter,kısıtlayıcı tabiri caizse kadını köşe süsü olarak gören bir adamdır kendisi. İstediğinde şiddete başvurmaktan kendini geri koymayan, sesimi çıkardığım anda daha çok sinirlenen ama aldatma vb şeyler olmadığı için kendini dünyanın en iyi erkeği sanan biri işte.
Bütün bunları bile bile niye evlendin aptal diyebilirsiniz, çünkü 2 senedir aklım başıma gelmiş olacak ki 17 yaşındaki halime şuan bende aynı şeyi söylüyorum. Düğün dernek ile ilgili kısma girmeme gerek bile yok. İmkânlar olmadığı için herşeyin en azına yetinmek zorunda kaldım hepsi bu.
Herşeyin farklı olacağını düşünmüştüm çünkü evli olunca her an yanımda olacaktı. Yanlış birşey yapmadığımı bilecekti ve görecekti. Ama bilmedide yetmedide. Akrabalarımla uzaklaştım arkadaşlarımla görüşmedim varlığımın tek sebebi eve hizmet etmekle yükümlü bir kadına dönüştüm.
Ara ara şiddet hayatımızda hep oldu. Gözlüklerim parçalandı, yüzüm gözüm morardı. O anlarda hep nefret ettim ama sevginin ne demek olduğunu hala öğrenmediğimden ya da aileme zorla kabul ettirdiğim için utandığımdan mı bilmiyorum herşeye katlandım.
Evliliğimizin en başından beri çocuk istiyordu. Kendime hiç sormamıştım anne olmak istiyor muyum diye ama kısa bir tedaviden sonra hamile kaldım. 2016 Kasım ayında.
Hamilelik dönemimde son zamanlara kadar iyiydik birkaç basit tartışma sadece.. Ta ki kuzenimin düğününe kadar. Doğumuma bir ay kala.. Birlikte düğüne gitmek için evden çıktık (genel olarak hiç bir akrabamla bir arada olmak istemez ama o gün zorla ikna etmiştim) salona girip akrabalarımın yanına oturdum o dışarda vakit harcıyordu ve beni dışarı çağırdı. Ayrı masaya oturmadım diye tartıştık. Tehdit ettiği için ordan çıkmam gerekiyordu çünkü kuzenimin düğününü mahvedemezdim. Anneme ağrım var biraz diyip çıktım. Eve gidesiye kadar birbirimizi yedik ve evde çocuğumun yıkayıp ütüleyip kokusunu bile hissettiğim eşyalarını etrafa savurup beni itekleyip şeytansın sen diyene kadar.
Tam o noktada artık birşeyler kopmuştu. Çünkü karnımda bir melek varken evim için uğraşıp didinirken tek yaptığım sesimi çıkarmak bağırmak diye bunu haketmemistim.
Kızım doğdu bir ay sonra, kalbime gömdüğüm aşkımın yerine bir mucize..
Liseyi dışardan bitirip üniversitesi sınavına girmiştim. AÖF okuyorum şuan.
Fiziksel şiddet şuanda yok ama kızım doğduktan sonrada büyük kavgalarımız oldu. Ama psikolojik şiddet olduğu gibi devam ediyor.
2019 un son aylarında boşanmak için karar verdim. Ailemle konuştum. Ama babası vefat etmek üzere olduğu için ailem ısrarla şuan olmaz dedi direttim ama aldığım tek cevap konuşun oldu. Evet gitsem gelme demezlerdi ama arada babamla geçen birkaç konuşmadan sonra kalbim kırıklarla dolu kaldı.
Tek başıma birşeyler yapmak zorundayım ve sanırım çaresiz hissediyorum. Bide kahrolası gururum var ya benim.. Şimdiye kadar defalarca ayaklar altına aldığım..
Kızım 3 yaşına girmek üzere.. 2020 sonuna doğru bitmesini hedeflediğim bir okulum var ama bölümümle ilgili iş hemen bulamayabilirim. DGS geçiş imkanından dolayı ve hayalim olan meslek adına bu bölümü okuyorum. Şuan 23 yaşındayım. Kızımla birlikte yaşayabileceğim bir evim olsun ve bir işim olsun istiyorum şuanda sadece. Sizlerin bir çoğu benden büyük ve daha tecrübelisiniz.
Bu yüzden akıl vermenize ihtiyacım var.
Okulumun bitmesini bekleyip sonrasında iş bulup mu ayrılmalıyım yoksa şimdiden kızımla beni idare edebilecek düzeyde bir işe girip hemen mi kurtulmalıyım? ( Ailemin yanında uzun süre kalamam bazı sebeplerden ötürü ama yaşadığım şehir küçük olduğundan yakınlarında olacağım) Annem çalışıyor ve kızımı nereye bırakacağım ayrı bir muamma..
Lütfen göremediğim birşeyler varsa önümde seçenek olarak beni aydınlatın. Eğer buraya kadar tahammül ettiyseniz teşekkür ederim..
istanbulda mı 500?bu rakamı alan kimseyi duymadım istanbul için tabi.konu sahibi nerede yaşıyor bilmiyorum ama istanbuldaysa stajyer için piyasa 1000-2000 arası yeni mezunda 3000-3500Hukuk okumak zor bitmez öyle cocukla. Üstüne avukatların staj maası 500. Cok zor durumdalar eşim ve cok arkadaşim avukat. Yol yakınken kendini devlete at
Çok uzun ama lisede böyle kızlar oluyordu hep, kendinden büyük erkeklerle sevgili oluyordu ben daha sessiz bir tip olduğum için bana garip geliyordu açıkçası ve korkutucu. Baban yaşında adammış gibi ne bileyim. Büyük ihtimalle lisede daha Özgüvenli Bi kızdınız ondan oldu belki de. Ya da daha rahat yani ama yaşıt sevgilin olsa anlarım benim de oldu çok da tatlıştı. Yani yanlış kelime yazmak istemiyorum kırmak istemiyorum ama böyle daha lay lay lol kızlar diyim yaşlı sevgili yapıyordu sonu da hep hüsran oluyorMerhaba sevgili kk ailesi
Baştan söylüyorum, bu genç bir annenin iç dökmesidir ve biraz uzun olacak çünkü en baştan başlıyorum.
16 yaşında idealist bir genç kızken, eş kişisiyle tanıştım.Kendimi çok akıllı sanarken aslında nasıl bir aptal olduğumu öğrendim. Çok aşıktım. Aramızda 13 yaş vardı, ama bu gözüme dünyanın en iyi erkeği gibi gözükmesine engel değildi.
17 yaşıma kadar ayrıl barış süren ilişkimizi artık bi yerlere taşımak istiyordu. Evlenmek istediğini söyledi. Ailemin olmaz diyeceğini bile bile evliliğin, aile olmanın, büyümenin vereceği sorumlulukları bilmeden elimde güvendiğim şeylerden çok az olan şeylerden biri olan aşkıma ve cesaretime kapılıp kabul ettim.
Sorunlar da beraberinde başladı tabiki. Ailem şiddetle karşı çıkıyordu ve onlar karşı çıktıkça ben daha çok inat ediyordum. Okulum devam ediyordu- lise 3 öğrencisiydim- ama umrumda değildi. Halbuki küçücük bir çocukken bile tek istediğim avukat olmaktı, çok başarılı bir öğrenciydim. Ailem ve aile buyuklerimin ısrarla olmaz demelerine rağmen, bir sürü kalp kırgınlığıyla birlikte herkesi ikna etmiştim.
Burada bir es verip o zamanki erkek arkadaşımın şimdiki eşimin huyundan suyundan bahsetmek istiyorum. Kıskanç, otoriter,kısıtlayıcı tabiri caizse kadını köşe süsü olarak gören bir adamdır kendisi. İstediğinde şiddete başvurmaktan kendini geri koymayan, sesimi çıkardığım anda daha çok sinirlenen ama aldatma vb şeyler olmadığı için kendini dünyanın en iyi erkeği sanan biri işte.
Bütün bunları bile bile niye evlendin aptal diyebilirsiniz, çünkü 2 senedir aklım başıma gelmiş olacak ki 17 yaşındaki halime şuan bende aynı şeyi söylüyorum. Düğün dernek ile ilgili kısma girmeme gerek bile yok. İmkânlar olmadığı için herşeyin en azına yetinmek zorunda kaldım hepsi bu.
Herşeyin farklı olacağını düşünmüştüm çünkü evli olunca her an yanımda olacaktı. Yanlış birşey yapmadığımı bilecekti ve görecekti. Ama bilmedide yetmedide. Akrabalarımla uzaklaştım arkadaşlarımla görüşmedim varlığımın tek sebebi eve hizmet etmekle yükümlü bir kadına dönüştüm.
Ara ara şiddet hayatımızda hep oldu. Gözlüklerim parçalandı, yüzüm gözüm morardı. O anlarda hep nefret ettim ama sevginin ne demek olduğunu hala öğrenmediğimden ya da aileme zorla kabul ettirdiğim için utandığımdan mı bilmiyorum herşeye katlandım.
Evliliğimizin en başından beri çocuk istiyordu. Kendime hiç sormamıştım anne olmak istiyor muyum diye ama kısa bir tedaviden sonra hamile kaldım. 2016 Kasım ayında.
Hamilelik dönemimde son zamanlara kadar iyiydik birkaç basit tartışma sadece.. Ta ki kuzenimin düğününe kadar. Doğumuma bir ay kala.. Birlikte düğüne gitmek için evden çıktık (genel olarak hiç bir akrabamla bir arada olmak istemez ama o gün zorla ikna etmiştim) salona girip akrabalarımın yanına oturdum o dışarda vakit harcıyordu ve beni dışarı çağırdı. Ayrı masaya oturmadım diye tartıştık. Tehdit ettiği için ordan çıkmam gerekiyordu çünkü kuzenimin düğününü mahvedemezdim. Anneme ağrım var biraz diyip çıktım. Eve gidesiye kadar birbirimizi yedik ve evde çocuğumun yıkayıp ütüleyip kokusunu bile hissettiğim eşyalarını etrafa savurup beni itekleyip şeytansın sen diyene kadar.
Tam o noktada artık birşeyler kopmuştu. Çünkü karnımda bir melek varken evim için uğraşıp didinirken tek yaptığım sesimi çıkarmak bağırmak diye bunu haketmemistim.
Kızım doğdu bir ay sonra, kalbime gömdüğüm aşkımın yerine bir mucize..
Liseyi dışardan bitirip üniversitesi sınavına girmiştim. AÖF okuyorum şuan.
Fiziksel şiddet şuanda yok ama kızım doğduktan sonrada büyük kavgalarımız oldu. Ama psikolojik şiddet olduğu gibi devam ediyor.
2019 un son aylarında boşanmak için karar verdim. Ailemle konuştum. Ama babası vefat etmek üzere olduğu için ailem ısrarla şuan olmaz dedi direttim ama aldığım tek cevap konuşun oldu. Evet gitsem gelme demezlerdi ama arada babamla geçen birkaç konuşmadan sonra kalbim kırıklarla dolu kaldı.
Tek başıma birşeyler yapmak zorundayım ve sanırım çaresiz hissediyorum. Bide kahrolası gururum var ya benim.. Şimdiye kadar defalarca ayaklar altına aldığım..
Kızım 3 yaşına girmek üzere.. 2020 sonuna doğru bitmesini hedeflediğim bir okulum var ama bölümümle ilgili iş hemen bulamayabilirim. DGS geçiş imkanından dolayı ve hayalim olan meslek adına bu bölümü okuyorum. Şuan 23 yaşındayım. Kızımla birlikte yaşayabileceğim bir evim olsun ve bir işim olsun istiyorum şuanda sadece. Sizlerin bir çoğu benden büyük ve daha tecrübelisiniz.
Bu yüzden akıl vermenize ihtiyacım var.
Okulumun bitmesini bekleyip sonrasında iş bulup mu ayrılmalıyım yoksa şimdiden kızımla beni idare edebilecek düzeyde bir işe girip hemen mi kurtulmalıyım? ( Ailemin yanında uzun süre kalamam bazı sebeplerden ötürü ama yaşadığım şehir küçük olduğundan yakınlarında olacağım) Annem çalışıyor ve kızımı nereye bırakacağım ayrı bir muamma..
Lütfen göremediğim birşeyler varsa önümde seçenek olarak beni aydınlatın. Eğer buraya kadar tahammül ettiyseniz teşekkür ederim..
Keşke yorum yaparken biraz bu yorum konu sahibinin ne işine yarayacak diye düşünsek de yapsak. Çocukluk işte konu sahibi de farkında zaten. Sizin yorumunuz onu daha da üzmekten başka bi derde derman olmaz inanın.Çok uzun ama lisede böyle kızlar oluyordu hep, kendinden büyük erkeklerle sevgili oluyordu ben daha sessiz bir tip olduğum için bana garip geliyordu açıkçası ve korkutucu. Baban yaşında adammış gibi ne bileyim. Büyük ihtimalle lisede daha Özgüvenli Bi kızdınız ondan oldu belki de. Ya da daha rahat yani ama yaşıt sevgilin olsa anlarım benim de oldu çok da tatlıştı. Yani yanlış kelime yazmak istemiyorum kırmak istemiyorum ama böyle daha lay lay lol kızlar diyim yaşlı sevgili yapıyordu sonu da hep hüsran oluyor
Öyle ama hikaye hiç şaşmıyor.Keşke yorum yaparken biraz bu yorum konu sahibinin ne işine yarayacak diye düşünsek de yapsak. Çocukluk işte konu sahibi de farkında zaten. Sizin yorumunuz onu daha da üzmekten başka bi derde derman olmaz inanın.
Evet haklısınız diyelim de faydası nedir bunun. Çocukmuş zaten yaşının getirdiği gibi davranmış, ailesinin ne olursa olsun evlendirmemesi gerekirdi. Lay lay lom kızlar deyip ama kırmak istemiyorum deyince kırıcı konuşmamış olmuyorsunuz ki. Hepimiz insanız hatalar bizim için konu sahibi de farkında zaten. Yüze vurmak değil destek olmak gerekli diye düşünüyorum.Öyle ama hikaye hiç şaşmıyor.
Yaşınım gerektiği yaşta, yapması gerekeni yapmayan insanlar hep sorun yaşıyor.
Yani 17 yaşında bir cocuğun 30 yaşında adamla işi ne? Öss çalışması gerekir, (en son adı öss idi :/)
Neyse hayırlısı