- 8 Mayıs 2023
- 4.355
- 16.049
-
- Konu Sahibi mrsdentist
- #101
Biraz daha hassas cevap yazabiliriz hanımefendiye diye düşünüyorum. Zaten düşüncelerinin çok sağlıklı olmadığını ve psikolojik destek aldığını söylemiş. Anne adayı bile değilim ama aynı kaygıları taşıyorum ilerisini düşündüğümde. Sizi çok iyi anlıyorum, insan evladına gelecek en kötü olumsuz durumun düşüncesinde bile aklını kaçıracak gibi oluyordur ama hayatta mutlaka başına olumsuz şeyler gelecek. Derdini anlatacak yaşa geldiğinde de anlatamayabilir. Korkar, çekinir, utanır belki siz aylar sonra öğreneceksiniz arkadaşları tarafından kendisini üzen bir şey yaşadığını okul ortamında. İstediğimiz kadar hakim olmaya çalışalım her anına maalesef gerçekten fiziksel olarak hep yanında olmadığımız sürece bu mümkün olmayacak. Olumsuz düşüncelerden bir nebze olsun kendinizi uzaklaştırıp, sizinde dediğiniz gibi “sosyalleşecek, enerjisini atacak” kısımlarına odaklanmaya çalışın. Öğretmenlerin birebir numaralarını verseler her veli günde 50 kere yazardı o yüzden anlıyorum bu kuralı. Diğer veliler ile numaralaşabilirsiniz. Ara sıra küçük baskınlar yapabilirsiniz (hiç bilmiyorum orada bulunduğu saatler içinde durduk yere ziyarete izin var mı yada çocuğun sarkadaşlarıyla vakit geçirdiği zamanlarda sizi görmesi doğru mu, o an ki adaptasyonunu bozar mı vs) bir öneri sadece.Merhabalar. Aslında site üyesiyim fakat bu konuyu açmak için yeni bir üyelik açtım. Biraz uzun yazdım okumak istemeyenler sondaki soruya bakabilir. Bir derdim var ve çevremdekilere yapmak istediğim şeyi anlatınca yargılanmaktan endişe ediyorum. Aslında bunun yanlış ve suç olduğunu, anksiyete bozukluğum olduğunu biliyorum. Ama yine de fikir almak istedim. 2 yaşında oğlum kreşe başladı. Ben de işe başlayacağım. Aslında bakıcı aradık fakat bulamadık. Bakıcı arama sürecinde oğlumu evde tek bir kişiye emanet etme fikrinden uzaklaştım. Kreşte bir sürü çocuk olduğu için ve aile bakanlığı tarafından yönetmelikler belirlendiği için daha güvenli bir ortam olacağını düşündüm. Hayatımın her alanında değil ama bence çocuk konusunda aşırı kontrolcü biriyim. Bu arada memurum, işe dönmek zorundayım. Yaşadığımız şehirde hiç akrabamız yok. Yani kreş bizim için bir tercih değil zorunluluk. Ve kreşin hareketli ve sosyal olan oğluma iyi geleceğini biliyorum. Kreşe başlayan ilk çocuk benim oğlum değil, bu ayrılık sürecini yaşayan bir sürü ebeveyn var. Bunları sürekli kendime telkin etmeme rağmen. Biraz da aileden arka plandan gelen endişeler (anneanne-babaanne) sebebiyle kreşlere ve kreş yöneticilerine, öğretmenlere güvenmiyorum. Çevremde görüştüğüm kreşler arasında en iyisini seçmeye çalıştım. Fakat görüşme aşamasında öğretmenlerle değil yönetici ve işletmecilerle muhatap oldum. Aynı şekilde alışma sürecinde mesaj gönderip aradığım telefon da kreşin sabit olarak kullandığı telefon. Öğretmenlerle yalnızca çocuğu alıp bırakırken iletişim kurabiliyorum. Telefonlarını vermiyorlar. (Telefonlarını istemek bencilce olabilir zaten vermemeliler belki de) Ancak bütün iletişimimin yalnızca yöneticinin istediği şekilde yönlendirilebileceği endişesi taşıyorum. Örneğin oğlum bir akran zorbalığına maruz kalıyorsa veya arkadaşlarına kendini zorbalık uyguluyorsa. Yemek yemek istemiyor ve iştahsızsa. Mutsuz ve hırçınsa. Onunla alakalı her detayı bilmek istiyorum. Ama kurumun aynı zamanda bir ticarethane de olduğunu düşününce öğrenci kaybedebilecekleri herhangi bir bilgiyi benimle paylaşmayacaklarından korkuyorum.
Son birkaç gündür aklıma gelen: Minik bir ses kayıt cihazı alıp birkaç gün oğlumla birlikte okula göndermek. En azından ben kuruma güvenebilene kadar.
Siz olsanız ne yapardınız? Hiç aklınızdan böyle düşünceler geçti mi?
Ya ben bu olaya avantajsız grup açısından bakıyorum. Öğretmen evet huzursuz olur ama bir çocuk taciz de ediliyor olabilir mesela. Çocuğun mağduriyeti daha büyük. Keşke bir çözümü olsa böyle konuların ama kimseyi etkilemeden çözüm mümkün olmuyor maalesefO zaman şöyle bir durum olabilme ihtimali çok yüksek; bazı veliler öğretmenlerin her hareketini, her mimiğini, her adımını anlamlandırmaya çalışacaklar ve sürekli bir endişe ve suçlama halinde olacaklar. Bu da kısa bir süre sonra sınıf içindeki verimi düşürecek. Öğretmen en normal şeyi yapsrken bile "acaba kameradan şöyle görünür mü" diye düşünecek. Anne olmak çok zor, benim oğlum da 1 yaşına giriyor, anaokulu öğretmeni olduğum halde şimdiden endişeleniyorum okula başladığını düşündükçe, ya düşersr, ya aç kalırsa, ya çok ağlarsa ve haberim olmazsa diye ancak anaokulu öğretmeni olmak da hiç kolay değil. Siz öğretmenlere karşı açık ve net olun yeter. Eğer yetkin kişilerde sizi tatmin edeceklerdir.
Teşekkür ederim desteğiniz için. Anksiyetemi mesleğimin tetiklediğini düşünüyorum. Haklısınız. İlerleyen zamanlarda taleplerime daha uygun bir kreş bulmayı umut ediyorum.Kendinize boşuna hasta mıyım şöyle miyim böyle miyim demeyin yani hissetikleriniz annelik iç güdüsü ile çok normal. Kaldıki bi sağlıkçı ile başka meslek grubu anksiyetesi bir olmuyor bir sürü şey gördüğümüz için başkasının aklına gelmeyen olasılıklar beynimize doluşuyor bu sadece anksiyete değil mesleki deformasyon (psikiyatri görüşü). Bende anksiyete ve kaygı bozukluğu için yardım aldım ve hekim görüşü bu şekilde oldu. Siz hasta değil sağlıklı düşünebilen ve sektörden dolayı anksiyeteye yaklaşmış bir annesiniz bu kadar. Stresinizi nasıl yöneteceğinizi planlayın kreş içinize sinmezse başka yer bakarsınız.
Paylaşımınız için teşekkür ediyorum farklı bir bakış açısı kazandım.Evet kültür olarak, Türkiye’de beyaz yaka, çalışarak bi yere gelmiş kişiler çocukluk travmalarını acayip büyütüyor gözünde. Biz de arkadaşlardan esdosttan göre göre bunu normal sanıyoruz.
Ben yurtdışında yaşıyorum ve bebeğim 1 yaşından itibaren kreşe gidiyor. İki kültür arasındaki çocuk yetiştirme farklarını çok net görüyorum. Mesela ekran açarak çocuğa yemek yedirmeyi sadece Türkiye tatillerinde görüyorum. Veya gece 10 a 11e kadar duran çocukları da Türkiye’de görüyorum. Ancak bunu Türkiye kötü anlamında söylemiyorum, bu kadar “travma olur” kaygısını da sadece Türkiye’de görüyorum. Bu konuda sadece kendi kişisel gözlemime dayalı konuşmuyorum. Zorlandığım anlarda destek aldığım bir pedagogumuz var (Türk değil) beni bu travma korkusunda pedagogumuz yatıştırıyor. Örneğin bebeğim yemek yerken benim çatalımı istiyor, ucu ince, ağzına yüzüne batırsa canı acıyacak. Pedagogumuz gayet sakin “çatalını almasını istemiyorsan elinden almalısın” dedi, tabii bizimki çatalı aldım diye ağlamaya başladı. Pedagogumuz yine gayet sakin ve kesinlikle şunu savunuyor “hiçbir bebek annem elimden çatalı aldı ve beni ağlattı diye travma yaşamaz” ve şöyle örnek veriyor: hepimize aşı yapıldı, hem de birden çok kez. Hem de aşı yapılırken en güvendiğimiz kişi olan annemiz kolumuzu açıp bize iğne sokulmasına, canımızın yanmasına izin verdi. Peki neden herkeste aşı travması yok? Travma yaratacak şeyler daha tekrarlayan, çocuğun güvenli ortamda olduğuna dair sorgulama yaratan durumlar.
Bebeğim kreşe İlk başladığında ben de, sizin kadar olmasa da, kaygılıydım. Benimki 1 yaşında dizi morarsa nasıl olduğunu bile gösteremeyecek durumdaydı. Hiç değilse sizinki kendini yere atarak gösterebiliyor. Bu şu demek: Allah korusun bi tokat durumu olsa gösterebilir. Genel olarak modu iyi. Benim avantajım sanırım şu, kültürel olarak Türkler saklamaya ne kadar yatkınsa buradakiler dan dun söylüyorlar. Bugün hiçbir şey yemedi, bugün 1 saat uyumadı diye (ben de ilk başta bununla başermekte zorlanıyordum, çünkü çocuğumu almaya her gidişimde şikayet ediyorlar gibi hissediyordum) whatsapp grubunuz yok mu günlük olarak ne yiyorlar ne yapıyorlar foto paylaşılmıyor mu
Teşekkür ediyorum güzel önerileriniz içindüşüncelerinizin aşırı olduğunun siz de farkındasınız. Evet annelik çok zor çalışan anne olup birilerine emanet etmek daha zor ama sonsuza kadar fanusta yaşayamaz. İnanın bi yerden sonra tevekkül eden insanların çocukları hep daha özgüvenli daha başarılı daha normal oluyor, fanusta büyütmeye çalışanların gerçekten hep bi sorun oluyor çocuklarında. Korkmayın güvenilir bir yer bulduysanız Allah’a emanet diyin gönderin. Ha bana kalırsa bi tık erken 2 yaş ama şu durumunuzda zaruri imiş, umarım her şey gönlünüzce olur. Bırakın biraz dış dünyaya alışsın çocuk, biz yeni nesil olarak bi tık abartıyoruz, aman travmasız olsun aman her şey mükemmel olsun. Sonra o çocuklar büyüyünce hayattaki her olumsuzlukta çöküyor maalesef. Bi yerden sonra tevekkül
Önerileriniz ve nazik yaklaşımınız için teşekkür ederim.Biraz daha hassas cevap yazabiliriz hanımefendiye diye düşünüyorum. Zaten düşüncelerinin çok sağlıklı olmadığını ve psikolojik destek aldığını söylemiş. Anne adayı bile değilim ama aynı kaygıları taşıyorum ilerisini düşündüğümde. Sizi çok iyi anlıyorum, insan evladına gelecek en kötü olumsuz durumun düşüncesinde bile aklını kaçıracak gibi oluyordur ama hayatta mutlaka başına olumsuz şeyler gelecek. Derdini anlatacak yaşa geldiğinde de anlatamayabilir. Korkar, çekinir, utanır belki siz aylar sonra öğreneceksiniz arkadaşları tarafından kendisini üzen bir şey yaşadığını okul ortamında. İstediğimiz kadar hakim olmaya çalışalım her anına maalesef gerçekten fiziksel olarak hep yanında olmadığımız sürece bu mümkün olmayacak. Olumsuz düşüncelerden bir nebze olsun kendinizi uzaklaştırıp, sizinde dediğiniz gibi “sosyalleşecek, enerjisini atacak” kısımlarına odaklanmaya çalışın. Öğretmenlerin birebir numaralarını verseler her veli günde 50 kere yazardı o yüzden anlıyorum bu kuralı. Diğer veliler ile numaralaşabilirsiniz. Ara sıra küçük baskınlar yapabilirsiniz (hiç bilmiyorum orada bulunduğu saatler içinde durduk yere ziyarete izin var mı yada çocuğun sarkadaşlarıyla vakit geçirdiği zamanlarda sizi görmesi doğru mu, o an ki adaptasyonunu bozar mı vs) bir öneri sadece.
MerhabaMerhabalar. Aslında site üyesiyim fakat bu konuyu açmak için yeni bir üyelik açtım. Biraz uzun yazdım okumak istemeyenler sondaki soruya bakabilir. Bir derdim var ve çevremdekilere yapmak istediğim şeyi anlatınca yargılanmaktan endişe ediyorum. Aslında bunun yanlış ve suç olduğunu, anksiyete bozukluğum olduğunu biliyorum. Ama yine de fikir almak istedim. 2 yaşında oğlum kreşe başladı. Ben de işe başlayacağım. Aslında bakıcı aradık fakat bulamadık. Bakıcı arama sürecinde oğlumu evde tek bir kişiye emanet etme fikrinden uzaklaştım. Kreşte bir sürü çocuk olduğu için ve aile bakanlığı tarafından yönetmelikler belirlendiği için daha güvenli bir ortam olacağını düşündüm. Hayatımın her alanında değil ama bence çocuk konusunda aşırı kontrolcü biriyim. Bu arada memurum, işe dönmek zorundayım. Yaşadığımız şehirde hiç akrabamız yok. Yani kreş bizim için bir tercih değil zorunluluk. Ve kreşin hareketli ve sosyal olan oğluma iyi geleceğini biliyorum. Kreşe başlayan ilk çocuk benim oğlum değil, bu ayrılık sürecini yaşayan bir sürü ebeveyn var. Bunları sürekli kendime telkin etmeme rağmen. Biraz da aileden arka plandan gelen endişeler (anneanne-babaanne) sebebiyle kreşlere ve kreş yöneticilerine, öğretmenlere güvenmiyorum. Çevremde görüştüğüm kreşler arasında en iyisini seçmeye çalıştım. Fakat görüşme aşamasında öğretmenlerle değil yönetici ve işletmecilerle muhatap oldum. Aynı şekilde alışma sürecinde mesaj gönderip aradığım telefon da kreşin sabit olarak kullandığı telefon. Öğretmenlerle yalnızca çocuğu alıp bırakırken iletişim kurabiliyorum. Telefonlarını vermiyorlar. (Telefonlarını istemek bencilce olabilir zaten vermemeliler belki de) Ancak bütün iletişimimin yalnızca yöneticinin istediği şekilde yönlendirilebileceği endişesi taşıyorum. Örneğin oğlum bir akran zorbalığına maruz kalıyorsa veya arkadaşlarına kendini zorbalık uyguluyorsa. Yemek yemek istemiyor ve iştahsızsa. Mutsuz ve hırçınsa. Onunla alakalı her detayı bilmek istiyorum. Ama kurumun aynı zamanda bir ticarethane de olduğunu düşününce öğrenci kaybedebilecekleri herhangi bir bilgiyi benimle paylaşmayacaklarından korkuyorum.
Son birkaç gündür aklıma gelen: Minik bir ses kayıt cihazı alıp birkaç gün oğlumla birlikte okula göndermek. En azından ben kuruma güvenebilene kadar.
Siz olsanız ne yapardınız? Hiç aklınızdan böyle düşünceler geçti mi?
Keşke olsa. Ben eğitim kalitesi açısından baktım olaya, işin içinden gelince ister istemez aklıma bu geliyor ilk. Keşke çocukları her kötülükten koruyabilsek, sarıp sarmalayabilsekYa ben bu olaya avantajsız grup açısından bakıyorum. Öğretmen evet huzursuz olur ama bir çocuk taciz de ediliyor olabilir mesela. Çocuğun mağduriyeti daha büyük. Keşke bir çözümü olsa böyle konuların ama kimseyi etkilemeden çözüm mümkün olmuyor maalesef
Ya benim de hiç unutmadığım bir anım var böyke. İlk senemde 3 yaş sınıfında öğretmenim. Okuldan çıktım müdür aradı; "X'in annesi aradı, X eve gidince Mervucka bana mavi şişeden bi ilaç içirdi demiş. Kadın çocuğu tahlile götürecekmiş. Neden böyle dedi sence". Başımdan aşağı kaynar sular döküldü ilk anda. Sonra bi düşündüm ki o gün kalabalık bi grupla doktorculuk oynamıştık ve doktor oyuncaklarının içinde mavi, yeşil, kırmızı cam eski gerçek ilaç şişeleri var. X de uzaktan bizi izlemişti ama nedense oyuna katılmamıştı. Ben de dahil etmek için şişelerden birisini vermiştim ona. Anneyi hemen arayıp bunu anlatmıştım. Telefonda müdür esip gürleyen, çocuğu hastaneye götüreceğini söyleyen veli " ay tahmin etmiştim zaten, bizimki öyle kafasından hikaye atar" demişti. Okulda öğrenmediğim bir tecrübe yaşamıştım o gün.Merhaba
Sizin kadar değil ama bende çok endiselenmistim her anne gibi öncelikle bu sebepten kendinizi suçlamayın anladığım kadarıyla terapi de alıyorsunuz zamanla bunun önüne geçersiniz inşallah
Ben size konunuzun bana hatırlattığı komik bir anımı anlatmak istiyorum
3 kizim var en küçüğü kreşe başladı konuşuyor derdini anlatıyor ama biliyorum gitmek istemiyor
evde İki ablası ve ben yaşıyoruz eşim yurt dışında çalışıyor o dönem Ben büyük kızlara kızdığımda yani gerçek bir kızma değil de işte söylendiğimde falan böyle ya da Şakayla karışık durumlarda asacağım kulaklarınızdan tavana gibi bir cümle kuruyorum kulaklarınızdan tavana asacağım kulaklarından tavana asmak lazım böyle cümleler
Neyse bir gün bu ufaklık eve geldi baktım yüzü gözü bir Mahsun Hayırdır dedim
bugün okulda çok kötü bir şey oldu dedi Öyle mi Ne oldu dedim öğretmen beni kulaklarımdan tavana astı dediGerçekten mi dedim Evet gerçekten dedi
yani Nasıl dumur oldum bakıyorum Diyorum ki sen şu bücüre bak diyorum yani Bu benim sürekli kullandığım bir cümle ve ben eskaza bunun yerine işte suratına bir tane vuracağım gibi bir cümle kuruyor olsaydim eve gelip öğretmen suratıma bir tane vurdu deseydi beni sanirim kimse durduramazdi
Yani demek istediğim bunlar var ya çok fena oluyorlar
Hanımefendi neye dayanarak böyle emin emin konuşuyorsunuz ? “İlk suç olduğu için hagb alır” mesela biz ne hukuk fakültesinde ,ne adalet akademisinde ,ne hakim savcılık stajında ne de meslek hayatımızda böyle bir uygulama öğrenmedik. İlk suçu olduğu halde binlerce ceza verdiğim dosya var. Bu hakimin takdirindedir ve yine benim gibi cezalandırılmamış suçun teşvik ediliciğine inandığı için cezadan yana olan binlerce hakim var.Tespiti halinde tabii. Ve ilk suç olduğu için hagb alır. Millet adam yaralıyor korkmuyor bundan mi korkacak.
Üst mahkemeden de onaylandı mi verdiginiz binlerce ceza.Hanımefendi neye dayanarak böyle emin emin konuşuyorsunuz ? “İlk suç olduğu için hagb alır” mesela biz ne hukuk fakültesinde ,ne adalet akademisinde ,ne hakim savcılık stajında ne de meslek hayatımızda böyle bir uygulama öğrenmedik. İlk suçu olduğu halde binlerce ceza verdiğim dosya var. Bu hakimin takdirindedir ve yine benim gibi cezalandırılmamış suçun teşvik ediliciğine inandığı için cezadan yana olan binlerce hakim var.
Hukuk zor ve detaylı bir alandır öyle bir yerlerden duyduğunuz bilgilerle yılların hukukçusu gibi yazmayın bence
Verdiginiz cezaları değil de ilk suçu olduğu halde onaylanmış ceza almış örnekleri verin. Cezasını çekmiş kişileri örnek verin. Ceza infaz yasası yüzünden su an yerlerde hukuk. Kimsenin bir suçtan korktuğu falan yok. Herkes elini kolunu sallıyor. Kadın burda çocuğu için endişe ettiği ses kaydından mi korkacak. Üstelik tespit edilip edilemeyeceği belli olmayan bir şey için. Sade vatandaşlari korkutuyor anca hukuk. Başka bir işe yaramiyor. Suçlular daha iyi biliyor zaten hangi suçtan ne kadar yatarım olur vs.Hanımefendi neye dayanarak böyle emin emin konuşuyorsunuz ? “İlk suç olduğu için hagb alır” mesela biz ne hukuk fakültesinde ,ne adalet akademisinde ,ne hakim savcılık stajında ne de meslek hayatımızda böyle bir uygulama öğrenmedik. İlk suçu olduğu halde binlerce ceza verdiğim dosya var. Bu hakimin takdirindedir ve yine benim gibi cezalandırılmamış suçun teşvik ediliciğine inandığı için cezadan yana olan binlerce hakim var.
Hukuk zor ve detaylı bir alandır öyle bir yerlerden duyduğunuz bilgilerle yılların hukukçusu gibi yazmayın bence
Ben kızımı anaokuluna başlatırken yetkliye özellikle belirtmiştim,çocuktur bu düşer kalkar olabilir ama böyle bir durum yaşanırsa bir zarar görmese bile,keyfi yerinde olsa bile bilmek istiyorum. Yanlış anlamayın,bazı düşmelerde sonradan sorun yaşanabiliyor ki yaşayan bir tanıdığım oldu,olayi da anlattım onlara(buradan yazıp sizi strese sokmak istemem),ben gözlemlemek istiyorum evde uykusu geliyormu,halsiz mi ,kusarsa ,gözlerde kayma vs olursa diye takip edebilmeliyim diye anlatmıştım,anlayış göstermişlerdi. Özel butik bir yerdi zaten,her düşme vb durumlarda bilgilendirildim. Kızımda anlatabiliyordu zaten olanı biteni.Evet bilgilendiriyorlar, sorduğum zaman anlatıyorlar. Eksik ya da yanlış bilgi veriliyor endişesi taşıyorum. Mesela çocuk yemek yemediğinde bunu başarısızlık olarak görüp bana yedi diyecekler gibi geliyor. Ya da misal düşüp başını çarptığında söylemeyeceklerinden korkuyorum. Haberlerde görüyoruz ya anaokulu ya da kreşlerde çocukların başına bir şey geldiğinde nasıl olduğu saklama veya örtbas etme derdinde oluyor kurumlar.
Kimseye yazık olmasın diye sizlerden olumlu ve yapıcı öneriler almak için geldim buraya. Linçlenmek için değil. Psikoloğuma anlatacağım ilk seansa gittiğimde. Zaten düşüncelerimin sağlıklı olmadığını yazdım. Biraz sakin cevaplar mı verseniz.
Merhaba, kızım 2.5 yaşında başladı krese, kardeşi 6 aylıktı. Içinize en sinen kreşe verdiyseniz endişe etmeyin. Ben cok cok rahat bir insanım çocuklarıma ve hayata karşı. Sanki ben rahat oldukça şans o kadar yüzüme gülüyor gibi. Çok iyi bir kreşe ve dünyanin en iyi oğretmenine denk geldim. Mesela geçen gün bana kızımın 3 kaşık patlıcan yediğini sevinçle anlattı. Oysa ben hic sorgulamam. Az cok cocugumun iştahinı bilirim. Tek tek yeme içme uyuma vs gibi şeyler çok gorevi olmasada ogretmeni bana sürekli detay bilgi veriyor. Çoğunda siz ne derseniz o diyorum. Bir gün biraktim tam arabaya gidecekken bahçeden bi gördüm (onlar beni görmüyor) koşarak bir sarıldılar ama varya kizimi bir öpüyor evladı dersiniz. Kizimda onu öyle. Ah ağladım sevinçten. Evladimin ne kadar mutlu bir yerde guvende olduğunu bir kez daha görünce. Bu kadar detaylı yazmamın sebebi içiniz rahat olsun diye. Aksilikler elbette olacak. Kizimin elini ısırdı bir arkadaşı, biri yanağını. Hemen ogretmeni arayip böyle böylw oldu endise etmeyin krem sürdük ama bilin dediler. Canı acıdığı icin biraz üzüldüm ama kizim kendini korumayi ogrendi. Oncede korkardi ses edemezdi simdi biri ona zarar vermeye kalksa hemen tepki gösteriyor. Sizin korkulariniz ve korumaciliginiz inanin cevreden daha büyük zarar veriyor. Ileriye gitmedigi muddetce yaşadığı tüm zorluklar onu güçlendirecek güzellikler ise hep mutlu edecek.Merhabalar. Aslında site üyesiyim fakat bu konuyu açmak için yeni bir üyelik açtım. Biraz uzun yazdım okumak istemeyenler sondaki soruya bakabilir. Bir derdim var ve çevremdekilere yapmak istediğim şeyi anlatınca yargılanmaktan endişe ediyorum. Aslında bunun yanlış ve suç olduğunu, anksiyete bozukluğum olduğunu biliyorum. Ama yine de fikir almak istedim. 2 yaşında oğlum kreşe başladı. Ben de işe başlayacağım. Aslında bakıcı aradık fakat bulamadık. Bakıcı arama sürecinde oğlumu evde tek bir kişiye emanet etme fikrinden uzaklaştım. Kreşte bir sürü çocuk olduğu için ve aile bakanlığı tarafından yönetmelikler belirlendiği için daha güvenli bir ortam olacağını düşündüm. Hayatımın her alanında değil ama bence çocuk konusunda aşırı kontrolcü biriyim. Bu arada memurum, işe dönmek zorundayım. Yaşadığımız şehirde hiç akrabamız yok. Yani kreş bizim için bir tercih değil zorunluluk. Ve kreşin hareketli ve sosyal olan oğluma iyi geleceğini biliyorum. Kreşe başlayan ilk çocuk benim oğlum değil, bu ayrılık sürecini yaşayan bir sürü ebeveyn var. Bunları sürekli kendime telkin etmeme rağmen. Biraz da aileden arka plandan gelen endişeler (anneanne-babaanne) sebebiyle kreşlere ve kreş yöneticilerine, öğretmenlere güvenmiyorum. Çevremde görüştüğüm kreşler arasında en iyisini seçmeye çalıştım. Fakat görüşme aşamasında öğretmenlerle değil yönetici ve işletmecilerle muhatap oldum. Aynı şekilde alışma sürecinde mesaj gönderip aradığım telefon da kreşin sabit olarak kullandığı telefon. Öğretmenlerle yalnızca çocuğu alıp bırakırken iletişim kurabiliyorum. Telefonlarını vermiyorlar. (Telefonlarını istemek bencilce olabilir zaten vermemeliler belki de) Ancak bütün iletişimimin yalnızca yöneticinin istediği şekilde yönlendirilebileceği endişesi taşıyorum. Örneğin oğlum bir akran zorbalığına maruz kalıyorsa veya arkadaşlarına kendini zorbalık uyguluyorsa. Yemek yemek istemiyor ve iştahsızsa. Mutsuz ve hırçınsa. Onunla alakalı her detayı bilmek istiyorum. Ama kurumun aynı zamanda bir ticarethane de olduğunu düşününce öğrenci kaybedebilecekleri herhangi bir bilgiyi benimle paylaşmayacaklarından korkuyorum.
Son birkaç gündür aklıma gelen: Minik bir ses kayıt cihazı alıp birkaç gün oğlumla birlikte okula göndermek. En azından ben kuruma güvenebilene kadar.
Siz olsanız ne yapardınız? Hiç aklınızdan böyle düşünceler geçti mi?
Bence istifa edin ,evlenene kadar kendiniz bakın çocuğunuza böylece yaşadığınız şehirde ki kurum ve kurum çalışanları gazabınızdan kurtulmuş olur. Ayrıca yapmaya çalıştığınız şey suç hanımefendi siz iyi misiniz???Merhabalar. Aslında site üyesiyim fakat bu konuyu açmak için yeni bir üyelik açtım. Biraz uzun yazdım okumak istemeyenler sondaki soruya bakabilir. Bir derdim var ve çevremdekilere yapmak istediğim şeyi anlatınca yargılanmaktan endişe ediyorum. Aslında bunun yanlış ve suç olduğunu, anksiyete bozukluğum olduğunu biliyorum. Ama yine de fikir almak istedim. 2 yaşında oğlum kreşe başladı. Ben de işe başlayacağım. Aslında bakıcı aradık fakat bulamadık. Bakıcı arama sürecinde oğlumu evde tek bir kişiye emanet etme fikrinden uzaklaştım. Kreşte bir sürü çocuk olduğu için ve aile bakanlığı tarafından yönetmelikler belirlendiği için daha güvenli bir ortam olacağını düşündüm. Hayatımın her alanında değil ama bence çocuk konusunda aşırı kontrolcü biriyim. Bu arada memurum, işe dönmek zorundayım. Yaşadığımız şehirde hiç akrabamız yok. Yani kreş bizim için bir tercih değil zorunluluk. Ve kreşin hareketli ve sosyal olan oğluma iyi geleceğini biliyorum. Kreşe başlayan ilk çocuk benim oğlum değil, bu ayrılık sürecini yaşayan bir sürü ebeveyn var. Bunları sürekli kendime telkin etmeme rağmen. Biraz da aileden arka plandan gelen endişeler (anneanne-babaanne) sebebiyle kreşlere ve kreş yöneticilerine, öğretmenlere güvenmiyorum. Çevremde görüştüğüm kreşler arasında en iyisini seçmeye çalıştım. Fakat görüşme aşamasında öğretmenlerle değil yönetici ve işletmecilerle muhatap oldum. Aynı şekilde alışma sürecinde mesaj gönderip aradığım telefon da kreşin sabit olarak kullandığı telefon. Öğretmenlerle yalnızca çocuğu alıp bırakırken iletişim kurabiliyorum. Telefonlarını vermiyorlar. (Telefonlarını istemek bencilce olabilir zaten vermemeliler belki de) Ancak bütün iletişimimin yalnızca yöneticinin istediği şekilde yönlendirilebileceği endişesi taşıyorum. Örneğin oğlum bir akran zorbalığına maruz kalıyorsa veya arkadaşlarına kendini zorbalık uyguluyorsa. Yemek yemek istemiyor ve iştahsızsa. Mutsuz ve hırçınsa. Onunla alakalı her detayı bilmek istiyorum. Ama kurumun aynı zamanda bir ticarethane de olduğunu düşününce öğrenci kaybedebilecekleri herhangi bir bilgiyi benimle paylaşmayacaklarından korkuyorum.
Son birkaç gündür aklıma gelen: Minik bir ses kayıt cihazı alıp birkaç gün oğlumla birlikte okula göndermek. En azından ben kuruma güvenebilene kadar.
Siz olsanız ne yapardınız? Hiç aklınızdan böyle düşünceler geçti mi?