• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Cinnet geçirmekten korkuyorum. İyi değilim...

Pedagog yerine bie çocuk psikiyatristi ile görüşmeniz daha uygun olur sanki... Hem çocuğunuzun hem de sizin sağlığınız için elbette. Eminim bu agresifliği kendine de çok zarar veriyordur. Özellikle araba takıntısı, sürekli tekrar etmesi kalabalık ortamda gerilmesi, hatta hızlı öğreniyor olması beni çok düşündürdü.
 
Cocuk etrafi kirip dokerken “annecimm annecimm” diye konusan kadinin cocugunun sakinlestigini hic gormedim ama var demekki bana denk gelmedi aksine daha cok azitiyor cocuk. Izlerken beni sinir basiyor.

Cocuk ortaligi yikip dokuyor, agliyor, daha bit kadar cocuk annesine avazi ciktigi kadar bagirip bir ton laf sayiyor hatta annesine vuran cocuklarda gordum ama kadin hala konusmaya calisiyor. Annecimm anneciimli konusmasinin bir ise yaradigi da yok iyi bisey yaptigini saniyor ama... Herseyin bir siniri olmali iyi yetistirmekle simarik yetistirme baya karistiriliyor. Benim cocugum yok olsa cok mu iyi yetistiririm hayir yazik cocuga o yuzden yok. :KK70: cekemem boyle seyleri.
Cocuk dil gelişimini henüz tamamlayamamisken, üstüne üstlük duyduğunu analiz edip anlam çıkarma becerisine henüz eli deymemisken, sadece davranışlardan anlayan evladina sözel olarak derdini sözüm ona ağzı "annecim" derken davranışları "ah bir eve gidelim, ben senin hakkından gelmesini bilirim" mesajları gönderen zavallı anneler elbette sorunu cozemeyecektir.
Keza, dili de kalbinden geçeni söyleyen "eşek sıpası, ah eve bir gidelim ben senin hakkından gelirim" diyen zavallı anneler de çocuğunu korku belasina, kisa süreli düzeltmiş gibi görünse de, çocuğu anneyi taciz davranışlarını arttırarak devam ettirecek... bir çocuğun kişilik gelişimi en çok da korktuğu biri ile bir arada yaşamak zorunda olduğunda örseleneceginden, bu zavallı anne de yavrusuna büyük bir zarar vermiş olacak.

Davranışı sevgi dolu bir haldeyken yavrusunu koşulsuz kucaklayan, ona sadece "seni anliyorum, haklısın" diyebilen anne olmaya sabır göstermek inanın daha etkili... ...üstelik daha da kolay.
 
Benim bir tanıdığım vardı 2 oğlu var en son hatırladığım küçücük çocuğun 2 eline kaldırım taşını alıp insanlara atmaya çalışması o kadın buraya gelse de bir neler yaşadı anlatsa keşke psikolojik tedavi görmeye başlamıştı,kriz geçirirdi kaskatı olurdu o anlarda

Umarım hayatınızda herşey yoluna girer tek dileyebileceğim şey bu umarım çözüm bulabilirsiniz
 
İki kuzenim var, ikisinin de çocuğu aynen böyle.
İkisi de çocuklarını doktora götürdü, ikisine de ilaç reçete edildi. Bir aile çocuğunun ilaç kullanmasını kabul etti diğer aile ise ret etti. İlaç kullanan çocuk şu an melek gibi (maşallah), hatta 6 ay içinde çocuğun ruh hali çok düzeldi. İlaç kullanmayan ise hala aynı. İnan bana düğünde cenazede görmekten korkuyorum. Çocuğun ruh hali çok değişik çünkü.
Lütfen iyi bir uzmana danışın, İstanbulda yaşıyorsanız ve imkanınız varsa Nİşantaşı bağdat caddesi gibi yerlerde faaliyet gösteren ünlü pedagogların çocuğunuzu görmesini sağlayın, verieln ilaçları düzenli kullandırtın.
Allah size sabır versin
 
Yani şimdi çocuk sahibi değilim ama hiç taşlamayacağım. Benim kuzenimin oğlu var 2.5 yaşında. Kıçının üzerine oturtsan zıplaya zıplaya gider yerinde durmaz,annesine hayatı zehir eder ,her yerde ağlar, diğer kuzenimin kızını deli gibi döver kafasına oyuncak fırlatır ağlatır,birinin elinde para görsün benimde benim diyip ortalığı yıkar,istediği bişey olmayınca nasıl ağlar 2 katlı evi birbirine katar,babasına dede,dedesine baba der bunun sebebi de ilk çocuk olması ve isminin ölen dedesinin ismi olması ve ona benzemesi.. Kıyamazdık bu yüzden halamlar ve biz ona çok sevgi tolerans gösteriyorduk zamanında ama en son ailemizin cenazesinde insanlara verilen pilava elini daldırıp cingar çıkartınca annesi küçük bi odaya bıraktı ve "bir daha seninle konuşmayacağım sen çok kötü bi çocuk oldun." dedi ağlayarak. Sanırım o bundan etkilendi ki artık huysuzluğunu baya bi azalttı. Ara sıra yine yapar,yengem de hemen ağlıyormuş gibi yapar o da huysuzluğunu kesiyor böylelikle.
 
İki kuzenim var, ikisinin de çocuğu aynen böyle.
İkisi de çocuklarını doktora götürdü, ikisine de ilaç reçete edildi. Bir aile çocuğunun ilaç kullanmasını kabul etti diğer aile ise ret etti. İlaç kullanan çocuk şu an melek gibi (maşallah), hatta 6 ay içinde çocuğun ruh hali çok düzeldi. İlaç kullanmayan ise hala aynı. İnan bana düğünde cenazede görmekten korkuyorum. Çocuğun ruh hali çok değişik çünkü.
Lütfen iyi bir uzmana danışın, İstanbulda yaşıyorsanız ve imkanınız varsa Nİşantaşı bağdat caddesi gibi yerlerde faaliyet gösteren ünlü pedagogların çocuğunuzu görmesini sağlayın, verieln ilaçları düzenli kullandırtın.
Allah size sabır versin
Ucretlendirmesi pahalı olabilir belki o semtlerin, devlet hastanesinin doktorları da çok iyi ağır bir depresyon geçirdim bende, doktorum GATA mezunu Askeriyeyi bırakmış devlet hastanesine geçiş yapmış.
 
Prof. Dr. Ayşe Melda Akçaķın'a götürün. Kliniğinde birkaç uzman birlikte çalışıyorlar. Normalde Ankara'da kliniği ama alanında otoritedir. Getirme imkanınız varsa hiç düşünmeyin.
Bence önce bir arayın, telefonda da yardımcı olacaktır. Bir danışır, durumu anlatırsınız, size bir yol gosterirler diye düşünüyorum. İstanbul'da da danışan kabul edip etmediğini sorarsınız hem.
Çocukta illa bir problem olacak diye bir şey yok. Her şey yolundaysa neler yapabileceğinizi öğrenirsiniz, kuzudan evvel sizin de yardıma ihtiyacınız var belli ki. Allah yardımcınız olsun.
 
Yetişkin mantığı sizin dediğinizi gerektiriyor, fakat sadece 2 yaşındaki bir çocuğun (gelişimini halen sürdüren, olgunlaşmamış) mantığı anlaşılmak, kendinden taraf olan, koşulsuz anne sevgisine muhtaç.
Hayatın ilk yılları güzel hisler edinme dönemi... Sonrası güzel hatıralar...
Konu sahibinin şahsında biz tüm anneler, çocuklarımızın hayatlarının bu ilk dönemlerinde, yanimizdayken kendilerini mutlu hissedecekleri hatıralar bırakmalıyız.
Bunun tek yolu, sınırsız (sinirsiz) ve koşulsuz sevgi ve kendilerinden taraf olmamızdır (yani onlara hak verebilmektir).
Bunu başarmanın ilk adımı sevgi dolu sarılmak ve kriz anlarında onların iç sıkıntısını anlamak üzere "haklısın" diyebilmektir.
Bir çocuk annesini, değil arkadaşından/kardeşinden/akrabasindan kiskanmak, annesini ayikladigi fasulyeden kıskanır diyor (çocuk norologu) prof.dr.Sabiha Paktuna.

Davranışlara söz geçirmek kitabını okumanızı öneririm.
Özellikle çocuk mantığı ve yetişkin mantığının ayrımı noktasında.
Sevgiler.
Siz normal bi cocuktan bahsediyorsunuz ama. Sari taksi diye aglayip milletin tabagini alip yerlere firlatan çırım çırım bi cocuga sarilip haklisin derseniz ellerinizle canavar yaratmis olursunuz
Eskiden var miydi boyle bi sey anne bi yan gozle bakinca susar yerimize otururduk cok dayak yedik diye mi hayir aksine ben bi fiske bile yemedim ama ben kendimi yerlere atarken annem bana aman paşam haklisin paşam yapsaydi o zaman ne halde olurdim acaba
 
Cocuk dil gelişimini henüz tamamlayamamisken, üstüne üstlük duyduğunu analiz edip anlam çıkarma becerisine henüz eli deymemisken, sadece davranışlardan anlayan evladina sözel olarak derdini sözüm ona ağzı "annecim" derken davranışları "ah bir eve gidelim, ben senin hakkından gelmesini bilirim" mesajları gönderen zavallı anneler elbette sorunu cozemeyecektir.
Keza, dili de kalbinden geçeni söyleyen "eşek sıpası, ah eve bir gidelim ben senin hakkından gelirim" diyen zavallı anneler de çocuğunu korku belasina, kisa süreli düzeltmiş gibi görünse de, çocuğu anneyi taciz davranışlarını arttırarak devam ettirecek... bir çocuğun kişilik gelişimi en çok da korktuğu biri ile bir arada yaşamak zorunda olduğunda örseleneceginden, bu zavallı anne de yavrusuna büyük bir zarar vermiş olacak.

Davranışı sevgi dolu bir haldeyken yavrusunu koşulsuz kucaklayan, ona sadece "seni anliyorum, haklısın" diyebilen anne olmaya sabır göstermek inanın daha etkili... ...üstelik daha da kolay.

Bilmiyorum gorduklerim gayet sevgi dolu gorunuyordu. Gerek vucut dili, gerek sozleri karsidan izleyen insani sinir edecek kadar yumusak ve sabirliydi ama ise yaramiyordu. Artik nerede yanlis var bilemicem.
 
Ucretlendirmesi pahalı olabilir belki o semtlerin, devlet hastanesinin doktorları da çok iyi ağır bir depresyon geçirdim bende, doktorum GATA mezunu Askeriyeyi bırakmış devlet hastanesine geçiş yapmış.
Siz şanlıymışsınız. Benim yengem psikolojik bir rahatsızlık geçirdi. Doktorlar şizofren, bipolar vb olabilir yatıralım bakalım deyip kadının 3 ayını çaldılar. Sonra iyi bir doktora göründü bütün problemi b12 vitamin eksikliği çıktı. Yengem gayet iyi şu an.
 
Siz şanlıymışsınız. Benim yengem psikolojik bir rahatsızlık geçirdi. Doktorlar şizofren, bipolar vb olabilir yatıralım bakalım deyip kadının 3 ayını çaldılar. Sonra iyi bir doktora göründü bütün problemi b12 vitamin eksikliği çıktı. Yengem gayet iyi şu an.
Evet bende doktorum çok iyi sağolsun, baştan savmadı.Verdiği ilaçlar çabuk atlatmami sağladı
 
Evet yine ve yeniden konu oğlum. Benim artık söyleyecek sözüm kalmadı. Elim ayağım titriyor, sol kolum uyuştu. Sinirden mi yoksa artık vücuduma mı vurdu bilmiyorum. Şu an düğün evinde insanlardan uzak karanlık bir odada oğlumu sallarken ağlayarak yazıyorum.

Şehir dışında kuzenimin düğünü var. Gitmesem küseceği için, halamın da bende çok emeği olduğu için oğluma rağmen geldim düğüne. Sabah uyanınca başladı delirtmeye. Uyanır uyanmaz sırf cam tencere kapağını fırlatmasına izin vermediğim için sinirlenip bir bardak suyu modemin üzerine boşalttı. Hırsı geçmedi bardağı fırlatıp kırdı. Dolapları boşalttı vs. O bunları yaparken ben yolculuk için çanta hazırlamaya çalışıyordum.

Güç bela çıktık evden. Taksiye bindik ve taksiden inmemek için iki saat yolun ortasında ağlayarak kendini yerlere attı ne yapsam, ne konuşsam fayda etmedi. Ağzında tek cümle "sarı taksi" üç saat boyunca sadece bunu söyledi. Sonra otobüsü beklerken deli dana gibi etrafa saldırdı. Bizim binmeyeceğimiz otobüse binmek için kendini parçaladı. İnsanlar acıyarak bakıyor bana. "Allah sana sabır versin" diyerek. Dişlerimi o kadar sıktım ki dişim kırıldı. Ağzında yine tek cümle "mor otobüs". Kendini tamamen kapatıyor ve bunu tekrarlıyor. Iki saat de böyle geçti.

Sonra terminalden kardeşim beni almaya geldi. Bu arada kusura bakmayın hala titriyorum karışık yazabilirim. Kardeşimin arabasıyla düğün evine geldik. Insanlar eğleniyor, yiyor içiyor. Akrabalar benimle konuşmak istiyor falan. Avazı çıktığı kadar bağırıp kendini yerlere atmaya başladı yine. Bu sefer yeni cümle "dayının arabası". Dikkatini dağıtmaya çalışıyorum, konuşuyorum, oynuyorum. Düğünden falan geçtim yeter ki dursun sussun... Aynı cümle tekrarlanıyor sadece "dayının arabası" başka cevap yok. Başka iletişim yok, sadece bu cümle. Herkes "bu çocuk engelli mi" diye soruyor daha çok geriliyorum. 30 tane çocuk var ortamda o sadece dayının arabası diye bir taraflarını yırtıyor.

İstediği olmayınca yemek yiyen bir teyzenin önündeki tabağı alıp fırlattı. Bardakların dolu olduğu leğeni fırlattı. Hepsi kırıldı. Zaten sürekli her şeyi fırlatıyor. Yine acıyan gözler. Allah sana sabır versin biz böyle çocuk görmedik cümleleri. Bir sorunu mu var normal değil bu çocuk demeler.

Belki de gerçekten normal değildir. Belki de teşhisi falan koyulmamış bir ruh hastalığı vardır iki buçuk yaşındaki bir çocuğun.
Anormal diyenler bir yandan da her boku çok hızlı öğrenmesine bakıp "zekadan yapıyor bunları" demeye başladılar. Ya ben sadece normal bir çocuk istiyorum. Zeki olmasın ya olmasın. Normal, sabit durabilen bir çocuk. Çok mu şey istiyorum ben ya.

Şimdi karanlık bir odada uyutmaya çalışıyorum. Ve gerçekten bir gün gözümün kararmasından korkuyorum. Bugün dövmediysem bir daha dövmem heralde ama ölmek istiyorum ben. Gerçekten bu şımarıklık falan değil. Abartıyorsun diyenler cevap bile yazmasın. Yeterince bozuk sinirlerim. Düğün evinde 40 kişi var ve hepsi anne. Hepsi de böyle bir çocuk görmedik dedi. Yani abartıyorum ben. Benim hayatım bitti bunu biliyorum sadece.

Düzelecek, geçecek demeyin. İçine şeytan kaçmış gibi davranan bir çocuk düzelmez. Artık öyle bir raddedeyim ki annelik yapmak istemiyorum. Onu çok fazla seviyorum. Asla üzülsün zarar görsün istemiyorum. Ama ben yapamıyorum artık gerçekten. Tam iki saattir uyutmaya çalışıyorum. İnadına uyumuyor. Gözleri kapanırken açıp ekmek istiyor. Çünkü delirmedim daha delirmek lazım. Aç falan da değil. Direniyor sadece.

Ne yapayım ben evden hiç çıkmayayım mı. Sanırım en doğrusu bu. Ağlamamı durdurabilirsem insanların yanına geçeceğim. Lütfen bana dua edin, fikir verin ne bileyim bir şeyler söyleyin. Çünkü yarın yine aynı şeyleri yaşayacağım ve yarın düğün de var.
Allah yardımcınız olsun başta anne degilim ama 3 tane yegenim var onlardan ve bi dönem özel egitim okulunda calistigim icin yazmak istedim her çocuk aglar huysuzlanir ama sizinki cok farkli gibi yazdiginizdan anladigim kadariyla en cok da kisa cumleler ve ayni şeylere takilmalar dikkatimi cekti nolur yanlis anlamayin her çocugun engeli farklidir davranis bozukluğu olabilir oglunuzda zekasinda sorun yoktur umuyorum ki biran önce çocuğunuz icin psikoloğa gitmelisiniz bence yoksa bu şekilde siz ondan daha cok yipranacaksiniz bi ogrencim vardi onu hatirlatti oglunuz bana oda istedigi bisey olmadigi zaman sanki dövmuşsun gibi kendini yerlere atip her yeri dagitip aglardi simdi durumu cok iyi lütfen önlem alin Allah korusun sagligindan olabilir başına bi iş gelmeden caresine bakin
 
Korkuyorum ben pedagoga gitmekten. İstemediğim bir şey duymaktan. Garip evet ama korkuyorum işte.

Valla canim ister kork ister korkma ama senin cocugunun ciddi bir sorunu var
Artik kabul et
Korkmakla bir yere varamazsin.
Senin nickini gorunce direkt cocugun geliyor aklima artik.

Ciddi olarak en iyi pedogogu arastir bul ve kendine eziyet etmeyi birak artik.
 
Çoçuğunuzun yaptığı şey şımarıklık falan değil. Lütfen kusura bakmayın ve çocuğunuzla yüzleşin artık. Bir doktora götürün. Belki ihtiyacı olan tedaviyi vermeyerek onu daha saldırgan hale getiriyorsunuz. Korkmak ne demek? Siz bir annesiniz. En yakın zamanda teşhis ne ise konularak tedaviye başlayın. Siz de rahatlayın, yavrunuz da..
 
Evet yine ve yeniden konu oğlum. Benim artık söyleyecek sözüm kalmadı. Elim ayağım titriyor, sol kolum uyuştu. Sinirden mi yoksa artık vücuduma mı vurdu bilmiyorum. Şu an düğün evinde insanlardan uzak karanlık bir odada oğlumu sallarken ağlayarak yazıyorum.

Şehir dışında kuzenimin düğünü var. Gitmesem küseceği için, halamın da bende çok emeği olduğu için oğluma rağmen geldim düğüne. Sabah uyanınca başladı delirtmeye. Uyanır uyanmaz sırf cam tencere kapağını fırlatmasına izin vermediğim için sinirlenip bir bardak suyu modemin üzerine boşalttı. Hırsı geçmedi bardağı fırlatıp kırdı. Dolapları boşalttı vs. O bunları yaparken ben yolculuk için çanta hazırlamaya çalışıyordum.

Güç bela çıktık evden. Taksiye bindik ve taksiden inmemek için iki saat yolun ortasında ağlayarak kendini yerlere attı ne yapsam, ne konuşsam fayda etmedi. Ağzında tek cümle "sarı taksi" üç saat boyunca sadece bunu söyledi. Sonra otobüsü beklerken deli dana gibi etrafa saldırdı. Bizim binmeyeceğimiz otobüse binmek için kendini parçaladı. İnsanlar acıyarak bakıyor bana. "Allah sana sabır versin" diyerek. Dişlerimi o kadar sıktım ki dişim kırıldı. Ağzında yine tek cümle "mor otobüs". Kendini tamamen kapatıyor ve bunu tekrarlıyor. Iki saat de böyle geçti.

Sonra terminalden kardeşim beni almaya geldi. Bu arada kusura bakmayın hala titriyorum karışık yazabilirim. Kardeşimin arabasıyla düğün evine geldik. Insanlar eğleniyor, yiyor içiyor. Akrabalar benimle konuşmak istiyor falan. Avazı çıktığı kadar bağırıp kendini yerlere atmaya başladı yine. Bu sefer yeni cümle "dayının arabası". Dikkatini dağıtmaya çalışıyorum, konuşuyorum, oynuyorum. Düğünden falan geçtim yeter ki dursun sussun... Aynı cümle tekrarlanıyor sadece "dayının arabası" başka cevap yok. Başka iletişim yok, sadece bu cümle. Herkes "bu çocuk engelli mi" diye soruyor daha çok geriliyorum. 30 tane çocuk var ortamda o sadece dayının arabası diye bir taraflarını yırtıyor.

İstediği olmayınca yemek yiyen bir teyzenin önündeki tabağı alıp fırlattı. Bardakların dolu olduğu leğeni fırlattı. Hepsi kırıldı. Zaten sürekli her şeyi fırlatıyor. Yine acıyan gözler. Allah sana sabır versin biz böyle çocuk görmedik cümleleri. Bir sorunu mu var normal değil bu çocuk demeler.

Belki de gerçekten normal değildir. Belki de teşhisi falan koyulmamış bir ruh hastalığı vardır iki buçuk yaşındaki bir çocuğun.
Anormal diyenler bir yandan da her boku çok hızlı öğrenmesine bakıp "zekadan yapıyor bunları" demeye başladılar. Ya ben sadece normal bir çocuk istiyorum. Zeki olmasın ya olmasın. Normal, sabit durabilen bir çocuk. Çok mu şey istiyorum ben ya.

Şimdi karanlık bir odada uyutmaya çalışıyorum. Ve gerçekten bir gün gözümün kararmasından korkuyorum. Bugün dövmediysem bir daha dövmem heralde ama ölmek istiyorum ben. Gerçekten bu şımarıklık falan değil. Abartıyorsun diyenler cevap bile yazmasın. Yeterince bozuk sinirlerim. Düğün evinde 40 kişi var ve hepsi anne. Hepsi de böyle bir çocuk görmedik dedi. Yani abartıyorum ben. Benim hayatım bitti bunu biliyorum sadece.

Düzelecek, geçecek demeyin. İçine şeytan kaçmış gibi davranan bir çocuk düzelmez. Artık öyle bir raddedeyim ki annelik yapmak istemiyorum. Onu çok fazla seviyorum. Asla üzülsün zarar görsün istemiyorum. Ama ben yapamıyorum artık gerçekten. Tam iki saattir uyutmaya çalışıyorum. İnadına uyumuyor. Gözleri kapanırken açıp ekmek istiyor. Çünkü delirmedim daha delirmek lazım. Aç falan da değil. Direniyor sadece.

Ne yapayım ben evden hiç çıkmayayım mı. Sanırım en doğrusu bu. Ağlamamı durdurabilirsem insanların yanına geçeceğim. Lütfen bana dua edin, fikir verin ne bileyim bir şeyler söyleyin. Çünkü yarın yine aynı şeyleri yaşayacağım ve yarın düğün de var.


Sizi öyle iyi anliyorum ki.. Galiba cocugunuz 2 yas sendromu yasiyor. Cocuk doktoruyla hic görüstünüzmü? Her cocuk farklidir, lütfen kimsenin lafina bakmayin. Baska cocuklarla kendi cocugunuzu kiyaslamayin. Annelik cok zor, insallah tez zamanda cocugunuz düzelir. Dualarim sizinle.
 
Back
X