- 26 Ağustos 2016
- 3.616
- 3.867
- Konu Sahibi ShellShock
- #1
nereden başlasam bilemiyorum.. kendime saydırdıkça saydırıyorum... her şeyi hayatımda yaşadığım her şeyi anlatıp bana yol göstermenizi istiyorum... uzun olabilir kusura bakmayın... bir boşlukta gibiyim ne yapsam nereye gitsem bilmiyorum çok utanıyorum dua etmek istiyorum ama edemiyorum.... bir şeyler beni engelliyor sanki.. hiç güzel bir çocukluk yaşamadım babam annemi aldatırdı döverdi bize sevgisini gösterirdi ama ben pek inanmazdım... annem geçimsiz bir kadındı (şuan olmaktan en çok korkup aynen benim olduğum gibi) babamında ondan aşağı kalır bir yanı yoktu. annem ve babam boşandılar annemi önceleri çok güçlü gördüm ama bir çok insanla görüştü bunlardan birisi yukarıdaki komşumuzun oğluydu (annemden birkaç yaş büyük biri) önceleri görüşürlerdi sadece sonra adam (nikahsız!) bizimle kalmaya başladı her gece onların sesini duyardım.. kulaklarıma sürekli ellerimi sürerdim duymamak için kendi yarattığım ses ile uyuyayım diye ama kalbim sıkışırdı. yan yatağımda yatan abimi düşünüp ondan ben utanırdım! bir gün okuldan eve geldiğimizde annem sadece bir mektup bırakıp başka şehire bir akrabamızın yanına gitmişti.. o gün hayatımın bilmem kaçıncı darbesinide yedim.. yirmi gün sonra geldi tabi bize mektuplar yazardı onu özlerdim,ağlardım... çocukluk işte. babamla aynı mah. de otururduk her akşam çikolaata vs. getirir giderdi. bir gün yine balkonun camından babamı beklerken o ş... adamın babamın kalçasına bıçak sapladığını gözlerimle gördüm.. sonra o kanlı pantolonu babaannem her gttiğimizde bize bu sizin suçunuz der diyip gösterirdi. abimden yediğim dayaklar haksızlıklar... okula gözlerim mor giderdim hep bir yere vurdum derdim. annem deseniz her olayda döverdi tahammülü yoktu bize. birde acitasyon yapıp ben iyi bir anne olamadım diye ağlardı. tek desteğimiz anneannemiz oldu ekmeğimiz aşımız hep ondan gelirdi eve gelen icraları o durdururdu.. hep bir şeylerim eksikti ama keşke her şeyim eksik olsaydı da iyi bir çocukluk geçirseydim.. liseye başladım sıra arkadaşım bacaklarımı elledi müdüre şikayet ettiğimde aldığım cevap o zaman bağırcaktın napıyım ben şimdi oldu. babamı kaybettim kanserden... son anları çok zordu benim için.. yeterince üzülmedim bile. bilmiyorum hep kendimi suçladım ama hastanelere düşüp iğneler yiyecek kadar üzülmedim.. kendime kızdım hep vicdan azabı çektim neden üzülmedin diye... eşimle tanıstım liseye giderken önceleri çok güzeldi her şey. evet dedim. mutlu oldun. ona çok güvendim çok sevdim. sigara kullanıyordum azaltmamı söyledi bana güya bir liste yaptı ben bir gün onun söylediği miktara uymadım bir fazla içtim açıp söyledim.. o da bir fazlanın önemi yok güvenimi kırdın diye ayrıldı.. tabi gece hayatı kız arkadaşlar buluşmalar ortamlar gırla... hep sustum. facebook listesi güzel kızlarla doluydu ve hep arkadaşıydı sevgimden sustum.. eskiden onu seven bir kızla (kızın ablasının eşi eşimin en yakın arkadaşı) tatile gittiler. kızı nişanlısıda varmış güya. hiç aramadı tatilden dönene kadar. yine sustum. benimle bulusacağı gün yine onu eskiden seven bir kızla arkadaş ortamında buluştu. buna da eyvallah dedim. hep o ayrıldı hep o gelecek göremediğini söyledi ilişkimizde. hep ben yalvardım hep ben bekledim.. en sonunda ben ayrıldım. ve eşim beni kaybetmekten korkup eskisinden daha iyi oldu. beni ailesiyle tanıstırdı. evlilik vs. derken nikahımızdan 2 gün sonra eski sevgilisine kızın nişan attığını öğrenince ben seni alırım yazmış... ona bile sustum nişanlıyken annem ağlayarak bileziklerimi sattı eve icra geldiği için! yerine koyamayınca kredi çektim çünkü çok utandım. annem ödeyeceğini söyledi abim dedemi kandırıp evini satıp parasını yedi borcumu ödemedi. çalışıp ödeyemedim çünkü eşim evi beraber geçindiriyoruz (o zamanlar 1500 maaş alıyordu bende 1250 alıyordum çalışırken) evimiz kira diye hep ona verdim maaşımı... altınlarım onun bekarlık borçlarına düğün masraflarına borca ve küçük bir kısmı ailesine gitti. ailesine çook destek olduk. bir kere olsun neden demedim. benim borcum ortaya çıkınca çok kötü kavgalar ettik ben camları kırdım anneme abime nefretler yağdırdım eşim boşanmak istedi.. yalvar yakar ikna ettim. ama ne o eskisi gibiydi ne de ben... çünkü bütün bunlar olurken ben hep eşimi üzdüm kırdım boş yere tripler tavırlar hatta bir dün okadar saçmaladım ki benle ilgilenmio diye yüzüklerimi fırlatıp ben gidiyrum dedim adam kılını kıpırdatmayınca tabloları yerlere atıp niye gitme demiyosun diye bağırınca adam çıldırdı ağlamaya başladı ağlama krizine girdi. bir hafta sonra evi süsledim yemekler yapıp özür diledim.. kıskandım kırdım güvenmedim anlamsız hareketlerim oldu. bunları neden yaptım bilmiyorum eşim çok kısıtladı sigara içemezsin,annemlere gideceğiz,şunu yapacağız,bunu yapacağız vs. ama aynı zamanda beni korudu kolladı mutlu etmek için çok şey yaptı. ben hep borçtan korktum annemin beni doldurmaları her yerden bir ses çıkması derken kendimin en son isteyeceği bir hale dönüştüm.. eşim beni affetti borçtan sonra ailesine daha ssıcak davrandım kendi annem ve abimle iletişimi kestim daha naif daha anlayışlı oldum o bağırdı ben sustum ben bağırmak isteyince kendimi engelledim.. ama eşim sanırım artık çok yıpranmıştı bana ve tahammülü pek kalmamıştı çünkü eskisi kadar umursamıyordu ve tepkileri daha sertti artık. güvenmiyordu belkide eskisi gibi sevmiyordu davranıslarım soğuttu onu. ama yinede sevdiğini belli eden çok şey yaptı. artık eltimin benim kaynanamların dedikodusunu yaptığımı söylemesiyle (borç olayından önce yapmıştım çünkü onlara göre basit olsada çok yaralayıcı ve bazen acımasız davranısları oldu) eşim ve ailesi benden uzaklaştı.. eşim daha sert tepkiler vermeye basladı ama her nedense çok sevdiğini de belli etti. ikimizinde psikolojisini bozdum yani... şimdi boşanıyoruz ve ne benim yüzüm var gel birdaha deneyelim demeye ne de onun isteği.. hiç boşanmak istemiyorum ama aynı zamanda beni ben olduğum için kabul etmeyen hatalarımın telafisini görmeyen hep yargılayan ama aynı zamanda sevdiklerini söylleyen en küçük ayrılma haberiimizde angel şöyle diyordu diyen bir aile bir eş... çok uzattım.. sözün özü ben ne yapmaya çalışıyorum ya? karaktersiz gurursuz içi kötülüklerle dolu kıskanç bir insanım diyorum kendime. ve çok korkuyorum ömür boyu böyle kötü kalacağım ve bütün ömrüm pişmanlıklarla geçecek diye.. içimde yaşadığım duyguların hiçbir tarifi yok.. bunları neden anlattın diyecek olursanız ben bunları hafızamdan silemiyorum ve her olayda bunların arkasına sığınıyorum bu kadar iğrenç bir kişilik. birde eşime psikolojik destek almak istediğimi söylediğimde saçmalama ben seni tanıyorum ben biliyorum ben düzeltemediysem kimse düzeltemez diyordu.