- 12 Ocak 2013
- 22
- 0
-
- Konu Sahibi dertli_simge
- #21
Sözlenmiş, zamanla anlaşamayıp sözünü atmış olabilirsin. Bu herkesin başına gelebilir, bunun için canını sıkmana hiç gerek yok. Ve, yaşında da hiç öyle evlenemeyeceğin kadar büyük değil. Eskidendi o erkenden evlenmeler, artık kadınlar da erkekler de evlilik için olgun yaşları bekliyorlar. Hem evlilik işinin kısmet işi olduğuna inanıyorum. Kısmetinde olan, alnında yazan kimse eninde sonunda bir vesileyle onu bulursun. İnançlı bir insan olarak evlilik, eş konusunda böyle düşünüyorum. Bu yüzden sen hiç bozma moralini. Sözünü attıktan sonra daha acın tazeyken biriyle tanışmışsın, o da olmamış. Böyle durumlarda teselliyi başkasından aradığın zaman mevcut yaran iyileşmez, daha çok kanar. O yüzden önce kırılan kalbinin onarılmasını, kendine gelmesini, dinlenmesini beklemeli daha sonra yeni bir ilişki düşünmelisin.
Psikiyatrlar ve psikologlardan dert yanmışsın bir de.
Evet, psikiyatrlar konusunda hem fikiriz. Psikiyatrlar öncelikle dinlemeyi ve danışanlarıyla nasıl ilgilenmeleri gerektiğini öğrenmedikleri sürece asla iyi birer yardımcı olamayacaklar. Yıllarca TIP okuyup, TUSla uğraşmaktan kısacası derskolik olmaktan insanlarla nasıl iletişim kurulması gerektiğini unutuyorlar sanırım. Tek yoğunlaştıkları şey ilaç yazmak. İş ruh sağlığında bitiyor, kişinin zihninde bitiyor. Psikolojinizle ilgilenmeyip, önce ordaki hasarlara konuşarak müdahale etmedikten sonra ilaçlar hiçbir fayda göstermez bence.
Psikologlara gelecek olursak şayet,
Sanırım bilindik birine giderek yapmışsın en büyük hatayı. Herkesin gördüğü yerde, reklamını yapabilmek adına tabii ki güzel ve ilgili cevaplar yazacak. Bu şekilde ilgi, müşteri topluyor olmalı. Özel yerinde de ilgisiz, ve kaba davranıyor. Bir psikoloji bölümü öğrencisi olarak en son bahsettiğin profesörün yaptığı bana hiç mantıklı gelmedi.
Ben ağlarken gelip sarılmalıydı falan demişsin ya hani. O konuda seninle aynı fikirde değilim. Yani şöyle ki, bazen çok normal gibi görünen vak'aların altından çok tehlikeli şeyler çıkabiliyor ve bu durum ilk seansta değil de birkaç seans sonrasında gösteriyor kendisini. Bu yüzden, danışanlarla fiziksel temas kurmamak hem danışan hem de danışılan açısından daha faydalı. Bir psikolog önce tüm dikkatini karşısındaki insana yönelterek dinlemeli; herşeyden önce dinlemeyi bilmeli. Daha sonra da duruma göre, yıkıcı değil de yapıcı tepkiler vermeli. Psikolojik durumlarda teşhis koymak çok kolay olmuyor her zaman. Uzun bir süreye yaymak gerekiyor terapiyi.
Herkes uzman yardımı almaya yanaşmaz, ama sen iyi bir uzman arıyorsun. Belli ki düzelmeye meyillisin. Yani çabaların var. Bu iyi bir şey, çünkü sorunun farkında olmak ve yardım almayı isteyip bu konuda azimli olmak psikologların işini kolaylaştırır, tabi danışanların da. işte bu yüzden umarım en kısa zamanda iyi bir psikolog bulabilirsin.
Bir site biliyorum, şehrini ve hangi meslek grubundan birilerine ihtiyacın varsa o meslek grubunu seçiyorsun; sana o şehirdeki bahsettiğim siteye kayıtlı kişilerin isimlerini gösteriyor. Bunun yanında o kişilerden destek almış kişilerin yorumları, bazen o kişileri eğiten hocalarının görüşleri falan da oluyor. Açık adres, mail adresi, sitenin msj kısmı var. Yanına gitmeden önce arayıp daha önce psikologlar tarafından hoş karşılanmadığını bu yüzden ön yargı oluştuğunu, aradığın kişiden beklediklerini söyle; maille de olur. ona göre git. -Ben üniversite hazırlık döneminde bu şekilde birkaç psikoloğa mail atmıştım, hangilerine attığımı hatırlamıyorum ama; geri dönüş yapmışlardı sağolsunlar.
Rica ederim. :)canım yazdıkların için çok teşekkür ederim, çok faydalı oldu. evet düzelmeyi, ruh sağlığımın iyileşmesini, bu melankolik ve karamsar havadan kurtulup neşeli bir havaya bürünmeyi o kadar çok istiyorum ki anlatamam...
rica etsem o bahsettiğin sitenin adını yazabilir misin ?
ben yemekhayene inemiyorum çünkü beni çağırmıyorlar. insanlar ezik ve pasif biriyle arkadaş olmak istemiyor(( evet acı ama gerçek dışlanıyorum. yemekhaneye yalnız gidince sanki herkes bana bakıyor, benle dalga geçiyor, "aaa şuna bak yemekhaneye gelmişşş yalnız gelmişş" diycek gibi düşünüyorum bu yüzden çok korkuyorum gidemiyorum yemek yemeye (((
tatil olayı tamam iyi ama tatil bittikten sonra yine sorunlaırmın içinde boğulmayacak mıyım ? benim kişiliğim sorunlu tatil kişiliğimi düzeltmez ki, kalıcı bir çözüm istediğim için psikolog ve psikiyatr yollarını denedim ama her defasında duvara tosladım(
9 seneye yakındır psikiyatrist desteği alıyorum. psikiyatristimin 45 dakika terapi süresi vardır. konuşur ilgilenir zaman ayırır. yanında çok ağlamışımdır hele bu aralar her terapide bi ağlıyorum illa, çünkü ordan başka yerde ağlayamıyorum ama 9 senelik hastası olmama rağmen sarılıp herşey geçecek gibi bir yaklaşımı asla olmamıştır. bir de psikiyatristler sana duymak istediğini söylemezler, sana gerçek neyse onu söylerler. psikiyatristin görevi hasta pışpışlamak değildir yani. bazen benimki de çok sert konuşur ben üzülünce de sana duymak istediklerini söyleyecek değilim,hatalısın sen de biliyorsun der. durum neyi gerektiriyorsa nasıl davranman gerekiyorsa, ya da ne hata yaptınsa onu söylerler yani. ama ilerlemene katkısı olması bakımından. bu arada ünlü proflar hep bahsettiğin gibi oluyolar. ben de ünlü bi profa gitmiştim ankarada. terapi diye 10 dk oturuyorduk karşılıklı yemin ederim sadece 10 dk. nasılsın iyimisin ilacın dozunu şöle yap ya da aynı kalsın 3 ay sonra gel bu kadar. ve bu 10 dakikada da dünya kadar tel. bağlarlardı.sonra bu psikiyatristime gitmeye başladım. terapi süresince arayanlar ölüyorum dese bağlatmaz asla.terapi ilaç ve kendinin desteği ile yenersin inşallah güzelim
3. en son gittiğim (kırmızı renkte işaretlediğim) psikologtu, üstelik prof.tu kendisi. gazetede o belirttiğim köşe yazarı okur mektupları yayınlıyordu ve bu prof.u çok övüyorlardı ve ben de maddi imkanlarımı zorlayarak gittim, borçlanarak gittim sırf derdime deva olsun diye.
ben ağlarken duygusuz gözlerle bakması beni çok itti. ben psikolog olsam karşımda biri ağlasa kayıtsız kalamazdım, en azından insanlık bunu gerektirmez mi? hadi onu geç, bir tavsiye bile vermiyordu yahu !!! sadece dinliyordu sadece... hayatımın en büyük hayalkırıklıkarından biri oldu bu psikolog. belki de benim ezik olduğumu anlayıp benle çok ilginlenmek istememiştir. bu arada ben de istanbul'da değil anakarada yaşıyorum.
bu arada evlenmekten de geçtim ben böle ezik biri oldukça mutlu olamam zaten evlensem de.. önce kendimi düzelytmenin derdindeyim.
Bak yaşadıkların senin hayatının merkezi, sen yakından baktığın için de sorunların çok büyük.
İstiyorsun ki karşındaki de dertlerinin büyüklüğünde saygıyla eğilsin,seni teselli etsin.
Hekimler bunu yapmazlar,olabildiğinde normalize ederler durumu,çünkü herkes her şeyi yaşayabilir garipseyen ya da karşısındakini pışpışlayan psikiyatrist olmaz. Benim yanımda da zaman zaman ağlayanlar olur işim gereği elim değmemiştir asla, çünkü hayatta mutluluklar olduğu kadar mutsuzluklar da var, danışan kişi de bu duyguların pek çok kişi tarafından yaşandığını ve atlatılabilir olduğunu bilmeli.
Sen bunu düzeltmek istediğin kararını vererek çok büyük bir adım attın ve bunu düzeltebilirsin, kendine uygun bir uzmanla birlikte. Senin aile yaşamını da bilmiyoruz biz burdan herhangi bir yorum yapamayız. Ama içini açabileceğin bir uzman, seni daha iyi değerlendirecektir. Yardımcı olacaktır.
Ayrıca kendine bakışında çarpık düşünceler var, bu çarpışık ve yanlış düşünceler sadece senin algın,çevrenin algısı yerine bu düşünceleri koyuyorsun. Yani şöyle ki'Ben çok eziğim,herkes beni öyle görüyor' diyorsun ancak iş yerinden kimse böyle bir ifadede bulunmadı, belki de onlar sadece 'Herhalde topluluk içinde olmaktan,konuşmaktan hoşlanmıyor' diye düşünüyorlardır. Bu kendi kafanda kurduğun düşünceleri genele yaymak sana zarar verir.
Konuşarak anlaşmaktan utanıyorsan sonradan görüştüğün kiişi ile mesajlaşabilirsin, daha önce bir ilişki yürütmüş bir insansın, zamanla ilk utangaçlıkların azaldığını bilirsin,yeter ki o direnci kır.
Burdan söyleyebileceklerim bunlarla sınırlı, ama ala düzeltilmeyecek bir şey yok,bunu aklından çıkarma.
sen izin vermezsen seni kimse azarlayamaz bu bir
ikincisi daha 28 yaşındasın bu ne panik
ben 31 yaşındayım ve bekarım ne yapalım kader böyleymiş
ayrıca evlenme meselelerini takmadan önce kişisel gelişim yönünden kafana takman gereken meseleler var
parasını verip gittiğin psikiatrist bile seni azarlayabiliyorsa orda bir soru işareti var demektir
evlendiğinde uğraşman gereken bir kaynana bir kaç görümce ve kaynın olacak acaba hazır mısın??
LaViNNia, evet dediğin aynen doğru, bu dertler benim hayatımın merkezinde. hayatımı etkiliyor, beni mutsuz ediyor. devamlı karamsarım. hayatı ıskalıyorum, yaşamım parmaklarımın arasından kayıp gidiyor sanki... istiyorum ki karşımdaki psikolog yada psikiyatr benimle iyice empati yapsın, kendi derdi gibi sahiplensin, çözmek için canla başla uğraşsın.. benim hayatı ıskalamam onları da rahatsız etsin, kendi kızları gibi görüp masaya yumruklarını vursunlar ve "bu sorununu hemen düzelteceğiz" desinler, bana tepeden bakmasınlar aşağılamasınlar istiyorum.. hadi şu devlettekiler neyse ama en son gittiğim prof. beni büyük hayalkırıklığına uğrattı( tavrından, genel tutumundan canla başla beni dinlemediği belliydi.
yeri gelmişken ailem konusunda da bişiler yazayım. bugünkü ezik kişiliğimde onlar da pay sahibi. evet beni okuttular ve doyurdular ama özellikle küçükken babam bazen beni başkalarının yanında aşağılar ve döverdi. lisede bana lakap taktılar, babam geldi bu lakabı sırıtarak bana defalarca söyledi. o yüzden bilinçaltımda aileme kızgınlığım var. çok muhafazakarlar, gezip tozmama kızıyorlar 28 yaşına geldim hayatımı yaşatmıyorlar.
yukarda bazı arkadaşlar tatile çık yazmışlardı, işte tatile çıkmamamın bir sebebi de maalesef ki ailem çünkü biliyorum bana zehir ederler, ki çıksam nolcak arkadaşım yok ki(