çalışmak mı, ev hanımlığı mı ?

Kız çocuklarını ayağı yere sağlam bassın ezilmesin diye okuturlar demi, bunda amaç çalışsın kocasının eline bakmasın değildir ki sadece. Herşey toz pembe giderken evlendikden sonra herşey bozulabilir. Olurda birgün kadın çocuklarına tek başına bakmak zorunda kalırsa bir mesleği olsun, eli ekmek tutsun kimseye muhtaç olmasındır.
Meslek altın anahtardır derler,ister çalış ister çalışma bu kadının bileceği iştir ama herkesin bir mesleği olmalı.
Kadın dayak yiyor, hakarete uğruyor ama eşinden ayrılamıyor, çünkü bir mesleği yok belki okuma yazması bile yok, arkasında sahip çıkan bir ailesi yok mecbur katlanıyor. Ama o kadının bir güvencesi olsa bu adamı çeker mi çekmez.
Ben çalışmayayım dediğim de eşim arkamda. Zaten benim param senin paran yok ki normal ailelerde öyle olsa kimse çalışmayı bırakmaz. Bunu ben kazandım ben harcayacagım, bunu sen kazandın sen harca durumu bir ailede olamaz. Öyle oldugu zaman huzursuzluklar başlar, yoksa kadın da erkek de çalışıp evine katkı da bulunmalı tabii.
 
hiçbirşey sağlıktan senden önemli değil. bunaldıysan elbette bırakmalısın . geçim derdi ise sen hesaplı olduğun sürece olmaz. ama tutarsız alışveriş yapanlar için aylık 5000 de olsa yetiremezler.


insanlar asgari maaşla yaşıyorlar ve geçinebiliyorlar ayrıca o parayla üniverstede çocuk okutuyorlar.


hele bebek zaten nasibiyle gelir bunun için kendini hiç sıkma.


işinden ayrılıp dinlenmek istiyorsan hiç durma ayrıl hatta bildiğim kadarıyla evlendikten 1 yıl içinde işinden ayrılan kadına tazminat ödeniyor. bunuda kenara koyup bebek masraflarını bundan harcarsınız.


ayrıca ev hanımlığı pijamaları giyip akşama kadar oturmak değil. ben sabah kalkarken güzel kıyafetlerimi giyerim saçlarımı güzel toplarım kızımla keyif yapa yapa kahvaltı yaparız hatta bazen misafir davet ederiz. sonra ortalığı toplar onu uyuturum . bende ya kahvemi alıp kitabımın başına otururum yada bloğumu yazarım. akşama yapacağım yemeklerin vede tatlıların değişik tariflerini alırım. eşim gelmeye yakın üstümü değiştirip onu dolu enerjiyle kapıda karşılayıp yemeğe otururuz. yani yapacak çok işim çok zamanım olur ne zaman ne yapacağıma ben karar veririm...
 
ben gerçekleri yazdığımı düşünüyorum.
kadın sırıtını kocasına dayamalı, devlete değil.
çevrenize bakın, kaç tane devlet memuru olup da mutlu evliliği olan kadın var?
ya hiç evlenmeyenler, ya boşanmış olanlar ya da mutsuz evliliğini çocukların hatırına sürdürenler çoğunlukta.
kendi ayakların üzerinde durmaya o kadar yatırım yaparsan sonuçda kendi ayakların üzerinde yapayalnız kalakalırsın.
biz kadınlar kendi mutsuz sonumuzu kendi ellerimizle hazırlıyoruz.
kocasına destek olmak için çalışan kadınları çok takdir ediyorum ama bir çoğumuz kocamızın eline bakmayalım diye çalışıyoruz.
anne ve babalarımız bile koca eline bakmayalım diye, dünyanın her türlü hali var diye bizi okutuyor.
sonunda okuyup kendi ayakları üzerinde durmayı başaran kadınlar da (ben dahil) evlilikle ilgili yüksek beklentilerle yükleniyoruz ve kimseyi beğenmez oluyoruz.
birini kazara beğenip evlensek bile sırtımızı devlete yaslamanın verdiği rahatlık yüzünden kocamızın hiç bir kahrına katlanamıyoruz.
oysa herkesin az çok kahrı vardır.
kusursuz eş arayan yuva kuramaz.
ben kendim de az çok öyleyim ve kendimi törpülemeye çalışıyorum. çünkü hatamı görebiliyorum.

Etrafımda çalışan ve oldukça mutlu olan bir sürü çift var. Esas burada da görebileceğimizve çevremde de gözlemlediğim çalışmayıp oldukça mutsuz insanlar var. Ben bundan yola çıkarak çalışmamak mutsuzluktur diyebilir miyim? Evindeki hiç bir şey üzerine söz hakkı tanınmayan kadınlar var. Saçını süpürge eden ama gene de yaranamayan kadınlar. İnsanoğlunun başına hangi yaşta ne geleceği hiç belli değil. Eşin kaza geçirdi, vefaat etti, ya da boşandın. Tabi o zaman da ailesi bana bakacak, ailem bana bakacak, hep birileri bana bakacak.

Boşanmanın olmaması evliliği başarılı kılmıyor. Başarılı evlilik her iki insanın da mutlu ve tatmin olduğu evliliktir. Kendi ayakları üzerinde durmak bir kadına en çok yakışan şey bence. Sırf yalnız kalmayayım diye neden bir şeyleri çekmek zorundayım ki? Ayrıca bir kadın illa sırtını bir şeylere dayamak zorunda değil. Devlete sırt dayamak nedir? Erkekler sırtını devlete mi dayıyor şimdi (tabi özel sektörde bu patron oluyor sanırım) Ben sırtımı altın bileziğim olan mesleğime dayadım. Ayrıca gerçekten pırıl pırıl erkekler de var çok şükür bazı çarpık düşüncelerle yetişmeyen. Sizi kendisine itaat etmekle yükümlü biri olarak görmeyen sizi kendi fikirleri olan bir birey olarak kabul eden. Sizi temin ederim sayıları hiç de az değil.
 
çalışmak mı ev hanımlığı mı dersen tabii ki çalışmak derim..ancak bence işine bir süre ara ver belli ki çok bunalmışsın.ama bu süreçte çocuk içinde acele etme doğru söylemek gerekirse eşinin aldığı maaş kirayıda düşününce çok yeterli değil sende işten çıkarsan bir de çocuk olursa daha zorlanabilirsiniz.ama biraz ara ver ya da başka işler bak bence.
 
Etrafımda çalışan ve oldukça mutlu olan bir sürü çift var. Esas burada da görebileceğimizve çevremde de gözlemlediğim çalışmayıp oldukça mutsuz insanlar var. Ben bundan yola çıkarak çalışmamak mutsuzluktur diyebilir miyim? Evindeki hiç bir şey üzerine söz hakkı tanınmayan kadınlar var. Saçını süpürge eden ama gene de yaranamayan kadınlar. İnsanoğlunun başına hangi yaşta ne geleceği hiç belli değil. Eşin kaza geçirdi, vefaat etti, ya da boşandın. Tabi o zaman da ailesi bana bakacak, ailem bana bakacak, hep birileri bana bakacak.

Boşanmanın olmaması evliliği başarılı kılmıyor. Başarılı evlilik her iki insanın da mutlu ve tatmin olduğu evliliktir. Kendi ayakları üzerinde durmak bir kadına en çok yakışan şey bence. Sırf yalnız kalmayayım diye neden bir şeyleri çekmek zorundayım ki? Ayrıca bir kadın illa sırtını bir şeylere dayamak zorunda değil. Devlete sırt dayamak nedir? Erkekler sırtını devlete mi dayıyor şimdi (tabi özel sektörde bu patron oluyor sanırım) Ben sırtımı altın bileziğim olan mesleğime dayadım. Ayrıca gerçekten pırıl pırıl erkekler de var çok şükür bazı çarpık düşüncelerle yetişmeyen. Sizi kendisine itaat etmekle yükümlü biri olarak görmeyen sizi kendi fikirleri olan bir birey olarak kabul eden. Sizi temin ederim sayıları hiç de az değil.


Katılıyorum, kadın çalışınca sırtını devlete dayamış, erkek çalışınca sıkıntı yok. Bir kadının kendi ayakları üzerinde durabilmesinden güzel ne olabilir ki hayatta? Erkeklere katlanamamanın, kahrını çekememenin doğru birşey olmadığı vurgulanmış sanki, katlanmak ve kahır çekmek kelimeleri benim bildiğim olumsuz evlilikler de kullanılır zaten, böyle bir evliliği kadın güvencesi varsa neden çeksin ki, niye kadınlara eziyet reva görülüyor? Kadınlar çalışınca boşanmalar artmış, bu üzülünecek yere sevinilesi birşey bence, kim mutlu giden evliliğini bozmak ister ki? Demek yolunda gitmeyen şeyler var kadının güvencesi var ki boşanma yoluna gidiyor.

Hakaret işitip saygı görmediği, hatta şiddet gördüğü bir evlilliği hiç bir kadın canı gönülden sürdürmez, ya ailesi baskısı ya da güvencesi yoktur dediğiniz gibi, aahh aahh ne erkekler var? Evlenmeden canım cicim, evlendikten sonra karısına 25 kuruş eksik diyenleri gördüm ben? Marketten alınacakları alıp, çikolatayı eve gidene kadar sadece ağzıyla değil tüm azalarıyla yiyen bencil kocaları gördüm.

Üstüne karısını çalıştırmaz, olmaz. Orta okul terk, evlendin kocandır mantıığı aile' de.
Bu mudur normal olan yani? :ssz:
 
Elbette ki calismak diyorum.
O maasa gecinmeye gecinirsiniz de nasil gecinirsiniz Allah bilir .
Calismak alin teri demektir .
Alin teri olmadan da calismak olmaz .
Siz biraz rahatiniza duskunsunuz sanirim o zaman gecim sikintisindan da veryansin etmemeyi goze alacaksiniz .

Insanlar daha iyi bir yasam kalitesi icin calisirlar .
Dahasi birilerine bagimli olmamak icin ...

Soylediginiz rakamla bir ailenin gecinmesi zor.
Bir de Turkiye sartlarinda onca issiz arasindan isi olup da birakmak iyi cesaret...
 
Konu sahibi soru sormus ama sonuc yine ayni...
Fikir catismasi...

Cok strese girdiyseniz eger isten cikin. zaten alisik oldugunuz icin calismaya eminim evde yapamicaksiniz tekrar is aramaya baslicaksiniz:)
Bu bos kaldiginiz donemde hem gezip vakit gecirirsiniz hem esinize suprizler hazirlayip ask tazelersiniz:) butun stresiniz gider.
 
OOOo çok sert bi genelleme yapmışsın:))
Kendinde gördüğün kusurları nasıl herkese mal edebildin şaştım doğrusu.
Rahmetli annem devlete sırtını dayamış! bir memurdu.
Alnının akı ile 3 evlat büyüttü ve okuttu ve çok iyi bir eş oldu kocasına.
Şimdiiiiiiiiii senin yaptığın bu genellemede benim annem gibilerin yeri neresidir merak ettim:))
Ayrıca sırtını dayadığı o koca çekip gittiğinde o kalan kadın ve çocukların ne yapması gerekir sence.
Anlıyorum gençsin bazı şeyleri kafanda yeni yeni netleştiriyorsun.
Çalışan kadınların sorunları ile ilgili genel olarak yaz tamam ama bu tür basmakalıp genellemeler yapmadan biraz daha tart.
Abla tavsiyesidir.
genelleme yapmıyorum, bozulan dengeyi düzeltmek adına bir tarafa daha yakından bakıyorum sadece.
çevremde gözlemlediğim bir çok tecrübeye dayanarak konuşuyorum.
en yakınımdaki, abimin evliliğiydi, bitti.
akrabalarda, komşularda, arkadaşlarda, kiracımızda gördüklerim cabası.
iyi örnekler yok mu? tabi ki var fakat çoğu eski nesillerde yaşandı ve bitti, şimdikiler ise azınlık.
siz de inşallah gelinlerinizle beni hatırlayacak tecrübeler yaşamazsınız.
kardeşçe bir dilektir.
 
Katılıyorum, kadın çalışınca sırtını devlete dayamış, erkek çalışınca sıkıntı yok. Bir kadının kendi ayakları üzerinde durabilmesinden güzel ne olabilir ki hayatta? Erkeklere katlanamamanın, kahrını çekememenin doğru birşey olmadığı vurgulanmış sanki, katlanmak ve kahır çekmek kelimeleri benim bildiğim olumsuz evlilikler de kullanılır zaten, böyle bir evliliği kadın güvencesi varsa neden çeksin ki, niye kadınlara eziyet reva görülüyor? Kadınlar çalışınca boşanmalar artmış, bu üzülünecek yere sevinilesi birşey bence, kim mutlu giden evliliğini bozmak ister ki? Demek yolunda gitmeyen şeyler var kadının güvencesi var ki boşanma yoluna gidiyor.

Hakaret işitip saygı görmediği, hatta şiddet gördüğü bir evlilliği hiç bir kadın canı gönülden sürdürmez, ya ailesi baskısı ya da güvencesi yoktur dediğiniz gibi, aahh aahh ne erkekler var? Evlenmeden canım cicim, evlendikten sonra karısına 25 kuruş eksik diyenleri gördüm ben? Marketten alınacakları alıp, çikolatayı eve gidene kadar sadece ağzıyla değil tüm azalarıyla yiyen bencil kocaları gördüm.

Üstüne karısını çalıştırmaz, olmaz. Orta okul terk, evlendin kocandır mantıığı aile' de.
Bu mudur normal olan yani? :ssz:
bir söz vardır: mutlu olmanın yolu, beklentilerirni azaltmaktan geçer.
ben buna vurgu yaptım. yani okuyan ve çalışan kadın beklentilerini artırdığı için kimseyi beğenmiyor ve mutsuz oluyor.
ayrıca kadın kahır çekmeğe alışsın da demek istemedim.
evlilik demek, karşılıklı olarak biraz kahır çekmek demektir. birbirinin nazını çekmek demektir.
erkek de aynı şekilde biraz kahır çekmek durumundadır çünkü biz kadınlar da bazen çekilmez oluyoruz.
fakat bakıyorsun boşanmalara... ne kahır çekmesi? aksine incir çekirdeğini doldurmayan şeyler...
 
Benim çalıştığım yerde paketlemede bir bayan arkadaş var, iki kızı vardı şimdi üçüncüye de hamile, işe girme amacı kredi çekip araba almaktı. Krediyi çekip arabayı aldılar ama aralık sonu işi bırakacak inşaallah bebegi dünyaya gelince o da işten ayrılacak. Buarada bakacak kimsesi yok çocuklarını memleketine gönderdi haftasonları arada bir gidip görüyor. İsten ayrıldığında 1000 tl ödemesi olacak kira ve kredi sadece eşide 1450 lira alıyor ama olsun yeter ki çocuklarım yanımda olsun ben geçinirim diyor.

Vallahi ben size değilde arkadaşımıza takıldım.

1450 maaş - 1000 tl (kira +kredi) =450 TL. ile 3 çocuk bakacak.

Hadi herşeyi kıstı diyelim 450 TL. o çocukların beslenmesine yetmez, çocukları ısıtacak parası bile kalmaz.

Bu dışarıda yeme, giyme, kitap okuma, sinemaya gitme gibi birşey değil. 3 çocuk doyar belki ama (insanlar kuru ekmekle de doyuyor) beslenemez.

Yahu günah değil mi o çocuklara.

2 çocuğa bakamamış memleketine göndermiş, 3. yü ne demeye yapmış.



 
Vallahi ben size değilde arkadaşımıza takıldım.

1450 maaş - 1000 tl (kira +kredi) =450 TL. ile 3 çocuk bakacak.

Hadi herşeyi kıstı diyelim 450 TL. o çocukların beslenmesine yetmez, çocukları ısıtacak parası bile kalmaz.

Bu dışarıda yeme, giyme, kitap okuma, sinemaya gitme gibi birşey değil. 3 çocuk doyar belki ama (insanlar kuru ekmekle de doyuyor) beslenemez.

Yahu günah değil mi o çocuklara.

2 çocuğa bakamamış memleketine göndermiş, 3. yü ne demeye yapmış.




Kadın 3 cocuğum da yanımda olsun ben gecinirim diyor ama altına arabayı da cekiyor, anlayan beri gelsin :)
 
genelleme yapmıyorum, bozulan dengeyi düzeltmek adına bir tarafa daha yakından bakıyorum sadece.
çevremde gözlemlediğim bir çok tecrübeye dayanarak konuşuyorum.
en yakınımdaki, abimin evliliğiydi, bitti.
akrabalarda, komşularda, arkadaşlarda, kiracımızda gördüklerim cabası.
iyi örnekler yok mu? tabi ki var fakat çoğu eski nesillerde yaşandı ve bitti, şimdikiler ise azınlık.
siz de inşallah gelinlerinizle beni hatırlayacak tecrübeler yaşamazsınız.
kardeşçe bir dilektir.

İnşallah siz de kendi evliliğinizde inandığınız doğruları bir ömür boyu uygulama fırsatı bulursunuz.
Daha geçeceğiniz çok yol var.
O günlere çıkalım da öncelikle , Allah nasip edecektir doğru düzgün aile terbiyesi almış -aklı başında gelinler.
Kalplerimizi bozmayalım şimdiden.Öyle bir temenniniz yok ama olabilirliğini de unutma der gibi olmuş:19:
Herneyse...
Hayat insanı öyle bir terbiye ediyor ki,öyle yoğruluyorsun ki hayatın içinde bazen gençliğindeki tecrübesizliklere o dönemlerdeki düşüncelerine hayret ediyorsun.
Yaşın ilerledikçe zihninde yeni algılar açılıyor,daha derin ve daha sakin ve de daha temkinli konuşmayı ,düşünmeyi ve davranmayı öğreniyorsun.
Bu anlamda herbirimizin kat edeceği yol var.
 
Etrafımda çalışan ve oldukça mutlu olan bir sürü çift var. Esas burada da görebileceğimizve çevremde de gözlemlediğim çalışmayıp oldukça mutsuz insanlar var. Ben bundan yola çıkarak çalışmamak mutsuzluktur diyebilir miyim? Evindeki hiç bir şey üzerine söz hakkı tanınmayan kadınlar var. Saçını süpürge eden ama gene de yaranamayan kadınlar. İnsanoğlunun başına hangi yaşta ne geleceği hiç belli değil. Eşin kaza geçirdi, vefaat etti, ya da boşandın. Tabi o zaman da ailesi bana bakacak, ailem bana bakacak, hep birileri bana bakacak.

Boşanmanın olmaması evliliği başarılı kılmıyor. Başarılı evlilik her iki insanın da mutlu ve tatmin olduğu evliliktir. Kendi ayakları üzerinde durmak bir kadına en çok yakışan şey bence. Sırf yalnız kalmayayım diye neden bir şeyleri çekmek zorundayım ki? Ayrıca bir kadın illa sırtını bir şeylere dayamak zorunda değil. Devlete sırt dayamak nedir? Erkekler sırtını devlete mi dayıyor şimdi (tabi özel sektörde bu patron oluyor sanırım) Ben sırtımı altın bileziğim olan mesleğime dayadım. Ayrıca gerçekten pırıl pırıl erkekler de var çok şükür bazı çarpık düşüncelerle yetişmeyen. Sizi kendisine itaat etmekle yükümlü biri olarak görmeyen sizi kendi fikirleri olan bir birey olarak kabul eden. Sizi temin ederim sayıları hiç de az değil.

biz korunmaya ve sahip çıkılmaya muhtaç oldukça kocamızın sahiplenme duygusunu cezbediyoruz (adam gibi adamlardan bahsediyorum).
kendi ayaklarımız üzerinde durdukça da kocamıza olan saygımızı kaybediyoruz ve onlar da bize olan sevgisini...
bence kadına yakışan erkeğine tutunmaktır. onunla bütünleşmektir. onunla yarışa girmemektir.
ben şahsen benden daha güçlü kişiliği olan, benden daha bilgili, daha zengin birisiyle evlenmek isterim, benimle eşit biriyle değil.
tekrar söylüyorum, ihtiyaç ve zaruret sebebiyle, kocasına destek olmak için çalışanları takdir ediyorum.
ama kocasıyla eşit olabilmek için, kendini ezdirmemek için maddi güç sahibi olmak için çalışmak kadrının kimyasını bozuyor ve onu beklentilerinin aksine mutsuz ediyor.
 
Son düzenleme:
Kadın 3 cocuğum da yanımda olsun ben gecinirim diyor ama altına arabayı da cekiyor, anlayan beri gelsin :)

Ödeyemezsek krediyi arabayı satarız diyor birde ailesi köyde onlarda köyde yaptıklarıyla destek oluyorlar sanırım, 3. çocuğu da isteyerek olmadı tabii, çocukları yanında olsaydı belki o da çalışmaya devam ederdi ama kreşe versem ikisini dedi 700 lira istiyorlar aldığı 900 lira çalışmasının bir anlamı kalmıyor, mecburen köye yolladı çocuklarını.
Başta ailesinden kız kardeşi annesi gelip bakacaklardı çocuklara ama sonra durumlar değişti. O da böyle olsun istemezdi heralde.
 
Ödeyemezsek krediyi arabayı satarız diyor birde ailesi köyde onlarda köyde yaptıklarıyla destek oluyorlar sanırım, 3. çocuğu da isteyerek olmadı tabii, çocukları yanında olsaydı belki o da çalışmaya devam ederdi ama kreşe versem ikisini dedi 700 lira istiyorlar aldığı 900 lira çalışmasının bir anlamı kalmıyor, mecburen köye yolladı çocuklarını.
Başta ailesinden kız kardeşi annesi gelip bakacaklardı çocuklara ama sonra durumlar değişti. O da böyle olsun istemezdi heralde.

Sırf araba almak uğruna cocukları köye yollayan bir anneden bahsediyoruz, şuanda annelik gösterisi yapmasına gerek yok bence.
 
biz korunmağa ve sahip çıkılmağa muhtaç oldukça kocamızın sahiplenme duygusunu cezbediyoruz (adam gibi adamlardan bahsediyorum).
kendi ayaklarımız üzerinde durdukça kocamıza olan saygımızı da kaybediyoruz ve onlar da bize olan sevgisini...
bence kadına yakışan erkeğine tutunmaktır. onunla bütünleşmektir. onunla yarışa girmemektir.
tekrar söylüyorum, ihtiyaç ve zaruret sebebiyle, kocasına destek olmak için çalışanları takdir ediyorum.
ama kocasıyla eşit olabilmek için, kendini ezdirmemek için maddi güç sahibi olmak için çalışmak kadrının kimyasını bozuyor ve onu beklentilerinin aksine mutsuz ediyor.

Kadınlar hayata korunmak ve muhtaçlıktan ibaret baktıkça daha cok ezilir. Evlilik yanyana durmaktır bir adım geride değil. Evlilik zorlukları omuz omuza atlatmaktır erkeği pohpohlayarak değil. Evlilik kadının yuvasını korumasıdır erkeğe tutunması değil.
 
çok ucu açık bir konu olmuş
herkes farklı düşüncelere sahip tabi ki
benimde naçizane fikrim işten çıkmaman bir süre daha çalışman yönünde..
bende sen gibi çok bunalmıştım,çalışmak istemiyordum hergün huzursuz bir şekilde işe gidiyordum sonra
ani bir kararla mayıs ayında işten çıktım
evde olmak harika geliyordu bana,sabhları erkenden kalkmak yok,stres yok vs..ama haziran sonunda tekrar döndüm çünkü dayanamadım evde boş boş durmaya..
yaşam kalitemiz daha da arttı çalışmadığım günlere nazaran..
3 senedir çalışıyorum bende muhasebeciyim
1,5 senedir de evliyim
evime bende doyamamıştım
senin hissettiklerinin aynısını hissediyordum o yüzden seni iyi anlıyorum..
 
senin hic kendine ait ozel harcaman yok mu? onun parasini nasil isteyeceksin kocandan peki? misal, sacini boyatman gerekecek, ''bana para ver'' diyebilecek misin? hani durumunuz hep iyidirde istenir, ama simdi esin senden biraz daha sabretmeni istemisken ve sen dayanamayip birakmissan, kendine ait yapacagin en ufak harcama ister istemez goze batmayacak mi?
 
Son düzenleme:
Kadınlar hayata korunmak ve muhtaçlıktan ibaret baktıkça daha cok ezilir. Evlilik yanyana durmaktır bir adım geride değil. Evlilik zorlukları omuz omuza atlatmaktır erkeği pohpohlayarak değil. Evlilik kadının yuvasını korumasıdır erkeğe tutunması değil.
canım bu tercih meselesi.
sen kendinle eşit birisiyle evlen.
ben ise kendimden daha üstün birisiyle evlenip onun bir adım gerisinde kalacağım ve kocamla gurur duyacağım.
 
Ben ömür boyu çalışmayayım demiyorum zaten sadece bir süre ara vermek istiyorum. Hayat şartlarını da biliyorum ama biraz dinlenmek hakkım sanıyorum.
biz ev almaya karar verdik hatta beğendik de bir ev, k.pederim begenmedi biraz eski diye o yüzden kaldı oysa oturacak bizdik ve biz ödeyecektik. Şimdiki kira giderim kadar kredi ödeyecektim o evi alsam ama olmadı. Şimdi ev almak gibi bir hevesim yok artık ileride olursa olur. Eşimin de iyi bir mesleği var aslında belgesini almasına az bir zaman kaldı. Sonra kazancı ona göre artacatır. Ben sadece bir süre idare edebilir miyim diye sordum.
İnsanın cebinde parasının olması çok güzel, birikim yapacagım diye bankadan para çekmeyip parasız gezdigim de üç kuruşla idare ettiğim de oldu ama bilemiyorum işte arkadaşlar.
Siz kendi şartlarınızı daha iyi bilirsiniz tabii.
Oturup bir hesap yapın.Kira, faturalar,mutfak harcamaları,aylık ne kadar gideriniz var.
Eğer tek maaşla geçinebilecekseniz biraz ara verin çalışmaya.
bir söz vardır: mutlu olmanın yolu, beklentilerirni azaltmaktan geçer.
ben buna vurgu yaptım. yani okuyan ve çalışan kadın beklentilerini artırdığı için kimseyi beğenmiyor ve mutsuz oluyor.
ayrıca kadın kahır çekmeğe alışsın da demek istemedim.
evlilik demek, karşılıklı olarak biraz kahır çekmek demektir. birbirinin nazını çekmek demektir.
erkek de aynı şekilde biraz kahır çekmek durumundadır çünkü biz kadınlar da bazen çekilmez oluyoruz.
fakat bakıyorsun boşanmalara... ne kahır çekmesi? aksine incir çekirdeğini doldurmayan şeyler...

Çizdiğiniz tablo çok enteresan geldi.
Türkiyede mi yaşıyorsunuz siz?
Sizin veya çevrenizdeki 3-5 kişinin evliliğinde problem yok diye Türkiyenin tamamını öyle mi zannediyorsunuz?
Bu ülkede evhanımlarının %73 ünün kocaları tarafından ekonomik veya fiziksel şiddete maruz kaldığından haberdar mısınız?
İşkence gördüğü halde maddi gücü olmayıp boşanamayan kadınların?
Kadınlar çalışmaya başlayınca boşanmalar artmış,bence çok az bile bu boşanmalar.
Sizin kahır çekmiyorlar (bundan kastınız nedir anlamadım ama) dediğiniz çalışan kadınların %49 unun da kocalarından şiddet gördüğünden haberdar mısınız?Dayaktan daha büyük kahır da mı var?
Siz çalışmıyorsanız ,ihtiyaç duymuyorsanız ne mutlu size.
Ama çalışan kadınlara genelleme yapacaksanız orda bir durun!
Konuşacaksanız komşu,akraba örnekleriyle değil,Türkiye deki gerçek rakamlarla konuşun.
 
Back
X