Çalışan Kadın Bankamatik mi?

Çalışan kadınlar, ev ve iş arasında çifte mesaide ömür tüketiyor. Yorgunluğu ve yıpranmışlığı hat safhada, kıymet bileni çok az, gereken değeri görmeyen zavallı varlıklara dönüşüyorlar.
ve bunun da suçu tabii ki kadının. ikimiz de çalışıyoruz, evi de ikimiz kullanıyoruz bunlar benim de sorumluluğum diye düşünemeyecek kadar hazırcı erkeklerin bence de suçu yok. hatta bu tükenen "zavallı varlık" aldatılabilir, zira kocasını elinde tutacak enerjisi kalmadığından hak etmiştir. ben ikna oldum.
 
Sanki bu yazıyı yazan kişi çalışmadığı için evlenememiş de çalışanlardan hıncını almaya kalkmış gibi.
Ayrıca kimin ne kadar iyi eş ya da anne olması çalışıp çalışmamakla ölçülmez, çocuklarını bütün gün televizyon başına oturtup uyuyan ev hanımlarını da biliyorum.
Bir de ben de erkek olsam bu devirde bu ekonomik şartlarda çalışan bir kadın isterim çok doğal sonuçta.
 
Bilakis erkekler çalışan kadın istiyor, kendilerine muhtaç olmayan ayakları yere basan kadına saygı duyuyor. Hayatı paylaşmak istiyorlar.
Ben bekarken beraber gezdiğim bir kız arkadaşım vardı. Ortamlara girerdik. Tanıştığımız erkekler sorarlardı “Ne iş yapıyorsunuz” diye. Ben çalışıyordum, kız arkadaşım ev kızı. 10 erkekten 9’u beni tanımaya çalışırdı. Çünkü benim kendime ait bir hayatım var.
Bugün iş yerimizde garson arkadaşla konuşuyorduk. Eşinin çalışmamasından şikayet ediyordu. “Çocuğa kayınvalidem bakabilir ama eşim zora gelemiyor, çalışmıyor” dedi. Erkekler evin geçimini tek başına yüklenmekten son derece muzdarip.
Ben doğal karşılıyorum erkeklerin çalışan, üreten kadın istemelerini. Hakta veriyorum. Çalışmak insanın pasını siler, meşgul olmasını sağlar.
 
konuyu unutmuşum dehşetle okudumm.bu tür düşünen kadınlar tükenir umarım tez zamanda :KK12:
Ben yazanın kadın olduğunu da dusunmuyorum, testesteron etkisi aldım daha çok.
Tamam başkasının düşüncesini aktarmis ama katilmadigim dusunceyi paylasmam.
Ki yazının sahibi bile çalışıyor emek veriyor,kazanıyor,bir şekilde ekonomik bağımsızlığı var yani :KK51:
 
Evin hanımı, evinden uzak, iş yerinde canhıraş çalışırken, bakıcı diye eve alınan kadınlar, sıcacık evlerde oturuyor. Çocuğa iyi kötü yemeğini yedirip, bir yolunu bulup uyutuyor. Canı ne isterse yiyor. Kumanda elinde TV sini seyrediyor.Üstüne birde azımsanmıyacak bir maaş alıyor. Evin hanımı bakıcıya acıyıp, modası geçmiş kıyafetlerini, kullanılmayan eşyalarını da veriyor.

Acaba işyerlerini soğuk, berbat yerler olarak kurup da mı giriyorsunuz bu kafalara?

Iş yerim evimden sıcaktı
Evimde klima yokken iş yerimde vardı
Çayım kahvem ayağıma gelirdi

Adam milyonlarla oynarken kadın işi bırakacak diye ödü patlıyorsa bu ayıp.
Ama normal maaşlı, zengin olmayan bir adam çalışmayan kadınla evleniyorsa bence delidir. Deli cesareti yani bu ekonomide...
 
Cahide Sultanin sayfasini bir süre takip ediyordum. Kadinlarin yasayacagi hayata dahir kendine göre düsünceleri var. Istedigi gibi öyle yasayabilir. Ama bir paylasimindan acayip rahatsiz olup takipten cikmistim. Bazi sayfalarin kadinlara bictigi hayat ve roller belli. Kadinlar ne birinin bankamatigidir ne birinin secebilecegi mal. Herkes önce bir karsidakine saygi duymayi ögrensin.
 
Çok şey yazdım yazdım sildim. Ne gerek var dedim, neyi açıklayacaksın şunlara? Evlenecek adam ararken evi olsun, arabası olsun, memur olsun ama asker polis olmasın, anası olsun ama uzakta olsun hatta mümkünse öksüz olsun cümlelerinin kurulduğu ülkede ‘çalışan bir kadınla evlenmek istiyorum’ cümlesine takmışlar: Sanane kardeşim? Adam öyle istiyor sen de başka şeyler istiyorsun. Ne boş şeyler, ne itici ithamlar. Anlamak mümkün değil. Benim annem 30 senedir öğretmen, hiçbir şeyimizi eksik etmedi. Hala da çalışabildiği kadar çalışmak istiyor. Buna zorunlu değildi öyle istiyor, işini seviyor, biz de onu seviyoruz. Allah ondan razı olsun. Sosyal medyada bilmem kaç kişi ekledi beni (şimdi kullanmıyorum gerçi sosyal medya) siz … öğretmenin kızısınız değil mi hocama iletin emeği çok geçti, şunu yaptı bunu yaptı diye. Hep sevgiyle doldurdular kalplerimizi. Abimden çok benim eğitimim ile ilgilendi, hep bana mesleğin olsun bir altın bileziğin olsun kolunda, güçlü ol kızım, kimseye muhtaç olma dedi. Çünkü annem çocukken okumak için açlık grevi yapmış açlıktan bayılmış bir kız çocuğuydu :) . Çünkü annem hayattaki tek kurtuluşunun okumaktan, bir meslek sahibi olmaktan geçtiğini düşünmüştü. Öyle ki kendisinden 2 yaş küçük kız kardeşini elinden tutup, müdüre ağlayarak okula yazdırmış bir kız çocuğuydu :) ki o da okudu, 2 çocuğunu Aslan gibi tek basına büyüttü teyzosum, eşinin kahvehane kumar alışkanlığına göz yummadı. Şimdilerde büyük teyzelerim hep ah keşke biz de inat etseydik okusaydık işimiz olsaydı diyorlar. Babamla üniversitede dolmuş durağında tanışıp aşık olup, yine öğrenciyken evlenmişler. Ekmeklerini paylaşıp okullarını okumuşlar. İkisi de çalıştı hep, severek, aşkla. Annem şimdi babamın bankamatiği mi oluyor yoksa hayat yoldaşı mı? Annem bize annelik yapmamış mı oluyor? Oysa ben biz uyurken ertesi günün yemeğini yapan, her daim sevgi gösteren bir kez bile suratını asmayan canım annem olarak biliyorum. Bunları yapmasaydı da canım annem olacaktı hep. Ama densizin birinin ne haddine ki kalkıp ‘çalışan kadınları bankamatik olarak görüyorlar’ diyecek üstüne utanmadan “Yorgunluğu ve yıpranmışlığı hat safhada, kıymet bileni çok az, gereken değeri görmeyen zavallı varlıklara dönüşüyorlar.” Diye de ekleyecek. Şaka gibi gerçekten. Ekonomik özgürlüğü olmadığı için adam yerine konulmayan, itilip kakılan, boşanmaya bile korkmak zorunda bırakılan kadınlarımızın olduğu ülkede çalışan kadınları evlerinde değer görmeyen, zavallı varlıklara dönüşenler olarak tanımlamış. Cahide Sultan haberin olsun 30 yıldır çalışan annemi görenler yaaa annen ne genç diyor. Eşi hala aşkla seviyor, o tatilden bu tatile götürüyor. Kendi emeğiyle kendisine de 2 çocuğuna da araba aldı. Parasını kendi tasarrufunda kullanıyor. Neydi ya ‘değer görmeyen zavallı varlık‘ hiiii aynen. Annemin yolundayım. Çalışan çalışmayan ama insanların kendi seçtikleri hayat yollarına saygı duyan bütün hatunlara selamlar.
 
Çok şey yazdım yazdım sildim. Ne gerek var dedim, neyi açıklayacaksın şunlara? Evlenecek adam ararken evi olsun, arabası olsun, memur olsun ama asker polis olmasın, anası olsun ama uzakta olsun hatta mümkünse öksüz olsun cümlelerinin kurulduğu ülkede ‘çalışan bir kadınla evlenmek istiyorum’ cümlesine takmışlar: Sanane kardeşim? Adam öyle istiyor sen de başka şeyler istiyorsun. Ne boş şeyler, ne itici ithamlar. Anlamak mümkün değil. Benim annem 30 senedir öğretmen, hiçbir şeyimizi eksik etmedi. Hala da çalışabildiği kadar çalışmak istiyor. Buna zorunlu değildi öyle istiyor, işini seviyor, biz de onu seviyoruz. Allah ondan razı olsun. Sosyal medyada bilmem kaç kişi ekledi beni (şimdi kullanmıyorum gerçi sosyal medya) siz … öğretmenin kızısınız değil mi hocama iletin emeği çok geçti, şunu yaptı bunu yaptı diye. Hep sevgiyle doldurdular kalplerimizi. Abimden çok benim eğitimim ile ilgilendi, hep bana mesleğin olsun bir altın bileziğin olsun kolunda, güçlü ol kızım, kimseye muhtaç olma dedi. Çünkü annem çocukken okumak için açlık grevi yapmış açlıktan bayılmış bir kız çocuğuydu :) . Çünkü annem hayattaki tek kurtuluşunun okumaktan, bir meslek sahibi olmaktan geçtiğini düşünmüştü. Öyle ki kendisinden 2 yaş küçük kız kardeşini elinden tutup, müdüre ağlayarak okula yazdırmış bir kız çocuğuydu :) ki o da okudu, 2 çocuğunu Aslan gibi tek basına büyüttük teyzosum, eşinin kahvehane kumar alışkanlığına göz yummadı. Şimdilerde büyük teyzelerim hep ah keşke biz de inat etseydik okusaydık işimiz olsaydı diyorlar. Babamla üniversitede dolmuş durağında tanışıp aşık olup, yine öğrenciyken evlenmişler. Ekmeklerini paylaşıp okullarını okumuşlar. İkisi de çalıştı hep, severek, aşkla. Annem şimdi babamın bankamatiği mi oluyor yoksa hayat yoldaşı mı? Annem bize annelik yapmamış mı oluyor? Oysa ben biz uyurken ertesi günün yemeğini yapan, her daim sevgi gösteren bir kez bile suratını asmayan canım annem olarak biliyorum. Bunları yapmasaydı da canım annem olacaktı hep. Ama densizin birinin ne haddine ki kalkıp ‘çalışan kadınları bankamatik olarak görüyorlar’ diyecek üstüne utanmadan “Yorgunluğu ve yıpranmışlığı hat safhada, kıymet bileni çok az, gereken değeri görmeyen zavallı varlıklara dönüşüyorlar.” Diye de ekleyecek. Şaka gibi gerçekten. Ekonomik özgürlüğü olmadığı için adam yerine konulmayan, itilip kakılan, boşanmaya bile korkmak zorunda bırakılan kadınlarımızın olduğu ülkede çalışan kadınları evlerinde değer görmeyen, zavallı varlıklara dönüşenler olarak tanımlamış. Cahide Sultan haberin olsun 30 yıldır çalışan annemi görenler yaaa annen ne genç diyor. Eşi hala aşkla seviyor, o tatilden bu tatile götürüyor. Kendi emeğiyle kendisine de 2 çocuğuna da araba aldı. Parasını kendi tasarrufunda kullanıyor. Neydi ya ‘değer görmeyen zavallı varlık‘ hiiii aynen. Annemin yolundayım. Çalışan çalışmayan ama insanların kendi seçtikleri hayat yollarına saygı duyan bütün hatunlara selamlar.

Kadinlari belli bir kutuya sokmaya calisirken unuttuklari bir nokta var: Benim mesela babam erken öldü. Kardeslerim kücüktü daha. Biz okuyup calisarak annemizi ve kardeslerimizi bir gün kimsenin kapisina muhtac etmedik. Kimse sen ortada kalsan gelip senin sorumlulugunu almak icin can atmiyor. Bize maddi destegi gectim, manevi destek de cok az kisiden geldi. Dünyanin binbir tür hali var. Her insanin gerektigi zaman kendini gecindirme imkani olmali.
 
Kadinlari belli bir kutuya sokmaya calisirken unuttuklari bir nokta var: Benim mesela babam erken öldü. Kardeslerim kücüktü daha. Biz okuyup calisarak annemizi ve kardeslerimizi bir gün kimsenin kapisina muhtac etmedik. Kimse sen ortada kalsan gelip senin sorumlulugunu almak icin can atmiyor. Bize maddi destegi gectim, manevi destek de cok az kisiden geldi. Dünyanin binbir tür hali var. Her insanin gerektigi zaman kendini gecindirme imkani olmali.
Ama işte istedikleri o kadar tuhaf ki bu insanların. Allah rahmet eylesin babanıza. Sizi takdir ettim emeklerinize sağlık. Dünyada kimin ne duruma düşeceği belli olmuyor. Kadın çalışmasa bile ekmek kazanacak bir kapısı olmalı bence. Hadi diyelim evlendiği adam kötü biri çıktı attı kapıya ne yapacak? Anadolu’da bazıları ne yapıyorlardı hatırlayalım, kadın gençse erkek ailesi çocukları alıp kadını bir başkası ile evlendiriyorlardı, bunlar ülkemizin gerçeği. Bir arkadaşımın annesine aynen bu dediklerim yaşatılmış. Annesi ile görüşmek istemiyor ama hata annede değil ki kadıncağıza hiçbir imkan sağlamayan, zorunlu bırakan bu zihniyette. Çalışma-çalışmama özgürlüğü tamamen kadında ama kalkıp çalışan kadınlar zavallı varlıklara dönüşüyor diyebilecek kadar ne yaşıyor bu insanlar anlamıyorum.
 
Ama işte istedikleri o kadar tuhaf ki bu insanların. Allah rahmet eylesin babanıza. Sizi takdir ettim emeklerinize sağlık. Dünyada kimin ne duruma düşeceği belli olmuyor. Kadın çalışmasa bile ekmek kazanacak bir kapısı olmalı bence. Hadi diyelim evlendiği adam kötü biri çıktı attı kapıya ne yapacak? Anadolu’da bazıları ne yapıyorlardı hatırlayalım, kadın gençse erkek ailesi çocukları alıp kadını bir başkası ile evlendiriyorlardı, bunlar ülkemizin gerçeği. Bir arkadaşımın annesine aynen bu dediklerim yaşatılmış. Annesi ile görüşmek istemiyor ama hata annede değil ki kadıncağıza hiçbir imkan sağlamayan, zorunlu bırakan bu zihniyette. Çalışma-çalışmama özgürlüğü tamamen kadında ama kalkıp çalışan kadınlar zavallı varlıklara dönüşüyor diyebilecek kadar ne yaşıyor bu insanlar anlamıyorum.
sağlık ve özel bir ailevi sebepten iş hayatından çekildim ev kadını oldum çocuğuma bakıyorum.ama sabahları camdan bakarken arabalarına binip işe giden komşularıma imreniyorumm.onların tatlı koşuşturmalarını çocuklarını okula bırakmalarını gülerek izliyorum.ha benim de var altımda arabam ben de çocuğumu okula bırakıyorum ama 10 dakika sonra dört duvar evime dönüyorum.çalışmanın neresi kölelikmiş anlamadımm.imkanı olan her kadın çalışmalı üretmeli bence.annem çalışan kadındı aynı anneniz gibi hala ondan maddi destek alıyorummm.geleceğimi az çok garantiledi .kızlarımız sezen aksu şarkısındaki ünzile mi olsunlar yoksa tüm ükelerde kabul görecek kadar dil bilen donanımlı bir dünya insanı mı?2022 ye girecekken hala bunları tartıştığımıza inanamıyorumm :KK12:
 
Ama işte istedikleri o kadar tuhaf ki bu insanların. Allah rahmet eylesin babanıza. Sizi takdir ettim emeklerinize sağlık. Dünyada kimin ne duruma düşeceği belli olmuyor. Kadın çalışmasa bile ekmek kazanacak bir kapısı olmalı bence. Hadi diyelim evlendiği adam kötü biri çıktı attı kapıya ne yapacak? Anadolu’da bazıları ne yapıyorlardı hatırlayalım, kadın gençse erkek ailesi çocukları alıp kadını bir başkası ile evlendiriyorlardı, bunlar ülkemizin gerçeği. Bir arkadaşımın annesine aynen bu dediklerim yaşatılmış. Annesi ile görüşmek istemiyor ama hata annede değil ki kadıncağıza hiçbir imkan sağlamayan, zorunlu bırakan bu zihniyette. Çalışma-çalışmama özgürlüğü tamamen kadında ama kalkıp çalışan kadınlar zavallı varlıklara dönüşüyor diyebilecek kadar ne yaşıyor bu insanlar anlamıyorum.

Sagolun ❤ Tabi ki kadinlarin zamanla sorumluluklari artti. Nasil ev hanimligi kolay degilse. Calisip yinede evi cekip cevirmekte hic de kolay degil. Bana göre kadinlar ne yapsa da birilerinin gözüne batacak. Carsaf giyse biri söylenir, acik giyinirse diyeri söylenir. Calissa söylnenen olur, calismayip evde olsa söylenen olur. Ben o yüzden elalemin ne dedigine önem vermem. Bizim hakkimizda zamaninda "kiz cocugu okutulmaz" diyen insanlarin bize ne faydasi oldu bu güne kadar. Affedersiniz sanki okuyan kiz pavyonlara düsecekmis gibi bir hal vardi bazilarinin. Eh onlardan kim gelip önümüze bir tabak yemek koydu? Benim bir okul arkadasim zamaninda annesinden alinip amcasina evlatlik verilmis aile büyükleri tarafindan. Cünkü amcanin cocugu olmuyormus. Annenin itiraz etme hakki olmamis bile bebegi Almanyaya görürdüklerinde. Bizim cok kadinlarimiz ezildi.
 
Konuyla alakasız ama bende şunu yazmak istedim. Çok zor şartlarda okudum. Amcam, babama sürekli okuldan al bunu, girsin tekstile çalışsın, okusa nolacak, kocası parasını yiyecek derdi. Okumak için çok çabaladım. Liseyi o kadar parasızlık okudumki, sadece gevrek ayran alabilmek için iki gün aç kalırdım. Hep okuldan alınmakla tehdit edildim. Okumak bizim için lükstü. En ufak hatamızda okuldan alınmakla tehdit edilirdik.O kadar yoklukta okudumki, hep okul bitsin, işe gireyim diye dua ettim. Şükür okudum ve kendimi kurtardım.Özellikle kız çocuklarının okuması gerektiğini düşünüyorum.Kız çocukları hayata karşı daha savunmasız.Kaderlerini sadece okuyarak mesleklerini eline alarak degiştirebilirler. 🌺
 
Evinde çalışıyor canım ve reklamlardan aldığı parayı sitesinde ihtiyacı olan hanımlara,köy okullarına,çocuklara yardım ederek kullanıyor.Ve kalanını da sitesi için gerekli ne varsa alet edavat bunlara kullanıyor.Eee tabi kendinede kullanıyor.Sonuçta hanıefendinin 3 okuyan evladı var.
Sonuç itibari ile Cahide bacı çalışarak para kazanıyor değil mi?
 
Öteden beri insanlar eş seçimi yaparken, bazı kriterleri önemser, eşlerini bu kriterlere göre seçerler. Güzel, alımlı bir kız olsun. Becerikli olsun, güzel yemek yapsın, temiz olsun, misafir ağırlamakta mahire olsun, güleryüzlü, tatlı dilli olsun, İslami bilince sahip bir erkekse dindar olsun, namazını kaçırmasın vs. Bunlar oldukça makul tercihlerdir. Erkek bütün bir hayatı beraber geçireceği kadında güzellik, temizlik, güleryüzlü olma gibi hasletleri isteyebilir, sonuna kadar haklıdır.
Sevgili Peygamberimiz Sallallahu aleyhi ve sellem bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuştur: Dünya bir metadır. Dünya metaının en hayırlısı saliha kadındır. [Müslim, Rada 64, (1467); Nesaî, Nikah 15, (6, 69).]
Saliha kadın modeli, dindarlık, haramdan sakınma, kocasıyla iyi geçinme gibi özellikleri bünyesinde barındırır. Saliha kadın şirret olmaz, yüzüne bakınca huzur verir, idare etmeyi, geliri gideri bilir. Uyumludur, asi değildir. Akıllı ve anaç kadındır.
Günümüz toplumunda erkeklerin pek çoğu evlenecekleri kızı seçerken, kendilerince vazgeçilmez bir özellik daha istiyorlar. Çalışan kız olsun!
Sadece erkekler değil, anneleri de yana yakıla çalışan kız avına çıkıyor, bu özelliği olmazsa olmazların içinde sıralıyor, hatta 1. tercih olarak öne sürüyorlar. Oğlan iş yerinde çalışan bir kız bulmuş anlaşıp evlenmişse ne ala. Yoksa konu komşu, eş dost, hısım akraba teyakkuza geçer oğlana bir çalışan kız bulmak için seferber olurlar. Ne olursa olsun ama illa çalışan olsun:
-Güzel mi?
-Olmasa da olur,
-Temiz mi?
-Hizmetçi tutar.
-Ya çocuk olursa?
-Annesi veya kaynanası bakar. Olmazsa her yer kreş.
-Yemek yapmaktan anlar mı?
-Boşveeer, dondurulmuş gıdalar ne güne duruyor. Bir de mikro dalga fırın oldu bitti.
-Biraz yaşı büyük.
-Olsun, erken emekli olur!
Çalışan gelin isteyen kaynanalar, gelin adayının özellikle öğretmen olmasını isterler. Hem maaşlı, hem yarım gün çalışıyor diye ilk tercihleri bu yönde olur. Çalışmayan, hele yüksek okul okumamış kızların artık semtine bile uğramaya değmez.Hangi zamanda yaşıyoruz? Tek maaşla ev mi geçindirilir? Çift maaşlı olsunlar, gül gibi geçinsinler. Ya teyzem sen çalışmıyordun da aç mı, açıkta mı kaldın? Çocuklarına bakamadın, okutamadın mı? ele güne muhtaç mı oldun? diye soramaz insan.
Çalışırken evlenen pek çok kadın, evliliğinin ilerki yıllarında katlanarak artan yükün altında kalıp çalışmayı bırakmak isteyince, eşleri çoğu kez işi bırakmasını istemez. Erkek için pek bir sorun yoktur aslında. Geçim yükünü hafifletmiştir eşi. Zaten yemek, temizlik, çocuk bunlarla da pek ilgisi olmaz. Paranın sıcağına da alıştıktan sonra niçin işi bırakmasını istesin ki?
Değişen zaman, modernleşen toplum, kadında sosyal hayatın içinde olmalı gibi hikayelerle kadın, ev-iş, çocuk- kariyer kıskaçları arasında acınası bir hale getiriliyor. Kadın ve erkek eşittir! safsatasına iyiden iyiye inandık ama, balkonlarda çamaşır seren, cam silen, çocuğun altını değiştiren, dizini yere koyup yer silen, tezgahın üzerini çamaşır suyuyla temizleyen erkeklere pek rastlamıyoruz. Kadın hangi konumda olursa olsun, annelik ve kadınlık mesleğini devam ettirmek zorunda.
Doktor olan ve Bir Üniversitede iyi bir konuma gelmiş izleyicim, kocasının hiç bir ev işine yardım etmediğini, güvenmediği için eve yardımcı bir kadının gelmesine de izin vermediğini anlatmıştı. Ve şu iç acıtıcı sözleri sarfetmişti: Doktor olmasam kocam benimle neyimi beğenip te evlenecekti ki?? Başka bir izleyicim de Çok yoruluyorum, sadece pazar günü bana yetmiyor. Ne eve, ne kendime yetemiyorum. Kocamınsa işi bırakacağım diye ödü kopuyor. diyordu.
Gerçek şu ki; Erkeklerin bazıları,(kimine göre çoğu) çalışan kadınları bankamatik olarak görüyor. Çalışan kadınlar, ev ve iş arasında çifte mesaide ömür tüketiyor. Yorgunluğu ve yıpranmışlığı hat safhada, kıymet bileni çok az, gereken değeri görmeyen zavallı varlıklara dönüşüyorlar.

Bugün bazı kadınlarımız arasında özgürlüğün anlamı, daha az kadın, daha az anne, daha az eş olmakla eşdeğerdir; çünkü evin yerini sokak, mutfağın yerini büro, anneliğin yerini sekreterlik, mahremiyetin yerini teşhir aldıkça kadının erkekleşmesi kaçınılmazdır!
Dücâne Cündioğlu
Evine bakıcı kadın alıp, kadını cahil,kendisini kültürlü, kadını köle, kendini özgür olarak niteleyenler hiç kusura bakmasınlar ama bu kocaman bir yalan. Evin hanımı, evinden uzak, iş yerinde canhıraş çalışırken, bakıcı diye eve alınan kadınlar, sıcacık evlerde oturuyor. Çocuğa iyi kötü yemeğini yedirip, bir yolunu bulup uyutuyor. Canı ne isterse yiyor. Kumanda elinde TV sini seyrediyor.Üstüne birde azımsanmıyacak bir maaş alıyor. Evin hanımı bakıcıya acıyıp, modası geçmiş kıyafetlerini, kullanılmayan eşyalarını da veriyor.
Kaynana da gururla anlatıyor; Gelinim çalışıyor, çift maaşlılar. Evde bakıcı kadın da var. Eee hayat müşterek, geçim dünyası. Valla ben gelinimden çok memnunum..!!!
Cahide Sultan
Harika
 
Olabilir alıntı gibi duruyordu zaten. Eger öyleyse bunları takipçilerine anlatan kişi aslında kendisi çalışan bir kişi. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu yani.
Bunlara da ayrı ayar oluyorum ha. Birkaç tane var böyle, iyi eğitim görmüş, çalışma hayatına girmiş, aktif, ama kadınlara evde oturun, evinizin sultanı olun telkinleri veriyor. 🤣 Bunu yaparken evlerinden başka her yerde olmaları? 🤣
 
X