hm22 cim,
Tatlım geldim ben.. Kendi kendime konuşayım.. duvarlara işlesin sesim..
Sonra sen geldiğinde duvar yanı bi'masa kap kendine.. kulağını daya duvara..
Söz verdiler.. sesimi sana saklayacaklar..
Yapmak isteyip de henüz yapmadığın iki konudan bahsettin bana.. Dövme ve köpek sahiplenme.
Söyleyeceklerimi bir yönlendirme olarak değil de tecrübe paylaşımı olarak görürsen sevinirim.
Bir köpeği sahiplenirken, hiç büyümeyecek bir bebeğin olmasını kabul etmelisin. Her zaman senin sevgine, ilgine, baımına ihtiyaç duyan bir canlı. Hiçbir zaman kendi dünyasını oluşturamayan, seni hep odağında gören bir varlık.. Ve bir can olduğu için hastalanma, tedavi görme vs.. gibi konular da hep cepte.. Her gün elektrik süpürgesi çıkacak.. Tatillerini, iş hayatını, özel hayatını hep ona endeksleyerek geçireceksin.. Örneğin Bulut kalp hastası, ayrıca iki kere de ameliyat oldu. Ve ben 3 yıldır eşimle tatile çıkmıyorum.. Çünkü Bulutumu pansiyona bırakamam.. vicdani yapım buna el vermiyor.. Artık bekar tatilleri yapıyoruz, birimiz tatile giderken diğeri Bulutumuzla kalıyor.
Bir köpekle yaşamanın güzel yanlarına değinmeyi gerekli bulmuyorum. Hayatımın son 15 yılı köpeklerle geçiyor.. Bulut ikinci köpeğim, Sarp ilk göz ağrım.. göklerdeki meleğim..
Dövme.. Enteresandır.. köpeklerle birlikte girdi hayatıma.. İlk dövmem 15 yaşında.. diğeri 13.. son dövmem de bu yıl..
Hiçbir zaman pişmanlık duymadım, çünkü benim için dövme, kendime hatırlatmak istediklerimi not alma yöntemi.. Kağıt yerine bedenimi kullandım anlayacağın. Benim görüş alanımda olsun istedim bu nedenle.. Bütün dövmelerim bileklerimde.. Hayat yordukça okşuyorum onları.. uykuya dalarken de.. Dedim ya onların hepsi felsefi.. hepsi benim öz disiplinimle ilgili.. Çok ciddi bir karar, seninle geçrekten bütünleşen bir şey olmadıkça yaptırmanın anlamlı olmadığını düşünüyorum..
Söyleyeceklerim şimdilik bu kadar.. Sadece evcil bölüme açtığım bir konu vardı. Onu bulmaya çalışıcam şimdi.. Bulursam ekliyorum linki..
Sevgiyle kal..
Püsküüt'üm, cevap yazmadan önce konunu okudum.
O kadar güzel yazmışsın ki, doldu benim gözler yine.
Zaten çok duygusalım bu sıralarda.
Öyle bir noktaya değinmişsin ki, en çok korktuğum nokta bu.
Biz, hayatımızda bir çocuk falan istemiyoruz.
Bir meleğimiz olsun, onun etrafında pervane olalım istiyoruz.
Elbette ki sorumlulukları çok büyük ve bunu bilerek, asla yarıda bırakmayacak şekilde almaya karar verdik.
İşte, bir gün birşey olursa o zaman ne yaparım onu bilmiyorum.
Daha evimizde bile olmadan düşünmek ne kadar mantıklı bilmiyorum ama çok istememe rağmen, bu düşünme beni çok korkutuyor.
Ne kadar güzel ki, bu melekler senin gibi insanların yanında.
Son zamanlarda o kadar çok üzülüyorum ki, 1-2 yıl bakıp sonra sokağa atan insanları.
Oysa, başına ne gelirse gelsin çocuğunu sokağa atar mısın? Bunun ne farklı var anlayamıyorum.
Bu duygusallık ile dövme konusuna biraz zor geliyorum ama ..
Sanırım tam da dediğin nedenle sürekli aklımda ama bir türlü hareket edemedim.
Evet, bazı hayat felsefelerim ve benim çok değerli şeyler var ama bunun vücudumda ne şekilde bulunmasını istediğimden emin değilim.
O şekli bulduğum zaman, hiç durmadan gideceğimi inanıyorum.
Bir nebze, aydınlanma anını bekliyorum.