Bu nişanı bozmalı mıyım?

Sonuçta o evde yemek yiyorum. Midem kaldırmıyor. Kendimi kötü hissediyorum. Yere bir şey düşünce almak dahi istemiyorum. En azından biz geldiğimizde dikkat etmeleri gerekmez mi (ediyorlar da 2 seferdir zaten). Ben kedimden rahatsız olan misafirim geldiğinde kedimi odada bırakıyorum. Misafir görgüsü değil midir... Ama bireysel ilişkinizde sizi neden rahatsız etsin derseniz, evime geldiklerinde çoraplarıyla dolanması hiç hoşuma gitmez. Çünkü o evdeki çoraplarıyla geliyorlar. Zorla terlik giydirip onu takip mi edeyim, valla temizlik takıntılarım da var.
Bin yildir boyle yaşıyorlar ki kıymet verip dikkat de etmişler. Senin zaten gecinesin yok ,elinde de sağlam sebeblerin var , ayrıl.
 
Beni yanlış anlama bu adamı ve aile yapısını çözmek için önünde koca yıllar olmuş. Dün bu adam ve ailesinin kökü dili ortaya çıkmadı. Ağaç kovuğundan da gelmedi tıpkı senin gibi bağ kurduğu ailesi var.
Aynı durum onun için de geçerli, ana dili farklı olan, farklı ırktan ve farklı bakış açısına sahip bir kadınla evlenecek.
Sen bence yabancı biri ile evlenme olayını ailesi yokken yalnız iç güveyi gibi olur diye heralde benimsedin, maddi olarak da durumu senin ailenin altından kalınca gözüne kusurlar batmaya başladı.
Aşık olup seven insanın gözüne bu detaylar gelmez.
Daha nikah öncesi bunlar batıyorsa artarak devam edecek cicim ayı sonrası. Bence o adama da haksızlık etme kendinden emin biri ile evlenmeyi herkes hak eder.
Yanlış/doğru düşünüyorsun diyemem bakış açısı bu kişiden kişiye değişir.
Kendinden emin olmadığın sürece evlenme.
Uyum sağlamayı orta yolu bulmayı niye denemiyorsunuz?
Örneğin atıyorum İngilizce biliyorsanız ortak dil konuşabilirsiniz veya sen Arapça öğrebilirsin, onlar da zaten mecburen zaten zamanla Türkçe öğrenecek?
Kimlik karmaşası da niye yaşasın ileride çocuk olursa ki bir sürü yabancı ile evlenen insan var🤔
Aile İngilizceyi çok iyi biliyor tabi ama biraz kalabalık. Benle konuşuyorlar 2-3, sonra Arapça'ya geçiş yapıyorlar. Yani o an ne işim var buralarda kalk gidelim be usta oluyorum. Hepsiyle tek tek dışarıda görüştüğümde daha iyi oluyor mesela, full ingilizce. Baya anlaşıp eğleniyoruz. Birlikteyken bi içim sıkılıyor.
Dediğim gibi aşırı zengin bir aile değillerdi, orta üstüydüler. Şuanda maddiyat olarak durumları iyice kötüleşti ancak haklarını yiyemem oğullarından para istemediler. Sadece bütün masrafları biz yaptık/yapıyoruz. Bu hikayede beni tek üzen onun kendini kötü hissetmesi, benim babamın çoğu şeyi yapması, onunkinin yapamaması. Elinden geldiğince o yapıyor, fazlasını bile. Ben kendini kötü hissedince çok etkilenmeye başladım. Çünkü yetersiz hissetme durumunu çok iyi bilirim. Elimden geldiğince masrafsız/uygun davranmaya çalışınca, bu sefer de istediğini seç gerçekten düşünme diyor. Daha çok üzülüyorum. Böyle yansımaları oldu bize.
Yaptığınız kırıcı olmayan, uyumlu yorum için gerçekten çok teşekkür ederim. Tavsiyenizi dikkate alacağım.
 
Son düzenleme:
Sevdiğini düşünmüyorum. İçselleştirememişsin onu, doğup büyüdüğü aileyi, ortamı bildiğin iğreti geliyor sana. Zenginlikleri de gidince iyice mülteci arap gibi görünmüşler sana resmen. Ben de ırkçıyım bu konularda ama sen bide peşinden koştuğunu söylüyorsun, aşkın bitmiş o zaman senin.
 
Sonuçta o evde yemek yiyorum. Midem kaldırmıyor. Kendimi kötü hissediyorum. Yere bir şey düşünce almak dahi istemiyorum. En azından biz geldiğimizde dikkat etmeleri gerekmez mi (ediyorlar da 2 seferdir zaten). Ben kedimden rahatsız olan misafirim geldiğinde kedimi odada bırakıyorum. Misafir görgüsü değil midir... Ama bireysel ilişkinizde sizi neden rahatsız etsin derseniz, evime geldiklerinde çoraplarıyla dolanması hiç hoşuma gitmez. Çünkü o evdeki çoraplarıyla geliyorlar. Zorla terlik giydirip onu takip mi edeyim, valla temizlik takıntılarım da var.
Kediden rahatsız olan evinize gelmesin.
Kediyi neden hapsediyorsunuz,orası onun evi.
Nişanlınızın da saydığınıza göre iyi özellikleri var sizinkiler nasıldır bilemem ama adamdan ayrılın hem sevdiği hem sevildiği bir ilişki şansı olsun en azından
 
İflas ettikten sonra mı gözünüze batmaya başladı evde ayakkabı ile gezmeleri? Adam doktor, belli bir kariyeri ve geliri var ama sizin derdiniz farklı gibi geldi bana. Evet, yol yakınken ayrılın bence.
Hayır Mısır'daydılar. Hiç görmemiştim onları, iflastan sonra İstanbul'a taşındılar öyle gördüm adetlerini.
 
Sonuçta o evde yemek yiyorum. Midem kaldırmıyor. Kendimi kötü hissediyorum. Yere bir şey düşünce almak dahi istemiyorum. En azından biz geldiğimizde dikkat etmeleri gerekmez mi (ediyorlar da 2 seferdir zaten). Ben kedimden rahatsız olan misafirim geldiğinde kedimi odada bırakıyorum. Misafir görgüsü değil midir... Ama bireysel ilişkinizde sizi neden rahatsız etsin derseniz, evime geldiklerinde çoraplarıyla dolanması hiç hoşuma gitmez. Çünkü o evdeki çoraplarıyla geliyorlar. Zorla terlik giydirip onu takip mi edeyim, valla temizlik takıntılarım da var.
Kedinden rahatsız olan gelmesin kediyi niye hapsediyorsun odaya
 
Kediden rahatsız olan evinize gelmesin.
Kediyi neden hapsediyorsunuz,orası onun evi.
Nişanlınızın da saydığınıza göre iyi özellikleri var sizinkiler nasıldır bilemem ama adamdan ayrılın hem sevdiği hem sevildiği bir ilişki şansı olsun en azından
Hayat siyah/beyaz mı? Annem ve ablam kedimden rahatsız oluyorsa neden evime almayayım, çözüm kolayken?
 
Merhaba, çözemediğim bir derdim var ve beni tanımayan vicdanlı insanların bana yardımcı olabileceğini düşündüm.
3,5 senedir birlikte olduğum kişiyle 2 aydır nişanlıyım ve birlikte yaşıyoruz. Nişanlım Türkiye'de 15 yıldır yaşıyor, tıp fakültesini bitirmiş, kendisi Mısır asıllı Türk vatandaşı. Muhafazakar bir aileden gelmiyor, hatta benim ailem çok daha muhafazakar diyebilirim. Giydiğime, nerede olduğuma karışmaz. Anlayışlıdır çoğu zaman. Benim çevrem de onu sever, sayar, bizi yakıştırır. Tabii ki belli başlı kusurları vardır ama genel olarak düzenli, bakımlı, temiz, hoş bir insandır ve hoş bir etkisi vardır, çevresi onu sever. Tabii ki ben de.
Bizim problemimiz onun babasının Mısır'da iflas etmesi ve ailesinin İstanbul'da bizim muhitimize taşınarak yeni iş kurmasıyla başladı. Ailesi her ne kadar sevimli insanlar da olsa bir türlü alışıp sindiremiyorum onları. Özellikle dillerini konuştuğunda (ailesi Türkiye'ye yeni taşındıkları için doğal olarak Türkçe bilmiyorlar) benim bu ortamda ne işim var, bir an önce gitsem diyorum. Adetleri farklı, hayat görüşleri farklı (daha Avrupai görüşleri var ve evet bu sorun oluyor mu diye sormayın, bazen valla oluyor. Misafiri eve ayakkabıyla alıyorlar mesela dsdhfjsdkf)
Nişanlım evde ailesi/Mısır'dan arkadaşlarıyla Arapça konuştuğunda da öyle. Arapça'ya özel bir durum değil aslında, genel olarak neden farklı bir dil ve ırk birleşimiyle aile kuruyorum ki diye derin düşüncelere dalıp duruyorum, onu sorgulamaya başlıyorum, keşke biri bu nişanı bozsa ben sevdiğimden yapamayacağım diyorum. Bazen durup dururken nişanlımdan da soğuyorum, sonra tekrar bir şekilde sevdiğim için ve güzel bir ilişkimiz olduğu için ilişkiye devam etme kararı alıyorum. (Kendisi anadili gibi Türkçe konuşuyor bu arada, dil konusunda sıkıntı yaşamıyoruz)
Problem sadece bu da değil. Ben varlıklı bir aileden geliyorum. O da öyleydi - ta ki ailesinin iflasından sonra. Her ne kadar güzel bir mesleği ve kazancı da olsa kendini biraz kötü hissediyor bana karşı, belki de ben hissettirdim bilemiyorum, sanki bana maddi olarak yetemeyecekmiş gibi hissediyor. Belki de bu durum canını sıkıyor ve bu tepkiyi bana veriyor. Ancak benim de canım sıkılmaya başladı artık. Çünkü karşımda kendini yetersiz hisseden erkeği görünce tadım kaçıyor. İster istemez öyle mi diye düşünüyorum artık.
Ama düşünüyorum, düzgün ve dürüst bir insan. Çalışkan, zeki, akıllı, saygılı. Üstelik ben aşık olup peşinden koştum :) Aklım karışık. Bir de çocuğum olduğunda kimlik bunalımı yaşar mı, ne gibi engellerle boğuşur bilmiyorum. Aklım karman çorman. Çoğu zaman ağlıyorum ondan gizli, iş yerimde. 4 ay sonra düğün var. Ne çekip gidebiliyorum ne de yersiz düşünceleri kafamdan atabiliyorum. Zorlanıyorum.
Aile nasıl olsa mısırda senede bir hafta gider görürüm idare edilir diye düşünüyormuşsun ama işler farklı gelişmiş. Seni sıkan iflaslarından çok bu ortamın türkiyeye, yani dibine taşınmış olması. İlişkiye devam edeceksen arapça öğrenmeye başlamanı öneririm. Bir de senin evinde senin kuralların geçecek, ayakkabılar çıkacak, onların evinde de onların kuralları geçerli olacak bu konuda anlaşacaksınız. Ayrıca millet fabrikasını mısıra taşırken bunlar türkiyede ne iş tutacak onu da merak ettim. Bence sen o düğünü ertele, aile yolunu çizsin, yerleri düzenleri olsun, siz sonra düğün yapın
 
Merhaba, çözemediğim bir derdim var ve beni tanımayan vicdanlı insanların bana yardımcı olabileceğini düşündüm.
3,5 senedir birlikte olduğum kişiyle 2 aydır nişanlıyım ve birlikte yaşıyoruz. Nişanlım Türkiye'de 15 yıldır yaşıyor, tıp fakültesini bitirmiş, kendisi Mısır asıllı Türk vatandaşı. Muhafazakar bir aileden gelmiyor, hatta benim ailem çok daha muhafazakar diyebilirim. Giydiğime, nerede olduğuma karışmaz. Anlayışlıdır çoğu zaman. Benim çevrem de onu sever, sayar, bizi yakıştırır. Tabii ki belli başlı kusurları vardır ama genel olarak düzenli, bakımlı, temiz, hoş bir insandır ve hoş bir etkisi vardır, çevresi onu sever. Tabii ki ben de.
Bizim problemimiz onun babasının Mısır'da iflas etmesi ve ailesinin İstanbul'da bizim muhitimize taşınarak yeni iş kurmasıyla başladı. Ailesi her ne kadar sevimli insanlar da olsa bir türlü alışıp sindiremiyorum onları. Özellikle dillerini konuştuğunda (ailesi Türkiye'ye yeni taşındıkları için doğal olarak Türkçe bilmiyorlar) benim bu ortamda ne işim var, bir an önce gitsem diyorum. Adetleri farklı, hayat görüşleri farklı (daha Avrupai görüşleri var ve evet bu sorun oluyor mu diye sormayın, bazen valla oluyor. Misafiri eve ayakkabıyla alıyorlar mesela dsdhfjsdkf)
Nişanlım evde ailesi/Mısır'dan arkadaşlarıyla Arapça konuştuğunda da öyle. Arapça'ya özel bir durum değil aslında, genel olarak neden farklı bir dil ve ırk birleşimiyle aile kuruyorum ki diye derin düşüncelere dalıp duruyorum, onu sorgulamaya başlıyorum, keşke biri bu nişanı bozsa ben sevdiğimden yapamayacağım diyorum. Bazen durup dururken nişanlımdan da soğuyorum, sonra tekrar bir şekilde sevdiğim için ve güzel bir ilişkimiz olduğu için ilişkiye devam etme kararı alıyorum. (Kendisi anadili gibi Türkçe konuşuyor bu arada, dil konusunda sıkıntı yaşamıyoruz)
Problem sadece bu da değil. Ben varlıklı bir aileden geliyorum. O da öyleydi - ta ki ailesinin iflasından sonra. Her ne kadar güzel bir mesleği ve kazancı da olsa kendini biraz kötü hissediyor bana karşı, belki de ben hissettirdim bilemiyorum, sanki bana maddi olarak yetemeyecekmiş gibi hissediyor. Belki de bu durum canını sıkıyor ve bu tepkiyi bana veriyor. Ancak benim de canım sıkılmaya başladı artık. Çünkü karşımda kendini yetersiz hisseden erkeği görünce tadım kaçıyor. İster istemez öyle mi diye düşünüyorum artık.
Ama düşünüyorum, düzgün ve dürüst bir insan. Çalışkan, zeki, akıllı, saygılı. Üstelik ben aşık olup peşinden koştum :) Aklım karışık. Bir de çocuğum olduğunda kimlik bunalımı yaşar mı, ne gibi engellerle boğuşur bilmiyorum. Aklım karman çorman. Çoğu zaman ağlıyorum ondan gizli, iş yerimde. 4 ay sonra düğün var. Ne çekip gidebiliyorum ne de yersiz düşünceleri kafamdan atabiliyorum. Zorlanıyorum.
Belli ki adama karşı pek bir duygum kalmamış, yoksa bu saydığın şeyler sizin ilişkiniz başladığında da vardı ( iflas hariç).

Adam eskisi gibi zengin olmayınca senin gözünde çekiciliğini kaybetmiş.

Ayrılman en iyi seçenek olur. Biz buradan sizi ayıramayız.
 
Sonuçta o evde yemek yiyorum. Midem kaldırmıyor. Kendimi kötü hissediyorum. Yere bir şey düşünce almak dahi istemiyorum. En azından biz geldiğimizde dikkat etmeleri gerekmez mi (ediyorlar da 2 seferdir zaten). Ben kedimden rahatsız olan misafirim geldiğinde kedimi odada bırakıyorum. Misafir görgüsü değil midir... Ama bireysel ilişkinizde sizi neden rahatsız etsin derseniz, evime geldiklerinde çoraplarıyla dolanması hiç hoşuma gitmez. Çünkü o evdeki çoraplarıyla geliyorlar. Zorla terlik giydirip onu takip mi edeyim, valla temizlik takıntılarım da var.
Bu durumda bu aile olmaz sana. İnsanlara evlerinde de rahat vermeyeceksin belli ki. Ayrıl, insanlar kendilerine uyan birini bulsun
 
Sonuçta o evde yemek yiyorum. Midem kaldırmıyor. Kendimi kötü hissediyorum. Yere bir şey düşünce almak dahi istemiyorum. En azından biz geldiğimizde dikkat etmeleri gerekmez mi (ediyorlar da 2 seferdir zaten). Ben kedimden rahatsız olan misafirim geldiğinde kedimi odada bırakıyorum. Misafir görgüsü değil midir... Ama bireysel ilişkinizde sizi neden rahatsız etsin derseniz, evime geldiklerinde çoraplarıyla dolanması hiç hoşuma gitmez. Çünkü o evdeki çoraplarıyla geliyorlar. Zorla terlik giydirip onu takip mi edeyim, valla temizlik takıntılarım da var.
Valla onlar da size ya niye ayakkabısız geziyorsunuz çok tuhafsınız diyebilirler. Temizlik konusu rahatsız edebilir ama adamların düzenine bir şey diyemezsiniz. Siz bu aileyi görmeye bu kadar sene içinde Mısır'a gitmediniz mi yeni mi öğrendiniz?
Bence siz kafada tiksinmişsiniz zaten, adam da ailesini silmeyeceğine göre yol yakınken birbirinize medenice veda edin. Daha size uyumlu bir hayat arkadaşı seçmeniz daha uygun olur. Bu şekilde sürekli hoşunuza gitmeyen şeyler olacak hayatınızda. Onların normali sizin sevmediğiniz şeyler
 
Aile nasıl olsa mısırda senede bir hafta gider görürüm idare edilir diye düşünüyormuşsun ama işler farklı gelişmiş. Seni sıkan iflaslarından çok bu ortamın türkiyeye, yani dibine taşınmış olması. İlişkiye devam edeceksen arapça öğrenmeye başlamanı öneririm. Bir de senin evinde senin kuralların geçecek, ayakkabılar çıkacak, onların evinde de onların kuralları geçerli olacak bu konuda anlaşacaksınız. Ayrıca millet fabrikasını mısıra taşırken bunlar türkiyede ne iş tutacak onu da merak ettim. Bence sen o düğünü ertele, aile yolunu çizsin, yerleri düzenleri olsun, siz sonra düğün yapın
Biraz çöpsüz üzüm mutluluğu vardı, inkar edemem :) Evet iflasları pek beni etkilemiyor. Asıl dibimde olmaları, çok fazla görüşmek beni bir soğutmadı değil, ki kötü insanlar asla değiller. Sadece anne bir tuhaf, zaman zaman kaynanalık yapası tutuyor.
Babası ve annesi tekstilciydi. İstanbul'da uluslararası bir tekstil firmasında çalışmaya geldiler 2 çocuklarıyla daha. Onlar da üniversiteye başlayacaklar.
 
Tabiki biliyordum, mevzu buraya taşındıktan sonra ailesiyle içli dışlı olmak. Beni rahatsız eden bu oldu.
Parayla alakalı herhangi bir beklentim yok, dediğim gibi ailem varlıklı, ben çalışıyorum. Kayınbaba seçen biri değilim. Bu arada çok zengin de değillerdi, sadece şuan gerçekten maddi sıkıntı çekiyorlar. Bu zaman zaman bize yansıyor.
Ee ama evlendikten sonra da ailesiyle içli dışlı olacaktın. Senede bir kez görüşürdük deme, telefon, görüntülü konuşma denen şey var.

Bu arada dil konusu hiç sorun edeceğin bir şey değil, onların dilini öğrenirsin, sorun kalmaz. Sorun bambaşka. Önceki yorumumda yazdım.
 
X