Olayın ertesi günü size yazmıştım ne yapayım diye. Allah hepinizden razı olsun, acımı üzüntümü paylaştınız. Ben de oğluma bıraktım bilgisayarı, kardeşimi aradım. Bütün olayı anlattım. Bana ''Allah yardımcın olsun abla, zor bu işler'' dedi. ''Çok işlerim var toplayamıyorum'' falan dedi. Neyse kardeşim sen iyi ol, bir şekilde sorunuma çare arayayım dedim. teyzemi aradım, teyzem de aynısını söyledi, her evlilikte olur falan dedi.Ben de oturdum, plan yapmaya başladım. Nasıl olur nasıl ederim diye. Gece de erkenden yattım.
Sabah gümbür gümbür kapı vuruluyor. Kafamda korkunç bir ağrı, ev dağınık, şudur budur, Kapıdan kafamı uzattım, inanılmaz, KARDEŞİMLE TEYZEM KAPIDALAR..........İnanamadım, rüya falan zannettim. Teyzem,içeri almayacakmısın deyince kalakaldım.....
Meğerse teyze yeğen ben onları aradıktan sonra birbirlerini aramışlar, son işlerini halledip arabaya atlyaıp gelmişler, yollar kötüymüş kardeşim çok uykusuz kalmış, abla hiç böyle araba kullanmadım falan diyordu. Neyse, Sevincimizden elimizi ayağımızı nereye koyacağımızı bilemedik. Kardeşim, hemen aradı, enişte bize hoşgeldin demeyecekmisin deyince şok olmuş, teyzem de ''Damat dedik bağrımıza bastık, bak gelmeyecek demek ki'' deyince hemen eve geldi. Kardeşim de gel enişte vakit öğlen olacak neredeyse senle çıkıp bir yemek yiyelim dedi. Ben oğlan, teyzem evdeydik. teyzem olayı bir kez daha dinledi. Kardeşin çıldırdı zannettim o nasıl araba kullanmak dedi. Uçağa binseydiniz dedim, yok illa buraları görecek, onun için uçak istemedi dedi. neyse çok üzülmüşler, çok sinirlenmişler. Biz de öğlen yemeğinizi yedik, saat 14.30 gibi eve geldiler, koca bir çiçek, bir kutu çok süslü çikolata bir de ufak bir kırmızı kutu gelmiş. teyzem açma, özür dilerken o kutuyu kendi açacak dedi. Ben de ellemedim. Kardeşim de abla elleme dedi. Neyse, akşam da ''Abla sakın bişey hazırlama dışarı çıkacağız'' dedi. Akşam eve geldi, o adam gitmiş, bambaşka bir adam gelmiş güleryüzlü kibar....Neyse akşam yemeğe gittik, epey de uzak bulunduğumuz yere. Neyse yemeği yedik eve geldik çay hoşbeş, eşim ''Özür dilerim Serap, yaptığım doğru değil kabul ediyorum, seni de çocuğu da çok üzdüm, bundan sonra seni üzmeyeceğim'' dedi. Kutuyu açtı, nefis bir yüzük çıktı. Çok sevindim. Oğlana da harika bir sweat ile muazzam bir çanta gelmiş. Teyzemle kardeşim bir de koca bir pasta yaptırmışlar. Akşam da aniden tel gelince eşim çıktı. Bir iki saat içinde gelirim falan dedi. Sabaha kadar oturuldu, kardeşim neredeyse 24 saate yakın araba kullanmış, mahvolmuş.
Kardeşim, abla yemek falan yemedik, bir kuru tost, direkt il merkezine. Senin bana anlattıklarının aynısını anlattı, çok dürüst davrandı, hatasını kabul ediyor. Bir erkek, bir yabancı gibi dinledim, beni ikna etti dedi. Ama bir daha yaparsan çayını kahveni içmeye değil, ablamla yeğenimi almaya gelirim demiş. O da asla bir daha olmayacak demiş. Fazla ayrıntı anlatmadı. Çok işleri varmış, yarın da Fransa'ya gitmesi gerekiyormuş, o yüzden bugün sabahtan ayrıldılar. ben de hemen buraya koştum.
Ve bombanın büyüğü, kayınvaldem bugün yola çıkmış, o da yarın sabah buraya geliyor.
Teyzem de ayrıca aldı karşısına konuştu, bak damat böyle olmaz ama işin de zor, ama herkesin bir işi var, bu durum evde sana, evladına sahip çıkan kadına bunu yapmanı gerektirmez dedi. Sonra oğlanın odasına çekti tam 1, 5 saat... En son kızımı kaybedemem kusura bakma, ikincisi asla yok bunun dedi. Bunu duyduk geldik,küçüğün hatırına bu sefer bunu yaptık ama asla ikincisi olmaz dediler. ve bana da ''Serap kesinlikle telefon açacaksın ve biz seni almaya geleceğiz bir daha da yüzünü anca mahşerde görür'' dediler.
Şu anda eşim inanılmaz kibar, bambaşka bir adam oldu. Kayınvaldem de ''Bir de benim yüzüme söylesin bakalım'' diye geliyormuş. ''Serap'a yaptığının aynısını bana da yapsın bakalım dünya kaç bucak'' demiş Üstelik kayınvaldem bir gün de kalmaz, o da en az 20 gün burada. Kardeşim, teyzem bazen yapıcı olmak gerektiğini, annemle babamın boşanmasını hatırlattılar. Umarım herşey iyi olur.