- 3 Ağustos 2012
- 197
- 1
Merhaba arkadaşlar ,
Sizden ricam sabredip de sonuna kadar okumanız...
Öncelikle buraya yazıp yazmama konusunda çok düşündüm..Ama geçmiş benim eşimin peşini bırakmıyor ve hep mutluluğumuza engel oluyor...
Eşimle ben üniversitede tanıştık. Bölümlerimiz ayrı ama sürekli kantinde , koridorda .vs bana bakıyor.Arkadaşlarıma soruyor çıktığı var mı , nişanlısı var mı diye.
Neyse bir gün yanıma geldi “Ömrümün geri kalan kısmını sizinle geçirmek istiyorum.” dedi.Tabiki hayatında hiç bir erkek arkadaşı olmamış bir insan için bunlar ne kadar hoş sözler siz düşünün.Kabul ettim tabiki.Aradan 1 ay geçti şu an ki eşim babası ile görüşmeye gitti. Babası demiş ki “Bak oğlum şimdiden söyle ileride başımıza bela olur sen de üzülürsün o da bilsin en iyi demiş.
Tabi çıktı geldi , moral bozuk . Bir yer de oturuyoruz .Bana alevilerle ilgili düşüncelerimi soruyor.Ben de söylüyorum ailemden gördüklerimi, bildikleri. O zaman 17 yaşındayım daha.
Benim ailem bir o kadar moden, bir o kadar da tutucudur,tabularını asla yıkmaz. Yaşam tarzından ödün vermez kişiler. Biz küçüklüğümüzden beri aleviler şöyledir , böyle insanlardır denerek ve onlar düşmanmış gibi anlatılarak büyüdük. Tabi bunları söyleyince bizimkinde bet beniz attı. İtiraf etti alevi olduğunu. O an ayrıldım ondan ama ikimizde sevdiğimiz için bu ilişki üniversite boyunca 4 yıl devam etti. Sürekli ayrılıp birleşek ,4 yılın sonunda ben öğretmen olarak atandım o atanamadı.
Hatta sırf sevgimden , aşkımdan onun yaşadığı şehri yazdım ve atamam da Allah’ın takdiridir ki oraya çıktı.O atanamadığı için askere gitti .Ben görevimin başında.Askerliği Sivas’a çıktı ki her benim çalıştığım yer ile arası 2 saat. Her çarşı izninde çıktı geldi yanıma.Her fırsatta telefonla aradı.Bu arada ben şu anki k. Validem .k peder görümcelerimle görüşüyorum evlerine gidiyorum onlar bana geliyorlar v.s Benim için arada hiç bir kültür farkı yok. Hala da yok ...Ama benim ailemin tavrını biliyorlar tabiki ...
Askerden dönünce eşimin ailesi beni istemeye geldi.Ben zannediyordum ki babam kovacak , ağızlarını açtırmayacak . Neyse babam ve annem çok güzel ağırladılar ama babam bıçak gibi kesitirp attı,onlarla dostluk olur evlilik olmaz diye.
Bu yüzden evde çok kavgalar çıktı . Annem kadıncağız birşey diyemiyor sadece bana üzülüyor.Eşimin ailesi 5 kez beni istemeye geldiler her seferinde sonuç hüsran.Bu arada biz çok yıprandık.Herkes yıprandı.
Bir gün 15 tatilde eve gittim. Babama ya beni gönül rızası ile verirsin ya da ben kendim gidip eveleneceğim dedim. Babam evlatlıktan reddderim seni , bütün sülaleye beni rezil mi edeceksin ,zaten işi de yok dedi.
Hiç unutmuyorum 14 şubat günü çıktım evden , annem yapma etme kızım diyor dinlemiyorum.Ailemle sevdiğim arasında tercih yapmak zorundaydım.
Şubattan Hazirana kadar aileden bir tek annemle konuşuyorum o da babam avde yokken.Haziran dönemi geldi biz kararımızı verdik artık evleneceğiz, O dönem de ilçede çalışıyorum, tayinimi il merkezine aldırdık ve düğün günü alındı. K. Validen bana dediki “Bak kızım oğlum çalışmıyor, bir sürü eşya alınacak ve sadece senin maaşınla geçinebilecek misiniz?Bir de bizim burda adettir erkek tarafından ne gelirse bize, kız tarafından gelenler senin olur, kameradan da ilersiniz “dedi. O an anladım olacakları. Sanki benim tarafımdan kim gelecekse! Kimse de gelmedi tabi.
Eşime bunu söylediğimde annesiyle kavga etti ve “Biz kukla gibi orda duracağız sen de ganimet mi toplayacaksın düğün müğün istemiyoruz .”dedi. K.peder aldı karşısına konuştu bizimle , oğlu çalışmıyor ya taksitlerin yarısını benim maaştan yarısını da ben veririm dedi.Tabi evlendikten 2 ay sonra öyle de bişey olmadı. Eşim 2 ay sonra zar zor vekil öğretmenliğe başladı.Aldığı para yol parasına bile yetmiyor. Borçlar dertler bitmiyor. Beni sahipsiz buldukça eziyorlar.
Evliliğim de 1 sene böyle geçti.O yaz İkiz kardeşimin düğünü oldu gidemedim. O gün gökyüzüne bakıp saatlerce ağladığımı bilirim.1 ay sonra ablamın düğününe gidemedim yine ağladım.
Eşim baktı ki olmuyor , geçinemiyoruz, Çünkü babası sürekli bir pc dükkanı açmaktan bahsediyor ama açmıyolar.İstanbul’a dayımın yanına gideceğim , iş bulacağım dedi. seni de eş durumundan getireceğim dedi.
Eşim gitti ve iyi bir iş buldu . Bana 2’şer aylık 2 heyet raporu aldık ve eşyaları taşıdık geldik .İstanbul’a.Ne bir arkadaşım var ne görüştüğüm kimsem .Eşim sabah gidiyor ,akşam geliyor,Kazandığı para çok çok iyi.Çocuk da yok daha orda burda savuruyoruz, biriktirmiyoruzBenim tayinim İstanbul’a çıktı.Çalışmaya başladım. Okuldan eve , evden okula. Eşim geç gelmeye başladı ,Çalıştığı yerde iyi para kazanıyor ancak mesai saati yok, hafta sonu gece, akşam demeden çalıştırıyolar,hiç bir şey olmasa patronu sohbete tutuyor onu.Bu arada bizim iletişimimiz iyice koptu.Okula gitmek için sabah 7 de hazırlanırken o kapıdan içeri yeni girer olurdu. Annemi babamı herkesi o kadar çok özlüyordum ki duygusal boşluklara düşüyordum. Eşim geç geldiği için evi otel gibi kullandığı için sürekli kavgalar çıkıyordu aramızda.Ağza alınmayaccak küfürler her şey , o moralle okula gidip o moralle okuldan geliyordum.Artık boşanmamız kaçınılmazdı.(Evliliğimizn 3 yılı.)
Bir gün dedim ki kendi kendime artık yeter. Okul çıkışında gittim noterden vekalet aldım.Eşim hala inanmıyor bana ,vekaleti gösterdim.O anda yine büyük bir kavga .İkiz kardeşim benim dert ortağım onu arıyorum her şeyi anlatıyorum olayların en başından beri , herşeyden haberi var.Hemen babamı aramış demiş böyle böyle boşanıyorlar hemen İstanbul’a git. Babam “ O adamdan boşanmadan , onun soyadını nufus cüzdanından sildirmeden gitmem yanına , ne zaman resmen boşanır o zaman destek çıkarım .”demiş.
Eşim hala herşeyin bir şaka olduğunu sanıyor. Eşyalarını toplayıp gitmiyor. Polis çağıracağım , babamlar gelecek diyorum gitmiyor. Neyse dayısı girdi araya ona da bir avukat tuttular ve babası çıktı geldi. Zaten en başından beri istenmeyen gelinim eşimi bir şekilde ikna ettiler boşanmaya.Eşime başka bir ikamet göstermişler ama eşim hala bizim evmizde kalıyor. Duruşma günü 5 Nisan’a verildi.O gün bile düşünün evden sabah beraber çıkıyoruz.Gittik çıktık hakimin karşısına her şey tamam.Yanımda hiç kimsem yok , babam zaten gelmemiş, eşim beni takip ediyor , nasıl yapacak, koca İstanbul’da bir başına filan... Eşyalarımı alıp çıkacağım evden dedi.Tamam dedim. Gittik eve eşim ağlıyor da ağlıyor vazgeçelim , ben sensiz ne yaparım falan. Hiç dinlemedim. Eşyalarını aldı gitti. Ardından babam geldi, o kadar yabancı ki sanki benim evim lanetliymiş gibi hiç bir şey yemiyor içmiyor.Ölüyorum tabi ben kahrımdan.Daha kulların kapanmasına 2 ay var.Babama dedim ki baba sen git ben zaten okuldan eve evden okula burda durma dedim.İkna ettim gönderdim.
Eşim bu arada sürekli arıyor ,pişman olduğunu dile getiriyor, beni sevdiğini söylüyor, ki buna yürekten inanıyorum , asla aynı şeylerin olmayacağını vadediyor falan.2 ay sonunda biz barıştık.Yine benim ailem küs bana .Onun ailesi de ona.Eşim iş yerini değiştirdi.Daha az kazanıyor ama en azından geldiği gittiği saat belli.Adliyeye gittik biz vazgeçtik diyeceğiz. Hakim dedi ki bize “Dosyanız temyizde duracak, eşlerden birisi özellikle kadın gelip boşanacağım derse tek celsede biter “dedi.
Barıştıktan 1 ay sonra aynı olaylar , aynı hakaretler herşey devam ediyor, hayat benim için işkence artık. Okula gitmek istemiyorum, ders anlatmak istemiyorum, her gün aşağılanan bir insan bunlara nasıl dayanır, sabaha kadar uyku yok okula bile gitmiyordum artık, Öğretmen olduğum halde.Kendi kendime diyorum ki sen ne için yaşıyorsun ki , amacın yok, sana değer veren yok ..Okuldan sürekli arıyorlar heyet raporu yollacağım diyorum kapatıyorum. 5 . günün sonunda soruşturma açmışlar zaten mazeretsiz göreve gelmemekten.Bu da üstüne tuz biber ekti ve ağır bir ceza almak yerine mesleğini o kadar çok seven ben meslekten istifa ettim.O duygusal çöküşle ben 2 kez intihara teşebbüs ettim. İşe yaramazın tekiyim, hayatımı kendi ellerimle mahvettim diye.Birinde eşimle büyük bir kavganın sonunda ilaç içtim. Eşim hastaneye götürdü midemi yıkadılar. 2 .de doğal gazı açtım uyumaya kalktım. Nasıl bir psikoloji siz düşünün.1. olay olduğundan beri eşim benden korkar oldu sürekli telle arayp nassıl olduğumu soruyor.Ben telefonları açmayınca çıkmış gelmiş eve, kapı kilitli tabi çilingir çağırmış kapıyı açmışlar ambulasla hastaneye götürmüş beni.Kendime geldiğimde eşim başımdaydı ve ağlayarak “Ben seni bugünler için mi sevdim?” dedi bana.
Hastane beni Erenköy ruh ve sinir hastalıklarına sevk etti.Ben gitmeyeceğim diyorum eşim ısrar ediyor bak herşey çok güzel olacak diye. Orada yaşadığım 5 günü asla unutamam ben Doktorlara ters cevaplar verdim diye beni en problemli kişilerin koğuşuna koydular.Kakalarıyla oynayan insanlar, kendilerini hamile sanan genç kızlar, geceleri gelip senin boğazına sarılanlar. Ve asla seni bahçeye çıkarmıyorlar , eşim 5 gün boyunca hastanede sabahlamış.Günde 10 dk görüşme izni alıp beni görüyor gidiyor. Oradaki olayları anlatıyorum , sadece ilaç verip uyuttuklarını söylüyorum, burada kalırsam daha kötü olacağımı söylüyorum ağlıyor.
En sonunda eşim babamı arıyor kızın gidiyor elden , tek istediği sensin , sen ne biçim babasın affet artık bizi diyor.Akıl hastanesinde olduğumu söylüyor. Babam yola çıkıyor ,eşim zar zor dayısını filan araya koyarak beni hastaneden çıkarıyor. Ona o kadar kızıyorum ki beni oraya yatırdığı için .İkimiz için yaptım demekten başka bir şey çıkmıyor ağzından.
Benim babamla , k.peder çıkıp geliyorlar , babam artık bizi affetti bunca olaydan sonra ama zaten meslekten istifa etmişim kızım gel bizimle kal aklını başına topla diyor. K. Peder , babam sanki yıllar sonra biz en değerli varlıklarıymışız gibi nasihatlerde bulunuyorlar. Babamla gitmiyorum, ikiz kardeşimin yanına gideceğimi söylüyorum, ikiz kardeşimin eşi benim eşime "Bak o da burda yıpranıyor ağlaması hiç durmuyor kardeşine üzülmekten bizim evliliğimiz de yıpranıyor." diyor . Bunu duyunca onların yanına değil ablamın yanına gidiyorum. 10 gün kalıyorum orada. Sonra dönüyorum İstanbul’a ve Allah’ın hikmetidir ki hamile olduğumu öğreniyorum.
Kimsenin yapamadığını bebeğim yapıyor bana. Beni hayata bağlıyor. Gelecek kaygısına düşüyorum.Bir yandan artık mesleğe dönüşün olmadığını öğreniyorum 6. Yıllık hizmet süresi ile kimse geri dönüş yapamıyor.Bu zaman zarfında kızım doğuyor .Bu dönemde o kadar çok maddi sıkıntı çektik ki analatamam size. 6 ay evimize ne tavuğun ne etin girdiğini bilirim. Eşim benim günden güne yine kötüleştiğimi gördükçe mesleğe dönmem için elinden geleni yapıyor,Ankara’ya gidiyor , Personel Genel Müdürüyle görüşüyor,sendikalarla iletişim kuruyor v.s. (Bu dönemde biz gerçek sevgiyi yaşıyoruz. )
Aralık 2010 da açıktan atama ile tekrar mesleğe dönüyorum ve tayinim Bingöl’e çıkıyor.Kızım 13 aylık. Allah yüzümüze bakıyor da 1 ay içinde eş durumuyla İstanbul’a geliyorum. İşe başlıyorum. Beni gelinden saymayan k. Valide kızıma bakıyor.Bizde kalıyorlar.
Onların yüzünden her gün kavga her gün yine dövüş.Biz kavga etmesek k. Valide oğluyla kavga ediyor. Tabi çocuğun yanında. Kaç kez uyarıyorum çocuk etkileniyor diye yok dinleyen...
Neyse arkadaşlar gelelim bu güne şu an 9 yıldır evliyim kızım 3.5 yaşında .Eşim de ben de baskın karakterler olduğumuz için ve geçmişte yaşadıklarımızdan dolayı sürekli kavga eder olduk. Evin içinde 2 yabancı gibiyiz.Her fırsatta bana geçmişi hatırlatıp piskopat diyor.Kızım yavaş yavaş büyüyor artık. Herşeyi anlamaya başladı. Eşim onun yanında benimle kavga etmekten küfür etmekten çekinmiyor.Çocuğu da alıp hemen uzaklaşıyorum odadan ve çocuğun yanında yapma diyorum ama yine de yapıyor.Bizim ilişikimiz hem çok seven hem de biribirinden o kadar nefret edenlerin ilişkisi.
Ne benim ne de onun bir tane görüştüğü arkadaşı yok. Eşim zaten evden işe işten eve, ne kumarı var ne içkisi.
Tatil demek insanlar için keyifse benim için evde hapis hayatı demek. Sabahalara kadar kitap okumak demek.Diyeceksiniz ki al çocuğunu eşinle çık dışarı..Ben eşimi tanıdığımdan beri ne zaman dışarı çıksak kavga ederiz ,günümüz mahvolur geri döneriz. Onun için artık alıştım mıdır nedir onunla mecbur kalmadıkça dışarı çıkmıyorum. Çocuk sıkılıyor haliyle işten gelince onu çıkarıyor.Bana sen de gel diyor, yorgunum diyip kestip atıyorum.
Eşim çok iyi bir baba. Kızımızla arkadaş gibi ve onun dilinden konuşmayı biliyor. Kızım da babasına hayran , her gün yolunu gözlüyor ne zaman gelecek diye.
Anlayacağınız mesleğe döndüğümden beri yine aynı aşağılamalar, kavgalar devam ediyor.O beni yıpratıyor , ben onu.Çok üzülüyorum , başkalarının evliliklerine imreniyorum nasıl böyle anlayışlılar diye. Ama bizimki olmuyor işte.Asla eşimden boşanmak gibi bir düşüncem yok artık, o da ben de biliyoruz ayrı yapamayacağımızı.Ama ne yaparım da herkes gibi normal bir evliliğe çeviririm bu ilişkiyi. Kızımın da bunlardan etkilenmesini istemiyorum.
Sabırla okuyan herkese teşekkürler sadece mesleğimle ilgili yorum yapılmasını istemiyorum ben de herkes gibi insanım , öğretmen olduğum için kutsal bir varlık değil . Okulunda sevilen sayılan, özel dersler veren üniversitelere öğrenci gönderen bir insanım....
Sizden ricam sabredip de sonuna kadar okumanız...
Öncelikle buraya yazıp yazmama konusunda çok düşündüm..Ama geçmiş benim eşimin peşini bırakmıyor ve hep mutluluğumuza engel oluyor...
Eşimle ben üniversitede tanıştık. Bölümlerimiz ayrı ama sürekli kantinde , koridorda .vs bana bakıyor.Arkadaşlarıma soruyor çıktığı var mı , nişanlısı var mı diye.
Neyse bir gün yanıma geldi “Ömrümün geri kalan kısmını sizinle geçirmek istiyorum.” dedi.Tabiki hayatında hiç bir erkek arkadaşı olmamış bir insan için bunlar ne kadar hoş sözler siz düşünün.Kabul ettim tabiki.Aradan 1 ay geçti şu an ki eşim babası ile görüşmeye gitti. Babası demiş ki “Bak oğlum şimdiden söyle ileride başımıza bela olur sen de üzülürsün o da bilsin en iyi demiş.
Tabi çıktı geldi , moral bozuk . Bir yer de oturuyoruz .Bana alevilerle ilgili düşüncelerimi soruyor.Ben de söylüyorum ailemden gördüklerimi, bildikleri. O zaman 17 yaşındayım daha.
Benim ailem bir o kadar moden, bir o kadar da tutucudur,tabularını asla yıkmaz. Yaşam tarzından ödün vermez kişiler. Biz küçüklüğümüzden beri aleviler şöyledir , böyle insanlardır denerek ve onlar düşmanmış gibi anlatılarak büyüdük. Tabi bunları söyleyince bizimkinde bet beniz attı. İtiraf etti alevi olduğunu. O an ayrıldım ondan ama ikimizde sevdiğimiz için bu ilişki üniversite boyunca 4 yıl devam etti. Sürekli ayrılıp birleşek ,4 yılın sonunda ben öğretmen olarak atandım o atanamadı.
Hatta sırf sevgimden , aşkımdan onun yaşadığı şehri yazdım ve atamam da Allah’ın takdiridir ki oraya çıktı.O atanamadığı için askere gitti .Ben görevimin başında.Askerliği Sivas’a çıktı ki her benim çalıştığım yer ile arası 2 saat. Her çarşı izninde çıktı geldi yanıma.Her fırsatta telefonla aradı.Bu arada ben şu anki k. Validem .k peder görümcelerimle görüşüyorum evlerine gidiyorum onlar bana geliyorlar v.s Benim için arada hiç bir kültür farkı yok. Hala da yok ...Ama benim ailemin tavrını biliyorlar tabiki ...
Askerden dönünce eşimin ailesi beni istemeye geldi.Ben zannediyordum ki babam kovacak , ağızlarını açtırmayacak . Neyse babam ve annem çok güzel ağırladılar ama babam bıçak gibi kesitirp attı,onlarla dostluk olur evlilik olmaz diye.
Bu yüzden evde çok kavgalar çıktı . Annem kadıncağız birşey diyemiyor sadece bana üzülüyor.Eşimin ailesi 5 kez beni istemeye geldiler her seferinde sonuç hüsran.Bu arada biz çok yıprandık.Herkes yıprandı.
Bir gün 15 tatilde eve gittim. Babama ya beni gönül rızası ile verirsin ya da ben kendim gidip eveleneceğim dedim. Babam evlatlıktan reddderim seni , bütün sülaleye beni rezil mi edeceksin ,zaten işi de yok dedi.
Hiç unutmuyorum 14 şubat günü çıktım evden , annem yapma etme kızım diyor dinlemiyorum.Ailemle sevdiğim arasında tercih yapmak zorundaydım.
Şubattan Hazirana kadar aileden bir tek annemle konuşuyorum o da babam avde yokken.Haziran dönemi geldi biz kararımızı verdik artık evleneceğiz, O dönem de ilçede çalışıyorum, tayinimi il merkezine aldırdık ve düğün günü alındı. K. Validen bana dediki “Bak kızım oğlum çalışmıyor, bir sürü eşya alınacak ve sadece senin maaşınla geçinebilecek misiniz?Bir de bizim burda adettir erkek tarafından ne gelirse bize, kız tarafından gelenler senin olur, kameradan da ilersiniz “dedi. O an anladım olacakları. Sanki benim tarafımdan kim gelecekse! Kimse de gelmedi tabi.
Eşime bunu söylediğimde annesiyle kavga etti ve “Biz kukla gibi orda duracağız sen de ganimet mi toplayacaksın düğün müğün istemiyoruz .”dedi. K.peder aldı karşısına konuştu bizimle , oğlu çalışmıyor ya taksitlerin yarısını benim maaştan yarısını da ben veririm dedi.Tabi evlendikten 2 ay sonra öyle de bişey olmadı. Eşim 2 ay sonra zar zor vekil öğretmenliğe başladı.Aldığı para yol parasına bile yetmiyor. Borçlar dertler bitmiyor. Beni sahipsiz buldukça eziyorlar.
Evliliğim de 1 sene böyle geçti.O yaz İkiz kardeşimin düğünü oldu gidemedim. O gün gökyüzüne bakıp saatlerce ağladığımı bilirim.1 ay sonra ablamın düğününe gidemedim yine ağladım.
Eşim baktı ki olmuyor , geçinemiyoruz, Çünkü babası sürekli bir pc dükkanı açmaktan bahsediyor ama açmıyolar.İstanbul’a dayımın yanına gideceğim , iş bulacağım dedi. seni de eş durumundan getireceğim dedi.
Eşim gitti ve iyi bir iş buldu . Bana 2’şer aylık 2 heyet raporu aldık ve eşyaları taşıdık geldik .İstanbul’a.Ne bir arkadaşım var ne görüştüğüm kimsem .Eşim sabah gidiyor ,akşam geliyor,Kazandığı para çok çok iyi.Çocuk da yok daha orda burda savuruyoruz, biriktirmiyoruzBenim tayinim İstanbul’a çıktı.Çalışmaya başladım. Okuldan eve , evden okula. Eşim geç gelmeye başladı ,Çalıştığı yerde iyi para kazanıyor ancak mesai saati yok, hafta sonu gece, akşam demeden çalıştırıyolar,hiç bir şey olmasa patronu sohbete tutuyor onu.Bu arada bizim iletişimimiz iyice koptu.Okula gitmek için sabah 7 de hazırlanırken o kapıdan içeri yeni girer olurdu. Annemi babamı herkesi o kadar çok özlüyordum ki duygusal boşluklara düşüyordum. Eşim geç geldiği için evi otel gibi kullandığı için sürekli kavgalar çıkıyordu aramızda.Ağza alınmayaccak küfürler her şey , o moralle okula gidip o moralle okuldan geliyordum.Artık boşanmamız kaçınılmazdı.(Evliliğimizn 3 yılı.)
Bir gün dedim ki kendi kendime artık yeter. Okul çıkışında gittim noterden vekalet aldım.Eşim hala inanmıyor bana ,vekaleti gösterdim.O anda yine büyük bir kavga .İkiz kardeşim benim dert ortağım onu arıyorum her şeyi anlatıyorum olayların en başından beri , herşeyden haberi var.Hemen babamı aramış demiş böyle böyle boşanıyorlar hemen İstanbul’a git. Babam “ O adamdan boşanmadan , onun soyadını nufus cüzdanından sildirmeden gitmem yanına , ne zaman resmen boşanır o zaman destek çıkarım .”demiş.
Eşim hala herşeyin bir şaka olduğunu sanıyor. Eşyalarını toplayıp gitmiyor. Polis çağıracağım , babamlar gelecek diyorum gitmiyor. Neyse dayısı girdi araya ona da bir avukat tuttular ve babası çıktı geldi. Zaten en başından beri istenmeyen gelinim eşimi bir şekilde ikna ettiler boşanmaya.Eşime başka bir ikamet göstermişler ama eşim hala bizim evmizde kalıyor. Duruşma günü 5 Nisan’a verildi.O gün bile düşünün evden sabah beraber çıkıyoruz.Gittik çıktık hakimin karşısına her şey tamam.Yanımda hiç kimsem yok , babam zaten gelmemiş, eşim beni takip ediyor , nasıl yapacak, koca İstanbul’da bir başına filan... Eşyalarımı alıp çıkacağım evden dedi.Tamam dedim. Gittik eve eşim ağlıyor da ağlıyor vazgeçelim , ben sensiz ne yaparım falan. Hiç dinlemedim. Eşyalarını aldı gitti. Ardından babam geldi, o kadar yabancı ki sanki benim evim lanetliymiş gibi hiç bir şey yemiyor içmiyor.Ölüyorum tabi ben kahrımdan.Daha kulların kapanmasına 2 ay var.Babama dedim ki baba sen git ben zaten okuldan eve evden okula burda durma dedim.İkna ettim gönderdim.
Eşim bu arada sürekli arıyor ,pişman olduğunu dile getiriyor, beni sevdiğini söylüyor, ki buna yürekten inanıyorum , asla aynı şeylerin olmayacağını vadediyor falan.2 ay sonunda biz barıştık.Yine benim ailem küs bana .Onun ailesi de ona.Eşim iş yerini değiştirdi.Daha az kazanıyor ama en azından geldiği gittiği saat belli.Adliyeye gittik biz vazgeçtik diyeceğiz. Hakim dedi ki bize “Dosyanız temyizde duracak, eşlerden birisi özellikle kadın gelip boşanacağım derse tek celsede biter “dedi.
Barıştıktan 1 ay sonra aynı olaylar , aynı hakaretler herşey devam ediyor, hayat benim için işkence artık. Okula gitmek istemiyorum, ders anlatmak istemiyorum, her gün aşağılanan bir insan bunlara nasıl dayanır, sabaha kadar uyku yok okula bile gitmiyordum artık, Öğretmen olduğum halde.Kendi kendime diyorum ki sen ne için yaşıyorsun ki , amacın yok, sana değer veren yok ..Okuldan sürekli arıyorlar heyet raporu yollacağım diyorum kapatıyorum. 5 . günün sonunda soruşturma açmışlar zaten mazeretsiz göreve gelmemekten.Bu da üstüne tuz biber ekti ve ağır bir ceza almak yerine mesleğini o kadar çok seven ben meslekten istifa ettim.O duygusal çöküşle ben 2 kez intihara teşebbüs ettim. İşe yaramazın tekiyim, hayatımı kendi ellerimle mahvettim diye.Birinde eşimle büyük bir kavganın sonunda ilaç içtim. Eşim hastaneye götürdü midemi yıkadılar. 2 .de doğal gazı açtım uyumaya kalktım. Nasıl bir psikoloji siz düşünün.1. olay olduğundan beri eşim benden korkar oldu sürekli telle arayp nassıl olduğumu soruyor.Ben telefonları açmayınca çıkmış gelmiş eve, kapı kilitli tabi çilingir çağırmış kapıyı açmışlar ambulasla hastaneye götürmüş beni.Kendime geldiğimde eşim başımdaydı ve ağlayarak “Ben seni bugünler için mi sevdim?” dedi bana.
Hastane beni Erenköy ruh ve sinir hastalıklarına sevk etti.Ben gitmeyeceğim diyorum eşim ısrar ediyor bak herşey çok güzel olacak diye. Orada yaşadığım 5 günü asla unutamam ben Doktorlara ters cevaplar verdim diye beni en problemli kişilerin koğuşuna koydular.Kakalarıyla oynayan insanlar, kendilerini hamile sanan genç kızlar, geceleri gelip senin boğazına sarılanlar. Ve asla seni bahçeye çıkarmıyorlar , eşim 5 gün boyunca hastanede sabahlamış.Günde 10 dk görüşme izni alıp beni görüyor gidiyor. Oradaki olayları anlatıyorum , sadece ilaç verip uyuttuklarını söylüyorum, burada kalırsam daha kötü olacağımı söylüyorum ağlıyor.
En sonunda eşim babamı arıyor kızın gidiyor elden , tek istediği sensin , sen ne biçim babasın affet artık bizi diyor.Akıl hastanesinde olduğumu söylüyor. Babam yola çıkıyor ,eşim zar zor dayısını filan araya koyarak beni hastaneden çıkarıyor. Ona o kadar kızıyorum ki beni oraya yatırdığı için .İkimiz için yaptım demekten başka bir şey çıkmıyor ağzından.
Benim babamla , k.peder çıkıp geliyorlar , babam artık bizi affetti bunca olaydan sonra ama zaten meslekten istifa etmişim kızım gel bizimle kal aklını başına topla diyor. K. Peder , babam sanki yıllar sonra biz en değerli varlıklarıymışız gibi nasihatlerde bulunuyorlar. Babamla gitmiyorum, ikiz kardeşimin yanına gideceğimi söylüyorum, ikiz kardeşimin eşi benim eşime "Bak o da burda yıpranıyor ağlaması hiç durmuyor kardeşine üzülmekten bizim evliliğimiz de yıpranıyor." diyor . Bunu duyunca onların yanına değil ablamın yanına gidiyorum. 10 gün kalıyorum orada. Sonra dönüyorum İstanbul’a ve Allah’ın hikmetidir ki hamile olduğumu öğreniyorum.
Kimsenin yapamadığını bebeğim yapıyor bana. Beni hayata bağlıyor. Gelecek kaygısına düşüyorum.Bir yandan artık mesleğe dönüşün olmadığını öğreniyorum 6. Yıllık hizmet süresi ile kimse geri dönüş yapamıyor.Bu zaman zarfında kızım doğuyor .Bu dönemde o kadar çok maddi sıkıntı çektik ki analatamam size. 6 ay evimize ne tavuğun ne etin girdiğini bilirim. Eşim benim günden güne yine kötüleştiğimi gördükçe mesleğe dönmem için elinden geleni yapıyor,Ankara’ya gidiyor , Personel Genel Müdürüyle görüşüyor,sendikalarla iletişim kuruyor v.s. (Bu dönemde biz gerçek sevgiyi yaşıyoruz. )
Aralık 2010 da açıktan atama ile tekrar mesleğe dönüyorum ve tayinim Bingöl’e çıkıyor.Kızım 13 aylık. Allah yüzümüze bakıyor da 1 ay içinde eş durumuyla İstanbul’a geliyorum. İşe başlıyorum. Beni gelinden saymayan k. Valide kızıma bakıyor.Bizde kalıyorlar.
Onların yüzünden her gün kavga her gün yine dövüş.Biz kavga etmesek k. Valide oğluyla kavga ediyor. Tabi çocuğun yanında. Kaç kez uyarıyorum çocuk etkileniyor diye yok dinleyen...
Neyse arkadaşlar gelelim bu güne şu an 9 yıldır evliyim kızım 3.5 yaşında .Eşim de ben de baskın karakterler olduğumuz için ve geçmişte yaşadıklarımızdan dolayı sürekli kavga eder olduk. Evin içinde 2 yabancı gibiyiz.Her fırsatta bana geçmişi hatırlatıp piskopat diyor.Kızım yavaş yavaş büyüyor artık. Herşeyi anlamaya başladı. Eşim onun yanında benimle kavga etmekten küfür etmekten çekinmiyor.Çocuğu da alıp hemen uzaklaşıyorum odadan ve çocuğun yanında yapma diyorum ama yine de yapıyor.Bizim ilişikimiz hem çok seven hem de biribirinden o kadar nefret edenlerin ilişkisi.
Ne benim ne de onun bir tane görüştüğü arkadaşı yok. Eşim zaten evden işe işten eve, ne kumarı var ne içkisi.
Tatil demek insanlar için keyifse benim için evde hapis hayatı demek. Sabahalara kadar kitap okumak demek.Diyeceksiniz ki al çocuğunu eşinle çık dışarı..Ben eşimi tanıdığımdan beri ne zaman dışarı çıksak kavga ederiz ,günümüz mahvolur geri döneriz. Onun için artık alıştım mıdır nedir onunla mecbur kalmadıkça dışarı çıkmıyorum. Çocuk sıkılıyor haliyle işten gelince onu çıkarıyor.Bana sen de gel diyor, yorgunum diyip kestip atıyorum.
Eşim çok iyi bir baba. Kızımızla arkadaş gibi ve onun dilinden konuşmayı biliyor. Kızım da babasına hayran , her gün yolunu gözlüyor ne zaman gelecek diye.
Anlayacağınız mesleğe döndüğümden beri yine aynı aşağılamalar, kavgalar devam ediyor.O beni yıpratıyor , ben onu.Çok üzülüyorum , başkalarının evliliklerine imreniyorum nasıl böyle anlayışlılar diye. Ama bizimki olmuyor işte.Asla eşimden boşanmak gibi bir düşüncem yok artık, o da ben de biliyoruz ayrı yapamayacağımızı.Ama ne yaparım da herkes gibi normal bir evliliğe çeviririm bu ilişkiyi. Kızımın da bunlardan etkilenmesini istemiyorum.
Sabırla okuyan herkese teşekkürler sadece mesleğimle ilgili yorum yapılmasını istemiyorum ben de herkes gibi insanım , öğretmen olduğum için kutsal bir varlık değil . Okulunda sevilen sayılan, özel dersler veren üniversitelere öğrenci gönderen bir insanım....
Son düzenleme: