• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Anket Bu devirde iki kadın ile evlilik yapan erkekler hakkında ne düşünüyorsunuz?

bu devirde iki kadin ile evlilik yapan erkekler hakkinda ne düsünüyorsunuz?


  • Ankete Katılan
    114
walla kendi secimleri..millet 1 taneyi besliyemiyoo yaa..paranın olmasımı iyi olmamasımı.böle olucaksa parasız olmaya razı olunur...:delphin:
 
uçkuruna düşkün erkeklerin dini kullanması ve ahlaksızlık olarak görüyorum. eskiden çok eşli evlilikler yapılırmış evet ama onlar da savaş zamanı kıtlıktan şundan bundan dolayı yani kadına bakmak amaçlı. şu anda ise bu tamamen kendi çıkarları doğrultusunda kullanılan birşey olmuş durumda. neler duyuyoruz zina yapmadan önce duasını edip nikahı kıyıp iş bitince boş ol diyenler.
 
arkadaslar , gercektirki ne zaman olursa olsun erkekleri iki veya daha fazla kadinla evlenmeleri hic tükenmiyecek.
biliyoruz dinimizde var erkekler birden fazla kadinla evlenebilir, ama bunlarin sartlari var..bunlario fazla kadinla evlenenler biliyorlarmiki ? hic zannetmiyorum:1no2:

sizlerbu konu hakkinda neler düsünüyorsunuz ?

benim kayinbabam iki kadin ile evli , onlar belli etmeseler bile ! görünen köy kilavuz istemez demisler !cok ama cok kötü bence:1no2:

söylenecek tek şey çok kötü bir durum maalesef.:1no2:
 
ahlaksızca saygısızca buluyorum rabbim ıslah etsin butür erkekelri...
 
zor ve kötü bir durum.bir tanıdıgım vardı adam patronuydu aşık oldular ayrılamadılar ne yaptılarsa adam da dini nikah kıydı evini döşedi arabasını aldı bazı akşamlar gelip kalıyor yanında kadın çalışan meslegi olan okumuş bir bayan ama nasıl yaparsın bunu dediginde aşk diyor sadece...
 
bu dönemdeki evliliklerin kesinlikle dini nikah şartlarına uyduğunu düşünmüyorum.
2.kadınlar metrestir, eş değl.
adamlar da özetle uçkur düşkünü insancıklar.

cok haklısın sekerım kesınlıkle ahlaksız ve doymak bılmeyen gormemıslerın tekı kadıncagızlarada yazık offf ya bu kadınların cektıgı nedr yaaaaaaaaÇok üzgünüm çoook
 
Dinimiz izin vermis, 1 den fazla kadinla evlenmeyi yasaklamis mi ? hayir öyleyse, hayatini harfiyen dini kurallara göre yasamak isteyen bir kadin icin problem olmamali nede olsa allahin verdigi bir ruhsat.
Suda unutulmamalidir ki dinin o zaman öyleydi savas vardi erkek azdi simdi böyle degil gibi bir olayi olamaz, dinler zaman üstüdür, isimize geldigi gibi o kural bugün gecerli degil diyemeyiz.
 
ben bu erkeklere ac gozlu,doyumsuz kadınlarada mıdesız dıyorum.ınsan esını baskasıyla paylasabılırmı ya
 
uzun ama lütfen sonuna kadar okuyun!



ÇOKEŞLİLİK:
Konuyla ilgili ayet şöyle:


“Öksüzlere haksızlık yapmaktan korkuyorsanız hoşlandığınız kadınlardan dörder, üçer ikişer evlenin; eğer haksızlık yapmaktan korkuyorsanız tek, ya da sahibi olduğunuz esir kadınlardan birisi ile evlenin. Bu, ilâve yapıp durmamanız bakımından daha hayırlıdır.” (Nisa; 4/3)


Ayette rakamlar bulunduğu için matematik mantığı açsından dizilişin Türkçe’ye aktarırken bu şekilde olması gerekir. Nitekim az sonra geleceği gibi ayetin iniş sebebi de bunu gerektirmektedir.

Sahabe bu ayeti şöyle anlamıştır: “Cenab-ı Hakk çok eşli olmamızın haksızlıklara yol açmasından rahatsız, azaltmamızı, HATTA TEKE KADAR İNDİRMEMİZİ İSTİYOR….”

Bunun böyle olduğunu anlamak için “nuzül ortamına” yani arka plana gidelim ve ortamı biraz tasvir edelim:


***


Kuran'ın hitap çevresi, daha çok ekvator kuşağı ikliminde görüldüğü gibi “poligaminin” (çokeşlilik) yaygın olduğu bir toplumdu. Kadınların durumu çok kötüydü. Alınıp satılıyorlar, bırakın mirastan pay almayı kendilerine mirasçı olunuyordu. Boşanmış bir kadının üzerine paltosunu (gömleğini, entarisini, şalvarını) atan erkek onu "kapatmış" sayıyordu. Bırakın şahitliği, evlenirken de boşanırken de onlara bir şey sormak zül addediliyordu. Onlarla evlenmenin ve boşanmanın sınırı yoktu.


Mekkedeki 7-8 büyük tefeci bezirgan (Kâbe çetesi) şehrin kaderine el koymuştu. Kâbe'nin arka sokaklarında lüks genelevleri işletiyorlardı. Gariban Mekkelilere faizle borç veriyorlar, ödeyemeyenin karısına kızına el koyuyorlardı. Onları açtıkları gayet lüks döşenmiş fuhuşhanelerde Yemen'den, Habeş'ten, Mısır'dan, İran'dan vs. gelen zengin tüccarlara sunuyorlardı. Kimi Mekkeliler de ileride bunların eline düşmesin diye çocuğu kız olunca diri diri toprağa gömüyordu. Bu şekilde Mekke'de insanlık dışı, vahşi bir düzen/iktidar (Yeda Ebu Lehep) vardı ve büyük bir dram yaşanıyordu.


Mekke'nin sokaklarında “Ebu Lehep'in iki eli kurusun” (Kahrolsun Ebu Lehep iktidarı, kahrolsun!) sesleri yankılanmaya başlayınca, “Bu kız çocukları hangi suçundan dolayı öldürüldü?” diye bir soru ortaya atılınca, bu dramı yaşayanlar, bu düzenin mağdurları bir anda bu sese doğru koştular. Bu sesi yükselten Hz. Muhammed'in (s. a.v) etrafını sardılar. Kılıçlarını çekip arkasında saf bağladılar. Etrafında toplananların daha çok gençler, kabilesizler, yolu kesilmişler (ibnu's-sebil), tefeci bezirgânlara borçlandırılmışlar, köleler, kadınlar, kızlar vs. olması bu nedenle gayet anlaşılabilirdir.


Aynı düzenin bir benzeri Medine'de de vardı. Münafıkların başı İbni Selül'ün bir cariye pazarı vardı. Buradan kazandıkları paralarla müşriklere malî destek sağlamaktaydı. Medine'ye gelen yoksul muhacirler bir ara buna özenince şiddetle eleştirildiler. Öyle ki kadınları fuhşa zorlayanlar hem sert bir şekilde eleştirildi hem de fuhuş mağdurlarına sahip çıkıldı. Evet, yanlış duymadınız, Kuran, istemediği halde zorla fuhşa zorlanan, Mekke ve Medine'nin bugünkü tabirle "fuhuş mafyasının" elinde kıvranan kadınlara bile sahip çıktı!


"Dünya hayatının geçici zenginliğini kazanacaksınız diye, sakın namusuyla yaşamak istediği halde elinize düşmüş esir kadınları fuhuş yapmaya zorlamayın. Her kim onları fuhuş yapmaya zorlarsa Allah, kendilerine zorla yaptırılan bu işten dolayı onları bağışlayacak, sevgi ve merhametine alacaktır; bundan hiç şüpheniz olmasın" (Nur; 24/33).

Rivayete göre bu ayet, eline düşen esir kadınları fuhuş sektöründe çalıştırarak para kazanan İbni Selül'ün "köle ve cariye" pazarını kapattırmak için nazil olmuştu. (Razi, İbni Kesir, Kurtubi).


***


Kadınların son derece kötü durumlarını düzeltmek için işe buralardan giren Kuran, evlenme, boşanma, miras vs. konularında da büyük reformlar yaptı. Doğrusu Kur’an ayetlerinin inişi sona erdiğinde, yani yirmi üç yılın sonunda bu işten tabiri caizse en kârlı çıkan kadınlardan başkası değildi. Çünkü Kuran'daki bütün kadınla ilgili ayetler onlara ya bir hak veriyor, ya da koruma ve kollama amaçlı hükümler ihtiva ediyordu.

İşte çokeşlilik ayetini de bu arka plan ışığında düşünmek lâzımdır.

***

Olayı iyi anlamak için ilk muhataplarının bu ayetten sonra ne yaptıklarına bakalım.


Bütün rivayetler bu ayetten sonra sahabe arasında evlenme olaylarının ikişer, üçer, dörder “arttığını” değil tam tersi “azaldığını” göstermektedir. (Kurtubi, İbn Kesir, Razi).


Bu ayetten sonra neden çokeşlilik olaylarında değil de, giderek dörder, üçer, ikişer, boşanmalarda artış olmuştur? Çünkü sahabe bunu çokeşliliğe teşvik olarak anlamamıştır. Bilakis az önce geçtiği gibi zaten çoğu çokeşliydi. Yani çokeşli olmaktan çekinen yoktu ki üstüne üstlük bunu teşvik için ayet gelsin.

Zaten öyleydi çoğu…

Tam tersi “Cenab-ı Hak bu kadar çokeşli olmamızı istemiyor, az eşli olmamızı, hatta teke kadar indirmemizi; bizim için hayırlı olanın bu olduğunu söylüyor” diye anlamışlar ve dörder, üçer, ikişer, bire kadar… azaltmak suretiyle evliklerini sürdürmüşlerdir.


Bunu “dörde kadar” izin olarak anlayan da olmuştur. Kanaatimce burada ruhsat (izin) verilmiyor, bire kadar indirin deniyor. Emir veya ruhsat yok bire kadar indirme tavsiyesi var.


Demek ki ayetin sevk yönü, çokeşliliği teşvik değil; çokeşlilikten sakındırma, en azından dörde, üçe, ikiye hatta sonuçta “teke” indirme yönündedir. Yani genellikle tekeşli evliliklerin olduğu bir toplumda giderek ikiye, üçe, dörde kadar çoğalma değil; zaten çokeşliliğin yaygın olduğu bir toplumda giderek dörde, üçe, ikiye hatta bire kadar azaltma amaçlanmaktadır…

Ayetin sonundaki [zalike edna taulu] ifadesinin çoğu meallerde geçtiği gibi "Arzularınızın çoğalıp taşmaması (azmamanız) için bu daha uygundur" değil; "Eşlerinizi çoğaltıp artırarak haksızlıklara yol açmamanız için bu daha uygundur" şeklinde okumak bu nedenle bağlama uygun düşmektedir.


Öyle anlaşılıyor ki ayetin sonunda geçen [taulu] ifadesi taşmak, azmak (u'luv) anlamında değil; ek, katkı, ilâve, artma, çoğalma (ı'lave) anlamımda kullanılmaktadır (Şafi). Yani yeni eş ekleme, ilâve yapma, bu konudaki çoğalma kastedilmektedir.


Razi'nin naklettiği İkrime'den gelen rivayete göre bu ayetin iniş sebebinin şuydu;


Çokeşliler (ki sahabenin çoğu), eşlerini geçindirmek için yanındaki yetimin malını harcayabileceğini düşünmeye başlamıştı. Çokeşli olunca bu kadar kadını geçindirebilmek sorun olmaya başlamıştı. Eşlerini geçindirebilmek için yanlarındaki yetimlerin mallarına el uzatmaya başladılar. Bir taraftan da acaba haksızlık mı yapıyoruz diye endişeleniyorlardı. Bunun üzerine "Eğer yetimin hakkını yemekten korkmak diye bir endişeniz varsa, eşlerinize harcamak için yetimin malına el uzatmayı bırakın, hoşlanarak evlendiğiniz kadınların sayısını azaltın, hatta bire indirin, evlilikleri böyle yapın" denmek istendi. Ayetin “Yetimlerin malına el uzatmayın” diye başlaması bundandır… (Razi; Nisa;3 tefsirinde).


***

Görüldüğü gibi Kuran'ın bu ayetini “çokeşliliğe ruhsat” hatta “teşvik” olarak anlayanlar yanılıyorlar. Burada ruhsat verildiği filan yoktur. Çünkü konu erkeklerin tekeşle yetinememe sorununu çözmeye yönelik değildir. Zaten böyle bir sorun da yoktur. Ayetin ilk muhatapları zaten bol bol evlenmişlerdi. Bu ayet indiğinde zaten sahabelerin çoğu çokeşliydi.


Yani ortada dullar ve yetimler kalmış da, bunları ne yapacağız diye sahabe kara kara düşünmüş de, ayet imdatlarına yetişerek onlara çokeşlilik yolunu açmış değildir. Bunlar zaten yapılmıştır. Ortada kalan dullar ve yetimlerle zaten evlenilmiştir. “Arap” bunu zaten yapmaktadır. Ayet bunlar yapıldıktan sonra geliyor ve bunların yarattığı sorunları çözmeye yöneliyor.


Demek ki üzerinde titrenen, erkeklerin “tekeşle nasıl yetinecekleri” sorunu değil; kadınların, öksüzlerin, yetimlerin, kimsesizlerin, ezilenlerin, mağdurların sorunlarının nasıl çözüleceğidir. Yani hak ve adalet sorunudur. Kur’an bunu gördüğü an âdeta otomatikman harekete geçen virüs programı gibi çalışıyor ve her şeyde ısrarla bunu arıyor. Kuran'ın bu ruhunu anlamayanlar, tabiî ki ellerini sıvazlayarak çokeşliliğe “ruhsat” yorumları yapacaklardır.


Şu halde çokeşlilik ne Allah'ın bir emri, ne de verdiği bir ruhsattır. Ruhsat sıkışana verilir. Buradaki sıkışma tekeşle yetinemiyor olmalarından kaynaklanan bir “erkek sıkışması” değildi. Bilakis mallarının çokeşli olanlarca yenmesinden kaynaklanan bir “yetim sıkışması” idi.


Allah erkeklerin “uçkuru” için ayet indirmedi, yetimlerin “hakkı” için ayet indirdi!


“Sen ne söylersen söyle, sizin Peygamberiniz 11 karılı değil mi kardeşim. Sokaktaki adam buna bakar. Bunun bire indirilmesi kıyamete kadar sağlanamaz, boşuna nefes tüketiyorsun!” diyenlere söyleyeceğim ise şudur: Peygamberimizin 11 eşli olması dinden değildir. Nitekim onun evliliklerine de sınır getirilmiş, onları boşamak, değiştirmek, yenileri ile evlenmek yasaklanmıştır (Ahzap; 52). Yani sınırlandırma, aza indirme, burada da var. Hatta onda daha fazlası var; boşayamıyor, değiştiremiyor, ölünceye kadar onlarla yetinmek zorunda…


Sınırlandırma ve teke varıncaya kadar azaltarak evlenme Kur’an ayetleri ile sabit olduğu için, bize örnek olacak olan Kur’an’ın o dönemdeki muhataplarının çokeşlilik yapmış olmaları değil; bugün çokeşli isek teke varıncaya kadar azaltmadır; dinden olan budur. Yani çokeşlilik ayetinin (Nisa:3) muhatabı bugün tekeşliler değil; hala varsa çokeşlilerdir…​



yazar: İhsan Eliaçık
 
kroyum ama parada bende tipleridir bazısı, para çok ya harem kurabilirakannehirakannehir
 
aynen çoooookkkk düşüncem var ama!!
bana kalsın bakaluummm..
 





Evlilik iki kişiliktir.İki kadınla evlilik olmaz,biri nikahsız yaşıyorsa o da bana göre evlilik değildir.Ben nikah masasında kadın yada erkek farketmez 3 kişi görmedim hiç.Resmi nikah dışında evlilik denmez,nikahlı olan eşidir diğeri değildir ............
www.sevdaseli.net684.gif
www.sevdaseli.net684.gif









 
Onlara diyecek cok sey var ama neyse ... asil bu durumu kabul eden kadinlar hakkinda hic iyi seyler düsünmüyorum!
 
söyleyeceklerimi dilimde tarttım da,oldukça ağır şeyler çıkacak,ben iyisimi yorum yapmiim....
 
kafasız... iki kadınla egosunu tatmin eden kendibi bir b....k sana erkekler işte...ama sorun onlardada değil onları öyle olduğunu bildiği halde kabul eden kadınlarda...resmen razı olanlarda var okumuşuda cabası....:57:
 
Back