Hepimiz bazen hiç geçmeyecek kadar acı zamanlardan geçiyoruz, çok kötü şeyler hissediyoruz ama eğitimli biri olarak bilirsiniz ki hisler geçici, bugün hissettiğimizi yarın hissetmiyoruz, o yüzden yaşamınıza son verme fikrinden koşar adım uzaklaşın.
Başka bir konu; hayata nasıl bakarsak, yaklaşırsak, o da bize onu veriyor. Hep kötü şeylere odaklanarak, iyi şeyler vermesini bekleyemezsiniz. Şükür edecek şeyleriniz mutlaka vardır, onları düşününün-tekrarlayın, klişe gelir başta ama meditasyon tekniklerinde falan çok yaptırıyorlar ve bir süre sonra bakışınızı değiştiriyor.
En önemlisi ise sürekli başkalarına odaklı yaşamaktan vazgeçin. Eşiniz napmış, eşinizin nişanlısı napmış, babanız nasılmış.. bırakın bunları.. siz naptınız? Neyi daha iyi yapabilirdiniz, çıkardığınız dersler neler? Şimdiden sonra neler yapabilirsiniz? Nasıl bir yol izlemelisiniz bunlara kafa yorun. Eşiniz ve nişanlısı sanki bu dünyada hiç yokmuş varsayın bir süre. Ve dönüp bir bakarsanız kendinize odaklanmak yerine başkalarına odaklanmak sizi bu noktalara getirmiş zaten. Örneğin; eşinizin nişanlısını şikayet edeceğinize bir çıkış planı yapabilirdiniz, eşinizle daha normal bir ayrılış/kurtarış yapabilirdiniz. Evliliğiniz süresince kendinizi mutlu edecek geliştirecek kariyer fırsatlarına odaklanabilirdiniz eşiniz istedi diye durmak yerine. Suçlamak, kin, öfke çok haklı duygular olabilir ama işe yaramıyor.
Gerçekten kendinize dönün, bir süre tüm bu kızgın olduğum insanlar yokmuş gibi davranıcam kapıyı kapatıyorum, sonra istersem yine açarım diyin.
Başka doktorları görün, devlet hastanesinden randevuyla, durumunuzu çok dürüst anlatın, yürüyüş yapın, sizi neşelendirecek şeyler izleyin, dua edin, okuyun, günlük ufak plan yapın. Kızınıza şu anda içinde bulunduğunuz durumları hislerinizi bir günlük tutarak yazabilirsiniz mesela, daha yaşı ilerlediğinde beraber okursunuz.
İyi olmak için iyi olmayı istemek gerekiyor. Allah yardımcınız olsun