- 26 Şubat 2010
- 5.613
- 5.657
- Konu Sahibi imagemaker
- #321
Hakaret ???Ben de diyorum ki ben gibi onaylamayan insan neden üzerine alınmadı?
Mesleki hakarete girmemeni tavsiye ederim.
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Hakaret ???Ben de diyorum ki ben gibi onaylamayan insan neden üzerine alınmadı?
Mesleki hakarete girmemeni tavsiye ederim.
yaptım iki kişiye zaten tartışmadım onlarla daha fazlaeğmene gerek yok kib butonu var tatlım edenin ayıbı tabiki de edenle bir olmaya da gerek yok kible geç
iyi yapmışsın okumadım kim ne dedi bilmiyorum ama onlarda aynı yöntemi kullansa şu kk da huzur bulacağız yeminleyaptım iki kişiye zaten tartışmadım onlarla daha fazla
kimsin necisin bilmiyorum kardeş ama yorumlarına bitiyorum haberin olsunn..1.5 sene birlikte yaşadıktan sonra ailelerimizin huzuru için attık o imzayı, ama ikimiz için de hiçbir şey değişmedi, hala sevgilim diye bahsediyorum 10 yıllık evli olduğum insandan.
bugün resmi olarak ayrılsak yine bir şey değişmez, yani siz o imzayı kelepçe gibi görüyorsanız sorun belki de bakış açınızdadır. önemsemeyin bu kadar, yok farzedin olsun bitsin.
nikahın yasaklanması da çokeşli evliliklerin ve çocuk gelinlerin daha da önünü açabilir, o yüzden bırakalım kalsın, sadece öyle kutsal evlilik gibi ağır anlamlar yüklemeyelim yeter.
kible yavru..hakarete de mi boyun eğeceğiz
tartışmayı bilenle konuşulur
fikirler farklı olabilir ama hakaret etmeden
massallah maddeler bitmiyorşimdi ben kendime niye sanatçıları örnek alayım ben sanatçımıyım ki bu 1
sanatçı olsam zaten evlenmezdim bu 2
elimde olsa bile sanatçı olmazdım bu 3
niye nikahsız yaşayayım bu 4
sevgiliyken de bırakan erkekler var birlikte yaşayıp onlar sanatçı değil diye mi nikahsız az süre beraberler bu 5
imamda resmi de benim için önemlidir bu 6
ülkenin zaten gidişatı b*k (sansürledim anlamadınız)
bunu uygularsak artık midesi mezhebi arşa uzanan bir ülke oluruz bu da 7
sayılar 100e kadar giderde üşeniyorum
inanın aynı evde yaşamayı da bir heves değil, bir hayatı paylaşmak olarak görüyorsanız öyle "hadi aynı evde yaşayalım" deyip bir eve tıkılmıyorsunuz. bu adamla aynı evde yapabilir miyim, sorumluluk alır mı? bütün işi bana yıkar mı diye bir sürü şey düşünüyorsunuz.Kelime oyununa gerek yok!
Nikahsız her kadın aldatilir falan demedim...
Kocamın bana kapı orda deme olasılığı daha düşük çünkü o imzayı atabilmek için çok uğraş verdi...hadi yaşayalım deyip tikilmadik eve...sözü var nişanı var bu asamalarda doğlu seçim yapıp yapamadığını kaç kez tartma fırsatım oldu...
Evliliklerinin 9. yıldönümünü kutluyorlardı o gece...Pencerenin dışında koşarcasına yağan kara bakarak şarap içtiler gece boyunca... Geceyarısına iki dakikakala adam bir teklifle çıkageldi:
"-Gel 10. yılımıza güç bir şeyi deneyerek başlayalım" dedi: "Bugüne dek gizlediğimiz her olayı, düşündüğümüz her şeyi anlatalım birbirimize... Var mısın..?"
"-Varım" dedi kadın...
Yelkovan, geceyarısıyla buluştuğunda başladılar.
Daha ilk 5 dakikada, çocukluk aşklarını, ilk cinsel deneyimlerini anlatırken, öyle şeyler söyledi ki adam, kadın dayanamadı.
"-Sus... Keşke başlamasaydık" dedi.
Işığı açıp biraz ara verdiler. Pikaba bir 45'lik koyup dansettiler. Henüz yolun başındalardı: "Bu gece olmazsa bir daha deneyemeyiz" deyip yeniden başladılar.
İlk genelev ziyaretinden sözetti adam; kadın ilk mastürbasyonunu anlattı. Konu, kızların "mühürlerini" evliliğe yatırım için saklamalarına gelince gölgelendi sohbet...
Kadın yüreğinde bir şeylerin yıkılıp ufalandığını hissetti. Aralarındaki buzlar çözülmüş, ancak bu kez de sele kapılıp akmaya başlamışlardı. 9 yıldır yanyana, ama birbirlerinden habersiz yaşadıklarını farkettiler. İlk kez gerçek anlamda tanışıyorlardı. Korktular, ama "dürüstlük oyunu"nu sürdürdüler.
Laf gizli ilişkilerden açılınca:
"-Keşke kadınlarla yatamayacak kadar güçsüz bir erkek olsaydım. Hatta alt başımı kesip fırlatsaydım, özgür olabilecek miydim o zaman" diye sordu adam: "Kıskanmazdın değil mi, belki de daha mutlu olurdun? Özgürlüğüm alt başıma bağlı değil mi..? Yaşama umudum hep onda asılı..?"
"-İğrençsin... rica ederim sus..." dedi kadın...
Deştikleri yara kanamaya başladı.
Adam, kapısını çaldığı yasak evleri hatırladı. "Her kadın, kocasını gitmez bilir böyle yerlere" dedi, "Peki kimler gidiyor öyleyse..? Şu kentte binlerce kadın var herkesin karısı olmuş. Çevremizde en dürüst bildiğin birisini sor bana..?"
Bir isim verdi kadın... ürperdi; gülünce kocası...
Sohbet koyulaştıkça evlilikleri ilmek ilmek çözülüyordu adeta...
"-Bitmedi" dedi adam... "daha da iğrenç şeyler var, sana anlatmak istediğim... Biliyor musun, seni öperken filmlerde, dergilerde, sokaklarda görüp beğendiğim öteki kadınları öpüyordum... Hele göğüslerin, bacakların..."
Durdurdu kadın; kocasının kafasının içinde gezdirdiği haremine şaşarak... "Ne olur daha ileri gitme" diye yalvardı, "...temiz bir yerlerim kalsın bedenimde bana..."
Ellerini kocasının avucunda ısıtmayalı yıllar olduğunu farketti o an... Babasının cenazesinde o kadar yakınlaşmışlardı en son... Belki yeni bir cenazeye kadar beklemeleri gerekecekti.
"-Senin aradığın güvenmek değil, sığınmak" dedi adam; "İnsanlar bir araya gelince, iki olacağına azalıyor, küçülüyor nedense..."
"-Evlenmeseydin öyleyse" diye diklendi kadın... "Ben de pişmanım evlendiğime... Bilemezdim sonunun böyle olacağını... Öylesine mutlu insanlar vardı ki çevremde..."
"-Güzel bir gardrop gibi... arkası uydurma bir tahta parçasıyla kapatılmıştır. Gardrobu satarken sırtını döndürmezler hiç... Sen de dışarı çıkarken sarkmış karnını korselerle toparlıyorsun, ama evde kirli kombinezonun sarkıyor eteklerinden..."
Sabah oluyordu; sustular...
"-Boşver" dedi adam, "İki kişilik şirketimiz iyi gidiyor. Zamanla dörde çıktık. Aramızdaki kopuklukları onların eti kemiğiyle besledik."
Kadın, karnındayken parça parça leğene atılan öbür çocuklarının hesabını sordu:
"-Nasıl yaşayacağım şimdi" diyerek bir koltuğa yığıldı.
"-Yaşamaya zorunluyuz" dedi adam. "En azından dürüst olabilme umuduna sahibiz şimdi; hiç olmazsa birbirimize karşı... Var mısın?"
BEKİR YILDIZ -EVLİLİK ŞİRKETİ'NDEN
kimsin necisin bilmiyorum kardeş ama yorumlarına bitiyorum haberin olsunn..
Iste harika bir cevap1,5 saatte 30 sayfaya gelen bi konu daha yoktur herhalde.
Memlekette sadece nikahla varlığını elde eden, en büyük başarısı kocası olan kadınlar çoğunluktayken, nikahlarına laf etmen olmamış konu Sahibi.
Aldatılsa da, dövülüp kovulsa da nikahını vermeyen kadınların ellerinde kalan Son şeylerini de alma..
konumda sadece bir kez alıntı yaptım o da konuyla sıkı sıkı alakalı bu birKonu sahibi alıntı değil kendi fikrini tartış yaz çiz
Ayrıca bu da fazla uç
Dürüstlüğünde cıvığını çıkarmaya gerek yok
Böyle şeyler okuma bence içim karardı, atlaya atlaya okudum. Herkesin hayatı aynı değil özdeşleştirme kendinle aman diyim.Evliliklerinin 9. yıldönümünü kutluyorlardı o gece...Pencerenin dışında koşarcasına yağan kara bakarak şarap içtiler gece boyunca... Geceyarısına iki dakikakala adam bir teklifle çıkageldi:
"-Gel 10. yılımıza güç bir şeyi deneyerek başlayalım" dedi: "Bugüne dek gizlediğimiz her olayı, düşündüğümüz her şeyi anlatalım birbirimize... Var mısın..?"
"-Varım" dedi kadın...
Yelkovan, geceyarısıyla buluştuğunda başladılar.
Daha ilk 5 dakikada, çocukluk aşklarını, ilk cinsel deneyimlerini anlatırken, öyle şeyler söyledi ki adam, kadın dayanamadı.
"-Sus... Keşke başlamasaydık" dedi.
Işığı açıp biraz ara verdiler. Pikaba bir 45'lik koyup dansettiler. Henüz yolun başındalardı: "Bu gece olmazsa bir daha deneyemeyiz" deyip yeniden başladılar.
İlk genelev ziyaretinden sözetti adam; kadın ilk mastürbasyonunu anlattı. Konu, kızların "mühürlerini" evliliğe yatırım için saklamalarına gelince gölgelendi sohbet...
Kadın yüreğinde bir şeylerin yıkılıp ufalandığını hissetti. Aralarındaki buzlar çözülmüş, ancak bu kez de sele kapılıp akmaya başlamışlardı. 9 yıldır yanyana, ama birbirlerinden habersiz yaşadıklarını farkettiler. İlk kez gerçek anlamda tanışıyorlardı. Korktular, ama "dürüstlük oyunu"nu sürdürdüler.
Laf gizli ilişkilerden açılınca:
"-Keşke kadınlarla yatamayacak kadar güçsüz bir erkek olsaydım. Hatta alt başımı kesip fırlatsaydım, özgür olabilecek miydim o zaman" diye sordu adam: "Kıskanmazdın değil mi, belki de daha mutlu olurdun? Özgürlüğüm alt başıma bağlı değil mi..? Yaşama umudum hep onda asılı..?"
"-İğrençsin... rica ederim sus..." dedi kadın...
Deştikleri yara kanamaya başladı.
Adam, kapısını çaldığı yasak evleri hatırladı. "Her kadın, kocasını gitmez bilir böyle yerlere" dedi, "Peki kimler gidiyor öyleyse..? Şu kentte binlerce kadın var herkesin karısı olmuş. Çevremizde en dürüst bildiğin birisini sor bana..?"
Bir isim verdi kadın... ürperdi; gülünce kocası...
Sohbet koyulaştıkça evlilikleri ilmek ilmek çözülüyordu adeta...
"-Bitmedi" dedi adam... "daha da iğrenç şeyler var, sana anlatmak istediğim... Biliyor musun, seni öperken filmlerde, dergilerde, sokaklarda görüp beğendiğim öteki kadınları öpüyordum... Hele göğüslerin, bacakların..."
Durdurdu kadın; kocasının kafasının içinde gezdirdiği haremine şaşarak... "Ne olur daha ileri gitme" diye yalvardı, "...temiz bir yerlerim kalsın bedenimde bana..."
Ellerini kocasının avucunda ısıtmayalı yıllar olduğunu farketti o an... Babasının cenazesinde o kadar yakınlaşmışlardı en son... Belki yeni bir cenazeye kadar beklemeleri gerekecekti.
"-Senin aradığın güvenmek değil, sığınmak" dedi adam; "İnsanlar bir araya gelince, iki olacağına azalıyor, küçülüyor nedense..."
"-Evlenmeseydin öyleyse" diye diklendi kadın... "Ben de pişmanım evlendiğime... Bilemezdim sonunun böyle olacağını... Öylesine mutlu insanlar vardı ki çevremde..."
"-Güzel bir gardrop gibi... arkası uydurma bir tahta parçasıyla kapatılmıştır. Gardrobu satarken sırtını döndürmezler hiç... Sen de dışarı çıkarken sarkmış karnını korselerle toparlıyorsun, ama evde kirli kombinezonun sarkıyor eteklerinden..."
Sabah oluyordu; sustular...
"-Boşver" dedi adam, "İki kişilik şirketimiz iyi gidiyor. Zamanla dörde çıktık. Aramızdaki kopuklukları onların eti kemiğiyle besledik."
Kadın, karnındayken parça parça leğene atılan öbür çocuklarının hesabını sordu:
"-Nasıl yaşayacağım şimdi" diyerek bir koltuğa yığıldı.
"-Yaşamaya zorunluyuz" dedi adam. "En azından dürüst olabilme umuduna sahibiz şimdi; hiç olmazsa birbirimize karşı... Var mısın?"
BEKİR YILDIZ -EVLİLİK ŞİRKETİ'NDEN