boşanıp nikahsız yaşamak

şimdi ben kendime niye sanatçıları örnek alayım ben sanatçımıyım ki bu 1
sanatçı olsam zaten evlenmezdim bu 2
elimde olsa bile sanatçı olmazdım bu 3
niye nikahsız yaşayayım bu 4
sevgiliyken de bırakan erkekler var birlikte yaşayıp onlar sanatçı değil diye mi nikahsız az süre beraberler bu 5
imamda resmi de benim için önemlidir bu 6
ülkenin zaten gidişatı b*k (sansürledim anlamadınız)
bunu uygularsak artık midesi mezhebi arşa uzanan bir ülke oluruz bu da 7
sayılar 100e kadar giderde üşeniyorum
 
1.5 sene birlikte yaşadıktan sonra ailelerimizin huzuru için attık o imzayı, ama ikimiz için de hiçbir şey değişmedi, hala sevgilim diye bahsediyorum 10 yıllık evli olduğum insandan.
bugün resmi olarak ayrılsak yine bir şey değişmez, yani siz o imzayı kelepçe gibi görüyorsanız sorun belki de bakış açınızdadır. önemsemeyin bu kadar, yok farzedin olsun bitsin.

nikahın yasaklanması da çokeşli evliliklerin ve çocuk gelinlerin daha da önünü açabilir, o yüzden bırakalım kalsın, sadece öyle kutsal evlilik gibi ağır anlamlar yüklemeyelim yeter.
kimsin necisin bilmiyorum kardeş ama yorumlarına bitiyorum haberin olsunn..
 
Evet erkeklerde kadinlarda evlendikten sonra saliyor kendini aidiyet hissi artıyor rahatlik duyuyor iki tarafta özellikle erkekler de kaybetme korkusu kalmiyor .ama nikhasiz yaşamak demek haklarimizin olmamasi demektir nikah kadını korur bence
 
şimdi ben kendime niye sanatçıları örnek alayım ben sanatçımıyım ki bu 1
sanatçı olsam zaten evlenmezdim bu 2
elimde olsa bile sanatçı olmazdım bu 3
niye nikahsız yaşayayım bu 4
sevgiliyken de bırakan erkekler var birlikte yaşayıp onlar sanatçı değil diye mi nikahsız az süre beraberler bu 5
imamda resmi de benim için önemlidir bu 6
ülkenin zaten gidişatı b*k (sansürledim anlamadınız)
bunu uygularsak artık midesi mezhebi arşa uzanan bir ülke oluruz bu da 7
sayılar 100e kadar giderde üşeniyorum
massallah maddeler bitmiyor :KK70::KK70:
 
Kelime oyununa gerek yok!
Nikahsız her kadın aldatilir falan demedim...
Kocamın bana kapı orda deme olasılığı daha düşük çünkü o imzayı atabilmek için çok uğraş verdi...hadi yaşayalım deyip tikilmadik eve...sözü var nişanı var bu asamalarda doğlu seçim yapıp yapamadığını kaç kez tartma fırsatım oldu...
inanın aynı evde yaşamayı da bir heves değil, bir hayatı paylaşmak olarak görüyorsanız öyle "hadi aynı evde yaşayalım" deyip bir eve tıkılmıyorsunuz. bu adamla aynı evde yapabilir miyim, sorumluluk alır mı? bütün işi bana yıkar mı diye bir sürü şey düşünüyorsunuz.
inşallah kocanız size kapı orada demez asla ama inanın bu sizin evliliğinizi ayrı tutarım, evlilik için de o kadar zor bir ihtimal değil.
çünkü erkek bu kadar "uğraş" verdikten sonra artık ben ne istersem onu yaparım diyerek dilediği gibi at koşturuyor. (elbette aynı evde yaşayıp 3 gün sonra ayrılan insanlar olduğu gibi yıllarca beraber yaşayanlar da var, evlilikleri 3 ayda bitenler de ömür boyu sevgi ve saygıyla evliliği devam ettirenler de) bence önemli olan karşıdakine sevgi ve saygı duymak, imza basit bir formalite.
 
Yalnız nikahsız yaşamaya olumsuz bakan biri olarak,
nikahlı olunca da pek bi hak elde edilmediğini görüyorum çevremde. Genelde kadın nikahlı olsa da yine mağdur yine mağdur. Çoğumuz avucumu yalıyoruz.
Bakın az aşağıda bi konu var. Adam 4 yıllık karısına zırnık koklatmamış. Kadın cepten para aşırınca da "güvenilmez" olmuş. Haspamın güveni sarsılmış.
Şimdi adamın nikahına tükürmekten başka ne denir?
Sinirlerim hopladı konuyu okuyunca güzelleme yapmaktan korktuğum için de yorum yapmadım.
 
Bana görede nikah gerekli degil ama toplum aile vs den dolayi onemli oluyor.birde sevdigin erkegin soyadini almak guzel bence romantik bir tarafi var.nikah olmasa calismayan kadınlar ortada kalir cocuklarla ki bizim toplumumuzun yarisi calismiyor ev hanimi olduguna göre cok kadin magdur olucak.nikah kadinlarin haklarini guvence altina almak icindir aslinda.konu sahibi sen bosan yasa kime ne .ama insanlar evlensin bırak bu onlarin hayati.ben evli degilim mutluyum mesela kime ne?
 
Bu konuyu da falanca sözlükte görmeyelim bir hafta sonra
KK nikahsız birliktelik için ne düşünüyor diye de :)
 
Evliliklerinin 9. yıldönümünü kutluyorlardı o gece...Pencerenin dışında koşarcasına yağan kara bakarak şarap içtiler gece boyunca... Geceyarısına iki dakikakala adam bir teklifle çıkageldi:
"-Gel 10. yılımıza güç bir şeyi deneyerek başlayalım" dedi: "Bugüne dek gizlediğimiz her olayı, düşündüğümüz her şeyi anlatalım birbirimize... Var mısın..?"
"-Varım" dedi kadın...
Yelkovan, geceyarısıyla buluştuğunda başladılar.
Daha ilk 5 dakikada, çocukluk aşklarını, ilk cinsel deneyimlerini anlatırken, öyle şeyler söyledi ki adam, kadın dayanamadı.
"-Sus... Keşke başlamasaydık" dedi.
Işığı açıp biraz ara verdiler. Pikaba bir 45'lik koyup dansettiler. Henüz yolun başındalardı: "Bu gece olmazsa bir daha deneyemeyiz" deyip yeniden başladılar.
İlk genelev ziyaretinden sözetti adam; kadın ilk mastürbasyonunu anlattı. Konu, kızların "mühürlerini" evliliğe yatırım için saklamalarına gelince gölgelendi sohbet...
Kadın yüreğinde bir şeylerin yıkılıp ufalandığını hissetti. Aralarındaki buzlar çözülmüş, ancak bu kez de sele kapılıp akmaya başlamışlardı. 9 yıldır yanyana, ama birbirlerinden habersiz yaşadıklarını farkettiler. İlk kez gerçek anlamda tanışıyorlardı. Korktular, ama "dürüstlük oyunu"nu sürdürdüler.
Laf gizli ilişkilerden açılınca:
"-Keşke kadınlarla yatamayacak kadar güçsüz bir erkek olsaydım. Hatta alt başımı kesip fırlatsaydım, özgür olabilecek miydim o zaman" diye sordu adam: "Kıskanmazdın değil mi, belki de daha mutlu olurdun? Özgürlüğüm alt başıma bağlı değil mi..? Yaşama umudum hep onda asılı..?"
"-İğrençsin... rica ederim sus..." dedi kadın...
Deştikleri yara kanamaya başladı.
Adam, kapısını çaldığı yasak evleri hatırladı. "Her kadın, kocasını gitmez bilir böyle yerlere" dedi, "Peki kimler gidiyor öyleyse..? Şu kentte binlerce kadın var herkesin karısı olmuş. Çevremizde en dürüst bildiğin birisini sor bana..?"
Bir isim verdi kadın... ürperdi; gülünce kocası...
Sohbet koyulaştıkça evlilikleri ilmek ilmek çözülüyordu adeta...
"-Bitmedi" dedi adam... "daha da iğrenç şeyler var, sana anlatmak istediğim... Biliyor musun, seni öperken filmlerde, dergilerde, sokaklarda görüp beğendiğim öteki kadınları öpüyordum... Hele göğüslerin, bacakların..."
Durdurdu kadın; kocasının kafasının içinde gezdirdiği haremine şaşarak... "Ne olur daha ileri gitme" diye yalvardı, "...temiz bir yerlerim kalsın bedenimde bana..."
Ellerini kocasının avucunda ısıtmayalı yıllar olduğunu farketti o an... Babasının cenazesinde o kadar yakınlaşmışlardı en son... Belki yeni bir cenazeye kadar beklemeleri gerekecekti.
"-Senin aradığın güvenmek değil, sığınmak" dedi adam; "İnsanlar bir araya gelince, iki olacağına azalıyor, küçülüyor nedense..."
"-Evlenmeseydin öyleyse" diye diklendi kadın... "Ben de pişmanım evlendiğime... Bilemezdim sonunun böyle olacağını... Öylesine mutlu insanlar vardı ki çevremde..."
"-Güzel bir gardrop gibi... arkası uydurma bir tahta parçasıyla kapatılmıştır. Gardrobu satarken sırtını döndürmezler hiç... Sen de dışarı çıkarken sarkmış karnını korselerle toparlıyorsun, ama evde kirli kombinezonun sarkıyor eteklerinden..."
Sabah oluyordu; sustular...
"-Boşver" dedi adam, "İki kişilik şirketimiz iyi gidiyor. Zamanla dörde çıktık. Aramızdaki kopuklukları onların eti kemiğiyle besledik."
Kadın, karnındayken parça parça leğene atılan öbür çocuklarının hesabını sordu:
"-Nasıl yaşayacağım şimdi" diyerek bir koltuğa yığıldı.
"-Yaşamaya zorunluyuz" dedi adam. "En azından dürüst olabilme umuduna sahibiz şimdi; hiç olmazsa birbirimize karşı... Var mısın?"


BEKİR YILDIZ -EVLİLİK ŞİRKETİ'NDEN

Konu sahibi alıntı değil kendi fikrini tartış yaz çiz
Ayrıca bu da fazla uç
Dürüstlüğünde cıvığını çıkarmaya gerek yok
 
1,5 saatte 30 sayfaya gelen bi konu daha yoktur herhalde.

Memlekette sadece nikahla varlığını elde eden, en büyük başarısı kocası olan kadınlar çoğunluktayken, nikahlarına laf etmen olmamış konu Sahibi.

Aldatılsa da, dövülüp kovulsa da nikahını vermeyen kadınların ellerinde kalan Son şeylerini de alma..
Iste harika bir cevap
Bazilarinin elindeki tek koz nikah evet
Nikah olsun mihir mi ne yanlis yazmis olabilirim o olsun yeter gerisi onemli degil cogu kisi icin
Ne kadinlar goruyoruz esleri evin ihtiyacini karsilasin avuclarina para koysun diye o evliligi surduruyorlar ki bence bu gelmis gecmis ahlaksizligin en dibi
Arada saygi yok sevgi yok adam disarida cani istedigi gibi takiliyor ama sozde nikahli
Tukureyim ben o nikaha
 
Konu sahibi alıntı değil kendi fikrini tartış yaz çiz
Ayrıca bu da fazla uç
Dürüstlüğünde cıvığını çıkarmaya gerek yok
konumda sadece bir kez alıntı yaptım o da konuyla sıkı sıkı alakalı bu bir
kendi fikrimi de yazıyorum bu iki
dürüstlüğün cıvığını çıkarmaya neden gerek yok ,yalancı mı olmak lazım bu üç
emir kipi kurmayın bu da dört
 
Evliliklerinin 9. yıldönümünü kutluyorlardı o gece...Pencerenin dışında koşarcasına yağan kara bakarak şarap içtiler gece boyunca... Geceyarısına iki dakikakala adam bir teklifle çıkageldi:
"-Gel 10. yılımıza güç bir şeyi deneyerek başlayalım" dedi: "Bugüne dek gizlediğimiz her olayı, düşündüğümüz her şeyi anlatalım birbirimize... Var mısın..?"
"-Varım" dedi kadın...
Yelkovan, geceyarısıyla buluştuğunda başladılar.
Daha ilk 5 dakikada, çocukluk aşklarını, ilk cinsel deneyimlerini anlatırken, öyle şeyler söyledi ki adam, kadın dayanamadı.
"-Sus... Keşke başlamasaydık" dedi.
Işığı açıp biraz ara verdiler. Pikaba bir 45'lik koyup dansettiler. Henüz yolun başındalardı: "Bu gece olmazsa bir daha deneyemeyiz" deyip yeniden başladılar.
İlk genelev ziyaretinden sözetti adam; kadın ilk mastürbasyonunu anlattı. Konu, kızların "mühürlerini" evliliğe yatırım için saklamalarına gelince gölgelendi sohbet...
Kadın yüreğinde bir şeylerin yıkılıp ufalandığını hissetti. Aralarındaki buzlar çözülmüş, ancak bu kez de sele kapılıp akmaya başlamışlardı. 9 yıldır yanyana, ama birbirlerinden habersiz yaşadıklarını farkettiler. İlk kez gerçek anlamda tanışıyorlardı. Korktular, ama "dürüstlük oyunu"nu sürdürdüler.
Laf gizli ilişkilerden açılınca:
"-Keşke kadınlarla yatamayacak kadar güçsüz bir erkek olsaydım. Hatta alt başımı kesip fırlatsaydım, özgür olabilecek miydim o zaman" diye sordu adam: "Kıskanmazdın değil mi, belki de daha mutlu olurdun? Özgürlüğüm alt başıma bağlı değil mi..? Yaşama umudum hep onda asılı..?"
"-İğrençsin... rica ederim sus..." dedi kadın...
Deştikleri yara kanamaya başladı.
Adam, kapısını çaldığı yasak evleri hatırladı. "Her kadın, kocasını gitmez bilir böyle yerlere" dedi, "Peki kimler gidiyor öyleyse..? Şu kentte binlerce kadın var herkesin karısı olmuş. Çevremizde en dürüst bildiğin birisini sor bana..?"
Bir isim verdi kadın... ürperdi; gülünce kocası...
Sohbet koyulaştıkça evlilikleri ilmek ilmek çözülüyordu adeta...
"-Bitmedi" dedi adam... "daha da iğrenç şeyler var, sana anlatmak istediğim... Biliyor musun, seni öperken filmlerde, dergilerde, sokaklarda görüp beğendiğim öteki kadınları öpüyordum... Hele göğüslerin, bacakların..."
Durdurdu kadın; kocasının kafasının içinde gezdirdiği haremine şaşarak... "Ne olur daha ileri gitme" diye yalvardı, "...temiz bir yerlerim kalsın bedenimde bana..."
Ellerini kocasının avucunda ısıtmayalı yıllar olduğunu farketti o an... Babasının cenazesinde o kadar yakınlaşmışlardı en son... Belki yeni bir cenazeye kadar beklemeleri gerekecekti.
"-Senin aradığın güvenmek değil, sığınmak" dedi adam; "İnsanlar bir araya gelince, iki olacağına azalıyor, küçülüyor nedense..."
"-Evlenmeseydin öyleyse" diye diklendi kadın... "Ben de pişmanım evlendiğime... Bilemezdim sonunun böyle olacağını... Öylesine mutlu insanlar vardı ki çevremde..."
"-Güzel bir gardrop gibi... arkası uydurma bir tahta parçasıyla kapatılmıştır. Gardrobu satarken sırtını döndürmezler hiç... Sen de dışarı çıkarken sarkmış karnını korselerle toparlıyorsun, ama evde kirli kombinezonun sarkıyor eteklerinden..."
Sabah oluyordu; sustular...
"-Boşver" dedi adam, "İki kişilik şirketimiz iyi gidiyor. Zamanla dörde çıktık. Aramızdaki kopuklukları onların eti kemiğiyle besledik."
Kadın, karnındayken parça parça leğene atılan öbür çocuklarının hesabını sordu:
"-Nasıl yaşayacağım şimdi" diyerek bir koltuğa yığıldı.
"-Yaşamaya zorunluyuz" dedi adam. "En azından dürüst olabilme umuduna sahibiz şimdi; hiç olmazsa birbirimize karşı... Var mısın?"


BEKİR YILDIZ -EVLİLİK ŞİRKETİ'NDEN
Böyle şeyler okuma bence içim karardı, atlaya atlaya okudum. Herkesin hayatı aynı değil özdeşleştirme kendinle aman diyim.
 
inancın olsaydı böyle saçma bi konu açmazdın, inancın yok demekki sen boşanıp nikahsız yaşayabilirsin kimseyi ilgilendirmez. n,kahlı yaşayanlarda seni ilgilendirmez yasaklansın ne demek. senin kocan sana tapulu mal muamelesi yapıyosa onun karakterindendir nikahla imzayla ilgisi yok, nikahsız yaşamaya başlayınca tapulu mal statüsünü geçip kocanın gözünde değerinmi artcak
 
X