Lanet olsun ki evet ilk beni doğurmuş. Bahsettiğim gibi ben Kpss çalıştığım için işe girmemiştim dolayısıyla benim de maddi gücüm yok. Olsa da hem çekişmeli boşanma hem de mal paylaşımı için kim bilir tutar ne olur. Eşek gibi nöbet tutup şak diye parayı sayamazdım herhalde. Buradan bir avukat hanım sadece vekalet ücreti ödeyip adli yardım talep etmekten bahsetmişti. Bu şekilde ne kadar tutabilir bir araştırmam lazım.Karar alma yetisi kalmamış, anneligi zaten çoktan unutmuş. En buyuk kardes sen misin? En azindan su avukat işini ayarlasan görüyorum senin de takatin kalmamis yilmissin ama annenin yapacagi yok sanki.
Kardeşim boşandı bundan 7 yıl kadar önce. O zaman bı dilekçe ile adlî yardım talebinde bulundu.Lanet olsun ki evet ilk beni doğurmuş. Bahsettiğim gibi ben Kpss çalıştığım için işe girmemiştim dolayısıyla benim de maddi gücüm yok. Olsa da hem çekişmeli boşanma hem de mal paylaşımı için kim bilir tutar ne olur. Eşek gibi nöbet tutup şak diye parayı sayamazdım herhalde. Buradan bir avukat hanım sadece vekalet ücreti ödeyip adli yardım talep etmekten bahsetmişti. Bu şekilde ne kadar tutabilir bir araştırmam lazım.
Adliyeye gidip talepte bulununca barodan tamamen ücretsiz bir avukat veriliyormuş. Ama devlet o avukata çok çok az bir para verdiğinden dolayı çok ilgilenmez denildi bize. Bir başka yol da özel avukat tutup vekalet ücretini sadece ödeyip geri kalan para için de adli yardıma baş vurmakmış.Kardeşim boşandı bundan 7 yıl kadar önce. O zaman bı dilekçe ile adlî yardım talebinde bulundu.
Avukat kesinlikle hiçbir ücret talep etmeden. İstediğimiz herşeyi karşı tarafa kabul ettirdi.
Ama ne hikmetse buna hala akıl erdiremedim, 3.5 aylık evlilik tazminat çok istemeniz hakkaniyetli olmaz ama siz bilirsiniz demişti . Anlayan beri gelsin
İstediniz mi tazminat?Kardeşim boşandı bundan 7 yıl kadar önce. O zaman bı dilekçe ile adlî yardım talebinde bulundu.
Avukat kesinlikle hiçbir ücret talep etmeden. İstediğimiz herşeyi karşı tarafa kabul ettirdi.
Ama ne hikmetse buna hala akıl erdiremedim, 3.5 aylık evlilik tazminat çok istemeniz hakkaniyetli olmaz ama siz bilirsiniz demişti . Anlayan beri gelsin
Ya hiç sormayın. Polisi geçtim gencecik bir çocuktu kalkmış böyle konuşuyor. Atatürk 'ün "Bütün ümidim gençliktedir." sözü geldi aklıma. Gençlik çağ öncesi uygulamaları savunuyor.Su laftan sonra gerisini okuyamadim
Kusura bakmayin tansiyonum yukseliyo
Turkiyede kanunlari uygulamayan memurlar oldukca hep bi geriden gelicez
Hele yoresinde 2 es olmasi normal gibi bi yorum yapan polis.... Allah yardımcınız olsun kardesim
Kızım kaç kurtar kendini , annende yanında adam gibi duracaksa gelsin seninle, bambaşka bir şehirde yeni bir hayat kur , kaç..Öncelikle belki hatırlayanlar vardır, aşağıya linkini bıraktığım konu benim önceki konum.
Babamı sevmemekte kesinlikle haklıyım, peki ya annemi sevmemekte de haklı değil miyim?
Son aylarda derslere yüklenip, Kpss'ye girip bambaşka bir şehirde tek başıma 1+1 evimde yeni bir hayat kurma planları yaparken yine hevesim kursağımda kaldı lanet olsun ki. İki gün önce babam(olayları anlatırken kişiler karışmasın diye baba diyorum, normalde şerefsiz diye bahsederim) , annemi aradı ve acil notere gidip imza atması gerektiğini söyledi. Annem sorguladığında ise "Bir misafir var, çok sorgulama. Gel imza at." tarzında yanıt verdi. Annem de haklı olarak gitmeyeceğini söyledi. Önceki konularda uzun uzun bahsetmiştim zaten kendisi güvenilmez, öz karısını çocuklarını dolandırabilecek kadar aşağılık biridir. "Gelmiyorsan, sizi öldürmeye geliyorum o zaman." diye bir şey söyleyip telefonu kapattı.
Böyle olunca ben de "Kalkın, karakola gidelim." dedim. Alelacele hazırlandık, aşağı iniyorduk ki binadan çıkmamıza bir merdiven kala gelip önümüzü kesti. Anneme vurmaya çalıştı. Daha önceden de uğradığım şiddeti annem seyirci gibi izlediği için kendisini pek sevmediğimi söylemiştim o konuda. Lakin ben onun gibi sinema filmi seyreder gibi bakamadım. Araya girdim. "Anneme vuramazsın." falan dedim. O da çok bir şey yapamadı ama itiş kakış oldu ve annemden anahtarı alıp eve çıktı.
Sonrasında ben de hem KADES'e bastım hem de polisi aradım. Sağ olsunlar on saat sonra geldiler. O ara biz binanın az ilerisinde bekliyoruz. Çünkü bize gidip evi yakacağım tarzı şeyler de söyledi.
Neyse polis geldi. Eve çıktı. Başta bize attığı yalanlardan atmaya başladı. Sonra bir anda "Benim nikahlı karıma kimse karışamaz." diye bağırdı. Meğerse Özbek bir kadını getirecekmiş ama bizde kalacak, biz giderlerini karşılayacağız diye hem annemin hem de onun notere gidip imza vermesi gerekiyormuş. Kadın ülkeye girebilsin ve kalabilsin diye. Yani devlete yük olmayacağının taahhütü gibi.
Bu arada imam nikahı ifadesi tamamen polise dindar görünme çabası. Çünkü daha önceki konularda da bahsetmiştim. Kendisi pis işlerle uğraşır. Konuşmalarından anladığımız baya bu kadın ticareti olaylarının içerisinde yer aldığı yönünde. Yani imamın gidip fuhuşhanede bunlara nikah kıydığını zannetmiyorum. Şerefsizliğine kılıf buluyor işte. Fuhuşa böyle şeyler karıştırınca masum görünüyor gözlerinde sanırsam.
Neyse, polis ile aşağı indik. "Adamın kendi evi, biz bir şey yapamayız." tarzı konuştular. Ben orada bahsediyorum. "Bu nasıl rezillik? Metreslerinden birini ülkede tutmak için resmi nikahlı karısını kandırıp imza almaya çalışıyor." falan diye . Oradan bir polisi memuru da "Bizim törelerimizde çok eşlilik var." diye bir şeyler zırvalamaya başladı. Zaten orada bir kötü oldum. Biz canımızı kimlere emanet ediyoruz diye. Tamam görev tanımında yoksa karışmıyorum de sus bari. Çağ öncesi şeyleri savunmanın da bir manası yok. Zaten on saat sonra gelmişsiniz. Bir de yolda arıyorlar, hangi bina diye. Yani farz edelim ki ölüm aşamasında ben butona bastım. Ölürken sana adres tarifi mi yapacağım? Konum açık ya zaten bu uygulama bunun için yok mu?
Neyse, annemleri aldım ve şubeye gittik. Vücudunda darp izi olmadığı ve herhangi bir tehdit mesajı falan olmadığı için şikayetçi olmamış ama uzaklaştırma talebinde bulundu. Uzaklaştırma hâlâ çıkmadı bu arada.
Şu an amcamlardayız. O gün evden nasıl kaçtıysak o kıyafetler var üzerimizde. Ne olacak hiç bilmiyorum. Baba kişisi anlaşmalı boşanalım ama ev bende kalacak, çocuklar gelip evde yaşasınlar diyor. Sorabilir miyim ben veya iki kız kardeşim böyle bir pislikle nasıl yalnız kalabiliriz? Böyleleri sıkışınca karısını, kızlarını da satmazlar mı? Evi almak istesek buradan sağ olsun bir avukat hanıma sormuştum söyledi evin hepsini almamız mümkün değilmiş. Annem hayatında hiç çalışmamış ve çalışması gündeme dahi gelmiyor. İnsanlarla konuşuyor, kızın atanırsa onunla gidersin diye tonla fikir ortaya atılıyor. Geçmişte yaşadıklarımızı, onları sevmememi, istemememi her şeyi bir kenara koyuyorum, her şey güllük gülistanlık olsaydı bile ben üç kişinin maddi ve manevi sorumluluğunu nasıl üzerime alabilirim ki bir hemşire maaşıyla? Gerçekten eskisi gibi yine şuradan atlasam nasıl olur diye intihara meyilli şeyler düşünmeye başladım. Ne yapacağım hiç bilmiyorum.
Asgari avukatlik ücretini alirim demistir. Asliyede 5bin tl bu sene. Legal olmamakla birlikte bazi avukatlar bu meblağı kendisi yatirip kazaninca karşı taraftan aldigindan dusebiliyor. Ben parayı sen ver diye dememiştim sana bi de o ihale kalmasin. Bir diger ihtimal annen yoksulluk belgesi cikartsin sonra barodan adli yardim talebinde bulunsun ucretsiz avukat atarlar o zaman.Lanet olsun ki evet ilk beni doğurmuş. Bahsettiğim gibi ben Kpss çalıştığım için işe girmemiştim dolayısıyla benim de maddi gücüm yok. Olsa da hem çekişmeli boşanma hem de mal paylaşımı için kim bilir tutar ne olur. Eşek gibi nöbet tutup şak diye parayı sayamazdım herhalde. Buradan bir avukat hanım sadece vekalet ücreti ödeyip adli yardım talep etmekten bahsetmişti. Bu şekilde ne kadar tutabilir bir araştırmam lazım.
Şöyle ki hem nafaka koparmak hem de evin tamamı olamasa bile büyük bir kısmını almak için devletin ücretsiz atayacağı avukatın çok yetersiz kalacağı söylendi bize. Çünkü devlet o avukatlara çok çok az bir para verdiği için kendi davaları gibi sahiplenemiyorlarmış. Sizin bahsettiğiniz yol nasıl bir yol ben tam anlayamadım da?Asgari avukatlik ücretini alirim demistir. Asliyede 5bin tl bu sene. Legal olmamakla birlikte bazi avukatlar bu meblağı kendisi yatirip kazaninca karşı taraftan aldigindan dusebiliyor. Ben parayı sen ver diye dememiştim sana bi de o ihale kalmasin. Bir diger ihtimal annen yoksulluk belgesi cikartsin sonra barodan adli yardim talebinde bulunsun ucretsiz avukat atarlar o zaman.
Asgari vekalet ücretini almış gibi yapacak. Babandan evi arabayi parayi koparinca ordan geri alacak. Böyle çalışan avukatlar var. Karsi taraftan alacagina inaniyorsa yapar.Şöyle ki hem nafaka koparmak hem de evin tamamı olamasa bile büyük bir kısmını almak için devletin ücretsiz atayacağı avukatın çok yetersiz kalacağı söylendi bize. Çünkü devlet o avukatlara çok çok az bir para verdiği için kendi davaları gibi sahiplenemiyorlarmış. Sizin bahsettiğiniz yol nasıl bir yol ben tam anlayamadım da?
Valla hakli bile olsan tarzın öyle değişik ki açıkçası kime uzulecegimi şaşırdım.Tamam baban p.zevenk annen lanet kadın ama kardeşlerinin suçu ne?İnsan kardeşi hakkında konuşur ve düşünürken böyle olmaz.Bence annen evine dönsün bu zamana kadar çekmiş madem devam..Hayati boyunca çalışmamış kadından bir şey bekleyemezsin.Kardeslerinde annenle dönerler sen de çık git o evden zaten faydan da dokunmayacak gibi bari kendini kurtarÖncelikle belki hatırlayanlar vardır, aşağıya linkini bıraktığım konu benim önceki konum.
Babamı sevmemekte kesinlikle haklıyım, peki ya annemi sevmemekte de haklı değil miyim?
Son aylarda derslere yüklenip, Kpss'ye girip bambaşka bir şehirde tek başıma 1+1 evimde yeni bir hayat kurma planları yaparken yine hevesim kursağımda kaldı lanet olsun ki. İki gün önce babam(olayları anlatırken kişiler karışmasın diye baba diyorum, normalde şerefsiz diye bahsederim) , annemi aradı ve acil notere gidip imza atması gerektiğini söyledi. Annem sorguladığında ise "Bir misafir var, çok sorgulama. Gel imza at." tarzında yanıt verdi. Annem de haklı olarak gitmeyeceğini söyledi. Önceki konularda uzun uzun bahsetmiştim zaten kendisi güvenilmez, öz karısını çocuklarını dolandırabilecek kadar aşağılık biridir. "Gelmiyorsan, sizi öldürmeye geliyorum o zaman." diye bir şey söyleyip telefonu kapattı.
Böyle olunca ben de "Kalkın, karakola gidelim." dedim. Alelacele hazırlandık, aşağı iniyorduk ki binadan çıkmamıza bir merdiven kala gelip önümüzü kesti. Anneme vurmaya çalıştı. Daha önceden de uğradığım şiddeti annem seyirci gibi izlediği için kendisini pek sevmediğimi söylemiştim o konuda. Lakin ben onun gibi sinema filmi seyreder gibi bakamadım. Araya girdim. "Anneme vuramazsın." falan dedim. O da çok bir şey yapamadı ama itiş kakış oldu ve annemden anahtarı alıp eve çıktı.
Sonrasında ben de hem KADES'e bastım hem de polisi aradım. Sağ olsunlar on saat sonra geldiler. O ara biz binanın az ilerisinde bekliyoruz. Çünkü bize gidip evi yakacağım tarzı şeyler de söyledi.
Neyse polis geldi. Eve çıktı. Başta bize attığı yalanlardan atmaya başladı. Sonra bir anda "Benim nikahlı karıma kimse karışamaz." diye bağırdı. Meğerse Özbek bir kadını getirecekmiş ama bizde kalacak, biz giderlerini karşılayacağız diye hem annemin hem de onun notere gidip imza vermesi gerekiyormuş. Kadın ülkeye girebilsin ve kalabilsin diye. Yani devlete yük olmayacağının taahhütü gibi.
Bu arada imam nikahı ifadesi tamamen polise dindar görünme çabası. Çünkü daha önceki konularda da bahsetmiştim. Kendisi pis işlerle uğraşır. Konuşmalarından anladığımız baya bu kadın ticareti olaylarının içerisinde yer aldığı yönünde. Yani imamın gidip fuhuşhanede bunlara nikah kıydığını zannetmiyorum. Şerefsizliğine kılıf buluyor işte. Fuhuşa böyle şeyler karıştırınca masum görünüyor gözlerinde sanırsam.
Neyse, polis ile aşağı indik. "Adamın kendi evi, biz bir şey yapamayız." tarzı konuştular. Ben orada bahsediyorum. "Bu nasıl rezillik? Metreslerinden birini ülkede tutmak için resmi nikahlı karısını kandırıp imza almaya çalışıyor." falan diye . Oradan bir polisi memuru da "Bizim törelerimizde çok eşlilik var." diye bir şeyler zırvalamaya başladı. Zaten orada bir kötü oldum. Biz canımızı kimlere emanet ediyoruz diye. Tamam görev tanımında yoksa karışmıyorum de sus bari. Çağ öncesi şeyleri savunmanın da bir manası yok. Zaten on saat sonra gelmişsiniz. Bir de yolda arıyorlar, hangi bina diye. Yani farz edelim ki ölüm aşamasında ben butona bastım. Ölürken sana adres tarifi mi yapacağım? Konum açık ya zaten bu uygulama bunun için yok mu?
Neyse, annemleri aldım ve şubeye gittik. Vücudunda darp izi olmadığı ve herhangi bir tehdit mesajı falan olmadığı için şikayetçi olmamış ama uzaklaştırma talebinde bulundu. Uzaklaştırma hâlâ çıkmadı bu arada.
Şu an amcamlardayız. O gün evden nasıl kaçtıysak o kıyafetler var üzerimizde. Ne olacak hiç bilmiyorum. Baba kişisi anlaşmalı boşanalım ama ev bende kalacak, çocuklar gelip evde yaşasınlar diyor. Sorabilir miyim ben veya iki kız kardeşim böyle bir pislikle nasıl yalnız kalabiliriz? Böyleleri sıkışınca karısını, kızlarını da satmazlar mı? Evi almak istesek buradan sağ olsun bir avukat hanıma sormuştum söyledi evin hepsini almamız mümkün değilmiş. Annem hayatında hiç çalışmamış ve çalışması gündeme dahi gelmiyor. İnsanlarla konuşuyor, kızın atanırsa onunla gidersin diye tonla fikir ortaya atılıyor. Geçmişte yaşadıklarımızı, onları sevmememi, istemememi her şeyi bir kenara koyuyorum, her şey güllük gülistanlık olsaydı bile ben üç kişinin maddi ve manevi sorumluluğunu nasıl üzerime alabilirim ki bir hemşire maaşıyla? Gerçekten eskisi gibi yine şuradan atlasam nasıl olur diye intihara meyilli şeyler düşünmeye başladım. Ne yapacağım hiç bilmiyorum.
Hımm, anladım. Çok teşekkür ediyorum.Asgari vekalet ücretini almış gibi yapacak. Babandan evi arabayi parayi koparinca ordan geri alacak. Böyle çalışan avukatlar var. Karsi taraftan alacagina inaniyorsa yapar.
Kardeşlerimi çok sevdiğimi söyleyemem. Özellikle büyük kardeşim babamı çok anımsatıyor. Kaldı ki insanlar kendi doğurduklarından dahi nankörlük görebiliyorlar. Başkalarının çocukları için fedakarlık yapmak istemiyorum.Valla hakli bile olsan tarzın öyle değişik ki açıkçası kime uzulecegimi şaşırdım.Tamam baban p.zevenk annen lanet kadın ama kardeşlerinin suçu ne?İnsan kardeşi hakkında konuşur ve düşünürken böyle olmaz.Bence annen evine dönsün bu zamana kadar çekmiş madem devam..Hayati boyunca çalışmamış kadından bir şey bekleyemezsin.Kardeslerinde annenle dönerler sen de çık git o evden zaten faydan da dokunmayacak gibi bari kendini kurtar
Ben sadece iki üç gün içinde o konuşmalara doydum.Tüm polisler böyle bende buna benzer bir polisin böyle patavatsızca konuşmasına şahit oldum. Polisleri sevmiyorum linçlemek isteyenler linçleyebilir.
Kardeşlerim için de canım ciğerim diyemiyorum ben.Size kendi hayatımdan örnek vereyim biz üç kardeşiz babam bizi çok küçükken terk edip gitmiş hiç tanımıyoruz annem bizi büyüttü evet mesleği yoktu ama çalışmak için bir çabası da yoktu çevrenin yardımıyla elin fitre zekatlariyla büyüdük kardeşlerim okuyamadı çünkü küçük yaşta çalışmak zorunda kaldılar ben bi şekilde iki yıllık onlisans okudum kpss ye girdim kazandım atandım ve anneminde çevresinde beklentisi annemi kardeşlerimi yanıma almam yönündeydi ama yapmadım evet kardeşlerim canım ciğerim maddi anlamda destek oldum hala oluyorum arada ama yanıma alarak o sorumluluğu yuklenmedim neden yükleneyim annem gencecik sağlıklı iken elini taşın altına koymamış küçücük yaşta ev sorumluluğu yüklemiş çocuklarına ben neden onların sorumluluğunu alıyorum ki ben miyim anneleri. Ben yerinizde olsam iyi kötü özel demem girerim bi işe anneniz daha genç baksın basinin çaresine kardeşinizi yanınıza alabiliyorsaniz alırsınız alamazsanız bile maddi yardımda bulunursunuz okuması için elimden gelen bu kadar diyin çekip gidin o evden