Çok teşekkür ediyorum. Müsait bir zaman konularınız muhakkak okuyacağım.İnsanların kötü yorunlarına aldırma güzel arkadaşım. Hayat zor zaten senin hayatın daha da zor. Sadece atanmaya odaklan. Dünya da yıkılsa çalış sınava. Yaşadıkların çok agır çok zor seni çok iyi anlıyorum. Ama bu sınav da çok önemli. Belki sana onlarca güzel kapı açacak. Bugünler de geçecek inşallah. Bazı insanların hayatta hata yapma şansı dahi olmuyor çevresinde yeterince hata yapan insanlar olduğu için.. ve umut etmek tek kurtuluşu…
Önceki konularıma bakabilirsin benim de yaşadıgım onca zorluk oldu. Şu an çok değişti her şey.
Teşekkür ederim.Allah yardımcınız olsun
şunu unutmayın önce kendiniz!!
Lojmanlı iş bulmaya çalışacağım. Çok teşekkür ederim.Kaç senelik saçmalığı sen değiştiremezsin, engelleyemezsiniz.
Gemiyi kurtaran kaptan, maskeyi önce kendine takan ebeveyn hesabı sen bi kurtul da gerisini sonra düşünürsün ya da düşünmezsin. Sitelerden full iş başvurusu yap, küçük şehirlere yönlen istersen. Olursa KPSS olmazsa bu iş seni kurtarır.
Bir arkadaşımın evine hırsız girdi. Telefon, bilgisayar vs. bir sürü şey çalındı. Telefonun nerede olduğunu telefonda ki bir program sayesinde kendisi bile tabletinden izleyebiliyordu. Bulunması çok zor, deyip kimse uğraşmamıştı. Bu hikayeleri dinliyorsun ama aklına çok yer etmiyor. Yardıma muhtaç olduğun o anda tecrübe edince o çok farklı oluyor.Bizim eve hırsız girdiğinde gayette bir saat sonra gelip, “amaan hiç şikayetçi olmayın zaten bunlar içeride yatıp yatıp çıkıyor uğraşmaya değmez “ diyip gitmişlerdi.
Bu nasıl düzen bu nasıl dirlik arkadaş ya.. ne okudum ben böyle, yani polis asker göz bebeğimiz ama bu nasıl yorum. Allah kahretsin ki böyleleri var ve sesleri artık daha gür çıkıyor nedense (!) bunlar din konusunda uzman ve hassaslar, ancak hassas oldukları bi diğer konu da çıkarları ! Bunlara dicektin ki bu adam bize bakamıyor daha biz olmayan rızkı elalemin kadınıyla neden paylaşalım? Bak onu anlarlardı, çok meraklıysa bakabiltorsa 10 kadın alsın da gitsin başınızdan da o kadar erkekse sizden de imza medeti bile ummasın. Ay kusura bakmayın vala sinir oldum gece gece. İntihar falan at bunları aklından, küçüksün usanmış yorulmuşsun ama yapabiliyosan biraz zorla kendini kardeşlerini al git, şimdi sen onların elinden tutarsın gün gelir onlar senin elini tutar, Yapılan iyiliği kulı unutur da Allah unutmaz. Bi kütüphane ortamı falan mı ayarlasan kendine,çalışman gerek çünkü… alllah yardımcın olsun, zor…Öncelikle, belki hatırlayanlar vardır, aşağıya linkini bıraktığım konu benim önceki konum.
Babamı sevmemekte kesinlikle haklıyım, peki ya annemi sevmemekte de haklı değil miyim?
Son aylarda derslere yüklenip, Kpss'ye girip bambaşka bir şehirde tek başıma 1+1 evimde yeni bir hayat kurma planları yaparken yine hevesim kursağımda kaldı lanet olsun ki. İki gün önce babam(olayları anlatırken kişiler karışmasın diye baba diyorum, normalde şerefsiz diye bahsederim), annemi aradı ve acil notere gelip imza atması gerektiğini söyledi. Annem sorguladığında ise "Bir misafir var, çok sorgulama. Gel imza at." tarzında yanıt verdi. Annem de haklı olarak gitmeyeceğini söyledi. Önceki konularda uzun uzun bahsetmiştim zaten kendisi güvenilmez, karısını, öz çocuklarını dolandırabilecek kadar aşağılık biridir. "Gelmiyorsan, sizi öldürmeye geliyorum o zaman." diye bir şey söyleyip telefonu kapattı. Böyle olunca ben de "Kalkın, karakola gidelim." dedim.
Alelacele hazırlandık, aşağıya iniyorduk ki binadan çıkmamıza bir merdiven kala gelip önümüzü kesti. Anneme vurmaya çalıştı. Daha önceden de uğradığım şiddeti annem seyirci gibi izlediği için kendisini pek sevmediğimi söylemiştim o konuda. Lakin ben onun gibi sinema filmi seyreder gibi bakamadım. Araya girdim. "Anneme vuramazsın." falan dedim. O da çok bir şey yapamadı ama itiş kakış oldu ve annemden anahtarı alıp eve çıktı.
Sonrasında ben de hem KADES'e bastım hem de polisi aradım. Yolda falan da adresi bulamadıkları için aradılar bir defa. Bu konum açıkken butona basma olayı neden var, bilmiyorum. Yani diyelim ölüm kalım anında bastım butona, boğazıma bıçak dayalı telefonu açıp adres tarifi mi yapacağım? İkinci defa arayıp nerede kaldıklarını sordum. Sağ olsunlar on saat sonra geldiler. O ara biz binanın az ilerisinde bekliyoruz. Çünkü bize gidip evi yakacağım tarzı şeyler de söyledi. O yüzden polis eve gelsin diye bekledik.
Neyse polis geldi. Eve çıktı. Zaten daha binanın önünde "Durun bir bakalım. Bir yanlış anlama olmuştur." tarzında konuştular. Başta bize attığı yalanlardan atmaya başladı kapıya çıkınca baba şahsı. Sonra bir anda "Benim imam nikahlı karıma kimse karışamaz." diye bağırdı. Meğerse Özbek bir kadını getirecekmiş ama bizde kalacak, biz giderlerini karşılayacağız diye hem annemin hem de onun notere gidip imza vermesi gerekiyormuş. Kadın ülkeye girebilsin ve kalabilsin diye. Yani devlete yük olmayacağının taahhütü gibi. Anladığım kadarıyla bu şekilde.
Bu arada imam nikahı ifadesi tamamen polise dindar görünme çabası. P..evenk olduğunu gizleme isteği. Çünkü daha önce ki konularda da bahsetmiştim. Kendisi pis işlerle uğraşır. Konuşmalarından anladığımız baya bu kadın ticareti olaylarının içerisinde yer aldığı yönünde. Yani imamın gidip fuhuşhanede bunlara nikah kıydığını zannetmiyorum. Şerefsizliğine kılıf buluyor işte. Fuhuşa böyle şeyler karıştırınca masum görünüyor gözlerinde sanırsam.
O ara polisin yanında bizi tehdit dahi etti. "Bu yaptıklarınızı sizin yanınıza bırakmayacağım, şimdiden söylüyorum haberiniz olsun." dedi. Benim ilk defa polislik bir işim oldu. Tamam, dizi filmlerde ki gibi gözü kara polis figürü beklemiyorum. Biliyorum belirli bir görev tanımları var. Ama adam önlerinde bizi tehdit ediyor. Sürekli abi abi deyip durdular.
Polis ile aşağı indik. "Adamın kendi evi, biz bir şey yapamayız." tarzı konuştular. Ben orada bahsediyorum. "Bu nasıl rezillik? Metreslerinden birini ülkede tutmak için resmi nikahlı karısını kandırıp imza almaya çalışıyor." falan diye . Oradan bir polisi memuru da "Bizim törelerimizde çok eşlilik var." diye bir şeyler zırvalamaya başladı, peygamberler dönemine girdi. Zaten orada bir kötü oldum. Biz canımızı kimlere emanet ediyoruz diye. Tamam görev tanımında yoksa karışmıyorum de sus bari. Çağ öncesi şeyleri savunmanın da bir manası yok. Zaten on saat sonra gelmişsiniz. Bir de yolda arıyorlar, hangi bina diye. Yani farz edelim ki ölüm aşamasında ben butona bastım. Ölürken sana adres tarifi mi yapacağım? Konum açık ya zaten bu uygulama bunun için yok mu? Bir de bunu söyleyen polisi de geçtim, gencecik bir çocuk. Seksen yaşındaki dedem bile böyle çağ dışı kalmış görüşleri savunmaz. "Bütün ümidim gençliktedir. "diyen Ata'mın kemikleri sızlamıştır.
Neyse, annemleri aldım ve şubeye gittik şikayetçi olmak için. Ben, şikayetçi ol dedim. Vücudunda darp izi olmadığı ve herhangi bir tehdit mesajı falan olmadığı için şikayetçi olmamış. Polis savcılığı gidip şikayetçi olsan da beş yıl bile sürebilir, demiş. Uzaklaştırma talebinde bulundu. Eve uzaklaştırma çıkmadı bu arada, tedbir kararı çıkmış.
Şu an amcamlardayız. O gün evden nasıl kaçtıysak o kıyafetler var üzerimizde. Birkaç gün önce gece alkollüyken gelip kapıya dayandı. Polisi aradım, polis geldi. Polisi görünce gidiyordu, polis uzaklaştığında kapıya dayanıp zile basmaya başlıyordu. Ve ne hikmetse sürekli binanın çevresinde dolaşıp birkaç dakikada bir gelip zile parmağını yapıştıran sarhoş şahsı polis bulamadığını söyledi. Şubeye gidip olayı anlattığımızda "Kendi evinize gidin. Gelirse arayın, yakalayalım." diyorlar. Ee şahıs eve gidip kilidi değiştirirseniz baltayla gelip kapıyı kırıp sizi öldürürüm, diyor. Eve nasıl gidelim? Polis minimum yarım saatte geliyor. O kadar sürede bizi otuz parçaya ayırır. Amcamlarda çakılı kaldık bu yüzden.
Ne olacak hiç bilmiyorum. Baba kişisi anlaşmalı boşanalım ama ev bende kalacak, çocuklar gelip evde yaşasınlar diyor. Sorabilir miyim ben veya iki kız kardeşim böyle bir pislikle nasıl yalnız kalabiliriz? Böyleleri sıkışınca karısını, kızlarını da satmazlar mı? Evi almak istesek buradan sağ olsun bir avukat hanıma sormuştum söyledi evin hepsini almamız mümkün değilmiş. Diyorum ki iyi bir avukat tut. Çekişmeli boşanma davası açsın. Boşanma sürecinde ev sana tahsis edilir. Tedbir nafakası bağlanır. Şiddet, aldatma vs ispat edersen evin de yarısından fazlasını alabilirsin. Öyle bakıyor. İstiyor ki biri avukatı tutsun onun önüne bıraksın al bu senin avukatın diye.
Annem hayatında hiç çalışmamış ve çalışması gündeme dahi gelmiyor. İnsanlarla konuşuyor, kızın atanırsa onunla gidersin diye tonla fikir ortaya atılıyor. Geçmişte yaşadıklarımızı, onları sevmememi, istemememi her şeyi bir kenara koyuyorum, her şey güllük gülistanlık olsaydı bile ben üç kişinin maddi ve manevi sorumluluğunu nasıl üzerime alabilirim ki alt tarafı bir hemşire maaşıyla? Yıllardır bana bir şey vermemişler, benden bir şey beklemesinler diye hep çok kırıcı konuştum. Hep geri kalan hayatımda onları asla görmek istemediğimden bahsettim. Asla olumlu konuşmadım. Unutuyor mu unutmuş gibi mi yapıyor, anlamadım.
Gerçekten eskisi gibi yine şuradan atlasam nasıl olur diye intihara meyilli şeyler düşünmeye başladım. Ne yapacağım hiç bilmiyorum.
Gerçekten keşke birini bulup gitse peşinden cehenneme kadar kurtulsak hepimiz. Ama kuru bir ev ona bile muhtaç namussuz. Kütüphane var ama elbise, kitap filan alamadık ki yanımıza. Vallahi iyilik yapmaya da maddi ve manevi halim yok. Kendime bakabilsem iyidir. Onların istediği iyilik de değil zaten enayilik. Teşekkür ederim paylaşımınız için.Bu nasıl düzen bu nasıl dirlik arkadaş ya.. ne okudum ben böyle, yani polis asker göz bebeğimiz ama bu nasıl yorum. Allah kahretsin ki böyleleri var ve sesleri artık daha gür çıkıyor nedense (!) bunlar din konusunda uzman ve hassaslar, ancak hassas oldukları bi diğer konu da çıkarları ! Bunlara dicektin ki bu adam bize bakamıyor daha biz olmayan rızkı elalemin kadınıyla neden paylaşalım? Bak onu anlarlardı, çok meraklıysa bakabiltorsa 10 kadın alsın da gitsin başınızdan da o kadar erkekse sizden de imza medeti bile ummasın. Ay kusura bakmayın vala sinir oldum gece gece. İntihar falan at bunları aklından, küçüksün usanmış yorulmuşsun ama yapabiliyosan biraz zorla kendini kardeşlerini al git, şimdi sen onların elinden tutarsın gün gelir onlar senin elini tutar, Yapılan iyiliği kulı unutur da Allah unutmaz. Bi kütüphane ortamı falan mı ayarlasan kendine,çalışman gerek çünkü… alllah yardımcın olsun, zor…
Önce cimeree yazın o çok eşliliği savunan polisi şikayet edin.Öncelikle, belki hatırlayanlar vardır, aşağıya linkini bıraktığım konu benim önceki konum.
Babamı sevmemekte kesinlikle haklıyım, peki ya annemi sevmemekte de haklı değil miyim?
Son aylarda derslere yüklenip, Kpss'ye girip bambaşka bir şehirde tek başıma 1+1 evimde yeni bir hayat kurma planları yaparken yine hevesim kursağımda kaldı lanet olsun ki. İki gün önce babam(olayları anlatırken kişiler karışmasın diye baba diyorum, normalde şerefsiz diye bahsederim), annemi aradı ve acil notere gelip imza atması gerektiğini söyledi. Annem sorguladığında ise "Bir misafir var, çok sorgulama. Gel imza at." tarzında yanıt verdi. Annem de haklı olarak gitmeyeceğini söyledi. Önceki konularda uzun uzun bahsetmiştim zaten kendisi güvenilmez, karısını, öz çocuklarını dolandırabilecek kadar aşağılık biridir. "Gelmiyorsan, sizi öldürmeye geliyorum o zaman." diye bir şey söyleyip telefonu kapattı. Böyle olunca ben de "Kalkın, karakola gidelim." dedim.
Alelacele hazırlandık, aşağıya iniyorduk ki binadan çıkmamıza bir merdiven kala gelip önümüzü kesti. Anneme vurmaya çalıştı. Daha önceden de uğradığım şiddeti annem seyirci gibi izlediği için kendisini pek sevmediğimi söylemiştim o konuda. Lakin ben onun gibi sinema filmi seyreder gibi bakamadım. Araya girdim. "Anneme vuramazsın." falan dedim. O da çok bir şey yapamadı ama itiş kakış oldu ve annemden anahtarı alıp eve çıktı.
Sonrasında ben de hem KADES'e bastım hem de polisi aradım. Yolda falan da adresi bulamadıkları için aradılar bir defa. Bu konum açıkken butona basma olayı neden var, bilmiyorum. Yani diyelim ölüm kalım anında bastım butona, boğazıma bıçak dayalı telefonu açıp adres tarifi mi yapacağım? İkinci defa arayıp nerede kaldıklarını sordum. Sağ olsunlar on saat sonra geldiler. O ara biz binanın az ilerisinde bekliyoruz. Çünkü bize gidip evi yakacağım tarzı şeyler de söyledi. O yüzden polis eve gelsin diye bekledik.
Neyse polis geldi. Eve çıktı. Zaten daha binanın önünde "Durun bir bakalım. Bir yanlış anlama olmuştur." tarzında konuştular. Başta bize attığı yalanlardan atmaya başladı kapıya çıkınca baba şahsı. Sonra bir anda "Benim imam nikahlı karıma kimse karışamaz." diye bağırdı. Meğerse Özbek bir kadını getirecekmiş ama bizde kalacak, biz giderlerini karşılayacağız diye hem annemin hem de onun notere gidip imza vermesi gerekiyormuş. Kadın ülkeye girebilsin ve kalabilsin diye. Yani devlete yük olmayacağının taahhütü gibi. Anladığım kadarıyla bu şekilde.
Bu arada imam nikahı ifadesi tamamen polise dindar görünme çabası. P..evenk olduğunu gizleme isteği. Çünkü daha önce ki konularda da bahsetmiştim. Kendisi pis işlerle uğraşır. Konuşmalarından anladığımız baya bu kadın ticareti olaylarının içerisinde yer aldığı yönünde. Yani imamın gidip fuhuşhanede bunlara nikah kıydığını zannetmiyorum. Şerefsizliğine kılıf buluyor işte. Fuhuşa böyle şeyler karıştırınca masum görünüyor gözlerinde sanırsam.
O ara polisin yanında bizi tehdit dahi etti. "Bu yaptıklarınızı sizin yanınıza bırakmayacağım, şimdiden söylüyorum haberiniz olsun." dedi. Benim ilk defa polislik bir işim oldu. Tamam, dizi filmlerde ki gibi gözü kara polis figürü beklemiyorum. Biliyorum belirli bir görev tanımları var. Ama adam önlerinde bizi tehdit ediyor. Sürekli abi abi deyip durdular.
Polis ile aşağı indik. "Adamın kendi evi, biz bir şey yapamayız." tarzı konuştular. Ben orada bahsediyorum. "Bu nasıl rezillik? Metreslerinden birini ülkede tutmak için resmi nikahlı karısını kandırıp imza almaya çalışıyor." falan diye . Oradan bir polisi memuru da "Bizim törelerimizde çok eşlilik var." diye bir şeyler zırvalamaya başladı, peygamberler dönemine girdi. Zaten orada bir kötü oldum. Biz canımızı kimlere emanet ediyoruz diye. Tamam görev tanımında yoksa karışmıyorum de sus bari. Çağ öncesi şeyleri savunmanın da bir manası yok. Zaten on saat sonra gelmişsiniz. Bir de yolda arıyorlar, hangi bina diye. Yani farz edelim ki ölüm aşamasında ben butona bastım. Ölürken sana adres tarifi mi yapacağım? Konum açık ya zaten bu uygulama bunun için yok mu? Bir de bunu söyleyen polisi de geçtim, gencecik bir çocuk. Seksen yaşındaki dedem bile böyle çağ dışı kalmış görüşleri savunmaz. "Bütün ümidim gençliktedir. "diyen Ata'mın kemikleri sızlamıştır.
Neyse, annemleri aldım ve şubeye gittik şikayetçi olmak için. Ben, şikayetçi ol dedim. Vücudunda darp izi olmadığı ve herhangi bir tehdit mesajı falan olmadığı için şikayetçi olmamış. Polis savcılığı gidip şikayetçi olsan da beş yıl bile sürebilir, demiş. Uzaklaştırma talebinde bulundu. Eve uzaklaştırma çıkmadı bu arada, tedbir kararı çıkmış.
Şu an amcamlardayız. O gün evden nasıl kaçtıysak o kıyafetler var üzerimizde. Birkaç gün önce gece alkollüyken gelip kapıya dayandı. Polisi aradım, polis geldi. Polisi görünce gidiyordu, polis uzaklaştığında kapıya dayanıp zile basmaya başlıyordu. Ve ne hikmetse sürekli binanın çevresinde dolaşıp birkaç dakikada bir gelip zile parmağını yapıştıran sarhoş şahsı polis bulamadığını söyledi. Şubeye gidip olayı anlattığımızda "Kendi evinize gidin. Gelirse arayın, yakalayalım." diyorlar. Ee şahıs eve gidip kilidi değiştirirseniz baltayla gelip kapıyı kırıp sizi öldürürüm, diyor. Eve nasıl gidelim? Polis minimum yarım saatte geliyor. O kadar sürede bizi otuz parçaya ayırır. Amcamlarda çakılı kaldık bu yüzden.
Ne olacak hiç bilmiyorum. Baba kişisi anlaşmalı boşanalım ama ev bende kalacak, çocuklar gelip evde yaşasınlar diyor. Sorabilir miyim ben veya iki kız kardeşim böyle bir pislikle nasıl yalnız kalabiliriz? Böyleleri sıkışınca karısını, kızlarını da satmazlar mı? Evi almak istesek buradan sağ olsun bir avukat hanıma sormuştum söyledi evin hepsini almamız mümkün değilmiş. Diyorum ki iyi bir avukat tut. Çekişmeli boşanma davası açsın. Boşanma sürecinde ev sana tahsis edilir. Tedbir nafakası bağlanır. Şiddet, aldatma vs ispat edersen evin de yarısından fazlasını alabilirsin. Öyle bakıyor. İstiyor ki biri avukatı tutsun onun önüne bıraksın al bu senin avukatın diye.
Annem hayatında hiç çalışmamış ve çalışması gündeme dahi gelmiyor. İnsanlarla konuşuyor, kızın atanırsa onunla gidersin diye tonla fikir ortaya atılıyor. Geçmişte yaşadıklarımızı, onları sevmememi, istemememi her şeyi bir kenara koyuyorum, her şey güllük gülistanlık olsaydı bile ben üç kişinin maddi ve manevi sorumluluğunu nasıl üzerime alabilirim ki alt tarafı bir hemşire maaşıyla? Yıllardır bana bir şey vermemişler, benden bir şey beklemesinler diye hep çok kırıcı konuştum. Hep geri kalan hayatımda onları asla görmek istemediğimden bahsettim. Asla olumlu konuşmadım. Unutuyor mu unutmuş gibi mi yapıyor, anlamadım.
Gerçekten eskisi gibi yine şuradan atlasam nasıl olur diye intihara meyilli şeyler düşünmeye başladım. Ne yapacağım hiç bilmiyorum.
Daha önceden birçok sorun ile karşılaştım. Kanıtlı olarak birçok şeyi yazdım. Bir şey olmuyor. Bu defa kanıt da yok.Önce cimeree yazın o çok eşliliği savunan polisi şikayet edin.
Hatta bir defasında bir olay için yazdım. Pandemi nedeni ile yoğunluk var sonra bilmem ne yapın diye bir geri dönüş geldi.Daha önceden birçok sorun ile karşılaştım. Kanıtlı olarak birçok şeyi yazdım. Bir şey olmuyor. Bu defa kanıt da yok.
Tacize uğradım dediğimde olayı anlattığımda rizaniz vardı yani ? Demişti polis. Başka bir arkadaşım tacize uğruyor "Ne giymiştin?" Diye soruyor polis.Nasıl 10 saat sonra geldiler hemen geldikleri söyleniyor.Ayrica hiçbir memur öyle bir yorum yapmaz.
Paylaşımınız için çok teşekkür ediyorum. Annem ve kardeşlerime üzülüyorum. Lakin onları ailem olarak hissedemiyorum. Sanki birlikte olmak zorunda kalmış bir avuç insanız ama bir aile değiliz.doğduğun evi, anneni, babanı, kardeşlerini sen seçemezsin. Bu böyledir ve büyüyene kadar seçemediğin o insanlara büyür onların sana yaşattığı veyahut yaşatamadığı, yaşatmadığı travmalar sahibi olursun. Çevren seni şekillendirir ve ne zamanki sen büyürsün bir şekilde bazı olayların senin kontrolün dışında olduğunu kabullenirsin. Biraz daha büyürsen o olaylardan nasıl kurtulabileceğini planlar ve hayatına devam etmeye karar verirsin. Şimdi bir aradasın sorunları biliyorsun planın tamam ama daha aksiyona geçemedin. Olsun, bu büyük bir adımdır. Önce güçlenmen lazım, sağlıklı olman lazım hep manevi olarak hem beden olarak. Kendini bırakmamalı ve bu hayatta senin güzel geçireceğin günlerin olacağını sürekli kendine hatırlatman gerekiyor. Stres kaynakları belli ve bunun seni ne kadar yorduğu da belli o yüzden bu zorlu yükü tek sen değil çevrendekiler de paylaşmalı. Mümkünse kardeşlerin annen ve sen gün içinde toplanıp birbirlerinize sorunları ve dertleri anlatmalısınız. Sizi yoran olayları dile getirmelisiniz. Çünkü siz ailesiniz. Bunu her gün yaparsanız çözümü, akıl yolunu bulacaksınız. Ama önce güçlü olmanız lazım, ve sen çok güçlü bir insansın. Üzüntüler paylaşılmalı ki kolay taşınsın, çözüm fikirleri ortaya çıksın. Baktın hiçbir şey olmuyor, iyilik yapmaya çalıştığın insanlar buna değmiyor o zaman atanma yerini en kolay geçinebileceğin yerlere göre ayarlar ve bir yolculuğa çıkarsın. Ne olursa olsun, durmayın, vazgeçmeyin, hayatınızı kazanmaya çalışın. Bunları yaparken de akıllı olun, durun, düşünün. Kaldırabileceğiniz hayatları yapmaya çalışın, altında ezilme riskiniz fazla olanı değil.
Ben iş yerinde bir saldırı olayını bildirmek için aradım 112 yi. Kimse gelmediği gibi bir soru bile sorulmadı 11 gün oldu.Nasıl 10 saat sonra geldiler hemen geldikleri söyleniyor.Ayrica hiçbir memur öyle bir yorum yapmaz.
Ne kadar çok böyle örnek varmış yaBen iş yerinde bir saldırı olayını bildirmek için aradım 112 yi. Kimse gelmediği gibi bir soru bile sorulmadı 11 gün oldu.
Bu kadar çok olumsuz örneği okumak beni çok üzdü. Ben bir bize bu kadar ilginçleri denk geldi sanıyordum.Sizin polisler de bizim iş yerimize giren hırsız için polisin:" Bir şey çaldığı için suç üstü yapsaydık işlem yapardık ama teşebbüsten alsak bile 1 saat sonra salacağız" demesine benziyor. Emniyette12 dosyası olan hırsızmış halbuki
Bu ülkede devlet memurları gerçekten sadece maaş alıyor istisnalar hariç
2.olayı yaşadıktan sonra bu kurumların ne kadar sözde olduğunu gördüm ne yazıktır ki.. Ramazanda sahur vakti kp'nin aracı bizim evin önünde biri çarpıp kaçtı. Ama ne kaçma, aracı pert etmiş kaçmış.. Polis yalandan prosedürü gerçekleştirip(resim alıp, tutanak tutmak) sonra da cadde üstü yerin kameralarına ulaşamadık diye başınızın çaresine bakın demişBu kadar çok olumsuz örneği okumak beni çok üzdü. Ben bir bize bu kadar ilginçleri denk geldi sanıyordum.
Ya bu taciz olayları yüzünden bu diyalogları yaşamayı Allah göstermesin gerçekten. Çok eşliliği savunan o genç çocuktan taciz sebebi ile yardım talep edildiğinde ne tür yorumlar ile olaya yaklaşır düşünmek istemiyorum.Tacize uğradım dediğimde olayı anlattığımda rizaniz vardı yani ? Demişti polis. Başka bir arkadaşım tacize uğruyor "Ne giymiştin?" Diye soruyor polis.
Bir arkadaşımın evine hırsız girdi. Telefon, bilgisayar vs. bir sürü şey çalındı. Telefonun nerede olduğunu telefonda ki bir program sayesinde kendisi bile tabletinden izleyebiliyordu. Bulunması çok zor, deyip kimse uğraşmamıştı. Bu hikayeleri dinliyorsun ama aklına çok yer etmiyor. Yardıma muhtaç olduğun o anda tecrübe edince o çok farklı oluyor.2.olayı yaşadıktan sonra bu kurumların ne kadar sözde olduğunu gördüm ne yazıktır ki.. Ramazanda sahur vakti kp'nin aracı bizim evin önünde biri çarpıp kaçtı. Ama ne kaçma, aracı pert etmiş kaçmış.. Polis yalandan prosedürü gerçekleştirip(resim alıp, tutanak tutmak) sonra da cadde üstü yerin kameralarına ulaşamadık diye başınızın çaresine bakın demiş