- 1 Kasım 2019
- 6.156
- 22.478
KORONA VE YAŞAM – 3
(Daha önce yazdığın iki yazının devamı: ilgileniyorsanız KORONA VE YAŞAM - 1 ve KORONA VE YAŞAM - 2 yazılarını okuyabilirsiniz.)
Mevcut bilgi çerçevesinde neler yapabilirim? Bu önemli bir soru ve ciddiye alınmalı.
Ben çocuklarımla yaşıyor olsaydım şöyle bir senaryoyu anlamlı bulurdum:
• Tüm aile her akşam yemekten sonra en az yarım saat toplanır ve bir istişare ve sohbet toplantısı yapardım. Çocuklar kesinlikle toplantının bir parçasıdır. Bu toplantıda:
a- Herkes gün içinde neler yaptı, anlatır ve öğrendiği yeni bir bilgi var mı, paylaşır.
b- Paylaşılan bilgilerin hangileri “ilgi alanımız”a, hangileri “etki alanımız”a giriyor tartışılır. Örneğin; virüsün boyunun normal bir hücreden 200 defa daha küçük olduğu bir bilgidir; ilgi alanımıza girer. Ama virüsün esas itibariyle dokunduğumuz şeylerden elimize toz bulaşır gibi bulaştığını öğrenmek etki alanımıza giriyor. Dokunmamaya, dokunduğumuz şeyleri temiz tutmamaya karar veririz.
• Her gün duygularımızı gözden geçirmek çok önemlidir. Daha öncede yazdığım gibi hiç umursamaz tavırdan, panik içinde virüsten başka hiçbir şey düşünemez hale gelmek iki uç ve her ikisi de sağlıksız. Sakin durmak ve doğru olanı elimizden geldiğince en iyi şekilde yapmak doğru tavırdır. Bunu her toplantıda hatırlatmakta fayda var. Bugün korunmak için ne öğrendik ve ne yaptık her birimiz paylaşırız.
• Bir önerimde ailedeki her bir kişinin bir anı defteri alıp anlarını tutması olurdu. Gün içinde gördüğü, ya da düşündüğü şeyleri yazmak anlamlı olur. Yazarken sıradan görünen şeyler yıllar sonra çok anlamlı hatıralar olur. Şimdi çocuklarımla beraber olsaydım her birine bir anı defteri alır ve günlük anılarını tutmalarını önerirdim. O gün tuhaf neler duydu, gördü; baskın duyguları neydi ve o duygular ona ne demek istiyordu? Rüyaları ne? Hangi arkadaşlarını özledi, hangi arkadaşlarını özlemedi? Neden? Anı defterleri paylaşılmaz; mahremiyeti vardır. Anı defterinin sahibi isterse paylaşır; sakın anı defterlerine yazılanları zorla okumaya çalışmayın. Çocuğun psikolojisi için zararlıdır. Büyük güven kaybına neden olur.
Beş yıl sonra bu günler birer anı olacak. Şimdi içinde bulunduğumuz ve yaşadığınız bu günleri kendiniz ve aileniz için birer gelişim fırsatına çevirelim. İstersek bunu yapabiliriz. İlgi alanımızdan bilgi toplayalım ve etki alanımız içinde uygulayalım. Böyle yaparsak sürekli gelişiriz. Sağlıklı bir gelecek dileğim ve sevgimle.
DOGAN CUCELOGLU
(Daha önce yazdığın iki yazının devamı: ilgileniyorsanız KORONA VE YAŞAM - 1 ve KORONA VE YAŞAM - 2 yazılarını okuyabilirsiniz.)
Mevcut bilgi çerçevesinde neler yapabilirim? Bu önemli bir soru ve ciddiye alınmalı.
Ben çocuklarımla yaşıyor olsaydım şöyle bir senaryoyu anlamlı bulurdum:
• Tüm aile her akşam yemekten sonra en az yarım saat toplanır ve bir istişare ve sohbet toplantısı yapardım. Çocuklar kesinlikle toplantının bir parçasıdır. Bu toplantıda:
a- Herkes gün içinde neler yaptı, anlatır ve öğrendiği yeni bir bilgi var mı, paylaşır.
b- Paylaşılan bilgilerin hangileri “ilgi alanımız”a, hangileri “etki alanımız”a giriyor tartışılır. Örneğin; virüsün boyunun normal bir hücreden 200 defa daha küçük olduğu bir bilgidir; ilgi alanımıza girer. Ama virüsün esas itibariyle dokunduğumuz şeylerden elimize toz bulaşır gibi bulaştığını öğrenmek etki alanımıza giriyor. Dokunmamaya, dokunduğumuz şeyleri temiz tutmamaya karar veririz.
• Her gün duygularımızı gözden geçirmek çok önemlidir. Daha öncede yazdığım gibi hiç umursamaz tavırdan, panik içinde virüsten başka hiçbir şey düşünemez hale gelmek iki uç ve her ikisi de sağlıksız. Sakin durmak ve doğru olanı elimizden geldiğince en iyi şekilde yapmak doğru tavırdır. Bunu her toplantıda hatırlatmakta fayda var. Bugün korunmak için ne öğrendik ve ne yaptık her birimiz paylaşırız.
• Bir önerimde ailedeki her bir kişinin bir anı defteri alıp anlarını tutması olurdu. Gün içinde gördüğü, ya da düşündüğü şeyleri yazmak anlamlı olur. Yazarken sıradan görünen şeyler yıllar sonra çok anlamlı hatıralar olur. Şimdi çocuklarımla beraber olsaydım her birine bir anı defteri alır ve günlük anılarını tutmalarını önerirdim. O gün tuhaf neler duydu, gördü; baskın duyguları neydi ve o duygular ona ne demek istiyordu? Rüyaları ne? Hangi arkadaşlarını özledi, hangi arkadaşlarını özlemedi? Neden? Anı defterleri paylaşılmaz; mahremiyeti vardır. Anı defterinin sahibi isterse paylaşır; sakın anı defterlerine yazılanları zorla okumaya çalışmayın. Çocuğun psikolojisi için zararlıdır. Büyük güven kaybına neden olur.
Beş yıl sonra bu günler birer anı olacak. Şimdi içinde bulunduğumuz ve yaşadığınız bu günleri kendiniz ve aileniz için birer gelişim fırsatına çevirelim. İstersek bunu yapabiliriz. İlgi alanımızdan bilgi toplayalım ve etki alanımız içinde uygulayalım. Böyle yaparsak sürekli gelişiriz. Sağlıklı bir gelecek dileğim ve sevgimle.
DOGAN CUCELOGLU