Bir şeytanın kızıyım ben..

ipektuncer

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
23 Mart 2010
2.968
31
Merhaba,

uzun olacak biraz, helal edin hakkınızı..
beni tanıyanlar bilir..
ben 10, ablam 13 yaşındayken annemizi kaybettik ve ablamla ben üvey anne ile büyüdük.
Ablam tıp okurken yurtta kaldı, sonrasında eve dönmeden evlendi.. Yani o çok fazla muhatap olmadı babamla ve eşiyle.
Ben üniversite bitene kadar o evde yaşadım, onlarla..
Çok sıkıntılar yaşadım, maddi-manevi. Anlatıp kafanızı şişirmeyeyim, tahmin edilebilecek şeyler..
Mezun olduktan sonra 6 ay işsiz kaldım, iş bulamadım.
O dönem 5 kuruşsuz gezdim, iş görüşmelerine giderken otobüs şöförlerinden rica ediyordum param yok diye. Babam ve eşi, "bu kadar okuttuk, hala hazır yiyor" diye söyleniyorlardı hem yüzüme hem arkamdan.
Akşama kadar iş arayıp tabanlarım şişerdi, ben eve dönene kadar yemek yemiş olurlardı. Ne mümkün o buzdolabını açacaksın da, içinden bişey alıp yiyeceksin..
Hiç unutmam bir gece dolabı açtım, açlıktan başım dönüyordu. Bir bardak süt koyup içtim.
Sabah babam fark etmiş sütün azaldığını.
"Süte de ortak çıktı" diye bağırmıştı. O gün tesadüf ablamla eşi gelip beni aldılar ve bir süre onlarla kaldım. Ama ablam bu süt mevzusunu bilmez mesela.
Sonra şehir dışına çıktım. Hem o dönem kriz vardı ve büyük şehirlerde iş bulmak çok zordu, hem de ben şehir dışında bir işi özellikle istiyordum.
4 sene orada çalıştım.
Babam ve ailesi her sene tatillere çıktılar, gayet mesut aile hayatlarını sürdürdüler.
Ben ilk başlarda o gittiğim yerde süründüm desem yeridir.
5 kuruşsuz bir hayat kurmaya çalışıyorsun. Depozito, kira, 2.elciden eşyalar..
Başardım ,bir düzen kurdum.
Şu KK'da görüyorum ki benim 20 yaşında bir kız olarak tek başıma başardığımı, evlenmeye karar vermiş bir kız bir erkek çift yapamıyor da, aileler yardım etmiyor diye isyan ediyor.
Onları eleştirmek için yazmıyorum, aksine babam ne kadar da ilgisizmiş, onu daha iyi anlıyorum bu konuları okudukça.
Neyse sonra eşimle tanıştık, evlenme kararı aldık. Babam çok karşı çıktı, yaşın ufak dedi.
Ya tabi..
Aç bilaç okula giderken ufak değildim, bir başıma bilmediğim şehirlerde ev ararken ufak değildim, lojmanda 1 ay daha kalabilir miyim diye genel müdüre yalvarırken ufak değildim.
Ama evlenmek için ufağım..
Neden.. İşte geliyor nedeni..
Benim şehir dışında yaptığım bir birikim vardı, babam elbette tahmin ediyordu bunu.
Bana birgün sordu bunu.. Ben de 40 bin liram var dedim. Sene 2004 bu arada..7 sene öncesi.
Eşimde de bir miktar vardı. Evlendikten sonra biraz daha biriktirir ev alırız diyorduk. Ve ben güzel bir düğün de istiyordum.
Babam "geçmişte ne olduysa oldu, sünger çekelim, ben senin babanım,sana sahip çıkacağım,boşver düğünü falan, ver o 40 bin lirayı, ben de 10 bin lira ekleyeyim, ancak bu kadar param var, size ev alalım, kiracı olmayın" dedi.
Vay be dedim, babam vicdana geldi..
Ev alacağı için değil, ama bir baba sahibi olacaktım galiba, çok mutluydum. Kabul ettim.
Ev alındı, ama babamın üstüne.
Bir baktım, tapu çıkmış bile, bana haber verilmemiş.
Hayatımın hatası işte budur..
Ama babam o adam, umulur mu böyle şeytanlık??
Sonra açıklaması vardı "sen o 10 bin lirayı bana öde, tapuyu hemen devrederim".
Üvey annem oturdukları evi rutubetli ve dar diye beğenmiyordu. Tutturdu yeni alınan eve geçmek için.
Böylece yeni alınan eve onlar taşındı, onların boşalttığı "rutubetli dar" eve de eşimle ben..
Tapu babamın üstüneydi, elimden gelen bişey yoktu.
O 10 bin liralık borcu 5 ay içinde ödedik babama. Düğün takılarımın bir kısmı da gitti.
Sonra tapuyu istedim.
"Bu zamanda kim kime 10 bin liralık borç veriyor faizsiz, ben verdiğin parayı kiraya saydım, benim evimde oturdun aylarca" dedi..
Ev 50 bin liraya alındı, 40 bin lirasını ben verdim, babamın verdiği 10 bin lirayı da 5 ayda ödedik.
Ve bana ettiğ ilafa bakın.. Kiraya saymış. Evin 5 aylık kirası 50 bin lira yani.
Çok ağladım, çok sızlandım. Kendi paramla kendi psikolojimi bozmuş oldum. Yandım, yıkıldım anlatamam.
"Okuttum seni, daha ne parası istiyorsun" dedi sonunda. Meğer elimdeki parayı almak için yapmış. Gönlümce bir düğün bile yapamadım, elimdeki parayı dolandırıcılıkla çekti aldı elimden.
Aradan 3 sene geçti.
Emlak piyasası çok hareketliydi. O ev 150 bin liraya çıktı bedel olarak.
Avukat tuttum, tüm dekontlar mevcuttu. Amcamı şahit gösterdim. Dava açtım. Dava neticelenmeden "vereyim 50 bin lirasını sussun" dedi babam..
Düşünün, 50 bin liraya alınan daire olmuş 150 bin lira. Adam bana 50 bin lira veriyor. E niye aldın paramı elimden o zaman. Baba değil, şeytan yapmaz bunu.
Amcamlar rica etti, kötü olmayın, sen daha gençsin, neler alırsın vs vs..
Rahmetli annemin kendi alınteriyle aldığı arsası vardı, babamın üstüneydi.
Onu sattı 200 bin liraya, 50 bin lirasını bana verdi. Kalanına ev aldı, yeni hanımının üstüne yaptı.
Düşünün annem çalışmış, arsa almış. O arsa zaten benim hakkım, ablamın hakkı. Onu satıp önüme dilenci parası atıyor, kalanı ile eşine ev alıyor.
Ben çalışıyorum, paramla ev alıyor, gene karısı için.
Daha da doğrusu herşey oğlu için. Şu an üniversite okuyan bir oğlu var, onun için.

Neyse sonra evladım doğdu, ben çalıştığım için üvey annem baktı kızıma, bakıcıya kaç para vereceksem o parayı istedi benden.
Bu arada gördüğünüz gibi asla maddi bir ihtiyaçları yok, gayet varlıklılar. Ben çocukken de varlıklıydı babam.
Üvey annemin benimle kzııma bakma konusunda ciddi "zam pazarlığı" yapmışlığı vardır. Parasını 1 gün geciktirsem mırın kırın ederdi ,o derece.
3 yıl baktı kızıma, toplamda 30 bin lira verdim.
Biz taşındık, onlar oğluna araba aldı, 30 bin liraya, tesadüfe bak..
Oysa "çok ihtiyacımız olmasa, kendi torunumuza parayla bakmayız diyorlardı"..

Geçenlerde oğulları benim eşime demiş ki "okumasam da olurdu, evim arabam herşeyim var.."
Düşünün ömründe bir damla alın teri dökmeden, anacığımın ve benim emeklerimin üzerinden evi-arabası var, evet..
Bana ise gönlümce bir düğün bile çok görüldü.
Param elimden alındı, oğullarına bir ev daha alındı.
Dahası psikolojim bozuldu, saçlarım döküldü.. Yıllarca azap çektim, paramı geri alacağım diye.
Ve ben şu an hala ev borcu ödemekle meşgulum, çünkü sıfırdan başlamak zorunda kaldım.
Benim o berbat şehirde aç açık geçirdiğim günler, biriktirdiğim paralar oğullarına ev oldu şimdi..
Anamın ablamı ve beni kreşe bırakıp "bizim istikbalimiz için" aldığı ev, o şeytanların oğluna ev oldu.

Ve bardağı taşıran son damla..
Babam ve karısı güzel bir düğüne gitmişler geçenlerde..
"Oğluma da böyle güzel bir düğün yapacağım" diye dolanıyor kadın ortalıkta..
E tabi evini arabasını ben aldım, düğünün de yapıverirsiniz artık..
Lanet olsun, bu nasıl bir şeytanlık..
Parasını, evini, düğününü herşeyini geçtim de..

Ben böyle iğrenç bir şeytanın kızıyım, en ağırı o..
 
Son düzenleme:

canım sen ilk evi vermişin babana daha sonra neden onu almadın dava açıldığında niye ikna oldun Senin hakkın olan evi gözgöre göre vermişin babana.. Daha sonra bunları geçtim neden çocuğunu böle düşünen böle bir zihniyete sahip birisine sana onca şey yaşatan üvey annene emanet edebildin Neyse artık olan olmuş bundan sonra sana tavsiyem hiçmi hiç onları düşünme arama sorma aradıklarında açma muhatap olma bile sil at hayatından kendi aileni çocuğunu düşünn
 
benim anlamadığım şey bukadar olayın üstüne kızınızı niye üvey annenize baktırttınız ?ben değil kızımı güvenip bırakmak yüzlerine asla bakmazdım...
 
ah o kadar yazdım yazdım oğlum hangi tuşa bastı anlamadım silmiş hepsini.
canım öncelikle çok üzülüyorum ben böyle durumlara, ve böyle baba olmaz olsun diyorum (senin baban belki bu söylediğime alınabilirsin kusura bakma) ben de annemi kaybettim ve annemin bizim geleceğimiz için tırnaklarıyla kazıdıklarını şimdi babamın eşi çatır çatır kuzenleriyle yiyor. ve ben dönüp baktığımda en çok anneme kızıyorum neden kendini bu kadar yıprattı diye, kim için beş para etmez insanlar için. benim annem bunlardan daha mı değersizdi de istediği gibi yeyip giyinemedi diyorum. ama işin içinden çıkamıyorum.
ben senden daha şanslıyım, ablan gibiydi durumun üniversiteyi bitirmiştim ve nişanlıydım. onlarla aynı evde kardeşim kalmak zorunda kaldı. ve diğer bir şansımız da çocukları olmadı. belki olsa, yok yok kesin olsa durum daha da vahim olurdu, senden farklı olacağını düşünmüyorum.
ama bunların hiçbiri kalmaz yanlarına. özellikle oğullarından çekerler, başkasının yavrusunu ağlatanların kendi yavrularından da gülmez yüzleri. ama o zamanda üzülürüm yine sizin başınıza kalırlar.
bu arada annenizin zamanında alınmış arsa miras olarak size geçer zaten, ancak işte siz çirkeflik yapamamışsınız, ben de yapamazdım gerçi. ama gözyaşıyla elde edilenden hiç hayır gelmez zamanla göreceksiniz.
bu arada benim de bir yavrum var ve kısmetse eylülde iş başı yapacağım ancak ben oğlumu o kadına baktırmayı düşünmüyorum, büyük konuşmayayım ama gözüm götürmüyor benim.
söyleyecek çok şey var yazmak istediğim çok şey içim benim de çok yanıyor ama bir çıkış yolu bulamıyorum.
 
Off okurken bile kalbim sıkıştı. Anne ve babamı erken yaşta kaybettim. Ben de anlattıklarınıza benzer kötü şeyler yaşadım, o yüzden anlayabiliyorum sizi. Ama sizinkine nazaran benim yaşadıklarımın iyi yanı; kötü insanların, akrabalarım olmasıydı. İnsanın öz babasından böyle şeyler görmesi çok daha acı olsa gerek.

Babanıza söyleyecek bir şey bulamıyorum. Size destek olması gerekirken, ki annesiz büyümek bir çocuk için zaten başlı başına çok zorken, üstüne bir de o zorluklar çıkarmış hayatınızda. Yine de ne kadar güçlü bir insanmışsınız ki, kendi ayaklarınızın üstünde durmuş, okumuş, evlenmiş, bir aile kurmuşsunuz. Bir çok insan örnek almalı sizi. İnsan isteyip, azmedince neler başarabiliyor ortada.
 
sevgili ipek:

yazdıklarını sabırla ve hayretle okudum.Sinan Çetine konu olacak bir hayat hikayesi.Bağzıları hayatta bir annem babam yok diyerek ağlar sızlanır.Bağzılarıda senin gibi elinde olupta bir babanın yaptıklarını düşünür.
Malesef Ülkemizde,dünyada her toplumda var böyle anne baba sıfatını taşıyamanlar ,layık olamıyanlar.
Umarım bundan sonraki hayatında bu yaşadıklarının devamı gelmez.
Eşin ve çocuklarınla gülerek yaşarsın.
sevgilerimle
 
İnmıyorum yaa Allah sabır versin ne diyim böyle bi vicdan olur mu ?
Çıkar hepsi onlardan tek tek..
Okudukça sinirlendimm ya. Ama sizde de hata var ne diye o kadına baktırdınız çocuğunuzu ?yeri gelicek ben senin çocuğuna baktım diycek he hakkı var mı yok almış parasını ama bu kişilikte insanlardan her laf çıkar, her şey beklenir.
 
Babanın yaptıkları tam bi fiyasko...

Ama en büyük suçlu sensin..

Cahil bir insan değilsin,annenin size bıraktıklarına sahip çıkabilirdin,mahkemeler bunun için var....

Hem sana bunları yapan birine çocuğunu teslim etmişsin sonra da sayemde arabası oldu demişsin....

 
Benim anlamadığım baban ve üvey annen seni dolandırıyor, birikimlerinin üzerine konuyor.. Sonra sen gidip çocuğunu üvey annene teslim ediyorsun. Üstelim herhangi birisine vereceğin bakıcı parasını veriyorsun. Allah aşkına, bakıcı parasını karşılayabilecekken niye başka bakıcı tutmayı düşünmedin?
 

O para benim cebimden çıkacaktı zaten, ister bakıcı, ister üvey annem.
Ama üvey annemin bakması bana çocuğum için güven ortamı sağladı.
Dedesinin evinde bakılmış oldu. Dedesinin gözetiminde.
En azından kötü muamele görmediğine emindim.
Bu sebeple yabancı bir bakıcı tercih etmedim cnm.
 
benim anlamadığım şey bukadar olayın üstüne kızınızı niye üvey annenize baktırttınız ?ben değil kızımı güvenip bırakmak yüzlerine asla bakmazdım...

İpekcim..
Yaşadıklarına yorumlar yetmez o kadar acı o kadar vicdansızca insafsızca.
Babandır diyecek çok laf varda dünyaya gelmene sebep olan insan sonuçta
Bu dünyanın bir tek ahireti var,hesap kitap işleri zor olacak orada onun ve sevgili karısı için..
Ancak senin en büyük hatan babanın seni dolandırması değil.
Seni dolandıran adamın karısına mahkemeler vs yaşanmasına rağmen 3 sene çocuğunu baktırmandır.
Bunu neden yaptın anlamış değilim..
 

"Annemin bize bıraktığı" birşey yok..
Annem siortasız çalışmış, çalışan bir kadın olduğunu bile kanıtlayamayız.
Aldığı herşeyi babamın üstüne yapmış.
Bababm onları dilediği gibi satabilir, o parayla da istediğnii alabilir. Nitekim öyle yaptı.
Evet vicdansızlık etti.
Ama kanunlar buna engel değil.
Sizce, itiraz hakkı olsa bunu kullanamayacak kadar cahil miyim ben, aşkolsun.
Bana bunları yapan birine çocuk teslim etmenin alternatifi, tanımadığım bir bakıcıya teslim etmekti.
Ve ona da aynı parayı verecektim.
Ama çocuğumun dedesinin evinde en azından iyi muamele gördüğünü biliyordum, bu açıdan bakıcıdan daha avantajlıydı. Ama para almayabilirlerdi, ihtiyaçları yoktu.
Çocuğumu onlara baktırdığıma pişman değilim, kızım için en güvenilir yöntem buydu.
 
İpek beni yanlış anlayamayacağını düşündüğüm için yazıyorum.
Ne senin ne babanın çocuk bakma işini onaylamaması lazımdı.
Mahkemeler falan büyük olaylar yani,her ailede baba-kız mahkemelik olmaz.
Bunun akabinde bu teklifi nasıl sundun onlara,çocuğa bakma işini yani.
Onlar nasıl kabul etti cidden anlamakta güçlük çekiyorum.
Dedesinin evinden annesi hayır görmemiş ki kızın görsün.
Arada barıştınız yakınlaştınız yine seni kandırdı mı gibi bir düşünceye sahip oldum.
 
Canım seni yorumlarından az çok takip ediyorum.

Oldukça mantıklı bir bayansın, tahminimce bunun da mantıklı bir cevabı vardır ama, neden hala o ile ile iletişim içindesin?

Üvey annene kızını emanet etmen de açıkçası bana gereksiz geldi. Şimdi çocuğuna o baktığı için hergün onla iletişim içinde olmak zorundasın. Ayrıca kendisine güven sorunu da yaşayabileceğini düşünüyorum

Ben senin durumunu yaşasaydım herhalde, o aileyi de o aileyle olan geçmişi de silerdim. Tamam iyi ya da kötü anıları, yaşadıklarımı, hafızamı silemem ama en azından o aileyle iletişimi keserdim ki hergün görüp iyice içinde olmayayım..
 

Canım benim, yazdıklarında beni ne kadar iyi anladığını öyle net hissettim ki, bu bile yetti.
Evet, şükür ki bir de ahiret var, çok şükür..
O kadın çocuğuma gerçekten iyi baktı, şu an biz uzağa taşındık. Kızım bir resim yapar, aile resmi. Muhakkak anneannesini çizer, onu çok özler.
Yabancı bir bakıcıya baktırmakla-üvey anneme baktırmayı kıyasladığımda, üvey annemde kızımın daha emniyette olduğu kesindi.
Düşünsene hiç bilmediğim, tanımadığım bir kadına baktıracaktım. Evin her yerine kamera bile koysam, dedesinin de bulunduğu bir evin verdiği güveni vermezdi bana.
İşte bu yüzden bu yolu seçmiştim.
Ama bana "ihtiyaç olmasa senden para almazdık" deyip, sonrasında oğullarına 30 milyarlık araba aldılar daha 18 yaşındayken.
Biliyordum, paraları olduğunu, ihtiyaçları olmadığını.
Ama bu durum ile kızımın bakım ihtiyacını ayrı tuttum birbirinden.
 
hala güvenli bi ortam diyosunuz yani:18:
 

canım bildiğim kadarıyla eğer annenle babanın evliliği döneminde alındıysa o mülk hak talep edebiliyorsun. ancak elbette tüm köprüleri yıkman gerek bunun için. neyse olan olmuş bundan sonrası için dilerim hep yüzün güler evlatlarından en azından.
bu arada bakıcı konusunda için rahatsa sorun yok. ancak ben mutlu olamam onun bakmasına, düşüncesi bile sinirimi zıplatıyor. umarım ben de iyi bir bakıcı bulabilirim yavruma...
 
Çok korkunç yaşadıkların, yemin ederim içimde hissettim senin acını ..

Nasıl bir haksızlıktır bu..

Hele rahmetli anneciğinin alın terini böyle heba etmesi

Allah büyüktür arkadaşım, gün olur devran döner..

Bu dünyada hesaplaşamasan bile öbür dünyada helallik isteyecekler senden ve ablandan..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…