Öncelikle lütfen sakin olun. Bu kadar kavgayla, kaygıyla, gözyaşıyla seçilecek okula çocuk da ister istemez kaygıyla yaklaşır. Evebeynleri olarak sizin bu konudaki tutumunuz onun bakış açısını etkileyecektir mutlaka. Siz bu okul seçimini ne kadar büyük bi olay hale getirirseniz çocuk bu seçimin sonuçlarından o kadar korkar.
Sonrasında kendi adıma bi çocuğun herhangi bi inancı/felsefeyi/öğretiyi ailesinde ve çevresinde gözlemleyerek, deneyimleyerek; kendi aklı, kapasitesi ve arzusu dahilinde araştırarak öğrenmesi başka bir şey, bunun çocuğun akademik hayatının bi parçası olarak çocuğa dayatılması başka bi şey.
İkincisinin ne birey ne de toplum için hiç de iyi bi yere gittiğini düsünmüyorum şahsen. Çünkü inanmak gibi özünde gönüllü olması gereken bi şeyi bi zorunluluğa dönüştürmenin, bi puanlama sistemine bağlamanın samimi bi bağlılık yaratma imkanı yok her seyden önce. Böyle bi egitim sisteminde inanctan soğumak da, inancı bi fanatizme hatta bi çıkar sistemine dönüştürmek de çok kolay.
Tabi bi de aşırı yükleme problemi var. Çocuğa aynı anda bir gelişmiş sayısal beceri, bu sayısal becerinin literatürünü takip etmesini ve bu alanda dünya çapında çalışacağı kişilerle iletişim kurmasını sağlayacak bir gelişmiş yabancı dil becerisi, hiç değilse kendi ana dilinde kendini akıcı şekilde ifade edecek ve ifade edileni anlayacak kadar Türkçe becerisi, bir de ortalama fiziksel aktivite yüklemeye çalışıyorsunuz en basitinden. Üstüne bi de sınav stresi biniyor ve bingoo... çocuk elinizde kaldı. Ögretmen arkadaşlar yazsınlar 10 çocuktan kaçında verim alabiliyorlar bu sistemde. Halbuki uzay zaman bükmüyoruz, alt tarafı temel donanımda insan yetiştiriyoruz.
Bu sisteme bi de yoğun din egitimi eklemenin akıl karı bi tarafı yok diye düsünüyorum. Her yönüyle gelişsin adı altında sağ eliyle basket atarken sol eliyle flüt çalsın, sol beyniyle fizik problemleri cözerken sağ beyniyle ayet-el kürsi okusun diye proje çocuk yetiştirip de çocuğun fiziksel ya da ruhsal sağlığından, eğitime olan hevesinden olması da var işin ucunda.
Özetle okulun imam hatip olup olmamasından ziyade çocuğunuzun başarısıyla mutluluğunu dengeleyen, onu yetenekleriyle ve kapasitesiyle uyumlu bi hayata hazırlayan bi yer olması önemli. Bunu da dediğiniz gibi okulun kendisinden ya da istatistiklerden ögrenmek zor. Elbette okulun imkanları, fiziksel sartları, egitime bakıs acısı hakkında bi fikir verecektir ama kimse yogurdum eksi de demeyecektir. O yuzden bol bol veli, hatta velinin ötesinde ufaklık ogrenci yorumu almanızı tavsiye ediyorum ki yeni nesille bu iletisimi kurmak gayet mumkun.