• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

bir evliliğin anatomisi

az önce mesaj attı, "hafta sonu geldi göreceğiz birbirimizi" diye. nasıl ama hala ilk günkü gibi ilişkimiz. çıkıyoruz sanki.
 
arkadaşlar, annem ve babam bizimle bebekle çok ilgileniyor. eşim de onlar nasıl olsa arkamda diye kendine çok vakit ayırıyor... belki de sebep bu.. ):
 
Ben 15 senelik evliligimde henuz esimin iskolik olusunu degistiremedim. Cocuklari buyuttum. Gitmedigim kurs kalmadi. Haftada 3 yada 4 kitap okudum, disarda arkadaslar edindim onlarla vakit gecirdim.. ama evlilik bireysel yasamak degil. Insan hayati paylasmak icin evleniyor. Esimle beraber birseyleri yapabilseydik ben o kurs bu kurs ugrasmazdim. hepsi bosluktan yapilan seylerdi. Simid 15 sene sonra bakiyorum da konusucak birseyimiz kalmamis cunku bireysel yasadik hayati, ortak birseyleri yapilandirmadik.. ortak konusucak birseyimiz kalmamis. Evliligin ilk donemleri, cocuklar kucukken insan fazla anlamiyor , cocuklar icin kosturmak zaten dusunmeye zaman bile birakmiyor. Rutine o kadar cok alisiyorsunuz ki sonradan zaten icinizden artik esinizle beraber birsey yapmak bile gelmiyor cunku esinizle aranizdaki duygusal bag azaliyor. paylasma ihtiyaci azaliyor.
*** Eger yardim edicek bir tanidiginiz varsa .. haftada 1 gun olsun kari koca disarida birsey yapin.. sinema, tiyatro, yemege cikmak gibi... esinizden kendiniz icin ozel zaman ayirmasini isteyin.
 
sahi mi, eşimde geçmişte panik atak olmuştu. evlendikten sonra bir müddet devam etti, iş dışındaki bu tazr aktiviteleri bulunca iyi oldu, kendi tamamen iyileştiğini iddia ediyor, ama ben bazen fark ediyorum panik ataklığını....
belki de obsesiflik de vardır. evet temiz titiz, gömleğine bir şey atlatsa kendine kızar kızar kızar, çok mühim bir şey olmuş gibi benden hemen temizlemesini ister, koşarım ıslak mendille silmeye falan, mutfakta tezgah lekeli olsun hem siler hem bana söylenir... kendimde yetersizlik duyguları oldu. ben evi çekip çeviremiyorum iyi bir ev hanımı olamıyorum diye kendimi kötü hissewdiyorum. sonra çalışıyor olmamın ardına sığınıyorum da kendime geliyorum. e ben de yetiştiremiyorum her şeyi napayım ):

Benimkinde titizlik falan yok, sürekli bir sıkılıyorum durumu, aslında dışarıda da sıkılıyor, çıktığında üç dört yere mutlaka uğruyor, ne zaman yorgunluktan bitap düşecek eve dönüyor. Başlarda çok üzüldüm, çünkü benden önce bir evliliği daha olmuş, iki çocuğu var, onları mı özlüyor, evlilik mi zor geliyor onlarca şey geçti aklımdan ama adam depresyondaymış, hem de çok eski ve ağır bir depresyon dedi doktor. Evlenmeden önce bu dışarı çıkmalar genelde arkadaşlarla alkol alma şeklinde oluyordu, evlendikten sonra içmedi hiç, toparlanmaya çalıştı ama bu sıkılma durumunu aşamadı. Hep kendime yordum, zaman zaman alınganlık yaptım bunu ona da yansıttım ama meğer hastaymış garibim. Her şey üst üste gelmiş dedi doktor; sorunlu bir çocukluk,sorunlu bir gençlik, sorunlu evlilik, boşanma, çocuklar,sorumluluklar bu kadar aklının bile başında olması bile mucize dedi. Düzelecek inşallah, sizde bir doktor yardımı alabilirsiniz belki böyle böyle bir sorunu vardır, hemen asıp kesmeyi doğru bulmuyorum, herkes ben olsam şöyle yaparım böyle yaparım diyor ama altında başka şeylerde olabiliyor
 
Ben 15 senelik evliligimde henuz esimin iskolik olusunu degistiremedim. Cocuklari buyuttum. Gitmedigim kurs kalmadi. Haftada 3 yada 4 kitap okudum, disarda arkadaslar edindim onlarla vakit gecirdim.. ama evlilik bireysel yasamak degil. Insan hayati paylasmak icin evleniyor. Esimle beraber birseyleri yapabilseydik ben o kurs bu kurs ugrasmazdim. hepsi bosluktan yapilan seylerdi. Simid 15 sene sonra bakiyorum da konusucak birseyimiz kalmamis cunku bireysel yasadik hayati, ortak birseyleri yapilandirmadik.. ortak konusucak birseyimiz kalmamis. Evliligin ilk donemleri, cocuklar kucukken insan fazla anlamiyor , cocuklar icin kosturmak zaten dusunmeye zaman bile birakmiyor. Rutine o kadar cok alisiyorsunuz ki sonradan zaten icinizden artik esinizle beraber birsey yapmak bile gelmiyor cunku esinizle aranizdaki duygusal bag azaliyor. paylasma ihtiyaci azaliyor.
*** Eger yardim edicek bir tanidiginiz varsa .. haftada 1 gun olsun kari koca disarida birsey yapin.. sinema, tiyatro, yemege cikmak gibi... esinizden kendiniz icin ozel zaman ayirmasini isteyin.
birden kendi geleceğimi gördüm.. ben de kişisel hobilere çok meraklıyım. konuşulacak bir şey kalmaması durumu ise... tek çıktığımız oluyo arada, ama benım asıl hedefim ailecek halıya serilip çocuğumuzla oynamak kahve yapmak beraber içmek..ben evcimen bi insanım napayım. o da dışarı adamı....

Benimkinde titizlik falan yok, sürekli bir sıkılıyorum durumu, aslında dışarıda da sıkılıyor, çıktığında üç dört yere mutlaka uğruyor, ne zaman yorgunluktan bitap düşecek eve dönüyor. Başlarda çok üzüldüm, çünkü benden önce bir evliliği daha olmuş, iki çocuğu var, onları mı özlüyor, evlilik mi zor geliyor onlarca şey geçti aklımdan ama adam depresyondaymış, hem de çok eski ve ağır bir depresyon dedi doktor. Evlenmeden önce bu dışarı çıkmalar genelde arkadaşlarla alkol alma şeklinde oluyordu, evlendikten sonra içmedi hiç, toparlanmaya çalıştı ama bu sıkılma durumunu aşamadı. Hep kendime yordum, zaman zaman alınganlık yaptım bunu ona da yansıttım ama meğer hastaymış garibim. Her şey üst üste gelmiş dedi doktor; sorunlu bir çocukluk,sorunlu bir gençlik, sorunlu evlilik, boşanma, çocuklar,sorumluluklar bu kadar aklının bile başında olması bile mucize dedi. Düzelecek inşallah, sizde bir doktor yardımı alabilirsiniz belki böyle böyle bir sorunu vardır, hemen asıp kesmeyi doğru bulmuyorum, herkes ben olsam şöyle yaparım böyle yaparım diyor ama altında başka şeylerde olabiliyor
buzdağının görünmeyen kısmı misali.... belki de...
 
Evde bebek küçükken kaçacak yerarar erkekler lokaldi kurstu vakıftı takma bebek büyüsün normal gelir herşey pek sıkma kendini sonra sen kaçacak yer ararsın ondan.Düzelir boşver çocuğun bidaha küçük olmayacak tadını çıkar .Zevk alarak bebeğinle ilgilen.Daha mutlu neşeli ol senin davranışlarına şaşırsın.
 
Biz sadece 1 yıllık evliyiz ama benimki de hep en başından beri işkolikti. Zamanla geçer birlikte bir şeyler yapmak için plan yaparsam değişir diye düşündüm. Ama nafile. Allah'tan ben de çalışıyorum yoksa çok zor. Sadece pazar günleri beraber kahvaltı edebiliyoruz. Onda da daha kahve içmeden evden çıkmak istiyor. Gündüz evde oturamam ben psikolojim bozulur diyor. Çoğu kez birlikte çıkıyoruz ama hafta içi ve cumartesi aşırı çalışıyor. Hiç değişmicekler sanırım:(
 
sevgili arkadaşım, bana çok yakın bir arkadaşımı anımsattın. sanki onun yaşadıkları. adamlar zorla eve tıksak bu sefer mutsuz oluyorlar. napsak ki... ):
yok canim mutsuz degil, alisti eve. evcimen oldu bir nevi.
bir de kakasi var temizleyemez demissin.
ben kakalari ozellikle esime temizletirim :27:
ne kadar emek verirse bagii o kadar guclu olur cocuguyla.
ki zaten oglum babasi varken bana pek gelmez aksamlari.
oglan yokken sinemaya giderdik tenis oynardik(ben iyi oynayamiyorum diye sıkılırdı tabi) gezerdik, hatta oglan olunca da kar kis demedik uzun mesafelere gezmeye gittik.
lakin sosyallikte sart tabi, onu da esli aksam oturmalariyla cozduk.
bir de vakifta yardim yapiyor diyorsun ya, karakterinde yardimseverlik varsa bunu degistiremezsin. benim esim de arkadaslarina bir ihtiyac oldumu ilk gidecek listesindedir. arayip cagirmalarina da gerek yok. o kendi kendine gorevi verir.
biri mi tasinacak? birini evine mi birakacak yorgun demez gec demez firlar gider.
bana gelince yorgunum da yorgunum.
artik alistim bu haline ama arada soylemeden duramiyorum.
haftasonlari bile isyerinden telefon trafigi cikarmasi, surekli angarya bir isi olmasi(ozellikle arabayla ilgili) , 2-3 musteri hizmeti gorusmesi yapmasi istem bile degil.
dedigim gibi biraz ondan biraz benden gecinip gidiyoruz.
ama sizinkinde hep senden hep senden olmus. adam mutlu olsun diye kendini mutsuzluga hapsedemezsin ya.
 
Onu izlerken yorulur insan ayol.

Erkeklerin bir veya bir kaç hobisi varsa başka kimse umrunda olmuyor malesef. Dengeyi kuramıyorlar.
Senin eşin evde duramaz boğulur. Ama konuşup vakıf işlerine azaltmasının şart olduğunu anlatman lazım.
Spor normal ama vakıf çok fazla.
 
bencede bir arkadaşın yorumuna katılıorum okb belirltileri taşıyor başak burcu değilse biraz durup düşünmeyi öğrenmesi lazım halledemeyeceği düzensizlik aksaklık olunca çökmesin biraz da tevekkül sahibi olması lazım.
 
birden kendi geleceğimi gördüm.. ben de kişisel hobilere çok meraklıyım. konuşulacak bir şey kalmaması durumu ise... tek çıktığımız oluyo arada, ama benım asıl hedefim ailecek halıya serilip çocuğumuzla oynamak kahve yapmak beraber içmek..ben evcimen bi insanım napayım. o da dışarı adamı....


buzdağının görünmeyen kısmı misali.... belki de...

Bir sekilde esinin cocuguyla vakit gecirmesinin cocugun gelisimi icin cok onemli oldugunu anlamasi lazim.
Artik bunu nasil yapicaksin bilemem.
Babasinin oldugunu bilipte babasiyla vakit geciremeyen bir cocugun kendine guveninden tut her seyi etkilenir.

Bir de cocuk buyudukce, daha sosyallesiliyor.
Mesela esimle kizimi da alip baliga gidiyoruz hafta sonu.
Ben hic sevmem ama onlarla gitmek zevkli oluyor.
Kizim 3 bucuk yasinda ve bayiliyor balik tutulunca.
 
Esinizin baska hayati olmadigine eminmidiniz. Bu durum bir yere kadar normal haftada bir iki ama bu anormal bir durum
 
bizimkisi sevgiye ve mantığa dayalı,5 senelik bir evlilik. bir sene görüşüp akabinde evlendik. ikimiz de çalışıyoruz, şu an bir bebeğimiz var..hamdolsun. fakat bizde enteresan bir şey var ki paylaşmak istedim, yazarken daha iyi düşünebiliyorum, belki ben de bizdeki eksiği fark ederim bu sayede.

arkadaşlar, eşim çok sosyal bir insan. ben o denli değilim. akşam işinden gelir, çabuk çabuk yer,hiç yorulmamış gibi spor salonuna gider, sonra vakıf işlerine de çok düşkün, ordan vakfına gider, görevleri vardır orda yapacağı vs vs. onlara zaman ayırır heer akşam ve hafta sonu da... ben de akşamları evde çocukla pineklerim. akşam bebekle yeni uyumaya çalıştığımız sıra gelir, mutfakta tekrar bir şeyler atıştırır, rahatsız olmayalım diye çıt çıkarmadan evde yapacağı bir şeyi varsa (gömlek ütüleme vs.) yapar yatar. sabah benden çok önce uyanır, kahvaltısını yapar, işine gider.....

o işe gittikten biraz sonra bebek bakıcımız eve gelir, ben işe giderim, akşam gelirim, bebeğimle ilgilenirim bebekten fırsat kalırsa yemek yaparım, sonra eşim gelir, hızla yemek yer ( ha yemek yoksa kendi yapar) ve vınnnn dışarıya........

arkadaşlar, tamam şükür ki kendi ihtiyaçlarını kendi karşılayabilen bir eşim var. ama o denli yalnız kalıyorum ki, öfke duyuyorum eşime. bebek olmadan önce de hep yalnız kalırdım, canımın sıkıntısını alsın diye puzzle yapardım, nete girerdim, örgü örerdim, boool kitap okurdum vaktimi geçirmeye çalışırdım.... bebek olduktan sonra hayatımı öyle doldurdu ki afedersiniz lavaboya zor gidiyorum ve bebeği her akşam tek başıma bakmaktan yoruluyorum( anne olanlar çok iyi bilir bu durumu). gece zaten bebeğim sabaha kadar emiyor uyutmuyor beni.... e akşam bari üstümdeki yükü azaltsın eşim, yok! adamın yüzünü göremiyorum ki hafta içi...

hafta sonu da assla evde duramaz, bazen tek bazen ikimiz ailesini ailemi ziyaret ederiz ama eşim hiperaktif gibi bir şey, bir yerdeçok duramaz, hemen çıkalım ister. sonra bizi eve bırakır ve günün kalanında ve bilhassa akşam saatleri vakfın bünyesindeki pek çok işi halleder, hatta bazen o binayı süpürdüğü bile olur.....

eskiden bana daha çok yardımcıydı, bebek doğmadan ondan söz almıştım, vakıfa değil ailene ağırlık vereceksin diye,, ama tutmadı.... haaala görevleri artarak gidiyor. nereye kadar diyorum ona? nereye kadar bu koşuşturma? ölene kadar diyor.

ha bunun dışında çok titizdir, evde bir yer karışık oldu mu hemen "düzensizsin" yaptasını yapıştırır, ben sana bunu buraya koyma demedim mi'ler, bu mutfak masasının üstünü ne zaman boş bulacağım mı demeler..... neler neler.... işme burnunu sokar, zaten yaptığım işi de pek öyle beğenmez......

yani arkadaşlar ne diyeyim.... ben bekarken böyle bir evlilik hayal etmemiştim, hep beraber olacaktık, he ryere beraber gidecektik, el ele dip dibe olacaktık... hikaye oldu hepsi... evliyiz ama iki ayrı yaşam sürüyoruz sanki. o kendi dünyasında ben kendi dünyamda... bebeğim de benim dünyamda daha çok... nereye kadar böyle gidecek bilmiyorum. ama canım çok sıkılıyor, ne yapabilirim, küçük bir bebeğim varken nerelere gideyim, zaten dışarıyı gezmeyi pek seven biri de değilimdir.... bekarken tam tersiydim. evlenince ne olduysa bana içime içime göçtüm sanki.

bu nasıl bir evlilik ben de anlamadım :-)-)

ekleme: bakın abartısız az önceki mesajlaşmalırımızı yazıyorum.
ben şu an evdeyim eşim hala gelmedi.

ben: naber nerdesin
o: servisten yeni indim hayırdır inş.
ben:özledik evde olmanı istiyoruz da
o: hmm iyi. tamam haftas onu geldi ya, görürüz birbirimizi inşallah. antrenmana geldim. gelirken bir şey istiyomusun. köfte getireyim mi size
ben:eek:lmaz mııı, kaçta :-)
o: e müsaden olursa vakıf sonrası alıp gelecem.

ben daha bir şey yazmadım (:-) bakın bu son eklemeyi yeni yaptım. açıkça halimiz bu işte. evlisin ama eşin diyor ki, üzülme haftaonu geldi görebiliriz birbirimizi artık .. nasıl? güle rmisin ağlar mısın
Fazla aktif evli bir erkeke haftada 1 en fazla defa dışarıya yalniz çikmali 15 te 1 yada 2 defa arkadaşlariyla bir cay kahve ıcebilir bu normaldir sizinki evi otel gibi kullaniyor olmaz bu kadar çok fazla....
 
Aman öyle olsa canım yaa. Bebekleri bıraksak eve eşlere o vakıf senin bu alışveriş merkzi benim gezseydik fena mı olurdu yani
hiç yaaa, süper olurdu tabi....

Söyleyen oldu mu bilmiyorum ama ben sanki aynen boyle bir konu okumustum.
yok söyleyen olmamıştı ama kimin konusuydu çok merak ettim tam dert ortağım olacak insan olabilir o (:
 
bizimkisi sevgiye ve mantığa dayalı,5 senelik bir evlilik. bir sene görüşüp akabinde evlendik. ikimiz de çalışıyoruz, şu an bir bebeğimiz var..hamdolsun. fakat bizde enteresan bir şey var ki paylaşmak istedim, yazarken daha iyi düşünebiliyorum, belki ben de bizdeki eksiği fark ederim bu sayede.

arkadaşlar, eşim çok sosyal bir insan. ben o denli değilim. akşam işinden gelir, çabuk çabuk yer,hiç yorulmamış gibi spor salonuna gider, sonra vakıf işlerine de çok düşkün, ordan vakfına gider, görevleri vardır orda yapacağı vs vs. onlara zaman ayırır heer akşam ve hafta sonu da... ben de akşamları evde çocukla pineklerim. akşam bebekle yeni uyumaya çalıştığımız sıra gelir, mutfakta tekrar bir şeyler atıştırır, rahatsız olmayalım diye çıt çıkarmadan evde yapacağı bir şeyi varsa (gömlek ütüleme vs.) yapar yatar. sabah benden çok önce uyanır, kahvaltısını yapar, işine gider.....

o işe gittikten biraz sonra bebek bakıcımız eve gelir, ben işe giderim, akşam gelirim, bebeğimle ilgilenirim bebekten fırsat kalırsa yemek yaparım, sonra eşim gelir, hızla yemek yer ( ha yemek yoksa kendi yapar) ve vınnnn dışarıya........

arkadaşlar, tamam şükür ki kendi ihtiyaçlarını kendi karşılayabilen bir eşim var. ama o denli yalnız kalıyorum ki, öfke duyuyorum eşime. bebek olmadan önce de hep yalnız kalırdım, canımın sıkıntısını alsın diye puzzle yapardım, nete girerdim, örgü örerdim, boool kitap okurdum vaktimi geçirmeye çalışırdım.... bebek olduktan sonra hayatımı öyle doldurdu ki afedersiniz lavaboya zor gidiyorum ve bebeği her akşam tek başıma bakmaktan yoruluyorum( anne olanlar çok iyi bilir bu durumu). gece zaten bebeğim sabaha kadar emiyor uyutmuyor beni.... e akşam bari üstümdeki yükü azaltsın eşim, yok! adamın yüzünü göremiyorum ki hafta içi...

hafta sonu da assla evde duramaz, bazen tek bazen ikimiz ailesini ailemi ziyaret ederiz ama eşim hiperaktif gibi bir şey, bir yerdeçok duramaz, hemen çıkalım ister. sonra bizi eve bırakır ve günün kalanında ve bilhassa akşam saatleri vakfın bünyesindeki pek çok işi halleder, hatta bazen o binayı süpürdüğü bile olur.....

eskiden bana daha çok yardımcıydı, bebek doğmadan ondan söz almıştım, vakıfa değil ailene ağırlık vereceksin diye,, ama tutmadı.... haaala görevleri artarak gidiyor. nereye kadar diyorum ona? nereye kadar bu koşuşturma? ölene kadar diyor.

ha bunun dışında çok titizdir, evde bir yer karışık oldu mu hemen "düzensizsin" yaptasını yapıştırır, ben sana bunu buraya koyma demedim mi'ler, bu mutfak masasının üstünü ne zaman boş bulacağım mı demeler..... neler neler.... işme burnunu sokar, zaten yaptığım işi de pek öyle beğenmez......

yani arkadaşlar ne diyeyim.... ben bekarken böyle bir evlilik hayal etmemiştim, hep beraber olacaktık, he ryere beraber gidecektik, el ele dip dibe olacaktık... hikaye oldu hepsi... evliyiz ama iki ayrı yaşam sürüyoruz sanki. o kendi dünyasında ben kendi dünyamda... bebeğim de benim dünyamda daha çok... nereye kadar böyle gidecek bilmiyorum. ama canım çok sıkılıyor, ne yapabilirim, küçük bir bebeğim varken nerelere gideyim, zaten dışarıyı gezmeyi pek seven biri de değilimdir.... bekarken tam tersiydim. evlenince ne olduysa bana içime içime göçtüm sanki.

bu nasıl bir evlilik ben de anlamadım :-)-)

ekleme: bakın abartısız az önceki mesajlaşmalırımızı yazıyorum.
ben şu an evdeyim eşim hala gelmedi.

ben: naber nerdesin
o: servisten yeni indim hayırdır inş.
ben:özledik evde olmanı istiyoruz da
o: hmm iyi. tamam haftas onu geldi ya, görürüz birbirimizi inşallah. antrenmana geldim. gelirken bir şey istiyomusun. köfte getireyim mi size
ben:eek:lmaz mııı, kaçta :-)
o: e müsaden olursa vakıf sonrası alıp gelecem.

ben daha bir şey yazmadım (:-) bakın bu son eklemeyi yeni yaptım. açıkça halimiz bu işte. evlisin ama eşin diyor ki, üzülme haftaonu geldi görebiliriz birbirimizi artık .. nasıl? güle rmisin ağlar mısın
Ben eşimi 7/24 görmekten beni bunalmasından şikayetciyim sen ise görmemekten..Allahim bu nasil bir dünya...
 
Back
X