Bir derdim var :(

En sevdiğim tarz=D Sanırsın hepsi Allah. Çok eminler kendi algılarının ve doğrularının tek ve değişmez olduğuna. Din konusunda tek otorite olduklarına ve buradan yola çıkarak diğer insanların özgürlüklerine müdahale etme, diğer insanları yaftalama ve yargılama hakları olduğuna.

daha dün vardı bu konu hatta her topiğe bir diyanet görevlisi kampanyası başlatalım demiştim ben de :)

diğer konular çok değil ama bu konu beni rahatsız ediyor.hazır topiği bulmuşken yazayım dedim :)
 
Valla ben cinsel organını bir hakaret, küfür, saldırı, aşağılama aracı olarak kullanma çırpınışı içinde olan bir erkekle bırak cinsel ilişki yaşamayı, yüzüne dahi dışkılamam öyle bir tipin (çok bilimsel tarif ettim) =D
Bu erkek cinsel organını hakaret aracı olarak kullanma derken de enteresan şeyler gelmesin aklınıza. Her cümlelerinin sonuna noktalama işareti gibi kullandıkları gündelik birkaç küfürden bahsediyorum.
Cinsel organları bu şekilde kullanmak ve kodlamak, tecavüzcü bir zihniyetin çok açık belirtisi. Bunun da grisi yok, kusura bakmayın.
söylediklerinize çok doğru demek gerekirken maalesef doğru diyorum.o maalesef içinde neler barındırıyor.erkek çocuklarını göster bakalım pipini ama kız çocuklarını ört eteğini diye yetiştiren bir milletiz biz.işte maalesef maalesef maalesef böyleyiz.sizin gibi,benim gibi ya da birkaç böyle düşünen insanlarla değişir mi sizce bu algı,bu düzen??
 
söylediklerinize çok doğru demek gerekirken maalesef doğru diyorum.o maalesef içinde neler barındırıyor.erkek çocuklarını göster bakalım pipini ama kız çocuklarını ört eteğini diye yetiştiren bir milletiz biz.işte maalesef maalesef maalesef böyleyiz.sizin gibi,benim gibi ya da birkaç böyle düşünen insanlarla değişir mi sizce bu algı,bu düzen??

Değişir=)
Dünyadaki tüm toplumlar ataerkildi çok uzun zamandır ama değiştiler. Düşüncelerimiz aydınlandıkça aydınlandıkça, üç kişi beş kişi derken kolektif bilinci, toplumun genel enerjisini değiştiriyoruz çünkü.
 
E siz de genelleme yapıyorsunuz.

Genelleme yapmıyorum, bu düşünce tarzının ve zihniyetin altını çiziyorum. Bu zihniyete sahip olmayan kişiler varsa (ki bol bol var) ne mutlu ve onlar zaten üstlerine alınmıyorlar.
 
Değişir=)
Dünyadaki tüm toplumlar ataerkildi çok uzun zamandır ama değiştiler. Düşüncelerimiz aydınlandıkça aydınlandıkça, üç kişi beş kişi derken kolektif bilinci, toplumun genel enerjisini değiştiriyoruz çünkü.
sabah duş alan insanın az önce seviştiğini düşünen bir algı var bizde.peki hangisine ulaşıcaz bu insanların.hangibirine yeticez.ben çok umutlu bakamıyorum nedense..
 
sabah duş alan insanın az önce seviştiğini düşünen bir algı var bizde.peki hangisine ulaşıcaz bu insanların.hangibirine yeticez.ben çok umutlu bakamıyorum nedense..

Tek tek bakınca zor görünüyor belki ama enerjisel bir değişim olacağını, olduğunu düşünüyorum.
Çünküü evrendeki her şey enerji. Tüm niyetler, düşünceler, maddeler, eylemler... Ve tüm bunlar birbirleriyle sürekli etkileşim halinde.
Var olan enerji değiştiği zaman, bu tek tek kişileri de etkilemeye başlayacak.
Bülent Ortaçgil'in çok güzel bir şarkısı var: "aşk var" diye. Aşkı türlü çeşitli hallere soktuk, egolarla, hırslarla kirlettik, üstüneü kapattık, form değiştirttik, unuttuk... Ama hala var. Her şeyin özünde. Bizim özümüzde.
Ve bizi ve bu dünyayı çok güzel bir yer yapma yetisine muktedir. Çok eski Türkçe'li konuştum=D
 
bir de şöyle bir şey var,siz ataerkil demişken.evlenince salma kendini kocanın gözü dışarı kaymasıncılar..kadın hep bir çaba içerisinde.aman kocam kaçmasın.kaçarsa kaçsın.o zihniyetteki adam bilmiyor ki dışarı da ağzının suyunu akıttığı kadın da eve geldiğinde aynen onun karısı gibi gri eşofmanını giyiyor.bunu düşünemeyen bir erkek toplumu var.
 
Bazen elimde olmadan burada açılan başlıkları ve altında yapılan yorumları okuyuveriyorum. Genel olarak insanı hüzünlendirmeye birebirsiniz. Neden birebirsiniz?
Çünkü çok acıklı zihniyetleriniz, bakış açılarınız, yaşamlarınız var.
Mutsuzsunuz, kendinizi sevmiyorsunuz, hayatınızdan nefret ediyorsunuz, öğretilmişlikler ve tabular içinde sıkışmışsınız ve bu duruma başkaldıracağınıza, deneyimliyor olduğunuz toplumsal şiddeti diğer insanlara, özellikle kadınlara yansıtıyorsunuz ve siz de bu toplumsal şiddetin uygulayıcılarından biri oluyorsunuz.
Milletin ne giydiğinden, ne yiyip ne içtiğinden, kiminle yatıp kalktığına kadar her halta maydanozsunuz.
"Kadın"ı bir tür edilgen obje gibi gördüğünüzden, kadın-erkek ilişkilerine dair her olayda tiksinç tiksinç yorumlarınızla insanın midesini bulandırıyorsunuz.
İşin en acı yanı da, kadını obje gibi görüyor oluşunuzun en büyük zorluğunu kendiniz çekiyorsunuz.
Beş para etmeyecek herifler için ömrünüzü harcıyor, hiç doğru dürüst sevişmeden, hayatınızda hiç orgazm olmadan, sırf hizmetçilik ve kuluçka makinesi olarak görev yapmak için bu dünyaya gelmiş gibi hayatlar yaşıyorsunuz.
Bilmem kaç yaşınıza kadar mastürbasyon bile yapmıyorsunuz, vücudunuzu tanımıyorsunuz, orgazm olmuyorsunuz, 3 dakikada boşalan, sevişmenin s sinden haberi olmayan heriflerin sizi aldatmasına, size psikolojik hatta fiziksel, cinsel şiddet uygulamasına izin veriyorsunuz.
Bu aldatılma durumlarında da hemen diğer kadına saldırıyorsunuz, size sadık olma sözünü veren kişinin kocanız olduğunu ve o kadını hiçbir şekilde suçlama hakkınız olmadığını unutarak.

Kendinizi o kadar obje, o kadar edilgen, o kadar değersiz, o kadar mal gibi görüyorsunuz ki... Cinsellik yaşamanın kendinizi küçülten bir şey olduğuna inandırılmışsınız... Seviştiğinizde kendinizi feda ettiğinizi, oyuncak olduğunuzu, değer kaybettiğini düşünüyorsunuz. Sırf bu yüzden de rahat rahat sevişip rahat rahat cinselliğin keyfini çıkaran kadınlara ağzınızdan köpükler saçarak, "k.şar, o.spu, k.vaşe, f.hişe" diye saldırıyorsunuz. Oysa o 3 dakikada boşalan kokuşuk kocalarınızın, mesleği bizzat seks işçiliği olan kişilerin altına yatmak için nasıl üste para verdiğini de çok iyi biliyoruz.

Sayfa sayfa zar diktirmek için doktor arayıp sonra da sayfa sayfa "vajinismus", "orgazm olamama", "cinsel ilişkiye girememe" başlıklarına yazıyorsunuz.
Bir arkadaşım güzel bir laf etmişti: "yıllarca kapat oranı, dokunma oraya, ayıptır, günahtır diye öcü gibi gördüğün yer bir anda aç diyince açılmıyor işte" diye.
Çok haklı.

Aşktan, sevgiden, tutkudan haberiniz yok. Kayınvalideniz bilmem ne yapmış, yok efendim altınları kim alacakmış, işte bilmem kimin eltisi size böyle bakmış... Bunlardan başka bir halt konuştuğunuzu duymadım.
Kırk yılın başında biri çıkıyor, "aşk mı mantık mı" minvalinde bir konu açıyor, yüzlerceniz doluşuyor, "mantık tabi kiiii, aşkı napıcan" diye.
Bundan daha acıklı bir hayat algısı düşünemiyorum.
Ruhunuzun sevgiyle dolmasına izin vermeniz lazım.
Hayatınızın içine biraz olsun sevgi girmesine izin vermeniz lazım.

Hayatınıza abuk subuk herifleri alıyorsunuz ve bu heriflerin kölesi oluyorsunuz. Heriflerin yaptığı her türlü hastalıklı hareketi de "böyle gelmiş böyle gider, aman erkek dediğin böyledir, ee tabi ev işi yapmayacak, öyle alışmış, aldattı ama affettim, tokat attı ama aslında beni seviyor" diye diye sineye çekiyorsunuz.
Hayat böyle bir şey değil.
Hayat bu kadar hastalıklı değil.
Kadın-erkek ilişkileri böyle hastalıklı şeyler değil.
Cinsellik böyle kirli, böyle çirkin bir şey değil.
Sevişmek çok güzel. Kadın cinselliği çok güzel.
Bir insan sevgilisini/eşini aldatıyorsa bu sizi hiç ilgilendirmez. Milletin apış arasıyla ilgilenmekten vazgeçip kendi can çekişen cinsel hayatınıza yöneltin ilginizi.
İnsanlara yapıştırdığınız yaftaları, etiketleri de kendinize saklayın. Kimse sizin küçük dünyanızın ve can çekişen zihniyetinizin kokuşuk sızıntılarını duymakla ilgilenmiyor.
Sert bir dille yazmış olmanıza rağmen bütün söylediklerinize katıldım. Özellikle de aşk mı mantık mı deyip,mantığı seçenleri eleştirmişsiniz onu beğendim,insanlar dümdüz hayat yaşamak üzere programlandığı toplulumuzda,tuhaflığı farketmişsiniz. Azıcık ömrümüzü neden daha güzel geçirmeyelim,başkalarını mutlu etmek için mi yaşıyoruz,önce kendimizi mutlu edebilelim ki çevremizdekilere sıra gelsin.
 
daha dün vardı bu konu hatta her topiğe bir diyanet görevlisi kampanyası başlatalım demiştim ben de :)

diğer konular çok değil ama bu konu beni rahatsız ediyor.hazır topiği bulmuşken yazayım dedim :)

Çok haklısınız. Bu da benim en sinir olduğum konulardan biri. Kendi inanışı doğrultusunda karşısındakini yerden yere vuranlar. Her konuda mutlaka çıkıyor bunlar, din, gelenek, örf, adet hakkında döktürüyorlar yerli yersiz. Konu sahibi erkek arkadaşı ile arasında geçen bir sorundan bahsediyor, biri çıkıp "Siz birlikte yaşıyormuşsunuz, hak ediyorsunuz böyle şeyleri, evlenmeden haram zaten o zaman müstahak size, Allah cezanızı verecek kafirler sizi" modunda yorum yapıyor. Evlenmeden önce birlikte olmuşsa "İyi olmuş sana, adam seni kağıt mendil gibi kullanıp buruşturup atacak, senden hevesini almış işte ondan sorun çıkıyor, daha da kimse almaz seni evde kalacaksın geçmiş olsun" tarzı şeyler söylüyor. Ya kız sana onu mu sormuş sanki, sorduğu şeyi cevaplayacağına alakasız bir konuda yıldırımlar yağdırıyor adeta. Sinir oluyorum bunlara.
 
Tabi ben bi sinirle yazdım ama bir yandan da herkesin hayat algısına, hayat yoluna saygı duyuyorum. Ama işte kızdığım şey, o hayat algısını ya da yolunu öz iradesiyle seçmemiş çünkü kimse objeleştirildiği, edilgenleştirildiği, değersizleştirildiği bir hayat yaşamayı seçmez. Bu yolu bir şekilde, ama psikolojik ama fiziksel baskılarla seçmek zorunda kalmış. Tamam.
Ama kendi maruz kaldığı baskıları, belki de daha büyük bir acımasızlıkla diğer kadınlara da yansıtıyor.
Tam şu bahsettiğiniz, "evlenmeden beraber yaşamışsın yanacaksın cehennemde, nikahsız sevişmişsin, adam seni kullanmış atmış, artık seni kimse almaz, erkekler böyledir" lakırtıları.
Bu ne acı bir algıdır. Kadını (dolayısıyla kendini) bu kadar edilgen, bu kadar değersiz, bu kadar mal gibi görmek. Erkeği de bir yandan bu kadar çirkin, bu kadar insan dışı, bu kadar hastalıklı bir varlık gibi görmek.
Olur olmaz yerlerde çıkıyor karşıma böyleleri.
Kadınlıkla da erkeklikle de ilgili kodlamaları hastalıklı. Bu herkes için haksızlık.
Herkese yazık.
İki cinsi de insanlıktan çıkartıp yapay yapay kodlamaların, toplumsal rollerin içine hapsetmişler.
Erkek ilk adımı atar, erkek aldatabilir, erkek penisin doğrultusunda gider, erkek duygusuzdur.
Kadın narindir, kadın aşık olmadan kimsenin elini bile tutmaz, kadın kolay kolay aldatmaz, kadın aldatılırsa affeder, kadın ilk adımı atmaz, bekler.
O hangi hastalıklı dünyanın kadını ve erkeği acaba? Böyle şey mi olur? =)
 
Ne kadar aklı başında bir yazı. Keşke sen gibiler, ben gibiler çok olsa...
Ya lanet olsun azız biz, çok azız.
Kocandan başkasına süsleniyorsun diye söylenenlerden tut, bir çocuk annesi
kadının giyimine karışanlara kadar. Peki kardeşim madem ben olgunum anneyim
sana mı kaldı bana karışmak ? Kocası kıskanmayınca depresyona girenler var yahu.
Kardeşim kıskançlıkla, korunup-kollanmak arasında fark vardır.Ama yooooook
o kadın kıskanılacak, o koca o eteğe kızacak. Kızmıyorsa sevmiyor.
Kendi ahlaki anlayışına uymayan adamlara ''geniş'' _ki başka şekilde yazmak isterdim neyse,
ve kadınlara da ''k.şar'' deriz. Kadın gelir anlatır, evlidir ama lanet olsun insandır yahu. Kalbi birine
kaymıştır, kuyunun dibindedir. Hemen recm gerçekleşir.
Ne var biliyor musun ? Geçenlerde derbi maçı oldu. Aslan amblemli olan yenildi.
Aslana makyaj yapmışlar, gecelik giydirmişler...Acı olan şu ki ; buna gülen kadınlar var.
Yahu mantık fakiri senin cinsiyetini aşağılıyor, sana hakaret ediyor. Açsana gözünü.
Bir zahmet düşünsen ya biraz.

Ben kadınım. Kocam beni aldatırsa kocamı sorumlu tutarım. Evlilik sözü veren kocamdır.
Evliliğimizin sorumluluğu da ikimize ait.

Örneğin kadın boşanmış, bir sevgilisi var ve beraber olmuş. Toplum ona seks yaptıysan evleneceksini
öyle güzel aşılamış ki :KK11: adam ayrılınca herkesten önce kendi kullanıldığına inanıyor.
Niye kullanılmış olasın, seks yaptın ve sen de zevk aldın. Sen niye kullanılmış oluyorsun onu anlamıyorum ben:KK57:.

Ay neyse uzattım. Kendini seven , aşağıda görmeyen, erkeğe adanmayan her kadına saygılarımı gönderiyorum. Ve beni tanımasanızda '' Hey! Siz ; güçlü pervasız kadınlar sizi çok seviyorum.


 
Çok sert olmuş ama güzel olmuş. Sevdim... +1'imle katılıyorum.

Bir de gözü görmeden birilerini yaftalayanlar var. Arkadaşımın eşi onu aldatıyor ya da iş arkadaşlarım ilişki yaşıyor falan filan. Ben de bunlara sinirleniyorum. Arkadaşım senin başka işin gücün yok mu başkasının uçkurunun peşinde dolanıyor, ağzına sakız ediyorsun.
 
Aklıma şey geldi şimdi.
Aşk-ı memnu var ya, 897. kez tekrarı gösteriliyor sanırım=D
Toplumun geneli oradaki "aldatmayı" inanılmazzz ve kesinlikle kabul edilemez bulurken,
Adnan'ın Bihter'i cinsel ilişkiye zorlamasını yani evlilik içi tecavüzü çok önemsiz, üstünde durmaya değmez bir detay gibi görüyor.

Ya da Doktorlar dizisi var ya, Grey's Anatomy'nin Türkiye'ye uyarlanmış versiyonu. Yani dizinin orjinali Amerikan.
Ve bir bölümün senaryosu şöyleydi: kadın hamile. Rahminde iki bebek var ama bir bebek diğerinden birkaç ay sonra oluşmuş. Yani eş zamanlı başlamayan iki hamilelik var. Sonra ortaya çıkıyor ki bebeklerden biri sevgilisi olan adamdan değil de, sevgilisiyle ayrı olduğu dönemde yaşadığı bir tek gecelik ilişkiden.

Bunu Türk versiyona uyarlarken bilin bakalım nasıl modifiye etmişler?
Kadın tabi ki evli. Ve yine aynı şekilde, farklı zamanlarda oluşmuş iki bebeğe hamile. Ama o bebeklerden birinin "kadın bir gün parkta tecavüze uğradığı zaman" olduğu ortaya çıkıyor. Bir de kadının kocası celallenip kadını terketmeye falan kalkıyor, "kadın tecavüze uğradığı için".
Kıssadan hisse: bu toplumun değer yargılarına göre, sevgilinden ayrı olsan bile biriyle tek gecelik ilişki yaşamak kesinlikleee olmaz, olamaz, kabul edilemez bir şeydir ama tecavüz çok normal ve kabul edilirdir. Tecavüz çok normal ve toplumun genel yapısına uygun olduğu gibi de, böyle bir durumda suçlu olan ve suçlanacak kişi de tecavüze uğrayan kadındır. Kocası böyle bir kadını "affedip" terketmezse de o adam çok yüce gönüllü biridir çünkü "zarar görmüş bir MALI" kabul etme büyüklüğünü göstermiştir. Canım benim ^^
 
Iyi guzel yazmissinda dar kafalar genislemez.
Cinsellikle ilgili yazdigin cogu seye katiliyorum.
 
Tişikkirlir xx_9. Kaynana, görümce, eltiler konusunda ekleme yapmak isterim nacizane. Arkadaşım sen bu ailenin böyle olduğunu başından beri biliyordun. Görmezden geldin. Şimdi şikayet neden?
 
X