- 8 Eylül 2009
- 4.524
- 4.279
- 248
Bozuk zihniyetin hangisi olduğunu şükür ki ayırt edebiliyoruz.Tam da bu zihniyetten bahsediyordum. Ama bu algı beklediğimden de bozuk bir zihniyetin göstergesi.
Sevişmek ve seks işçiliği birbirinden çok ayrı iki kavram. Sevişince seks işçisi olmazsınız, sevişince sevişmiş, seks işçici olunca seks işçisi olmuşsunuz ve bunların her ikisi de hakaretle bahsedilecek kavramlar değillerdir.
Bu mertebe çok düşük oldu benim cevap verebilmem için, dilimi lal etmeyi seçiyorum=)
yani diğer kadın yada erkegin hiç suçu yok öyle miVe konumuzla alakasız olmasına rağmen tekrar söylüyorum ve bir daha aynı zırvalara değinmeyi kesiyorum: Sevgiliniz, eşiniz, partneriniz... Her kimse... Sizi aldatırsa eğer, gidip bunun hesabını ona sorun. Çünkü size sadık olma sözü vermiş kişi oydu, diğer kadın ya da kadınlar değil. Onlar size hiçbir söz vermediler.
Onlar isterlerse eşinizi baştan çıkarmayı da deneyebilirler. Eşinize tecavüz etmedikleri sürece eşiniz sizi kendi rızasıyla aldatmış demektir ve bunun hesabını yalnız ona sorabilirsiniz, başka kimseye sormaya hakkınız yok.
@fahri konsolos, O okypete , S Sargoz ,vanilyalimuffin ....
Ne oldu, birden birbirinizi bulunca kenetlenmişsiniz de sesiniz çıkmaya başlamış, o mazlum edebiyatları bir köşeye atılmış=)
Şimdi üzgünüm ama öncelikle okuduğunuzu anlamayıp tam da daha önce dediğim gibi, kendi hassasiyetleriniz üstünden yorum yapıyorsunuz.
Benim bu yazdığım yazının aldatılmakla ne ilgisi vardı da biz şu an aldatılmayı konuşuyoruz? Bu bir.
İkincisi, sevişen kadını seks işçisi isimleri kullanarak aşağılamaya çalışma komikliğinizin altında birkaç hastalıklı şey birden var.
Birincisi cinselliğe dair algınız, diğeri de seks işçiliğinize dair algınız. Ve dediğim gibi, iki konuda da insanlara hakaret etmek, insanları çirkin zihniyetinizle taciz etmek sizin haddiniz olamaz.
Ha burada klavye arkasından atar tutarsınız ama bunu ben ya da benim gibi insanların karşısında, yüz yüze iken yapmayı deneyin bir bakalım, neler oluyor? =)
Üçüncüsü, benim özel hayatım, tantrik seks masterlarıyla sevişmem, tek gecelik ya da çok gecelik ilişkiler yaşamam elbette ki kimseyi ilgilendirmez. Diyelim ki bunlar benim fantezilerim ve gerçek değiller... Ne farkeder? =)
Hiçbir şey bulamayınca kişisel saldırıların dozunu arttırmayı dener hallere giriyorsunuz ama o bana işlemez. Çünkü ben burada kişileri değil, zihniyetleri konuşuyorum.
Bir insan istediği zaman, istediği kadar kişiyle yatar, sonra da istediği gibi, istediği şekilde aşktan bahseder. Siz bunu ağzınıza sakız edip yargılama cüreti bulursanız da ben böbreğimle gülerim.
Tam da dediğim noktaya geldik işte. Sizin hiç kimseyi kendi kalıplarınız ve tabularınız doğrultusunda yargılama, yaftalama cüretiniz olamaz.
Zira ben hiçbir yazımda çıkıp da "her biriniz tek gecelik ilişkiler yaşayacaksınız, asla evlenmeyeceksiniz, mutlaka da evlilik öncesi ilişkiler yaşayacaksınız" dediğimi hatırlamazken,
sizin yazılarınız evlenmeden sevişenleri, tek gecelik ilişkileri kınamakla, yaftalamakla, yargılamakla, hakaretlerle ve tacizlerle dolu.
Bu arada aşkın ne olduğunu gerçekten merak ediyorsan sevgili ablam, sana nacizane yorumumu söyleyeyim:
"aşk, ondan başka hiç kimseyle sevişmeye dahi tenezzül etmeyeceğin, ruhunu tamamlayan, sadece tek bir dokunuşuyla bile seni orgazma ulaştırabilecek kadar tutku duyduğun birine hissettiğin bir şeydir."
Ve ben bu aşkı bulduğum için çok şanslıyım. Bu aşkı bulmadan önce tantrik seks masterlarıyla, dünya yakışıklısı, yatakta harika olan Kuzey Avrupa'lı erkeklerle sevişmiş olmaktan da çok memnunum.
Her biri benim için harika deneyimlerdi.
Ve ben hiçbir zaman hiç kimseyi de aldatmadım çünkü tabular ya da hastalıklı kültür baskıları, çirkin zihniyetlerin zorlamalarıyla hiç kimseye içimden gelmediği halde "sadık olma" sözü vermedim.
Bu yüzden kimseyi aldatmadım. Çünkü ben kimseyi kandırmadım.
Çünkü ben kendimi hiçbir zaman, insanları kandırmak zorunda kalacağım, sevgisiz durumlara sokmadım.
Sadece sevişmek istediysem bunu açıkça söyledim, bağlanmayı istemediysem bunu açıkça söyledim.
Hiç kimseyi kandırmadım ve hiç kimse de beni kandırmadı çünkü ben, hiç kimseyi, beni kandırmak zorunda kalacağı durumlara hapsetmedim.
Ve ben şimdi aşık olduğum adamı da aldatmayacağım. Hiçbir zaman. Ama bunu yapmama sebebim, zorunluluklar, kurallar, öğretiler, baskılar ya da yapay bir saygı anlayışı olmayacak... Ondan başka hiç kimse benim ruhumu böyle bütünlemediği için, benim ruhum ondan başkasını doğal olarak istemeyecek. Enerjisel olarak istemeyecek. Kendiliğinden istemeyecek.
Ve bir gün olur da ruhumun ondan başkasını istediğini görürsem de, ruhumun isteğiyle hareket edip, ruhumun benim için seçtiği yöne doğru yol alır ve bu kişiyle ilişkimi sonlandırırım.
Aynısı onun için de geçerli. Olur da bir gün ruhunu benim ruhumdan daha çok tamamlayan bir ruh bulursa; bizim ilişkimiz sonlanır ve o, o diğer ruhun peşinden gider.
Her şey bu kadar basit aslında.
İşte bu yüzden benim sözlere, yüzüklere, evlilik cüzdanlarına, ailelere, baskılara, tabulara ihtiyacım yok aşkımı koruma altına almak için.
İşte bu yüzden benim toplumsal ve yapay kurallara ihtiyacım yok.
Benim aşkımı koruma altında tutan tek şey, aşkımın bizzat kendisi. Aşkın kendisi gerçekse o aşk devam eder, değilse de biter ve iyi ki biter, gerçek olan yeni aşka yer açar.
Hepsi bu kadar basit.
Bana yaptığınız kişisel saldırıların cevabını merak edersiniz diye, aslında sizi hiç ilgilendirmediği halde de cevabını yazdım sorularınızın. Hadi alın tepe tepe okuyun bakalım köftehorlar=)
Bu noktada yüzde bin haklısın. Ama her cümlene hak verilmesini bekleme. Haksız olduğun yerler de var.Ve konumuzla alakasız olmasına rağmen tekrar söylüyorum ve bir daha aynı zırvalara değinmeyi kesiyorum: Sevgiliniz, eşiniz, partneriniz... Her kimse... Sizi aldatırsa eğer, gidip bunun hesabını ona sorun. Çünkü size sadık olma sözü vermiş kişi oydu, diğer kadın ya da kadınlar değil. Onlar size hiçbir söz vermediler.
Onlar isterlerse eşinizi baştan çıkarmayı da deneyebilirler. Eşinize tecavüz etmedikleri sürece eşiniz sizi kendi rızasıyla aldatmış demektir ve bunun hesabını yalnız ona sorabilirsiniz, başka kimseye sormaya hakkınız yok.
onun gibi düşünnsen sendenn iyisi yok bana bin hakaret etti sonrada ben ona hareket ediyormuşum gibi davranıyorHayatımın hiçbir döneminde kimseyi yadırgamadım. Bişeyi burda söyleyebiliyorsam normalde de söyleyebilirim emin ol. Ama genelde senin gibileri buralarda fazlasıyla özgürlükçü normalde ise tam bir aaa çok ayıpçı olduğu için böyle sanman normal.
farkında mısın insanlar sana "uymadıkça" saldırıyorsun? Sen önce bi saygı duymayı öğren sonra gir böyle hassas muhabbetlere.
Ben senin tek gecelik ilişkilerine de bişey demedim sadece sen böyle birisina ama biz daha farklı düşünüyoruz keşke saygı duyabilseydin bunu kastediyorum. Kimi ne ilgikendirir senin kaç gecelik ilişkinin olduğu. Banane yahu senden allah allaaah.
Aferin sevişmişsin de gelip hadi siz de sevişin diye çığırtkanlaşma mümkünse. Bunu yapıyorsan da eleştiriye açık ol. Bu ne böyle.
Ayrıca bu kadar hakaret dolu bu kadar kışkırtıcı ve insanları küçümseyici yorumlar yapan, genel ahlakı yerle bir eden, ağzına geleni söyleyip arada bir harfin yerine nokta koyarak üslup kurallarına uyduğunu sanan biri hala nasıl banlanmıyor anlayamıyorumMune abla.
Bazen elimde olmadan burada açılan başlıkları ve altında yapılan yorumları okuyuveriyorum. Genel olarak insanı hüzünlendirmeye birebirsiniz. Neden birebirsiniz?
Çünkü çok acıklı zihniyetleriniz, bakış açılarınız, yaşamlarınız var.
Mutsuzsunuz, kendinizi sevmiyorsunuz, hayatınızdan nefret ediyorsunuz, öğretilmişlikler ve tabular içinde sıkışmışsınız ve bu duruma başkaldıracağınıza, deneyimliyor olduğunuz toplumsal şiddeti diğer insanlara, özellikle kadınlara yansıtıyorsunuz ve siz de bu toplumsal şiddetin uygulayıcılarından biri oluyorsunuz.
Milletin ne giydiğinden, ne yiyip ne içtiğinden, kiminle yatıp kalktığına kadar her halta maydanozsunuz.
"Kadın"ı bir tür edilgen obje gibi gördüğünüzden, kadın-erkek ilişkilerine dair her olayda tiksinç tiksinç yorumlarınızla insanın midesini bulandırıyorsunuz.
İşin en acı yanı da, kadını obje gibi görüyor oluşunuzun en büyük zorluğunu kendiniz çekiyorsunuz.
Beş para etmeyecek herifler için ömrünüzü harcıyor, hiç doğru dürüst sevişmeden, hayatınızda hiç orgazm olmadan, sırf hizmetçilik ve kuluçka makinesi olarak görev yapmak için bu dünyaya gelmiş gibi hayatlar yaşıyorsunuz.
Bilmem kaç yaşınıza kadar mastürbasyon bile yapmıyorsunuz, vücudunuzu tanımıyorsunuz, orgazm olmuyorsunuz, 3 dakikada boşalan, sevişmenin s sinden haberi olmayan heriflerin sizi aldatmasına, size psikolojik hatta fiziksel, cinsel şiddet uygulamasına izin veriyorsunuz.
Bu aldatılma durumlarında da hemen diğer kadına saldırıyorsunuz, size sadık olma sözünü veren kişinin kocanız olduğunu ve o kadını hiçbir şekilde suçlama hakkınız olmadığını unutarak.
Kendinizi o kadar obje, o kadar edilgen, o kadar değersiz, o kadar mal gibi görüyorsunuz ki... Cinsellik yaşamanın kendinizi küçülten bir şey olduğuna inandırılmışsınız... Seviştiğinizde kendinizi feda ettiğinizi, oyuncak olduğunuzu, değer kaybettiğini düşünüyorsunuz. Sırf bu yüzden de rahat rahat sevişip rahat rahat cinselliğin keyfini çıkaran kadınlara ağzınızdan köpükler saçarak, "k.şar, o.spu, k.vaşe, f.hişe" diye saldırıyorsunuz. Oysa o 3 dakikada boşalan kokuşuk kocalarınızın, mesleği bizzat seks işçiliği olan kişilerin altına yatmak için nasıl üste para verdiğini de çok iyi biliyoruz.
Sayfa sayfa zar diktirmek için doktor arayıp sonra da sayfa sayfa "vajinismus", "orgazm olamama", "cinsel ilişkiye girememe" başlıklarına yazıyorsunuz.
Bir arkadaşım güzel bir laf etmişti: "yıllarca kapat oranı, dokunma oraya, ayıptır, günahtır diye öcü gibi gördüğün yer bir anda aç diyince açılmıyor işte" diye.
Çok haklı.
Aşktan, sevgiden, tutkudan haberiniz yok. Kayınvalideniz bilmem ne yapmış, yok efendim altınları kim alacakmış, işte bilmem kimin eltisi size böyle bakmış... Bunlardan başka bir halt konuştuğunuzu duymadım.
Kırk yılın başında biri çıkıyor, "aşk mı mantık mı" minvalinde bir konu açıyor, yüzlerceniz doluşuyor, "mantık tabi kiiii, aşkı napıcan" diye.
Bundan daha acıklı bir hayat algısı düşünemiyorum.
Ruhunuzun sevgiyle dolmasına izin vermeniz lazım.
Hayatınızın içine biraz olsun sevgi girmesine izin vermeniz lazım.
Hayatınıza abuk subuk herifleri alıyorsunuz ve bu heriflerin kölesi oluyorsunuz. Heriflerin yaptığı her türlü hastalıklı hareketi de "böyle gelmiş böyle gider, aman erkek dediğin böyledir, ee tabi ev işi yapmayacak, öyle alışmış, aldattı ama affettim, tokat attı ama aslında beni seviyor" diye diye sineye çekiyorsunuz.
Hayat böyle bir şey değil.
Hayat bu kadar hastalıklı değil.
Kadın-erkek ilişkileri böyle hastalıklı şeyler değil.
Cinsellik böyle kirli, böyle çirkin bir şey değil.
Sevişmek çok güzel. Kadın cinselliği çok güzel.
Bir insan sevgilisini/eşini aldatıyorsa bu sizi hiç ilgilendirmez. Milletin apış arasıyla ilgilenmekten vazgeçip kendi can çekişen cinsel hayatınıza yöneltin ilginizi.
İnsanlara yapıştırdığınız yaftaları, etiketleri de kendinize saklayın. Kimse sizin küçük dünyanızın ve can çekişen zihniyetinizin kokuşuk sızıntılarını duymakla ilgilenmiyor.
Ve eğer olur da öyle bir durum olursa ve yine eğer olur da o kadına laf edecek olursam bile, ağzımdan asla "o.spu, k.şar, k.vaşe, sevgilimi baştan çıkarmış, suçlu o" gibi sözler çıkmayacak.
Böyle sözlerin bırak benim ağzımdan çıkmasını, zihnimden bile geçtiği gün kıyametin falan kopabileceği gün olabilir.
Zira benim bir kadına bu şekilde saldırmam ancak kıyamet alameti olabilir=)
Saldırmam (Sözlerden bahsediyorum saldırı derken ve sadece kendi kafamın içinde dönecek sözlerden. Fiziksel ya da direkt bir sözsel saldırı zaten söz konusu olamaz) da demiyorum üstelik. Ben de insanım, kişisel ilişkilerde duygusal kırgınlıklarım işin içine girebilir ama asla ve asla bu şekillerde saldırmam.
Sebebi de zaten söylediğim gibi çok basit: ben bir kadına bu şekilde saldırırsam, kendime saldırmış olurum her şeyden önce.
konu sahibine göre öyleymişyani diğer kadın yada erkegin hiç suçu yok öyle mi
Arkadaş ne güzel yazmışsın :)bende en çok boylelerının kız çocukları olmasını istemıyorum ..Allah muhafaza,bu öğretılerle çocuğu büyüterse kendi başına bela bulur,tutturmuş sevışme sevişme,Freud ü anımsattı bna :)))))çağrışım yaptı.Siz bol bol sevişin, bol bol çocuk doğurun.
Böyle düşünen, düşünmeyi adeta bir çığlık gibi sivri diliyle şaak diye çarpan bir kadının 'kız çocukları' olmasını gönlümden diliyorum ki, 60 70 yaşıma geldiğimde gördüğüm 'genç, özgür ve özgüvenli' kadınlarla gurur duyayım.
Bu ülkede 'kadın' olmanın sadece vajina demek olmadığını, bünyesinde bu kadar çok 'seks ve sevişme' kelimeleri bulunan bir yazıyla anlatılması nasıl da güzel olmuş, oku oku doyamıyorum...
Helal olsun...
Not: Uzun zamandır okuduktan sonra böylesine zevk aldığım, dakikalar geçtikten sonra bile kendi kendime pis pis sırıttığım, beynimde karıncalanmalara sebep olan bir yazı okumamıştım.
Hay siz çok yaşayın, keyfim dört köşe.
Çok haklısınız ..bizim sözde ilerı modern arkadaşlarımız batının sadece böyle saçma öğretılerını alıyorlardeli sacmasimi desem, kafayi sevismeyle bozmus, belden asagi dusunen bir seymi...amerikada bile cok belli basli asil ailelerin cocuklari evlenmeden cinsellik yasamiyor..
hani amerikan dizilerini ornek gosterenler olmus..onlar icin soyluyorum bunu. yok dizideki gay cocuk, turkiyede hircin cocuk olarak degistirilmiste..bilmem ne. ne cok gay, lezbiyen, sex delisi varmis bizim ulkede.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?