• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

BİPOLAR HASTALIĞIYLA İLGİLİ BİLGİSİ OLANLAR

Etiketlediğin için teşekkürler KudrAlobar KudrAlobar

Sağlık sigortası üzerine bir bilgim yok fakat tedaviye yanıtına göre %40tan itibaren engelli raporu almaya ve gelir, engel derecesine göre maaş bağlanmaya hakkı var kardeşinizin. Bunu araştırmanızı, doktoru ile istişare etmenizi öneririm, ekpss'ye girme hakkı da dahil kazanımı oluyor.

Bipolar bozukluğun iki tipi var; bunlar tip 1 ve tip 2 bipolar olmak üzere ikiye ayrılıyor.
Kardeşinizin hangi tip olduğunu öğrenin, böylelikle mizacının ne zaman nasıl değişikliklere yatkın olduğunu daha iyi takip etme şansınız olur. Ayrıca tedavi süresince disiplinli bir hayat tarzını da benimsemesi (Düzenli uyku saatleri, düzenli yemek saatleri, düzenli spor vb) faydasına olur. Bu düzeni oturtmak zor gelecektir ama bir kere başarırsa, iş hayatı da dahil kolay kolay tökezlemeyecektir.

Tip farkları da şöyle:
Tip1 bipolar: Duygu-durum skalasında majör depresyondan manik atağa kadar görebilen, manik atak (Taşkınlık-coşku) yaşamaya daha meyilli olan mizaç bozukluğudur.
Tip 2 bipolar: Duygu-durum skalasında majör depresyondan hipomaniye kadar görebilen, depresyon (çökkünlük) yaşamaya daha meyilli olanıdır.

İlaçları, hangi tip olduğuna ve hastalığın seyrine göre riskli görülen dönemlerde düzenlenir, her dönem dozları değişir ya da yeni ilaçlar eklenir/bazı ilaçlar çıkarılır. Her ne kadar ilaçlara uyum başlarda zorlayıcı olsa da, zamanla vücuduna en uyumlu ilacı keşfedecek ve yan etkileri git gide daha az hissedecektir.

Bunu senelik bir döngü olarak düşünün.
Ben kendimden örnek vereyim, şöyle bir mekanizması var bendekinin:
21 yaşında teşhis aldım, 6 sene aktif tedavi gördüm sürekli alevlendiği dönemlerdi.
Tip 1 bipolar hastasıyım, yani manik atak yaşarım artı psikotik manili oluyor (Yani tamamen gerçeklik algım yitiyor ataklar sırasında) ve hızlı döngülüyüm. (Yani senede en az iki manik atak yaşıyorum, bahar dönemlerinde)

Şöyle bir tedavi izleniyor (Vereceğim ilaç isimlerini sakın kafanıza göre kullanmayın, ilaç tavsiyesi değildir, doktorunuza danışın):

Aralık-Ocak-Şubat ayları durgun, depresif dönem olabiliyor çünkü bahar sonrası mani ardından düşüş oluyor ve müdahale edilmezse bu aylar depresyon geliyor, ancak bu ayları stabil geçiriyorum; antipsikotik (Düzenleyici) depakin, solian ve uyku için gyrex alıyorum.

Mart-Nisan daha enerjik olduğum zamanlar, Nisan-Mayıs ise mani riskli aylarım. Bu aylarda doktorumla daha sık iletişimde oluyoruz, belirtilere göre gerekirse doz artıyor ve ilaçlara rexapin ekleniyor. Eğer daha büyük belirtilerle daha hızlı bir maniye ilerleme olursa risperdal consta-akineton iğne vuruluyor.

Haziran-temmuz-ağustos depresyon dönemlerim. Eğer aşırı bir çökkünlük baş gösteriyorsa antipsikotik dozu arttırılıyor ve takviye wellbutrin gibi hafif antidepresanlar başlanıyor. Ancak bu antidepresanları ağustos sonuna kadar kullanamıyorum çünkü eylül-ekim-kasım mani riskli döneme giriyorum ve manik shift olmaması için antidepresanlar çok dikkatli veriliyor, vaktinden önce kesiliyor. (Tip 1 bipolar hastalar için antidepresan kullanımı bıçak sırtı gibidir. Depresyondan çıkarırken maniye itenek olabilir, bu yüzden hasta asla kafasına göre ilaç bırakmamalı/kullanmamalı, krizini tetikleyebilir)

Eylül-ekim daha enerjik, daha maniye yatkın ikinci dönem, konuşkan, neşeli, enerjik dönem. Bu süreçte yine depakin ve uyku/yeme için gyrex ya da serequel alıyorum. (Şu an bu dönemdeyim ancak hastalığım senelerdir uykuda, doğru tedavi ile kriz yok)

Ekim sonu-kasım mani riskli diğer dönem, Yine doktorum ile sık iletişim, belirtilere göre doz artırımı ilaç takviyesi vb.
Sonrasında Aralık- ocak- şubat yine depresyon riskli dönem ama krizsiz atlatıldığı müddetçe stabil oluyor.

Böyle bir mekanizması var, biz bunu oturtana kadar, yaklaşık 5-6 sene kadar hırpalandık ama çözdük, şu an teşhis geleli 14 sene geçti. Yaş aldıkça hastalıkla baş etmek daha da kolaylaştı bunun altını çizeyim. Hormonlar ona göre, beyin gelişti, tecrübe arttı, bilgim arttı, içgörüm arttı vs ve hastalığa karşı daha güçlü bir hale geldim.

Kardeşinizin ve sizlerin yapacağı şey, öncelikle ilgili, her soruyu rahatlıkla sorabileceğiniz, güvenilir bir doktorunuzun olması, sonrasında ataklara karşı bir güven çemberi oluşturacaksınız kardeşiniz etrafında bu da şöyle oluyor "Bipolar" denilen sinsi hastalığı çok iyi öğrenecek, bileceksiniz. Kardeşiniz de bilecek; belirtileri nedir, nasıl işler, neler yaşatır, kimlerde görülmüş, getirisi-götürüsü ne olmuş bunları hep bilin.

Kardeşiniz de bilhassa bilmeli, kabullenmeli ki içgörü geliştirebilsin, ataklar gelmeden kendini yakalayabilecek farkındalığa erişsin, kendisini tedaviye açsın, hasar almasın.

Ayrıca doktorunuza gıda takviyelerini sorun; psikotik manili oluyorsa bilhassa mani atakları, balık yağı, krill oil gibi takviyeler alması gerekebilir çünkü her psikotik mani sonrası hafıza darbe alır, sanrı sonrası beynin fiziksel hasar aldığı üzerine bilimsel çalışmalar yapılmış ve hücre yenilenmesi, tamiri için sağlıklı beslenmeyi yaşam stili haline getirmeleri için bu tip hastalara bilhassa şart koşuyorlar. İlaçlar (Mani dönemi ilaçları özellikle) yan etki olarak aşırı iştah artışı yapabiliyor, bu da doğal olarak ani kilo artışlarına sebep olabiliyor. Bu yüzden beslenme düzende kalmalı, bir de aşırı kilo aldım diye canını sıkmasın.

Bağımlılığa daha yatkın bir mizacımız var maalesef, bu illegal maddelerden tutun, kafein (Kola, kahve) bağımlılığına kadar geniş bir yelpaze. Kardeşiniz mümkün mertebe bağımlılık oluşturabilecek ortamlardan kaçınsın, kahve ya da benzeri bir içeceğe düşkünlüğü varsa günlük kota koysun. Bilhassa kafein ve nikotin maalesef ilaçların etkisini perdeleyen maddeler, bunları ne kadar az tüketirse o kadar iyi.

Aklınıza takılan olursa özelden sorabilirsiniz, müsait oldukça cevaplarım.
Zor bir hastalıktır ve ömür boyu bizimle evet, ama hayatın sonu değil, kontrolsüz, ümitsiz değil.
 
Etiketlediğin için teşekkürler KudrAlobar KudrAlobar

Sağlık sigortası üzerine bir bilgim yok fakat tedaviye yanıtına göre %40tan itibaren engelli raporu almaya ve gelir, engel derecesine göre maaş bağlanmaya hakkı var kardeşinizin. Bunu araştırmanızı, doktoru ile istişare etmenizi öneririm, ekpss'ye girme hakkı da dahil kazanımı oluyor.

Bipolar bozukluğun iki tipi var; bunlar tip 1 ve tip 2 bipolar olmak üzere ikiye ayrılıyor.
Kardeşinizin hangi tip olduğunu öğrenin, böylelikle mizacının ne zaman nasıl değişikliklere yatkın olduğunu daha iyi takip etme şansınız olur. Ayrıca tedavi süresince disiplinli bir hayat tarzını da benimsemesi (Düzenli uyku saatleri, düzenli yemek saatleri, düzenli spor vb) faydasına olur. Bu düzeni oturtmak zor gelecektir ama bir kere başarırsa, iş hayatı da dahil kolay kolay tökezlemeyecektir.

Tip farkları da şöyle:
Tip1 bipolar: Duygu-durum skalasında majör depresyondan manik atağa kadar görebilen, manik atak (Taşkınlık-coşku) yaşamaya daha meyilli olan mizaç bozukluğudur.
Tip 2 bipolar: Duygu-durum skalasında majör depresyondan hipomaniye kadar görebilen, depresyon (çökkünlük) yaşamaya daha meyilli olanıdır.

İlaçları, hangi tip olduğuna ve hastalığın seyrine göre riskli görülen dönemlerde düzenlenir, her dönem dozları değişir ya da yeni ilaçlar eklenir/bazı ilaçlar çıkarılır. Her ne kadar ilaçlara uyum başlarda zorlayıcı olsa da, zamanla vücuduna en uyumlu ilacı keşfedecek ve yan etkileri git gide daha az hissedecektir.

Bunu senelik bir döngü olarak düşünün.
Ben kendimden örnek vereyim, şöyle bir mekanizması var bendekinin:
21 yaşında teşhis aldım, 6 sene aktif tedavi gördüm sürekli alevlendiği dönemlerdi.
Tip 1 bipolar hastasıyım, yani manik atak yaşarım artı psikotik manili oluyor (Yani tamamen gerçeklik algım yitiyor ataklar sırasında) ve hızlı döngülüyüm. (Yani senede en az iki manik atak yaşıyorum, bahar dönemlerinde)

Şöyle bir tedavi izleniyor (Vereceğim ilaç isimlerini sakın kafanıza göre kullanmayın, ilaç tavsiyesi değildir, doktorunuza danışın):

Aralık-Ocak-Şubat ayları durgun, depresif dönem olabiliyor çünkü bahar sonrası mani ardından düşüş oluyor ve müdahale edilmezse bu aylar depresyon geliyor, ancak bu ayları stabil geçiriyorum; antipsikotik (Düzenleyici) depakin, solian ve uyku için gyrex alıyorum.

Mart-Nisan daha enerjik olduğum zamanlar, Nisan-Mayıs ise mani riskli aylarım. Bu aylarda doktorumla daha sık iletişimde oluyoruz, belirtilere göre gerekirse doz artıyor ve ilaçlara rexapin ekleniyor. Eğer daha büyük belirtilerle daha hızlı bir maniye ilerleme olursa risperdal consta-akineton iğne vuruluyor.

Haziran-temmuz-ağustos depresyon dönemlerim. Eğer aşırı bir çökkünlük baş gösteriyorsa antipsikotik dozu arttırılıyor ve takviye wellbutrin gibi hafif antidepresanlar başlanıyor. Ancak bu antidepresanları ağustos sonuna kadar kullanamıyorum çünkü eylül-ekim-kasım mani riskli döneme giriyorum ve manik shift olmaması için antidepresanlar çok dikkatli veriliyor, vaktinden önce kesiliyor. (Tip 1 bipolar hastalar için antidepresan kullanımı bıçak sırtı gibidir. Depresyondan çıkarırken maniye itenek olabilir, bu yüzden hasta asla kafasına göre ilaç bırakmamalı/kullanmamalı, krizini tetikleyebilir)

Eylül-ekim daha enerjik, daha maniye yatkın ikinci dönem, konuşkan, neşeli, enerjik dönem. Bu süreçte yine depakin ve uyku/yeme için gyrex ya da serequel alıyorum. (Şu an bu dönemdeyim ancak hastalığım senelerdir uykuda, doğru tedavi ile kriz yok)

Ekim sonu-kasım mani riskli diğer dönem, Yine doktorum ile sık iletişim, belirtilere göre doz artırımı ilaç takviyesi vb.
Sonrasında Aralık- ocak- şubat yine depresyon riskli dönem ama krizsiz atlatıldığı müddetçe stabil oluyor.

Böyle bir mekanizması var, biz bunu oturtana kadar, yaklaşık 5-6 sene kadar hırpalandık ama çözdük, şu an teşhis geleli 14 sene geçti. Yaş aldıkça hastalıkla baş etmek daha da kolaylaştı bunun altını çizeyim. Hormonlar ona göre, beyin gelişti, tecrübe arttı, bilgim arttı, içgörüm arttı vs ve hastalığa karşı daha güçlü bir hale geldim.

Kardeşinizin ve sizlerin yapacağı şey, öncelikle ilgili, her soruyu rahatlıkla sorabileceğiniz, güvenilir bir doktorunuzun olması, sonrasında ataklara karşı bir güven çemberi oluşturacaksınız kardeşiniz etrafında bu da şöyle oluyor "Bipolar" denilen sinsi hastalığı çok iyi öğrenecek, bileceksiniz. Kardeşiniz de bilecek; belirtileri nedir, nasıl işler, neler yaşatır, kimlerde görülmüş, getirisi-götürüsü ne olmuş bunları hep bilin.

Kardeşiniz de bilhassa bilmeli, kabullenmeli ki içgörü geliştirebilsin, ataklar gelmeden kendini yakalayabilecek farkındalığa erişsin, kendisini tedaviye açsın, hasar almasın.

Ayrıca doktorunuza gıda takviyelerini sorun; psikotik manili oluyorsa bilhassa mani atakları, balık yağı, krill oil gibi takviyeler alması gerekebilir çünkü her psikotik mani sonrası hafıza darbe alır, sanrı sonrası beynin fiziksel hasar aldığı üzerine bilimsel çalışmalar yapılmış ve hücre yenilenmesi, tamiri için sağlıklı beslenmeyi yaşam stili haline getirmeleri için bu tip hastalara bilhassa şart koşuyorlar. İlaçlar (Mani dönemi ilaçları özellikle) yan etki olarak aşırı iştah artışı yapabiliyor, bu da doğal olarak ani kilo artışlarına sebep olabiliyor. Bu yüzden beslenme düzende kalmalı, bir de aşırı kilo aldım diye canını sıkmasın.

Bağımlılığa daha yatkın bir mizacımız var maalesef, bu illegal maddelerden tutun, kafein (Kola, kahve) bağımlılığına kadar geniş bir yelpaze. Kardeşiniz mümkün mertebe bağımlılık oluşturabilecek ortamlardan kaçınsın, kahve ya da benzeri bir içeceğe düşkünlüğü varsa günlük kota koysun. Bilhassa kafein ve nikotin maalesef ilaçların etkisini perdeleyen maddeler, bunları ne kadar az tüketirse o kadar iyi.

Aklınıza takılan olursa özelden sorabilirsiniz, müsait oldukça cevaplarım.
Zor bir hastalıktır ve ömür boyu bizimle evet, ama hayatın sonu değil, kontrolsüz, ümitsiz değil.
Verdiğiniz blgiler için çok teşekkür ederim. Kardeşim ikinci tip uzun zamandır. Ve evet sigaraya kolaya çok düşkün. Bazı dönemler ilaçlarını düzgün kullanmak istemiyor çöpe attığını falan gördük. Ümitsiz olmamızın sebebi kabullenmiyor oluşu ve tedaviyi reddediyor olması. Ben iyiyim diyor ama ne çalışmak istiyor ne bi sosyal hayat sürekli evde bilgisayarda. İlaçlarını aldığı sürede uyku düzeni iyi ama almadığı zaman asla uyumuyor.
 
Verdiğiniz blgiler için çok teşekkür ederim. Kardeşim ikinci tip uzun zamandır. Ve evet sigaraya kolaya çok düşkün. Bazı dönemler ilaçlarını düzgün kullanmak istemiyor çöpe attığını falan gördük. Ümitsiz olmamızın sebebi kabullenmiyor oluşu ve tedaviyi reddediyor olması. Ben iyiyim diyor ama ne çalışmak istiyor ne bi sosyal hayat sürekli evde bilgisayarda. İlaçlarını aldığı sürede uyku düzeni iyi ama almadığı zaman asla uyumuyor.

Rica ederim.
Ailede şizofreni var diye yazmışsınız; bipolar, tedavi edilmezse (türüne göre) ilerleyebilen bir rahatsızlıktır ve maalesef bir sonraki basamağı da şizofrenidir. Kardeşiniz çok genç, henüz hücreleri kendini yeniliyor ancak sürekli majör depresyon ya da manik atak psikozuna maruz kalacak olursa hafızası artık onu şaşırtabilecek bir sürece doğru kayabilir, olmayan anılar üretebilir ve gerçeklik algısı ciddi zarar görebilir.

Bunları anlatın kendisine, dilerseniz açın bu sayfayı, yazılanları okutun. Kendisi şu an çok genç ve onu anlayabiliyorum; teşhisi aldıktan sonraki iki sene hastalığa direndim, kabullenmedim. "Ben deli miyim ya alla alla?! Bi şeyim yok benim" dedim. "Bu salak ilaçlar kendim gibi hissetmeme engel oluyor, ben iyiyim, bu benim" de dedim. Başlarda kendi kabuğunda, rahatta gibi hissedecektir ancak zamanla işlerin böyle yürümediğini görecek. Büyük hüsranlara uyanmadan önce kendini fark eder umarım.

Mani atakları genellikle başlangıçta güzel gelir, insana kendisini tanrı gibi hissettirir. Enerjiksinizdir, her şeyi yapabilir gibisinizdir, zekanıza, aklınıza şaşarsınız, her şey çocuk oyuncağıdır, her şey bariz ortadadır sanki dünyaya dair tüm hesapları kapamış, her şeyi bilmiş gibisinizdir. Sonra bunun düşüşü olur. Maniler yükselmeye devam ettikçe düştüğünüz uçurum da derinleşir, boşlaşır ve git gide gün ve gün artan, ucu bucağı görünmeyen majör depresyonlara ve intihar düşüncelerine sürüklenmeye başlarsınız. Bunu bir tahterevallinin uçları gibi düşünün, diğer uç ne kadar yukarıysa, karşılığı da o kadar aşağıdır.

Size bu süreçte okumanız (Kardeşinize de okutmanız) için kitap tavsiyelerinde bulunabilirim. Psikoterapi ve ilaçlı tedavinin yanında bibliyoterapi (Okuma terapileri, okuyarak iyileşme) de azımsanamayacak kadar etkilidir:

İyi hissetmek - Dr. David Burns (Depresyon ve Anksiyete için)
Durulmayan bir kafa - Key Redfield Jamilson (Bipolar için)

Bu iki kitabı baş ucu kitabı yapmalı kardeşiniz.

Beden-zihin arası boşluğunu arttırmaya devam etmemeli 7-24 bilgisayar başında vakit geçirerek. Ölüm üçgeni diyorum ben buna: bilgisayar-sigara-kola. Bunların hepsi bağımlılık ve bir arada. Bunu bir an evvel değiştirmeli, zorlanacak ama yapmak zorunda akıl, beden sağlığı için.

Sanata yatkın bir yönü olmalı? Bipolar hastalarının genellikle en az bir böyle yeteneği oluyor ilginçtir ki.
Şiir, resim, müzik, düz yazı, fotoğrafçılık, dekorasyon vb görsel-işitsel bir yatkınlıkları... Buradan tutmalı, değiştirmeli enerjisini akıttığı yeri ve sosyalleşmeli, düzenli bir iş/hobi bir şeyle mutlaka ilgilenmeli. Diğer türlü enerjisi, sürekli kendisini dibe çekip durur maalesef. Umarım çabuk fark eder, çok da genç dediğim gibi. Onun yaşlarındayken ben de inkar süreci yaşamıştım, kabulü gerçekten zor. Hele bu damgalama ortamında. Ancak ümitsiz olmayın. Belirtileri, etkileri daha ağır yaşadığı bir atakla sınanacak olursa zaten, kendisi de katlanamayacak "kurtarın şundan beni" diyecektir önünde sonunda.
 
Son düzenleme:
Uzun süredir psikolojik tedavi gören kardeşime bu hafta bipolar uyum bozukluğu teşhisi koydular. Önceden anksiyete vs. demişlerdi ama bu sanırım daha ciddi bir şey. Her zaman biraz intihara meyilli yaşamaya hevesi olmayan bir çocuktu. Bu kadar ciddi bir şeyle nasıl baş edeceğimizi düşünüyorum.
Bu hastalık gelip geçici bir şey değil. Çevrenizde bu hastalığı olan insanlar var mı? Tedavisi nasıl devam ediyor? Rapor çıkartabilir miyiz? Ya da maaş falan alınabiliyor mu? Çünkü artık 20 yaşında ve sgksı olmadığı için hastanelere gidip gelirken para ödemek zorundayız ailemin bütçesi maalesef buna yetmez her seferinde.
Sgk ya çalışmadığına dair bildirim yapıyorsunuz, devlet karşılıyor. Belli aylık ödemeleri vardı. Ararsanız güncel bilgi alırsınız.
 
Uzun süredir psikolojik tedavi gören kardeşime bu hafta bipolar uyum bozukluğu teşhisi koydular. Önceden anksiyete vs. demişlerdi ama bu sanırım daha ciddi bir şey. Her zaman biraz intihara meyilli yaşamaya hevesi olmayan bir çocuktu. Bu kadar ciddi bir şeyle nasıl baş edeceğimizi düşünüyorum.
Bu hastalık gelip geçici bir şey değil. Çevrenizde bu hastalığı olan insanlar var mı? Tedavisi nasıl devam ediyor? Rapor çıkartabilir miyiz? Ya da maaş falan alınabiliyor mu? Çünkü artık 20 yaşında ve sgksı olmadığı için hastanelere gidip gelirken para ödemek zorundayız ailemin bütçesi maalesef buna yetmez her seferinde.

Çok uzun yazdım, biliyorum. Bunu yeni yaşadığınız için tecrübelerimi aktarmak istedim.

Öncelikle geçmiş olsun. Maaş derken nasıl bir maaştan bahsediyorsunuz? Engelli maaşı gibi mi? Olayı yanlış anlamışsınız, bipolar bozukluk zihinsel bir engel değildir. Sigortayla konuşulabilir ama engelli maaşı tarzı bir şeyse zannetmiyorum, zihinsel bir engel değil çünkü. Ama çalışmadığı için bir maaştan, izinden bahsediyorsanız bu olabilir, dediğim gibi ilgili kurumlarla konuşmanız iyi olur. Çevrenizde bu hastalığı olan var mı demişsiniz. Ben söyleyeyim ben bipolarım. Hastane tedavisi de gördüm, bir sürü ilaç da kullandım/kullanıyorum. Bipolar enteresan bir hastalıktır, kontrol altına alabilirseniz mutlu mesut yaşarsınız, zaten bipoların tipik bir özelliği de hastanın hastalık dönemleri dışında tamamen normal olmasıdır. Ama tedavi edilmezse de intihara kadar gider. Bizzat yaşadım. Hastalığı size biraz açıklayayım zaten bu teşhisten sonra biraz araştırmışsınızdır ama yine de biraz bahsedeyim.

Depresyonu zaten duymayan yoktur. İki haftadan uzun süren, kronik bir çökkünlük durumuna depresyon denir. Depresyonda mutsuzluk (genelde bu mutsuzluğun anlamlı bir nedeni yoktur ya da mutsuzluğa yol açan olay mutsuzluğun şiddetiyle orantısızdır), uyku ve iştah bozuklukları (bazı insanlar çok uyur bazıları uyuyamaz, bazılarının iştahı aşırı artar bazıları hiç yiyemez), kilo değişimleri, önceden keyif alınan aktivitelerden keyif almama (anhedoni), yorgunluk, isteksizlik, konsantrasyon problemleri, ağlama (çok ağır depresyonlarda bir süre sonra hasta ağlayamamaya başlar) ve depresyonun en ağır belirtisi olan ölüm düşünceleri görülür. Depresyon sadece bu belirtilerle gidiyorsa, bir mani ya da hipomani tablosu görülmüyorsa buna unipolar (tek kutuplu) depresyon denir.

Mani ise depresyonun tam zıttıdır. Abartılı derecede yükselmiş bir duygudurum, uyku gereksiniminde aşırı azalma, taşkınlık, aşırı para harcama, büyüklük düşünceleri (daha ağır durumlarda sanrısal boyuta ulaşabilir (örneğin hasta peygamber olduğunu zanneder) ki buna grandiyöz sanrı denir), düşünce uçuşmaları, düşüncelerin birbiriyle yarışması, aşırı coşkulu ruh hali, öfke, çok hızlı ve çok fazla konuşma (sözü kesildiğinde çok sinirlenebilir), aktiviteye yönelik eylemlerde artış gibi belirtilerin görüldüğü tabloya da mani denir. Mani belirtilerinin daha hafif seyrettiği durum ise hipomanidir.

Bir de mani ve depresyon belirtilerinin bir arada görüldüğü karma epizod vardır ki bana sorarsanız bipoların en saçma dönemi budur. O kadar anlamsızdır ki, depresyondayım dersiniz değil, manik dönemdeyim dersiniz o da değil. Anlam veremedikçe iyice siniriniz bozulur. O kadar dengesiz olursunuz ki insanlar bir süre sonra “napıyo bu manyak” der gibi bakmaya başlar, ona rağmen duramazsınız. Ben daha çok karma dönem geçiriyorum ve inanılmaz saçma bir durum, beş dakika önce hiçbir şey olmadığı halde kahkahalarla gülerken beş dakika sonra ağlayarak intihar planları yaptığımı bilirim ben. Ürkütücü.

Bütün dönemleri tek tek açıkladım, bipolar bozukluk yani iki uçlu duygudurum bozukluğu da mani, hipomani, depresyon ve karma dönemlerin yaşandığı bir duygudurum bozukluğudur. Hastadan hastaya değişebilir. Bipoların da tip1, tip2 ve siklotimi gibi alt tipleri var. Kiminde mani kiminde depresyon daha baskın oluyor, kiminde maniden ziyade hipomani görülüyor.

Bu belirtilere bakınca korkutucu görünüyor, tedavi edilmediğinde de korkutucu bir hastalık zaten. İntihar açısından da çok riskli bir hastalıktır. Özellikle bipolar depresyonlarda intihar oranı çok yüksektir. O yüzden maddi boyutu zorlayıcı da olsa (zorlayıcıdır, biliyorum) tedavi edilmesi şarttır. Eğer kendi haline bırakırsanız tekrarlar, ağırlaşır. Özele gitmek zordur, maddi gücünüz elvermiyorsa devlette iyi bir doktor bulabilirsiniz, özellikle bipolar bozukluk alanında uzmanlaşmış bir doktor.

Tedavi olarak antiepileptikler ve antipsikotikler kullanılır, ajitasyon durumlarında benzodiazepin grubu ilaçlar yazılabiliyor ya da daha da ağır sakinleştiriciler, sedatifler. Çok şiddetli depresyonu olan hastalarda doktor gerekli görürse çok düşük dozlarda antidepresan verir ama antidepresan kullanımı varsa dikkat etmeniz gerekir çünkü bipolar bozuklukta antidepresanın dozu eğer iyi ayarlanamazsa mani tablosuna yol açar (bunu da yaşadım).

Şunu iyi bilin, bipolar bozukluk geçen bir şey değil. Size “insanın kendinde bitiyor, irade işi, ilaca gerek yok, sakın ilaç kullanmayın, doktora gitmeyin, ilaçlar zararlı, bilmem ne otunun yağını içsin iyileşir, yok şunu yesin düzelir, namaz kılsın geçer, sadece dua edip Allah’a sığınsın, bilmem şu hocaya götürün bi okusun üflesin geçer, yok kurşun döktürün, nazar değmiştir, şımarıklık yapıyor, kendi isterse iyileşir” gibi saçma sapan yorumlarda bulunacak birçok şarlatan çıkacaktır, bunlara karşı dikkatli olun. Hele bir antipsikiyatri akımı var, öyle şeylere de inanmayın kesinlikle. Bipolar tedavi olmadan düzelmez. Ben yok saymaya çalıştım, daha doğrusu ailem hasta değil dedi hep, etrafımdaki herkes “rahatlık batıyor” dedi, dediler de dediler. Tedavide geciktim, bunun bana katkısı ne oldu peki? Vücudumda kalan faça izleri, iki tane de intihar girişimi. Tedavi olmanın katkısı ne, derseniz. Onu da söyleyeyim. 18 kilo verdim, kendime hastalık dönemleri hariç zarar vermemeye başladım, akademik başarımı iki katına çıkardım, tekrar intihar etmeye çalışmadım, halüsinasyon görmemeye başladım, özsaygım arttı, her zaman olmasa da genel olarak mutlu, stabil bir insan oldum. Her şey güllük gülistanlık mı? Hayır. Aslına bakarsanız yakın zamanda ilaçlarımı almadım diye yine karma bir dönem geçirdim, kendi kendime düzeltmeye çalıştım. Halüsinasyon bile gördüm hatta. Ama ilacımı aldım ve düzeldi. Ve eskiden olsa ben hastalandığımı anlayamazdım, tedavilerden sonra öyle bir içgörü kazanıyorsunuz ki anlatamam. Belki de tedavinin en büyük faydalarından biri bu.

Sizin yapabileceğiniz şey, kardeşinize destek olmak. Onu yargılamamak, bunları bile isteye yapmadığını kabul etmek, ona dikkat etmek. İntihara meyilli demişsiniz, mutlaka yakından izleyin, intihar düşünceleri şu an varsa doktor yatırmayı düşünebilir. Lütfen “her şey kafanda bitiyor, istersen geçer, sen istediğin için böyle oluyor” demeyin on, bizim gibi biri için en yaralayıcı cümlelerden biridir belki de. Evet tedavide onun azminin rolü büyük ama bu, bunları isteyerek yaptığı anlamına gelmiyor. Lütfen tedaviyi bırakmayın, bırakmak isterse engel olun. İyi doktorlar götürün, düzenli kontrole gitsin. İlaçlarını hiç atlamadan alması gerekiyor. İmkanınız elverse terapi alması çok iyi olur. Yılmayın. Aile için çok yıpratıcı bir süreç, çok iyi biliyorum. Üzüldüğünüzü de. Ama sabredin. Hayat her zaman karanlık olmaz, elbet ışığa ulaşırsınız. İyi bir tedaviyle çok iyi olabilir. Bunu unutmayın, ben bu değişimi kendime gördüm.

Oldukça uzun yazdım farkındayım. Kendim bunu yaşadığım için, yaşayan birini gördüğümde ne biliyorsam aktarmak, yardım etmek istiyorum. Umarım biraz olsun yardım edebilmişimdir.

Kafanıza takılan bir şey olursa lütfen sorun, gördüğümde yardımcı olmaya çalışırım elimden geldiğince.

Çok geçmiş olsun.
 
Kızım başka bir şehirde üniversiteside okuyor doktor bu hafta ona bipolar teşhisi koymuş uyuması için reksapin vermiş ve depakine başlatmış İlaçları kullanınca düzelecek değil mi?
 
Uzun süredir psikolojik tedavi gören kardeşime bu hafta bipolar uyum bozukluğu teşhisi koydular. Önceden anksiyete vs. demişlerdi ama bu sanırım daha ciddi bir şey. Her zaman biraz intihara meyilli yaşamaya hevesi olmayan bir çocuktu. Bu kadar ciddi bir şeyle nasıl baş edeceğimizi düşünüyorum.
Bu hastalık gelip geçici bir şey değil. Çevrenizde bu hastalığı olan insanlar var mı? Tedavisi nasıl devam ediyor? Rapor çıkartabilir miyiz? Ya da maaş falan alınabiliyor mu? Çünkü artık 20 yaşında ve sgksı olmadığı için hastanelere gidip gelirken para ödemek zorundayız ailemin bütçesi maalesef buna yetmez her seferinde.
Evet, eski sevgilim öyleydi. Ancak onun psikopatlığıda vardı. Evlerden ırak Allah esirgesin onun gibi insanı.

Tedavi bildiğim kadarı ile ilaç ile devam ediyor. Net olarak emin değilim belki exin beni kandırma yalanıdır. Kesin tedavisi yok, alçalma yükselme dönemleri olacak demişti. Genelde kış sezonuna girerken çöküntü yaşıyorlar. Hayat enerjileri tükenmiş yaşamak istemiyor gibi davranıyorlar. Yazında sanki dünyanın en mutlu insanı gibi. Anlık yaşıyorlar ne oldukları belli olmuyor. Bi anda alçalıp bi anda yükselebiliyorlar. Genelde öfke sinir problemi, kontrol edememe durumları oluyor. Benim ex psikiyatri ile görüşüyordu. Reçeteli ilaçlar kullanıyordu. Tabi o apayrı bi psikopattı anmışken söyleyeyim Allah belasını da versin inşallah.


Umarım sizin kardeşiniz için daha hafif ve sakin geçer bu süreç . Allah yar ve yardımcınız olsun inşallah çok geçmiş olsun
 
Kızım başka bir şehirde üniversiteside okuyor doktor bu hafta ona bipolar teşhisi koymuş uyuması için reksapin vermiş ve depakine başlatmış İlaçları kullanınca düzelecek değil mi?
Kalıcı olmuyor. Sürekli olarak ilaç kullanması gerekiyor. İlaç kullanmadığı takdirde sürekli tetikleyen bir hastalık ne yazık ki net bir tedavisi yok
 
Etiketlediğin için teşekkürler KudrAlobar KudrAlobar

Sağlık sigortası üzerine bir bilgim yok fakat tedaviye yanıtına göre %40tan itibaren engelli raporu almaya ve gelir, engel derecesine göre maaş bağlanmaya hakkı var kardeşinizin. Bunu araştırmanızı, doktoru ile istişare etmenizi öneririm, ekpss'ye girme hakkı da dahil kazanımı oluyor.

Bipolar bozukluğun iki tipi var; bunlar tip 1 ve tip 2 bipolar olmak üzere ikiye ayrılıyor.
Kardeşinizin hangi tip olduğunu öğrenin, böylelikle mizacının ne zaman nasıl değişikliklere yatkın olduğunu daha iyi takip etme şansınız olur. Ayrıca tedavi süresince disiplinli bir hayat tarzını da benimsemesi (Düzenli uyku saatleri, düzenli yemek saatleri, düzenli spor vb) faydasına olur. Bu düzeni oturtmak zor gelecektir ama bir kere başarırsa, iş hayatı da dahil kolay kolay tökezlemeyecektir.

Tip farkları da şöyle:
Tip1 bipolar: Duygu-durum skalasında majör depresyondan manik atağa kadar görebilen, manik atak (Taşkınlık-coşku) yaşamaya daha meyilli olan mizaç bozukluğudur.
Tip 2 bipolar: Duygu-durum skalasında majör depresyondan hipomaniye kadar görebilen, depresyon (çökkünlük) yaşamaya daha meyilli olanıdır.

İlaçları, hangi tip olduğuna ve hastalığın seyrine göre riskli görülen dönemlerde düzenlenir, her dönem dozları değişir ya da yeni ilaçlar eklenir/bazı ilaçlar çıkarılır. Her ne kadar ilaçlara uyum başlarda zorlayıcı olsa da, zamanla vücuduna en uyumlu ilacı keşfedecek ve yan etkileri git gide daha az hissedecektir.

Bunu senelik bir döngü olarak düşünün.
Ben kendimden örnek vereyim, şöyle bir mekanizması var bendekinin:
21 yaşında teşhis aldım, 6 sene aktif tedavi gördüm sürekli alevlendiği dönemlerdi.
Tip 1 bipolar hastasıyım, yani manik atak yaşarım artı psikotik manili oluyor (Yani tamamen gerçeklik algım yitiyor ataklar sırasında) ve hızlı döngülüyüm. (Yani senede en az iki manik atak yaşıyorum, bahar dönemlerinde)

Şöyle bir tedavi izleniyor (Vereceğim ilaç isimlerini sakın kafanıza göre kullanmayın, ilaç tavsiyesi değildir, doktorunuza danışın):

Aralık-Ocak-Şubat ayları durgun, depresif dönem olabiliyor çünkü bahar sonrası mani ardından düşüş oluyor ve müdahale edilmezse bu aylar depresyon geliyor, ancak bu ayları stabil geçiriyorum; antipsikotik (Düzenleyici) depakin, solian ve uyku için gyrex alıyorum.

Mart-Nisan daha enerjik olduğum zamanlar, Nisan-Mayıs ise mani riskli aylarım. Bu aylarda doktorumla daha sık iletişimde oluyoruz, belirtilere göre gerekirse doz artıyor ve ilaçlara rexapin ekleniyor. Eğer daha büyük belirtilerle daha hızlı bir maniye ilerleme olursa risperdal consta-akineton iğne vuruluyor.

Haziran-temmuz-ağustos depresyon dönemlerim. Eğer aşırı bir çökkünlük baş gösteriyorsa antipsikotik dozu arttırılıyor ve takviye wellbutrin gibi hafif antidepresanlar başlanıyor. Ancak bu antidepresanları ağustos sonuna kadar kullanamıyorum çünkü eylül-ekim-kasım mani riskli döneme giriyorum ve manik shift olmaması için antidepresanlar çok dikkatli veriliyor, vaktinden önce kesiliyor. (Tip 1 bipolar hastalar için antidepresan kullanımı bıçak sırtı gibidir. Depresyondan çıkarırken maniye itenek olabilir, bu yüzden hasta asla kafasına göre ilaç bırakmamalı/kullanmamalı, krizini tetikleyebilir)

Eylül-ekim daha enerjik, daha maniye yatkın ikinci dönem, konuşkan, neşeli, enerjik dönem. Bu süreçte yine depakin ve uyku/yeme için gyrex ya da serequel alıyorum. (Şu an bu dönemdeyim ancak hastalığım senelerdir uykuda, doğru tedavi ile kriz yok)

Ekim sonu-kasım mani riskli diğer dönem, Yine doktorum ile sık iletişim, belirtilere göre doz artırımı ilaç takviyesi vb.
Sonrasında Aralık- ocak- şubat yine depresyon riskli dönem ama krizsiz atlatıldığı müddetçe stabil oluyor.

Böyle bir mekanizması var, biz bunu oturtana kadar, yaklaşık 5-6 sene kadar hırpalandık ama çözdük, şu an teşhis geleli 14 sene geçti. Yaş aldıkça hastalıkla baş etmek daha da kolaylaştı bunun altını çizeyim. Hormonlar ona göre, beyin gelişti, tecrübe arttı, bilgim arttı, içgörüm arttı vs ve hastalığa karşı daha güçlü bir hale geldim.

Kardeşinizin ve sizlerin yapacağı şey, öncelikle ilgili, her soruyu rahatlıkla sorabileceğiniz, güvenilir bir doktorunuzun olması, sonrasında ataklara karşı bir güven çemberi oluşturacaksınız kardeşiniz etrafında bu da şöyle oluyor "Bipolar" denilen sinsi hastalığı çok iyi öğrenecek, bileceksiniz. Kardeşiniz de bilecek; belirtileri nedir, nasıl işler, neler yaşatır, kimlerde görülmüş, getirisi-götürüsü ne olmuş bunları hep bilin.

Kardeşiniz de bilhassa bilmeli, kabullenmeli ki içgörü geliştirebilsin, ataklar gelmeden kendini yakalayabilecek farkındalığa erişsin, kendisini tedaviye açsın, hasar almasın.

Ayrıca doktorunuza gıda takviyelerini sorun; psikotik manili oluyorsa bilhassa mani atakları, balık yağı, krill oil gibi takviyeler alması gerekebilir çünkü her psikotik mani sonrası hafıza darbe alır, sanrı sonrası beynin fiziksel hasar aldığı üzerine bilimsel çalışmalar yapılmış ve hücre yenilenmesi, tamiri için sağlıklı beslenmeyi yaşam stili haline getirmeleri için bu tip hastalara bilhassa şart koşuyorlar. İlaçlar (Mani dönemi ilaçları özellikle) yan etki olarak aşırı iştah artışı yapabiliyor, bu da doğal olarak ani kilo artışlarına sebep olabiliyor. Bu yüzden beslenme düzende kalmalı, bir de aşırı kilo aldım diye canını sıkmasın.

Bağımlılığa daha yatkın bir mizacımız var maalesef, bu illegal maddelerden tutun, kafein (Kola, kahve) bağımlılığına kadar geniş bir yelpaze. Kardeşiniz mümkün mertebe bağımlılık oluşturabilecek ortamlardan kaçınsın, kahve ya da benzeri bir içeceğe düşkünlüğü varsa günlük kota koysun. Bilhassa kafein ve nikotin maalesef ilaçların etkisini perdeleyen maddeler, bunları ne kadar az tüketirse o kadar iyi.

Aklınıza takılan olursa özelden sorabilirsiniz, müsait oldukça cevaplarım.
Zor bir hastalıktır ve ömür boyu bizimle evet, ama hayatın sonu değil, kontrolsüz, ümitsiz değil.
Valla sizi tebrik ederim erinmeden yorulmadan ne güzel yazmissiniz
 
Raporu maaşı bilmiyorum.
Bi tanıdıgımızda vardı. Hastalıgımı kabullendim ve asla ilaçlarımı kullanmayı kesmiyorum. Çünkü hemen nüksediyor derdi.
İlaçları içtiğinde bile bazı hareketleri garipti
40 yasına yaklaşmıştı ama bugn evet dediği bişeye yarın anneme sordum şöyle şöyle diyor hayır derdi
Yani karar mekanızmasını tmamen annesine bırskmıştı. Bunuda açık açık söylerdi
 
Kızım başka bir şehirde üniversiteside okuyor doktor bu hafta ona bipolar teşhisi koymuş uyuması için reksapin vermiş ve depakine başlatmış İlaçları kullanınca düzelecek değil mi?
Bu hastalıkta tamamen düzelmek diye bir şey yok maalesef. İlaçlarını düzenli kullanırsa normal bi hayatı olur ama kullanmazsa hastalık ilerler.
 
Uzun süredir psikolojik tedavi gören kardeşime bu hafta bipolar uyum bozukluğu teşhisi koydular. Önceden anksiyete vs. demişlerdi ama bu sanırım daha ciddi bir şey. Her zaman biraz intihara meyilli yaşamaya hevesi olmayan bir çocuktu. Bu kadar ciddi bir şeyle nasıl baş edeceğimizi düşünüyorum.
Bu hastalık gelip geçici bir şey değil. Çevrenizde bu hastalığı olan insanlar var mı? Tedavisi nasıl devam ediyor? Rapor çıkartabilir miyiz? Ya da maaş falan alınabiliyor mu? Çünkü artık 20 yaşında ve sgksı olmadığı için hastanelere gidip gelirken para ödemek zorundayız ailemin bütçesi maalesef buna yetmez her seferinde.
Bu durumda olanlar hastanelerin sağlık kurulundan rapor alarak maaş ve diğer haklardan faydalanabilir. Rapor oranı %40 ve üzeri çıkmalı.
 
Uzun süredir psikolojik tedavi gören kardeşime bu hafta bipolar uyum bozukluğu teşhisi koydular. Önceden anksiyete vs. demişlerdi ama bu sanırım daha ciddi bir şey. Her zaman biraz intihara meyilli yaşamaya hevesi olmayan bir çocuktu. Bu kadar ciddi bir şeyle nasıl baş edeceğimizi düşünüyorum.
Bu hastalık gelip geçici bir şey değil. Çevrenizde bu hastalığı olan insanlar var mı? Tedavisi nasıl devam ediyor? Rapor çıkartabilir miyiz? Ya da maaş falan alınabiliyor mu? Çünkü artık 20 yaşında ve sgksı olmadığı için hastanelere gidip gelirken para ödemek zorundayız ailemin bütçesi maalesef buna yetmez her seferinde.
Öncelikle geçmiş olsun. Benim Babam yıllardır bu hastalıkla yaşıyor maalesef. Sürekli ilaç tedavisi ve senede 1 kez iğnesi oluyor. Heyet raporu ile malülen emekli oldu 17 sene önce. Allah yardımcınız olsun atak dönemleri epey zorlu geçecek bol sabır diliyorum 😮‍💨
 
Etiketlediğin için teşekkürler KudrAlobar KudrAlobar

Sağlık sigortası üzerine bir bilgim yok fakat tedaviye yanıtına göre %40tan itibaren engelli raporu almaya ve gelir, engel derecesine göre maaş bağlanmaya hakkı var kardeşinizin. Bunu araştırmanızı, doktoru ile istişare etmenizi öneririm, ekpss'ye girme hakkı da dahil kazanımı oluyor.

Bipolar bozukluğun iki tipi var; bunlar tip 1 ve tip 2 bipolar olmak üzere ikiye ayrılıyor.
Kardeşinizin hangi tip olduğunu öğrenin, böylelikle mizacının ne zaman nasıl değişikliklere yatkın olduğunu daha iyi takip etme şansınız olur. Ayrıca tedavi süresince disiplinli bir hayat tarzını da benimsemesi (Düzenli uyku saatleri, düzenli yemek saatleri, düzenli spor vb) faydasına olur. Bu düzeni oturtmak zor gelecektir ama bir kere başarırsa, iş hayatı da dahil kolay kolay tökezlemeyecektir.

Tip farkları da şöyle:
Tip1 bipolar: Duygu-durum skalasında majör depresyondan manik atağa kadar görebilen, manik atak (Taşkınlık-coşku) yaşamaya daha meyilli olan mizaç bozukluğudur.
Tip 2 bipolar: Duygu-durum skalasında majör depresyondan hipomaniye kadar görebilen, depresyon (çökkünlük) yaşamaya daha meyilli olanıdır.

İlaçları, hangi tip olduğuna ve hastalığın seyrine göre riskli görülen dönemlerde düzenlenir, her dönem dozları değişir ya da yeni ilaçlar eklenir/bazı ilaçlar çıkarılır. Her ne kadar ilaçlara uyum başlarda zorlayıcı olsa da, zamanla vücuduna en uyumlu ilacı keşfedecek ve yan etkileri git gide daha az hissedecektir.

Bunu senelik bir döngü olarak düşünün.
Ben kendimden örnek vereyim, şöyle bir mekanizması var bendekinin:
21 yaşında teşhis aldım, 6 sene aktif tedavi gördüm sürekli alevlendiği dönemlerdi.
Tip 1 bipolar hastasıyım, yani manik atak yaşarım artı psikotik manili oluyor (Yani tamamen gerçeklik algım yitiyor ataklar sırasında) ve hızlı döngülüyüm. (Yani senede en az iki manik atak yaşıyorum, bahar dönemlerinde)

Şöyle bir tedavi izleniyor (Vereceğim ilaç isimlerini sakın kafanıza göre kullanmayın, ilaç tavsiyesi değildir, doktorunuza danışın):

Aralık-Ocak-Şubat ayları durgun, depresif dönem olabiliyor çünkü bahar sonrası mani ardından düşüş oluyor ve müdahale edilmezse bu aylar depresyon geliyor, ancak bu ayları stabil geçiriyorum; antipsikotik (Düzenleyici) depakin, solian ve uyku için gyrex alıyorum.

Mart-Nisan daha enerjik olduğum zamanlar, Nisan-Mayıs ise mani riskli aylarım. Bu aylarda doktorumla daha sık iletişimde oluyoruz, belirtilere göre gerekirse doz artıyor ve ilaçlara rexapin ekleniyor. Eğer daha büyük belirtilerle daha hızlı bir maniye ilerleme olursa risperdal consta-akineton iğne vuruluyor.

Haziran-temmuz-ağustos depresyon dönemlerim. Eğer aşırı bir çökkünlük baş gösteriyorsa antipsikotik dozu arttırılıyor ve takviye wellbutrin gibi hafif antidepresanlar başlanıyor. Ancak bu antidepresanları ağustos sonuna kadar kullanamıyorum çünkü eylül-ekim-kasım mani riskli döneme giriyorum ve manik shift olmaması için antidepresanlar çok dikkatli veriliyor, vaktinden önce kesiliyor. (Tip 1 bipolar hastalar için antidepresan kullanımı bıçak sırtı gibidir. Depresyondan çıkarırken maniye itenek olabilir, bu yüzden hasta asla kafasına göre ilaç bırakmamalı/kullanmamalı, krizini tetikleyebilir)

Eylül-ekim daha enerjik, daha maniye yatkın ikinci dönem, konuşkan, neşeli, enerjik dönem. Bu süreçte yine depakin ve uyku/yeme için gyrex ya da serequel alıyorum. (Şu an bu dönemdeyim ancak hastalığım senelerdir uykuda, doğru tedavi ile kriz yok)

Ekim sonu-kasım mani riskli diğer dönem, Yine doktorum ile sık iletişim, belirtilere göre doz artırımı ilaç takviyesi vb.
Sonrasında Aralık- ocak- şubat yine depresyon riskli dönem ama krizsiz atlatıldığı müddetçe stabil oluyor.

Böyle bir mekanizması var, biz bunu oturtana kadar, yaklaşık 5-6 sene kadar hırpalandık ama çözdük, şu an teşhis geleli 14 sene geçti. Yaş aldıkça hastalıkla baş etmek daha da kolaylaştı bunun altını çizeyim. Hormonlar ona göre, beyin gelişti, tecrübe arttı, bilgim arttı, içgörüm arttı vs ve hastalığa karşı daha güçlü bir hale geldim.

Kardeşinizin ve sizlerin yapacağı şey, öncelikle ilgili, her soruyu rahatlıkla sorabileceğiniz, güvenilir bir doktorunuzun olması, sonrasında ataklara karşı bir güven çemberi oluşturacaksınız kardeşiniz etrafında bu da şöyle oluyor "Bipolar" denilen sinsi hastalığı çok iyi öğrenecek, bileceksiniz. Kardeşiniz de bilecek; belirtileri nedir, nasıl işler, neler yaşatır, kimlerde görülmüş, getirisi-götürüsü ne olmuş bunları hep bilin.

Kardeşiniz de bilhassa bilmeli, kabullenmeli ki içgörü geliştirebilsin, ataklar gelmeden kendini yakalayabilecek farkındalığa erişsin, kendisini tedaviye açsın, hasar almasın.

Ayrıca doktorunuza gıda takviyelerini sorun; psikotik manili oluyorsa bilhassa mani atakları, balık yağı, krill oil gibi takviyeler alması gerekebilir çünkü her psikotik mani sonrası hafıza darbe alır, sanrı sonrası beynin fiziksel hasar aldığı üzerine bilimsel çalışmalar yapılmış ve hücre yenilenmesi, tamiri için sağlıklı beslenmeyi yaşam stili haline getirmeleri için bu tip hastalara bilhassa şart koşuyorlar. İlaçlar (Mani dönemi ilaçları özellikle) yan etki olarak aşırı iştah artışı yapabiliyor, bu da doğal olarak ani kilo artışlarına sebep olabiliyor. Bu yüzden beslenme düzende kalmalı, bir de aşırı kilo aldım diye canını sıkmasın.

Bağımlılığa daha yatkın bir mizacımız var maalesef, bu illegal maddelerden tutun, kafein (Kola, kahve) bağımlılığına kadar geniş bir yelpaze. Kardeşiniz mümkün mertebe bağımlılık oluşturabilecek ortamlardan kaçınsın, kahve ya da benzeri bir içeceğe düşkünlüğü varsa günlük kota koysun. Bilhassa kafein ve nikotin maalesef ilaçların etkisini perdeleyen maddeler, bunları ne kadar az tüketirse o kadar iyi.

Aklınıza takılan olursa özelden sorabilirsiniz, müsait oldukça cevaplarım.
Zor bir hastalıktır ve ömür boyu bizimle evet, ama hayatın sonu değil, kontrolsüz, ümitsiz değil.
Şey ben de de dürtü kontrol bozukluğu asıl olmakla beraber bipolar belirtisi de gösteriyorum.baska önerileriniz var mı benim taşkınlık dönemimde ne yaptığımı bilmiyorum
 
maddi konuda bilgim olmadığı için bir şey diyemeyeceğim. tedavi kesinlikle çok önemli hem psikiyatr hem psikoloğa gitmesi gerekli önceliğiniz bu olsun. kardeşinizin yaşını göremedim ama özellikle 18den küçükse manik ataklarında kumar uyuşturucu korunmasız cinsellik gibi kötü şeylere yönelmemesi için önlemler alın kesinlikle. korkutmayın, hastalıklı/deli gibi davranmayın, tehdit etmeyin ve bağırıp çağırmayın. sıkmayın ama gözetim altında olsun kesici delici aletler ortalıkta olmasın, ilaçlarını düzenli alması lazım alkol almamalı kesinlikle ve ilaçlarını kendisinin eline vermeyin mümkünse siz takip edin. olabildiğince sabırlı ve anlayışlı olun her daim sevdiğinizi aile olduğunuzu hissettirin. durumu anlamayacak patavatsız komşu ve akrabalardan uzak tutun onların da ağızlarına laf vermeyin bahsetmeyin mümkünse. meditasyon ve dua gibi yöntemlerle içini ferahlattırabilirsiniz o da isterse. hacıya hocaya kesinlikle götürmeyin korkutup ilerletebilir.
zor bir durum allah şifa versin :KK200:
 
Etiketlediğin için teşekkürler KudrAlobar KudrAlobar

Sağlık sigortası üzerine bir bilgim yok fakat tedaviye yanıtına göre %40tan itibaren engelli raporu almaya ve gelir, engel derecesine göre maaş bağlanmaya hakkı var kardeşinizin. Bunu araştırmanızı, doktoru ile istişare etmenizi öneririm, ekpss'ye girme hakkı da dahil kazanımı oluyor.

Bipolar bozukluğun iki tipi var; bunlar tip 1 ve tip 2 bipolar olmak üzere ikiye ayrılıyor.
Kardeşinizin hangi tip olduğunu öğrenin, böylelikle mizacının ne zaman nasıl değişikliklere yatkın olduğunu daha iyi takip etme şansınız olur. Ayrıca tedavi süresince disiplinli bir hayat tarzını da benimsemesi (Düzenli uyku saatleri, düzenli yemek saatleri, düzenli spor vb) faydasına olur. Bu düzeni oturtmak zor gelecektir ama bir kere başarırsa, iş hayatı da dahil kolay kolay tökezlemeyecektir.

Tip farkları da şöyle:
Tip1 bipolar: Duygu-durum skalasında majör depresyondan manik atağa kadar görebilen, manik atak (Taşkınlık-coşku) yaşamaya daha meyilli olan mizaç bozukluğudur.
Tip 2 bipolar: Duygu-durum skalasında majör depresyondan hipomaniye kadar görebilen, depresyon (çökkünlük) yaşamaya daha meyilli olanıdır.

İlaçları, hangi tip olduğuna ve hastalığın seyrine göre riskli görülen dönemlerde düzenlenir, her dönem dozları değişir ya da yeni ilaçlar eklenir/bazı ilaçlar çıkarılır. Her ne kadar ilaçlara uyum başlarda zorlayıcı olsa da, zamanla vücuduna en uyumlu ilacı keşfedecek ve yan etkileri git gide daha az hissedecektir.

Bunu senelik bir döngü olarak düşünün.
Ben kendimden örnek vereyim, şöyle bir mekanizması var bendekinin:
21 yaşında teşhis aldım, 6 sene aktif tedavi gördüm sürekli alevlendiği dönemlerdi.
Tip 1 bipolar hastasıyım, yani manik atak yaşarım artı psikotik manili oluyor (Yani tamamen gerçeklik algım yitiyor ataklar sırasında) ve hızlı döngülüyüm. (Yani senede en az iki manik atak yaşıyorum, bahar dönemlerinde)

Şöyle bir tedavi izleniyor (Vereceğim ilaç isimlerini sakın kafanıza göre kullanmayın, ilaç tavsiyesi değildir, doktorunuza danışın):

Aralık-Ocak-Şubat ayları durgun, depresif dönem olabiliyor çünkü bahar sonrası mani ardından düşüş oluyor ve müdahale edilmezse bu aylar depresyon geliyor, ancak bu ayları stabil geçiriyorum; antipsikotik (Düzenleyici) depakin, solian ve uyku için gyrex alıyorum.

Mart-Nisan daha enerjik olduğum zamanlar, Nisan-Mayıs ise mani riskli aylarım. Bu aylarda doktorumla daha sık iletişimde oluyoruz, belirtilere göre gerekirse doz artıyor ve ilaçlara rexapin ekleniyor. Eğer daha büyük belirtilerle daha hızlı bir maniye ilerleme olursa risperdal consta-akineton iğne vuruluyor.

Haziran-temmuz-ağustos depresyon dönemlerim. Eğer aşırı bir çökkünlük baş gösteriyorsa antipsikotik dozu arttırılıyor ve takviye wellbutrin gibi hafif antidepresanlar başlanıyor. Ancak bu antidepresanları ağustos sonuna kadar kullanamıyorum çünkü eylül-ekim-kasım mani riskli döneme giriyorum ve manik shift olmaması için antidepresanlar çok dikkatli veriliyor, vaktinden önce kesiliyor. (Tip 1 bipolar hastalar için antidepresan kullanımı bıçak sırtı gibidir. Depresyondan çıkarırken maniye itenek olabilir, bu yüzden hasta asla kafasına göre ilaç bırakmamalı/kullanmamalı, krizini tetikleyebilir)

Eylül-ekim daha enerjik, daha maniye yatkın ikinci dönem, konuşkan, neşeli, enerjik dönem. Bu süreçte yine depakin ve uyku/yeme için gyrex ya da serequel alıyorum. (Şu an bu dönemdeyim ancak hastalığım senelerdir uykuda, doğru tedavi ile kriz yok)

Ekim sonu-kasım mani riskli diğer dönem, Yine doktorum ile sık iletişim, belirtilere göre doz artırımı ilaç takviyesi vb.
Sonrasında Aralık- ocak- şubat yine depresyon riskli dönem ama krizsiz atlatıldığı müddetçe stabil oluyor.

Böyle bir mekanizması var, biz bunu oturtana kadar, yaklaşık 5-6 sene kadar hırpalandık ama çözdük, şu an teşhis geleli 14 sene geçti. Yaş aldıkça hastalıkla baş etmek daha da kolaylaştı bunun altını çizeyim. Hormonlar ona göre, beyin gelişti, tecrübe arttı, bilgim arttı, içgörüm arttı vs ve hastalığa karşı daha güçlü bir hale geldim.

Kardeşinizin ve sizlerin yapacağı şey, öncelikle ilgili, her soruyu rahatlıkla sorabileceğiniz, güvenilir bir doktorunuzun olması, sonrasında ataklara karşı bir güven çemberi oluşturacaksınız kardeşiniz etrafında bu da şöyle oluyor "Bipolar" denilen sinsi hastalığı çok iyi öğrenecek, bileceksiniz. Kardeşiniz de bilecek; belirtileri nedir, nasıl işler, neler yaşatır, kimlerde görülmüş, getirisi-götürüsü ne olmuş bunları hep bilin.

Kardeşiniz de bilhassa bilmeli, kabullenmeli ki içgörü geliştirebilsin, ataklar gelmeden kendini yakalayabilecek farkındalığa erişsin, kendisini tedaviye açsın, hasar almasın.

Ayrıca doktorunuza gıda takviyelerini sorun; psikotik manili oluyorsa bilhassa mani atakları, balık yağı, krill oil gibi takviyeler alması gerekebilir çünkü her psikotik mani sonrası hafıza darbe alır, sanrı sonrası beynin fiziksel hasar aldığı üzerine bilimsel çalışmalar yapılmış ve hücre yenilenmesi, tamiri için sağlıklı beslenmeyi yaşam stili haline getirmeleri için bu tip hastalara bilhassa şart koşuyorlar. İlaçlar (Mani dönemi ilaçları özellikle) yan etki olarak aşırı iştah artışı yapabiliyor, bu da doğal olarak ani kilo artışlarına sebep olabiliyor. Bu yüzden beslenme düzende kalmalı, bir de aşırı kilo aldım diye canını sıkmasın.

Bağımlılığa daha yatkın bir mizacımız var maalesef, bu illegal maddelerden tutun, kafein (Kola, kahve) bağımlılığına kadar geniş bir yelpaze. Kardeşiniz mümkün mertebe bağımlılık oluşturabilecek ortamlardan kaçınsın, kahve ya da benzeri bir içeceğe düşkünlüğü varsa günlük kota koysun. Bilhassa kafein ve nikotin maalesef ilaçların etkisini perdeleyen maddeler, bunları ne kadar az tüketirse o kadar iyi.

Aklınıza takılan olursa özelden sorabilirsiniz, müsait oldukça cevaplarım.
Zor bir hastalıktır ve ömür boyu bizimle evet, ama hayatın sonu değil, kontrolsüz, ümitsiz değil.
Çok güzel bilgi vermissiniz teşekkür ederim.
 
Bilmiyorum ben konuyu yeni gördüm. Bu konuda yardım istiyorum. Çevresinde bu duygu durum rahatsızlığı olan varsa ve bana yardımcı olabilirse çok sevinirim. 1 yıldır bipolar rahatsızlığı olan komşum var ve kimsesi yok ve ben nasıl davranmam gerektigini bilmiyorum.
 
Back
X