- 29 Kasım 2014
- 200
- 91
- 13
Herkese Selam
Uzun zamandır bu foruma ara ara bakıyorum. Burada yaşanan hayatlardan ders çıkardığım oluyor. Bazen de okuduğuma pişman oluyorum. Herkesin derdi var. Kiminin derdi çaresiz, kimininkisi ise canını sıkmaya bile değmeyecek mantıksız, günah dolu şeyler. Ben de basit dertlerimi büyütürdüm, şimdi yaşadığım ise öyle bir şey ki, ömür boyu içimden çıkmayacak bir acı. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak... Burada çok şeyler anlatılıyor. Ben de Allah rızası için, okuduğum eserlerden yola çıkarak ve burada yazılanlara bakarak bir şeyler anlatmak istiyorum.
İşlenen günahtan daha büyük bir günah da, onu açıklamaktır. Allahu Tealanın örttüğü bir günahı açıklayan ve böylece hiç haberi olmayanları ona şahit yapan kimsenin durumu, hadisi şerifte şöyle anlatılmıştır:
"Günahları açıklayıp yayanlar hariç, bütün tövbe eden insanlar affedilmiştir. İnsanlardan birisi geceleyin bir günah işler. Allahu Teala onun günahını örter, ancak o kimse sabaha çıktığında Allahu Tealanın örttüğü perdeyi açar ve günahını insanlara anlatır." Farkında değiliz belki ama bizler de bunu yapıyoruz...
Bazı insanlar bir günah işler fakat aynı zamanda binlerce günahın vebaline girer. Bu kimse günah olan bir işte öncülük yapar, günahın yolunu açar. Onu gören başkaları kendisine uyar. O günah yolundan gidildiği ve günahla amel edildiği müddetçe, o günahın getireceği kötülüklerin bir misli bu kimseye de yazılır.
Öldüğü zaman günahları da kendisiyle ölen ve onlardan hesaba çekilmeyen kimseye müjdeler olsun. Günahını başkasına bulaştırmayan kişiye ne mutlu! Alimlerden birisi der ki:"Günah işleme! Eğer günah işlemek durumunda kalırsan, günaha başkasını sevk ve ortak etme. Çünkü bu durumda iki günah kazanmış olursun." Bir ayeti kerimede de Allahu teala şöyle buyurmuştur:"Münafık erkekler ve münafık kadınlar, birbirinin parçasıdır. Onlar kötülüğü emredder, iyilikten alıkoyarlar." Bir insanı günaha sevk eden kimse, kötülüğü emretmiş, iyiliği yasaklamış olur. Bu da münafıkların sıfatıdır. Farkında değiliz belki ama günahımızı yayarak kötülüğü emretmiş, iyilikten alıkoymuş oluyoruz.
Kişi zina ve namusla ilgili suçları kimseye açmamalıdır. Onlara güzelce tövbe edip bir daha yapmamaya kesin söz vermeli ve o işlerin muhitinden uzaklaşmalıdır.
Bunlar bir kitaptan okuduğum ve paylaşmam gerektiğini düşündüğüm şeylerdi. Belki burası yeri değildi, ama bu da beni rahatsız eden bir dertti. Tepki gösterseniz bile umrumda değil, çünkü Allah rızası için yazdım. Çünkü herkes işlediği günahları anlatıyor. Bırakın sizin özeliniz sizde kalsın. Geçmişte yaşadıklarınızı ne buralarda anlatın ne de eş adayınıza anlatın...Hem neden pişmanlık duyduğumuz bir şeyi anlatmak zorundaymışsınız ki? Bırakın bu yüzden size güvenmeyecekse güvenmesin. Sizi sevse zaten böyle şeyleri önemsemez, size değer verdiği için.. Anlatmayalım. Çünkü bu Allah ile aramızdaki perdeyi yırtmak oluyor. Böyle yerlerde anlatınca da başka insanları günahımıza sevk etmiş oluyoruz.Bir düşünsenize, bu yazları aklı ermeyen ergenler de okuyor, imreniyor. Lütfen yapmayalım bunu. Kendi adıma konuşuyorum benim günahıma girenler çok oldu günahlarını yayarak.....Ama artık farkındayım.
Şunu da söylemek isterim ki eğer kardeşleriniz, aileniz hayattaysa(ailesini sevenler için söylüyorum), ne derdiniz olursa olsun siz aslında mutlusunuz ama farkında değilsiniz. Abisini, kardeşini kaybedenler ölene kadar mutlu olamayacak. Mutlu olmak kelimesini bile ağzına alamayacak. Benim de eskiden sizin gibi dertlerim vardı, ama bunlar dünyalık, gelip geçici dertlermiş. Aslında ne kadar mutluymuşum da farkında değilmişim. Buradakilerin çoğu mutlu ama farkında değiller. Gerçi mutlu olmak da çok önemli değil. Mutsuz olsam ne olacak, bir gün ben de ölümü tadacağım ve her şey bitecek. Neden yaşıyoruz ki hala, kendimi hiçbir yere ait hissedemiyorum. Dünyada bir yere sığamıyorum. Dünyada oyalanmak bana çok ağır geliyor, nefes alamıyorum....
Uzun zamandır bu foruma ara ara bakıyorum. Burada yaşanan hayatlardan ders çıkardığım oluyor. Bazen de okuduğuma pişman oluyorum. Herkesin derdi var. Kiminin derdi çaresiz, kimininkisi ise canını sıkmaya bile değmeyecek mantıksız, günah dolu şeyler. Ben de basit dertlerimi büyütürdüm, şimdi yaşadığım ise öyle bir şey ki, ömür boyu içimden çıkmayacak bir acı. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak... Burada çok şeyler anlatılıyor. Ben de Allah rızası için, okuduğum eserlerden yola çıkarak ve burada yazılanlara bakarak bir şeyler anlatmak istiyorum.
İşlenen günahtan daha büyük bir günah da, onu açıklamaktır. Allahu Tealanın örttüğü bir günahı açıklayan ve böylece hiç haberi olmayanları ona şahit yapan kimsenin durumu, hadisi şerifte şöyle anlatılmıştır:
"Günahları açıklayıp yayanlar hariç, bütün tövbe eden insanlar affedilmiştir. İnsanlardan birisi geceleyin bir günah işler. Allahu Teala onun günahını örter, ancak o kimse sabaha çıktığında Allahu Tealanın örttüğü perdeyi açar ve günahını insanlara anlatır." Farkında değiliz belki ama bizler de bunu yapıyoruz...
Bazı insanlar bir günah işler fakat aynı zamanda binlerce günahın vebaline girer. Bu kimse günah olan bir işte öncülük yapar, günahın yolunu açar. Onu gören başkaları kendisine uyar. O günah yolundan gidildiği ve günahla amel edildiği müddetçe, o günahın getireceği kötülüklerin bir misli bu kimseye de yazılır.
Öldüğü zaman günahları da kendisiyle ölen ve onlardan hesaba çekilmeyen kimseye müjdeler olsun. Günahını başkasına bulaştırmayan kişiye ne mutlu! Alimlerden birisi der ki:"Günah işleme! Eğer günah işlemek durumunda kalırsan, günaha başkasını sevk ve ortak etme. Çünkü bu durumda iki günah kazanmış olursun." Bir ayeti kerimede de Allahu teala şöyle buyurmuştur:"Münafık erkekler ve münafık kadınlar, birbirinin parçasıdır. Onlar kötülüğü emredder, iyilikten alıkoyarlar." Bir insanı günaha sevk eden kimse, kötülüğü emretmiş, iyiliği yasaklamış olur. Bu da münafıkların sıfatıdır. Farkında değiliz belki ama günahımızı yayarak kötülüğü emretmiş, iyilikten alıkoymuş oluyoruz.
Kişi zina ve namusla ilgili suçları kimseye açmamalıdır. Onlara güzelce tövbe edip bir daha yapmamaya kesin söz vermeli ve o işlerin muhitinden uzaklaşmalıdır.
Bunlar bir kitaptan okuduğum ve paylaşmam gerektiğini düşündüğüm şeylerdi. Belki burası yeri değildi, ama bu da beni rahatsız eden bir dertti. Tepki gösterseniz bile umrumda değil, çünkü Allah rızası için yazdım. Çünkü herkes işlediği günahları anlatıyor. Bırakın sizin özeliniz sizde kalsın. Geçmişte yaşadıklarınızı ne buralarda anlatın ne de eş adayınıza anlatın...Hem neden pişmanlık duyduğumuz bir şeyi anlatmak zorundaymışsınız ki? Bırakın bu yüzden size güvenmeyecekse güvenmesin. Sizi sevse zaten böyle şeyleri önemsemez, size değer verdiği için.. Anlatmayalım. Çünkü bu Allah ile aramızdaki perdeyi yırtmak oluyor. Böyle yerlerde anlatınca da başka insanları günahımıza sevk etmiş oluyoruz.Bir düşünsenize, bu yazları aklı ermeyen ergenler de okuyor, imreniyor. Lütfen yapmayalım bunu. Kendi adıma konuşuyorum benim günahıma girenler çok oldu günahlarını yayarak.....Ama artık farkındayım.
Şunu da söylemek isterim ki eğer kardeşleriniz, aileniz hayattaysa(ailesini sevenler için söylüyorum), ne derdiniz olursa olsun siz aslında mutlusunuz ama farkında değilsiniz. Abisini, kardeşini kaybedenler ölene kadar mutlu olamayacak. Mutlu olmak kelimesini bile ağzına alamayacak. Benim de eskiden sizin gibi dertlerim vardı, ama bunlar dünyalık, gelip geçici dertlermiş. Aslında ne kadar mutluymuşum da farkında değilmişim. Buradakilerin çoğu mutlu ama farkında değiller. Gerçi mutlu olmak da çok önemli değil. Mutsuz olsam ne olacak, bir gün ben de ölümü tadacağım ve her şey bitecek. Neden yaşıyoruz ki hala, kendimi hiçbir yere ait hissedemiyorum. Dünyada bir yere sığamıyorum. Dünyada oyalanmak bana çok ağır geliyor, nefes alamıyorum....
Son düzenleme: