- 23 Mayıs 2022
- 475
- 464
Size anlatacağım bu konuyu kimseye anlatamadım. Ne arkadaşlarıma ne aileme... Hiç olmamış gibi davranıp olayın üstünü örttüm ama size anlatmam gerek. Dikkat! Uzun bir yazı!
Üniversitenin ilk günü otobüsten inerken bi çocuğun merdivenin hemen başında elini öne doğru işaret ederek (buyur geç dercesine) bana yer vermesiyle çok mutlu olmuştum ama kendisini tanımadığım için o anlık bir şeydi ve geçti gitti. Hepimiz fakültelere doğru ilerlerken onunla aynı yere gittiğimizi anladım, o da adımlarını yavaşlatıp sohbet muhabbet açmak için havadan sudan konuşmaya başladı. Böylelikle tanışmış olduk.
Ne kadar iyi bir çocuk, ne kadar efendi diye düşüne düşüne günler geçti. Beni sosyal medyadan ekledi ve hikayelerime yanıt vermeye başladı. Esprili hikayelerime esprili cevaplar vermesi çok hoşuma gidiyordu. Anlayacağınız, bu çocuk benim baaaya hoşuma gidiyordu.
Daha sonra türlü türlü bahanelerle beni aramaya başladı. "şu kitabı nereden alacağız, buraya nasıl gitmeliyim" tarzında sürekli bahanelerle beni arıyordu.
Whatsapp, instagram gibi yerlerden sürekli konuşmaya başladık. Benimle konuşmaktan çok keyif aldığını söylüyordu. Flörtleşiyorduk ama hiç cıvıtmıyorduk. Okuldayken birbirimize bakıp gülümseyip önümüze dönüyorduk. Gözlerini sürekli üzerimde hissediyordum. Sanki bir kalkan gibiydi. Onunla her şeyi aşabileceğime çok inanmıştım.
Tiyatroya gittiğimizde beni telefonla aradı. "seni beklememi ister misin?" dedi. Ben de utangaç utangaç yanıtlar verdim. O da mesaj alındı dercesine güldü. Sonra...
Sürekli mesajlaşıyorduk ama okulda hiç yanıma gelmiyordu. Bakıyordu, günaydın diyordu ama ötesi olmuyordu. Takıldığı 1-2 kız vardı. "arkadaşıdır..." diye düşündüm. Çünkü kendi kendime triplenmemin bir alemi yoktu. Herkesin bi alanı olmalıydı, ona bu alanı tanımalıydım. Öyle de yaptım. Fakat okulda yanıma gelmeyip yurda döndüğünde bana mesaj yazması çok kırıcıydı.
Sınıfça yemek düzenledik. Çok güzel olmuştum. Ama o bana bir kere bile bakmamıştı. Gözü bile değmemişti. Aramızda 1 metre bile mesafe yoktu, ama beni görmüyordu. Kendimi çok çirkin hissettim. Eve gidince bir güzel ağladım. Sonra yine o aynı mesaj
"naber"
Kötü. Çok kötü hem de. Çok değersiz ve çok çirkin hem de! Böyle diyemedim tabii. Rahatsızlığımı söyledim, "moralim bozuk" falan dedi. "uykusuzum" dedi. dedi de dedi. Hep dedi ama hiç gelmedi yanıma. Hiç bakmadı bana. Okuldayken elinden telefon düşmüyordu. Hikayeme mi bakmıştı? Hayır bakmamıştı. Öyleyse ne yapıyordu? Evet, o düşündüğünüz şeyi.
Henüz 5 gün önce bana yazmasına rağmen (aya vurursak 7-8 ay önce haha ) başka biriyle sevgili olduğunu öğrendim. Sınıftan takıldığı o 1-2 kızdan biriyle... Sınıftaki erkeklere benden hoşlanan var mı diye bile sormuş, bunlara rağmen başka kıza gitmişti. Başka kıza kalpler atmış, onunla sevgili olmuş, beni listesinden çıkarmıştı.
Bu da böyle bir hikaye. Eski bir hikaye.
Üniversitenin ilk günü otobüsten inerken bi çocuğun merdivenin hemen başında elini öne doğru işaret ederek (buyur geç dercesine) bana yer vermesiyle çok mutlu olmuştum ama kendisini tanımadığım için o anlık bir şeydi ve geçti gitti. Hepimiz fakültelere doğru ilerlerken onunla aynı yere gittiğimizi anladım, o da adımlarını yavaşlatıp sohbet muhabbet açmak için havadan sudan konuşmaya başladı. Böylelikle tanışmış olduk.
Ne kadar iyi bir çocuk, ne kadar efendi diye düşüne düşüne günler geçti. Beni sosyal medyadan ekledi ve hikayelerime yanıt vermeye başladı. Esprili hikayelerime esprili cevaplar vermesi çok hoşuma gidiyordu. Anlayacağınız, bu çocuk benim baaaya hoşuma gidiyordu.
Daha sonra türlü türlü bahanelerle beni aramaya başladı. "şu kitabı nereden alacağız, buraya nasıl gitmeliyim" tarzında sürekli bahanelerle beni arıyordu.
Whatsapp, instagram gibi yerlerden sürekli konuşmaya başladık. Benimle konuşmaktan çok keyif aldığını söylüyordu. Flörtleşiyorduk ama hiç cıvıtmıyorduk. Okuldayken birbirimize bakıp gülümseyip önümüze dönüyorduk. Gözlerini sürekli üzerimde hissediyordum. Sanki bir kalkan gibiydi. Onunla her şeyi aşabileceğime çok inanmıştım.
Tiyatroya gittiğimizde beni telefonla aradı. "seni beklememi ister misin?" dedi. Ben de utangaç utangaç yanıtlar verdim. O da mesaj alındı dercesine güldü. Sonra...
Sürekli mesajlaşıyorduk ama okulda hiç yanıma gelmiyordu. Bakıyordu, günaydın diyordu ama ötesi olmuyordu. Takıldığı 1-2 kız vardı. "arkadaşıdır..." diye düşündüm. Çünkü kendi kendime triplenmemin bir alemi yoktu. Herkesin bi alanı olmalıydı, ona bu alanı tanımalıydım. Öyle de yaptım. Fakat okulda yanıma gelmeyip yurda döndüğünde bana mesaj yazması çok kırıcıydı.
Sınıfça yemek düzenledik. Çok güzel olmuştum. Ama o bana bir kere bile bakmamıştı. Gözü bile değmemişti. Aramızda 1 metre bile mesafe yoktu, ama beni görmüyordu. Kendimi çok çirkin hissettim. Eve gidince bir güzel ağladım. Sonra yine o aynı mesaj
"naber"
Kötü. Çok kötü hem de. Çok değersiz ve çok çirkin hem de! Böyle diyemedim tabii. Rahatsızlığımı söyledim, "moralim bozuk" falan dedi. "uykusuzum" dedi. dedi de dedi. Hep dedi ama hiç gelmedi yanıma. Hiç bakmadı bana. Okuldayken elinden telefon düşmüyordu. Hikayeme mi bakmıştı? Hayır bakmamıştı. Öyleyse ne yapıyordu? Evet, o düşündüğünüz şeyi.
Henüz 5 gün önce bana yazmasına rağmen (aya vurursak 7-8 ay önce haha ) başka biriyle sevgili olduğunu öğrendim. Sınıftan takıldığı o 1-2 kızdan biriyle... Sınıftaki erkeklere benden hoşlanan var mı diye bile sormuş, bunlara rağmen başka kıza gitmişti. Başka kıza kalpler atmış, onunla sevgili olmuş, beni listesinden çıkarmıştı.
Bu da böyle bir hikaye. Eski bir hikaye.