Bencillik mi?Kaygı mı?adını koyamıyorum.

fileyha

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
21 Kasım 2017
6
6
1
Merhaba
Yönetimin bilgisi dahilinde ikinci üyelik aldım,formda deşifre olabileceğim yakınlarım olduğu için de bazı bilgileri değiştirmek zorunda kaldım,affınıza sığınarak....

Aslında sorun iç dünyamda,yani buraya içimi dökmek beni rahatlatabilir ama çözüm olacak mı sanmam,yine de derdime ortak olup okuyanlara, sonsuz sevgiler...

Uzatmak istemiyorum ama uzun olacağı için de şimdiden özür diliyorum,
Aslında sorun 13 lü yaşlarımda başladı;ilgi çeken,zeki,biraz havai,enerjik, içi içine sığmayan bir kız çocuğuydum.Bu ilerleyen yaşlarımda içe kapanık,öz güvensiz,pısırık bir insana dönmemi sağlayan süreçle son buldu.

4 Kardeşin en büyüğü!abla sıfatıyla kendimi bildim bileli örnek olmaya zorlanan,her şeyi mükemmel, hatasız yapması gereken biri olarak, o büyük sorumluluk sırtımdaydı hep.
Karne zamanı başarı belgesi almamın bir önemi olmazdı, çünkü benden küçüklerin durumları çok da iç açıcı olmazdı(hayat ne ilginç şimdi ben ev hanımı onlar, biri Mali müşavir,İkisi Doktor:)ve bunun faturası bana kesilirdi.Ama onların annesi gibiydim, çok seviyordum kardeşlerimi her zaman da sevdim.
Hiç konuyu ona getirmek istemiyorum! çünkü yaramı yeniden kanatmak beni nasıl bir hissiyata sokuyor bilemezsiniz,şu yazıyı yazarken bile kaçıyorum ondan! maalesef evet Annem.........
Annem dominant,her şeyi dört dörtlük bekleyen,oldukça da sorunlu,huysuz bir insandı.
Babamla evlenirken ailesine karşı gelmiş,evlenince de bu sorumluluğu kaldıramamış,bizleri ve babamı hayatı boyunca kendisi için dert görmüş bir kadın o!Özellikle beni ve babamı....
Ama iş ailesine, teyzelerime,dayılarıma ve özellikle yeğenlerine geldiğinde o sorunlu kadın gidiyor ve yerine bambaşka sevgi dolu anaç bir kadın geliyordu ve hala öyle...
Uzun bir süre kuzenlerimin bir kısmı, okul ya da iş bahanesiyle evimizde kaldılar,onlara gösterilen özen ve sevgi ile bir kıyasa girmem mümkün bile değildi,onlar annemin ya da babamın yeğenleri idi....
Kendimi bildim bileli içten sevgisini gösteren, azıcık bir temas,bir söz,takdir olmadı.Hep eleştiri! ve dibe çekme!bunların karşısında da asla memnun edememem beni fazlasıyla yanlış kararlara itti...
Elbette her şeyden sorumlu değildi,ama hayatımın büyük kısmı ondan kaçmak ve yine kendimi onun yanında bulmamla son buluyordu....
Ortaokul ve lise de, arkadaş yasakları,gezme ve giyim kotası oldukça sorunlu geçti,hiçbir zaman evet bu da bir çocuk istekleri ve arzuları var denmedi,ya da ben mi doyumsuzum?.Sevdiğiniz değer verdiğiniz insanların ya da yoldan geçen tesadüfen yanınızda beliren tanıdıkların içinde her konuşmayı ailesine getiren çocuklarından ve eşinden sürekli şikayetçi asla memnun olmayan bir kadın düşünün....Ne derece mutlu olabilirdiniz ki böyle bir ailenin içinde.Oysa her daim imkanları ve yaşam şekli gıpta ile bakılan bir aileydik,farkında değildi ve hiçbir zaman olmadı.
Bunu söylemekten de düşünmekten de utanıyorum ama bir anne kızıyla sürekli kendini kıyaslar mı?bunu neden yapar?bu sorunun cevabi için kendimden yıllarca nefret ettim,beni kendi yerine koymuştu,o cıvıl cıvıl,havai kız aslında kendiydi ve vereceği yanlış kararlar için sanki geleceği görürmüşcesine hep canımı acıtırdı...
Şiddetle tanışmamı hatırlamıyorum, bazen omuzum da ki diş izlerinin bende çoook derinlerde bıraktığı yarayı hatırlamamak adına bakmıyorum aynada....Buna neden her zaman bulunurdu....
Şimdi sorsan 24 yaşında 4 çocuk annesi ve birkaç kez aldatılmış,ailesine rest çekip kaçarak evlenen bir kadın olarak ne yapabilirdi ki?
Yıllar yılları kovaladı kendimi hep sıcak yuva özlemi kurarken anımsıyorum,içinde saygının sonsuz olduğu bir yuva,huzursuzluğun asla olmayacağı,şikayetçi olmayacağım bir eş ve çocuklarım....
Derken Annemin dayısı bir bayram ziyaretinde oğlu için beni düşünmüş,annemde ki hevesi görmeniz lazım,oysa ki okuyun diye yırtınan kadın bir anda fikir değiştirmişti,özellikle de benim için...Gurbetçi olarak nitelenen bu insanların hayat tarzı da hiç bize göre değildi ama sanırım sırf anneme yaranabilmek adına cazip geldi ve 19 yaşında nişanlanıp 20 yaşında evlendim, bir kızım oldu ve 7 yıl boyunca bol işkenceli,omuzum da ki diş izlerini aratmayacak fazlasıyla ruhumu yaralayan bir evliliğin nihayeti boşanma oldu....Neden 7 yıl değil mi? evde de annem vardı çünkü!,ruhumu bu seferde bu konuyla yaralayacak bir annem!nereye kadar kaçacaktım ki?Uyuşturucu bağımlısı bir psikopatın yanında ancak 7 yıl dayana bilmiştim...
Uzun bir süre çalıştım ve ailemin yanında kaldım.Kızım hep yara aldı bu süreçte nedeni ise annem bir türlü kabullenemiyordu,boşanmış olduğumu ve kız kardeşimle didişmelerinden de şikayet edip sürekli kızımı haksız çıkaran davranışlar sergiliyordu....
Kendimi toparlamam uzun sürmedi ,bir kızım vardı bana ihtiyacı olan,her zaman şefkat bekleyen.Sonrasın da severek evlendiğim şimdiki eşim karşıma çıktı.
yine bir kaçış mıydı? hayır asla pişman değilim,Allah pişman ettirmesin hiçbirimizi!Ama aması var;

Asıl mesele eşim de,tıpkı annem ve babam gibi önceliği sadece annesi babası ve kardeşleri olduğunu düşündüğüm bir insan!
Hep bununla mı sınanmak zorundayım?bencillik mi ediyorum?
Neden hayatımda ki insanlar için hep sonra geliyorum böyle hissetmem doğal mı?Şimdi bir oğlumuz var ve bazen ondan da önce geldikleri için benim yaşayacağım şeyleri yaşamasından,hissettiklerimi hissetmesinden korkuyorum.....Çünkü gidişat onu gösteriyor.
Yaşadığım şehire kv ve kp bir de görümcem, kaynımın yanına gelecekler ve uzun bir süre buradalar,eşimdeki mutluluğu,hevesi tarif edemem,ve onların yatacakları yatağa kadar almayı planlıyor,oysaki oğlumuzun odasını döşemeyi ertelemişti maddi imkanları bahane edip...Anlayacağınız yine bu hisler beni yoruyor?ne yapmalıyım bilemiyorum.
Genel olarak mutluyum sadece içimdeki bu his bazen kızgınlığa dönüşebiliyor,nedeni önceki yaşanmışlıklar mı?bilemiyorum,onu kırmak da istemiyorum çünkü gerçekten en iyisini hak eden birisi ama?işte yine aması var.

Daldan dala atladım biliyorum, çok uzun oldu,hepinize teşekkür ederim.En azından içimi döktüm vesile oldunuz.Şimdiden okuyan herkese teşekkürler.
 
İşe kendimizi sevmeyle başlayalım diyeceğim ama bende de yok o durum =) şimdi şöyle düşünelim mi güzel yürekli kardeşim. İki evladınız varmış, muhtemelen bu hayatta en çok sevdiğiniz onlardır. Annenizden, eşinizden herkesten... o yüzden kimsenin hayatında önceliğim yok diye üzülmeyin. İkinci eşinizle mutluysanız bırakın bu mutluluğun tadını çıkarın.. çünkü buna bile hasret olanlar var bakınız ben =) bardağın dolu tarafından bakalım =) şimdi gülümseyin çünkü ben öyle yapıyorum =)
 
Geçmişteki travmaları atlatamıyorsanız yardım almanız gerekir,bu kafayla 2 bebe büyütmek de zarar bence.
Herkesin çocukluğunda,gençliğinde küçük büyük sıkıntılar var maalesef.
Ama bunları kafaya takarak,ayrıntılarda boğulmak size sadece kaybettirir,hayat boyu.
 
bu arada baban ne yapıyor merak ettim. bu olaylarda sesi çıkmıyor mu hiç?

eşinle de konuş. oğlumuzun odası yokken neden başkalarına masraf edelim de.
 
Cok zor bır hayat yasamıssınız bundan sonrası ıns ıyı olur.
Annenızın ılk zmnlardakı en bunalımlı halınde dogan ılk cocouk olarak butun o bunalımla sızı ozdeslestırmıs sankı, bırde gercekten bazı anneler kız cocoukları ıle yarıs halınde olabılıyor nedendır bılmem.
Eskıkı olaylar bır sekılde gecmıs bundan sonrası ıcın daha ıyısı olabılır bence.
esınızın cocouk konusunda masraftan kacması aılesıne hızmette kusur etmemesı cok sınır bozucu ama sızde ne kadar buna karsı cıkıyorsunuz buda onemlı. pasıfmı kalıyorsunuz acaba?
cocugun ıhtıyaclarının ertelenmesıne ızın evrmeyın mesela, gereklı alınacak dıye dıretın gerekırse, cogu kımseler tutumlu kadına aferım demez zaten ne dıye kendınızı uzesınızkı.
esınız eger kendı cocugundan cok yegenlerıne bılmem kıme ılgı gosterıyorsa acıkca soyleyın, gerekırse tartısın bu alıskanlıgı sonlandırsın. Benımkı belkıde kıskanclık boyutu olabılır ama esım kendı cocougundan once baskasınınkını dusunse gercekten pıs kavga cıkarırdım.
Bence artık alttan almayın ısteklerınızı ıhtıyaclarınızı acıkca soyleyın.
Ins hersey daha ıyı olur.
 
Bencillik değil asla.Herkes değer gördüğünü hissetmek ister.Sizin şanssızlığınız çocukluktan itibaren bu duyguyu tanımıyor olmanız.Anneden bile görmezsek kimden göreceğiz değil mi.

Çocuklarınız adına duyduğunuz kaygı da doğal.Ama siz varsınız onların yanında bu da bir artı.Yaşadıklarınızı yaşamamaları için herşeyi yapacağınız aşikar.

Sevin kendinizi olur mu.Hem de çok sevin.Kusur varsa bu sizde değil çünkü.
 
bu arada baban ne yapıyor merak ettim. bu olaylarda sesi çıkmıyor mu hiç?

eşinle de konuş. oğlumuzun odası yokken neden başkalarına masraf edelim de.
Rahmetli babam oldukça pasifti.Her zaman sabırlı ve anlayışlı olmaya çalıştı ama yaşananların önüne geçecek güç de olmadı.
Eşimle dün bu konudan dolayı konuştum,sanırım bende pasifim bu konuda ve tepkisi geçiştirmek türlü bahaneler.
Sadece hissettirdiği durum beni zorlayan aslında...
 
Kavga ve tartışmadan kaçmak adına bazı konularda pasifim evet ama inanın hiç takatim yok huzursuzluğa.Tabi kendimi ifade etmekte yetersiz kalmıyorum,eşim konu böyle bir kıyas olduğu zaman kaçıyor maalesef.
 
Tüm samimiyetimle söylüyorum ki anlattığınızın yarısı anneannem, yarısı kendi annem. Ki iyilikleri de ayrıdır.

Ve hatta hemen şu cümlenizin cevabını vereyim:
sanırım sırf anneme yaranabilmek adına
Annenize onaylatma istemi, çünkü onu seviyorsunuz ve onayını hiç alamadınız, onun sizi kıyasladığı diğer insanlar gibi takdir edeceğini düşünerek karar verdiniz.

Konu dağınık evet, benim kafamın içi de dağıldı okudukça.
Şunu söyleyebilirim ki aile içindeki iyi ve bilinçli insanlar, nesilleri iyileştirerek gelecek zamana taşır.
Siz annenizde, sizi yaraladığını gördüğünüz şeyleri, evlatlarınıza yapmayacaksınız. Buradan bir artıyı kapın çocuklarınız için. Onlar, sizin bir üst basamağınız gibi yetişecek.

Anne kısmına şunu söyleyebilirim, huylu huyundan vazgeçmiyor. Arkadaş seçimi-giyim-ilerlemem gereken spor dalı-hobi olarak kalması gerekenler-seçmem gereken bölüm-okumam gereken üni.-yaşamam gereken şehre kadar annemin yönlendirmesi ile kararlar aldım ve şimdi bir yarım ayaz alıyor, boş gibi kaldı. Yaş 30a vardı, en huzurlu anımda bile bir huzursuzluk... Ve ben bir hayale 31 yaşında, çoluklu çocuklu geri döndüm ve ancak böyle dinlenebiliyorum.

Size tavsiyem de bu yönde olacak; geçmiş, yaşandı bitti. Onu yaşadık ki biz, biz olduk.
Belki çocuklarımızın selameti için yaşadık onları, görmek için, belki gelecekte yapacaklarımız, yapabileceklerimiz için malzemelerimizi topladık, sınırlarımızı keşfedip açmamız için bu kadar zorlandık, güç olarak test edildik. İstediğiniz bir hayali, size en çok ait olanı bulun ve onu gerçekleştirin artık.

Şimdi bunları tekrar tekrar yaşamaya gerek yok, sırtınıza hepsini alıp yürüyemezsiniz.
Geçmişi olduğu yerde bırakın ki bacaklarınızdan gitsin şu ağırlık ve şimdiki zamanda koşabilin.

Bunun adı ne bencillik, ne kaygı... Sadece kendinize eziyet.
 

o zaman pasif olmayacaksın. ağlamayana meme yok.
 
Bu genetik bir şey mi diye sorguladım çünkü anneannem de aynı idi.
Ama annem gibi bir genetiği reddediyorum bu anlamda.Bazen ona benzediğimi düşündüğüm tavırlarımda hemen bir şimşek çakıyor beynimde!sakın derken telkin ediyorum kendimi, aman ha!ne acı!
Anlattığınız gibi çok ders edindim ve evlatlarıma karşı oldukça düşkünüm iyi bir anne olmak maksadım oldu hep.
İşte eşimde aynı şeyleri hissettiriyor bunu istemsizce hissediyorum içimdeki o ezikliği tarif edemem....
Bilemiyorum aslında kendimle barışalı çok oldu,sırtımdaki yükü indirdim ama işte bazen yeniden başa sarıyor,benzer olmasa da bir mukayese ye giriyorum...
 

Girmeyin o kıyaslara, sadece kendiniz yaralanır durursunuz ve artan öfkeniz, haklı olduğunuz halde sizi haksız hale getirir.

Kendi sülalesine, evlattan fazla kıymet olayı anneannemde var, annemde ise deli evlat kıymeti ve fakat elalem ne der, çocuğum mükemmel olmalı fikri ile, çocuğunu kafasındaki kalıba yerleştirmeye çalısma, yer yer kıyaslama hali ve bunun zararı var. Aslında anneannemde hazzetmedigi şeyi yapmamak için tam tersine giden annem, belki de geçmişi irdelerken, evladı için ne derece aşırıya kaçtığını görememiş. Ben de bunlari fark ediyorum şimdi şimdi. Siz de o geçmişten çıkmazsaniz, eşiniz konusunda aşırı gidersiniz.

Oğlunuzun odası elbette önceliğiniz olmalı ancak bunu eşinizin anne baba itinasina darbe indire indire yaparsanız, olay "Çocuk odası" mevzuu olmaktan çıkar. Daha bilinçli adım için, geçmişin öfkesini kontrol etmeniz lazım, bu da kabulden geçiyor.

Anlıyorum, çağrışım yapıyor, hepsi bir anda aklınızdan geçiyor. Tüm bu yazdıklarınızdan daha fazlası ve yoğunu tek bir öfkeli his altında birleşip o an ayyuka çıkıyor sonra kayboluyor. İşte kendinize eziyet kısmı bu esasen, şimdiden çalan bu. Bunu tam aşmanız lazım. Dilde değil, gönülde aşmak.
 
Anne veya babanın çocukta bıraktığı yaralar öyle kolay iyileşmiyor. Anneniz sağ iken ve hala aynı şekilde davranmaya devam ediyorken onu affetmeniz lazım. Çok zor ama terapi ile olur. Sonra kendi yaranızi sarınca kocanın bu tavrı sizı incitmeyecek. Siz de onun hevesini görüp mutlu olabileceksiniz belki.
 
İşte annen kurban olarak seni seçmiş sen de belki kocanı seçiyorsun.
 
Şimdi daha iyi anladım ne demek istediğinizi..
Bazen iyileştiğimi düşünsem de sanırım çok derinlere hapsettiğim bir öfkeyle yeniden yüzleşiyorum,belki de bir uzman yardımcı olabilir,o derece ciddiye almamıştım bu hislerimi...çok teşekkür ederim, evliliğime çocuklarıma zarar verecek her davranışımı sorguluyorum,bunun için ne gerekirse yaparım tabi ki önce kendim için....
 
Evet bunlar kolay geçen yaralar değil belki ama inanın psikolog bu yönde çözüm olursa giderim,yeter ki böyle hissedip davranmayayım...Ama eşimi kurban olarak seçtiğimi gösteren en ufak bir emare yok inanıni belki kızıyorum ama sürekli başına kalkıp hayatımızı zehir etmiyorum içten bir hasetlik durumu bendeki:)
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…