- 29 Nisan 2010
- 3.654
- 3.114
Merhaba.Bu bir iç dökme postudur.umarim okursunuz zirâ 2 kelimeye muhtaç bir haldeyim.
Ben mutsuz ve travmatik bir çocukluk geçirdim.Hiç çocukluk ve gençlik yaşamadım, ama o kısımlar buraya sığmayacak kadar uzun.Anlatıp sıkmayacağim.
Şu an orta yaşlarına gelmiş bir kadın ve bir anneyim.
Son 4 senedir çok zor süreçlerden geçtim.Annem kanserdi ,tedavisi sürerken sürpriz şekilde hamile olduğumu öğrendim. Zor bir gebelik geçirdim riskli ve her an bebeğimi kaybetme korkusuyla yatağa bağımlı haldeydim. Bu süreçte annemin de kemoterapileri devam ediyordu. doğumumdan sonra annemi kaybettim.son ayları çok kötüydü.her an annemin ölümünü beklemenin psikolojisini size tarif edemem...bir tarafta küçük bir bebek ve ergenlik dönemini sıkıntılı geciren başka bir çocuk.eşim de dahil sıfır çevre desteği..sorumluluklar içinde annemin yasını bile tutamadım.
Bu arada bebeğim o kadar dikkatli takibe rağmen erken doğdu,doğuma yalnız girip çıktım.Dışarıda annesi, ailesi bekleyenlere özendim.ben doğum yaptığım gece çok ağrım olunca hemşireye seslenemediğim icin öylece bekledim o sırada eşim horlayarak uyuyordu.
başka bir şehirde küvez süreci geçirdik. lohusalik sürecinde de bebegim küvezdeyken, evimden kilometrelerce uzaktaki bir şehirde, ağrı sızı içinde eşimden hiç destek görmediğim gibi bol bol surat asmasını, ilgisizliğini çektim. Mesela hergün doktorla görüşmeye hastaneye gidiyorduk.pandemi sebebiyle bebeğimi hiç göremiyordum.bugün yarın çıkacak derken aradan 20 gün geçmesine rağmen yine bebeğimi taburcu etmediklerinde dönüş yolunda ağlamaya başladım eşim direksiyona vurup "neden ağlıyorsun " diye bana bağırmaya başladı, bu bende yara oldu arkadaşlar.demek ki bu adam için benim ruh halimin hiçbir önemi yok kanaatine kesin olarak o gün vardım.
ne gebelik dönemi ,ne doğum ,ne annemin vefatı süresince hiç destek görmedim.anneme üzülüp ağladığımda "herkes ölecek " dedi mesela...(üzgün olduğunuzu bile bile sırıta sırıta video izleyen bir tip hayal edin) ( kadın koltuğun bir ucunda ölen annesine ağlarken,adam komik video izleyip gülüyor.)
başına gelince beni anlarsın dediğimde benimle dalga geçer gibi konuşuyor ya da hiç önemsemiyor.oysa sadece sussa yanimda dursaydi o bile yetecekti.benim acımı basite indirgiyor ve bu beni gerçekten hem sinirlendiriyor hem de en yakınım tarafından bir moral verici söz bile duymamak çok incitiyor.
aradan zaman geçti ama ben bu yaşadığım şeyleri içimden atamıyorum çok kırgın ve üzgünüm depresyona girdim sanıyorum.
İletişim problemimiz çok fazla.konuşamıyoruz arkadaşlar.ben etrafta böyle sakin sakin sohbet eden çiftleri görünce içim kıpır kıpır oluyor, imreniyorum.üslubu yaklaşımı cok itici oturup sohbet edilecek türde bir yapısı yok ve artık tahammül de edemiyorum.birşey hissedemiyorum, hiçbir beklentim kalmadi ama birşeyler yapacak gücüm de yok.
Bu yaşa geldim elde var sıfır.
Çocukluğum ve gençliğim kayıp...
Anneciğimi çok özlüyorum,o kadar mücadeleden sonra elimde kemoterapiden dökülen saçlarıyla kalakaldim... konuşabileceğim kimsem yok,dışarıdan iyi gibi görünen ama sıfır paylaşım olan bir evlilik,sorunlu bir ergen,küçük bir çocuk...çok yorgun, yılgın, üzgün ve mutsuzum.
Bu hayatın girdabından çıkamıyorum arkadaşlar.sorumluluklarimi yapıyorum, çocuklarıma iyi bir anne olmaya gayret gösteriyorum ama özellikle büyük olana yetemiyorum, buna ayrı üzülüyorum.
aklimdan intihar düşünceleri geçiyor ama ona da cesaretim yok.çocuklarıma sahip çıkacak kimse de yok.anne acısıyla ben bu yaşta baş edemezken onlar ne yapacaklar diyorum.mutsuzum kelimesi az kalıyor bir dost omuzunda hüngür hüngür ağlayasım var ama o da yok.yalnızlık çekiyorum.mesela hayatimda annemden başka hiç kimse bana "senin icin bunu aldim" diyip bir iğne vermedi ya da "gel bir kahve içelim konuşalım bana anlat" demedi."ben varım" demedi.aylarca yatağa bağımlı haldeyken, annemden uzaktayken,annem kanserken ,doğum yaptığımda "sana çorba yaptım "demedi kimse... "ben olsam böyle davranmazdim" ve kayıp ,yaşanmamış bir hayat hissiyatı çıkmıyor içimden.
Okuduysanız teşekkür ederim herkesin derdi kendine büyüktür ama yaşadıklarımın yarısı bile olmayan bu yazdiklarimi okuyunca belki derdinize şükredersiniz. Sonsuz sevildiğiniz,önemsendiğiniz, anneli babalı ,derdinize "benim de derdim" diyecek,hastayken "sana çorba yaptim" diyecek,usul usul konuşup sohbet edebileceğiniz insanlar olsun hayatınızda.
Dip not: bazılarınız 2.cocuk konusuna çok takıldı arkadaşlar.şunu söylemek istiyorum ben çok uzun bir süre tek cocukluydum.annemin tedavi süreci birkaç aylık değil uzun bir süreçti ve o zaman eşimle bu kadar uzak değildik.(üzülerek söylüyorum hayatinizdaki insanin siz gerçekten zora düşünce degismeyeceginin hic bir garantisi yok).sürpriz şekilde hamile olduğumu öğrendim çünkü zaten doktor tedavisiz 2.bir gebelik olmayacağını söylemişti ve annem çok istiyordu tekrar bir bebegimin olmasını...kürtajı hiç düşünmedim,anneme söylediğimde mutluluğunu anlatamam yeni bir bebek onu iyileştirir diye düşündüm.cok da iyi geldi moral buldu ama yetmedi,gitti annem.
Ben mutsuz ve travmatik bir çocukluk geçirdim.Hiç çocukluk ve gençlik yaşamadım, ama o kısımlar buraya sığmayacak kadar uzun.Anlatıp sıkmayacağim.
Şu an orta yaşlarına gelmiş bir kadın ve bir anneyim.
Son 4 senedir çok zor süreçlerden geçtim.Annem kanserdi ,tedavisi sürerken sürpriz şekilde hamile olduğumu öğrendim. Zor bir gebelik geçirdim riskli ve her an bebeğimi kaybetme korkusuyla yatağa bağımlı haldeydim. Bu süreçte annemin de kemoterapileri devam ediyordu. doğumumdan sonra annemi kaybettim.son ayları çok kötüydü.her an annemin ölümünü beklemenin psikolojisini size tarif edemem...bir tarafta küçük bir bebek ve ergenlik dönemini sıkıntılı geciren başka bir çocuk.eşim de dahil sıfır çevre desteği..sorumluluklar içinde annemin yasını bile tutamadım.
Bu arada bebeğim o kadar dikkatli takibe rağmen erken doğdu,doğuma yalnız girip çıktım.Dışarıda annesi, ailesi bekleyenlere özendim.ben doğum yaptığım gece çok ağrım olunca hemşireye seslenemediğim icin öylece bekledim o sırada eşim horlayarak uyuyordu.
başka bir şehirde küvez süreci geçirdik. lohusalik sürecinde de bebegim küvezdeyken, evimden kilometrelerce uzaktaki bir şehirde, ağrı sızı içinde eşimden hiç destek görmediğim gibi bol bol surat asmasını, ilgisizliğini çektim. Mesela hergün doktorla görüşmeye hastaneye gidiyorduk.pandemi sebebiyle bebeğimi hiç göremiyordum.bugün yarın çıkacak derken aradan 20 gün geçmesine rağmen yine bebeğimi taburcu etmediklerinde dönüş yolunda ağlamaya başladım eşim direksiyona vurup "neden ağlıyorsun " diye bana bağırmaya başladı, bu bende yara oldu arkadaşlar.demek ki bu adam için benim ruh halimin hiçbir önemi yok kanaatine kesin olarak o gün vardım.
ne gebelik dönemi ,ne doğum ,ne annemin vefatı süresince hiç destek görmedim.anneme üzülüp ağladığımda "herkes ölecek " dedi mesela...(üzgün olduğunuzu bile bile sırıta sırıta video izleyen bir tip hayal edin) ( kadın koltuğun bir ucunda ölen annesine ağlarken,adam komik video izleyip gülüyor.)
başına gelince beni anlarsın dediğimde benimle dalga geçer gibi konuşuyor ya da hiç önemsemiyor.oysa sadece sussa yanimda dursaydi o bile yetecekti.benim acımı basite indirgiyor ve bu beni gerçekten hem sinirlendiriyor hem de en yakınım tarafından bir moral verici söz bile duymamak çok incitiyor.
aradan zaman geçti ama ben bu yaşadığım şeyleri içimden atamıyorum çok kırgın ve üzgünüm depresyona girdim sanıyorum.
İletişim problemimiz çok fazla.konuşamıyoruz arkadaşlar.ben etrafta böyle sakin sakin sohbet eden çiftleri görünce içim kıpır kıpır oluyor, imreniyorum.üslubu yaklaşımı cok itici oturup sohbet edilecek türde bir yapısı yok ve artık tahammül de edemiyorum.birşey hissedemiyorum, hiçbir beklentim kalmadi ama birşeyler yapacak gücüm de yok.
Bu yaşa geldim elde var sıfır.
Çocukluğum ve gençliğim kayıp...
Anneciğimi çok özlüyorum,o kadar mücadeleden sonra elimde kemoterapiden dökülen saçlarıyla kalakaldim... konuşabileceğim kimsem yok,dışarıdan iyi gibi görünen ama sıfır paylaşım olan bir evlilik,sorunlu bir ergen,küçük bir çocuk...çok yorgun, yılgın, üzgün ve mutsuzum.
Bu hayatın girdabından çıkamıyorum arkadaşlar.sorumluluklarimi yapıyorum, çocuklarıma iyi bir anne olmaya gayret gösteriyorum ama özellikle büyük olana yetemiyorum, buna ayrı üzülüyorum.
aklimdan intihar düşünceleri geçiyor ama ona da cesaretim yok.çocuklarıma sahip çıkacak kimse de yok.anne acısıyla ben bu yaşta baş edemezken onlar ne yapacaklar diyorum.mutsuzum kelimesi az kalıyor bir dost omuzunda hüngür hüngür ağlayasım var ama o da yok.yalnızlık çekiyorum.mesela hayatimda annemden başka hiç kimse bana "senin icin bunu aldim" diyip bir iğne vermedi ya da "gel bir kahve içelim konuşalım bana anlat" demedi."ben varım" demedi.aylarca yatağa bağımlı haldeyken, annemden uzaktayken,annem kanserken ,doğum yaptığımda "sana çorba yaptım "demedi kimse... "ben olsam böyle davranmazdim" ve kayıp ,yaşanmamış bir hayat hissiyatı çıkmıyor içimden.
Okuduysanız teşekkür ederim herkesin derdi kendine büyüktür ama yaşadıklarımın yarısı bile olmayan bu yazdiklarimi okuyunca belki derdinize şükredersiniz. Sonsuz sevildiğiniz,önemsendiğiniz, anneli babalı ,derdinize "benim de derdim" diyecek,hastayken "sana çorba yaptim" diyecek,usul usul konuşup sohbet edebileceğiniz insanlar olsun hayatınızda.
Dip not: bazılarınız 2.cocuk konusuna çok takıldı arkadaşlar.şunu söylemek istiyorum ben çok uzun bir süre tek cocukluydum.annemin tedavi süreci birkaç aylık değil uzun bir süreçti ve o zaman eşimle bu kadar uzak değildik.(üzülerek söylüyorum hayatinizdaki insanin siz gerçekten zora düşünce degismeyeceginin hic bir garantisi yok).sürpriz şekilde hamile olduğumu öğrendim çünkü zaten doktor tedavisiz 2.bir gebelik olmayacağını söylemişti ve annem çok istiyordu tekrar bir bebegimin olmasını...kürtajı hiç düşünmedim,anneme söylediğimde mutluluğunu anlatamam yeni bir bebek onu iyileştirir diye düşündüm.cok da iyi geldi moral buldu ama yetmedi,gitti annem.
Son düzenleme: