:gitme::gitme::gitme: Bembeyaz Kaldın Aklımızda..........
--------------------------------------------------------------------------------
(alıntıdır)
Bembeyaz Kaldın Aklımızda - Zeynep Bazlar
Pamuk'um... 13 sene evvel... Dolu dolu 13 sene.. Kapıda annemin kucağından bir kutunun içinden atladın.. Ne olduğumu şaşırttın bana İşte '91 kışıydı yanımdaydın... Beraber büyümeye başladık seninle, ben de o zaman 6 yaşındaydım.. Beraber oynadık, beraber uyuduk, beraber gezdik, aynı tabaktan yedik, gizli yemekler yedik annem kızmasın diye..
Sonra büyüdün, dışarılara çıkmaya başladın, gezip dolaşıyordun, gelince kapının önünde meavliinca biri zili çalardı, biz de seni alırdık.. Hep "Heh pamuk zili çaldı" diye koşardım kapıya.
Senle konuşurdum hep, gitme ne olur, bırakma beni diye... Hatırlıyor musun? Çok sıkılırdın sana ağlayarak yaptığım bu konuşmalardan. Sanki Amann yaaa dur daha, der gibi kalkardın O kadar çok seviyordum ki seni, nedenini bilmediğim bir korku vardı her gün içimde.. Her gün birşey olacakmış gibi geliyordu.. Bazen dediğim gibi abartıp sana anlatıyordum canını sıkıyordum
Sonra büyüdün, kocamaaaaann, bu ne be, koyun bu dedirticek bir boyutta kedi oldun. Devamlı uyu, uyu, uyu, uyu, ordan oraya yürü, ordada uyu, bütün işin buydu. Arada göbeğini rahatsız ederdim, tırmalardın ama o da yalancıktan, hani lütfen oynuyordun
Taşındık biz.. Sen de üzüldün, çünkü giriş katından 5 katlı bir binanın en üst katına taşınıca dışarı çıkman iyice zorlaştı. Artık hiç çıkmıyordun dışarı Tembelim benim ya Hemen buraya da alıştın ama, çok uyumluydun. Seninle hala konuşmalar yapıyordum ben, yazılar yazıyordum sensiz yapamıyacağıma dair.. Anneme bile bazen söylüyordum, "Annneee, Pamuk'a bişey olursa noolur" diye.
Annem de aman Zeynep saçmalama öyle şeyler, düşünme derdi hep. Seninle aramızda değişik bir bağ olduğuna inanırdım hep sanki konuşuyorduk. Siz de biilirsiniz, kedilerinizle arada bir konuştunuzu düşünmez misiniz? Çok fazla çıkmıştın artık kedi olmaktan sen. Anlıyordun üzülüyordun, gülüyordun, bakışıyorduk...
Anlıyordun üzülüyordun, gülüyordun, bakışıyorduk...
Sonra bir pazar günü.. Uyandım, uyandığımda daha içiçe uyuyamazdıkBurnumda yatıyordun nerdeyse.. Ay git oğluşum, zaten sıcak falan diye kenara yatırdım seni, yine huysuz bir meaavla geldin burnuma girdin. Boynuma yatmaya çalışıyordun annem de bize bakıp gülüyordu, "Ay n'apıyosun oğllum" diye Pamuk'a soruyordu. Ben nerden bileyim herşeyin farkında olup bana yanaşmaya calıştığını.. Böyle ıslak burnunla kollarımda falan yatmaya çalışan seni habire kenara itekleyip uyumaya çalışıyordum..
O gün ayaklarıma o kadar dolandın ki artık gülmekten öldürdün bizi.. Bir de hoşuna gitti sanırsam daha çok yaptın. Akşam oldu. Odamda oturuyordum. Annem de içerde oturuyordu. Sen de bizi her zaman korkuttuğun denge egzersizlerini yapıyormuşsun herhalde balkonda. Tırnağının kayma sesini duydum duvarda, sürtünme sesini.. Emin olamadım bir müddet bekledim.. Sonra balkona koştum.. Pamuukk diye bağırdım, aşağıdaydın, yerdeydin dört ayağının üstünde.. Meaaavv dedin. Aşağı koştum, yanına geldim ağzın açık dilin dışarda nefes almaya calışıyodun birden bayıldın..
Seni akşam 9'da o veterinere götürdük. Ben telaştan, korkudan hiç birşey yapamadım, annemler koşuşturdu. Saat 10'da odaya girdim. Hiç bir yerinde kırık yoktu.. İç kanaman da yoktu.. Hiç bir yerinden yara da almamıştın. Hiç bir yerinde kan yoktu bembeyazdın hala... Ama bomboş bakıyordu gözlerin.. Dilin dışarda sadece nefes alıyordun.. Şok yaşıyormuşsun.. Şoku atlatsın kurtulur dediler..
Aklıma 13 yaşında olduğun geldi Pamuk'um, sen yaşlı ve hantal, o kadar kalp çarpıntısını nasıl kaldırabilirdin ki. Hani düşmezdin oradan bizi korkuturdun.. Hani çok dengeliydin, dolaplardan raflardan birşey yıkmadan inerdin aşağı, kesin başka birşey oldu oğluşum ya bir karga falan korkuttu seni ya da.... Ağlıyamıyordum bile daha birşey olmamıştı sana ama hissettim, son kez sana baktım, gülümsedim gözlerine beni görmediklerini bildiğim halde, hatılıyor musun oğluşum!
Hatırlyor musun? Hoşcakal dedim.. Deli gibi gözüküyordum.. Çıktım odadan kapadım kapını..
Hala ağlayamıyordum, annem dışarı çıktı üzerime bayılır gibi oldu.. O an doktor da dışarı çıktı, kaybettik dedi, kalp krizi... Annemi kaldırdım.. Eve geldik.. Sonra seni yukarda bir bahçeye, yine hiç ağlamayarak gömdük..
O gün neden ağlayamadığımı hiç bi zaman anlamadım.. Boğazımda bir düğümlenme vardı ve beni ağlatmadı güçlü kalmamı sağladı.. Sanırım sendin o Pamuk'um. Senelerdir yeteri kadar bunun için ağladığımı ve bu gün işte güçlü olmam gerektiğini söyleyen o düğüm sendin... Mahfoldum, sustum 2 gün hiç ağlıyamadım! Sonra başladım ağlamaya..Şimdi de bunu yazarken ağlıyorum.. Ama Pamuk, biliyorsun değil mi seni hep Bembeyaz, tertemiz hatırlıyacağız biz..
Şimdi Zuzu (köpiş) var yanımızda ama tabi ki hiç bir şey senin gözlerinin, mırlamanın, hırıltının, meaavlarının yerini tutamayacak.. Seni bir ayrı seviyordum ben oğluşum, ne olursun orda da kendine çok dikkat et.. Ben arada gelir senin boksör burnunun üzerini seferim ki iyiyce mırılda tamam mı? Hoşcakal beyazım, bembeyazım, Pamuk'um.. Seni bir ömür boyu bir ayrı seveceğim ve hep seninle konuşacağım... Üfle diye hep
09.05.2005
__________________
Her Eve Lazım 4 Ayaklı Bi Dost
--------------------------------------------------------------------------------
(alıntıdır)
Bembeyaz Kaldın Aklımızda - Zeynep Bazlar
Pamuk'um... 13 sene evvel... Dolu dolu 13 sene.. Kapıda annemin kucağından bir kutunun içinden atladın.. Ne olduğumu şaşırttın bana İşte '91 kışıydı yanımdaydın... Beraber büyümeye başladık seninle, ben de o zaman 6 yaşındaydım.. Beraber oynadık, beraber uyuduk, beraber gezdik, aynı tabaktan yedik, gizli yemekler yedik annem kızmasın diye..
Sonra büyüdün, dışarılara çıkmaya başladın, gezip dolaşıyordun, gelince kapının önünde meavliinca biri zili çalardı, biz de seni alırdık.. Hep "Heh pamuk zili çaldı" diye koşardım kapıya.
Senle konuşurdum hep, gitme ne olur, bırakma beni diye... Hatırlıyor musun? Çok sıkılırdın sana ağlayarak yaptığım bu konuşmalardan. Sanki Amann yaaa dur daha, der gibi kalkardın O kadar çok seviyordum ki seni, nedenini bilmediğim bir korku vardı her gün içimde.. Her gün birşey olacakmış gibi geliyordu.. Bazen dediğim gibi abartıp sana anlatıyordum canını sıkıyordum
Sonra büyüdün, kocamaaaaann, bu ne be, koyun bu dedirticek bir boyutta kedi oldun. Devamlı uyu, uyu, uyu, uyu, ordan oraya yürü, ordada uyu, bütün işin buydu. Arada göbeğini rahatsız ederdim, tırmalardın ama o da yalancıktan, hani lütfen oynuyordun
Taşındık biz.. Sen de üzüldün, çünkü giriş katından 5 katlı bir binanın en üst katına taşınıca dışarı çıkman iyice zorlaştı. Artık hiç çıkmıyordun dışarı Tembelim benim ya Hemen buraya da alıştın ama, çok uyumluydun. Seninle hala konuşmalar yapıyordum ben, yazılar yazıyordum sensiz yapamıyacağıma dair.. Anneme bile bazen söylüyordum, "Annneee, Pamuk'a bişey olursa noolur" diye.
Annem de aman Zeynep saçmalama öyle şeyler, düşünme derdi hep. Seninle aramızda değişik bir bağ olduğuna inanırdım hep sanki konuşuyorduk. Siz de biilirsiniz, kedilerinizle arada bir konuştunuzu düşünmez misiniz? Çok fazla çıkmıştın artık kedi olmaktan sen. Anlıyordun üzülüyordun, gülüyordun, bakışıyorduk...
Anlıyordun üzülüyordun, gülüyordun, bakışıyorduk...
Sonra bir pazar günü.. Uyandım, uyandığımda daha içiçe uyuyamazdıkBurnumda yatıyordun nerdeyse.. Ay git oğluşum, zaten sıcak falan diye kenara yatırdım seni, yine huysuz bir meaavla geldin burnuma girdin. Boynuma yatmaya çalışıyordun annem de bize bakıp gülüyordu, "Ay n'apıyosun oğllum" diye Pamuk'a soruyordu. Ben nerden bileyim herşeyin farkında olup bana yanaşmaya calıştığını.. Böyle ıslak burnunla kollarımda falan yatmaya çalışan seni habire kenara itekleyip uyumaya çalışıyordum..
O gün ayaklarıma o kadar dolandın ki artık gülmekten öldürdün bizi.. Bir de hoşuna gitti sanırsam daha çok yaptın. Akşam oldu. Odamda oturuyordum. Annem de içerde oturuyordu. Sen de bizi her zaman korkuttuğun denge egzersizlerini yapıyormuşsun herhalde balkonda. Tırnağının kayma sesini duydum duvarda, sürtünme sesini.. Emin olamadım bir müddet bekledim.. Sonra balkona koştum.. Pamuukk diye bağırdım, aşağıdaydın, yerdeydin dört ayağının üstünde.. Meaaavv dedin. Aşağı koştum, yanına geldim ağzın açık dilin dışarda nefes almaya calışıyodun birden bayıldın..
Seni akşam 9'da o veterinere götürdük. Ben telaştan, korkudan hiç birşey yapamadım, annemler koşuşturdu. Saat 10'da odaya girdim. Hiç bir yerinde kırık yoktu.. İç kanaman da yoktu.. Hiç bir yerinden yara da almamıştın. Hiç bir yerinde kan yoktu bembeyazdın hala... Ama bomboş bakıyordu gözlerin.. Dilin dışarda sadece nefes alıyordun.. Şok yaşıyormuşsun.. Şoku atlatsın kurtulur dediler..
Aklıma 13 yaşında olduğun geldi Pamuk'um, sen yaşlı ve hantal, o kadar kalp çarpıntısını nasıl kaldırabilirdin ki. Hani düşmezdin oradan bizi korkuturdun.. Hani çok dengeliydin, dolaplardan raflardan birşey yıkmadan inerdin aşağı, kesin başka birşey oldu oğluşum ya bir karga falan korkuttu seni ya da.... Ağlıyamıyordum bile daha birşey olmamıştı sana ama hissettim, son kez sana baktım, gülümsedim gözlerine beni görmediklerini bildiğim halde, hatılıyor musun oğluşum!
Hatırlyor musun? Hoşcakal dedim.. Deli gibi gözüküyordum.. Çıktım odadan kapadım kapını..
Hala ağlayamıyordum, annem dışarı çıktı üzerime bayılır gibi oldu.. O an doktor da dışarı çıktı, kaybettik dedi, kalp krizi... Annemi kaldırdım.. Eve geldik.. Sonra seni yukarda bir bahçeye, yine hiç ağlamayarak gömdük..
O gün neden ağlayamadığımı hiç bi zaman anlamadım.. Boğazımda bir düğümlenme vardı ve beni ağlatmadı güçlü kalmamı sağladı.. Sanırım sendin o Pamuk'um. Senelerdir yeteri kadar bunun için ağladığımı ve bu gün işte güçlü olmam gerektiğini söyleyen o düğüm sendin... Mahfoldum, sustum 2 gün hiç ağlıyamadım! Sonra başladım ağlamaya..Şimdi de bunu yazarken ağlıyorum.. Ama Pamuk, biliyorsun değil mi seni hep Bembeyaz, tertemiz hatırlıyacağız biz..
Şimdi Zuzu (köpiş) var yanımızda ama tabi ki hiç bir şey senin gözlerinin, mırlamanın, hırıltının, meaavlarının yerini tutamayacak.. Seni bir ayrı seviyordum ben oğluşum, ne olursun orda da kendine çok dikkat et.. Ben arada gelir senin boksör burnunun üzerini seferim ki iyiyce mırılda tamam mı? Hoşcakal beyazım, bembeyazım, Pamuk'um.. Seni bir ömür boyu bir ayrı seveceğim ve hep seninle konuşacağım... Üfle diye hep
09.05.2005
__________________
Her Eve Lazım 4 Ayaklı Bi Dost