- 21 Aralık 2014
- 8.987
- 28.580
Bazı seyleri anlamak için anne olmak gerekmez. En yakın arkadasım işi dolasıyla bebeğini bana emanet etmişti 20 günlük. Geldi gitti baktı inceledi ama bendeydi. Ne çektiğimi bilirim huysuz, sürekli ağlayan bir bebekti, hatta öyle yorgun bitap düşüyordum ki yanında bile sızmışım o zorluğu o çileyi orda tattım. Hatta anasıyla telefonda konusurken “kız kızım kendimi asacam cocuugun uymuyo” diyerek isyan ettigimi bilirim.Kızım doğduğunda arkadaşım 1 yaşında kızıyla beni ziyarete gelmişti. Çok bunalımlı bir zaman geçiriyomuş kızı uyku konusunda (max 20 dk uyuyomuş) bazen penceren atasım geliyo demişti. Ben de içimden oha artık ne biçim konuşuyor demiştim.
Sonuç olarak; benim de evden dönmemecesine kaçasım ya da arkadaşımla aynı hissiyata sahip olduğum anlar oluyo inşallah sana olmaz ama çocuğu olup şu hissi yaşamayan henüz var mı cidden merak ettim
Mesela ağzımdan cıkan seylere çok dikkat ederim. Karmaya çok inanırım.
Şu cümleyi kullansam korkarım, korkuyla yaşarım.
Başıma gelir şimdi ağzımdan cıkan sey diye diye paranoyak olurum.
Bazen ne kadar yorulursak yorulalım sinir olsun öfke olsun tükenmezlik olsun agzımızdan cıkan seylere dikkat etmek lazım.