Başbakan tarihi açıklama yaptı

Demokratikleşme paketinin açılmasının ardından başlayan tartışmayı andımız gibi absürt bir konu üzerine yoğunlaştırıp yine talandan çok güzel mal kaçırılmaya başladı, ne mi? Mesela kadınlarda emeklilik yaşının 63'e çıkmasını, seçim barajı gibi bir uygulamanın iptal olmamasını, evlerini başlarına yıktıkları Romanlara dil enstitüsü açma şakasını, mevcut sistemden beslenen ve yeni bir hiç bir açılım getirmeyen partilere devlet yardımlarını kolaylaştırmanın nesinin iyi olduğunu? bile konuşamadı kimse....Tıpkı zamanında Kenan Evren'i yargılayacağım sözü ile işkence gören solcuları bile kandırıp tüm yargı organlarını iktidarlarının emrine aldıkları gibi...

Yine üç kağıda geldik :) İyi uykular Türkiye...
 
Son düzenleme:
Paketin içinde geçen 'ana dilde eğitim' kısmıyla ilgili bir sorum var konuyla ilgili bilgi sahibi olanlar için. Yeni düzenlemeyle değişecek olan tam olarak nedir? Bildiğim kadarıyla Türkiye'de yabancı ve azınlık okulları yıllardır var. 'Türkçe, tarih, coğrafya, vs. vs. dersleri Türkçe, fen, matematik ağırlıklı dersleri yabancı dilde veriyorlar, bazılarında söz konusu milletin kültürüyle, edebiyatıyla ilgili ekstra dersler de okutuluyor. Ana dilde eğitim maddesi altında açılacak Kürt okullarının bu yabancı ve azınlık okullarından ne farkı olucak? Eğer bir farkı yoksa 2013'e kadar özellikle Kürt okullarının açılmasını engelleyecek bir madde mi vardı yasada?
 

NABİ AVCI'nın açıklaması, tam olarak sorularına cevap vermese de bir miktar değiniyor: Gelecekte anadilde sınav soruları da olabilir : Anadilde eğitim veren okullar, tıpkı İngilizce , Fransızca ya da Almanca eğitim veren okullarda olduğu gibi belli dersler Türkçe olmak zorunda zaten. Aynen azınlık okullarındaki ya da yabancı dille eğitim veren okullarda da olduğu gibi. Hatta özel okullar bazen bizim devlet okullarında okutmadığımız ders önerileriyle Talim Terbiye Kurulumuza geliyorlar. Bunlar kurulca incelenip uygun bulunursa okutulabiliyor. İşte bu yeni okullarda da aynı statü geçerli olacak. Eğer talep gelirse ve talim terbiye kurulu da uygun görürse matematik dersi bile farklı dilde olabilir Anadilde eğitimle ilgili en büyük çekincemiz öğretmen ihtiyacı. Zira bu konudaki önemli hazırlığımız şimdiye kadar seçmeli olarak verilen diller üzerineydi. Geçen sene 19 bini Kırmançi, 853’ü Zazaki ve diğer dillerde de daha az sayıda olmak üzere toplamda farklı dil dersi seçen 24 bin 373 öğrenci vardı. Önümüzdeki yılı izleyeceğiz. Bir dili bilmek ya da o dili öğretmekle, o dilde bir dersi öğretmen farklı bir şey. Ama hızla gerekenleri yapacağız. Mutlaka bu konuda da öğretmenimiz yetişecektir. Bu uygulama en erken 2014-2015’te hayata geçebilir. Herhangi bir özel okul, benim şu dilde eğitim yapmak isteyen (en az 12) öğrencim var, öğretmenim hazır ve onlara bu dilde eğitim veren bir sınıf açmak istiyorum diye başvurabilir, Talim Terbiye Kurulu kontrol eder ve açabilir. Farklı dillerde sınav hazırlığımız şimdilik yok ancak bu konunun üzerinde çalışacağız. Sorular dillere göre değişebilir. Bu dersi okutan bakanlık sınav sorusunu da sormayı bilir.
 
Ülkemizde ki azinlik ve yabanci okullar ile ilgili kanun ve düzenlemeler Lozan Antlasmasi ile yapilanlardir.
Lozan antlasmasinda garanti altina alinan azinliklar ( rum, ermeni ve yahudiler) ve antlasmali yabanci okullar disinda bir okula izin verilmemektedir.

Lozan antlasmasi ile varliklari hukuken taninan ve Türk vatandaslari olan bu azinliklarin ( rum, ermeni ve yahudi) disinda, Türkiye de baska bir azinligin, irkin, grubun varligi kabul edilmemistir.
Bu kanun, Türkiye de bir okulun kürtce yada baska bir azinlik dilinde egitim vermesinin önüne gecmistir.

Ayrica konu ile alakasi olmamasina ragmen, Selcuk Aksin Somel ve Nurcan Kaya ya ait 3 ciltlik kitap olarakta yayinlanan, Azinlik Okullari raporunda, azinlik okullarinin icinde bulundugu cok zor sartlar ve yok olma endisi dile getirilmis, bunlarin en kisa zamanda iyilestirilmesinin gerektigine deginilmis hatta azinlik okullarida dahil olmak üzere, hergün cocuklara okutulan andimizin kaldirilmasi gerektigi vurgulanmistir.


Simdi hazirlanan demokratiklesme paketi ile, lozan antlasmasinda adi gecen azinliklar ( rum, ermeni, yahudi) disindaki Türkiye vatandasi olan ama kendi dili bulunan azinliklara anadilde egitim hakki tanimistir.

Ayrica paketle birlikte bu okullarda egitim verecek ögretmelerde devlet tarafindan yetistirilerek, bu okullarin en büyük SIKINTISI olan ögretmen sorunuda bu sekilde halledilmis olacaktir.
 
Ak Parti Çorum eski milletvekili Ahmet Aydoğmuş, kişisel sosyal paylaşım sitesi facebook üzerinden bir takipçisi ile açıklanan Demokratikleşme Paketi içerisinde yer alan andımızın kaldırılması konusunu tartıştı. Takipçisinin "Neyi vardı andımızın da kaldırdılar. Varlığım Türk varlığına armağan olsun.." sözlerine eski vekil Aydoğmuş, "Ben vekiliken soyumu araştırdım. Osmanlı arşivlerine kadar çıkarttırdım. Elimde Osmanlıca metinler de var. Annem de babam da Türkmen. Sen Türk müsün, yoksa kendini Türk zannedenlerden misin, hiç araştırdın mı bilmiyorum. Fakat ben seni ırkından dolayı değil, bildiğim kadarı ile iyi bir Müslüman olduğun için, Allah rızası için sevdim. Bu güne kadar Türklüğümün hiç bir faydasını görmedim. Yine de bugüne kadar varlığını benim varlığıma armağan edenlere teşekkür ederim. Ayrıca andımızı evden çıkmadan okuyabilirsin sıkıntı yok. Gerçi ben hayır dua etmeni temenni ederim" diye cevap verdi.

Ahmet Aydoğmuş, 2010 yılında AK Parti Çorum Merkez İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen ’Danışma Meclis Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, "AK Parti iktidarına karşı çıkanların kanını tahlile yollamak gerekir. Bu kanı bozuklar gizli sözleşmeler yaparak, ihanet etmişlerdir" diyerek tepki toplamış ve partisi tarafından da iki ay geçici olarak ihraç edilmişti.
*****
Vatandaş, and ile hayır duasını bir tutmuş şaka gibi.
 
Yanlış anladıysam düzeldin,3 kurumun çalışan bayanlarıda mı türban serbestliğinden yararlanması lazım onu mu demek istiyorsunuz

Demek istemiyor, gayet açıkça diyorum. Madem serbest olmasında bir sakınca yok, bu üç kurum için de serbest olmalı. Bu şekilde ayrımcılık gibi olmuyor mu?
 
Demek istemiyor, gayet açıkça diyorum. Madem serbest olmasında bir sakınca yok, bu üç kurum için de serbest olmalı. Bu şekilde ayrımcılık gibi olmuyor mu?

Elinde,yada belinde silahlı başı türbanlı asker ve polisi görev başında hiç düşünmüyorum,düşünmek dahi istemiyorum.
Benim mantığım bunu asla kabul etmez,bu insanşar şapka takıyorlar,türban üstüne mi şapka takacaklar yani.
Savcı yada hakim olaran içinde aynını düşünüyorum.
Türbanı savunuyorlarsa,bu mesleği yapmayacaklar o zaman.
 

Görmediğiniz için düşünemiyorsunuz sanırım.
Yoksa ''tesettür'' bir bayanın hiç bir hareketi engellemiyor.
bunun gibi 200 metre koşuda altın madalya kazanabiliyor.
çok özendiğimiz Avrupa ülkelerinden biri İsveç'te polis olabiliyor.
buda Türkiye'den Şule Dağlı Gökkılıç, her ne kadar danıştay kararına rağmen hakim tutanak tutsa da, duruşmaya böyle girebiliyor.
Umarım bu örnekler biraz düşünme isteğinizi arttırır. Mantığınıza sığdırır.
Zira ''tesettür''ü savunuyorlarsa bu meslekleri yapmayacaklar demek biraz ''kadın hakları ihlali' ne girmiyor mu?.
 
Son düzenleme:
Insanlari esitlemek icin kanun cikarilmasi gerekliligi, insanlarin hak ve hürriyetlerinin kanunlarda belirtilmesi gerekliligi cok sacma geliyordu bana ama suan görüyorum ki bir kesimin hakkini verebilmek icin tek care kanun cikarmak.
Bazi insanlardan anlayis beklemek, özgürlüklere, haklara saygi beklemek cok ütopik.
Bu paketle basörtülülere tam olarak olmasada en azindan belli kurumlarda serbestlik getirildi.
Askeriye,Polis, hukuk bu kanunun disinda tutuldu ama bu hareket özünde basörtülülere yapilmis bir haksizlikti.

Birileri cikip, özellikle AKP li birileri cikip, mini etekli, basi acik bir kadina " bu meslegide yapmasinlar" dese kiyamet kopar.
Sirf inanci icin basini kapatan kadinlara, böyle bir cümle kuran sonrada cikip haklardan, kadin hakkindan, özgülüklerden bahseden insanlarin her sözünü yapmacik buluyorum.

Hak ve özgürlükler herkes icin olmali.
Birileri her konuda özgürken, birilerine " bu meslegide yapmasinlar" diyebilmek, derin ve yanlis bir zihniyetle mümkün olabilir.

Exmadon arkadasim, cok güzel örnekler vermissiniz.
Avrupada bu tür örneklerle karsilasmak cok normal.
Bizim ülkemizin sözde %99 u müslüman ama bayanlar kendi ülkelerinde kavucamadiklari hak ve hürriyete bu ülkelerde kavusabiliyor ne aci!
 
Son düzenleme:
kadın haklarını sonuna kadar savunurum, kadınların her mesleği yapabileceği düşüncesinin de arkasındayım, ama eğer kadın ya da erkek, bir insanın dini inancı yaptığı mesleğe engel oluyorsa o insan o mesleği yapmamalı.
şu örnekte olduğu gibi " Hrriyet "eğer tesettürlü bir doktor, ben 17 yaşında bir erkeğin testisine müdahale edemem diyerek, o çocuğun hayatıyla oynuyorsa, yapmayacak o işi arkadaş! çocuk 1 testisini kaybetmiş ama ikisini de kaybedebilirdi. eğer erkek hastaya dokunamam, mahrem yerlerine bakamam diyorsan sağlıkçı olmayacaksın.

açıkcası türbanlı öğretmen konusu da benim için hala soru işareti, yarın benim kızımın türbanlı bir öğretmeni olursa, kızım öğretmenine başını neden örttüğünü sorduğunda nasıl bir yanıt verecek bu çok önemli benim için. inancım gereği örtüyorum diyip geçecek mi? yoksa her müslüman örtünmelidir, örtünmezsen cehennemde yanarsın v.s. mi diyecek... (böyle demez demeyin, burdaki başörtüsü konularında bile açıklara allah hidayet versin, biz burda yazın sıcaktan yanıyoruz ama onlar cehennem ateşinde yanacaklar v.s. diyen başörtülüleri görüyorum)

linke giremeyenler için haberin özeti: "Çoban A.G. testislerinde şiddetli ağrı ve şişlik şikayetiyle Konya Numune Hastanesi’ne gitti. Acilen ultrasona gönderildi. Tesettürlü kadın radyoloji uzmanı geri çevirdi. Ertesi gün yine ultrason çektirmeye gönderildi. Görevli olan ikinci tesettürlü kadın doktor da geri çevirdi. Başhekimlik devreye girdi. Hemen ameliyata alınan genç, bir testisini kaybetti. "
 
Son düzenleme:
Yukarda alintiladiginiz haberin yalan oldugu anlasildi.

http://www.haberturk.com/gundem/haber/9732-doktorlar-testis-rontgeni-uzmani-cikti-

Habere konu olan doktorlar Dr. Kezban Arbag ve Dr. Ayse Yüceaktas daha önce yüzlerce erkek hastanin testis röntgenini cektiklerini, habere konu olan tarihte hastanede bile olmadiklarini dile getirmislerdir.

Ayrica habere konu edilen Coban A.F.G. sunlari söylemistir.

“O gün (13.11.2006) hastanede ultrason odasına girdiğimde personel tarafından elimdeki kağıda baktılar ve acil olmadığı için ultrasonumu hemen çekemeyeceklerini söylediler. Başı açık kumral bir kadın doktor vardı. Başörtülü bir doktor görmedim. Ben Uğur Dündar'ın ekibinden kişilere de aynı şeyleri söyledim. Bu başörtüsü nereden çıktı, anlamadım. Oradaki kadın bana yetkisinin olmadığını söyledi. Ayrıca kendisinin doktor mu yoksa hemşire mi olduğu konusunda net bir bilgim yok.”

Yani Ugur Dündar ve ekibinin haberi carpitarak yalan haber yaptiklari belirtmistir.


Konuya gelecek olursak;

Basörtülülere verilen hak kisitlidir.
Bunun nedeninin ise yine baörtülülere karsi " onlarda bazi meslekleri yapmasinlar" düsüncesine sahip olan kisilerin cikaracagi kargasanin önüne gecmek ve kademeli olarak haklari hak sahibine vermek düsüncesi oldugunu düsünüyorum
.

Bu paketle yapilanlar büyük adimlar olmasina ragmen eksiktir.
Eger herkes esit hak ve özgürlüklere sahip olacaksa, bu eksikliklerinde giderilmesi gerekir.

 
Son düzenleme:
onlar bazı meslekleri yapmasınlar diye düşünmüyorum ki ben, hakkıyla yapmadıklarını yapmasınlar diyorum.
mesela kadın doktorun erkek hastayı muayene etmesi caiz midir? biraz araştırdım çok farklı fikirler atılmış ortaya kimisi çok acil hayati durumlarda muayene edebilir diyor, kimisi edemez diyor, kimisi sakıncası yoktur diyor.
eğer hasta hayatını ona emanet ettiyse kafasında en ufak soru işareti olmamalı, gerekli durumlarda bir erkeğin tüm vucuduna elleyebilmeli, bunu yaparken günaha giriyor muyum sorusunu taşımamalı, eğer taşıyorsa yapmasın işini. bu erkek doktorun kadına müdahalesi için de geçerli. eğer dini inançları bazı bilimsel müdahalelere izin vermiyorsa o kişi o bilim dalıyla uğraşmayacak bu kadar basit.

alıntıladığım habere gelince sadece aklıma gelen ilk örnekti, gazetelerin arşivlerini taratırsanız bunun gibi onlarca habere raslayabilirsiniz. ama tabi yalan haberdir hepsi, bu ülkede tesettürlüler aleyhine yapılan her türlü haber yalandır, onlar her zaman doğru, çalışkan, dürüst ve mağdurdur, bir tesettürlü asla hata yapmaz, günah işlemez, yalan söylemez
 
kadın doktor erkek hastayı muayene etmeyecekse neden doktor oluyor ki...zorlamı yapmışlar
 

Yabancı müslüman ülkelerde tabiki gördüm,g,tt,m gördümmü hayır ancak resimlerde yada tv de gördüm.
İsveç'ten örnek göstermişsiniz,merak edip biraz araştırdım,bu ülkede türban serbestmiş,o ülkede yaşayan bir çok müslüman halkta varmış.Bu resimdeki belkide o kişilerden birisi olabilir,isveç vatandaşı olabilirmi onuda bilmiyorum tabiki.Avrupaya özendiğim yok benim,bunuda nereden çıkardınız,13-14 yaşında ilişkişye girip ardından kürtaj olan gencecik kızlarımı örnek alacağım yani.
Hala savunuyorum,dini inançları böyle bir mesleği yapmaya uygun değilse yapmasınlar zaten,farklı alanlarda meslek seçilmesi lazım.
Askerimin polisimin türbanlı olup üstüne şapka mı taksınlar,yada peruk takıp mı görev yapsınlar.
Verilen örnekler benşm mantığımı değiştirmez .
 
Esitlik mi istiyorsunuz? Merak etmeyin, hele bir turbanlilar kamuyu doldurmaya baslasin, bunlar bir yasa daha cikartir kamuya basini baglamayan giremez diye, esitlik de boylece saglanmis olur
 
Siz o haberi alintiladiniz bizde o habere göre konustuk, varsa gercekten yasanmis böyle bir olay onun haberini koysaydiniz bizde ona göre yorum yapardik.
Ayriyeten dini inanc asla bir hastaya müdahaleyi günah saymaz.
Bizim dinimiz hem " bir insani kurtarmak tüm dünyayi kurtarmak gibidir" deyip, hemde bir hastaya müdahaleyi günah saymaz.
Ayrica bu konuyu burada tartismak istemiyorum.
Bende size bircok örnekler verebilirim doktorlarin hastalara karsi sergiledikleri akil almaz tavirlar ile ilgili.
Bu davranislarin dinle falan ilgisi yoktur, insanlikla ilgisi vardir.
Aayrica basörtülüler melektir gibi bir ifadeyi ben göremedim. Sanirim sizin bilinc altinizda öyle yeretmis:)
Sahsen ben insanlari kilik kiyafet inanc gibi seylerle degil insanligiyla degerlendiririm!!

Bir kadinin basindaki örtü bu mesleklere engel degildir.
Eger kisi kendisi yapmak istemiyorsa zaten secmez öyle bir meslek.

Bircok yabanci ülkede basörtülü polis, doktor nasil giyiniyyorsa ülkemizdede öyle giyinir.
Artik su cagdisililiktan kurtulmaliyiz.
Insanlari kisitlamak, haklarini gasbetmek bir insanlik sucudur bana göre.
Ataistte, budistte, hiristiyanda, musevide, yahudide, Müslümanda, Alevide vs her inanctan insan özgür birakilmali.

Bir insan ya özgürlük taraftaridir ya degil.
Su özgür olsun bu olmasin diyenler sadece kendilerini kandiran ayristiricilardir.
Insanlarin özgürlükleri, haklari böyle gasbedilirse birgün o insanlarda gelir onlarinkini gaspeder.

Dünyada ve ülkemizde olan onca önemli sey arasinda bir kadinin basörtüsünü takinti haline getirmek ne kadar vahim bir durum!

Bugün bu pakette ele alinan hersey yillardir ülkemizde izlenilen yanlis yolun telafisidir.
Birakin artik insanlari zincirlemeyi!!
 
Son düzenleme:
Sadece bu konu için değil başka konular için de söylüyorum;şu "ülkenin %99'u müslüman" klişesini bi bırakın artık.Nüfus cüzdanında "islam" yazan herkes müslüman mı zannediyorsunuz?Demokratikleşme öyle olmaz böyle olur önce herkese fişlenmeden rahatça inancını ya da inançsızlığını yaşayabileceği bir ülke sağlamalılar.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…