- 28 Ocak 2009
- 33.750
- 54.995
Günlerdir heyecanla beklenen açılımın önemli ayaklarından Demokratikleşme Paketi, Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı.
[FONT=Helvetica,Verdana,Arial]DHA
[/FONT]
...!...DHA yayınını izlemek için TIKLAYINIZ...!...
...!...DHA yayınını izlemek için TIKLAYINIZ...!...
...!...DHA yayınını izlemek için TIKLAYINIZ...!...
İŞTE GÜNLERDİR BEKLENEN O TARİHİ AÇIKLAMA:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlık Yeni Bina'da Demokratikleşme paketini açıklıyor.
Başbakan Erdoğan, terörün son bulması, akan kanın durması, gözyaşlarının dinmesinin öncelikli olarak, şehit yakınlarının temennisi olduğunu söyleyerek, "İç barışımızı güçlendirecek, toplumsal birlik ve bütünlüğümüzü geliştirecek, huzurumuzu tahkim edecek her adım milletimizin en büyük temennisidir. Bu demokratikleşme paketiyle Türkiye'nin istiklalini güçlendiriyor, özgürlük alanını daha da genişletiyor, ufkunu daha da açıyor, umudunu daha da çoğaltıyoruz. Bu paketle şehitlerimizin uğruna can verdikleri milletimizin birliğini, kardeşliğini, dayanışmasını daha da pekiştiriyoruz. Böylece vasiyetlerini yerine getirdiğimiz tüm şehitlerimizi, bu anlamda günde bir kez daha rahmet yad ediyor, Allah onlardan razı olsun diye dua ediyoruz" diye konuştu.
"BU PAKET İLK DEĞİL, GAZİ MUSTAFA KEMAL'İN DEVRİM NİTELİĞİNDEKİ ADIMLARI VAR"
Türkiye'nin tarihi bir anı yaşıdığını söyleyen Erdoğan; "Türkiye çok önemli bir aşamaya geçiyor, Türkiye'yi daha da büyütmek için önemli adımları atıyoruz. Bugün açıkladığımız paket bir ilk değildir, bir son da olmayacaktır. Bu paket ilk değildir zira, Gazi Mustafa Kemal'in devrim niteliğindeki adımları, Türkiye'yi her yönden ileri standartlara ulaştırmayı, muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmayı hedeflemiştir. 1950'de başlayan demokratikleşme tarihimiz boyunca da nice önemli adımlar atılmış, nice cesur reformlar gerçekleştirilmiştir. Bugün açıklayacağız paket, son da değildir. Çözümsüzlüğün bir siyaset tarzına dönüştüğü, siyasetin çözüm değil, çözümsüzlük arayışı içinde üretildiği bir siyasi ortamda, reform yapmak son derece zordur. Biz 11 yıl boyunca bu dirence rağmen reformlar yaptık. Sadece siyaset, muhalefet değil, anayasadan yasalara, bürokrasiden sivil topluma, medyadan iş dünyasına, devletin koridorlarına sirayet etmiş çetelerden uluslararası tertiplere kadar çok geniş bir yelpazede karşımıza çıkan çok büyük dirençlere rağmen, biz cesaretle reform süreçlerine sahip çıktık. Darbe senaryolarına, tertiplere rağmen kararımızdan vazgeçmedik. Milli iradeye, sandığa, demokrasiye yönelik her türlü saldırıya, kışkırtmaya rağmen taviz vermedik. Türkiye artık geri döndürülemez biçimde demokrasi istikametinde ilerlemektedir. Bu paket, işte bu ilerleyişin çok mühim, tarihi bir aşamasıdır. Bundan sonra da hak ve özgürlük talepleri olacaktır, demokrasimizin daha da derinleştirilmesi için tartışmalar yaşanacaktır. Esas olan hak ve özgürlük taleplerinin siyasi bir zeminde, demokratik bir kültür diliyle getirilebiliyor olmasıdır. Hiçbir silah, şiddet gösterisi, meşru demokratik bir hak talebinin yerini tutamaz. Yumruklar sıkıldıysa ellerin sıkışması mümkün değildir" diye konuştu.
"TÜRKİYE'DE DEVLET YANİ ÖZÜNE DÖNMÜŞTÜR"
Başbakan Erdoğan, 2002'de AB turlarına çıkarken en çok vurgu yaptıklarını konunun demokratikleşmenin bir zihniyet değişimini gerektirdiğini söylemi olduğunu kaydederek; "Bu zihniyet değişimini, hep birlikte başardığımız ölçüde daha ileri hedeflere ulaşacağız. Bu paket Türkiye'nin ulaştığı seviyenin aslında bir tezahürüdür. Artık Türkiye'de kimlik dayatan, makbul vatandaşı tanımlayan, vatandaşlarının kökeniyle, inancıyla, dünya görüşüyle uğraşan bir devlet yoktur. Artık Türkiye'de vatandaşlarının taleplerine, ihtiyaçlarına, çığlığına kulak tıkayan, vatandaşını asimile eden, taleplerini reddeden, ihtiyaçlarını inkar eden bir devlet anlayışı yoktur. Bu ülkede artık kamu alanını, otoriter kılan, bu alanı kendi tanımladığı makbul vatandaşa benzemeyenlere cehennem haline getiren bir devlet anlayışı yoktur. 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' Türkiye'de devlet bu anlayışa dönmüştür, yani özüne dönmüştür.
"DEĞİŞİMİN ÖNÜNDEKİ ENGEL 27 MAYIS'IN O KARANLIK GÖLGESİDİR"
Başbakan Erdoğan, "Bütün vatandaşlarına karşı aynı mesafede duran bir devlet anlayışı var. Yani milletine efendilik eden değl, milletine hizmetkar olma aşkıyla bu yola çıkmış bir iktidar vardır. Türkiye'nin değişimindeki en büyük engel açık açık ifade ediyorum; 27 Mayıs'ın o karanlık gölgesidir. 27 Mayıs'ın bugün bile çeşitli kesimlerce yaşatılan zihniyetidir. Başta Anayasa'da ve siyasette olmak üzere bu zihniyet değişmediği müddetçe Türkiye'de değişim zor olmaya devam edecektir" diye konuştu.
"27 MAYIS REFLEKSLERİYLE MALUM KORKULARI CANLANDIRMAYA ÇALIŞACAKLAR"
Başbakan Erdoğan, "Türkiye'de millet zamanın ruhunu kavramayı herzaman başarmış ve millet, devletin büroksinin hatta siyasetin önünde ilerlemiştir. Milletimiz her yeniliğe açık olmuş yeniliklere çok hızlı ayak uydurmuş hatta devlet ve siyaseti dönüştüren de bizzat milletin kendisi olmuştur. Bu paketin açıklandığı andan itibaren aynı zihniyetin 27 Mayıs refleksleriyle malum korkuları canlandırmaya çalışacağına hiç ama hiç kuşku yoktur. Hiç endişeniz olmasın" dedi.
"TÜRKİYE'NİN BÖLÜNME GİBİ BİR MESELESİ ASLA YOKTUR"
Başbakan Erdoğan, "11 boyunca her reformdan sonra milleti korkuttular. Göreceksiniz bugünden itibaren de korkutmaya çalışacaklar. 11 yıl boyunca değişimden her zaman ürktüler. Türkiye'nin bölünme, gerileme, parçalanma gibi diye bir meselesi asla yoktur. Ama Türkiye'nin muhalefet diye bir sorunuf vardır. Sadece yapılmmak istenene karşı çıkan muhalefet anlayı ile yoluna devam etmesi zordur" diye konuştu.
"PAKETİN KIYMETİNİ OCAĞINA ATEŞ DÜŞENLER BİLİR"
Başbakan Erdoğan, "Biz yüzümüzü millete çevirdik. Sadece milletimizin hissiyatını ölçü alarak alıyoruz. Bu paketin kıymetini en iyi bu işin dertlisi olanlar, yüreği yananlar, ocağına ateş düşenler bilir" dedi.
İŞTE O PAKETİN İÇERİĞİ;
SEÇİM SİSTEMİ:
Öncelikle seçim sistemini değiştirmek için önemli bir adım atıyor tartışmaya açıyoruz. Mevcut sistemi, özellikle 12 Eylül ardından her zaman tartışma konusu olduğunu biliyoruz. Hemen tüm siyasi partiler de sistemin değişmesi gerektiğini ifade ettiler. Mevcut seçim sistemi yüzde 10 barajı AK Parti'nin getirdiği bir sistem değildir. Bunu bilenlerimiz var, bilmeyenlerimiz var. Biz 2002 seçimlerine girerken bu sistem uygulanıyordu. Yüzde 10 barajı vardı. Partimizi kurarken mevcut sistemin katılımcılıktan uzak olduğunu biz de ifade etmiştik. Geçen yıl da seçim sistemini değiştireceğimizi ortaya koymuştuk.
Tüm öneri tavsiye eleştirileri gözden geçirdik. Bir adım atıyoruz. Yeni seçim sisteminin nasıl olması gerektiği konusunda biz üç farklı alternatifi tartışmaya açıyoruz. Yüzde 10 barajıyla devam edebiliriz. İki, barajı yüzde 5e çekip, beşli gruplandırmayla daraltılmış bölge seçim sistemi. Üçüncü olarak da ülke barajını tamamen kaldırarak, dar bölge seçim sistemini getirebiliriz.
SİYASİ PARTİLERE DEVLET YARDIMININ KAPSAMI GENİŞLİYOR:
Siyasi haklar konusunda ikinci düzenlemeye siyasi partilere devlet yardımı kapsamını genişletiyoruz. Devlet yardımı için yüzde 7 olan mevcut oranı, yüzde 3e çekiyoruz. Yani seçime katılan partilerde yüzde 3 oy alanlara da devlet yardımı yapılacaktır. Bu değişimin rekabetin daha adil hale gelmesine neden olacağına inanıyoruz.
Siyasi partilerin teşkilatlanmalarına da kolaylık getiriyoruz. 20. Maddeyi değiştirip, ilçede teşkilatlanmak için beldede teşkilat kurma şartını kaldırıyoruz.
SİYASİ PARTİLERDE EŞ GENELBAŞKANLIK:
Bir başka düzenlemeyle, siyasi partilerde eş genel başkanlığın önünü açıyoruz. İlgili yasa maddesini değiştirmeyi uygun gördük. Seçim kanunun 15. Maddesine ek yapıyor, iki kişiden fazla olmamak kaydı ile eş genel başkanlık sistemini getiriyoruz.
SİYASİ PARTİLERE ÜYELİKTE ENGEL KALKIYOR:
Bir başka yasal düzenlemeyle, siyasi partilere üyelikte engelleri kaldırıyoruz. 11. Maddedeki değişiklikle, üye olmayı daraltan bazı engelleri ortadan kaldırıyoruz.
FARKLI DİL VE LEHÇELERDE PROPAGANDA:
Yine siyasi partiler kanunundan yapacağımız değişiklikle, farklı dil ve lehçelerde propaganda imkanı getiriyoruz. Türkçenin yanında farklı dillerin kullanabilmesini mümkün hale getiriyoruz. Ön seçimlerde de getiriyoruz. Kısıtlayıcı hükmü kaldırıyor, ön seçimlerde de farklı dille propaganda imkanını sağlıyoruz.
NEFRET SUÇUNA AĞIR CEZA:
Yeni süreçte nefret ayrımcılık yaşam tarzına müdahale gibi suçlarla daha etkin biçimde mücadele etmeye başlıyoruz. Belirli suçların cezalarını daha da artıyoruz. Belirli suçlar, kişinin dili ırkı rengi cinsiyeti engelliliği siyasi düşüncesi dini veya mezhebi nedeniyle işlenirse cezası daha da ağırlaşacak. Kişinin belli haklarını kullanmasını engelleyenleri ceza kapsamına alıyoruz. Bu sebeple işlenen suçun cezasını bir yıldan üç yıla kadar artırıyoruz.
AYRIMCILIKLA MÜCADELE VE EŞİTLİK KURULU:
Türkiyede hiç kimse dilinden ırkından milletinden renginden inancından, gereğini yerine getirmekten dolayı ayrımcılığa maruz kalmayacak. Ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik kurulu kuruyoruz.
YAŞAM TARZINA SAYGI TCK İLE GÜVENCE ALTINA ALINACAK:
Yaşam tarzına saygıyı TCK ile güvence altına alıyoruz. Dini inancının gereğinin yerine getirilmesinin engellenmesini de ceza kapsamına alıyoruz. Dini ibadet ve ayinlerin bireysel olarak engellenmesini bu kapsama alıyoruz. Bir kimsenin inanç düşünce veya kanaatlerinden kaynaklanan tercihlerine müdahale edenlere bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası getiriyoruz.
KLAVYELERE ÖZGÜRLÜK:
TCKda belirli harflerin kullanılmasından dolayı var olan cezai müeyyideyi kaldırıyoruz. Bir nevi klavyelere özgürlük getiriyoruz.
GÖSTERİ YÜRÜYÜŞLERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK:
2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununda önemli değişiklikler yapıyoruz. Mülki amir, ilgili STKların görüşlerini almak suretiyle nihai kararını verecek. Sürelerini de uzatıyoruz. Açık yerlerde güneşin batışından bir saat sonraya kadar süren toplantılar, güneş batmadan dağılınacak şekilde, kapalı yerlerde saat 24:00e kadar yapacak. Hükümet komiseri uygulamasına son veriyoruz. Artık düzenleme kurulları tarafından yerine getirilecek. Kurul, toplantının amacına çıktığını gördüğü durumda dağılma kararı alacak ve durumu kolluk amirine bildirecek, gösteri ve yürüyüş kanuna aykırı hale gelirse, gösterinin sona erdiğini ifade edecek. Düzenleme kurulu bunu yerine getirmezse, o mahallin en büyük mülki amiri kararı verecektir.
ÖZEL OKULLARDA FARKLI DİL VE LEHÇELERDE EĞİTİM HAKKI:
Bir başkası eğitimle ilgili. Yapacağımız yasal değişikliklerle, özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünü açıyoruz. Özel kurs imkanını getirmiştik. Daha sonra ise üniversitelerde açılmasını sağlamıştır. Okullarda seçmeli ders olarak öğretilmesinin önünü açmıştık. Şimdi de özel okullarda mümkün hale getiriyoruz. 2923 sayılı kanun ile düzenlenmiştir, bu kanuna yapacağımız ek ile farklı dil ve lehçelerde özel eğitim kurumu açılabilecek. Dil ve lehçeler bakanlar kurulunda tespit edilecek. Bu okullarda belli dersler Türkçe okutulacaktır.
KÖY İSİMLERİNDEKİ YASAL ENGEL KALKIYOR:
Köy isimlerinin değiştirilmesindeki yasal engeli kaldırıyoruz. Dayatma içeren ifadeleri kaldırıyoruz. Köy isimlerinin değiştirilmesi İçişleri Bakanlığımızca olacak. İl ve ilçe isimlerinin değiştirilmesi için yasal düzenleme gerekiyor, bu tip taleplerde burada değerlendirecektir.
NEVŞEHİR ÜNİVERSİTESİ'NİN İSMİ DEĞİŞİYOR:
Nevşehir Üniversitemizin ismini Hacı Bektaşi Veli Üniversitesi olarak değiştiriyoruz.
KİŞİLERİN ÖZEL BİLGİLERİNE GÜVENCE:
Getireceğimiz bir başka yenilik. Kişisel verilerin korunması hakkında. Yasal güvence getiriyoruz. 12 Eylül 2010daki anayasa değişikliğiyle güvence getirmiştik. Şimdi uygulama için taslağı hazır olan kanunu meclisimize gönderiyoruz. Kişilerin özel bilgileri ilgisiz kişiler tarafından kullanılamayacak.
YARDIM TOPLAMADAKİ KISITLAMA KALKIYOR:
Yardım toplamadaki kısıtlamaları kaldırıyoruz. Yardım toplama konusunda sınırlama altına alınmıştı. Kurban derisi fitre ve zekat konusunda THKya yetki verilmişti. Aslında anayasa aykırı bir durum oluşturulmuştu. Şimdi yasal olarak da bu yanlış uygulamaya son veriyoruz. Vatandaşımız yardımını istediği yere verebilecek. Şu ana kadar açıkladığımız reformlar yasal düzenleme gerektiriyor. Fakat paketimiz bundan ibaret değil. ikinci kısımda idari düzenleme gerektiren reformlar bulunuyor.
KAMUDA BAŞÖRTÜSÜ SERBEST:
Kılık kıyafet yönetmeliğini değiştirerek kamu kurumlarında baş örtüü yasağını kaldırıyoruz. Ayrımcılık içeriyordu. Kadın çalışanların giyimleri üzerindeki ayrımcı ihlalleri kaldırıyoruz. Resmi elbise giymek zorunda olan TSK mensupları, yargıda hakim ve savcıları bunun dışında tutuyoruz.
İLKOKULLARDAKİ AND KALKIYOR:
İlkokullardaki öğrenci andı uygulamasını kaldırıyoruz. Geçen yıl orta okullarda bu uygulamayı kaldırmıştık. Şimdi de ilk okullarda kaldırıyoruz.
MOR GABRİEL MANASTIRI'NIN ARAZİSİ İADE EDİLİYOR:
Mor Gabriel Manastırının arazisi iade ediliyor. Böylece bir haksızlığı gideriyor Süryani vatandaşlarımıza önemli bir haklarını teslim ediyoruz. Şu anda 250den fazla iade yaptık.
Kaynak.Başbakan tarihi açıklama yaptı - DHA Doğan Haber Ajansı
[FONT=Helvetica,Verdana,Arial]DHA
[/FONT]
...!...DHA yayınını izlemek için TIKLAYINIZ...!...
...!...DHA yayınını izlemek için TIKLAYINIZ...!...
...!...DHA yayınını izlemek için TIKLAYINIZ...!...
İŞTE GÜNLERDİR BEKLENEN O TARİHİ AÇIKLAMA:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlık Yeni Bina'da Demokratikleşme paketini açıklıyor.
Başbakan Erdoğan, terörün son bulması, akan kanın durması, gözyaşlarının dinmesinin öncelikli olarak, şehit yakınlarının temennisi olduğunu söyleyerek, "İç barışımızı güçlendirecek, toplumsal birlik ve bütünlüğümüzü geliştirecek, huzurumuzu tahkim edecek her adım milletimizin en büyük temennisidir. Bu demokratikleşme paketiyle Türkiye'nin istiklalini güçlendiriyor, özgürlük alanını daha da genişletiyor, ufkunu daha da açıyor, umudunu daha da çoğaltıyoruz. Bu paketle şehitlerimizin uğruna can verdikleri milletimizin birliğini, kardeşliğini, dayanışmasını daha da pekiştiriyoruz. Böylece vasiyetlerini yerine getirdiğimiz tüm şehitlerimizi, bu anlamda günde bir kez daha rahmet yad ediyor, Allah onlardan razı olsun diye dua ediyoruz" diye konuştu.
"BU PAKET İLK DEĞİL, GAZİ MUSTAFA KEMAL'İN DEVRİM NİTELİĞİNDEKİ ADIMLARI VAR"
Türkiye'nin tarihi bir anı yaşıdığını söyleyen Erdoğan; "Türkiye çok önemli bir aşamaya geçiyor, Türkiye'yi daha da büyütmek için önemli adımları atıyoruz. Bugün açıkladığımız paket bir ilk değildir, bir son da olmayacaktır. Bu paket ilk değildir zira, Gazi Mustafa Kemal'in devrim niteliğindeki adımları, Türkiye'yi her yönden ileri standartlara ulaştırmayı, muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmayı hedeflemiştir. 1950'de başlayan demokratikleşme tarihimiz boyunca da nice önemli adımlar atılmış, nice cesur reformlar gerçekleştirilmiştir. Bugün açıklayacağız paket, son da değildir. Çözümsüzlüğün bir siyaset tarzına dönüştüğü, siyasetin çözüm değil, çözümsüzlük arayışı içinde üretildiği bir siyasi ortamda, reform yapmak son derece zordur. Biz 11 yıl boyunca bu dirence rağmen reformlar yaptık. Sadece siyaset, muhalefet değil, anayasadan yasalara, bürokrasiden sivil topluma, medyadan iş dünyasına, devletin koridorlarına sirayet etmiş çetelerden uluslararası tertiplere kadar çok geniş bir yelpazede karşımıza çıkan çok büyük dirençlere rağmen, biz cesaretle reform süreçlerine sahip çıktık. Darbe senaryolarına, tertiplere rağmen kararımızdan vazgeçmedik. Milli iradeye, sandığa, demokrasiye yönelik her türlü saldırıya, kışkırtmaya rağmen taviz vermedik. Türkiye artık geri döndürülemez biçimde demokrasi istikametinde ilerlemektedir. Bu paket, işte bu ilerleyişin çok mühim, tarihi bir aşamasıdır. Bundan sonra da hak ve özgürlük talepleri olacaktır, demokrasimizin daha da derinleştirilmesi için tartışmalar yaşanacaktır. Esas olan hak ve özgürlük taleplerinin siyasi bir zeminde, demokratik bir kültür diliyle getirilebiliyor olmasıdır. Hiçbir silah, şiddet gösterisi, meşru demokratik bir hak talebinin yerini tutamaz. Yumruklar sıkıldıysa ellerin sıkışması mümkün değildir" diye konuştu.
"TÜRKİYE'DE DEVLET YANİ ÖZÜNE DÖNMÜŞTÜR"
Başbakan Erdoğan, 2002'de AB turlarına çıkarken en çok vurgu yaptıklarını konunun demokratikleşmenin bir zihniyet değişimini gerektirdiğini söylemi olduğunu kaydederek; "Bu zihniyet değişimini, hep birlikte başardığımız ölçüde daha ileri hedeflere ulaşacağız. Bu paket Türkiye'nin ulaştığı seviyenin aslında bir tezahürüdür. Artık Türkiye'de kimlik dayatan, makbul vatandaşı tanımlayan, vatandaşlarının kökeniyle, inancıyla, dünya görüşüyle uğraşan bir devlet yoktur. Artık Türkiye'de vatandaşlarının taleplerine, ihtiyaçlarına, çığlığına kulak tıkayan, vatandaşını asimile eden, taleplerini reddeden, ihtiyaçlarını inkar eden bir devlet anlayışı yoktur. Bu ülkede artık kamu alanını, otoriter kılan, bu alanı kendi tanımladığı makbul vatandaşa benzemeyenlere cehennem haline getiren bir devlet anlayışı yoktur. 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' Türkiye'de devlet bu anlayışa dönmüştür, yani özüne dönmüştür.
"DEĞİŞİMİN ÖNÜNDEKİ ENGEL 27 MAYIS'IN O KARANLIK GÖLGESİDİR"
Başbakan Erdoğan, "Bütün vatandaşlarına karşı aynı mesafede duran bir devlet anlayışı var. Yani milletine efendilik eden değl, milletine hizmetkar olma aşkıyla bu yola çıkmış bir iktidar vardır. Türkiye'nin değişimindeki en büyük engel açık açık ifade ediyorum; 27 Mayıs'ın o karanlık gölgesidir. 27 Mayıs'ın bugün bile çeşitli kesimlerce yaşatılan zihniyetidir. Başta Anayasa'da ve siyasette olmak üzere bu zihniyet değişmediği müddetçe Türkiye'de değişim zor olmaya devam edecektir" diye konuştu.
"27 MAYIS REFLEKSLERİYLE MALUM KORKULARI CANLANDIRMAYA ÇALIŞACAKLAR"
Başbakan Erdoğan, "Türkiye'de millet zamanın ruhunu kavramayı herzaman başarmış ve millet, devletin büroksinin hatta siyasetin önünde ilerlemiştir. Milletimiz her yeniliğe açık olmuş yeniliklere çok hızlı ayak uydurmuş hatta devlet ve siyaseti dönüştüren de bizzat milletin kendisi olmuştur. Bu paketin açıklandığı andan itibaren aynı zihniyetin 27 Mayıs refleksleriyle malum korkuları canlandırmaya çalışacağına hiç ama hiç kuşku yoktur. Hiç endişeniz olmasın" dedi.
"TÜRKİYE'NİN BÖLÜNME GİBİ BİR MESELESİ ASLA YOKTUR"
Başbakan Erdoğan, "11 boyunca her reformdan sonra milleti korkuttular. Göreceksiniz bugünden itibaren de korkutmaya çalışacaklar. 11 yıl boyunca değişimden her zaman ürktüler. Türkiye'nin bölünme, gerileme, parçalanma gibi diye bir meselesi asla yoktur. Ama Türkiye'nin muhalefet diye bir sorunuf vardır. Sadece yapılmmak istenene karşı çıkan muhalefet anlayı ile yoluna devam etmesi zordur" diye konuştu.
"PAKETİN KIYMETİNİ OCAĞINA ATEŞ DÜŞENLER BİLİR"
Başbakan Erdoğan, "Biz yüzümüzü millete çevirdik. Sadece milletimizin hissiyatını ölçü alarak alıyoruz. Bu paketin kıymetini en iyi bu işin dertlisi olanlar, yüreği yananlar, ocağına ateş düşenler bilir" dedi.
İŞTE O PAKETİN İÇERİĞİ;
SEÇİM SİSTEMİ:
Öncelikle seçim sistemini değiştirmek için önemli bir adım atıyor tartışmaya açıyoruz. Mevcut sistemi, özellikle 12 Eylül ardından her zaman tartışma konusu olduğunu biliyoruz. Hemen tüm siyasi partiler de sistemin değişmesi gerektiğini ifade ettiler. Mevcut seçim sistemi yüzde 10 barajı AK Parti'nin getirdiği bir sistem değildir. Bunu bilenlerimiz var, bilmeyenlerimiz var. Biz 2002 seçimlerine girerken bu sistem uygulanıyordu. Yüzde 10 barajı vardı. Partimizi kurarken mevcut sistemin katılımcılıktan uzak olduğunu biz de ifade etmiştik. Geçen yıl da seçim sistemini değiştireceğimizi ortaya koymuştuk.
Tüm öneri tavsiye eleştirileri gözden geçirdik. Bir adım atıyoruz. Yeni seçim sisteminin nasıl olması gerektiği konusunda biz üç farklı alternatifi tartışmaya açıyoruz. Yüzde 10 barajıyla devam edebiliriz. İki, barajı yüzde 5e çekip, beşli gruplandırmayla daraltılmış bölge seçim sistemi. Üçüncü olarak da ülke barajını tamamen kaldırarak, dar bölge seçim sistemini getirebiliriz.
SİYASİ PARTİLERE DEVLET YARDIMININ KAPSAMI GENİŞLİYOR:
Siyasi haklar konusunda ikinci düzenlemeye siyasi partilere devlet yardımı kapsamını genişletiyoruz. Devlet yardımı için yüzde 7 olan mevcut oranı, yüzde 3e çekiyoruz. Yani seçime katılan partilerde yüzde 3 oy alanlara da devlet yardımı yapılacaktır. Bu değişimin rekabetin daha adil hale gelmesine neden olacağına inanıyoruz.
Siyasi partilerin teşkilatlanmalarına da kolaylık getiriyoruz. 20. Maddeyi değiştirip, ilçede teşkilatlanmak için beldede teşkilat kurma şartını kaldırıyoruz.
SİYASİ PARTİLERDE EŞ GENELBAŞKANLIK:
Bir başka düzenlemeyle, siyasi partilerde eş genel başkanlığın önünü açıyoruz. İlgili yasa maddesini değiştirmeyi uygun gördük. Seçim kanunun 15. Maddesine ek yapıyor, iki kişiden fazla olmamak kaydı ile eş genel başkanlık sistemini getiriyoruz.
SİYASİ PARTİLERE ÜYELİKTE ENGEL KALKIYOR:
Bir başka yasal düzenlemeyle, siyasi partilere üyelikte engelleri kaldırıyoruz. 11. Maddedeki değişiklikle, üye olmayı daraltan bazı engelleri ortadan kaldırıyoruz.
FARKLI DİL VE LEHÇELERDE PROPAGANDA:
Yine siyasi partiler kanunundan yapacağımız değişiklikle, farklı dil ve lehçelerde propaganda imkanı getiriyoruz. Türkçenin yanında farklı dillerin kullanabilmesini mümkün hale getiriyoruz. Ön seçimlerde de getiriyoruz. Kısıtlayıcı hükmü kaldırıyor, ön seçimlerde de farklı dille propaganda imkanını sağlıyoruz.
NEFRET SUÇUNA AĞIR CEZA:
Yeni süreçte nefret ayrımcılık yaşam tarzına müdahale gibi suçlarla daha etkin biçimde mücadele etmeye başlıyoruz. Belirli suçların cezalarını daha da artıyoruz. Belirli suçlar, kişinin dili ırkı rengi cinsiyeti engelliliği siyasi düşüncesi dini veya mezhebi nedeniyle işlenirse cezası daha da ağırlaşacak. Kişinin belli haklarını kullanmasını engelleyenleri ceza kapsamına alıyoruz. Bu sebeple işlenen suçun cezasını bir yıldan üç yıla kadar artırıyoruz.
AYRIMCILIKLA MÜCADELE VE EŞİTLİK KURULU:
Türkiyede hiç kimse dilinden ırkından milletinden renginden inancından, gereğini yerine getirmekten dolayı ayrımcılığa maruz kalmayacak. Ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik kurulu kuruyoruz.
YAŞAM TARZINA SAYGI TCK İLE GÜVENCE ALTINA ALINACAK:
Yaşam tarzına saygıyı TCK ile güvence altına alıyoruz. Dini inancının gereğinin yerine getirilmesinin engellenmesini de ceza kapsamına alıyoruz. Dini ibadet ve ayinlerin bireysel olarak engellenmesini bu kapsama alıyoruz. Bir kimsenin inanç düşünce veya kanaatlerinden kaynaklanan tercihlerine müdahale edenlere bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası getiriyoruz.
KLAVYELERE ÖZGÜRLÜK:
TCKda belirli harflerin kullanılmasından dolayı var olan cezai müeyyideyi kaldırıyoruz. Bir nevi klavyelere özgürlük getiriyoruz.
GÖSTERİ YÜRÜYÜŞLERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK:
2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununda önemli değişiklikler yapıyoruz. Mülki amir, ilgili STKların görüşlerini almak suretiyle nihai kararını verecek. Sürelerini de uzatıyoruz. Açık yerlerde güneşin batışından bir saat sonraya kadar süren toplantılar, güneş batmadan dağılınacak şekilde, kapalı yerlerde saat 24:00e kadar yapacak. Hükümet komiseri uygulamasına son veriyoruz. Artık düzenleme kurulları tarafından yerine getirilecek. Kurul, toplantının amacına çıktığını gördüğü durumda dağılma kararı alacak ve durumu kolluk amirine bildirecek, gösteri ve yürüyüş kanuna aykırı hale gelirse, gösterinin sona erdiğini ifade edecek. Düzenleme kurulu bunu yerine getirmezse, o mahallin en büyük mülki amiri kararı verecektir.
ÖZEL OKULLARDA FARKLI DİL VE LEHÇELERDE EĞİTİM HAKKI:
Bir başkası eğitimle ilgili. Yapacağımız yasal değişikliklerle, özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünü açıyoruz. Özel kurs imkanını getirmiştik. Daha sonra ise üniversitelerde açılmasını sağlamıştır. Okullarda seçmeli ders olarak öğretilmesinin önünü açmıştık. Şimdi de özel okullarda mümkün hale getiriyoruz. 2923 sayılı kanun ile düzenlenmiştir, bu kanuna yapacağımız ek ile farklı dil ve lehçelerde özel eğitim kurumu açılabilecek. Dil ve lehçeler bakanlar kurulunda tespit edilecek. Bu okullarda belli dersler Türkçe okutulacaktır.
KÖY İSİMLERİNDEKİ YASAL ENGEL KALKIYOR:
Köy isimlerinin değiştirilmesindeki yasal engeli kaldırıyoruz. Dayatma içeren ifadeleri kaldırıyoruz. Köy isimlerinin değiştirilmesi İçişleri Bakanlığımızca olacak. İl ve ilçe isimlerinin değiştirilmesi için yasal düzenleme gerekiyor, bu tip taleplerde burada değerlendirecektir.
NEVŞEHİR ÜNİVERSİTESİ'NİN İSMİ DEĞİŞİYOR:
Nevşehir Üniversitemizin ismini Hacı Bektaşi Veli Üniversitesi olarak değiştiriyoruz.
KİŞİLERİN ÖZEL BİLGİLERİNE GÜVENCE:
Getireceğimiz bir başka yenilik. Kişisel verilerin korunması hakkında. Yasal güvence getiriyoruz. 12 Eylül 2010daki anayasa değişikliğiyle güvence getirmiştik. Şimdi uygulama için taslağı hazır olan kanunu meclisimize gönderiyoruz. Kişilerin özel bilgileri ilgisiz kişiler tarafından kullanılamayacak.
YARDIM TOPLAMADAKİ KISITLAMA KALKIYOR:
Yardım toplamadaki kısıtlamaları kaldırıyoruz. Yardım toplama konusunda sınırlama altına alınmıştı. Kurban derisi fitre ve zekat konusunda THKya yetki verilmişti. Aslında anayasa aykırı bir durum oluşturulmuştu. Şimdi yasal olarak da bu yanlış uygulamaya son veriyoruz. Vatandaşımız yardımını istediği yere verebilecek. Şu ana kadar açıkladığımız reformlar yasal düzenleme gerektiriyor. Fakat paketimiz bundan ibaret değil. ikinci kısımda idari düzenleme gerektiren reformlar bulunuyor.
KAMUDA BAŞÖRTÜSÜ SERBEST:
Kılık kıyafet yönetmeliğini değiştirerek kamu kurumlarında baş örtüü yasağını kaldırıyoruz. Ayrımcılık içeriyordu. Kadın çalışanların giyimleri üzerindeki ayrımcı ihlalleri kaldırıyoruz. Resmi elbise giymek zorunda olan TSK mensupları, yargıda hakim ve savcıları bunun dışında tutuyoruz.
İLKOKULLARDAKİ AND KALKIYOR:
İlkokullardaki öğrenci andı uygulamasını kaldırıyoruz. Geçen yıl orta okullarda bu uygulamayı kaldırmıştık. Şimdi de ilk okullarda kaldırıyoruz.
MOR GABRİEL MANASTIRI'NIN ARAZİSİ İADE EDİLİYOR:
Mor Gabriel Manastırının arazisi iade ediliyor. Böylece bir haksızlığı gideriyor Süryani vatandaşlarımıza önemli bir haklarını teslim ediyoruz. Şu anda 250den fazla iade yaptık.
Kaynak.Başbakan tarihi açıklama yaptı - DHA Doğan Haber Ajansı