- 20 Mart 2008
- 141.062
- 212.077
- 60
ben kendi savunduğum görüşü değil ortadaki tabloyu konuşuyorum abla
Mahvetti zaten bu tablo,her yer için bazı şeyler verildi,ama böyle olmamalıydı..
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
ben kendi savunduğum görüşü değil ortadaki tabloyu konuşuyorum abla
Amerika Birleşik Devletlerinde bile her sabah bağlılık andı okuyor. Orda sadece ABDli insanlar mı var? Yooo. Cok uluslu bir devlet.
Bizde çarşı herşeye karşı.
Neymiş efendim Türk olmayan okumasınmış, okumasın arkadaşım. Dudaklarını kıpırdatsın.
bu forumda da görüyorum ki ben de dahil farklı etnik kökene sahip olanlar "türküm" kelimesini gururla söylediğimizi ısrarla ifade ederken, hala birileri bizim adımıza ama onlar türk değil neden türküm desin, yıllardır rahatsızlar bla bla diyorlar, değiliz kardeşim niye anlamıyorsunuz, andımızdaki türk ifadesinden teröristbaşı, atatürk kısmından da hükümet rahatsız oldu, o yüzden kaldırıldı bu kadar basit.
kafatascısınız diyen arkadaşa gülemiyorum bile, daha geçen ay hayatını kaybeden gencecik bir çocuk için sırf onun inandığı şeye inanmıyor diye "Allah insani tepesi üssü diker" diyen biri kalkmış ne mutlu türküm diyene dedik diye bize kafatasçı diyor. şaka gibi
Baş örtüsünün serbest kalmasına çok sevindim, hem başı kapalı arkadaşlarım adına, hemde artık dillere pelesenk edilip siyaset yapılmayacak olması adına.
Paketin içeriğine pekte yorum yapamayacağım, içeriği bir tarafa bıraktım artık, neden mi? Demokrasi tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimidir, devlet politikasını şekillendirirken bana fikrimi sormuyorlar ki, o yüzden paketi bırakıp adına takılı kaldım, paketi tümüyle ele aldığımızda demokratikleşme paketi diyebilir miyiz bilemiyorum, demokratikleşmek için önümüzdeki tek engel Andımız mıydı?
Daha öncelikli şeyler yok muydu? Bir ülke gelişmek istiyorsa, demokratikleşmek istiyorsa sanayi, kişi başına düşen milli gelir, halkın yaşam uzunluğu, okur yazar oranı, sağlık düzeyi, yaşam standartları doğrultusunda adımlar atmalıdır, yüksek insani gelişmişlik indeksine sahip ülkeler daha gelişmiştir, insani gelişim indeksinde çocukların haklarına özellikle önem verilir, 13 yaşındaki çocuk tecavüze uğrayınca kendi rızasıyla olmuştur denmez mesela, o yüzden keşke şu pakette partilere yardım kapsamı yerine çocuk istismarlarıyla ilgili ağır yaptırımlar yer alsaydı, gelir dağılımında eşitliğe yönelik yaptırımlar olsaydı, Ali amca 800 lira maaşla geçineceğim diye çabalarken, Milletvekili ağbi ayda 5000 lira cep telefon faturası geliyor, maaş yetmiyor ho ho ho diyorsa, ay ne kadar eşit gelir dağılımımız var, ferah ferah yaşıyoruz yahu demek gerçekçi bir yaklaşım mıdır? Ben gelişmeyi, demokratikleşmeyi yanlış mı anlıyorum acaba yahu:44:
Alo 182'yi aradığımızda bile para ödüyorsak, bir ameliyat için aylarca beklemek zorunda kalıyorsak, okullarımız yetersizse gelişiyoruz diyebilir miyiz:26:
Farklı düşünen ülke vatandaşları sokağa çıkınca kemirgenler, çapulcular demek demokratik midir ki:26:
Yaklaşık 21 buçuk milyon oy almak 73 milyonun düşüncesini yansıtıyorum mu demek?
"Şimdi biz 300-500 kişi oraya gitti diye köprü inşaatını mı durduralım? " diyerek, yürüyen Alevi vatandaşları dinlememek, ne diyorlar kulak vermemek demokratik midir:44:
Bir ülkede işsiz hala işsiz ama zenginler daha zenginleşirken geliştiğimizi iddia edecek birileri var mıdır? Ben demiyorum belirli aralıklarla yapılan devlet istatistikleri söylüyor bunu.
Bende isterim insanlar etnik kökenleri, dinleri, mezhepleri yüzünden nefret söylemlerine maruz kalmasın ama bir paket hazırlanırken bu ülkede yaşayan diğer etnik kökenli vatandaşlarında gönlü alınsın isterim. Bak o zaman paketin adı demokratikleşme olabilir.
Samimiyetle adımlar atılıyorsa başım gözüm üstüne fakat bazı söylemlerde aklımdan çıkmıyor, kürt kökenli bir milletvekiline meclisin orta yerinde "Zaten teröristsiniz" denilip sonra ırkçılık, nefret söylemleriyle ilgili suçların ağırlaştırılması, 3 harfin serbest bırakılması, bu ikileme aklım sırrım ermiyor:44:
Paketle çok alakasız ama aklıma takılıyor sorasım geldi
"Bu tencere tavacıları sizler yargıya taşıyacaksınız" "Tencere tava çalanı şikâyet edin!" bu laflar niye söylenmiş ki acep:26: o tası bu tası, peki bu ne tası? Sefertası mı? Gözünü sevdiğim demokrasi sen nelere kadirsin...
Mune;
Ben yazinizdaki sorulariniza cevap vermek istiyorum.
Andimizin kaldirilmasinin sebebi, birilerinin adimiza düsman oldugundan degil.
Gecmiste izlenilen yanlis yol sonucu, ortaya cikan sorunun telafisi amacli.
Söyleki;
Ülkemizde yillardir süren bir terör sorunu var.
Bu sorun binlerce askerimiz sehit olmasina, bircok yol denenmesine ragmen cözülememis.
Bu insanlar kolaylikla taraf bulabiliyor.
Bunu yaparkende, yillarca izlenilen bu yanlis yol ve söylenilen sözleri kullaniyorlar.
" bak kürt yok diyorlar, varligimizi kabul etmiyorlar, ne mutlu Türküm diyene dedirtiyorlar, dilimizi yok sayiyorlar, bizi disliyorlar" gibi söylemlerle buluyorlar bu tarftarlari.
Üstelik sadece dagdada degil, tüm ülkeye yayilmis durumda bu örgüt.
Bu sorunun bir sekilde cözülmesi gerek ama dagda carpismak cözüm olmuyor.
Peki nasil yapilacak, nasil cözülecek.
Bu noktada yapilmasi gereken seyin, taraftar bulmalarinin önüne gecmek oldugu ortaya cikiyor.
Bunu yapmak icinde bazi adimlar atilmali.
ISte bugün andimizin kaldirilmasida bu nedenle yapilmis birsey.
Diyorsunuz ki " mecliste hepiniz teröristsiniz denildi, simdi nefret sucuna ceza getiriliyor"
Evet CHP, MHP, AKP milletvekilleri zaman zaman BDP milletvekillerine bu söylemlerde bulunmustur.
Ama bu söylemde ben nefret var diyemem cünkü kürt halkini ve hassasiyetleri kullanrak, terör örgütünün meclis avukatligini üstlenmistir BDP.
Kendileride zaten terör örgütüne üyelerine " asker " diyerek bunu destekliyorlar.
Ha söylem dogrumu, degil, milletvekillerine yakismiyor.
Yinede bu kanunla artik, meclise ve milleevekilerine yakismayan, bu tür söylemlerde olmayacak.
Bahsettiginiz gelir dagilimi, cocuk haklari, kadin haklari, issizlik vs gibi konularin bazilari kanunlarla halledilebilir bazilari ne yaparsaniz yapin önüne gecemeyeceginiz seylerdir.
Bugün dünyanin en demokratik ülkeleri bile, issizlik, gelir dagilimi gibi konularla basedemiyor.
Cocuk haklarini hic konusmayalim, tüm dünya sinifta kalir bu konuda.
Elbette ki meclisteki tek bir parti bütün halki temsil edemez.
Ama diger partiler gercekten iyi seyler olmasi icin destek veriyorlar mi?
Yeni anayasa icin " asla AKP ile oturup anayasa yapmayiz" diyen bir parti, kendi secmenine ihanet etmiyor mu?
Bu söylem karsisinda hükümet kuran parti ne yapabilir?
Tencere tava meselesine gelecek olursak, bu eylemler sirasinda Türkiye deki bircok yakinimdan ve arkadasimdan " yeter artik ya ne zaman bitecek bu, ne uyku uyutuyorlar ne kafamizi dinleyebiliyoruz" sikayetleri duydum.
Sizce bu sikayetler hükümetede gelmiyor mu?
Elbette eylem yapilabilir ama baskasinin hakkina tecavüz ederek yapilmaz.
Basbakanin söylemi dogru mu derseniz? Sadece sesini duyurmak isteyenler dinlenilmeliydi ama bu söylem eyleme katilan bazi gruplar icin az bile.
Bugün bu pakete konu olan bircok sey aslinda gecmiste izlenilen yanlis yolun ceremesidir.
Atatürk e düsmanliktan yapiliyor zannedilmesi cok dar bir cerceveden bakmak olur.
Elbette ki Türkiye de Atatürk ü sevmeyen bircok insan vardir.
Ama bunun baslica sebeblerinden biri, Atatürk ün adini kullananlardir.
Her türlü konuda Atatürk ü kullanan, insanlari kisitlayan, özgürlükleri kisitlayan, zulüm eden insanlarinda bütün bunlari "Atatürk" kelimesinin arkasina siginarak yapmasidir en büyük sebep.
Mesela benim ailem bir numarali Atatürk hayranidir. Ablamin evinde Atatürk poeterleri asilidir. Peki ya sen Weiss derseniz.
Her türlü iste Atatürk isminin arkasina siginan insanlardan nefret ediyorum, sirf bu insanlar icin Atatürk ün adinin kullanilmasini bile yasaklasinlar isteyebilirim.
Neden mi?
Henüz ilkokuldaydim, 10 kasim anma töreni vardi okulda, ben zaten ciliz bir cocuktum, annem zafiyet gecirecegim diye korkardi hep.
Anma töreni sirasinda hava öyle bir soguk, öyle bir ayaz var ki anlatamam.
Bizi okulun önüne dizdiler, ögretmeler konusma yapiyor, siirler okunuyor falan bilirsiniz.
Ögretmenler üsüdüklerinde iceri girip isiniyor.
Kat kat giyinmeme ragmen o soguk icime isliyordu.
Hic unutmuyorum Senay isminde bir ögretmen vardi, yanimiza dogru gelince " ögretmenim cok üsüdüm, bende biraz isinabilirmiyim icerde" dedim, beni öyle bir azarladi ki.
Ne Atatürk e saygisizligim kaldi, ne nankörlügüm. Üsüdügümemi üzüleyim onca kisi arasinda rencide edildigime mi?
O gün yürüyerek eve geldim ama ayak ve el parmaklarim buz tutmustu.
Mecaz olarak söylemiyorum, gercekten buz tutmustu, sicak eve girince hissettigim o aciyi anlatamam, ciglik atiyordum, babam gitti kar getirdi parmaklarimi ovdu.
Biraz kendimi toparladigimda babama " Atatürk ten nefret ediyorum baba" dedim.
Babam gögsüne yatirdi beni ve " sana bunu yapan Atatürk mü ki sen ondan nefret ediyorsun, sana bunu yapandan nefret et edeceksen" dedi.
Babam bana öyle demeseydi ben o duygularla büyüyecektim ama suan Atatürk adini kullananlardan nefret ediyorum.
Atatürk adiyla zulmeden, calan, cirpan, ezen herkesten nefret ediyorum.
Yani sözün özü insanlar Atatürk ten degil, onun adiyla yapilanlardan nefret ediyor bence.
[sıze=3]şimdi bir de roman olayı çıktı
türk kürt tartışması az geliyordu çünkü.
Bizi işe almıyorlar, çoğu zaman roman olduğumuzu bile inkar ediyoruz işe alınmak için diyorlar
ne zaman bu kadar ayrıştık biz nasıl ''biz'' olmaktan çıktık [/sıze]
hemen hemen size yakın düşünüyorum ,roman olayı gündeme geldiğinde aklıma ilk kürt açılımı geldi ...................
Sevgili weiss,
bu forumda özellikle konu siyaset olunca benim hiçbir partiye yakın olmadığımı, yeri geldiğinde dinime, yeri geldiğinde Atatürk'e yönelik laflar edildiğinde hemen gardımı aldığımı bilirler, bilmeyenlerde siyaset topiklerinde yazdıklarımı okumalı.
Atılan olumlu adımlara helal olsun demeyi de bilirim, siz samimi düşüncelerinizi çok güzel ve detaylı bir şekilde açıklamışsınız, size birkaç soru sormak istiyorum, cevaplarsanız sevinirim.
Diyorsunuz ki BDP terör örgütü üyelerine asker diyor, onların avukatlığını yapıyor, bu paketteki partilere seçim yardımı kapsamındaki maddeden onlarda nemalanacak, bizim vergilerimizle nemalanmaları reva mı sizce?
Bana cevap yazmadan önceki yorumunuzda ülke bölünmez dediniz, sizce böyle bir endişe yok mu? Endişe yoksa en az 3 çocuk isteği niye? Bir ülkede çoğunluk azınlığa düşerse endişesinden doğmuş bir istek olma ihtimali yok mu?
Sevgili Mune;
Bana sorarsaniz, partilere secim öncesi bu kadar yardim yapilmasi ve secimlere giden partilerin miting, afis bilmem ne gibi seylere bunca para harc amasi bile gereksiz ve israf.
Keske partiler tüzüklerini ve secildiklerinde yapacaklari seyler ve vaadlerini bildiren bir bildiri aciklasalar da, bunca paralarda daha hayirli islerde kullanilsa.
BDP nin alacagi yardim konusunda ise, önemli bir ayrinti var.
Bugüne kadar %10 baraj dolayisi ile BDP li vekiller bagimsiz olarak secimlere katiliyordu.
Bu yardimi alabilmek icin bundan sonra parti olarak katilmasi gerekecek.
Parti olarak katilir, atilan adimlara ragmen yine %3 ten fazla oy alir ve bu yardimdan yararlanirsa sanirim sinirimden kendi kendimi yerim.
Tabi bunun icin önce secim baraji ile ilgili kanunda partiler anlasmaya varmali, baraj düsürülmeli, BDP parti olarak secime katilmali ve %3 ten fazla oy almali.
Ülke bölünmezligi ve cocuk sayisi ile ilgili olan konuda ise;
Belki dediginiz gibi cogunlugun azinlik olma ihtimalide bu söylemlerin nedenleri arasindadir.
Ülkemiz nufusu giderek yaslaniyor, tüm gelismis ülkelerde bu sorun yasaniyor.
Nüfus artisi ve cocuk dogurmaya tesvik icin bir cok önlem aliniyor.
Sizin dediginiz gibi böyle bir endise dolayisi ile söylendimi bilmiyorum ama genc nüfusun gerekliligi de bir gercek.
Beğeni yaptım ama bizzat teşekkür de etmek istedim, düşüncelerimiz ne olursa olsun aslında ortak paydalarda buluştuğumuz noktalar var, bazen duygularımızla, bazen yaşananları baz alarak kendimizce yorumluyoruz konuları.
Siz, ben, hepimiz kaba bir tabir olacak ama fişlemeden ne dendiğine kulak vererek hassasiyetleri de göz önünde bulundurup yorumlasak birçok siyaset topiği fikir alışverişiyle zenginleşen konular haline gelecek ama malesef yorumdan ziyade yorumu yapana odaklandığımız için satır araları pas geçiliyor:)))
Umarım artık sen ben, o taraf bu taraf düşüncelerinden sıyrılır keyifle siyaset konuşabilir hale geliriz.