Bahar Öztan: 'Saçlarım gidecek diye çok üzüldüm'

okypete

Nirvana
Kayıtlı Üye
28 Mart 2008
84.873
40.715
Bahar Öztan: 'Saçlarım gidecek diye çok üzüldüm'
fft107_mf6803668.Jpeg


http://www.radikal.com.tr/hayat/bahar-oztan-saclarim-gidecek-diye-cok-uzuldum-1494389/


RADİKAL- Yeşilçam’ın ‘Gamzeli Güzel’ lakaplı oyuncusu Bahar Öztan şu sıralar hayatının en zor günlerini geçiriyor. Öztan, üç ay önce karnındaki şişlik şikayetiyle hastaneye başvurdu, doktorların yumurtalık kanseri tanısı karşısında şoke oldu.

Hürriyet'ten Zelal Özalp'in röportajı... (Fotoğraf: Murat Saka)

İlk olarak şikayetleriniz ne zaman başladı? - Eylülden beri bu hastalıkla uğraşıyorum ben. İlk olarak ‘midenizde gaz var’ dediler. Hamile gibi bir şişkinliğim oluştu, artık gazdan da öte bir şey dedim. İlk doktor gaz dedikçe ben araştırmalar yapmaya başladım. Bilinçli bir hastaydım ben. Doktora bile giderken tahlillerim hazır gittim. Bir sonrakinde enfeksiyon çıktı. Ama ben yine inanamadım. Verdikleri ilaçları aldım, birkaç gün içtim ama nafile. Şişlikten sonra bu sefer ağrım başladı. Ağrıdan duramayınca başka doktora gittiğim. Ultrasona soktu beni ve rahmime yakın bir yerde bir sıvı bulundu.

Bulunan sıvı tam olarak neydi? Organların biri görevini yapamadığı zaman, bir sıvı bulunur. O salgılanan sıvı da asit. Asit organa zarar vermeye başlar.

İlk konulan teşhis neydi? - Teşhis koymadan önce tüm organlarımı tek tek aradılar. Böbrek, pankreas, ciğerlerim... Hepsi tertemiz çıktı. Artık temiz çıkması beni sevindirmiyordu. “Temiz çıktıkça zaman geçiyor, ne bu” düşüncesi beni yiyordu. En son akla gelen jinelokog oldu. Ultrasona girdim. Son olarak patolojiye gönderdiler sıvıyı. Sonunda yumurtalık kanseri tanısı kondu. Maalesef demedim hiçbir zaman. Çok daha geç bulunabilirdi. Başladım hastalığı araştırmaya...

Bilinçli bir hasta olarak başladınız tedaviye...

- Tabii tabii. Testlerimi dahi tek tek araştırdım. Üç kadından birinde oluyor bu hastalık. Benimki ağırdı ama iyileşmeyecek bir şey değil.

BEN GÜÇLÜ BİR KADINIM HER ŞEYE GÖĞÜS GERERİM

Ameliyat öncesinde hiç tereddüt yaşadınız mı? - Hiç yaşamadım. “Niye ben” bile demedim. Çünkü Rabbim bana bunu verdi. Mutlaka bir nedeni vardır. Belki de benim sınavım da bu hastalıktı. Başka bir şey de olabilirdi. Daha büyük manevi acılar çekmektense, bu hastalığı atlatırım dedim. Çaresiz dert olmasın. Ben güçlü kadınım, her şeye göğüs gererim. Hiç ağlamadım dahi. Ailemi, oğlumu ve dostlarımı seviyorum. Severek geçirdim ben evreleri. Hâlâ da kötü düşünmüyorum.

İlk teşhis konulduğunda kanser kelimesi sizi irite etti mi? - Gördüklerinde o sinsiyi, sinsi demiştim. Kemoterapiye başlayacağım ya, ona da ad taktım. Kim-o diyorum. Her döneme isim uydurdum. Şimdi onlar geçti, kim-o başlıyor. Allah’ın izniyle bu da bitecek. Bitince yüzde 85 temizleneceğim.

Kemoterapi, sizin deyiminizle kim-o ne zaman başlıyor? - Çarşamba günü tanışacağız.

Peki bu evreden tedirginliğiniz var mı? - Maalesef tek kötü saçların dökülmesi. Ben şampuan reklamıyla tanındım, saçlarım gidecek diye çok üzüldüm. Saçlarımı çok seviyorum. Biz kadınız ya, ilk hemen ‘Saçlar ne olacak?’ diye mırıldanmıştım zaten doktora. Ama sonradan düşünüyorsun hiçbiri benim sağlığımdan önemli değil.

Artık yaşadığımız dönemde saçında çıtçıt, kaynak, peruk olmayan kadın kalmadı. Takarsınız bir tane ne olacak...

- Evet öyle tabii. Mecbur o olacak ama işte doğallığa çok alışkındım ben. E bir de kızım yok, oğlum var. Kokonalığa bu yaşımda da devam ediyorum, birini süsleyip hevesimi alamadım ki. (Gülüyor)

201512180903_Ba%C5%9Fl%C4%B1ks%C4%B1z-2.jpg


19 GÜN YOĞUN BAKIMDA KALDIM

Geçmişe dönelim biraz, ameliyatı geçirdiğiniz güne. Ameliyata girerken neler hissettiniz? - 25 Kasım günü ameliyat oldum. Ameliyata girerken hiç umurum değildi. Keyfim çok yerindeydi. Çıkacağımdan o kadar emindim ki, zafer işareti yaparak girdim ameliyathaneye. Ama sonrası çok kötü, çok acılıydı. 19 gün yoğun bakımda kaldım.

Yoğun bakım süreci nasıldı? - Ben bir gün kalacağım diye biliyordum. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Kaldığım günler çok kötüydü. Allah kimseye, hatta bütün bunları düşmanıma bile vermesin.

Tüm bunları yaşarken psikolojiniz nasıldı? - Çok kötüydü. Ameliyata girerken yaptığım zafer işaretli kadından eser yoktu. Ama yoğun bakım çok ızdırap. Başka insanların acısını da duymak çok kötüydü. Kendi acımın yanı sıra duyduğum acı sesleri canımı daha da yakıyordu. Hayatımdaki en acılı zamandı. Gerçekten aklıma geldikçe canım acıyor. Başka bir acıydı.

Bu hastalıkla ilgili bilinçliyim demiştiniz. Ailenizde var mıydı daha önce kanser hastalığına yakalanan? - Rahmetli babamı kanserden kaybetmiştim ben. Akciğer kanseriydi babam. Ona kendimi adamıştım. Bütün evreleri biliyorum. O zamanlar babama ben bakmıştım, şimdi aynada kendime aynı hastalıktan bakıyorum. Bir kader var bunda.

BOMBA GİBİ DÖNECEĞİM BODRUM’UMA

Oğlunuz sürekli yanınızda. Oğlunuzla hastalıktan sonra nasıl bir diyalog geçti? - Oğlum çok olgun bir çocuktu, daha da olgunlaştı. Güçlü bir adam oldu. Ben bir tek gençken sarılık geçirmiştim. Oğlum beni hasta görmemişti, onun şaşkınlığını yaşadı. Onunla yetişkin biri gibi konuştum. Benden çok ilgilendi tahlillerle. Tezcanlıyım çünkü, her şeyi hemen halletmek için uğraştım. Sadece ameliyatta tereddüt etti biraz.

Ameliyata girerken söylediğiniz bir söz oldu mu oğlunuza? - Hiçbir şey söylemedim. Çünkü ben çıkıp evime döneceğimden emindim. Tekrar da evdeyim ve tekrar zafer işareti yapıyorum bak. (Gülüyor) Sanat camiasından sizi yalnız bırakmayan isimler kimlerdi? - Nuri Alço gelmiş, Nazan Şoray çok aradı. Dünden beri çok arayanlar oldu, ben yaymamıştım.

Bu kadar güçlü duran biri en çok neyi özledi peki? - Yazı bekliyorum dört gözle. Bomba gibi döneceğim Bodrum’uma. Yaza bomba gibi girmek için temizlendim zaten canım, ne hastalığı! (Gülüyor) Kışı dinlenerek geçirdim işte.
 
Bahar Öztan: 'Saçlarım gidecek diye çok üzüldüm'
fft107_mf6803668.Jpeg


http://www.radikal.com.tr/hayat/bahar-oztan-saclarim-gidecek-diye-cok-uzuldum-1494389/


RADİKAL- Yeşilçam’ın ‘Gamzeli Güzel’ lakaplı oyuncusu Bahar Öztan şu sıralar hayatının en zor günlerini geçiriyor. Öztan, üç ay önce karnındaki şişlik şikayetiyle hastaneye başvurdu, doktorların yumurtalık kanseri tanısı karşısında şoke oldu.

Hürriyet'ten Zelal Özalp'in röportajı... (Fotoğraf: Murat Saka)

İlk olarak şikayetleriniz ne zaman başladı? - Eylülden beri bu hastalıkla uğraşıyorum ben. İlk olarak ‘midenizde gaz var’ dediler. Hamile gibi bir şişkinliğim oluştu, artık gazdan da öte bir şey dedim. İlk doktor gaz dedikçe ben araştırmalar yapmaya başladım. Bilinçli bir hastaydım ben. Doktora bile giderken tahlillerim hazır gittim. Bir sonrakinde enfeksiyon çıktı. Ama ben yine inanamadım. Verdikleri ilaçları aldım, birkaç gün içtim ama nafile. Şişlikten sonra bu sefer ağrım başladı. Ağrıdan duramayınca başka doktora gittiğim. Ultrasona soktu beni ve rahmime yakın bir yerde bir sıvı bulundu.

Bulunan sıvı tam olarak neydi? Organların biri görevini yapamadığı zaman, bir sıvı bulunur. O salgılanan sıvı da asit. Asit organa zarar vermeye başlar.

İlk konulan teşhis neydi? - Teşhis koymadan önce tüm organlarımı tek tek aradılar. Böbrek, pankreas, ciğerlerim... Hepsi tertemiz çıktı. Artık temiz çıkması beni sevindirmiyordu. “Temiz çıktıkça zaman geçiyor, ne bu” düşüncesi beni yiyordu. En son akla gelen jinelokog oldu. Ultrasona girdim. Son olarak patolojiye gönderdiler sıvıyı. Sonunda yumurtalık kanseri tanısı kondu. Maalesef demedim hiçbir zaman. Çok daha geç bulunabilirdi. Başladım hastalığı araştırmaya...

Bilinçli bir hasta olarak başladınız tedaviye...

- Tabii tabii. Testlerimi dahi tek tek araştırdım. Üç kadından birinde oluyor bu hastalık. Benimki ağırdı ama iyileşmeyecek bir şey değil.

BEN GÜÇLÜ BİR KADINIM HER ŞEYE GÖĞÜS GERERİM

Ameliyat öncesinde hiç tereddüt yaşadınız mı? - Hiç yaşamadım. “Niye ben” bile demedim. Çünkü Rabbim bana bunu verdi. Mutlaka bir nedeni vardır. Belki de benim sınavım da bu hastalıktı. Başka bir şey de olabilirdi. Daha büyük manevi acılar çekmektense, bu hastalığı atlatırım dedim. Çaresiz dert olmasın. Ben güçlü kadınım, her şeye göğüs gererim. Hiç ağlamadım dahi. Ailemi, oğlumu ve dostlarımı seviyorum. Severek geçirdim ben evreleri. Hâlâ da kötü düşünmüyorum.

İlk teşhis konulduğunda kanser kelimesi sizi irite etti mi? - Gördüklerinde o sinsiyi, sinsi demiştim. Kemoterapiye başlayacağım ya, ona da ad taktım. Kim-o diyorum. Her döneme isim uydurdum. Şimdi onlar geçti, kim-o başlıyor. Allah’ın izniyle bu da bitecek. Bitince yüzde 85 temizleneceğim.

Kemoterapi, sizin deyiminizle kim-o ne zaman başlıyor? - Çarşamba günü tanışacağız.

Peki bu evreden tedirginliğiniz var mı? - Maalesef tek kötü saçların dökülmesi. Ben şampuan reklamıyla tanındım, saçlarım gidecek diye çok üzüldüm. Saçlarımı çok seviyorum. Biz kadınız ya, ilk hemen ‘Saçlar ne olacak?’ diye mırıldanmıştım zaten doktora. Ama sonradan düşünüyorsun hiçbiri benim sağlığımdan önemli değil.

Artık yaşadığımız dönemde saçında çıtçıt, kaynak, peruk olmayan kadın kalmadı. Takarsınız bir tane ne olacak...

- Evet öyle tabii. Mecbur o olacak ama işte doğallığa çok alışkındım ben. E bir de kızım yok, oğlum var. Kokonalığa bu yaşımda da devam ediyorum, birini süsleyip hevesimi alamadım ki. (Gülüyor)

201512180903_Ba%C5%9Fl%C4%B1ks%C4%B1z-2.jpg


19 GÜN YOĞUN BAKIMDA KALDIM

Geçmişe dönelim biraz, ameliyatı geçirdiğiniz güne. Ameliyata girerken neler hissettiniz? - 25 Kasım günü ameliyat oldum. Ameliyata girerken hiç umurum değildi. Keyfim çok yerindeydi. Çıkacağımdan o kadar emindim ki, zafer işareti yaparak girdim ameliyathaneye. Ama sonrası çok kötü, çok acılıydı. 19 gün yoğun bakımda kaldım.

Yoğun bakım süreci nasıldı? - Ben bir gün kalacağım diye biliyordum. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Kaldığım günler çok kötüydü. Allah kimseye, hatta bütün bunları düşmanıma bile vermesin.

Tüm bunları yaşarken psikolojiniz nasıldı? - Çok kötüydü. Ameliyata girerken yaptığım zafer işaretli kadından eser yoktu. Ama yoğun bakım çok ızdırap. Başka insanların acısını da duymak çok kötüydü. Kendi acımın yanı sıra duyduğum acı sesleri canımı daha da yakıyordu. Hayatımdaki en acılı zamandı. Gerçekten aklıma geldikçe canım acıyor. Başka bir acıydı.

Bu hastalıkla ilgili bilinçliyim demiştiniz. Ailenizde var mıydı daha önce kanser hastalığına yakalanan? - Rahmetli babamı kanserden kaybetmiştim ben. Akciğer kanseriydi babam. Ona kendimi adamıştım. Bütün evreleri biliyorum. O zamanlar babama ben bakmıştım, şimdi aynada kendime aynı hastalıktan bakıyorum. Bir kader var bunda.

BOMBA GİBİ DÖNECEĞİM BODRUM’UMA

Oğlunuz sürekli yanınızda. Oğlunuzla hastalıktan sonra nasıl bir diyalog geçti? - Oğlum çok olgun bir çocuktu, daha da olgunlaştı. Güçlü bir adam oldu. Ben bir tek gençken sarılık geçirmiştim. Oğlum beni hasta görmemişti, onun şaşkınlığını yaşadı. Onunla yetişkin biri gibi konuştum. Benden çok ilgilendi tahlillerle. Tezcanlıyım çünkü, her şeyi hemen halletmek için uğraştım. Sadece ameliyatta tereddüt etti biraz.

Ameliyata girerken söylediğiniz bir söz oldu mu oğlunuza? - Hiçbir şey söylemedim. Çünkü ben çıkıp evime döneceğimden emindim. Tekrar da evdeyim ve tekrar zafer işareti yapıyorum bak. (Gülüyor) Sanat camiasından sizi yalnız bırakmayan isimler kimlerdi? - Nuri Alço gelmiş, Nazan Şoray çok aradı. Dünden beri çok arayanlar oldu, ben yaymamıştım.

Bu kadar güçlü duran biri en çok neyi özledi peki? - Yazı bekliyorum dört gözle. Bomba gibi döneceğim Bodrum’uma. Yaza bomba gibi girmek için temizlendim zaten canım, ne hastalığı! (Gülüyor) Kışı dinlenerek geçirdim işte.
Geçmiş olsun gamzeli güzel inşallah sevdiğin bodrumuna sağlıklı bir şekilde dönersin..:KK200::KK200::KK200:
 
İnşallah hemen sağlığına kavuşur.
Ne kadar çok yayıldı kanser. Ben de çok korkuyorum. Tiroidlerimde var 6mm kadar. Henüz huyu suyu tespit edilmedi. Yeni öğrendim zaten. Ay sonu kontrole gideceğim. 1cm nin altına biyopsiye gerek yokmuş. 3 ayda bir kontrol dediler ama ben ayda gideceğim. Tırsıyorum resmen.
O yüzden yediğimiz içtiğimi o kadar önemli ki.
 
İnşallah hemen sağlığına kavuşur.
Ne kadar çok yayıldı kanser. Ben de çok korkuyorum. Tiroidlerimde var 6mm kadar. Henüz huyu suyu tespit edilmedi. Yeni öğrendim zaten. Ay sonu kontrole gideceğim. 1cm nin altına biyopsiye gerek yokmuş. 3 ayda bir kontrol dediler ama ben ayda gideceğim. Tırsıyorum resmen.
O yüzden yediğimiz içtiğimi o kadar önemli ki.

Dereotu troide çok iyi geliyor ipek. Günde bir demet çiğ olarak tüketmeye çalış. Her kontrolde kistlerin küçüldüğünü göreceksin.
 
Dereotu troide çok iyi geliyor ipek. Günde bir demet çiğ olarak tüketmeye çalış. Her kontrolde kistlerin küçüldüğünü göreceksin.
Canım öğreneli tam 15 gün oldu. araştırdım da gerçekten deidğin gibi dereotu iyi geliyormuş. Fabrikaya da getirdim yemekten önce bir avuç yiyorum. Yemek esnasında da yiyorum. Bir de taze zencefil iyiymiş. Onu da aldım.
Ama Allah korusun kötü huyluysa etki etmez sanırım ama şimdilik kötü düşünmüyorum.
Sende de mi var?
 
Canım öğreneli tam 15 gün oldu. araştırdım da gerçekten deidğin gibi dereotu iyi geliyormuş. Fabrikaya da getirdim yemekten önce bir avuç yiyorum. Yemek esnasında da yiyorum. Bir de taze zencefil iyiymiş. Onu da aldım.
Ama Allah korusun kötü huyluysa etki etmez sanırım ama şimdilik kötü düşünmüyorum.
Sende de mi var?

Yok bende değil ablamda vardı. Ablam böbrek nakilli, bir kaç sene önce 11 tane kist tespit edildi troidlerinde biri kötü huylu. Doktoru ilaç kullanmak istemediği için dereotu önerdi. İşe yararsa ne ala, yaramazsa ameliyat dedi. Çok şükür işe yaradı. 9 ayda yüzde doksan küçüldü kistler. Şimdi hiç bişey yok. Ama alışkanlık oldu hala her yemekte dere otu yer. Sen de aksatmadan yemeye çalış. Umarım işe yarar.
 
Yok bende değil ablamda vardı. Ablam böbrek nakilli, bir kaç sene önce 11 tane kist tespit edildi troidlerinde biri kötü huylu. Doktoru ilaç kullanmak istemediği için dereotu önerdi. İşe yararsa ne ala, yaramazsa ameliyat dedi. Çok şükür işe yaradı. 9 ayda yüzde doksan küçüldü kistler. Şimdi hiç bişey yok. Ama alışkanlık oldu hala her yemekte dere otu yer. Sen de aksatmadan yemeye çalış. Umarım işe yarar.
Sephoraa sen benim aradığım insansın:KK68:

Şimdi şöyle benim durumum: geçen ay kimyasal gebelik geçirdim. Araştırılırken kadın doğumcu TSH değerime baktı. O gün sonuçları aldım TSH 4 çıktı. T3 ve T4 normaldi. Benim TSH değerim asla 2,5 tan yukarı çıkmamıştır. Soluğu genel cerrahta aldım. Ultrasonda 6mm tekli ve halosu olmayan nodül çıktı. Kadın doğumcumu aradım bu esnada sonuçlarım nasıl dedim. Normal dedi. “TSH yüksek değil mi?” dedim, “yine de normal sınırlarda” dedi. Dedim “ben genel cerrahideyim nodülüm varmış kaldı ki 2,5 tan yukarı olmaması lazım hamilelik için ama bana bu bilgileri vermiyorsunuz bilmesem teslim olacağım size” dedim.

Neyse sonra endokrine gittim antikor testleri yapıldı. TPO normal çıktı TG max sınır 60 ken benim 78 çıktı. Bilgin var diye anlatıyorum: )

Neyse dr “3 ayda bir kontrole gel, haşimato başlangıcı da olabilir. Kötü huylu da, iyi huylu da” dedi. Yani anlamadığım kötü olup olmadığını anlaması için büyümesini mi bekleyeceğim.

Ben 3 ay beklemeden 1 ayda değerlerime baktıracağım.

4 gün hastaneye gittim.

1. Gün kadın doğumcu TSH :4

2. Gün başka bir hastane TSH:2,8

3. Gün kadın doğumcunun hastanesi endokrin TSH:1,9

4. 2 nolu hastane ve TSH: 2,8

Kafam karışık yani. Doktorlara da teslim olmak istemiyorum.

Ablanın değerleri nasıldı?

Konuyu işgal eder gibiyim ama kusura bakmayın lütfen.
 
Yok bende değil ablamda vardı. Ablam böbrek nakilli, bir kaç sene önce 11 tane kist tespit edildi troidlerinde biri kötü huylu. Doktoru ilaç kullanmak istemediği için dereotu önerdi. İşe yararsa ne ala, yaramazsa ameliyat dedi. Çok şükür işe yaradı. 9 ayda yüzde doksan küçüldü kistler. Şimdi hiç bişey yok. Ama alışkanlık oldu hala her yemekte dere otu yer. Sen de aksatmadan yemeye çalış. Umarım işe yarar.

Kötü huylu demişsin birine de. Onda da işe yaradı mı?

Son soru sevgili müdür: )
 
Kötü huylu demişsin birine de. Onda da işe yaradı mı?

Son soru sevgili müdür: )

Cicim değerleri hiç hatırlamıyorum ama her gün test yapılıyordu bi dönem. Ablam dikkatlidir bu tip şeylerde her şeyi dosyalar. Hafta sonu dosyalarını bir karıştırayım, bulabilirsem senin değerlerle karşılaştırırız.
Ablamın da bir cm altındaydı tamamı ama biyopsi yapıldı. Hemde hepsine tek tek. Belki ablamın nakilden dolayı durumu riskli olduğu için yapılmıştır o kısmı bilemiyorum ama sonuçta istenirse küçük olsa da yapılıyor. Bizim gittiğimiz hastane üniversite hastanesi. Nakil orada oldu, doktorlar orda takipler orda yapılıyor. Sen de bi üniversite hastanesine görün istersen, sanki biraz daha derine iniyorlar.
Kötü huylu olanda da etkili oldu dereotu. Hatta bir arkadaşın 10 yaşındaki oğlunda da çıktı troid kisti, ona da biyopsi yapmadılar. Dere otuna başladı, çocuk diye sanırım bir iki ay gibi bi sürede halloldu onunkiler.
Ha bu arada ablam nakilden önce bir troid operasyonu geçirmişti. Tekrarlayan bir yapısı var sanırım onun kistlerinin.
Büyümezse ne yapmayı düşünüyormuş doktorun? Onu da sorsaydın. Büyümüyor bunlar dursun o zaman mı diyecekmiş? Sanırım ilaca da başlaman lazım senin şu durumda, kendi haline bırakılacak bir mevzu değil.
 
Cicim değerleri hiç hatırlamıyorum ama her gün test yapılıyordu bi dönem. Ablam dikkatlidir bu tip şeylerde her şeyi dosyalar. Hafta sonu dosyalarını bir karıştırayım, bulabilirsem senin değerlerle karşılaştırırız.
Ablamın da bir cm altındaydı tamamı ama biyopsi yapıldı. Hemde hepsine tek tek. Belki ablamın nakilden dolayı durumu riskli olduğu için yapılmıştır o kısmı bilemiyorum ama sonuçta istenirse küçük olsa da yapılıyor. Bizim gittiğimiz hastane üniversite hastanesi. Nakil orada oldu, doktorlar orda takipler orda yapılıyor. Sen de bi üniversite hastanesine görün istersen, sanki biraz daha derine iniyorlar.
Kötü huylu olanda da etkili oldu dereotu. Hatta bir arkadaşın 10 yaşındaki oğlunda da çıktı troid kisti, ona da biyopsi yapmadılar. Dere otuna başladı, çocuk diye sanırım bir iki ay gibi bi sürede halloldu onunkiler.
Ha bu arada ablam nakilden önce bir troid operasyonu geçirmişti. Tekrarlayan bir yapısı var sanırım onun kistlerinin.
Büyümezse ne yapmayı düşünüyormuş doktorun? Onu da sorsaydın. Büyümüyor bunlar dursun o zaman mı diyecekmiş? Sanırım ilaca da başlaman lazım senin şu durumda, kendi haline bırakılacak bir mevzu değil.
HAstalık olayları ne kadar zor ya. Ablan da inşallah bundan sonra sorun yaşamaz.
Ben Acıbadem'e gittim. Doktor dedi ki"burası özel hastane gel sana bir sintigrafi yapayım, gel sana bir biyopsi yapayım derim" "hatta seni bir güzel ameliyat bile ederim ama gerçekten gerek yok " dedi.
Ben babamı üniversite hastanesinde kaybettim. Yani bir antipatim var giremiyorum oralara, fazlaca delik deşik ediyorlar. Asistanların elinde falan.. Bilemiyorum o konuda emin değilim.
Babamdan dolayı zaten tıp bitirmiş gibiyim bir çok değeri biliyorum takibini yapıyorum kendimce işte. Doktor beni ikna etmedi aslında 3 ay sonra geldi ama başka hastanelerde sürekli kan ve ultrason takibi yapacağım.
Kötü huyluda dereotunun etkisi ilginç geldi bana. Normalde kötüde bir radyoaktif iyot tedavisi yapıyorlarmış.
Benim babam da böbrekle başlayan bir serüvenden sonra vefat etti. O yüzden çok hassasım ben sağlık konularına.
 
HAstalık olayları ne kadar zor ya. Ablan da inşallah bundan sonra sorun yaşamaz.
Ben Acıbadem'e gittim. Doktor dedi ki"burası özel hastane gel sana bir sintigrafi yapayım, gel sana bir biyopsi yapayım derim" "hatta seni bir güzel ameliyat bile ederim ama gerçekten gerek yok " dedi.
Ben babamı üniversite hastanesinde kaybettim. Yani bir antipatim var giremiyorum oralara, fazlaca delik deşik ediyorlar. Asistanların elinde falan.. Bilemiyorum o konuda emin değilim.
Babamdan dolayı zaten tıp bitirmiş gibiyim bir çok değeri biliyorum takibini yapıyorum kendimce işte. Doktor beni ikna etmedi aslında 3 ay sonra geldi ama başka hastanelerde sürekli kan ve ultrason takibi yapacağım.
Kötü huyluda dereotunun etkisi ilginç geldi bana. Normalde kötüde bir radyoaktif iyot tedavisi yapıyorlarmış.
Benim babam da böbrekle başlayan bir serüvenden sonra vefat etti. O yüzden çok hassasım ben sağlık konularına.
Başın sağolsun cicim.
Üniversite hastanesinde istersen asistanlardan uzak durabilirsin. Her şey paraya bakıyor.
Ama kötü anılar varsa insan uzak durmak ister tabi. Ben de ablamdan dolayı bir dönem çok haşır neşir oldum hastanelerle. Hastalık dönemi diyaliz dönemi nakil dönemi falan derken hayatımızın 3-4 yılı hastane koridorlarında geçti. Allah kimseyi düşürmesin.
Ben de özel hastanelere çok güvenmiyorum. Özel sağlık sigortasının sağladığı her sene check-up imkanımız var bir özel hastanede. En son gittiğimizde saçma sapan bir sürü test dayadılar check-up dışında kalan. İçinde gen testi bile vardı, genlerimde hangi hastalık ihtimallerini taşıyormuşum ona bakacaklarmış. İki kişi için bir ikinci el araba parasına eşit fiyat çıkardılar bize. Adam soyuyorlar resmen.
Madem az çok anlıyorsun kendi takibini kendin yap bir müddet. Ama doktorun bana da pek güven vermedi açıkçası. Dahiliye hekimleri mi bakıyor troide? Bizim kendi nakil profumuz izlediği için tam bilmiyorum hangi bölüm ilgileniyor.
 
Başın sağolsun cicim.
Üniversite hastanesinde istersen asistanlardan uzak durabilirsin. Her şey paraya bakıyor.
Ama kötü anılar varsa insan uzak durmak ister tabi. Ben de ablamdan dolayı bir dönem çok haşır neşir oldum hastanelerle. Hastalık dönemi diyaliz dönemi nakil dönemi falan derken hayatımızın 3-4 yılı hastane koridorlarında geçti. Allah kimseyi düşürmesin.
Ben de özel hastanelere çok güvenmiyorum. Özel sağlık sigortasının sağladığı her sene check-up imkanımız var bir özel hastanede. En son gittiğimizde saçma sapan bir sürü test dayadılar check-up dışında kalan. İçinde gen testi bile vardı, genlerimde hangi hastalık ihtimallerini taşıyormuşum ona bakacaklarmış. İki kişi için bir ikinci el araba parasına eşit fiyat çıkardılar bize. Adam soyuyorlar resmen.
Madem az çok anlıyorsun kendi takibini kendin yap bir müddet. Ama doktorun bana da pek güven vermedi açıkçası. Dahiliye hekimleri mi bakıyor troide? Bizim kendi nakil profumuz izlediği için tam bilmiyorum hangi bölüm ilgileniyor.

Ben önce genel cerrahiye gittim. Sonra endokrine gittim. Endokrin bakıyor tiroide.

25 inde gideceğim bakalım sorun olmazsa.

Doktorlara kesinlikle tam anlamıyla güvenmiyorum. Sık takiple kontrol altında tutacağım. Doktoru ben de beğenmedim ama birkaç aylık kan ve ultrason sonucuma göre umarım daha iyi bir doktor bulmama gerek kalmaz.

Böbrek de çok zor biliyorum bu durumları. Allah kimseyi düşürmesin. Sizin ailede böbrek falan var mıydı? Nakil seviyesine geldiğine göre.

Benim babamın bir zaman vücudu şişmeye başladı, bacaklarında noktalar halinde lekeler çıktı. Daha önce by pass olduğu için kalp olduğunu düşündük. Anjiyo yapıldı eve geldi sonra idrarından kan gelmeye başladı yine gittik birden böbrekler iflas etmiş dediler. Nasıl olur ki? Bize göre anjiyodan önce yoktu ama doktor anjiyo için geldiğinde kreatinin değerinin yüksek olduğunu anjiyo için onu düşürdüklerini söyledi. Bilgi verilmeliydi öyle bile olsa ki sınırda bir yükselişmiş. Sonrasında kronik hale gelmesi çok enteresan. Hastanede yatarak diyalize girmeye başladı. O diyalizin kokusu hala burnumda. Sonra doktor “hayatının sonuna kadar diyalize mahkum olmak istemiyorsan bazı tedavileri kabul edeceksin” dedi. Tabi biz de çok detay bilmiyoruz o zaman ve babamı asla ölecek diye düşünmediğimiz için çok korku vermiyor. Babama o zaman kemoterapide kullanılan bir ilaç verdiler. Gerçekten de günden güne kreatinin düştü. Taburcu oldu, sevindik falan derken. 1 hafta sonra ağzından kan geldi. Biz hala işin çok ciddi olduğunu tahmin edemedik. Konduramadık belki. En son akciğer mantarı teşhisi koyuldu. Hayatımda ilk kez duyduğum bir şeydi. Sonrasında Müslüm Gürses’in de aynı hastalıktan vefat ettiğini öğrendim Doktorla konuştuk ki adam baş hekim. Bize “ani ölüm oranın sadece %20 olduğunu söyledi”

Bir Pazar gecesi sabaha karşı telefonumdaki ses babamın öldüğünü söyledi bana. O kadar da ani oldu. Yatışından tam 10 gün sonra…son kez göz göze gelemedim yani.

Morgta gözlerini kapatmak bana nasip oldu. Tuhaf bir ruh durumu asla üstünden atamıyorsun yarası kapanmıyor, derinleşiyor günden güne..

Rüyalarımda onu çok özlediğimi falan söylüyorum. “gitme” diyorum. Off ya Allah hiçbir çocuğu anasız babası bırakmasın. Bu yaşımda içim kan ağlıyor.

Böbrek deyince yaram depreşti.
 
Bahar Öztan'a acil şifalar dilerim, inşallah tez zamanda kurtulur bu hastalıktan.


Kötü huylu demişsin birine de. Onda da işe yaradı mı?

Son soru sevgili müdür: )

BenIpek geçmiş olsun, dere otunu söylemiş zaten Sephoraa, birde selenyum içeren yiyecekler tüketmelisin.
Benim kızda da var tiroid, nodüller oluşmuştu, dere otuyla yok oldu, hormon seviyesi normaldi, dere otunu severek yiyemedi, hatta şu an nefret ediyor diyebilirim, bizde mecburen selenyumlu yiyeceklere yöneldik alternatif olarak.
Faydasını göreceğini umuyorum, tekrar geçmiş olsun.
 
Birde Benİpek ablamda da tiroit vardı.İlk atakda tedavi ile düzeldi.Sonra seneler sonra nüksetti.Direk ameliyatla aldılar.
İlk atakda neler çekdi.Kalp çarpıntıları,bacaklarında şişmeler.O zamanlar panik atak da vardı,çarpıntılar vs ondan sanıldı.
 
Ben önce genel cerrahiye gittim. Sonra endokrine gittim. Endokrin bakıyor tiroide.

25 inde gideceğim bakalım sorun olmazsa.

Doktorlara kesinlikle tam anlamıyla güvenmiyorum. Sık takiple kontrol altında tutacağım. Doktoru ben de beğenmedim ama birkaç aylık kan ve ultrason sonucuma göre umarım daha iyi bir doktor bulmama gerek kalmaz.

Böbrek de çok zor biliyorum bu durumları. Allah kimseyi düşürmesin. Sizin ailede böbrek falan var mıydı? Nakil seviyesine geldiğine göre.

Benim babamın bir zaman vücudu şişmeye başladı, bacaklarında noktalar halinde lekeler çıktı. Daha önce by pass olduğu için kalp olduğunu düşündük. Anjiyo yapıldı eve geldi sonra idrarından kan gelmeye başladı yine gittik birden böbrekler iflas etmiş dediler. Nasıl olur ki? Bize göre anjiyodan önce yoktu ama doktor anjiyo için geldiğinde kreatinin değerinin yüksek olduğunu anjiyo için onu düşürdüklerini söyledi. Bilgi verilmeliydi öyle bile olsa ki sınırda bir yükselişmiş. Sonrasında kronik hale gelmesi çok enteresan. Hastanede yatarak diyalize girmeye başladı. O diyalizin kokusu hala burnumda. Sonra doktor “hayatının sonuna kadar diyalize mahkum olmak istemiyorsan bazı tedavileri kabul edeceksin” dedi. Tabi biz de çok detay bilmiyoruz o zaman ve babamı asla ölecek diye düşünmediğimiz için çok korku vermiyor. Babama o zaman kemoterapide kullanılan bir ilaç verdiler. Gerçekten de günden güne kreatinin düştü. Taburcu oldu, sevindik falan derken. 1 hafta sonra ağzından kan geldi. Biz hala işin çok ciddi olduğunu tahmin edemedik. Konduramadık belki. En son akciğer mantarı teşhisi koyuldu. Hayatımda ilk kez duyduğum bir şeydi. Sonrasında Müslüm Gürses’in de aynı hastalıktan vefat ettiğini öğrendim Doktorla konuştuk ki adam baş hekim. Bize “ani ölüm oranın sadece %20 olduğunu söyledi”

Bir Pazar gecesi sabaha karşı telefonumdaki ses babamın öldüğünü söyledi bana. O kadar da ani oldu. Yatışından tam 10 gün sonra…son kez göz göze gelemedim yani.

Morgta gözlerini kapatmak bana nasip oldu. Tuhaf bir ruh durumu asla üstünden atamıyorsun yarası kapanmıyor, derinleşiyor günden güne..

Rüyalarımda onu çok özlediğimi falan söylüyorum. “gitme” diyorum. Off ya Allah hiçbir çocuğu anasız babası bırakmasın. Bu yaşımda içim kan ağlıyor.

Böbrek deyince yaram depreşti.

Aynen doktorların çoğuna ben de güvenmiyorum.
Ablam doğuştan tek böbrekliymiş. 27 yaşına kadar baş ağrılarıyla boğuştu, kaç doktor kaç hastane gezdik sayamam. Bir tanesi de böbrekten olabilir demedi. Migren deyip ilaçları dayayıp gönderdiler. Özellikle apranax, her fırsatta söylüyorum asla kullanılmaması gereken bir ağrı kesici. Bir gün yine ablam baş ağrısından kıvranırken aklıma tansiyon geldi, bi ölçeyim dedim. 220-110 çıktı tansiyonu. Sonra apar topar hastane, tansiyon yüksekdeyince baktılar böbreğe. Aaa senin tek böbreğin yok...
Sonrası hastalık evresi diyetler bilmemneler. Bir süre idare etti. Sonra vücut şişip kreatinin yükselince diyalize başlandı. Çok şükür ki çok uzun sürmedi, 9 ay sonra kadavradan böbrek bulundu nakil oldu. 2016 temmuzunda 10 yıl olacak.
Anne baba kaybetmek nasıl bir acıdır hayal bile edemiyorum ipek. Allah sabır versin. Kalanları da başımızdan eksik etmesin.
 
X