Merhabalar,
Derdim büyük ve karışık. İşin içinden çıkamıyorum bir türlü. Belki parlak zekalı, mantıklı fikir yürütebilecek birileri çıkar da az da olsa çözüme ulaşabilirim. Gelelim derdime...
Ben Türkiye'de üniversiteyi bitirdikten sonra hem yabancı dil öğrenme amaçlı hem de ailemle sorunlarım nedeniyle yurtdışına çıktım, bir süre uzak kalıp evdeki sorunlardan rahatlamaktı amacım. Yurtdışında yabancı asıllı olan eşimle tanıştım. Bana aşıktı ve 2. haftamızda evlenme teklifi etti. Tanıştıktan 10 ay sonra da evlendik. Evlenmeden önce eşim için inanılmaz iyi hislerim vardı, dünyanın en şanslı kızıyım derdim :) hey gidi günler...
Fakat evlendikten sonra eşim çok değişti. Bir kere evlenirken gelinlik giymedim, yüzüğümüz olmadı, nikah için kuaföre bile götürmediler beni... Neyse bunlar somut şeyler dedim üstünde durmadım. Eşim değişti, nasıl değişti?
Çok agresif, oyun bağımlısı, 7/24 evde, hiç dışarı çıkmaz, uyanır bilgisayar başına geçer akşama kadar hiç kalkmaz, dünya ile iletişimi sıfır, haber tv hiç izlemez aklı fikri oyun oyun oyun, tedaviye yanaşmaz, ona göre onda sorun yoktur, hiç arkadaşı yoktur, annesi babasıyla bile fazla görüşmez, eve gelseler de yüzlerine bakmaz oyun oynarken kısa cevaplarla konuşur ailesiyle, hiç oturup akşam yemeği yemeyiz, hiç dışarı çıkıp gezmedik...hiç, ondan kaynaklı sebeplerden dolayı cinsel hayatımız zaten yok.
Alışverişi ben yaparım, temizlik, çamaşır, yemek bulaşık zaten ben yapıyorum, annesi hastalansa ben gitmek zorundayım, abisinin köpeğini sabah akşam ben dışarı çıkarıp gezdirmek zorundayım, sigarası bitse gidip alıp gelmek zorundayım, evde kedileri var, onların kumunu değiştirip yemeğini ben vermek zorundayım, yapılacak kağıt işlemleri ödenecek faturalar hepsi ben ben ben...
Benim hiçbir söz söylemeye hakkım yok, hiçbirşey seçmeye hakkım yok, ayrılırım deyip beni tehdit ediyor.
yılbaşı gelir evde oturur kapanırız, yeniyılda bile oyun oynar, noelde ailesi toplanır ama biz gitmeyiz, bulunduğumuz ülkede yıllık kutlamalar olur millet dışarıda sokaklarda eğlenir dans eder, biz evdeyiz. eve türk arkadaşımı getiremiyorum misafir olarak çünkü dengesiz biri. her an ne yapacağı belli değil, arkadaşlarımı kovar diye korkuyorum. çünkü türk arkadaşlarım aradığında telefonu yüzlerine kapıyor. neden kapattın dediğimde ''fransızca konuşamıyorlar, anlamadım kapadım'' diyor. halbuki arkadaşlarım konuşuyor.
inanılmaz anlayışsız ve sorunlu. çalışmadığından babası tüm masraflarımızı karşılıyor. türkiyede ailemle aram iyi değil. anlatacak, derdime ortak olabilecek hiç kimsem yok. arkadaşım da yok. çünkü hepsi anormal bir eşim olduğunu anladıklarından bana acıyıp sadece uzaklaşıyorlar, samimi olmuyorlar fazla. hiç kimsem arkadaşım yok.
beni dövüyor, evde patron o sanki, ne isterse hep onun dediği oluyor, evde eşyaların yerini bile o seçiyor, babası ihtiyaçlarımızı karşıladığı için 3 yıllık evliliğimizde yiyecekten başka hiçbirşey almıyorum. sosyal hayat sıfır. evde hiç yeni eşyamız yok herşey onun öğrencilik eşyaları. eskiyen şeyler olunca yenileyemiyoruz.
bütün bu sıkıntılar ben de psikolojik rahatsızlıklar oluşturdu, depresyondayım. Başıma ağrılar giriyor, hep ağlıyorum.
E madem bu kadar sorun var ayrıl gitsin diyeceksiniz. Ayrılamam. Ayrılınca ailemin yanına dönmek istemiyorum. Buranın vatandaşlığını almayı bekliyorum. Vatandaşlık alınca boşanmayı düşünüyorum.
Ama tabiki insan bir kez evlenmek ister, bu yüzden tüm umudum eşimin düzelmesi. Ya da en azından birazcık düzelse, bana saygılı olsa, istemediğim şeyleri bana yaptırmasa...
Siz nasıl eşlerinize söz geçiriyorsunuz?
Benimki uslanmaz adi bir pislik... Değişse keşke...
Evli çiftler duyuyorum görüyorum, çok imreniyorum. Birlikte geziyorlar, akşam yemeklerini birlikte yiyorlar, evle ilgili veya hayatla ilgili karar alsalar birlikte alıyorlar...
Bizim hiç böyle bir durumumuz olmadı. Nikah tarihimize kadar herşeyimizi hep o seçti. Kendimi savunmaya geçsem ben aptal bir türküm onun gözünde, hiç haklı değilim. Halbuki ondan 5 yaş büyüğüm. Hayata karşı daha profesyonelim. Dayanamıyorum çok sıkıntılıyım. 2 yıl daha bu insana katlanmak zorundayım...
Midemde ülser çıktı, doktor stresten dedi. Migren hastalığı başladı, doktor stresten dedi. Hep hastalanıyorum acile kaldırılıyorum(tabiki kayınvalidem tarafından, eşim evden çıkmıyor demiştim). Doktorlar hep stresten üzüntüden diyor. Şu an bile yazarken elim ayağım titriyor, başım inanılmaz ağrıyor. Çok acı çekiyorum. Yardım edin, bana akıl fikir verin. Kendi kendime yardım edemeyecek kadar tükenmiş durumdayım...
Derdim büyük ve karışık. İşin içinden çıkamıyorum bir türlü. Belki parlak zekalı, mantıklı fikir yürütebilecek birileri çıkar da az da olsa çözüme ulaşabilirim. Gelelim derdime...
Ben Türkiye'de üniversiteyi bitirdikten sonra hem yabancı dil öğrenme amaçlı hem de ailemle sorunlarım nedeniyle yurtdışına çıktım, bir süre uzak kalıp evdeki sorunlardan rahatlamaktı amacım. Yurtdışında yabancı asıllı olan eşimle tanıştım. Bana aşıktı ve 2. haftamızda evlenme teklifi etti. Tanıştıktan 10 ay sonra da evlendik. Evlenmeden önce eşim için inanılmaz iyi hislerim vardı, dünyanın en şanslı kızıyım derdim :) hey gidi günler...
Fakat evlendikten sonra eşim çok değişti. Bir kere evlenirken gelinlik giymedim, yüzüğümüz olmadı, nikah için kuaföre bile götürmediler beni... Neyse bunlar somut şeyler dedim üstünde durmadım. Eşim değişti, nasıl değişti?
Çok agresif, oyun bağımlısı, 7/24 evde, hiç dışarı çıkmaz, uyanır bilgisayar başına geçer akşama kadar hiç kalkmaz, dünya ile iletişimi sıfır, haber tv hiç izlemez aklı fikri oyun oyun oyun, tedaviye yanaşmaz, ona göre onda sorun yoktur, hiç arkadaşı yoktur, annesi babasıyla bile fazla görüşmez, eve gelseler de yüzlerine bakmaz oyun oynarken kısa cevaplarla konuşur ailesiyle, hiç oturup akşam yemeği yemeyiz, hiç dışarı çıkıp gezmedik...hiç, ondan kaynaklı sebeplerden dolayı cinsel hayatımız zaten yok.
Alışverişi ben yaparım, temizlik, çamaşır, yemek bulaşık zaten ben yapıyorum, annesi hastalansa ben gitmek zorundayım, abisinin köpeğini sabah akşam ben dışarı çıkarıp gezdirmek zorundayım, sigarası bitse gidip alıp gelmek zorundayım, evde kedileri var, onların kumunu değiştirip yemeğini ben vermek zorundayım, yapılacak kağıt işlemleri ödenecek faturalar hepsi ben ben ben...
Benim hiçbir söz söylemeye hakkım yok, hiçbirşey seçmeye hakkım yok, ayrılırım deyip beni tehdit ediyor.
yılbaşı gelir evde oturur kapanırız, yeniyılda bile oyun oynar, noelde ailesi toplanır ama biz gitmeyiz, bulunduğumuz ülkede yıllık kutlamalar olur millet dışarıda sokaklarda eğlenir dans eder, biz evdeyiz. eve türk arkadaşımı getiremiyorum misafir olarak çünkü dengesiz biri. her an ne yapacağı belli değil, arkadaşlarımı kovar diye korkuyorum. çünkü türk arkadaşlarım aradığında telefonu yüzlerine kapıyor. neden kapattın dediğimde ''fransızca konuşamıyorlar, anlamadım kapadım'' diyor. halbuki arkadaşlarım konuşuyor.
inanılmaz anlayışsız ve sorunlu. çalışmadığından babası tüm masraflarımızı karşılıyor. türkiyede ailemle aram iyi değil. anlatacak, derdime ortak olabilecek hiç kimsem yok. arkadaşım da yok. çünkü hepsi anormal bir eşim olduğunu anladıklarından bana acıyıp sadece uzaklaşıyorlar, samimi olmuyorlar fazla. hiç kimsem arkadaşım yok.
beni dövüyor, evde patron o sanki, ne isterse hep onun dediği oluyor, evde eşyaların yerini bile o seçiyor, babası ihtiyaçlarımızı karşıladığı için 3 yıllık evliliğimizde yiyecekten başka hiçbirşey almıyorum. sosyal hayat sıfır. evde hiç yeni eşyamız yok herşey onun öğrencilik eşyaları. eskiyen şeyler olunca yenileyemiyoruz.
bütün bu sıkıntılar ben de psikolojik rahatsızlıklar oluşturdu, depresyondayım. Başıma ağrılar giriyor, hep ağlıyorum.
E madem bu kadar sorun var ayrıl gitsin diyeceksiniz. Ayrılamam. Ayrılınca ailemin yanına dönmek istemiyorum. Buranın vatandaşlığını almayı bekliyorum. Vatandaşlık alınca boşanmayı düşünüyorum.
Ama tabiki insan bir kez evlenmek ister, bu yüzden tüm umudum eşimin düzelmesi. Ya da en azından birazcık düzelse, bana saygılı olsa, istemediğim şeyleri bana yaptırmasa...
Siz nasıl eşlerinize söz geçiriyorsunuz?
Benimki uslanmaz adi bir pislik... Değişse keşke...
Evli çiftler duyuyorum görüyorum, çok imreniyorum. Birlikte geziyorlar, akşam yemeklerini birlikte yiyorlar, evle ilgili veya hayatla ilgili karar alsalar birlikte alıyorlar...
Bizim hiç böyle bir durumumuz olmadı. Nikah tarihimize kadar herşeyimizi hep o seçti. Kendimi savunmaya geçsem ben aptal bir türküm onun gözünde, hiç haklı değilim. Halbuki ondan 5 yaş büyüğüm. Hayata karşı daha profesyonelim. Dayanamıyorum çok sıkıntılıyım. 2 yıl daha bu insana katlanmak zorundayım...
Midemde ülser çıktı, doktor stresten dedi. Migren hastalığı başladı, doktor stresten dedi. Hep hastalanıyorum acile kaldırılıyorum(tabiki kayınvalidem tarafından, eşim evden çıkmıyor demiştim). Doktorlar hep stresten üzüntüden diyor. Şu an bile yazarken elim ayağım titriyor, başım inanılmaz ağrıyor. Çok acı çekiyorum. Yardım edin, bana akıl fikir verin. Kendi kendime yardım edemeyecek kadar tükenmiş durumdayım...