80lerde çekilmiş filmlere baktığımda da memurluk öyle cazip değilmiş Şener şen ya da Kemal sunalın öğretmen filmleri.. ne kadar eski daha mi eskiye gidelim
öğretmenler çoğu kitteki memura göre az alıyordu eskiden çünkü
mesela babam yeni memur zamanlarında 30 bin alırken (ki savcı, hakim vs değil) öğretmen 15 bin-20 bin civarında alıyordu ki bir de türkiye o zamanlar daha kırsaldı, çoğu öğretmen köy öğretmeniydi. köyde bir barakada kalıyordu çoğu, çünkü şehre gidip gelme imkanları çok azdı. ha çoğu öğretmen de köy çocuğu olduğu için sorun yoktu ama şehir çocuğu olan öğretmenler çok zorlanıyordu.
şayet şehirde görev yapıp kira veriyorsa göçüyordu öğretmen
çünkü çoğu şehirde kamu kurumlarının lojmanı vardı ama öğretmenlerin yoktu. zaten maaşı daha azdı dediğim gibi çoğu memura göre.. o filmler bunu anlatıyor.
bir de o zamanlar şimdiki gibi doğum yapayım 4 ay doğum iznim zaten, haziranda doğum iznim bitsin yazın maaşımı alayım tüm dersleri 1-2 güne toplayayım gibi öğretmenlik de yoktu --linç edilecem ama şimdi öğretmenlik maaş/performans olarak acaip iyi bir iş oldu ya da en azından 2005-2020 arası altın çağ yaşadı diyelim. o dönem karı-koca öğretmen olanlar 2. evleri aldı 3.ye döndü bizim hep...o aradaki maaş farkı öğretmen lehine iyileşti bu sürede.
o eski zamanlarda ise tüm gün okuldasın tüm gün bahçede kantinde fellik fellik gez (ben karadenizde okudum, okulun binasıyla kantin binası arası 300-400 metre + merdivenler olan bir okul), aman öğrenciler karda buzda kafayı mı yarar aman okulu fare sıçan mı basar, aman sel mi gelir (kardeşlerimin okuduğu okula 700-800 tane merdivenle çıkılıyordu her yağmurda öğretmenleri tek tek velilerine teslim ederdi kucaklarına çocukları, gibi gibi), aman okul çıkışı kavga mı çıkar gibi türlü türlü dertleri vardı. o zamanlarki öğretmenler şimdikiler gibi çalışsa sürekli öğrenci ölürdü, öyle diyim...eğitim kalitesinden filan bahsetmiyorum.
öğretmenler tek tek tanımlı görev olarak para karşılığı değil işlerini böyle bir şey olarak benimsedikleri için bu işleri yapıyorlardı. ha yapmayanı da sıra dayağına çekiyordu, orası da ayrı.
bahçe nöbeti diye para almak da yoktu mesela o zamanlar, böyle şeyleri öğretmeler anlatmıyor tabi
böyle ücretler hep sonradan icat oldu hatta 2 saat ücret alanınki yok 3 saat oldu yok 5 saat oldu (bu sadece müdür yardımcılarına sanırım), kısacası öğretmenlerin bu tip ücretleri geldi ve arttı, en azından yukarıdaki dönemde güzel para aldılar, sınav ücretleri bile aynı şekilde, şimdi 2-3 senedir bu yan ücretler yine düşük kalıyor mesela, göreve gitmek istemiyorlar.
soba yak, masa tahta onar vs. gibi işleri ise kalmadı. şimdi o işleri yapsalar ona da saatlik ücret isterler, şu anda böyle bir öğretmenlik sistemimiz var.
dip not: gayet de taşrası olan bir kurumda çalışıyordu benim benim babam da. baya -40'ı gören, ekmek alacak bakkal bile olmayan çok yerde çalışan personel de başının çaresine kendisi bakıyordu. + bir de 90larda terör sıkıntısı vardı tabi.
o kurumda da personelin servisi yoktu, yemeğini tek tüpte işyerinin arka bahçesinde yapıyordu, orada da tamir döküm dikim vs yapacak bir işyeri birimi yoktu, onlar da işyerinin boyasını, söküleni kırılanı kendileri hallediyordu (ama tabi 500 tane öğrencinin kırdığı döktüğü kadar olmuyordu) vs.
fakat büyük fark olarak lojman ve maaş farkı vardı.
hani sanki diğer tüm kurumlarda çalışan personele yemek çıkıyordu, servis vardı da bi öğretmenlere yoktu gibi de olmasın. tüm kurumlar (hemen hemen) böyle çalışıyordu öğretmenlerin işi öğrenciyle, (yani çocukla hem da onlarca belki yüzlercesiyle) olduğu için bu ekstra işleri daha fazlaydı ve yapıyorlardı ama maaşları daha azdı demek istediğim bu.