- 30 Mayıs 2015
- 4.687
- 10.543
- 33
- Konu Sahibi melissaalice
- #221
aynen 32 yaşında dünyaya geldimSiz çocuk olmadınız herhalde
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
aynen 32 yaşında dünyaya geldimSiz çocuk olmadınız herhalde
Anladım haklısınız tabiİyi de bu insanlar evlenecek bakalım ne kadar tutacak aileden destek sıfır. Hadi gidip nikahtan evlenseler içinde kalacak belki. Bir mobilya beyaz eşya ne kadar.
Yaşamayan anlamıyor yaşıtlarından eksik kalmayıSiz çocuk olmadınız herhalde
E çocukken hiçbir şeyde aklınız kalmadı mı? Büyürken masraf olmadı mı? Bir çocuğu sağlıklı beslenmek ne kadar zor. Makarnayı ağzına tıkar verirsen evet büyür.aynen 32 yaşında dünyaya geldim
Pansiyonlarda ve apartlarda gecelik oda başına 3000 liranın altında fiyat yok. Ki bu fiyatlara kahvaltı bile dahil değil. Oteller zaten en dandiği kişi başı 5000 fiyat çekiyor. Onlar da apartman oteli havuzu küvet kadar deniz 5 km uzakta. Günlük kiralık evler 2+1 7500 liradan başlıyor yine denize 5-10 km. Kendi havuzu olsun dersen minimum gecelik 15000. Çadır kampları konaklama için 1500-2000 fiyat çekiyor artık. Biraz düzgün bir yere gideyim ailemle rahat edeyim dersen o da 3000. Öyle 100 liraya kalınan kampingler yok artık. Bir de çadırıyla yemeğiyle pisliğiyle uğraşılacak. Yani artık öyle ucuza tatil yapayım diye bir şey yok. Fiyatlar her yerde hemen hemen aynı ege ve akdeniz için. Kıyıda köşede kalmış karadeniz ya da marmara beldelerini bilmiyorum ama.Tatilden kasıt illa 5 yıldızlı otel tatili yapmak değildir.
İnsan bı çadır alır gider bı yere eşiyle iki gün değişiklik yapar mesela.
Uygun oteller pansiyonlar var gider vs.liste uzar gider.
Tatil demek rutinden çıkmak,başka kalabalıklara karışmak,başka bir yerde nefes almak demek.
Bana göre tatil bir ihtiyaçtır istek değildir.
Evet ama 20 yıl önce yaşadınız. Fark burada.Benim yorum yaptığım hanımefendi ayrıca yurtdışında yaşıyormuş, ben burda durumu olmadan gidenlerin ne şekilde gittklerini anlattım, kendimde bunu çokça yaşamış biri olarak
ailemin ekonomik olarak zorlandığı dönemler oldu. Bizim için uğraştılar ama yine de kötüydü işte. Öyle evde para yok lafı geçmezdi her istediğimizi alırlardı Borçla taksitle. Annem kendine bir şey almaz bize 2 takım bayramlık alırdı. Annem işe girince düzeldi ama sonra babam askerdi emekli olmak zorunda kaldı sağlık durumları yüzünden. Ben de hisli bir çocuktum televizyonda askeri ücret haberi duyar babam asgari ücret alıyor diye üzülürdüm. Bir şey istemezdim bana bir şey alındığında üzülürdüm. Kaldığımız lojmanda bakkal vardı babam oraya gidip istediğim şeyleri almamı söylerdi yazdır derdi. Ben eve zeytin ekmek alırdım. Ki evde konu geçmezdi hiç. Emekli olunca işten atıldı diye üzüntüden zona olmuştum. Çocuk mutlaka hissediyor işte. Bir dershane bir kurs ne kadar olmuş. Harçlık var beslenme var. Konu sahibi için demiyorum ama gerçekten yokluk içinde olup doğuran aman bir şekilde büyür diyen çok insan var.Yaşamayan anlamıyor yaşıtlarından eksik kalmayı
Evet kesinlikle, şuanda tam 17.000 ile yapmak imkansız, yapanlar destek alıyordur illa ki veya kirada oturmuyorlardırEvet ama 20 yıl önce yaşadınız. Fark burada.
Yoo bence asıl kendi kısitli çevresi disina hiç çikmadan ve yoksulluğun -cehaletin yuceltildigi bir atmosferde yetismis, insanlar, gıda, eğitim, uyaran, sağlık gibi konularda yaşadıkları eksikliklerin zekaya etkisi de eklenince kendi yaşadıkları insanlık dışı çocukluk dönemini kendi çocuklarina yasatmakta da sakınca görmüyorlar...Hatta şiddetle doğru olanın bu olduğunu savunup bunu övüyorlar... Maalesef olan çocuklara ve topluma oluyor...Yaşamayan anlamıyor yaşıtlarından eksik kalmayı
Bizim de 2 3 yıl eve yemeklik bile alamadığımız bir dönem oldu, 12 yaşında falandım okuldaki simit kokusu buram buram gelirdi, annemle babama çok kızardım beni neden yaptınız diye, evde de sadcee yumurta patates makarna olurdu, yani çocuk büyütmek için zengin olmak şart değil ama en baştan bu çocuğun beslenmesi barınması giyinmesi nasıl sağlanacak diye düşünmek gerek, sonradan herkesin durumu bozulabilir ama en baştan belliyse ona göre plan yapılırailemin ekonomik olarak zorlandığı dönemler oldu. Bizim için uğraştılar ama yine de kötüydü işte. Öyle evde para yok lafı geçmezdi her istediğimizi alırlardı Borçla taksitle. Annem kendine bir şey almaz bize 2 takım bayramlık alırdı. Annem işe girince düzeldi ama sonra babam askerdi emekli olmak zorunda kaldı sağlık durumları yüzünden. Ben de hisli bir çocuktum televizyonda askeri ücret haberi duyar babam asgari ücret alıyor diye üzülürdüm. Bir şey istemezdim bana bir şey alındığında üzülürdüm. Kaldığımız lojmanda bakkal vardı babam oraya gidip istediğim şeyleri almamı söylerdi yazdır derdi. Ben eve zeytin ekmek alırdım. Ki evde konu geçmezdi hiç. Emekli olunca işten atıldı diye üzüntüden zona olmuştum. Çocuk mutlaka hissediyor işte. Bir dershane bir kurs ne kadar olmuş. Harçlık var beslenme var. Konu sahibi için demiyorum ama gerçekten yokluk içinde olup doğuran aman bir şekilde büyür diyen çok insan var.
Doğrudur tabi her türlü insan var, bizim de birkaç sene doğru düzgün yemek bile bulamadığımız bir dönemimiz oldu ve bir çocuğun bunu hak ettiğini düşünmüyorum, onu dünyaya getirenler en başta ben bu çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılayabilir miyim diye düşünmek zorunda, o yüzden konu sahibini haklı ve mantıklı buldumYoo asıl kendi kısitli çevresi disina hiç çikmadan ve yoksulluğun -cehaletin yuceltildigi bir atmosferde yetismis insanlar, gıda, eğitim, uyaran, sağlık gibi konularda yaşadıkları eksikliklerin zekaya etkisi de eklenince kendi yaşadıkları insanlık dışı çocukluk dönemini kendi çocuklarina yasatmakta da sakınca görmüyorlar...Hatta şiddetle doğru olanın bu olduğunu savunup bunu övüyorlar... Maalesef olan çocuklara ve topluma oluyor...
cocuklarin maddi seyler oldukça umurlarinda aslinda. hatta empati yetenekleri olmadığı icin yetiskine gore daha acimasiz ve daha israrla istiyorlar.çocukların maddi şeyler umurlarında değil ki. onunla ilgilenen onu seven anne babası olsun yeter (tabi aç kalmaktan bahsetmiyorum)
Sonuna kadar haklısın, annem ben büyüyüpte hadi seni tatile götüruyorum dediğim güne kadar bildiği tek tatil kendi köyüydü.Yoo bence asıl kendi kısitli çevresi disina hiç çikmadan ve yoksulluğun -cehaletin yuceltildigi bir atmosferde yetismis, insanlar, gıda, eğitim, uyaran, sağlık gibi konularda yaşadıkları eksikliklerin zekaya etkisi de eklenince kendi yaşadıkları insanlık dışı çocukluk dönemini kendi çocuklarina yasatmakta da sakınca görmüyorlar...Hatta şiddetle doğru olanın bu olduğunu savunup bunu övüyorlar... Maalesef olan çocuklara ve topluma oluyor...
O fakir ailelerin için huzur dolu sanıyorlar heraldecocuklarin maddi seyler oldukça umurlarinda aslinda. hatta empati yetenekleri olmadığı icin yetiskine gore daha acimasiz ve daha israrla istiyorlar.
mesela disarida akülü arabali cocuk görünce, bisiklet- elektronik kaykay görünce özenip binmek isteyen, her sabah size "anne, babam bu aksam bisikletimi alir mi? bisikletim gelince her yere bisikletle gidecegim" diye hayaller kuran cocuk "olsun paramiz yok ama annem benle ilgileniyor" mu diyecek?
ya da dogumgününde prenses elbisesi giymek isteyen, birilerinin barbi evine heveslenen, arkadaslari gibi yuzme kursu/bale kursu isteyen , su kaydiragindan kaymak isteyen cocuk "olsun babam beni seviyor, en onemlisi bu" mu diyecek?
kaldi ki en ucuz kresler asgari ucretten biraz dusuk, onlar da ogle yemeginde beyaz ekmegin arasina cokokrem sürüyorlar.
yani cocuk icin insana para lazim.
parasiz da cocuk büyütülür ama istediğini alamadigin zaman o icine oturan yumru seni yaşlandirir.
*cocugunun istedigi bir seyi pahali oldugu icin alamamak ve her istedigini almayayim/ buna gerek diye düşünüp almamayi tercih etmek bambaska iki seydir. birincisinde cocuk camdaki oyuncagi görüp kendini yerlere atti diye kahrolursun ikincisinde "bu da bir donem, sakin kalayim boyle aglayarak istedigini yaptiramayacagini öğrensin" der en fazla zod bir gun geçirir
Bi de bambaşka şeyler çıkabilir mesela ben hasta bir çocuktum bu yüzden ailem sürekli parasını bana harcadı özel hastane o bu. Özel ambulansla şehir değiştirmek zorunda kalmışlar. Hesapta olmayan çok fazla şey çıkıyor. Geçen bi yorum gördüm fakiriz diye çocuk mu yapmayalım çocuk evin neşesi. Boğazından et geçmiyor ama olsun bu günler geçer. Bilmiyorum ya bana aşırı bencillik geliyor. Geçen annemle de konu geçti sen ne kadar salaktın bakkala gider kendine çikolata bile almazdın dedi. Ben de anlattım işte o zamanlar böyle düşünüyordum diye. Üzüldü güldü kendime bir oje bile almazdım ama senin için uğraşırdım eksik etmemek için dedi. Elbet çocuklar hissediyordu dedim. Ama mesela ergenliğim de bunun tam zıttı geçmişti. Aşırı derecede para harcıyordum.Bizim de 2 3 yıl eve yemeklik bile alamadığımız bir dönem oldu, 12 yaşında falandım okuldaki simit kokusu buram buram gelirdi, annemle babama çok kızardım beni neden yaptınız diye, evde de sadcee yumurta patates makarna olurdu, yani çocuk büyütmek için zengin olmak şart değil ama en baştan bu çocuğun beslenmesi barınması giyinmesi nasıl sağlanacak diye düşünmek gerek, sonradan herkesin durumu bozulabilir ama en baştan belliyse ona göre plan yapılır
En güçlü savunmalari da şuydu "bu hesap doğru olsa, ülkedeki çocuklarin yarısı açlıktan ölürdü" ...Daha eğitimi sağlığı sosyal gelişimi vs saymadik bile ama dengeli beslenmenin bile alternatifi açlıktan ölmemekse ve anneler bunu çocuklarina layık gorup hatta savunuyorsa bu toplum asla düzelmez ...Doğrudur tabi her türlü insan var, bizim de birkaç sene doğru düzgün yemek bile bulamadığımız bir dönemimiz oldu ve bir çocuğun bunu hak ettiğini düşünmüyorum, onu dünyaya getirenler en başta ben bu çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılayabilir miyim diye düşünmek zorunda, o yüzden konu sahibini haklı ve mantıklı buldum