Ayrılırken çirkinlikte sınır tanımayanlar...

Bende yazacakdımda bunu ya dedim boşver kızım hemen kınadığını yaşarsın cart curtları yazılır diye geri durdum. Liseden itibaren hep erkek ağırlıklı sınıflarda okudum. Onlarında oluyodu genelde kendilerinden 10 yaş büyük eşinden ayrışmış bayanlarla sevgililikleri. Oğlum yapmayın aileniz onaylamaz bu ilişkiyi diyodum ciddi bir ilişki gibi gören kim karşılıklı menfaat diyolardı. Ha elbetde yaş farkına rağmen sevip sahiplenen erkekler vardır onlar baş tacı bir kelime lafım yok fakat öyle erkekler zaten sevdiği kadının iyiliği için boşanmasını bekler. Ama bazı şeylerde bile bile yaşanıyo yani sonradan ay ama bunun adı aşkdı yaaa demeye hiç lüzum görmüyorum.Değildi çünki.
Vallahi ben yargılamıyorum zaten , Sadece kadınlarımıza üzülüyorum 2 kuruş etmeyen adamlar daha sonra gelecek karartıyorlar Ben boşanmış olsam mesela karşımdaki insan da gene aynı şekilde dengi olması gerekir mesela burada 35 yaşındaki kadına geçen gün 50 yaşındaki insana yakıştırmışlar onu da gayet reddettim yani böyle bir şeyde asla olamaz , her şey dengi dengine olmalı . Ha illa boşanmış insan Boşanan insanla evlenecek diye bir kural da yok çocuk yoksa boşanmamış kişiyle de evlenebilir mesela ama yaş farkı belli bir noktada tutulması gerekir tabi bence. Malum bir de erkekler otuzundan sonra olgunlaşmaya başlıyor
 
Bozulacak ne var ki bunda bu kadar. Bu yaptıkları zaten sizin yapmanız gerekendi baştan. Ayrılalım ama sevişmeye devam edelim diye ne kadar daha sürdürmeye devam etmeyi düşünüyordunuz ilişkiyi? Kırıldığınız şey olanlar değil - ki mantıklı olanın bu olduğunu biliyorsunuz- bunları yapanın siz yerine o olması. Kusura bakmayın ama o kadar kızacaksanız elinizi çabuk tutan siz oksaydınız. Bu arada çocuk Allahtan dediğiniz gibi olgunmuş (!)
 
Biraz daha yazmazsam sanırım çatlayacağım...
Biraz uzun belki ama lütfen okuyun...

Öfkemi tarif etmem imkansız ama kendime mi (bana bunların yapılmasına izin verdiğim için) karşı tarafı mı yoksa herkese mi bilmiyorum. Konu şöyle; yaklaşık 3 yıldır boşanmaya çalışıyorum. Çekişmeli şekilde çekişeee çekişee mücadele verirken olmayacak şey oldu. Biri girdi hayatıma. 9 ay önce... Nasıl derseniz sosyal platformdan. Bu kişi benden 10 yaş küçük. Ben 35, o 25 yaşında. Biliyorum kulağa çok fazla geliyor bu fark ama yaşarken yaş farkını bir kaç hadise dışında hiç hissettirmemişti. Yani eski eş kişisi de zaten benden büyüktü ama yapmadığı aşağılık, çocukça şeyler kalmamıştı. Akıl yaşta değil baştadır dedim. Ama yanıldım sanırım... Ön yargılı olmadan tanıdım. Çok sevdim. Sevildim de... En azından bugüne kadar öyle inandım. Görünüş deseniz biz demesek kimse anlamazdı benim daha büyük olduğumu. Minyon olmasam da yaşımdan küçük gösterdiğim hep söylenir., o da büyük gösteriyordu. Tek mesele vardı benim boşanmam gerektiği ve aileler tabi. Akışına bıraktım, bir evlilikten kurtulamadan diğerine dalmak istemedim. Evlilikten de korktuğum için artık evlenmek istemiyorum da dedim. O çok ciddi yaklaştı, hep gelecek hayalleri kurdu beni de içine çekti bu hayallerin. Zaman zaman bir tanıdığımızın düğününde ikimizi hayal ederken buldum kendimi. İnsan inançları yıkılsa da sanırım umutla yol almak istiyor. Belki bizi güçlü tutan yaşadıklarımız karşısında budur bilmiyorum. Gel zaman git zaman, yapmam dediğim şeyleri yaptım onunla. Üç günlüğüne şehir dışına çıktık, rüya gibi geçti. Her şey gerçek olamayacak kadar güzeldi sanki. Aradan zaman geçti, benim evde, işte sorumluluklarım çok olunca görüşebilmek için ikimiz de büyük fedakarlıklar yaptık. En son ailesi hiç istemese de babasıyla tartışsa da benim yaşadığım şehre yerleşti iş bulup. Ancak o geldikten sonra kavgalarımız sıklaştı. Önceleri tek tükken giderek arttı. Sebepleri çok basit şeylerdi. Mesela mesajını geç görmüşüm cevap vermemişim konuşamadan uyuyakalmışım. Bir kaç kez de kıskançlık krizlerinden dolayı; neden bana yazmış o arkadaş vs vs vs....

Bir gün gece (saat 10 suları) bende otururken bir arkadaşım ama cidden sadece arkadaşım mesaj attı. Erkek olduğu için tabi kıskandı. Yazdığı mesajda hiçbir şey yoktu, ablası boşanmış dava bitmiş bunu haber vermiş. Bende de durumlar aynı olduğu için muhtemelen. Ama bu resmen olay oldu! Giderek büyüdü kavga ve sonra ayrılık konuşması yapıp, aldığı çiçekleri evde duran saksıdaki çiçekleri alıp gidecekti, tam kapıdan çıkacakken yapamadı sonra özür diledi büyüttüğünü kabul etti barıştık o anda. Sonra yine başka bir erkek arkadaşım (eski iş yerinden) arada nasılsın vs diyordu, kendisi evli olduğu halde ben de hoşlanmasam da mesajlarından bozmadan kestirme iyiyim sen nasılsın gibi konuştum. Mesajlaşmayı kesmememdeki sebebi soracak olursanız, hem vefa duygumdan hem de şu anki iş yerimde arkadaşlarının olmasından dolayı. Yani bir gün belki arkadaşına rica eder yardımı dokunur diye düşündüm bazı konular olursa. Her neyse bundan dolayı da ciddi kavga etti attığı mesajda cidden bir şey yoktu. Sonra yine özür barışma, seni anladımlar.....

Bir gün uzun zamandır görüşmemiştik, ona gidecektim. Hep kısacık vakitlerde görüşmek için çabalıyorduk ama bu kez hafta sonu buluşup doyasıya zaman geçirebilecektik. Tam evden çıkacakken ablası boşanan arkadaşım aradı, nasılsın iyi misin diye konuştuk. Beni rüyasında kötü görüp merak etmiş ben de iyi olduğumu iş güç vs diye anlattım. Sonra onun yanına giderken arkadaşımın aramasını kayıtlardan sildim. Aslında silmeyecektim ama gereksiz yere bir sürü tartışma yaşarız diye düşünerek, ikimizin de güzel bir güne ihtiyacı olduğunu düşünerek sildim. Gerçekten uzun zamandır ikimiz de hiç böyle gülmemiştik. Kahvaltı yaptık, topladık, tavla oynadık derken zaman çok güzel geçti. Eve döndüm.

Bu arada asıl meseleyi söyleyeyim benim kendisine çok zaman ayıramama sebebim 4 yaşında bir kızımın olması. Vaktimin iş dıyında kalan kısmının çoğunu kızıma ayırıyorum. Ertesi gün beni bir gün önce arayan arkadaşıma whatsapp'tan kızımın fotoğrafını attım, istemişti konuyurken özledim bir fotosunu at diye. Sonra iyi unutmamışsın yoğunluk arasında falan demiş ben de kendimi bile unutuyorum yoğunluktan napıyım dedim. Mesajlaşmanın hepsi bu kadarcık ama bu mesajları da sildim telefonumdan. Görse ne alaka niye attın konuşmaya yer mi arıyorsun falan diyecek.. Bir sürü tantana... Sonra beni aradı sevgili kişisi ve imalı imalı laflar etmeye başladı. Ben de çıkar ağzındaki baklayı ne demeye çalışıyorsun dedim. Derken bana yalan söyledin falan dedi, konuşmaları neden sildin vs derken ayrıldık. Bende olan neyi varsa istedi. Evdeki çiçekler yüzünden daha önce istediği için özür dilemişti, yine istedi. Tamam dedim aldım pılını pırtını evine gittim.
Kapıdan girmek bile istemedim, geri döndüm giderken kolumdan tuttu konuşacağız diye zorladı eve girdim konuştuk. Yalan söylemeye beni mecbur bıraktığını anlattım. Telefonuma ne yaptığını sordum. 3 gündür takip ediyormuş whatsapp konuşmalarımı. Benim whatsapp'ın QR kodunu kendine okutmuş ben tuvalete gidince kahvaltı yaptığımız gün. Sadece arkadaşımın mesajı dışında bir şey olmadığını da görüp utanmış oysa. Yapması yanlışmış ama yapmış psikolog arkadaşı ona akıl vermiş falan filan... Bu bardağı taşıran son damlaydı dedim.

Bu arada şu detay önemli: bir kaç ay önce telefonum arızalanınca bana kendi telefonumun bir üst modelini hediye etmişti. Getirdiklerini verdiğim gün telefonu da en kısa zamanda vereceğimi söyledim benden çiçekleri falan istediği için. Ağladı, ayrılmak istemediğini, benden başka ailesinin bile yanında olmadığını söyledi. Ben onu hayatta tutan tek şeymişim, tutunacak tek dalıymışım bu hayatta. Ki hep derdi bunu. Hatta ölümden döndürdüğümü çünkü beni tanıdığı sırada hayatına son vermeyi düşündüğünü (ailevi bazı problemlerinden ötürü) anlatmıştı. Nitekim yüreğim el vermedi. Sevgim de olunca affetmedim barışmadım ama oradan öyle ayrıldım konuşuruz diyerek. Affetmeyeceğimi ve bittiğini de söyledim. O akşamında bana geldi, bin bir özürle, ellerinde benden istediği alıp götürdüğü çiçeklerle geldi.

Kabul etmedim, böyle yapmasının artık güvenmediğinin ispatı olduğunu söyledim. Kendince mazeretler uydurdu, kıskandığı için yapmış falan. Her neyse biz konuşmaya devam ettik, ama sürekli bittiğini hatırlattım ona zaman verdim kendini toplaması için. Sevdiğimi de söyledim ama böyle nasıl olacak böyle ilişki olur mu diye de sorguladım. Çünkü aslında o benim güvenimi sarsmıştı telefonumu takip ederek. Bana geldi yine, sarıldık ağladık hatta birlikte olduk:/, bu arada psikologla görüşmüştü, benimle yavaş yavaş iletişimini kesmesini söylemiş psikolog. Ben de ne zaman ihtiyacın olursa yanındayım dedim.

Bir yandan nasıl kopacağız derken bir yandan kendine zarar vermesinden korktum. Ertesi gün seni çok seviyorum mesajlarıyla gitti. Sonra gittiği gün öğleden sonra psikologtan seans talep ettiğini söyledi iyi yapmışsın dedim. Hatta yol göstersin bize dedim.
O gün dışarıda hastane koşturmalarım vardı. Kendisinden ses çıkmayınca nasılsın canım iyi misin yazdım. Konuşmak istemiyorum yazdı cevap olarak. Bu tavır ne noldu dedim uzatmayalım konuşmak istemiyorum dedi yine, ben de peki yazdım.

O gün boyunca ertesi gün akşama kadar ses çıkmadı, sonra bir mesaj: merhaba gaye, seni hayatımdan tamamen çıkarma ve yeni birini alma kararı verdim. seni hayatıma hiç almamışçasına sende olan neyim var ise geri getirmeni rica ediyorum. Evinin anahtarı bende vardı, evimiz derdi o eve, anahtarım sende mevcut kapıdan bırakır senin için hazırladığım eşyalarını alır anahtarı bırakır gidersin hafta içi evde olmadığım zaman demiş. Ben şok oldum, bir anda tüm inancım yıkıldı her şeye...

Bu vedayı yakıştırdın sanırım tamam diyebildim. Kardeşime nişanı için taktığı çeyreği de hatırlattı sonra çekirdek kabuğuma kadar her şeyi geri getir vs demiş, ben de çöpüne kadar getireceğim merak etme dedim. O eve girmeyeceğimi arkadaşımdan yollayacağımı söyledim.

Hala inanmakta zorlanıyorum. Sevgisini her hareketinde gösteren adam bir anda yabancı oldu. Yabancı olsa yine iyi, resmen düşman gibi canımı acıtmaya çalışıyor. Çok kırgınım, çok kızgınım. Bu arada o mesajlaşmada numaramı sil bile yazdı ben de silip engelledim.

Dün mesaj atmış normal mesaj kısmından, merhaba gaye "kurtulamadığım soyadımı yazmış! çelik olsun misal; gaye çelik, eşyalarımın durumunu sormak istiyorum demiş. Sanırsınız telefon çeyrek dışında maddi bir şey var, kurumuş çiçekler bir kaç magnet, kızıma aldığı oyuncak ayısı var bende sadece. Hiç cevap yazmadım, arkadaşıma yazmış, o da zaman ver kızı hasta seninle uğraşamaz şimdi demiş.

Konuşmak istemiş, beni de aradı üç kez açmadım. Bugün arkadaşımla konuşurken telefonu o gece cebindeydi demiş, sonradan masaya koymuştum halbuki, başkalarıyla flört edemez benim aldığım telefonla demiş. Böyle yapmasının ne kadar kötü olduğunu anlatmış arkadaşım o da başka türlü ayrılamazdık böyle olması gerekti demiş. Maddi olarak ben de zorlandım o da geri verebilir falan demiş, konuşurken ağlamış, kaç gündür ağlıyorum ama gaye böyle olmasını istedi demiş. Arkadaşım da anlatmış güzelce yaptıklırının ona yakışmadığını. Merak etme her şeyini geri verecek demiş. Şimdi sinirimden hem kuduruyorum hem de değmez iki çift söze diyorum.

Hangisi beni rahatlatır bilmiyorum ama yine yanılmış olmak beni sarstı. Eski eşimden çok çektim zaten. Hatam böyle bir ilişkiye başlamak ama bu süreçte kendimi iyi hissettirdiği de oldu hem de çok. Geceleri kamerayı açar bensiz uyuyamazdı, o derece bağlıydı. Ne ara böyle oldu anlamıyorum.... Bu arada engellememe fena bozulmuş arkadaşımın söylediğine göre. Ben masajımda hayatına almaya karar verdiğin kişiyle mutluluklar demiştim teşekkür etmişti birde... Arkadaşıma da gaye hayatımda birinin olduğunu düşünüyor değil mi demiş, Arkadaşım evet demiş, o hep istediği yerden görür demiş. Ayrıca arkadaşım yaptıklarının yakışmadığını söylediğinde bana verdikleri taktiklerin yarısını yaptım ancak demiş. Böyle olmalıydı yoksa bitemezdi demiş. Ben de iyi hissetmiyorum falan demiş.
Ne yapmalıyım bilmiyorum bi akıl verin lütfen...
Ne yapmalısınız. 35 yaşında bir çocuk annesi olarak özsaygı kazanmanızı ona göre davranmanızı tavsiye ediyorum ama yapacağınızı sanmıyorum. Karşıdakine gelecek olursak zaten çocuk tavırlarından belli siz de öylesiniz başka bir açıklaması yok zira böyle bir şahsa insan neden 2. Şans verir ki? Bir de lütfen evleneceğinize emin olmadan çocuğunuzla kimseyi muhatap etmeyin aldıkları hediyeleri vs de vermeyin. Ayrıca evlilik birliği (dava açılmış olsa bile) sonlanana kadar sadakat yükümlülüğünüz devam ediyor.
 
Son düzenleme:
Biz boşanmış kadınlar bin kat daha dikkatliyiz yanmamak için. Bu adam hayatınızda kalsa başınıza neler gelirdi siz daha iyi biliyorsunuz. Unutacaksınız geçecek gidecek. Kurtulmuşsunuz. Geçmiş olsun
 
Ne mi yapmalısınız; bu gel-gitli kişiyle bir daha "ölüyorum" dese de barışmamalısınız. Yok öyle "yanındayım" falanlar filanlar, sizin de kendi problemleriniz var, en önemlisi küçük bir çocuğunuz! Başka çocukla uğraşmaya lüzum yok şu an.
Ayrıca ne çiçekmiş be. Elinden gelse yedirip içirdiğini de geri isteyecek.
 
G gayegayem kusura bakmayın ama henüz resmî olarak evliyken bir ilişkiye başlamanız hata çünkü hem hala kağıt üzerinde de olsa evli görünüyorsunuz hem de evliliğin getirdiği psikolojik yorgunluğu atmadan, kafanızı toparlamadan başka biriyle olmak mantıklı ve sağlıklı değil.

Aşk bu hiç ummadığım anda olmaz dedim oldu diyebilirsiniz ama 35 yaşında olgun bir kadınsınız biraz daha mantıklı düşünüp hareket edebilirdiniz.

Olan olmuş diyelim bundan sonrasına bakmalısınız ve her kıskançlık krizinde ver çiçeklerimi, çekirdeğimin kabuğunu bile istiyorum diyen 5 yaş grubu çocuğuyla artık görüşmemelisiniz, toplayın neyi var neyi yoksa, kendiniz götüremiyorsanız dahi kargoya verin, bir kutu misketle kısa paçalı pantolon da hediye edin.

Evinizin anahtarı da ondaymış yanlış okumadıysam, lütfen kilidinizi değiştirin.
 
Bekara … boşamak derler. Sizinki de o misal. Yaşamadan, ön yargılı yaklaşmayın derim… Ayrıca kınamayın kınadığınızı yaşamadan ölmezsiniz diye de Hadis vardır. Olayı Müge Anlı’ya bağlamanıza gerek yok, takıntı yaptığı tek şey var böyle kontrolcülük. Zarar vermek istemediğini biliyorum. Duygularından dolayı saçmaladı belki çocukluğundan. Her neyse sonuçta ben de kızımı tehlikeye atacak bir anne değilim. Dün tanıdım hop hayatıma aldım diye de bir şey yok. Aylarca konuştuk görüştük. Son olaylarda saçmaladı ve bitti hepsi bu.
Yaşamadığımı nereden çıkarttınız ?
Ama benimde bir kızım var ve boşansam o büyüyene kadar ben tercih etmem dedim. Müge Anlı benim idolüm sizlik bir durum yok. Size hala normal geliyor. Anlaşıldı evlenmeden bırakmayacaksınız. Madem nasıl geri döndürebilirim diye sorun soruyu. Kurumuş gül kadar değeriniz yok adamın gözünde ama neyseee.
 
Her şey bir yana evde böyle kavgalar olurken kızınız da buna şahit oluyor muydu sadece bunu merak ediyorum.
Tek üzüldüğüm ve takıldığım nokta burası. Diğer her şey liseli ergen ayrıl barışları.
 
yorumları okumadım öncelikle onu söyleyeyim. derdim sizi yargılamakta değil fakat siz 35 yaşında, kızı olan birisiniz, karşınızda 25 yaşında sizden 10 yaş küçük, henüz olgun olmayan, her kavgada "çiçeklerimi de geri getir, bitsin" diye ağlayan biriyle birliktesiniz. henüz boşanma davanız sürüyor, evlilikten de çekmişsiniz. e bacım sizin böyle biriyle daha dava bile sonuçlanmadan ne işiniz var? sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yermiş. üflemesi de gerekir. daha ilk her şeyimi de getir, öyle bitsin, böyle kimseyle konuşma dendiğinde, seninle mi uğraşacağım demeniz gerekmiyor muydu cidden? çocuğa kızamıyorum, zira yaşının gereği gibi davranıyor. liseli aşıklar gibi "ver eşyamı al eşyanı" ağla zırla.. ama o bile gerekenin bu olduğunu görüp ayrıldıysa diyecek bir şey pek kalmıyor..
 
Ben adam durumundan yorumlamak istiyorum olayı...
25 yaşında, ailesiyle sorunlu, intihara meyilli, hastalikli kıskanç, kendinden 10 yaş büyük medeni durumu halen evli ve çocuklu kadınla ilişki kurabilecek yapıda.
Koy esra erol programına izlensin. O derece çarpık.
 
Ne çiçekmiş arkadaş 😑 bu saatten sonra yapılacak tek şey bu kişiden kurtulmuş olduğunuz için yatıp kalkıp şükretmek olmalı
 
Bu ruh hastası kızının da psıkolojısını bozar bak hemen kurtul cıkar hayatından bosanıp kendıne yenı bı hayat kur bence
 
G gayegayem kusura bakmayın ama henüz resmî olarak evliyken bir ilişkiye başlamanız hata çünkü hem hala kağıt üzerinde de olsa evli görünüyorsunuz hem de evliliğin getirdiği psikolojik yorgunluğu atmadan, kafanızı toparlamadan başka biriyle olmak mantıklı ve sağlıklı değil.

Aşk bu hiç ummadığım anda olmaz dedim oldu diyebilirsiniz ama 35 yaşında olgun bir kadınsınız biraz daha mantıklı düşünüp hareket edebilirdiniz.

Olan olmuş diyelim bundan sonrasına bakmalısınız ve her kıskançlık krizinde ver çiçeklerimi, çekirdeğimin kabuğunu bile istiyorum diyen 5 yaş grubu çocuğuyla artık görüşmemelisiniz, toplayın neyi var neyi yoksa, kendiniz götüremiyorsanız dahi kargoya verin, bir kutu misketle kısa paçalı pantolon da hediye edin.

Evinizin anahtarı da ondaymış yanlış okumadıysam, lütfen kilidinizi değiştirin.
Anahtarım onda değil onun anahtarı bende. Haklısınız insan sorunlarından uzaklaşmak isterken bazen daha büyük sorun içinde buluveriyor kendini. Sabretmekten başka çarem yok. Kısa paçalı pantolon ve misket fikri hoşuma gitti :) Şu davam olmasa zaten bilirdim anlamasa da yapacağımı ama dua etsin ne diyeyim… Bu arada arıyor gizli numaradan kendi numarasından açmıyorum. Kim bilir yine ne ister :)
 
Eski eşe yaşı büyük olduğu halde olgun değildi demişsiniz.. Bu kişi ondan daha beter..
Duygulara kapılmamayı artık 35 yaşlarımızda öğreniyoruz bu olay da size öğretmiş olduğunu düşünüyorum. Bu saatten sonra karşıdakinde aşk yerine ne kadar mantıklı bir ilişki, onu tenkit edeceksiniz sürekli..
Birbirinin farklı versiyonu gibi :/ İki farklı birbirinin devamı korku filmi sanki!
 
Hanımlar gene 25 yaşındaki adama çocuk demiş. 25 yaş gayet yetişkin bir yaş. Adam ailesi onaylamadığı halde il değiştirip ilişkisini yaşamış. Sıkıntı yaşı değil. Kendisi kaç yaşına gelirse gelsin kıskanç olacak, çünkü onda hastalık derecesinde. Biraz da cimri sanki. Ya da cimri olmasa dahi ayrılınca çöpü bile kalsın istememiş. Dengesiz. Bir seviyorum demiş bir ayrılalım demiş. Üstüne konuşmaya değmez. Toksik ilişki yaşamak için yaratılmış adam.

Size gelince 3 senedir neden boşanamadınız merak ettim. Çekişmeli dava da olsa 3 sene sürüyor mu? Aynı evde yaşadığınız yok, bir süre sonra hakim ne olursa olsun boşamıyor mu? Bence hukuken evli olduğunuz sürece birisiyle birlikte olmayın. Bir an önce boşanmaya bakın.
Ben de sizin gibi düşündüm yaşına odaklanmadım ön yargılı olmadım. Bu adam eminim 70 yaşına gelse yine böyle olur. Hukuken boşanamıyorsunuz 3 yıl da olsa. Dava zaten uzun sürüyor bir de pandemi uzattı, derken sabırla kurtulmayı bekliyorum. Bu süreçte hukuken evli görünsem de eski eş kişisine karşı sadakat hissetmiyorum. Ayrılalı 2 sene olmuş, bana yapmadığı pislik kalmamış evliyken de birlikteyken de… Revize edilmesi gereken bir sistemin diyeti ben ve benim gibi kadınlara yükletiliyor. Çok acı…
 
X