Aslı'nın başucu defterinden seçmeler..

Paylaşımlarımı beğeniyor musunuz arkadaşlar?


  • Ankete Katılan
    71
Offff.. dedi. -Ne oldu? dedim -hiiiiiç, dedi. -Herşeyi bırak gel benimle, dedim. -Olur mu ? dedi. -Topu topu bi tabak fazla koyarız soframıza, dedim. -Olmaz, dedi. -Neden? dedim. -Aynı tabaktan yeriz, dedi. Bir daha Sevdim
 
hadi şimdi bana 1
nisan şakası yap.. ''seni seviyorum ''de.. muhteşem inanırım.. Nisan
gitse, ben koca ömür bir'inde kalırım.
 
çok güzel bı topik olmuss ne den yoksunuz..
 
Son düzenleyen: Moderatör:

bunu hep hatırlarım ben saba yanarken şimdi ....sen kimbilir nerede üşüyorsun...:1no2:
 

çok güzelmiş..
 
artık kalbim yok ağladığımda sana
düşündüğümde seni artık kalbim yok
seni anlatırken birilerine, atmıyor kalbim
atmıyor kalbim seni gördüğümde rüyalarımda
istediğin gibi yaptım; artık kalbim yok !
küçük bir velede verdim onu, oyuncak niyetine
fırlattım attım doyursun karnını diye bir sokak
köpeğine
suda sektirdim bir kiremit parçası gibi
ve bekledim batmasını
bekledim batmasını yanan bir gemi
nasıl ağlayarak denize dökülürse

istediğin gibi yaptım; artık kalbim yok!
artık kalbim yok baktığımda eski resimlere
özlediğimde seni
arta kalmış bir kalbim yok!
YOK!

k. iskender
 
Onlar artik bir daha asla aranmayacaktir.Garip bir huzun barindiran bu silik isimlere bakilir baklir.Kimi okuldan sinif arkadasinizdir,kimi cok cabuk unuttugunuz bir sevgili,kimi bir cafede aylarca herseyi ama herseyi paylastiginiz birisi yada istifa ettiginiz bir yerden bir arkadasiniz! Soyadlari sorulmamis bir suru hatirlanmayan isimde vardir defterde ve suphesiz ustunde isim olmayan telefon numaralari.korkunc operasyonlar onlarca hayat.onlarca guzelik bir cirpida ortadan kaldirilir.

Insan Telefon Defterini Temize Cekerken Bazi Isimler Uzerinde Durur

Onca zaman sonra bir kez arasaniz,sesini duysaniz....Ona edebilecek bir cift sozunuz yoktur!Birlikte gittiginiz filmler,meyhaneler,evler birbirinizi yillar sonra ozlemenizi saglayacak sevgiyi asilamamistir size.Yanlizca bir isimdir simdi o temize cekerken aylarsiniz hemen derhal cevirirsiniz sayfayitelasla alelacele oh isim gecmiste kalmistir.

Insan Telefon Defterini Temize Cekerken Hayatini Da Sorgular

Hangisi ihanet etmistir,hangisi yalvarmistir kendisini birakmamaniz icin hangisinin bir sure sonra arkanizdan konustugunu duymussunuzdur,hangisi sizi en guzel opmustur,hangisi ruyalariniza girmistir,hangisini ayak parmeklari ilginizi cekmistir,hangisine hediye alirken zorlanmissinizdir,hangisiyle en hararetli tartismalara girip kavga etmissinizdir,hangisi icin sabalara kadra icip icip aglamisisnizdir.
Dogrular yanlislar,hatalar ,tutkular!Birlikte EDIP CANSEVER okudugunuz o insanlar solmuslardir.

Insan Telefon Defterini Temize Cekerken Yanlizliginida Kanitlar

Butun bu insanlarsimdi nerde ne yapmaktadirla?Saat elbette dorttur!Paradoks ,labirent,koni tum bilimsel ifadeler ve mantelite tersine donmustur.Ters donmusuzdur.Bu tek basinalik ve isim katliami alslinda size ters gelir....Calan telefona bakarsaniz Acaba?acaba telefon defterini temize ceken bir arkadasinizin son anda kurtarma cabasimidir.Bir iki kirik sozcukyarim yamalk bir bulusma belki......
Bilemezsiniz
Lutfen Ama Lutfen Telefon Defterinizi Kaybetmeyiniz.

Küçük İskender
 
Tekrar merhaba arkadaşlar kullanmadığım bir parfümü sitede satışa koyduğum için 1 hafta banlanmıştım..Yeni paylasımlarımla tekrar aranızdayım..
 
Bu aşkın gelirinin yarısını sağır sultana bağışladım duymazlıktan gelip seni,gitsin kulağını açtırsın! diğer yarısını sana bıraktım,kendine protez aşıklar alırsın!
 
Doğru adımlar atmak çok zordur. Ben kendimden biliyorum. Yaşadım, bedel neyse ödedim, öğrendim. Ne mutlu ki hayatıma kastedecek bir bedel çıkmadı karşıma. Başka bir bakışla, eksik çok yönüm var demektir, çünkü en büyük bedel ölümle ödenir... Ama, hiç pişman olmadım yaşadıklarımdan, geçmişimden.. Bilirim ki ; "eğer" ile "meğer" arasında nikah kıysam, "keşke" isimli bir çocukları olur..
 
Efsane Wimbledon tenis oyuncusu Arthur Ashe ' AIDS ' den dolayı ölümle yüzyüzeydi !..Dünyanın her köşesindeki hayranlarından ashe' ye mektuplar yağmaktaydı..Bunlardan bir tanesi şöyle soruyordu ; Neden Tanrı böylesine kötü bir hastalık için seni seçti ?..Arthur Ashe buna şu cevabı verdi ; Tüm dünyada ;
50 milyon çocuk tenis oynamaya başlar,
5 milyon' u tenis oynamayı öğrenir,
500,000' i profesyonel tenisi öğrenir,
50,000' i yarışmalara girer,
5,000' i büyük turnuvalara erişir,
50' si Wimbledon' a kadar gelir,
4' ü yarı finale ; 2' si finale kalır..
Elimde şampiyonluk kupasını tutarken Tanrı' ya Neden ben..? diye hiç sormadım..Ve bugün sancı çekerken, Tanrı' ya Niye ben mi demeliyim ?..
Mutluluk insanı tatlı yapar, zorluklar güçlü yapar, hüzün ise insan yapar, yenilgi mütevazı yapar, başarı insanı ışıldatır..Ama yalnız Tanrı yolumuza devam etmemizi sağlar..Tanrı' ya asla " Niye ben..? " diye sormayın..! Ne olacaksa olacak..O'nun kendine has usulleri vardır ; ınancınızı koruyun...
 
BENı GÜZEL HATIRLA


Beni güzel hatırla bunlar son satırlar....
farzet ki bir rüzgardım esip geçtim hayatından
ya da bir yağmur sel oldum sokağında
sonra toprak çekti suyu...
Kaybolup gittim belki de bir rüya idim senin için..
Uyandın ve ben bittim....

Beni güzel hatırla
çünkü sevdim seni ben herşeyini....
Sana sırdaş oldum dost oldum koynumda ağladın ..
Yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini beni üzdün kınamadım
Alışıktım vefasızlığa el oldun aldırmadım...

Beni güzel hatırla
sayfalarca mektup bıraktım sana...
şiirler yazdım her gece çoğunu okutmadım..
Sakladım günahını sevabını içimde
sessizce gittim...
Senden öncekiler gibi sen de anlamadın.....

Beni güzel hatırla
sana unutulmaz geceler bıraktım
sana en yorgun sabahlar...
Gülüşümü, gözlerimi sonra sesimi bıraktım
En güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka....
söylenmemiş merhaba'lar sakladım her köşeye
vedalar bıraktım duraklarda...
ne ararsan bir sevdanın içinde
fazlasıyla bıraktım ardımda....

Beni güzel hatırla
dizlerimde uyuduğunu düşün
saçını okşadığımı üşüyen ellerini ısıttığımı
mutlu olduğun anları getir gözünün önüne
alnından öptüğüm dakikaları......
Birazdan kapını çalan kişi olabileceğimi düşün
şaşırtmayı severim biliyorsun?
bu da sana son sürprizim olsun
şimdi seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum
beni güzel hatırla
GıDıYORUM......

T. Karahan
 
Yokluğumda topiğimizi güzel paylaşımlarıyla süsleyen MAIBERF'e teşekkürler..Msnde karşılaşamadık henüz ama inşallah en yakın zamanda sohbet edebilmek ümidiyle..
 
BAŞKA KADIN

"21 senelik evlilikten sonra "aşk ışıltısını" canlı tutmanın yeni bir
yolunu buldum. Bir süre önce, başka bir kadınla çıkmaya başladım ve bu
aslında eşimin fikriydi.

Bir gün eşim, beni çok şaşırtarak:
"Biliyorum ki onu seviyorsun" dedi.
" Ona da zaman ayırman gerekiyor."

Karımın, ziyaret etmemi istediği "öbür kadın"
19 yıldır dul olan annemdi. ışimin yoğunluğu ve üç çocuğumun
beklentileri sebebiyle annemi görme fırsatım pek olamıyordu. O akşam
annemi yemeğe ve ardından sinemaya davet ettim.

Endişelendi ve hemen "ıyi misin, her şey yolunda mı?"
diye sordu.

Annem de geç saatte gelen bir telefonun veya sürpriz bir davetin
mutlaka kötü bir anlamı olacağından şüphelenen tipte kadınlardandı.

"Seninle beraber ikimiz biraz zaman geçirmemizin güzel olacağını
düşündüm."
diye cevapladım. "Sadece ikimiz mi?"
Biraz düşündü ve "Çok isterim"
diye cevap verdi.

O Cuma, iş çıkışı onu almaya giderken
kendimi biraz gergin hissediyordum. Eve vardığımda fark ettim ki o da,
randevumuzdan ötürü hafif gergin görünüyordu. Kapısının önünde,
paltosunu çoktan giymiş bir şekilde bekliyordu. Saçlarını yaptırmıştı
ve üzerinde babamla kutladıkları son evlilik yıldönümlerinde giydiği
elbise vardı.

Bana melekler kadar ışıltılı bir yüzle gülümsedi.
Arabaya bindiğimizde; "Arkadaşlarıma
oğlumla dışarı çıkacağımı söyledim ve gerçekten çok etkilendiler"
dedi. "Randevumuzun nasıl geçtiğini duymak için sabırsızlanıyorlar."

Gittiğimiz restorant, çok şık olmasa da sevimli, sıcak ve servisin
kaliteli olduğu bir mekândı.
Annemse, bir kraliçe edasıyla koluma girdi.
Yerimize oturduktan sonra ona menüyü
okumam gerekmişti, çünkü küçük yazıları göremiyordu. Ben daha menünün
ortalarındayken annemin nemli gözlerle ve nostaljik bir gülüşle bana
bakmakta olduğunu fark ettim:

"Eskiden, sen küçükken, menüleri okuyan bendim, sense meraklı
bakışlarla beni dinlerdin" dedi.

Ben de gülümsedim; "O zaman, şimdi senin rahat rahat oturma sıran ve
ben de okuyarak borcumu ödeyebilirim" dedim. Yemek boyunca
muhabbetimiz çok güzeldi, sıra dışı hiçbir şey olmadı ama eskilerden
ve hayatlarımızdaki yeniliklerden bahsederek kaybettiğimiz zamanın
birazını telâfi etmeye çalıştık. O kadar çok konuştuk ve eğlendik ki
film saatini kaçırdık. Akşam annemi bırakırken; "Seninle tekrar çıkmak
isterim ama ancak bu sefer benim seni davet etmeme izin verirsen" dedi
ve bir akşam tekrar buluşmakta karar kıldık

Eve geldiğimde eşim yemeğin nasıl geçtiğini sordu:
"Çok güzeldi" dedim "Düşünebileceğimin çok üstündeydi"

Birkaç gün sonra annem aniden ciddi bir kalp krizi sonucu vefat etti.
Bu, o kadar âni gerçekleşmişti ki onun için bir şey daha yapma şansım
olmamıştı.
Birkaç zaman sonra evime, annemle yemek yediğimiz restorandan, ödenmiş
iki kişilik bir yemek faturası ve üzerine iliştirilmiş bir not
yollandı:

"Oğlum, bu faturayı önceden ödedim, çünkü seninle kararlaştırdığımız
randevu gününe gelemeyeceğimden neredeyse yüzde yüz emindim. Yine de
iki kişilik bir yemek ayarladım çünkü bu sefer eşinle beraber
gitmenizi istiyorum. Seninle olan o günkü randevumuzun benim için ne
anlam ifade ettiğini bilemezsin.
Seni Seviyorum."

O esnada, "Seni Seviyorum" demenin ve hayatta değer verdiğimiz
insanlara hak ettikleri zamanı ayırmanın önemini anladım. Hayatta
hiçbir şey ailenizden daha önemli değildir. Onlara hakları olan zamanı
ve ilgiyi verin çünkü böyle şeyleri erteleyebileceğiniz "başka bir
zaman" ı her istediğinizde yakalayamayabilirsiniz".
 
HAYATIN ALTIN KURALLARI

*Gögün her yerde mavi olduğunu anlamak için dünyayı dolaşman gerekmez.
* Bak, aynı zamanda da baktığını gören ol.
* Geldiğin zaman boşluk dolduran değil, gittiğin zaman yeri doldurulamayan ol.
* Her duyduğuna inanma, elindekinin hepsini harcama ve istediğin kadar uyuma.
* 'Seni seviyorum' derken inanarak söyle.
* 'Özür dilerim' derken karşındakinin gözünün içine bak.
* ılk görüşte aşka inan.
* Evlenmeden önce en az altı ay nişanlı kal.
* Asla başkalarının hayalleriyle dalga geçme.
* Derinden ve inançla sev.
* Kırılabilirsin belki ama başka türlü de hayatını tam yaşayamazsın.
* Anlaşmazlıklarda dürüstçe savaş.
* ınsanlar hakkında konuşulanlara inanıp onlar hakkında karar verme.
* ınsanlari yargılarsan, onlari sevmeye zamanın kalmaz.
* ınsanlara beklediklerinden fazlasını ver ve bu işi yaparken kibar ol.
* Yavaş konuş, ama hızlı düşün.
* Eger biri sana cevap vermek istemedigin bir soru sorarsa gülümse ve 'Neden bilmek istiyorsun? ' de.
* Sunu daima hatırla ki, büyük aşk veya büyük yatırım daima büyük risk taşır.
* Eğer kaybedersen, aklını da kaybetme.
* Üç 'S' yi unutma:
Sevgi - herkese,
Saygı - kendine, başkalarına,
Sorumluluk - tüm hareketlerin için.
* Küçük bir tartışmanın tüm dostluğu mahvetmesine izin verme.
* Dostun olsun istiyorsan, dost ol.
* Eğer hata yaptığını fark edersen, hemen onu düzeltmeye bak, bile bile devam etme.
* Telefonda konuşurken gülümse. Karşındaki sesinden gülümseyişini duyacaktır.
* Konuşmayı sevdiğin biriyle evlen. Yaşin ilerledikçe sohbet her seyden fazla önem kazanacaktır.
* Biraz yalnız kalmaya özen göster.
* Anneni say, sev, ara.
* Yeniliklere açık ol, ama ille de değişmeye çalışma.
* Şunu bil ki, sessiz kalmak bazen de en iyi cevaptır.
* Daha fazla kitap oku, dostlarını ara, daha az TV seyret.
* Güzel, şerefli bir hayat yasa. Yaşlanıp geri baktığında ikinci bir defa tadını çıkarırsın.
* Allaha güven - ama arabani kilitle.
* Yuvanda sıcak bir ortam yaratmak için elinden geleni yap.
* Sevdiklerinle tartışırken, o anı önemse, geçmişi kurcalama.
* Satır aralarını da oku. Bilgilerini paylaş.
* Bilgi ınsanı kuşkudan, iyilik acı çekmekten, kararlılık korkudan kurtarır.
* Dünyaya iyi davran.
* Dua et. Büyük güç verir. Düşün. Daha da büyük güç verir.
* işini iyi yap.
* Öperken gözlerini kapamayan sevgiliye güvenme.
* Yılda bir defa, daha önce gitmedigin bir yere git.
* Eger çok paran olursa, baskalarına yardım et. Paranın en zevkli tarafını kaçırma.
* Bazen istediğin bir şeyin olmaması senin için bir şanstır.
* Önce kuralları öğren, düşün, karar ver ve bazılarını boz.
* En iyi ilişkin, birbirinize olan sevginiz, birbirinize ihtiyacınızdan fazla oldugu zaman olacaktır.
* Başarının gerçek olup olmadığını anlamak için karşılığında neler verdiğine bak.
* Ders alınmış başarısızlık başarı demektir.
* Sunu bil ki, karakterin senin kaderindir.
* Sınırsızca sev, her gönülde çiçek olacağına bir gönülde buket ol.
* Kişiliğini ve kimliğini hiçbir değerle değiştirme!
* Sevgi için kollarını kapalı tutma, sonra kendinden başka tutacak şey bulamazsın.
* ıçinden ne geliyorsa yap. Doğal ol.
* Sana Yapılan iyiliği mermere, kötülüğü toza yaz..
* Mutluluk, sorunsuz bir yaşam değil, onlarla başa çıkabilme yeteneği demektir.
* Gülmek için mutlulugu bekleme, sonra tebessüm bile edemezsin
 
Hayatı yaşamanın iki yolu var. Biri hiçbir şey mucize değilmiş gibi yaşamak... Diğeri her şey mucizeymiş gibi yaşamak. (Albert Einstein)
 
PAPATYA



Koskoca bir bahçede
Demetler içinde bir papatya.
Aşık olmuş, yanmış, tutuşmuş
Ak sakallı bahçıvana...
Bir ümit bekliyormuş.
Yüzlerce çiçeğin arasından
Onunla, sadece onunla
Saatlerce ilgilenmesini.
Buz gibi suyunu
Sadece ona döksün istiyormuş...…
Sadece ona değsin makası,
Sadece ona gülsün dudakları.
Kıskanıyormuş bahçıvanı
Kırmızı güllerden,
Sarı lalelerden,
Mor menekşelerden.
Papatya, sadece bahçıvan için açıyormuş,
Bembeyaz yapraklarını...

Bir gün,
Aşkı öyle büyümüş ki,
Papatya yapraklarını taşıyamaz olmuş.
Eğilivermiş boynu.
Toprağa bakıyormuş artık.
Bahçıvanın sadece sesini duyuyormuş
Ayaklarını görüyormuş.
Buna da şükür diyormuş.
Yetiyormuş ona, bahçıvanın varlığını hissetmek.
Zaman akıp gidiyormuş.
Papatya bahçıvanın yüzünü görmeyeli çok olmuş.
Ne var sanki boynumu kaldırsa
Bi kerecik daha görsem yüzünü diyormuş.
Yanıp tutuşuyormuş...

Ve işte bir gün..
Bahçıvan papatyaya doğru yaklaşmış.
ıncecik bedenini ellerinin arasına almış.
Elindeki sopayı, köklerinin yanına, toprağa sokmuş
Bir iple papatyanın gövdesini bağlayıvermiş sopaya.
Papatya o an daha çok sevmiş bahçıvanı.
Hâlâ göremiyormuş onu,
Ama bedeni kurtulmuş.
Uzun bir müddet sonra,
Bahçıvan uğramaz olmuş bahçeye.
Gelen giden yokmuş...

Kahrından ölecekmiş papatya.
Ama işte bir sabah,
Hortumdan akan suyun sesiyle uyanmış.
Derin bir oh çekmiş.
Çılgıncasına sevdiği bahçıvan geri gelmiş.
Birden, kendisine doğru gelen iki ayak görmüş.
Bu onun delicesine sevdiği bahçıvan değilmiş.
Başka birisiymiş.
Adamın elinde bir de makas varmış.
Papatyanın kafasını kaldırmış yukarıya doğru
Ne güzel açmışsın sen öyle demiş.
Bu gencecik, yakışıklı bir delikanlıymış.
Gözleri gök mavisi, saçları güneş sarısıymış...
Ama gövden seni taşımıyor demiş.
Elindeki makası papatyanın boynuna doğru uzatmış
Ve bir hamlede başını gövdesinden ayırmış.

Papatya yere düşerken hatırlamış sevdiğini,
O ak saçlı, ak sakallı, yaşlımı yaşlı bahçıvanı hatırlamış.
Bir de o gencecik, yakışıklı delikanlıyı düşünmüş,
Ve o an anlamış, neden o yaşlı bahçıvanı sevdiğini.
O, her şeye rağmen, papatyaya emek vermiş.
Belki, ona hiç bir zaman güzel olduğunu söylememiş,
Ama onu aslında hep sevmiş.
Papatya anlamış artık.
Sevgi; emek istermiş...
Yere düştüğünde son bir kez düşünmüş sevdiğini,
Teşekkür etmiş ona içinden..
Son yaprağı da kuruduğunda,
Biliyormuş artık...
Gerçek sevginin ne olduğunu...
 
Namusun önemini öğrendim evde...
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;
gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el
sürmemek olduğunu öğrendim.

Gerçeği öğrendim bir gün...
Ve gerçeğin acı olduğunu...
Sonra dozunda acının, yemeğe olduğu kadar hayata da
“lezzet” kattığını öğrendim.

[Hz.Mevlana]
 
ÜÇLÜ FıLTRE

Bir gün bir tanıdığı büyük filozofa rastladı ve dedi ki;
"Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun?"

"Bir dakika bekle" diye cevap verdi Sokrat.
Bana birşey söylemeden önce
senin küçük bir testten geçmeni istiyorum.
Buna "Üçlü Filtre Testi" deniyor.

"Üçlü Filtre?"

"Doğru," diye devam etti Sokrat.
Benimle arkadaşım hakkında konuşmaya başlamadan önce,
bir süre durup ne söyleyeceğini filtre etmek, iyi bir fikir olabilir.

Birinci filtre: "Gerçek Filtresi"

"Bana birazdan söyleyeceğin şeyin
tam anlamıyla gerçek olduğundan emin misin?"

"Hayır," dedi adam "Aslında bunu sadece duydum ve ...

"Tamam," dedi Sokrat

"Öyleyse, sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun.
Şimdi ikinci filtreyi deneyelim,"

"ıyilik Filtresini"

"Arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi birşey mi?"

"Hayır, tam tersi ..."

"Öyleyse," diye devam etti Sokrat,

"Onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve
bunun doğru olduğundan emin değilsin.
Fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı."

"ışe yararlılık filtresi"

"Bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı?"

"Hayır, gerçekten değil."

"ıyi," diye tamamladı Sokrat,

"Eğer, bana söyleyeceğin şey doğru değilse,
iyi değilse ve işe yarar, faydalı değilse
bana niye söyleyesin ki?"

Bu, Sokrat'ın iyi bir filozof olmasının ve
büyük itibar, saygı görmesinin sebebiydi.

Yakın ve sevgili herhangi bir arkadaşınız hakkında
başıboş konuşmalar duyduğunuz her sefer
bu üç filtre testini kullanmanız sizlere hararetle tavsiye edilir.

Socrates
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…