- 13 Aralık 2020
- 1.028
- 1.391
- 83
- Konu Sahibi wanderingstar
- #1
Merhaba hanımlar,
olabildigince kısa anlatmaya çalışacağım içimdekileri. Çocukluktan beri takıntılıydım aslında. Her şeyin melankolik tarafını düşünürdüm. Ailemden şiddet görmedim, ama aile üyelerinin birbirine hakaretleri, annemin ağlamaları, 4-5 yaşıma dair hatırladığım olumlu anım yok. Sadece annemin çantasını alıp anneanneme gidişimiz, eve gelişimiz, tekrar gidişimiz. Olmayan düzenim.
7 yaşında takıntılı bir düşünceye daldım. Bütün hayatımı (18ime kadar) bu takıntı etrafinda kurdum. Bu takıntı yüzünden yiyemedim, ölümden döndüm gelişim bozukluğu yaşadım. Ergenliğim güzel kızlara, dolgun hatları arkadaşlarıma özenmekle geçti. Tek duyduğum cümle: Çok zayıfsın oldu. Özgüvensiz büyüdüm. Ama bir yandan da cok iyi bir arkadaştım herkese. Sırdaş, yoldaş, ortamın en espirili kızı. Kimseyle kavga etmişliğim bile yoktur yani. Kimseye derdimi anlatmadım ama herkesn dipsiz kuyusu oldum. Hani msn vardı ya eskiden abartısız aynı anda 20 kişinin derdini dinler hepsine psikolog gibi tavsiyeler verirdim. Beni sorduklarında iyiyim boşver bişeyim yok derdim.
neyse işte bu takıntı ve özgüvensizlikler üniversiteye hazirlandığım sene vurdu beni. Mide bulantıları, öğürme krizleri, titremeler. Aman allahım ne oluyordu? Hiçbir şey anlamadan sınava girdim çalışmadım bile. Sonuç olarak istediğim üniversite ve bölümü de kazanamadım. Ağlama krizleri geldi, ailem psikiyatriye götürdü. 18 yaşında antidepresan, xanax vb ile tanıştım. 15 gün yataktan kalkamadım. Herkes geleceğini şekillendirirken ben okuluma gidemedim. Öyle böyle okul bitti ama ben hiç iyilesemedim. Zaten zorla gittim okula istemedim her şeye isyanım vardı. İyice kötüleştim sonra evden çıkamaz hale geldim.
1 saat deli gibi yürüyüp öylesine baska bir psikiyatra girdim. Doktorun yaninda atak geçirdim vs. Yeni bir ilaca basladim: paxil.
bu sırada tabii hayat kaçıyor düşüncesi ile hayatımın aşkı ile tanıştım. Bana güç verdi yanımda oldu. Onunla beraber ve ilacın da yardimi ile takıntılarımla baş edebildim. Sene 2013; hayat benim için bastan başladı.
gençliğimde deneyimleyemediğim tüm yerler, korkudan gezemediğim istanbul, özgürlük ve mutluluk hissi, aşk... korktuğum her şeyin üstesinden geldim ve sarhoş gibi hayatı yaşadım.
Mutlu olmayı o kadar özlemiştim ki, sadece anın büyüsüne kaptırdım kendimi. Birkaç iş yerinde çalıştım ama uZun soluklu olmadı, dikiş tutturamadım yani parça parça. Kendimi gelistirmek için(kariyer anlamında) adım atmadim.
neyse 2017de evlendim, evliliğimin ilk yılı sorunlar ile geçti bu sorumsuzluklarım yüzünden. Eşim sevmediğim işimde çalışmam için ısrar etti, çok mutlu olmadığım bir yerde 1.5 sene calistim falan filan... çok ağladım, eşimle olan sorunlardan vs dolayı. Kendisi de çok titizdi çünkü boğuyordu beni bazen.
her neyse bu arada tabii ben ilaca vs devam ediyorum çünkü bırakamıyorum, eşim de inatla bırak sen deli değilsin sen normalsin vs diyor. O hallerimi bilmediği için tabii.. bırakamadım. Ama 3,5 sene geçti ve çocuk istiyorduk artık. Hamile kaldım ilk denememde. 8 haftalığım şu an.
şu an ilacımı bıraktım ve benden baska herkes mutluymuş gibi hissediyorum. Cocukluk takıntılarım geri geliyomuş gbi, yiyemiyorum. Mahvoluyorum devamlı ağlıyorum. Mutsuzum ve çevremdeki herkesi mutsuz ediyorum. İlk defa sorunlarımla yüzleşmek zorundayım, artık birilerine anlatmak durumundayım ama yapamıyorum. Kendimi yiyorum. Bu bebeği hak etmediğimi düşünüyorum. Kendimi değersiz ve özgüvensiz hissediyorum. Mutsuzluktan beslendiğimi düşünüyorum . Nedir benim derdim, neden aşamıyorum?
eşim şu an yanındayim diyor ama ben inanmıyorum. Elbet sıkılacak, bıkacak gidecek diyorum. Çünkü kendime ben bile tahammül edemezken, o nasıl eder ki..?
olabildigince kısa anlatmaya çalışacağım içimdekileri. Çocukluktan beri takıntılıydım aslında. Her şeyin melankolik tarafını düşünürdüm. Ailemden şiddet görmedim, ama aile üyelerinin birbirine hakaretleri, annemin ağlamaları, 4-5 yaşıma dair hatırladığım olumlu anım yok. Sadece annemin çantasını alıp anneanneme gidişimiz, eve gelişimiz, tekrar gidişimiz. Olmayan düzenim.
7 yaşında takıntılı bir düşünceye daldım. Bütün hayatımı (18ime kadar) bu takıntı etrafinda kurdum. Bu takıntı yüzünden yiyemedim, ölümden döndüm gelişim bozukluğu yaşadım. Ergenliğim güzel kızlara, dolgun hatları arkadaşlarıma özenmekle geçti. Tek duyduğum cümle: Çok zayıfsın oldu. Özgüvensiz büyüdüm. Ama bir yandan da cok iyi bir arkadaştım herkese. Sırdaş, yoldaş, ortamın en espirili kızı. Kimseyle kavga etmişliğim bile yoktur yani. Kimseye derdimi anlatmadım ama herkesn dipsiz kuyusu oldum. Hani msn vardı ya eskiden abartısız aynı anda 20 kişinin derdini dinler hepsine psikolog gibi tavsiyeler verirdim. Beni sorduklarında iyiyim boşver bişeyim yok derdim.
neyse işte bu takıntı ve özgüvensizlikler üniversiteye hazirlandığım sene vurdu beni. Mide bulantıları, öğürme krizleri, titremeler. Aman allahım ne oluyordu? Hiçbir şey anlamadan sınava girdim çalışmadım bile. Sonuç olarak istediğim üniversite ve bölümü de kazanamadım. Ağlama krizleri geldi, ailem psikiyatriye götürdü. 18 yaşında antidepresan, xanax vb ile tanıştım. 15 gün yataktan kalkamadım. Herkes geleceğini şekillendirirken ben okuluma gidemedim. Öyle böyle okul bitti ama ben hiç iyilesemedim. Zaten zorla gittim okula istemedim her şeye isyanım vardı. İyice kötüleştim sonra evden çıkamaz hale geldim.
1 saat deli gibi yürüyüp öylesine baska bir psikiyatra girdim. Doktorun yaninda atak geçirdim vs. Yeni bir ilaca basladim: paxil.
bu sırada tabii hayat kaçıyor düşüncesi ile hayatımın aşkı ile tanıştım. Bana güç verdi yanımda oldu. Onunla beraber ve ilacın da yardimi ile takıntılarımla baş edebildim. Sene 2013; hayat benim için bastan başladı.
gençliğimde deneyimleyemediğim tüm yerler, korkudan gezemediğim istanbul, özgürlük ve mutluluk hissi, aşk... korktuğum her şeyin üstesinden geldim ve sarhoş gibi hayatı yaşadım.
Mutlu olmayı o kadar özlemiştim ki, sadece anın büyüsüne kaptırdım kendimi. Birkaç iş yerinde çalıştım ama uZun soluklu olmadı, dikiş tutturamadım yani parça parça. Kendimi gelistirmek için(kariyer anlamında) adım atmadim.
neyse 2017de evlendim, evliliğimin ilk yılı sorunlar ile geçti bu sorumsuzluklarım yüzünden. Eşim sevmediğim işimde çalışmam için ısrar etti, çok mutlu olmadığım bir yerde 1.5 sene calistim falan filan... çok ağladım, eşimle olan sorunlardan vs dolayı. Kendisi de çok titizdi çünkü boğuyordu beni bazen.
her neyse bu arada tabii ben ilaca vs devam ediyorum çünkü bırakamıyorum, eşim de inatla bırak sen deli değilsin sen normalsin vs diyor. O hallerimi bilmediği için tabii.. bırakamadım. Ama 3,5 sene geçti ve çocuk istiyorduk artık. Hamile kaldım ilk denememde. 8 haftalığım şu an.
şu an ilacımı bıraktım ve benden baska herkes mutluymuş gibi hissediyorum. Cocukluk takıntılarım geri geliyomuş gbi, yiyemiyorum. Mahvoluyorum devamlı ağlıyorum. Mutsuzum ve çevremdeki herkesi mutsuz ediyorum. İlk defa sorunlarımla yüzleşmek zorundayım, artık birilerine anlatmak durumundayım ama yapamıyorum. Kendimi yiyorum. Bu bebeği hak etmediğimi düşünüyorum. Kendimi değersiz ve özgüvensiz hissediyorum. Mutsuzluktan beslendiğimi düşünüyorum . Nedir benim derdim, neden aşamıyorum?
eşim şu an yanındayim diyor ama ben inanmıyorum. Elbet sıkılacak, bıkacak gidecek diyorum. Çünkü kendime ben bile tahammül edemezken, o nasıl eder ki..?