- 22 Kasım 2014
- 3.217
- 4.659
- 38
iyi günler hanımlar. Şu anda çok ikilemdeyim. Lütfen çok uzun demeden bana bir yardım edin.
Biz şu anda kötü bir evde, kötü bir semtte, kirada yaşıyoruz. Annemler ve iki kardeşim lüks, havuzlu, Bahçeli bir sitede, aynı apartmanda oturuyorlar. İki kardeşime babam oradan ev aldı. Şimdi bizim de Annemlerin üst katına taşınma durumumuz var.
Normalde tam tersi olur, bizde eşim ailemin yanına taşınmak istiyor, ben istemiyorum. annem, babam, kardeşlerim, dedem, ananem, eşim oğlum hepsine karşı ben tek başıma direniyorum Ama tabi ki Benim de sebeplerim var. Şartları söyliyeyim, siz karar verin.
Taşınmanın pozitif yanları:
1) güzel bir sitede oturacağız, 10 yaşında oğlum rahat oynayabilecek. Spor yapabileceğiz. Şu anda kapının önüne çıkamıyor, sokağımız hep tekstil atölyesi, Suriyeli, Afrikalı tip tip insan dolu.
2) ailenin yanında olmanın avantajları da var. Bir işim olduğunda oğlumu bırakırım, gider geliriz. İleride yüksek lisans düşünüyorum mesela, o zaman rahat olurum.
3) oğlum tek çocuk. Benim de sağlık sebepleriyle uzun süre çocuk yapabilme ihtimalim yok. Çok sıkılıyor. Orada kardeşlerimin bebekleri var. Onları çok seviyor. Onların yanında biraz abiliğin tadını çıkarabilme, oynama, kardeş sevgisini bir nebze tadabilme ihtimali var.
4) oğlum siteyi çok istiyor. Ben taşınmayacağım deyince çok ağladı, ben çocukluğumu yaşamak istiyorum, evden dışarı çıkabilmek istiyorum diye. O sitede okuldan arkadaşları da var.
Taşınmanın negatif yanları:
1) annemle benim aram çok bozuk. Annemin herkesle arası çok bozuk zaten ama bana özellikle takık. Ona yardım eden, elinin altında olan herkese çok zalim. Ona çok pas vermeyen insanlara karşı da o kadar saygılı.
Çocukluğumuzu mahvetti. Kardeşler olarak bir çeşit narsist olduğunu düşünüyoruz. Sevgi yoktu hiç, hala öyle. Sonra MS oldu, şu an çok zor yürüyor. Üç kardeş onun için çok çabalamış olmamıza rağmen, umrunda bile değil. Ameliyat oldu, oğlumu okula göndermedim, ona baktım, mutfağı ikimiz temizlerken temizlikçiyle konuştuk diye beni evden kovdu. Başka gün buzdolabını temizlerken, kurumuş limon kabuklarını attım diye beni evden kovdu. O kadar çok ki. Gülüyoruz artık anlatırken. Annemin temizlikçisi bile buraya gelme, dünyanı da ahiretini de yakarsın. Evde bozulan her şeyi senden biliyor dedi. Ağzından bazen kovmaktan daha beter kelimeler de çıkıyor. Yalnızca bağırınca susuyor. O yüzden ben ya konuşmuyorum, ya da çok karışırsa kızıyorum.
ben hiç yardımımı esirgemedim. İki kardeşimin düğününü ben tek başıma yaptım. Ama yakında olup bedduasını alacağıma, uzakta olup duasını alayım diyorum. Evlerimiz arabayla 20 dakika zaten.
2) Babam yurt dışında çalışıyor. Benim gitmemin ona çok faydası olacak. Aklı annemde kalmayacak hiç. Annem devamlı yanındaki yardımcı kadınları kovuyor, 4 senede 9-10 yardımcı değişti. Üst katında olunca, ben devamlı inmek zorunda kalacağım. Gelinlerimize öyle gidip gelin diyemiyor. Zaten kardeşlerimle biz kızları tembihledik, çok yüz göz olmayın, yaranamazsınız, bir de çok üzülürsünüz diye. Babam şimdi geldiğinde bile evden kaçıyor, ben gidince iyice uzatabilecek gidişlerini. ve annem yardımcıları kovduğunda, acele etmeyecek yenisini bulmak için.
3) babamın en sevdiği şey misafir. Çok güzel bir yönü aslında. Yine de hiç söylemeden 20 kişiyle gelir pat diye. Yine gelinlere söyleyemez ama ben üst katta olunca direkt beni çağırır. Ben daha planlı bir insanım. Misafiri severim ama çat kapı değil. Haberli olmasını isterim. Programım varsa ona uydurmak isterim.
4) annemle benim ilişkim çok kötü, bağırmalar sık yaşanıyor. Bunu oğlumun devamlı görmesini ve bunu normal algılamasını istemiyorum. O zaman onda ben de bağırabilirim imajı oluşacak. Annemin sağı solu belli olmaz. Oğlum ilkokuldayken çarpım tablosunu ezberliyor mesela. Oğluma sen daha bunları ezberle, senin yaşında çocuklar hafızlık yapıyor diyor. Ben de kızıyorum öyle söyleyince.
5) ben öğretmenim. kardeşlerimin düğünlerini yapabilmek için atama olacak puanım olduğu halde Atanmadım, sınavları bıraktım. İki düğün yaptım ardarda. Arada erken menapozda olduğum ortaya çıktı 27 yaşında. işi tamamen bırakıp Tüp bebeğe başladım. bu sırada düğünleri annemlerle kavga gürültü yaptım. Hem onlar için kendimi ve oğlumu sürükledim, hem de bir teşekkür görmedim. Sonucunda geçen sene çok büyük bir depresyon yaşadım. Paranoyaya vardı, bir ay uyutuldum. Şu an ilaçlarla iyileştim ama sinirlerim çok yıpranmış durumda. eskiden hiç dokunmazdı ama Artık en küçük kavgayı bile kaldıramıyorum. Hemen yatak döşeklik oluyorum. Anlattığım ortamda benim devamlı gerilme ihtimalim hep olacak.
Sebepler böyle, evi alım şeklimiz de şöyle: kendimizin Kadıköy’de bir evimiz var, şu an inşaat, bitmesine daha var. Bitmiş muadilleri 700, babamların aldığı ev 900.
eşim bizim evi verelim, baban da 200 yardım etmiş olsun. Benim için ev fark etmez, sabah gidip akşam geliyorum ama sen iyi bir sitede oturur, annenle çok yüz göz olmazsan, ailenin yanında olmanın avantajlarını da yaşamış olursun diyor.
Herkese karşı ben. Manzara oradan nasıl görünüyor? Haksız mıyım?
Biz şu anda kötü bir evde, kötü bir semtte, kirada yaşıyoruz. Annemler ve iki kardeşim lüks, havuzlu, Bahçeli bir sitede, aynı apartmanda oturuyorlar. İki kardeşime babam oradan ev aldı. Şimdi bizim de Annemlerin üst katına taşınma durumumuz var.
Normalde tam tersi olur, bizde eşim ailemin yanına taşınmak istiyor, ben istemiyorum. annem, babam, kardeşlerim, dedem, ananem, eşim oğlum hepsine karşı ben tek başıma direniyorum Ama tabi ki Benim de sebeplerim var. Şartları söyliyeyim, siz karar verin.
Taşınmanın pozitif yanları:
1) güzel bir sitede oturacağız, 10 yaşında oğlum rahat oynayabilecek. Spor yapabileceğiz. Şu anda kapının önüne çıkamıyor, sokağımız hep tekstil atölyesi, Suriyeli, Afrikalı tip tip insan dolu.
2) ailenin yanında olmanın avantajları da var. Bir işim olduğunda oğlumu bırakırım, gider geliriz. İleride yüksek lisans düşünüyorum mesela, o zaman rahat olurum.
3) oğlum tek çocuk. Benim de sağlık sebepleriyle uzun süre çocuk yapabilme ihtimalim yok. Çok sıkılıyor. Orada kardeşlerimin bebekleri var. Onları çok seviyor. Onların yanında biraz abiliğin tadını çıkarabilme, oynama, kardeş sevgisini bir nebze tadabilme ihtimali var.
4) oğlum siteyi çok istiyor. Ben taşınmayacağım deyince çok ağladı, ben çocukluğumu yaşamak istiyorum, evden dışarı çıkabilmek istiyorum diye. O sitede okuldan arkadaşları da var.
Taşınmanın negatif yanları:
1) annemle benim aram çok bozuk. Annemin herkesle arası çok bozuk zaten ama bana özellikle takık. Ona yardım eden, elinin altında olan herkese çok zalim. Ona çok pas vermeyen insanlara karşı da o kadar saygılı.
Çocukluğumuzu mahvetti. Kardeşler olarak bir çeşit narsist olduğunu düşünüyoruz. Sevgi yoktu hiç, hala öyle. Sonra MS oldu, şu an çok zor yürüyor. Üç kardeş onun için çok çabalamış olmamıza rağmen, umrunda bile değil. Ameliyat oldu, oğlumu okula göndermedim, ona baktım, mutfağı ikimiz temizlerken temizlikçiyle konuştuk diye beni evden kovdu. Başka gün buzdolabını temizlerken, kurumuş limon kabuklarını attım diye beni evden kovdu. O kadar çok ki. Gülüyoruz artık anlatırken. Annemin temizlikçisi bile buraya gelme, dünyanı da ahiretini de yakarsın. Evde bozulan her şeyi senden biliyor dedi. Ağzından bazen kovmaktan daha beter kelimeler de çıkıyor. Yalnızca bağırınca susuyor. O yüzden ben ya konuşmuyorum, ya da çok karışırsa kızıyorum.
ben hiç yardımımı esirgemedim. İki kardeşimin düğününü ben tek başıma yaptım. Ama yakında olup bedduasını alacağıma, uzakta olup duasını alayım diyorum. Evlerimiz arabayla 20 dakika zaten.
2) Babam yurt dışında çalışıyor. Benim gitmemin ona çok faydası olacak. Aklı annemde kalmayacak hiç. Annem devamlı yanındaki yardımcı kadınları kovuyor, 4 senede 9-10 yardımcı değişti. Üst katında olunca, ben devamlı inmek zorunda kalacağım. Gelinlerimize öyle gidip gelin diyemiyor. Zaten kardeşlerimle biz kızları tembihledik, çok yüz göz olmayın, yaranamazsınız, bir de çok üzülürsünüz diye. Babam şimdi geldiğinde bile evden kaçıyor, ben gidince iyice uzatabilecek gidişlerini. ve annem yardımcıları kovduğunda, acele etmeyecek yenisini bulmak için.
3) babamın en sevdiği şey misafir. Çok güzel bir yönü aslında. Yine de hiç söylemeden 20 kişiyle gelir pat diye. Yine gelinlere söyleyemez ama ben üst katta olunca direkt beni çağırır. Ben daha planlı bir insanım. Misafiri severim ama çat kapı değil. Haberli olmasını isterim. Programım varsa ona uydurmak isterim.
4) annemle benim ilişkim çok kötü, bağırmalar sık yaşanıyor. Bunu oğlumun devamlı görmesini ve bunu normal algılamasını istemiyorum. O zaman onda ben de bağırabilirim imajı oluşacak. Annemin sağı solu belli olmaz. Oğlum ilkokuldayken çarpım tablosunu ezberliyor mesela. Oğluma sen daha bunları ezberle, senin yaşında çocuklar hafızlık yapıyor diyor. Ben de kızıyorum öyle söyleyince.
5) ben öğretmenim. kardeşlerimin düğünlerini yapabilmek için atama olacak puanım olduğu halde Atanmadım, sınavları bıraktım. İki düğün yaptım ardarda. Arada erken menapozda olduğum ortaya çıktı 27 yaşında. işi tamamen bırakıp Tüp bebeğe başladım. bu sırada düğünleri annemlerle kavga gürültü yaptım. Hem onlar için kendimi ve oğlumu sürükledim, hem de bir teşekkür görmedim. Sonucunda geçen sene çok büyük bir depresyon yaşadım. Paranoyaya vardı, bir ay uyutuldum. Şu an ilaçlarla iyileştim ama sinirlerim çok yıpranmış durumda. eskiden hiç dokunmazdı ama Artık en küçük kavgayı bile kaldıramıyorum. Hemen yatak döşeklik oluyorum. Anlattığım ortamda benim devamlı gerilme ihtimalim hep olacak.
Sebepler böyle, evi alım şeklimiz de şöyle: kendimizin Kadıköy’de bir evimiz var, şu an inşaat, bitmesine daha var. Bitmiş muadilleri 700, babamların aldığı ev 900.
eşim bizim evi verelim, baban da 200 yardım etmiş olsun. Benim için ev fark etmez, sabah gidip akşam geliyorum ama sen iyi bir sitede oturur, annenle çok yüz göz olmazsan, ailenin yanında olmanın avantajlarını da yaşamış olursun diyor.
Herkese karşı ben. Manzara oradan nasıl görünüyor? Haksız mıyım?