• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Annemin tavrı...

Bu yazindan sonra bu ufak bir olay olmaktan cikti.annen yaslandigini dusunup bundan kaygilaniyor olabilir mi sende buyuyup serpildigin icin elinde olmadan seni kendi yasiti yerine koyup biraz senle yarisiyor olabilir mi?? Menapoz filansa normal diye duydum cunku

Kadınlar Kulübü Mobil uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.

Menopozdan önce de böyleydi ama haklısınız, menopoz bitince iyice böyle oldu (Dilim "tuhaflaştı" demek istiyor ama anne sonuçta, diyemiyorum). Beni rakibesi gibi görüyor her anlamda. 50 yaşında olmasına rağmen çok genç gösterir, ben de sürekli söylerim bunu ama içten içe cidden yaşlandığını düşünüyor olabilir.

klasik anne. Kizini kimselere layik gormuyor. Peri padisahin ogluyla evlenmeni istiyor ama malesef o da yok simdilik bu damatla idare etsin annen oyle soyle :1: Daha iyisini bulursan onla evlenirsin.

Mutlaka dunyada daha tahsilli daha yakisikli daha zengin erkeklerde vardir ama her kadinada nasip olmuyor. Elimizdekiyle yetinmeyi bilmemiz lazim :16:
O kadar kotu kocalar var duyuyoruz etrafimizda birde onlari anlat annene oylede bir damadi olabilirdi. O yuzden kirsin dizini otursun. Yok efendim mukemmel damat adayi varsa bulsun getirsin.

O soyledigi 5000 tl maas alan damadinda kesin kotu huylari vardir. Belkide karisini aldatiyor belki ailesine iyi davranmiyor. Kimse kimsenin ic halini bilemez.

Keşke sadece beni ona layık görmüyor olsa; azıcık pohpohlasa "Kızım sen daha iyilerine layıksın, güzelsin, başarılısın, akıllısın" falan diye. Çok mutlu olurdum. :) Annem kimseyi kimseye layık görmüyor. Genel olarak bir küçümseme, bir eleştirme, bir aşağılama sorunu var msalesef.

konu sahibesi arkadaşım;
annenizin mesleği var mı?
babanız ne iş yapıyor?
bunları şunun için sordum hani sürekli kıyas içinde dediniz ya acaba layık mı göremüyor sizi?
arkadaşının damadı ile bile kıyaslamasıda bunu gösteriyor
toplumdaki yeri nasıl annenizin

Annem de babam da akademisyen, profesörler. Ben de taşra üniversitesindeyim, onlar da. Ama annem nedense benim üniversitemi beğenmez, kendi kurumuna da laf söyletmez. Saygın, kadın hakları konusunda çalışan, bu konuyla ilgili yerel de olsa TV'lere çıkan, ulusal gazetelerde yazıları basılan bir kadın annem. Keza babam da böyledir. Biraz burnu Kaf dağında bir kadın maalesef. Kendisinden daha iyi yerlerde olan, akademik anlamda daha çok yayını, daha çok kitabı olan, hatta aktif siyasete girip milletvekili ya da bakan olmuş pek çok arkadaşı var. Birkaç kez "Sen bana böyle böyle diyorsun ama bak X senden daha iyi" deme gafletinde bulundum. Sonucu ne siz sorun, ne ben söyleyeyim. :53:

Yukarda anlattığınız hareketler sizce bırakın bir anneyi bir insan için normal mi? 36 giydiğiniz halde 44 beden getirmesi ciddi bir algı kayması yaşadığını gösteriyor heralde..valla ben annenizi pek iyi görmedim 0-3 yaş arası çocuk davranışları bunlar bence bir uzmana görünsün..

Ben de bir uzmana danışması gerektiğini düşünüyorum, zaman zaman kendisine de söyledim ama modern psikiyatri bilimine inanmıyor. Zamanında ben de depresyon için ilaç tedavisi gördüm, tepkisini az çok kestirdiğim için ilaçlarımı gizli saklı aldım izinlerimde. En sonunda durumu fark edince "Dikkat çekmeye mi çalışıyorsun? Kardeşini mi kısandın?" dedi. :52: Ona kızıyorum, sonra da üzülüyorum onun adına, hayat böyle negatif, kuşkucu, kıyaslayıcı yaşanır mı? İçten içe mutsuz olduğunu düşünüyorum hep. İçten mutsuz olunca da karşısındakine çemkiriyor. Keşke, keşke, keşke bir uzmana gitse, keşke denese, keşke mutlu olsa, keşke bizi de mutlu etse...

İnan bunların daha fazlasını işitiim benn ama mücadelemde vazgeçmedim sanırım Rabbimin izniylede mutluluğa doğru gidiyorum.Önemli olan onlarla restleşmemen ve hoş gideceksinn

Haklısınız, restleşme bir işe yaramıyor. Mutluluğunuz daim olur inşallah, darısı da benim başıma. :)
 
kız evi naz evi de olabilir. :) kız evlendirirken aileler mahvoluyor canlarından can kopuyor resmen.
 
Nlyvz'a katılıyorum. Annenizin tavırları damat adayına karşı basite indirgenecek "klasik anne" tepkileri değil. Kesinlikle annenizin karakteriyle alakalı. Çünkü sadece ona karşı değil herkese karşı bir küçümseme hakim tavırlarında, size bile :50:.

Anneniz evet, ama özür dileyerek söylüyorum ki gerçekten çok çok zor bir insan, anlattıklarınıza bakılırsa gözlerinden hırs fışkırıyor. Hayatta en korktuğum insan tiplerinden. Ne kendisi mutlu olur ne de etrafındaki insanları mutlu eder. Siz mutluyum derseniz bile buna inanmaz. Çünkü onun mutluluk anlayışı tamamen "başarı, en iyi olma, en çok kazanma, en yüksek puanı yapma"yla alakalıdır. Belki de kendinizi anlatmalısınız. Ben en iyi olmak istemiyorum ben böyle mutluyum seninle hayata farklı pencerelerden bakıyoruz demelisiniz. Gerçi düşündüm de işe yaramayabilir :50: Bilemiyorum işiniz gerçekten zor. Erkek arkadaşınızla onu olabildiğince uzak tutun, sonuçta sizin gösterdiğiniz sabrı o gösteremeyebilir. Bu durumda ona da çok iş düşüyor sizce onun tavrı ne olur annenize karşı :44:

Yoksa annemi bir yerden tanıyor musunuz? :) Çok hırslı bir kadındır. Çok baskıcı olmasa da ataerkil bir aileden gelmiş. En büyük çocuk, sülalesinde okuyan pek yok ondan önce. Hatta bütün akrabaları fukaralık içinde şimdi, çok şükür teyzelerim ve dayım az ya da çok okuyup bir yerlere gelmişler. Ondaki bu hırs olmasaymış şimdi bu durumda olmazdık ama hırs bir yere kadar iyi bir şey. Aile hayatına yansıtmamak gerekiyor. Gerçekten içten içe mutsuz ve gerçekten mutlu olduğuma inanmıyor. Ben genel olarak pozitif, mutlu olmak için çabalayan biriyim. Bana "Seni hiçbir şey mutlu edemez, mutlu olmasını bilmiyorsun" diyor. Üstelik bunu "Anne bana azıcık şefkat göster, mutlu olayım" dediğim zaman söylüyor (Öpmekten, temas etmekten, sarılmaktan hoşlanmaz pek). Hem annemle hem babamla mükemmeliyetçilik konusunda konuştum. Babam resmen silkelenip kendine geldi, beni kendi halime bıraktı, şimdi ikimiz de mutluyuz. "ALES var baba, stres yaptım" diyorum, "Amaaan boşver, işin gücün var, önemli değil, ne zaman izne geliyorsun onu söyle sen" diyor. :) Dört beş sene kadar önce demezdi böyle bir şey, geliştirdi kendini. Annem ise tam tersi, "Nasıl alacaksın yüksek puan? Alamazsın ki."

Erkek arkadaşım çok olumlu, her şeyin orta yolunu bulmaya çalışan bir insandır. Annemin zor biri olduğunu ve bazı tavırlarının beni üzdüğünü söylüyorum. O da "Zaten aynı şehirde yaşamayacağız muhtemelen, bayramdan bayrama, izinden izine idare ederiz, bir hafta on gün nedir ki, çok takma sen" diyor. İnşallah böyle söylemeye devam eder. :)

Annen asiri tepki vermis canim ama sen yüreğinin sesiyle hareker et..

İşte beklediğim cevaplardan biri de buydu; "aşırı tepki". Bazen ben aşırı tepki veriyormuşum da annem normal tepkiler veriyormuş gibime geliyor. :) Benim hem yüreğime, hem mantığıma yatan bir insan var hayatımda çok şükür, dediğiniz gibi bildiğim yoldan gideceğim günahıyla sevabıyla.

baban anneni aramış, bunun anlamı yuvadan uçacaksın diye etekleri tutuşmuş ikisininde, bence sadece saçmalamış annen... o da korkudan:1:

Umarım sadece korkudandır. :1: Umarım korkuları yatışınca her şey normale döner. Dua edin olur mu? :)

5000 maaş alsa iyi yani. Huyu falan önemli değil. :20:

Aman sormayın, 5000 lira maaşı olsa "Neden 6000 değil?" der. 20 bin alanı bulsam, "Ay Bill Gates neden değil?" der. Gates'i tavlasam "Yaşlı bu be?" demesinden korkuyorum. :) Şaka bir yana, özellikle maddi ölçütlere göre kıyaslama yapınca canım gerçekten çok sıkılıyor. Erkek arkadaşımın ailesinin hem maddi durumu hem eğitim durumları öyle pek ahım şahım değil, benim yanımda neyse de onların yanında bir pot kırarsa diye şimdiden endişelenmeye başladım. :50:
 
beklentileri çok yüksek seni de devamlı bu yüzden ezmiş bence annenin sert eleştirilerinin seni ezmesine izin verme.seçimine inanıyorsan,onun sana verdiği destekle daha huzurlu hayatın olacakbence erkek arkadaşın annenin standartlarında olsaydı annen yine daha yüksek bir çıta koyar yine aynı tavrı gösterirdi, bence sen evlendikten sonra daha mutlu bir hayatın olacak, yorumlarından bunu anlıyorum hayata annen gibi bakmıyorsun
 
kız evi naz evi de olabilir. :) kız evlendirirken aileler mahvoluyor canlarından can kopuyor resmen.

İşin aslı, ne ailem bana çok düşkündür, ne ben onlara. Bu pek çok kadın için anlaşılmaz bir durum, genelde bütün arkadaşlarım ailelerinden kopamaz. 9 sene olacak, onlardan ayrı, tek başıma yaşıyorum; 4 senedir yılda sadece 10 gün görüşebiliyoruz. İki üç günde bir, maksimum 10 dakika telefonda konuşuyoruz. Ailenin canından can kopması olayını lisans eğitimim için Ankara'ya geldiğimde gerçekleşmişse gerçekleşmiştir. :)
 
beklentileri çok yüksek seni de devamlı bu yüzden ezmiş bence annenin sert eleştirilerinin seni ezmesine izin verme.seçimine inanıyorsan,onun sana verdiği destekle daha huzurlu hayatın olacakbence erkek arkadaşın annenin standartlarında olsaydı annen yine daha yüksek bir çıta koyar yine aynı tavrı gösterirdi, bence sen evlendikten sonra daha mutlu bir hayatın olacak, yorumlarından bunu anlıyorum hayata annen gibi bakmıyorsun

Kesinlikle, o çıta hiçbir zaman aşağıya inmeyecekti. Ben sevgilimin arkasındayım! :) Annemin bu negatif, mükemmeliyetçi, eleştirel tavrının hem kendisi hem çevresi için ne kadar zor olduğunu idrak etmeye başladım başlayalı kendimi törpüledim, daha kibar, daha olumlu, daha az beklentili, daha toleranslı bir insan olmaya çalışıyorum. İnşallah dediğiniz gibi daha mutlu bir hayatım olur. :)
 
İşin aslı, ne ailem bana çok düşkündür, ne ben onlara. Bu pek çok kadın için anlaşılmaz bir durum, genelde bütün arkadaşlarım ailelerinden kopamaz. 9 sene olacak, onlardan ayrı, tek başıma yaşıyorum; 4 senedir yılda sadece 10 gün görüşebiliyoruz. İki üç günde bir, maksimum 10 dakika telefonda konuşuyoruz. Ailenin canından can kopması olayını lisans eğitimim için Ankara'ya geldiğimde gerçekleşmişse gerçekleşmiştir. :)

anlıyorum :) demekki huy meselesi. tamam anne olur anne diyip sen bildiğini oku en azından anneyi hoş tut boşver :) zaten uzakmış kırk yılda bir görüştüğünüzde evet anne doğru anne de geçiver :) hatta topçuya popçuya kaççam anne :52: dizini dövcen sende :52: diye geyiğe vur :) sen damat olarak getirdikten sonra bişey diceğini sanmıyorum :) ah anneler :)
 
[Q. Erkek arkadaşımın ailesinin hem maddi durumu hem eğitim durumları öyle pek ahım şahım değil, benim yanımda neyse de onların yanında bir pot kırarsa diye şimdiden endişelenmeye başladım. :50:[/QUOTE]ailesinin kıracağı pota kadar omuzunuza aldığın yük beni gerçekten üzdü.kimsenin hareketinin bedeli ne sana nede sevgiline ait biraz daha kalbin katı olsun bu konuda
 
Son düzenleme:
İşin aslı, ne ailem bana çok düşkündür, ne ben onlara. Bu pek çok kadın için anlaşılmaz bir durum, genelde bütün arkadaşlarım ailelerinden kopamaz. 9 sene olacak, onlardan ayrı, tek başıma yaşıyorum; 4 senedir yılda sadece 10 gün görüşebiliyoruz. İki üç günde bir, maksimum 10 dakika telefonda konuşuyoruz. Ailenin canından can kopması olayını lisans eğitimim için Ankara'ya geldiğimde gerçekleşmişse gerçekleşmiştir. :)
Okumak için gitmek ayrı, evlenip evini bir şehirde kurmak ayrı.
Benim annem profesör değil, hatta okuma yazması olmayan ama bilgili biri. Kız kardeşim de sizinle aynı durumda şuan. Çocuğun peşine gitmek istiyor, doğuda bir şehre, buraya yani bizim yaşadığımız şehre gelmek istemiyorlar. Annem elbetteki sevdiğine vermek istiyor ama ailece kaygılarımız var. Hiçbir şeyimn garantisi yok ama başına gelmeden insan kestiremiyoor Yalnız daha az sorunlu bir evlilik için ailelerin de maddi olarak da, etnik olarak da, kültürel olarak da denk olması gerek. Bugün kızkardeşime çok ağır konuştum. Bu kadar da ucuz olma bacım diye. Kız kısmının biraz ağır olması lazım. Tabi bu benim düşüncem. Erkek hiçbir fedakarlık yapmazken, şimdiden neden bu kadar bir kız fedakarlık yapmaya kalkar ki. Burada çok ağlayan sızlananı gördük. Ben şunu ettim de bunu ettim , kocam sevgilim bana bunları yapıyor diye. Ee sen aileni hç dinlemedin ki, sonra aileye değil sanal ortamda yabancılara dert anlatılıyor ben sana demiştim lafını duymamak için.
 
[Q. Erkek arkadaşımın ailesinin hem maddi durumu hem eğitim durumları öyle pek ahım şahım değil, benim yanımda neyse de onların yanında bir pot kırarsa diye şimdiden endişelenmeye başladım. :50:
ailesinin kıracağı pota kadar omuzunuza aldığın yük beni gerçekten üzdü.kimsenin hareketinin bedeli ne sana nede sevgiline ait biraz daha kalbin katı olsun bu konuda

Kalbi çok katı olabilen bir insan değilim ama dediğiniz doğru, dik başlı durmak lazım.

Okumak için gitmek ayrı, evlenip evini bir şehirde kurmak ayrı.
Benim annem profesör değil, hatta okuma yazması olmayan ama bilgili biri. Kız kardeşim de sizinle aynı durumda şuan. Çocuğun peşine gitmek istiyor, doğuda bir şehre, buraya yani bizim yaşadığımız şehre gelmek istemiyorlar. Annem elbetteki sevdiğine vermek istiyor ama ailece kaygılarımız var. Hiçbir şeyimn garantisi yok ama başına gelmeden insan kestiremiyoor Yalnız daha az sorunlu bir evlilik için ailelerin de maddi olarak da, etnik olarak da, kültürel olarak da denk olması gerek. Bugün kızkardeşime çok ağır konuştum. Bu kadar da ucuz olma bacım diye. Kız kısmının biraz ağır olması lazım. Tabi bu benim düşüncem. Erkek hiçbir fedakarlık yapmazken, şimdiden neden bu kadar bir kız fedakarlık yapmaya kalkar ki. Burada çok ağlayan sızlananı gördük. Ben şunu ettim de bunu ettim , kocam sevgilim bana bunları yapıyor diye. Ee sen aileni hç dinlemedin ki, sonra aileye değil sanal ortamda yabancılara dert anlatılıyor ben sana demiştim lafını duymamak için.

Bunları benim konuma cevap olarak yazdığınız, bana hitap ettiğiniz için durumumuzu benzettiğiniz ve aynı çıkarımları benim için de yaptığınız kanaatine kapıldım. Buna göre cevap veriyorum.

Şu durumda, sizin annenizin okuma yazma bilmediğine göre, karşı tarafın ailesinin de "Ama aileler denk olsun" deyip, sizi reddetme hakkı mı doğuyor? Evli iseniz, eşiniz okuma yazma bilemeyen annenizi ezme, hor görme, istememe durumu var mı? "Ama benim annem çok bilgili" diyerek sıyrılmaya çalışmayın, denk olmaları gerektiğini siz söylediniz. Annem kadın hakları konusunda çalışıyor demiştim, geçen ay yayınladığı bir bildirisinde TÜİK 2012 verilerine göre okuma yazma bilmeyen kadın oranının %7 olduğunu yazmış, bu durumda siz de bu %7'lik, hadi bilemediniz %10'luk kesimden mi kendinize eş arayacaksınız? Annem, babam, hatta amcalarım, hatta eniştelerim akademisyen, ben taş çatlasa %5'lik bir dilimdeyim, bir küçük Karadeniz ilinde çalışıyorum, bu durumda benim kendime denk bir aile bulma ihtimalim nedir? Kesin ve rakamsal olarak konuşuyorum bakın. Babamın annesi de, rahmetli babası da okuma yazma bilmiyormuş. Annemin annesi, o yıllara rağmen liseye kadar okumuş, babası ise askermiş, hem de öyle düşük rütbeli de değil, yüzbaşı. Bu durumda ikisinin hiç evlenmemeleri mi gerekirdi? Anneannemin, babaanneme burun kıvırması sizce normal yani? Halbuki anneannem, kendisinden yaşça epey büyük olan babaannemi arar, "Ayşe abla ne yaptın" diye sorar, sık sık selam gönderir. Kusura bakmayın ama bu durum bence biraz alçak gönüllü olmakla, geldiğimiz yeri unutmamakla alakalı. Hiçbirimiz 5 nesildir kentte yetişmiş soylu Osmanlı aileleri değiliz, benimkiler 3 kuşaktır kentli mesela, o da annemden kaynaklı, babam kentte temelli göçmüş ilk nesil. Annemde de bu Beyaz Türk tavrı çokca mevcut.

Konuya fedakarlık açısından yaklaşacak olursam, erkek arkadaşımın çalıştığı taşeron firma değişti ve eski firması orada sadece 2 hafta çalışmış olmasına rağmen 1500 lira maaş farkıyla ve daha yüksek bir pozisyonda bir ilçeye geçmeyi teklif etti. Benim onun bulunduğu şehre gelme ihtimalim olduğu için, o merkezde kaldı. Bu maddi ve manevi olarak az bir fark mı? Fedakarlığı ya da ucuzluğu kime göre, neye göre ölçüyorsunuz? Bunun sayısal değeri, ölçütü, normu nedir? Belki 20, belki 30, belki 90 yaşındasınız ama kardeşiniz de olsa kimseye "UCUZ" demeye hakkınız olmadığını öğrenmeye ihtiyacınız var sanırım.
 
Son düzenleme:
Kalbi çok katı olabilen bir insan değilim ama dediğiniz doğru, dik başlı durmak lazım.



Bunları benim konuma cevap olarak yazdığınız, bana hitap ettiğiniz için durumumuzu benzettiğiniz ve aynı çıkarımları benim için de yaptığınız kanaatine kapıldım. Buna göre cevap veriyorum.

Şu durumda, sizin annenizin okuma yazma bilmediğine göre, karşı tarafın ailesinin de "Ama aileler denk olsun" deyip, sizi reddetme hakkı mı doğuyor? Evli iseniz, eşiniz okuma yazma bilemeyen annenizi ezme, hor görme, istememe durumu var mı? "Ama benim annem çok bilgili" diyerek sıyrılmaya çalışmayın, denk olmaları gerektiğini siz söylediniz. Annem kadın hakları konusunda çalışıyor demiştim, geçen ay yayınladığı bir bildirisinde TÜİK 2012 verilerine göre okuma yazma bilmeyen kadın oranının %7 olduğunu yazmış, bu durumda siz de bu %7'lik, hadi bilemediniz %10'luk kesimden mi kendinize eş arayacaksınız? Annem, babam, hatta amcalarım, hatta eniştelerim akademisyen, ben taş çatlasa %5'lik bir dilimdeyim, bir küçük Karadeniz ilinde çalışıyorum, bu durumda benim kendime denk bir aile bulma ihtimalim nedir? Kesin ve rakamsal olarak konuşuyorum bakın. Babamın annesi de, rahmetli babası da okuma yazma bilmiyormuş. Annemin annesi, o yıllara rağmen liseye kadar okumuş, babası ise askermiş, hem de öyle düşük rütbeli de değil, yüzbaşı. Bu durumda ikisinin hiç evlenmemeleri mi gerekirdi? Anneannemin, babaanneme burun kıvırması sizce normal yani? Halbuki anneannem, kendisinden yaşça epey büyük olan babaannemi arar, "Ayşe abla ne yaptın" diye sorar, sık sık selam gönderir. Kusura bakmayın ama bu durum bence biraz alçak gönüllü olmakla, geldiğimiz yeri unutmamakla alakalı. Hiçbirimiz 5 nesildir kentte yetişmiş soylu Osmanlı aileleri değiliz, benimkiler 3 kuşaktır kentli mesela, o da annemden kaynaklı, babam kentte temelli göçmüş ilk nesil. Annemde de bu Beyaz Türk tavrı çokca mevcut.

Konuya fedakarlık açısından yaklaşacak olursam, erkek arkadaşımın çalıştığı taşeron firma değişti ve eski firması orada sadece 2 hafta çalışmış olmasına rağmen 1500 lira maaş farkıyla ve daha yüksek bir pozisyonda bir ilçeye geçmeyi teklif etti. Benim onun bulunduğu şehre gelme ihtimalim olduğu için, o merkezde kaldı. Bu maddi ve manevi olarak az bir fark mı? Fedakarlığı ya da ucuzluğu kime göre, neye göre ölçüyorsunuz? Bunun sayısal değeri, ölçütü, normu nedir? Belki 20, belki 30, belki 90 yaşındasınız ama kardeşiniz de olsa kimseye "UCUZ" demeye hakkınız olmadığını öğrenmeye ihtiyacınız var sanırım.
Estağfirullah. Ben kardeşime dedim.
Herşey para değil. (Kusura bakmayın da erkek arkadaşınız kaz gelecek yerden tavuğu esirmgemiyor dediğiniz fedakarlık için. )
Onun annesi de okumamış. O açıdan sorun yok.Gelen okumamış diğer gelinleri, okumak önemli değil demişler, öğretmen olan kızkardeşim için. Eee öğretmen olmasa talip olacaklar mıydı acaba? Okumak da cahillliği almaz ayrıca. Bilmem ne kadar elti, bilmem ne kadar görümcenin olduğu bir şehre gelin gitmeye kalkıyor kardeşim. Daha beninm söylediğim lafı kaldıramıyor (sizin annenizkileri kaldıramadığınız gibi) kocasının, kaynanaısnın kileri nasıl kabullenecek acaba en ufak bir taştışmada? Kız evinin şartları, istekleri evleniceye kadardır. Evlendikten sonra erkek bildiğini okur. en ufak bir taştışma da, "bak ben aile rağmen, memlketime rağmen senin peşine geldim" diyecek kardeşim, eşi ne diyecek "gelmeseydin, sen istedin " diyecek.
Nefsimden aladır belki, belki de çok mutlu eder kardeşimi, yine de kız kardeşimin değerden düşmemesi için, ailesine yakın olmalı. Bir insanla aynı çatı altında yaşamadan bilemezsiniz. Kötüsü olursa benim erkek kardeşlerimin mi başı belaya girsin, Allah esirgesin. Doğunun en ucra köşesine, çocuk her an vaz geçecek korkusuyla hiç bir talep etmeden gitmesi, mantığıma yatmıyor. Aşkın gözü kör ama evlenince çok güzel açılıyor o gözler.
Evet sizin de erkek arkadaşınızın dediği gibi, o anasıının dibinde kardeşlerinin yanında mutlu mesut yaşarken, biz kardeşimizi sadece bayramda seyranda göreceğiz. Doğumu olduğunda yanında olamayacağız. Hastalandığında bir tas çorba sunamayacağız. Ne için Allah aşkına. Yani çocuğun neyine vurulmuş bu kadar, çocuk kendisi için ne fedakarlık yapacak, hiç birine cevap veremiyor.
 
50 yaşlarında bir kadının kişiliği karakteri oturmuştur ve siz ne yaparsanız yapın değiştiremezsiniz o zaman yapmanız gereken şey şikayet değil ya onu öyle kabul edeceksiniz ya da sevgiliniz ve ailesi ile yaşantınıza mutlu-mesut, huzurlu bir şekilde devam edeceksiniz! (yazıp burada noktalayacaktım konu hakkında ki düşüncelerimi ama devamını getirmeden de duramayacağım :)
Anneniz hakkında sayfalar dolusu cümleler kurmuşsunuz, hakkında ki olumlu cümleniz ikiyi geçmiyor. Öyle analizlerde bulunmuşsunuz ki sanki devlet meselesi ciddiyetine bürünmüş olay. Yüzdelik dilimler, oran orantılar bundan 50-60 yıl belki de çok daha önce ki sosyal yaşamlar her şey konuya dahil olmuş... Oysa konu çok basit yahu; olağan anne- kız ilişkisi... Çözümü de bir o kadar basit o sizi anlamıyorsa siz onu anlayacaksınız, hiç olmadı nabza göre şerbet vereceksiniz, o zaman sorun kendiliğinden ortadan kalkar.
Sevgilinize ve onun ailesine olan hassasiyetinizi kendi annenize karşı nedense hiç hissedemedim. Bu konuyu yazan benim kızım olsaydı kahrımdan ölürdüm herhalde.
 
Okumak için gitmek ayrı, evlenip evini bir şehirde kurmak ayrı.
Benim annem profesör değil, hatta okuma yazması olmayan ama bilgili biri. Kız kardeşim de sizinle aynı durumda şuan. Çocuğun peşine gitmek istiyor, doğuda bir şehre, buraya yani bizim yaşadığımız şehre gelmek istemiyorlar. Annem elbetteki sevdiğine vermek istiyor ama ailece kaygılarımız var. Hiçbir şeyimn garantisi yok ama başına gelmeden insan kestiremiyoor Yalnız daha az sorunlu bir evlilik için ailelerin de maddi olarak da, etnik olarak da, kültürel olarak da denk olması gerek. Bugün kızkardeşime çok ağır konuştum. Bu kadar da ucuz olma bacım diye. Kız kısmının biraz ağır olması lazım. Tabi bu benim düşüncem. Erkek hiçbir fedakarlık yapmazken, şimdiden neden bu kadar bir kız fedakarlık yapmaya kalkar ki. Burada çok ağlayan sızlananı gördük. Ben şunu ettim de bunu ettim , kocam sevgilim bana bunları yapıyor diye. Ee sen aileni hç dinlemedin ki, sonra aileye değil sanal ortamda yabancılara dert anlatılıyor ben sana demiştim lafını duymamak için.



Okuma yazma bilmeyen ama bilgili biri? Mp3 vasıtasıylamı aldı acaba bilgileri ya da beyin yüklemesi falanmı yaptırdı ? :)))
 
Yoksa annemi bir yerden tanıyor musunuz? :) Çok hırslı bir kadındır. Çok baskıcı olmasa da ataerkil bir aileden gelmiş. En büyük çocuk, sülalesinde okuyan pek yok ondan önce. Hatta bütün akrabaları fukaralık içinde şimdi, çok şükür teyzelerim ve dayım az ya da çok okuyup bir yerlere gelmişler. Ondaki bu hırs olmasaymış şimdi bu durumda olmazdık ama hırs bir yere kadar iyi bir şey. Aile hayatına yansıtmamak gerekiyor. Gerçekten içten içe mutsuz ve gerçekten mutlu olduğuma inanmıyor. Ben genel olarak pozitif, mutlu olmak için çabalayan biriyim. Bana "Seni hiçbir şey mutlu edemez, mutlu olmasını bilmiyorsun" diyor. Üstelik bunu "Anne bana azıcık şefkat göster, mutlu olayım" dediğim zaman söylüyor (Öpmekten, temas etmekten, sarılmaktan hoşlanmaz pek). Hem annemle hem babamla mükemmeliyetçilik konusunda konuştum. Babam resmen silkelenip kendine geldi, beni kendi halime bıraktı, şimdi ikimiz de mutluyuz. "ALES var baba, stres yaptım" diyorum, "Amaaan boşver, işin gücün var, önemli değil, ne zaman izne geliyorsun onu söyle sen" diyor. :) Dört beş sene kadar önce demezdi böyle bir şey, geliştirdi kendini. Annem ise tam tersi, "Nasıl alacaksın yüksek puan? Alamazsın ki."

Erkek arkadaşım çok olumlu, her şeyin orta yolunu bulmaya çalışan bir insandır. Annemin zor biri olduğunu ve bazı tavırlarının beni üzdüğünü söylüyorum. O da "Zaten aynı şehirde yaşamayacağız muhtemelen, bayramdan bayrama, izinden izine idare ederiz, bir hafta on gün nedir ki, çok takma sen" diyor. İnşallah böyle söylemeye devam eder. :)

Dedeniz askerdi değil mi? Acaba annenizin bu hırsı ondan mı kaynaklanıyor diye düşündüm bir an. Çünkü Beyaz Türk kavramıyla ilgili de takıntıları varmış sanırım annenizin? (Takıntı mı artık belki de doğru kelimeyi seçemedim). Acaba dedenizin hayal ettiği evlat olamamış mı ya da ondan takdir görememiş mi? Bunu düşündüm bir an :44:
 
Menopozdan önce de böyleydi ama haklısınız, menopoz bitince iyice böyle oldu (Dilim "tuhaflaştı" demek istiyor ama anne sonuçta, diyemiyorum). Beni rakibesi gibi görüyor her anlamda. 50 yaşında olmasına rağmen çok genç gösterir, ben de sürekli söylerim bunu ama içten içe cidden yaşlandığını düşünüyor olabilir.



Keşke sadece beni ona layık görmüyor olsa; azıcık pohpohlasa "Kızım sen daha iyilerine layıksın, güzelsin, başarılısın, akıllısın" falan diye. Çok mutlu olurdum. :) Annem kimseyi kimseye layık görmüyor. Genel olarak bir küçümseme, bir eleştirme, bir aşağılama sorunu var msalesef.



Annem de babam da akademisyen, profesörler. Ben de taşra üniversitesindeyim, onlar da. Ama annem nedense benim üniversitemi beğenmez, kendi kurumuna da laf söyletmez. Saygın, kadın hakları konusunda çalışan, bu konuyla ilgili yerel de olsa TV'lere çıkan, ulusal gazetelerde yazıları basılan bir kadın annem. Keza babam da böyledir. Biraz burnu Kaf dağında bir kadın maalesef. Kendisinden daha iyi yerlerde olan, akademik anlamda daha çok yayını, daha çok kitabı olan, hatta aktif siyasete girip milletvekili ya da bakan olmuş pek çok arkadaşı var. Birkaç kez "Sen bana böyle böyle diyorsun ama bak X senden daha iyi" deme gafletinde bulundum. Sonucu ne siz sorun, ne ben söyleyeyim. :53:



Ben de bir uzmana danışması gerektiğini düşünüyorum, zaman zaman kendisine de söyledim ama modern psikiyatri bilimine inanmıyor. Zamanında ben de depresyon için ilaç tedavisi gördüm, tepkisini az çok kestirdiğim için ilaçlarımı gizli saklı aldım izinlerimde. En sonunda durumu fark edince "Dikkat çekmeye mi çalışıyorsun? Kardeşini mi kısandın?" dedi. :52: Ona kızıyorum, sonra da üzülüyorum onun adına, hayat böyle negatif, kuşkucu, kıyaslayıcı yaşanır mı? İçten içe mutsuz olduğunu düşünüyorum hep. İçten mutsuz olunca da karşısındakine çemkiriyor. Keşke, keşke, keşke bir uzmana gitse, keşke denese, keşke mutlu olsa, keşke bizi de mutlu etse...



Haklısınız, restleşme bir işe yaramıyor. Mutluluğunuz daim olur inşallah, darısı da benim başıma. :)

Canim heralde annen gozu fazla yukseklerde. Mukemmeliyetci biri. Kendi seylerini herkezden herseyden iyi olmasini ister. Var oyle kadinlar.
 
Menopozdan önce de böyleydi ama haklısınız, menopoz bitince iyice böyle oldu (Dilim "tuhaflaştı" demek istiyor ama anne sonuçta, diyemiyorum). Beni rakibesi gibi görüyor her anlamda. 50 yaşında olmasına rağmen çok genç gösterir, ben de sürekli söylerim bunu ama içten içe cidden yaşlandığını düşünüyor olabilir.



Keşke sadece beni ona layık görmüyor olsa; azıcık pohpohlasa "Kızım sen daha iyilerine layıksın, güzelsin, başarılısın, akıllısın" falan diye. Çok mutlu olurdum. :) Annem kimseyi kimseye layık görmüyor. Genel olarak bir küçümseme, bir eleştirme, bir aşağılama sorunu var msalesef.



Annem de babam da akademisyen, profesörler. Ben de taşra üniversitesindeyim, onlar da. Ama annem nedense benim üniversitemi beğenmez, kendi kurumuna da laf söyletmez. Saygın, kadın hakları konusunda çalışan, bu konuyla ilgili yerel de olsa TV'lere çıkan, ulusal gazetelerde yazıları basılan bir kadın annem. Keza babam da böyledir. Biraz burnu Kaf dağında bir kadın maalesef. Kendisinden daha iyi yerlerde olan, akademik anlamda daha çok yayını, daha çok kitabı olan, hatta aktif siyasete girip milletvekili ya da bakan olmuş pek çok arkadaşı var. Birkaç kez "Sen bana böyle böyle diyorsun ama bak X senden daha iyi" deme gafletinde bulundum. Sonucu ne siz sorun, ne ben söyleyeyim. :53:



Ben de bir uzmana danışması gerektiğini düşünüyorum, zaman zaman kendisine de söyledim ama modern psikiyatri bilimine inanmıyor. Zamanında ben de depresyon için ilaç tedavisi gördüm, tepkisini az çok kestirdiğim için ilaçlarımı gizli saklı aldım izinlerimde. En sonunda durumu fark edince "Dikkat çekmeye mi çalışıyorsun? Kardeşini mi kısandın?" dedi. :52: Ona kızıyorum, sonra da üzülüyorum onun adına, hayat böyle negatif, kuşkucu, kıyaslayıcı yaşanır mı? İçten içe mutsuz olduğunu düşünüyorum hep. İçten mutsuz olunca da karşısındakine çemkiriyor. Keşke, keşke, keşke bir uzmana gitse, keşke denese, keşke mutlu olsa, keşke bizi de mutlu etse...



Haklısınız, restleşme bir işe yaramıyor. Mutluluğunuz daim olur inşallah, darısı da benim başıma. :)

canım vallahi ne d,yeyim allah yardımcın olsun demekten başka birşey gelmiyor aklıma
 
Okuma yazma bilmeyen ama bilgili biri? Mp3 vasıtasıylamı aldı acaba bilgileri ya da beyin yüklemesi falanmı yaptırdı ? :)))

arkadaşım bu cevabı ben çok yanlış buldum okuma yazma bilmeyen eşittir beyinsiz mi oluyor yada her üniversite bitiren kişi gerçekten çok muhteşem insanlar mı oluyor
bilgi = kültür
kitaplarca bilgiler yutunca eğitimli insan mı oluyor yanlış anlaşılmasın kendim bir üniversite mezunuyum annem de eğitim entitüsü mezunu babam ise aynı şekilde bende ana sınıfından üniversiteye herkesin özellikle kızların okuması taraftarıyım ama ne bileyim ya biz çok farklı kavramlardan bahsediyorsunuz okuma yazma bilmeyen duyduklarını anlamaya çalışan biri olamaz mı
 
Son düzenleme:
QUOTE=Sevila34;35206342]Okuma yazma bilmeyen ama bilgili biri? Mp3 vasıtasıylamı aldı acaba bilgileri ya da beyin yüklemesi falanmı yaptırdı ? :)))[/QUOTE]
Beyin yüklemesi direkt Hak tarafından yapılıp tescilenmiştir. Annem bizi okuturken, bilgi yüklemesi yaşadı.


Rahmetli anneannem ilkokul mezunu ama cahil bir kadındı neden biliyor msuun, onun zamanında ilkokulu biteren basit bir sınavla memur olurken, 9 tane evladından 3'ünü zor bela ilkokula yollamış, hiç biri meslek sahibi yapamamış kızlarını iyi yerlere gelin verememiş. Annem ve teyzemin birini hiç okula göndermemiş, annem 70 yaşında ve halen acısını çeker okula gitmemenin. Annem evlenip iki çocukla baba evine döndüğünde gece kursuna gittiğinde destek olmamış, onada müsade etmemiş. Bütün evlatları farklı şehirlerde yaşamlarını kurmuşlar, analarından uzakta.

Annemse 7 evladını okutmuş biri, hem de ev hanımı olarak. Ailede 2 öğretmen, bir mühendis, 2 sağlıkcı, bir esnaf var. Okula gitmekk istemeyen ama yıllar sonra evlendikten sonra jetonu düşen ablamı da lise mezunu yapan, eniştemin tüm kıskançlığına rağmen kurslara yollayıp, iki çocuğuna bakan da,zanaat sahibi yapan da annemdir.
Ahhh bir de annem profesör olsa var ya, yada maddi imkanı olsaydı bizi yetiştirrken, neler yapmaz, bize daha neler öğretmezdi.


arkadaşım bu cevabı ben çok yanlış buldum okuma yazma bilmeyen eşittir beyinsiz mi oluyor yada her üniversite bitiren kişi gerçekten çok muhteşem insanlar mı oluyor
bilgi = kültür
kitaplarca bilgiler yutunca eğitimli insan mı oluyor yanlış anlaşılmasın kendim bir üniversite mezunuyum annem de eğitim entitüsü mezunu babam ise aynı şekilde bende ana sınıfından üniversiteye herkesin özellikle kızların okuması taraftarıyım ama ne bileyim ya biz çok farklı kavramlardan bahsediyorsunuz okuma yazma bilmeyen duyduklarını anlamaya çalışan biri olamaz mı

Teşekkür ederim cevabınız için. Annem gayette kültürlü, bilgili, oturmasını kalkmasını bilen, daha ilk konuşmasında farklı diyarlardan olduğu anlaşılan, hatta diğer dünürleri tarafından İstanbullu (sosyetik demek istiyorlar herhalde) dünür denilen biridir:1:

Evde el işi yapıp, çocuklarının birbirini desteklemesini sağlayarak maddi sıkıntılarını çözen bir kadındır. Babamın tarafında tek okuyan kızlar bizleriz. Babama kalsa 16 yaşında evlenir, evden uzaklaşmış olurduk. Bu eşsiz kadın ev hanımı olmasına bakmadan evlatları büyüyünce, kocaya resti çekip, çocuklarını okutmak için kendini evlatlarına adayan bir kadındır.
Hiç unutmuyorum teyzemin eşi "biz bütün şatafat ve saltanata rağmen 3 çocuğu zor okutabilirken, baldızım (annem ) tüm yoksulluk ve sefaletine rağmen, kendi okuma yazma bilmiyorken 7 çocuk okutup büyüten kadındır, çok takdir ediyorum " demişti.

Ama gel gör ki, en son numara arıza çıkartıyor. Allah'tan hayırlısı.
 
Back