Anne olmak fedakarlık gerektirir hatta bazen hiç olmayı da gerektirir.

Ne diyeceğimi bilemedim. Yazdım. Sonra olmadı sildim. Karar veremedim.

Çok üzüldüm. Bir çözüm olsaydı arkadaşlar zaten tavsiye ederdi. Gerçekten çaresizliğini burdan hissettim..

Eşinizle kötü gittiğini biliyordum ama düzeleceginden o kadar emindim ki. Açıkçası üzerinde durmaya lüzum görmedim. Ama komşuların daha şahit olması ümidimi yok etti.

Evlat hatrına insan neye katlanmaz neye tahammül edemez ki.. hiçbir şeye. Anne değilim ama bir annenin evladıyım. Gözüm görüyor. Anlayabiliyorum ne kadar kıymetli olduğumu.

Allah yardımcınız olsun. Hangi şehirde olduğunuzu bilseydik burdan size iyidostlar çıkardı.

En azından manevi bir destek olurdu. Size bizim yerimize kocaman sarılırdı..

Çok teşekkür ederim. Evet ilk kez halimize başkaları şahit oldu ki beni mahvetti bu olan. Keşke olmasaydı...

Birkaç arkadaş daha benzer tekliflerde bulunmuş biliyorum iyi niyetle söyleniyor ve çok mutlu oluyorum bu iyiliğe ama burası benim kendimi anlattığım, çıplak kaldığım tek yer. Buradaki insanlar gerçek beni görür ve tanırsa eskisi gibi rahat yazamam. O yüzden böyle kalsın istiyorum.
 
İdrakcim hemen hemen her konunu okudum .Çok mantıklı çok akıllı bir insansın.
Tek kusurun tabiri caizse kusur kelimesini kullanıyorum ,geçmişi yaşadıklarını bir çuvala koymuş sürekli sırtında taşıyorsun.
Yapma arkadaşım !
32 yaşında ne anası ne babasi ne akrabası olan bir insanım .
Sadece eşim ve çocuklarım var.Bu yaşa kadar yaşadıklarımı yazsam yeminle kaç cilt roman çıkar..
At o cuvali sirtindan arkadaşım seni cokeltikce cokeltiyor ..
Senin kendini tedavi etmen gerekiyor önce ..
Yoksa yeni karşılaştığın zorluklar eklenince iyice cokuyorsun..
Şimdiye ana odaklan ..
Çocuğunun öyle çok büyük bir derdi yok hamd olsun.
Çaresi var çok şükür ..
Sen kendinide evladını da iyilestirebilecek guctesin buna ben inanıyorum..
Eşin ile kaldigin içinde hiç öyle kendini gurursuz gorme ..
Tedaviye odaklan biraz akışına bırak hayatını..
Allah yar ve yardımcın olsun hayatının geri kalani yaşadıklarından kat be kat güzel olsun inşallah arkadaşım dualarimdasin.

Çok haklısınız. Tüm bu yaşadıklarımda temel sorun bu aslında. Akışına bırakmamak hep geçmişi sırtında taşımak. Bir salsam, belki her şey farklı olacak. Çok teşekkür ederim yorumunuz için.
 
Valla ben ayni sehirde olsam atlar giderdim sabah kahvesine , hep oyle bir hayale daliyorum idrak'in konularini okurken , milayla idrak'in oglan evin altini ustune getirirken biz oturmusuz mutfakta kahve icip sohbet ediyoruz

O kahve içilmez. Yani en azından sıcak içilmez. Benim sıpa dökmezse soğuk belki içilebilir :))
 
Sigara için zyban ilacını kullanabilirsin
Ayrılman mantıklı değil ailenle daha çok bunalırsın
Eşinle bir süre sadece ebeveynlik ve ev arkadaşlığı yapın olmaz mı?
Buna bir süreç olarak bakmayı dene, her zaman aynı şiddette acılı olmayacak giderek iyileşeceksiniz oğlun da sen de.
İşin çok çok zor ama sen iyi olmazsan oğlun da olmaz. Madem aile apartmanındasın avantaja çevir oğlun dışındaki tüm konularda destek al, enerjini ev vs işler yemesin. hatta eşin gidip annesinde yatsın kalksın yani üstündeki sorumluluğu azalt.
 
Burda millete çocuk için evlilik mi sürdürülür. Boşanamıyorsan bahane üretme.. Demeye benzemiyormuş dimi.. Eğer yaşadığınız şey şiddetse...duruşunuz itibariyle evi terk etmeniz lazımdı... Sizin gibi kendini iyi ifade edemeyen aynı şeyi yaşayanlar çocuk bahane sen kocanı bırakamıyorsun söylemlerine maruz kalıyor, hatta belki bunu söyleyenlerden biri belki de sizdiniz...Dedipğm gibi yaşadığınız şey şiddetse gitmek gerekirdi.. Değilse diğer sebepler hallolur.

Çok önyargılı bir mesaj olmuş :) ben burada kimseye boşan demedim. "maddi gücüm var ailem destek oluyor on kere aldatıldım ama kocamı çok seviyorum" diyenler hariç. Onlara dedim. Hatta kendinize az biraz saygınız olsun da dedim. Sebep çaresizlik ve mecburiyet ise kimseye boşan çekme demem çünkü hayat o kadar da toz pembe değil. Sebep her türlü pisliği yapan kocaya, imkanlara rağmen sevdiği için katlanmak ise derim. Gurursuz da derim, boşan da derim. Zira sevgi biter iyileşirsin ancak kendine olan saygın bitince iyileşemiyorsun.

Yazmak istemedim utandım evet şiddet var. El kaldırıp vurmak şeklinde değil. İtme, sıkma, çok komik ama mesela saç çekme. Evet evet saç çekme. Elim armut toplamadığı için bilmukabele karşılık verdim ben de. Hatta ben vurdum da. Yüzüne vurmadım ama. Artık neresi denk gelirse. Şiddet var görüldüğü üzere.
 
Siz bir tartışmaya evden gidecek biri değilsiniz. Aklıma kötü şeyler geliyor, ama sormak istemiyorum. Daha fazla üzülmeyin.
Şuan uyumam lazım ama sizi düşünmekten uyuyamıyorum. Çok dokundu bana.
Sizin için dua ediyorum. İnşAllah çocuğunuz iyileşir ve hayatınızda herşey yolunda gider.
Çocukluk hayalim psikolog olmaktı. Gülmeyin ama keşke olsaydım. Her türlü yanınızda olurdum o zaman.
Ben bu günleri de atlatacağınıza inanıyorum. Allah yardımcınız olsun.

Ben bir tartışmaya evden gidecek biriydim. Bu evliliğe yaptığım en büyük kötülük de bu oldu zamanında. Burnu dik, her tartışmada ayrılmayı dillendiren biriydim. Sonra bu yönümü yok ettim ama geç kalmıştım.

Aklınıza gelen muhtemelen şiddet. Evet bu oldu karşılıklı bir şekilde. Bir de şiddetten daha çok canımı yakan bir cümle. Hem de annesinin yanında. En çirkef en rezil haliyle bir cümle.
 
Allah yardımcınız olsun. Çocuk zaten kendi başına zor bir vaka iken eşiniz bu duruma tüy dikmiş resmen. İki çocukla baş ediyorsunuz. İnsanlık kadına çok yükleniyor. Evi için, çocuğu için hep cabalamasi, fedakarlık göstermesi gereken kadın. Eril kişi kavgasını etsin, elaleme rezil rüsva etsin sonra
g.tünü dönüp yatsın. Tasası kadına düşsün. Aman sen annesin alttan al. Çocuğunu düşün. Erkektir anlamaz. İşlerine geldiği zaman çakal çakal gezmesini bilirler de yuvayı koruyamazlar. Doğada bile öyle ya. Dişi boş yere çiftlesip erkeğe tepigi basmıyor. Hele dişi peygamber devesine hastayım direkt kelleyi koparıp atıyor temiz iş.
Yani size ne tavsiye verebiliriz bilmiyorum. Dolmuş tasmissiniz. Zor süreçlerden geçiyorsunuz ve bunu tam olarak anlayabilmemiz imkansız. Esiniz yokmuş gibi davranın bırakın kendi hiçliğinde yuvarlansin desem ki ben çırpınırken karşımda biri gamsız gamsız otursa ümüğünü sıkasım gelir. Ama çok seçeneğiniz yok gibi.
 
@Pnomatik biraz ağır olmamış mı eleştiri ? Bu arkadaş belki demedi bile bu lafları ...zaten yaşadığı durumun üzüntüsü , çocuğuyla ilgili endişesi varken uzmeyelim boş yere ...
Sana hak veriyorum elbet birisi dert yandığı zaman ayy benim kocişim hiç öyle yapmaz ayaklarıni yıkar,ağzımın içine bakar ,hemen bosan diye s.dik yaristiran tipleri bende sevmiyorum uyuz da oluyorum ama sanki bu üye o "Cicişler" den değil :)
 
Boşanmak istiyorum ama bu evliliğe mecburum temalı kaçıncı konun. Eleştirmek için söylemiyorum istersen bin kere daha aç banane tabi. Acaba bu konuyu bi süre aklından çıkarsan mı artık? Madem boşanman mümkün değil sürekli bunun kararsızlığının ağırlığında yaşamasan mı?

Öncelikle şunu söyleyeyim seninle çok benzer şeyler yaşıyoruz. Bazen konularını okurken ben açsam bu kadar olur diyorum. :) o yüzden konularını sonuna kadar okurum hep. Okurken de hep aynı şeyleri hissediyorum seninle. çocuk durumları eşle ilişki olsun çok benzer hikayelerimiz seni çok iyi anlıyorum. Seni en çok oğlunla yaşadığın sorunların yıprattığını düşünüyorum. Evliliğinin b.ka batmasının en önemli sebebi de bu.

Ben senin eşinin anlattığın kadarıyla çok tahammül edilemeyecek biri olduğunu düşünmüyorum. Çoğu kadının idare edebileceği. Sen de benim gibi zor birisin bence. Zor mutlu olan, tahammülü az. Yanılıyor muyum? Çocuğunun durumu, yetersizlik hisleri, mutsuzluk... acaba faturayı hep eşine mi çıkarıyorsun sen de? Yanılıyor da olabilirim tabi açtığın konulardan böyle çıkarım yaptım.
 
Böyle bir patlamayı bekliyordum,
çok şaşırmadım.
Yaşananlar üzücü olmakla birlikte,eşinle aranızdaki gerilimi boşaltmış oldunuz.
Bundan sonra ya düzelirsiniz,ya hepten kopar bu evlilik,bunu da zaman gösterecek.
Ben eğer sen psikolojik destek alıp kendini toparlayabilirsen,evliliğinin de zaman içinde düzelebileceğini düşünüyorum.
Bunu belirleyecek olan sensin.

Eşinle aynı evde kalmaya devam etmeyi,
ben şu aşamada gurursuzluk olarak görmüyorum.
Neden dersen, adam seni dövüp,
ezmemiş ki, karşılıklı aşmışsınız sınırları.
Ayrıca çocuğumun sürdürmek zorunda olduğum bir tedavisi olsaydı,ben de gurur yapmaz tersine pragmatik davranırdım.
Maddi çıkarlarımı gözetirdim.
Bu ne ayıp,ne yanlış.
Bırak artık güçlü ve gururlu kadın takıntısını.

Psikolog ve teşhisle ilgili eleştiri veya kaygılara gelince,hiçbirine katılmıyorum.
Karşı gelme bozukluğu sıklıkla DEHB'e eşlik eden bir durumdur.
Kesin teşhis için 7 yaş civarı beklenir.
Bununla birlikte uzmanın bundan şüphelenmesi ve emin olana kadar bir kaç görüşme daha yapmak istemesi gayet normal.
İlk görüşmede kesin teşhis konulamaması da normal.
Ülkemizde çok bilinen ve tedavisinde fazla tecrübeli olunan bir sorun da değil.
Bu uzman bu konuda tecrübeliyse bunu değerlendirmek lazım.
Ayrıca karşı gelme bozukluğu ciddi bir durum, DEHB yanında hafif kalır,uzmanın;
'şu aşamada tam zamanlı bir iş düşünmeyin' önerisi de muhtemelen bu tedavide size çok iş düşeceğini öngörmesinden kaynaklı.

Ben önümüzdeki yıl,yarım gün ücretli öğretmenliğe başvurmanı tavsiye ederim.
Hem ders saat ücreti arttı,hem yarım gün olması büyük avantaj.
İlçe milli eğitime bizzat başvurup durumunu ve içinde bulunduğun sıkıntıyı anlatırsan,
yardımcı olacaklarını düşünüyorum.

Sigaraya gelince şu anda öncelikli mevzun
bu olmamalı.
Üzerinde yeterince yük var bir de onu bırakma stresini yüklenme.
Bırakacaksan sağlığın için bırak,parası için değil.

Kayışdağı Darülaceze İBB'ye bağlı bir sağlık kurumu.
Ordan çok cüzi bir katılım payıyla psikolojik danışmanlık hizmeti alabilirsin.
Telefonla arayıp randevu almayı bir dene.

Son olarak gün doğmadan neler doğar,
her gecenin sabahı olduğu gibi
her zorluğun ardından da bir kolaylık vardır.
Duanın gücüne sığın.
Rabbim kalbine ferahlık,eşine merhamet,
evine huzur versin.
Ben de dua edeceğim.

Nerede kaldınız gözüm sizi aradı ve bunu söyleyeceğinizi biliyordum. Derin sularda yazarsa "bu patlamayı bekliyordum" der diye düşündüm, öyle de oldu. Kalp gözüm mü açıldı acaba.

Hiç yazmak istemiyorum ama kısmen yazayım durumu. Ben dün epey hastaydım. Eşim eve erken geldi ve açım dedi. Kıpırdamadım yattım Allah var o da bir şey istemedi ya da beklemedi. Sonra aradan üç saat geçince eşim dışarı çıkmıştı o arada. Geldi ve ben gidip balkonu falan yıkadım. Niye bilmiyorum şart da değildi yıkanması. Sonra onun gözünün içine baka baka yatağa uzandım. O noktada çıldırdı. Buzdolabının kapağını çarpmalar, tencereyi fırlatmalar. Şaka gibi ama mevzu yemek. Yanına gidip ne yapıyorsun sen derdin ne dedim. Çok mutfaktan idrak diye bağırdı. "hastayım yemeği ısıtıp yersen ölmezsin benim mi yapmam gerek illa" dedim. "balkon yıkayacak kadar hasta değilsin ama yemek ısıtmıyorsun" diye bağırdı. Daha doğrusu anırdı.

Bir Parantez açayım. Evet ağır saçmalık bu konu. Ben de hala inanamıyorum bu sebepten büyümesine.

Bir Parantez daha açayım. Benim hatam her zamanki gibi hisleri ifade eden iletişimi denememiş olmam. Hasta olduğum için yemekleri onun ısıtmasını bekledim. Bunu ona ifade etmedim. Her durumda ayakta duran ve bir şey beklemeyen idrake alışkın olduğu için beklenti içindeydi paşa hazretleri. Olmayınca delirdi.

Devam edeyim. Hasta olduğum halde beklenti içinde olup üstüne bir de anırdığı için "umarım hastalanıp yatağa düşersin bak bakalım sana tek kaşık yemek veriyor muyum" dedim. "köpeğin duası kabul olsa" ile başlayan özlü sözü söyleyince ben zıvanadan çıkıp sensin köpek diye bağırdım. Tam bu noktada ipler koptu. Kolumdan çekip beni itti. Bana hakaret etme diyerek ki o başlattı. Ben onu ittim. O saçımı çekti (evet saç çekti ilkokul öğrencisi çünkü geri zekalı) ben ona vurdum. Böyle on dakika falan bol bağrışmalı itiş kakış sürdü.

Annesi geldi ben çantamı hazırladım engel oldu vs. Nasıl epey rezil değil mi ortam? İçler acısı. Annesi oğluna bağırıp sne hatalısın defol git gibi ağır sözler söyleyip, hakaret edip iyice kışkırtınca eşimi asıl affedemediğim cümle çıktı ağzından. Detay vermeyeyim. Benim ona güvenip anlattığım bir mevzuyu ima ederek (söylemedi ima etti kimse anlamadı ama merak etmişlerdir illa ki) "bırakın gidiyorsa gitsin yalvaracak değilim. Evlendiğimizden beri her bokta ayrılmakla tehdit etti. Gitsin ben de her şeyi herkese anlatıp onu rezil edeceğim" dedi. Ben de bu noktada anladım ki olası bir ayrılıkta dünyanın en çirkef insanına dönüşüp türlü tehdit ve imalarla beni rezil edecek kapasiteye sahip bir adammış. Buz gibi soğudum o an ve hala aynıyım.

Yazdım sonunda olduğu gibi. Evet bence de bunca rezillikten sonra Düzelmez bu evlilik.
 
Önceki konunu hatırlıyorum canım. Eşin yerinde duramıyordu. Benzer durum oğlunda da varmış. Bence senin eşinde de hiperaktivite ve dürtü bozukluğu var. Bu durumu oğlunun psikoloğu ile konuşup eşini muayeneye ikna etmeye çalış. Sen de hastasın diye değil de " psikolog bunun genetik olabileceğini düşünüp ikimizin de muayene olmasını istedi" diyebilirsin mesela. Seni su an çok çok çok iyi anlıyorum " ne hali varsa görsün " diyorsun ama eşinin rahatsızlığının çözümü sadece bir ilaç bile olabilir. Bir örnek : yaşlı bir akrabam vardı çok mülayimdi. Ama gençliğinde ateş gibiymiş. Sürekli karısını başka erkeklerle görüyormuş. Meğer adam sizofenmis. Ilaclarini düzenli kullandıkça bir sıkıntı olmamış. Pamuk gibi bir adam olmuş. Bu konuyu yabana atma derim.


Ayrıca anne olarak seni çok takdir ettim ama ne hali varsa görsün düşüncesi ile bu durumu tek başına yüklenme. Baba olarak onun da dahil olmasını sağla. Hep anneler fedakar olmak zorunda değil yaaa.
 
Ohh rahatladım gerçekten.
Anlattıklarını okuduğumda, zihnimde herşeyin korkunç olduğu bir resim oluşmuştu. Ama son yazdığına baktığımda, çok şükür, aslında biraz rahat olmak için yeterli sebebinin var olduğunu fark ettim. Galiba, seni en çok eşinle ilgili yaşadıkların umutsuzluğa sürüklüyor.
Ama ne olursa olsun, mümkünse uzun yaşamak istemiyorum, dememelisin, böyle düşünmemelisin. Çok iddialı bir cümle bu. Hani derler ya; Allah'ın gücüne gider...diye. Aynen öyle. Hayatına belaları, felaketleri davet etme.

Bir de, , biraz hayata bakışını mı sorgulasan acaba..., belki seni daha iyi hissettirecek bir başka pencere keşfedebilirsin.

Zaten diye diye öldürücem kendimi bir gün :) yani intihar anlamında değil.

Korkmayın yahu elm sokağı kabusu gibi değil oğlumun hayatı :) benimki öyle. Oğlum mutlu genel olarak.
 
Karşılıklı yasamissiniz ne yasamissaniz , karşılıklı yıkıp dökmüşsunuz , dolayısıyla bu durumu gurursuzluk olarak görmeyin.

Patlama durumu yaşanmış, tüm yazdıklarınızı degerlendirdigimizde bu kaçınılmaz bir durumdu zaten.

Eşiniz bir hafta evden gidebilseydi ailesine çok iyi olurdu, madem gidemiyor ofkenizi bir tarafa bırakın ve olabildiğince sessiz ve kırgın görünün.

Bu yaşadığınız olay evliliği bitirmek için önemli bir neden ancak koptuğu yerden yeniden yapistirabilir bir durum ayrıca. Şuan ki durumunuza göre bekleyip göreceksiniz. Zaman..

Tedaviye başlayın. Bu sürede de maddi kaynak sağlayacak bir şeyler düşünün .

Sigara konusunu söyle halledebilirsiniz. 3 saatte bir bir sigara için mesela. Önce iki yapın, sonra üç saatte bir böyle bir düzen kurun.

Vücut otomatik olarak bu saattelere alışıyor. Sonra 4 5 saate çıkarırsınız ve zamanla hayatınızdan çıkar gider.

Eminim ki dün gibi değilsiniz, şuan üzüntüden kolumuz kalkmiyordur sadece. Yarın daha iyi , sonraki gün daha iyi olacaksınız.

Aklıma nafaka ve çocuk masraflarını karşılamak üzere bir anlaşma geldi ki eminim ki sizde dusunmussunuzdur. Belki mümkün olmuyordur.

Mesleginize aykırı olabilir ama seneye yardımcı anne olabilirsiniz oğlunuzun gideceği okula , oğlunuza dayanak olur .

Ayrılmaya şiddetle karşı olduğu için anlaşma imkansız. Hemen çirkefleşiyor ve vazgeçirmek için her yolu deniyor. Yani olası bir ayrılıkta her şeyi göze alabilmeliyim. Hemen hemen bütün erkekler boşanma evresinde çirkinleşiyor ama benimki gerçekten çirkinleşir. Psikolojik olarak beni tüketir ve zeki bir adam olduğu için bunu çok iyi yapar. Zayıf yönlerimi bilir ve oraya çalışır.

Birlikteyken iyi olan ama ayrılık ihtimalinde kötü olabilecek kapasitede. Anlaşma olmaz. Tek derdi evli kalmak olur. O yüzden olamıyor ayrılık. Bir sebebi de bu.
 
Kendinize yükleniyorsunuz ama bence gayet çocuğunun, eşinin ve kendi hayatıyla ilgili her şeyi artısıyla eksisiyle düşünen bir anne ve eş gibi duruyorsunuz burdan. Kendinizi böylesine yıpratmayın. Allah yardımcınız olsun her şeyden önce.. Sigarayı da çocuğunuz için değil kendi sağlığınız için bırakın lütfen. Yalnız şuna dikkat ettim, önceki konularınızı bilmem eğer burda konuşulduysa ama, eşinizle böylesine ettiğiniz bir kavgada kayınvalideniz sizi durdurmak için öyle bir harekete giriyorsa eşiniz yönünden olmasa da ailesi yönünden bir şansınız var, bu kadar olumsuzluğun içinde bu iyi bir şey bence. Konuyu ayrıntısıyla bilsem daha da objektif yorum yaparım, aslında bazı konularınıza denk geldim ama parça parça var bir şeyler aklımda. Eşinizle durum bu kadar çıkmaza girdiyse artık oğlunuz ve kendinizi baz alın hayatınızı düzene sokmak için. Tekrar dediğim gibi Allah yardımcınız olsun, Hakkınızda hayırlısı neyse o çıksın karşınıza.

Kayınvalidem ile kişisel sorunlarımız olsa ve çok anlaşamıyor olsak da oğlunu asla tutmaz. Beni destekler. Oğluna ne istiyorsun bu kadından üzme der. Her durumda ve koşulda beni destekler. Hiçbir zaman oğlunu kışkırtan destekleyen biri olmadı. Aksine beni destekledi hep. He olumsuz çok özelliği var ama bu konuda asla hakkını yiyemem.
 
Sigara için zyban ilacını kullanabilirsin
Ayrılman mantıklı değil ailenle daha çok bunalırsın
Eşinle bir süre sadece ebeveynlik ve ev arkadaşlığı yapın olmaz mı?
Buna bir süreç olarak bakmayı dene, her zaman aynı şiddette acılı olmayacak giderek iyileşeceksiniz oğlun da sen de.
İşin çok çok zor ama sen iyi olmazsan oğlun da olmaz. Madem aile apartmanındasın avantaja çevir oğlun dışındaki tüm konularda destek al, enerjini ev vs işler yemesin. hatta eşin gidip annesinde yatsın kalksın yani üstündeki sorumluluğu azalt.

Destek oluyorlar başka konularda zaten. Bazen yemek yetişmiyor onlardan alıyorum vs. İyi insanlar aslında. Çok fazla müdahale edip karışmaları dışında kötü değiller.
 
Allah yardımcınız olsun. Çocuk zaten kendi başına zor bir vaka iken eşiniz bu duruma tüy dikmiş resmen. İki çocukla baş ediyorsunuz. İnsanlık kadına çok yükleniyor. Evi için, çocuğu için hep cabalamasi, fedakarlık göstermesi gereken kadın. Eril kişi kavgasını etsin, elaleme rezil rüsva etsin sonra
g.tünü dönüp yatsın. Tasası kadına düşsün. Aman sen annesin alttan al. Çocuğunu düşün. Erkektir anlamaz. İşlerine geldiği zaman çakal çakal gezmesini bilirler de yuvayı koruyamazlar. Doğada bile öyle ya. Dişi boş yere çiftlesip erkeğe tepigi basmıyor. Hele dişi peygamber devesine hastayım direkt kelleyi koparıp atıyor temiz iş.
Yani size ne tavsiye verebiliriz bilmiyorum. Dolmuş tasmissiniz. Zor süreçlerden geçiyorsunuz ve bunu tam olarak anlayabilmemiz imkansız. Esiniz yokmuş gibi davranın bırakın kendi hiçliğinde yuvarlansin desem ki ben çırpınırken karşımda biri gamsız gamsız otursa ümüğünü sıkasım gelir. Ama çok seçeneğiniz yok gibi.

Aa karadul örümceğini nasıl unutursunuz? Benim favorim o. Mis gibi ümüğünü sıkıyor heriflerin.

Valla iki çocuk konusunda pek haklısınız. Zaten derdim de o. Büyüsün, düşünsün, olgunlaşsın istedim ama olmadı.
 
Boşanmak istiyorum ama bu evliliğe mecburum temalı kaçıncı konun. Eleştirmek için söylemiyorum istersen bin kere daha aç banane tabi. Acaba bu konuyu bi süre aklından çıkarsan mı artık? Madem boşanman mümkün değil sürekli bunun kararsızlığının ağırlığında yaşamasan mı?

Öncelikle şunu söyleyeyim seninle çok benzer şeyler yaşıyoruz. Bazen konularını okurken ben açsam bu kadar olur diyorum. :) o yüzden konularını sonuna kadar okurum hep. Okurken de hep aynı şeyleri hissediyorum seninle. çocuk durumları eşle ilişki olsun çok benzer hikayelerimiz seni çok iyi anlıyorum. Seni en çok oğlunla yaşadığın sorunların yıprattığını düşünüyorum. Evliliğinin b.ka batmasının en önemli sebebi de bu.

Ben senin eşinin anlattığın kadarıyla çok tahammül edilemeyecek biri olduğunu düşünmüyorum. Çoğu kadının idare edebileceği. Sen de benim gibi zor birisin bence. Zor mutlu olan, tahammülü az. Yanılıyor muyum? Çocuğunun durumu, yetersizlik hisleri, mutsuzluk... acaba faturayı hep eşine mi çıkarıyorsun sen de? Yanılıyor da olabilirim tabi açtığın konulardan böyle çıkarım yaptım.

:)) boşanacaksan boşan imkan yoksa sus otur yerinde diyorsun ki çok haklısın bence de. Tam bir sığır olduğum için arafta kalmaya bayılıyorum. Hayır yani durum belliyse ne boşanma lafını aç ne rezil ol değil mi. Yok illa kaşıycam kanayan yerleri ki irin aksın iyice.

Evet eşim birçok kadının rahatlıkla idare edebileceği ve hatta sevebileceği biri. Bazılarının da asla kabul etmeyip anında boşayacağı bir model. O bazıları azınlık ama varlar.

Ben ise maalesef zor insanım kabul ediyorum. Epey zor bir insanım. En azından ikili ilişkilerde. Anne olarak ne kadar verici isem eş olarak o kadar bencilim.
 
Sevgili idrak konunu sonuna kadar okudum tabi ki çünkü seni ve yazılarını çok severim.Bu Ramazan günü sana duam Allah seni sıkıştığın yerden kurtarsın ve gönlüne ferahlık versin evet evet gönlüne ferahlık versin en çok buna ihtiyacın olduğunu hissediyorum.Konuya gelince;
Bu tartışma da ikiniz de haksızsınız.Sen ifade gücü bu kadar güçlü bir kadınsın ve erkekler kendi başlarına hiç bir şeyi anlamaz anlatmak lazım.Eşin gerçekten sana şiddet uygulamak isteseydi bunu en ala yapardı kıyamamış saçını çekmiş savunduğum için değil ama belki hala umut var.O an kötü sözler yaralayıcı konuşmalar karşılıklı olmuş biz kendimizi tutabilsek de onlar daha can yakıcı konuşabiliyorlar bunu da olayın ateşine veriyorum.Oğluna gelecek olursak derdi dermansız değil önce buna bir şükür bekliyorum senden sonra çocuğuna bunları yaşatma ya iyi geçin eşinle ölü taklidi yap çocuk şahit olmasın ya gerçekten öldüyse bu evlilik çocuğu devlet eliyle iyileştirilmeye çalışıp kendine bir hayat kur.Eğer boşanmayacaksan UNut çıkar o kelimeyi lügatından bir süre ertele madem katlanmak istiyorsun katlan ama kendini üzme kendine acıma kendine acırsan canın daha çok yanar. Başkaları gördü reZil olduk deme insanlar neler yaşıyor yahu kimse utanmıyor bu nedir ki hassasiyetini düşür bilmem olur mu ki eşinle oturup konuşsanız oğlunuz için gelecek için hayat için adımlar atsanız olur mu
 
Nerede kaldınız gözüm sizi aradı ve bunu söyleyeceğinizi biliyordum. Derin sularda yazarsa "bu patlamayı bekliyordum" der diye düşündüm, öyle de oldu. Kalp gözüm mü açıldı acaba.

Hiç yazmak istemiyorum ama kısmen yazayım durumu. Ben dün epey hastaydım. Eşim eve erken geldi ve açım dedi. Kıpırdamadım yattım Allah var o da bir şey istemedi ya da beklemedi. Sonra aradan üç saat geçince eşim dışarı çıkmıştı o arada. Geldi ve ben gidip balkonu falan yıkadım. Niye bilmiyorum şart da değildi yıkanması. Sonra onun gözünün içine baka baka yatağa uzandım. O noktada çıldırdı. Buzdolabının kapağını çarpmalar, tencereyi fırlatmalar. Şaka gibi ama mevzu yemek. Yanına gidip ne yapıyorsun sen derdin ne dedim. Çok mutfaktan idrak diye bağırdı. "hastayım yemeği ısıtıp yersen ölmezsin benim mi yapmam gerek illa" dedim. "balkon yıkayacak kadar hasta değilsin ama yemek ısıtmıyorsun" diye bağırdı. Daha doğrusu anırdı.

Bir Parantez açayım. Evet ağır saçmalık bu konu. Ben de hala inanamıyorum bu sebepten büyümesine.

Bir Parantez daha açayım. Benim hatam her zamanki gibi hisleri ifade eden iletişimi denememiş olmam. Hasta olduğum için yemekleri onun ısıtmasını bekledim. Bunu ona ifade etmedim. Her durumda ayakta duran ve bir şey beklemeyen idrake alışkın olduğu için beklenti içindeydi paşa hazretleri. Olmayınca delirdi.

Devam edeyim. Hasta olduğum halde beklenti içinde olup üstüne bir de anırdığı için "umarım hastalanıp yatağa düşersin bak bakalım sana tek kaşık yemek veriyor muyum" dedim. "köpeğin duası kabul olsa" ile başlayan özlü sözü söyleyince ben zıvanadan çıkıp sensin köpek diye bağırdım. Tam bu noktada ipler koptu. Kolumdan çekip beni itti. Bana hakaret etme diyerek ki o başlattı. Ben onu ittim. O saçımı çekti (evet saç çekti ilkokul öğrencisi çünkü geri zekalı) ben ona vurdum. Böyle on dakika falan bol bağrışmalı itiş kakış sürdü.

Annesi geldi ben çantamı hazırladım engel oldu vs. Nasıl epey rezil değil mi ortam? İçler acısı. Annesi oğluna bağırıp sne hatalısın defol git gibi ağır sözler söyleyip, hakaret edip iyice kışkırtınca eşimi asıl affedemediğim cümle çıktı ağzından. Detay vermeyeyim. Benim ona güvenip anlattığım bir mevzuyu ima ederek (söylemedi ima etti kimse anlamadı ama merak etmişlerdir illa ki) "bırakın gidiyorsa gitsin yalvaracak değilim. Evlendiğimizden beri her bokta ayrılmakla tehdit etti. Gitsin ben de her şeyi herkese anlatıp onu rezil edeceğim" dedi. Ben de bu noktada anladım ki olası bir ayrılıkta dünyanın en çirkef insanına dönüşüp türlü tehdit ve imalarla beni rezil edecek kapasiteye sahip bir adammış. Buz gibi soğudum o an ve hala aynıyım.

Yazdım sonunda olduğu gibi. Evet bence de bunca rezillikten sonra Düzelmez bu evlilik.
Yani bence de seviyesiz ve çirkin olmuş. Ama sizin dediginiz kadar da değil bence. Sanki düzelir gibi. Çünkü aslında öfke kontrolü sorunu gördüm ben.

Hakikaten birbirine nefret kusan iki insan görmedim.

Bana kalirsa düzelir. Ama çok caba ister. Yani bi aile terapisti gibi bi çözüm olur bence.

Ben bir sevgiliye ya da nişanliya ayril derken zorlanmıyorum. Ama boşan demek bana zor geliyor.

Şiddet boşanmak için iyi bir sebep ama
Siz de ona vurmuşsunuz. Eşitlendiniz diyemem. Sonuçta sizden 9 kat güçlü biri eşitlenmeniz mümkün değil.

Ama baktığımız zaman zaten gücünü göstermemiş. Vurmamış. Vuran sizsiniz.

Ay bilmiyorum belki de saçmalıyorum ama boşanmak en son çare bence.
 
X