- 30 Mart 2018
- 2.905
- 6.753
-
- Konu Sahibi Idrakyollariiltihabi
- #261
Yahu niye sapla samanı karıştırıyorsunuz? “Çocuklarımdan sıkıldım, annem günde 5-6 saat bakmanın lafını yapıyor rahibe gibi mi yaşayayım” konusuyla “çocuğumun tedavisi için çalışamıyorum, evden gidemiyorum” konusu bir mi?Ilk defa bir konuda elestiri yerine ama sen annesin ama sen sikyet edemezsin inlemeleri yerine anlayısla karsılamıs kadınlar gordum
Halbuki benim konularımda eleştiri ustune elestiri zaten dibe cokmus beni hep daha bi dibe itme çabası olurdu şanslısın idrakcım
Bunu biz de evliliğimizde derdik. Ben de esim de diyoruz yani. Artık gülüyoruz tartışmalarımıza. Gel elimi öp affetcem seni diyor. Ben boşanmayı düşünüyorum mesela o kadar sinirliyim ona. O oyle diyince bana bir gülme geliyor. Allahtan benimki komik biri ben olmasam da onun komikliği bizi dindiriyor. Sen de bir seferliğine benim kocam gibi yapamazmısın. Gel elimi öp affetcem seni de. Gözünün içine bak. Belki sarılıp koklaşırsınızAslında iyiydik genel olarak. Hatta geçen hafta ulan biz epeydir İyiyiz adamı sevmeye de başladım yeniden kesin bir şey olacak dedim. Oldu.
Seni çok iyi anlıyorum kardeşim, benzer şeyleri bende yaşıyor ve düşünüyorum, bence kendinde destek al, Rabbim yar ve yardımcın olsun... lütfen anneliğini de sorgulama, her çocuk için kendi annesi en iyi annedir unutma bunu...Merhaba hanımlar
Konu gerçekten çok ama çok uzun olacak. Uzundu okumadım, destan yazsaydın, okumadım ki gibi akla ziyan yorumlarla kendinizi yormayın. Okumayın. Çünkü uzun.
Okuyabilecek kudrete ve isteğe sahip olanlar için de, gerçekten hiç olmadığım kadar kötüyüm. Bitik vaziyetteyim. Çok kısa zaman önce konu açtım onun da farkındayım. Ancak gerçek manada yalnızım. Konuşabileceğim daha doğrusu yaşadıklarımı anlatabileceğim kimse yok. İki ayrı mevzu var anlatmak istediğim. Esasında yardım ya da öneri de değil beklediğim. Yazmak istiyorum sadece. Hani ağlayarak geçer sandım ama geçmedi. İçim dışıma çıkana kadar ağladım ama geçmiyor. Yazarsam belki hafiflerim.
Dün öğlen vakti eşim demek istemediğim lakin hala eşim olan kişi eve erken geldi. Neyse ki oğlum okuldaydı... Saçma sapan bir sebep yüzünden beş yıllık evliliğimde hiç olmayan şeyler yaşandı. Yaşarken utandım, hatırladıkça utanıyorum, anlatmaya mecalim yok. Lütfen detay sormayın. Asla affedemeyeceğim sözler ve eylemlere maruz kalıp, asla affedilmeyecek karşılıklar verdim. Rezillik, saygısızlık... Ne söyleyeyim ki daha. Aile apartmanındayım ve herkes evime geldi. İlk Kez kendimi bu kadar aşağılanmış, çaresiz ve gurursuz hissettim. Anlatamıyorum bile... Evet biliyorum bu saatten sonra bu evlilikten bir cacık olmaz. Biliyorum saygı bitince hiçbir şey düzelmez. Hepsini biliyorum. En son kayınvalidem elimdeki valizi alıp "bizim hiç mi Hatırımız yok, bizim için kal Allah aşkına" diyordu bembeyaz suratı ile. Hani öyle bir rezillik. Neyse bu konuyu burada kesip neden bu hale gelmiş rezil bir evlilikten, onursuz bir tavır sergileyip gidemediğimi anlatayım.
Ben böyle bir günün ardından hemen ayağa kalkmalıydım çünkü aylardır randevu almak için kovaladığım, neredeyse her gün aradığım, oldukça iyi miktar ödemem gereken psikoloğa nihayet oğlumu götürecektim. Anneyken, kadın olmak unutulur mu? Unutulması gerekiyor işte bazen. İptal edemezdim... Bu lanet evden çekip gidemezdim de.
Oğlumu götürdüm. Uzun süren birebir seansın akabinde benimle görüşme süreci başladı. Aslında kendimi birçok şeye hazırlamıştım ama yine de kalbim kulaklarımda atıyordu dinlerken. Bilinen tanı şüphelerini saydı ve daha önce söylenmemiş bir teşhis daha ekledi listeye. Eksik kalmasındı çünkü. Karşı gelme bozukluğu. Nispeten daha tehlikeli bir durum diğerlerine kıyasla. Hiperaktivite, dürtü kontrol bozukluğu, dşkkat dağınıklığı vs. Kesin mi teşhis tabi ki değil. Bu muhtemel teşhislerin yelpazesinde salınıyormuş oğlum. Her ne olursa olsun benim oğlum o, mühim değil zaten teşhisin adı. Ancak mühim olan şu ki, aralıkları sıklaşacak bireysel terapilerin zorunlu olduğu bir sürece girmemiz gerektiğini söyledi. Bu terapiler için ciddi ödemeler gerekiyor ve ben bunları sakince dinlerken "şu durumda uzun mesaili çalışma hayatına dönmeniz de neredeyse imkansız. Yoğun İlgi ve zaman gerekiyor" cümlesini de duyuyorum. Tamam oldu o zaman. Peki.
Oğluma ara veriyorum ve kendime dönüyorum. Bari burada kendime döneyim. Geçirdiğim zorlu süreçte sakinleşmemi sağlayan ya da benim sığındığım tek şey sigaraydı. Bunu bırakmam gerek. Oğlum için bu zorunlu bir durum. Başka türlü masrafları karşılamamız imkansız. Çalışamam çünkü oğlumun önünde belirsiz bir süreç var. Terapi sıklığı bile belli değil henüz. Kaldı ki anlatmam imkansız yaşanması gerekir, oğlumla düzenli bir şekilde mesaiye gidip gelmem imkansız. İdrak sıkıştı dostlar, tam manasıyla sıkıştı. Ama sigarayı bırakmam lazım ben anneyim. Her durumda her şartta fedakarlık etmeliyim.
Hala bu evde ve bu evlilikte olduğum için kendimden nefret ediyorum. Ne gurursuzum ne de karaktersiz. Oğlum babasız kalmasın, aman oğlum için sürüyor bu evlilik demiyorum. Mecburum. Tam anlamıyla mecburum. Tedavi süreci masraflı, ailem ne beni anlayacak ne de destek olacak anlayışa sahip değil. Hadi öyleler diyelim, oğluma nasıl davranacaklarını kestirmek hiç zor değil. Oğlumun durumunu anlatmıyorum bile onlara. Sorunlu muamelesi yapmasınlar diye. Hoş zaten evlerinde kalacak yer bile yok. E hadi her şeyi göze aldım ayrı eve çıktım diyelim. Aldığım maaşla hem tedavi, hem ev geçimi, hem manevi sorumluluğu almak imkansız. Aa bak hatırladım şimdi oğlumla çalışmak da mümkün değildi. Hayal dünyasından uyan idrak. O kadar kolay değil...
Ne diyorduk annelik fedakarlık gerektirir. Yahu ben oğlumu yeterince seviyorum, ilgileniyorum, her hücremle kendimi ona adadım. Siz beni sevin ya. Bana şefkat gösterin, benimle ilgilenin, nasılsın deyin. Hala ölmedin değil mi deyin. Dur bir nefes al deyin ne bileyim en olmadı saçımı falan okşayın çok mu zor. Oğlumun seveni var ilgilenen bir annesi var. Onu değil siz beni düşünün. Diyebildim mi? Hayır. Demem mi gerekir ki acaba. İnsan olan, az biraz vicdanı olan düşünemez mi bunu? Bu kadın çaktırmadan ölüyor, öyle çaktırmıyor ki hala ayakta diye düşünmez mi insan?
İdrak bak sigarayı bırak. Kusura bakma ama annesin fedakarlık yapman lazım.
İdrak kusura bakma ama sizin yüzünüzden bu çocuk böyle oldu. Birbirinize İlginiz muhabbetiniz yok. Hem kadın evliliği ayakta tutar.
İdrak anne dediğin kendini yok sayar. Kusura bakma ama bu böyle.
Abartma idrak herkes zorluk çekiyor ne var.
İdrak oğlun nasıl? Bak oğlana iyi bak. İlgilen. İyi bak oğlana mutlaka. Bak tamam mı.
Bakıyorum yahu. Bakıyorum ben oğluma çok iyi bakıyorum. Bana niye kimse bakmıyor? Gıkımı çıkarmıyorum yıllardır şimdi çıkarsam "bencil" olur muyum mesela. Olurum bence. Oğlu bu durumdayken hala kendini düşünüyor derler biliyorum ben. Yuttuğum, anlatamadığım, yok saydığım onca acıya ve kırgınlığa rağmen ben oğluma iyi bakıyorum.
Bir ergenlik hezeyanı daha ekleyip susayım madem. Mümkünse çok yaşamak istemiyorum ama ölmeden önce "hayatımı mahveden aileme, eşime hatta herkese hakkımı helal etmiyorum" deme şansım olsun istiyorum. Hiç olmazsa az biraz vicdan azabı çeksinler istiyorum. Tam da bu yüzden mümkünse aniden ölmeyeyim. Durup konuşmaya vaktim olsun mesela. Uzatmalara kalayım ne bileyim son dakika golünü atıp öyle gideyim istiyorum.
İki patolojik vakanın birleşmesinden bir hayır gelmeyeceği belliymiş zaten. Bu evliliğin bir gün bu hale geleceği belliydi. Çok bile dayandı aslında. Kafam öyle karışık ki, konuya nereden girdim nereden çıktım bilmiyorum. Dua edin bana. En çok buna ihtiyacım var sanırım. Ayakta kalabilmem için dua edin. Vasat anneliğimi iyileştirmem için, sabredebilmem için dua edin. Lütfen.
Yani.. burda zar diktirenleri tasliyorlar ya.. bazilari hak ediyordaki bazilari bunun gibilerEşin karaktersizin önde gideymiş nasıl karısının geçmişini ısıtıp önüne koyar madem kaldıramıycaksın evlenmeseydin. Bence oturup kendine acıyacağına bu adamdan ne yap et kurtul terbiyesiz herif. Sen onun geçmişini biliyor musun peki o çok mu masummuş? İşte bu erkeklere yalan söyleyeceksin anlatmıycaksın geçmişini anladıkları bu istedikleri de. saf saf yaşayıp gidecekler ama biz naapıyoruz? Dürüstüz ya bu karaktersizlere koz veriyor sonra en hassas anımızda tokat gibi yüzümüze yiyoruz
Kendimi tuttum resmen cevap vermemek için...Aralık ayinda çocuklarım için aç kalıyorum 50 kilolara düştüm aç yatmaktan diyen kadın Mayıs ayında 90 kiloyum nasıl zayiflayabilirim diye konu açtı!! Daha bosandigindan bile emin değilim...eşimle ayrıldık diyor sonra "ayrı yaşıyor çıkıyor" Neyine yapıcı yorum yapayım!!Yahu niye sapla samanı karıştırıyorsunuz? “Çocuklarımdan sıkıldım, annem günde 5-6 saat bakmanın lafını yapıyor rahibe gibi mi yaşayayım” konusuyla “çocuğumun tedavisi için çalışamıyorum, evden gidemiyorum” konusu bir mi?
Eski konularında yazan üyelerden biriyim. Dayanamadım gözümüzün içine baka baka gerçekleri çarpıtarak bizi suçlamasına.Kendimi tuttum resmen cevap vermemek için...Aralık ayinda çocuklarım için aç kalıyorum 50 kilolara düştüm aç yatmaktan diyen kadın Mayıs ayında 90 kiloyum nasıl zayiflayabilirim diye konu açtı!! Daha bosandigindan bile emin değilim...eşimle ayrıldık diyor sonra "ayrı yaşıyor çıkıyor" Neyine yapıcı yorum yapayım!!
Bazı erkeklerin özür dileme yöntemi bu.
En azından arayıp,nasıl oldun?Demiş.
Bu da bir şey...
Sana laf anlatmıcam isine bakYahu niye sapla samanı karıştırıyorsunuz? “Çocuklarımdan sıkıldım, annem günde 5-6 saat bakmanın lafını yapıyor rahibe gibi mi yaşayayım” konusuyla “çocuğumun tedavisi için çalışamıyorum, evden gidemiyorum” konusu bir mi?
Sizden farklı düşünüyorum.Gerçekten bu da bir şey mi yoksa acaba ben de mi fazla beklentiliyim?
Şu örnekte bile İdrak ben bundan hoşlanmıyorum, hastayken çocuğun bakımı için endişe edilmesinden hoşlanmıyorum dediği halde aynı şeyi tekrarlamak pek de bir şey değil bence.
Daha önceki konularında ben de idrak'a şu adamcagizi itme, ne derdin varsa söyle sarıl barış artık kışkırtma inatlaşma diyordum ama eşi de çok damarına basıyor bazen.
Son olayda da özel bir bilgisini paylaşma tehtidi ne bileyim kıytırık bir yemek ısıtma işini dev bir sorunmuş gibi kıra yıka yapması hiç hoş değil.
Hani İdrak'a diyoruz içinden geçeni söyle bilenip de kendi kendine kurulma diye ama eşi de bu seferlik yemeği ben ısıtıvereyim diyebilirmiş örneğin ya da nooldu balkonu yıkayınca mı kötü hissettin kendini, yemeği ben mi ısıtayım vs diye iletişime geçebilirdi.
Tamam yeri geliyor ikisi de inadım inat popişim iki kanat diyor ama bu son durumda idrak kışkırtan çılgın atan bir konumda değil.
Fazla duyarlı, fazla farkında her şeyin, gizli bir el gibi arkalarını topluyor hep zaten, azıcık anlayış gösterilemez miydi?
Koca çocuklar siziÇok önyargılı bir mesaj olmuş :) ben burada kimseye boşan demedim. "maddi gücüm var ailem destek oluyor on kere aldatıldım ama kocamı çok seviyorum" diyenler hariç. Onlara dedim. Hatta kendinize az biraz saygınız olsun da dedim. Sebep çaresizlik ve mecburiyet ise kimseye boşan çekme demem çünkü hayat o kadar da toz pembe değil. Sebep her türlü pisliği yapan kocaya, imkanlara rağmen sevdiği için katlanmak ise derim. Gurursuz da derim, boşan da derim. Zira sevgi biter iyileşirsin ancak kendine olan saygın bitince iyileşemiyorsun.
Yazmak istemedim utandım evet şiddet var. El kaldırıp vurmak şeklinde değil. İtme, sıkma, çok komik ama mesela saç çekme. Evet evet saç çekme. Elim armut toplamadığı için bilmukabele karşılık verdim ben de. Hatta ben vurdum da. Yüzüne vurmadım ama. Artık neresi denk gelirse. Şiddet var görüldüğü üzere.
Eskilerin bir sozu var ki cok dogru cokk.. iki tane deligin varsa seyinde birini gosterme derler. Bu ne demek? Herseyi kocana anlatma, gun gelir devran doner basina kakar demek..karsidaki 1000 iyi olsun
Valla bu yoruma şapka çıkardım. Harika bir tespit.Aklıma bir şey daha geldi. Ekleyeyim. Ben oğlunuzun da sizin diğer insanlara karşı tahammülsüzlüğünüz ile ona göstermeye çalıştığınız şefkatin arasındaki farkı hissettiğini düşünüyorum.
Sen seffafsinda, karsidaki hak etmiyormus.. onu anliyorsun bu gibi durumlarda.Çok doğru lakin ben yine olsa yine anlatırım. Dürüstlük ve şeffaflık karşımdaki insanın kötülüğüne göre şekillenmiyor. Dürüst olayım, şeffaf olayım kim ne kötülük yapıyorsa da yapsın sorun değil. Evet bu sefer çok farklı her şey. Çok kırıldım, öyle böyle değil. Kırgınlıktan öte yakıştıramadım yaptığını, soğudum belki de bu yüzden.
Aralarda biri aynı evde kalmak zorunda olsan da zihninde, içinde boşan bu adamdan demiş. Çok haklı. Tam olarak bunu yapacağım. İçimde, zihnimde, kalbimde bitti bu evlilik. Kötülük ise madem, ben de menfaatlerim uğruna onun evini kullanacak kadar kötü olabilirim. Birikim yapana dek bu evde yaşayacağım. Ancak bu evlilik benim için bitti. İmzanın bir önemi yok. Bu sefer sindiremiyorum olanları.
Herkese çok teşekkür ederim yorumları için. Umarım bir dahaki yorumum ya da yazım, "ben çok iyiyim, iyileştim oğlumla birlikte mutluyuz" şeklinde olur. Selametle efem.
Sizden farklı düşünüyorum.
Önceki yorumlarımda bu olayda kimin,
ne kadar hatalı ve tetikleyici olduğunu ayrıntılı bir şekilde yazdım,tekrarlayıp sıkıcı olmak istemiyorum.
Bu da bir şey mi?Sorunuza cevabım;
Kişinin mizacına,eşin mizacına,
evlilik dinamiklerine,kişisel beklentilere bu sorunun göre cevabı değişir.
Benim babam çok asabi biridir,
çocukken annemle şiddeti epey yüksek kavgalar edilirdi.
Her kavga sonrası kapıyı çarpıp çıkar,
yaklaşık bir saat sonra karışık çerez dolu kesekağıdı ile dönerdi.
Anneme 'hanım çay demle de içelim' derdi.
Bu babamın özür yöntemi.
Anneme uymuş ki tüm çatışmalarına rağmen,
mutlu veya mutsuz,47 yıllık evlilikleri devam ediyor.
Benim için uygun mu?Hayır.
Ben sorunları masaya yatırıp konuşmaktan yanayım.
Hatalıysam özür dilerim,hatasızsam özür beklerim.
Benim için uygun olmaması,bir başkasının
bu yöntemi kullanmasına veya kabul etmesine engel mi?Yine cevabım hayır.
Ayrıca zaten üzüntünün dibine vurmuş ve benim de olayda 'sen de hatalısın' dediğim birine,'bu da bir şeydir' deyip birazcık umut vermek istemek yanlış mı?
Bana göre yine hayır,yanlış değil.
Üsteki 'bu her şeydir' veya 'çok şeydir' de değil bakış açım,sadece 'bu da bir şeydir'.
Tüm bunlardan bağımsız olarak bu platform farklı fikirleri ve bakış açılarını barındırdığı için değerli.
Sizinle farklı fikirde olmamız benim açımdan
bir sorun mu?
Elbette hayır.
Sizin bakış açınızdan da öğrenebilecek farklı şeyler var.
Not:Özel ve meslek yaşamımda hayır kelimesini bu kadar çok kullanmıyorum.
Sevgiyle kalın.
Ne güzel bir tartışma üslubunuz var,Hahaha çok tatlısınız.
Heh işte ben de şunu diyorum, İdrak da babanızın özrü gibi bir özrü kabul edebilecek bir kadın değil.
Üstelik hassas bir noktasına basılırken.
Elbette herkes bizim istediğimiz şekilde sevemez ya da özür dileme şeklini biz belirleyemeyiz, bu onların sevmiyor ya da özür dilemiyor olduğunu da göstermez tabii.
Ben bundan bahsetmiyorum, o noktada bazı kabuller girebilir devreye.
Farklı fikrimiz de şu noktadan kaynaklı bence;
siz İdrak'a umut vermek istiyorsunuz bense kendini fazla suçlamaya başladığını gördügüm için adam da haksız diyorum.
En azından iyi niyetle dahi olsa damarına basa basa özür dilemisse yine de İdrak'a sen daha haksızsın ve sana laflar hazırladık tavrı hissetirmeyeyim diye.
Çünkü oldukça kendini suçluyor zaten artık.
Aynı iyi niyetler yani.
Öperim güzel bakışınızı.