- 12 Temmuz 2006
- 826
- 7
-
- Konu Sahibi BarbunyaPilaki
- #1
Oğlum hazır mısın?
-Evet anne hazırım.
-Dur bir bakayım hele.Amanın oğlum bu halin ne böyle ütüsüz giysileri giymişsin kızın karşısına buruşuk buruşuk çıkmayı mı planlıyorsun?
-Öff be anne bir şey olmaz yaa.
-Olmaz olur mu a benim salak oğlum. Bir kızın karşısına böyle mi çıkılır? Öncekilerin seni terk etmelerine şaşmamak lazım. -Aman be anne açma gene şu konuyu.
-Ne demek açma şu konuyu. Yaşın gelmiş 23 e çıktığın kız sayısı toplasan belki 5 tane. Ama sen ne yaptın hiç birisiyle anlaşamadın. En fazla süreyle çıktığın toplam 1 haftaydı o da zavallı 5 gün yatakta yatmıştı. Ayrılma kararını 7. güne ancak verebilmişti.Ahh ahh ne de iyi bir kızdı.
-Hadi be anne ancak 1 gün görmüştün onu.
-Unuttun mu a benim hödük oğlum. Onu sana ben bulmuştum.
-Yapma be sen mi bulmuştun? Hiç hatırlamıyorum.
-Hatırlasan şaşardım zaten. Zaten hangisini hatırladın ki. Bak a benim güzel oğlum. Bugünkünü sakın kaçırma. Çok iyi bir ailenin kızı o. Ailesinin durumu da iyi , okuyor da. Zaten bugün için zor ayarladım onu sana. Bak a benim melek oğlum artık evlenme çağın geldi de geçiyor bile. Evlenmeni istiyorum. Torun sahibi olmak istiyorum anladın mı?
-Tamam anne anladım merak etme. Bugün kesin bağlıyorum Sevgi’yi.
-İyi anlamana sevindim. Bak şimdi Sevgi hakkında birkaç şey öğrendim senin için.
-Nedir?
-Birincisi nazik erkelerden hoşlanıyor. Onun yanında oldukça kibar olmaya çalış , öküzleşme olur mu?
-Kimin yanında öküzleştim ki?
-Aslı’yı unutuyorsun galiba?
-Aslı’mı?
-Bak adını bile hatırlamıyorsun.
-Hayır hatırlıyorum onu 90-60-90 lık dilberi diyorsun.
-Aha senden de ancak bu beklenirdi. Oğlum böyle konuşmayacaksın işte daha nazik olacaksın sevdiğinin yanında. Yazık Aslı’nın yanında laf atmadığın kız kalmamış. Üstelik bir de ona dilber diyorsun.
-Ama ne yapayım daha dilberini görünce dayanamıyorum.
-Oğlum şimdi sana diyeceklerimi iyi belle. Sevgilinin yanında asla başka kızlara yan gözle bakma bakacağın tek kız sevgilin olsun. Yüz yüze konuşurken gözün gözlerinde elin de ellerinde olsun. Öyle bir olun ki sanki bir bütünmüş gibi anladın mı? -Tabi ki anladım.
-Nah anladın. Öncekiler için de böyle demiştin. Ne oldu peki sıfıra sıfır elde var sıfır. Neden böyle davranıyorsun anlamam ki? Sakın Sevgi’nin yanında da Melek’in yanında olduğu gibi geğirip etme olur mu?
-Ama anne geğirmek insan sağlığı için çok faydalı bir eylemdir. Doktorlar…!
-Ulan susacak mısın sen. Doktoru ne karıştırıyorsun işe. Doktor mu Sevgi ile çıkacak. Deminde dedim şimdi de diyorum onun yanında nazik ol biliyorum kesin olamayacaksın ama elinden geldiğince nazik ol. Dışarı çıktığında bir çiçekçi bul ve hemen ona en güzellerinden bir bukle yaptır.
-Ne gerek var ki o kadar paraya. Şu bizim belediye parkından iki üç adet papatya yolar götürürüm.
-Bak gene açtıracaksın ağzımı. Yazık Neşe’ye de böyle yapmıştın zaten. Ağlaya ağlaya yanıma gelmişti kızcağız zor teselli etmiştim. Dert etme sen parayı bak sana dolu para veriyorum En iyilerinden çiçek yaptırıp götür Sevgi’ye.
-Üff , tamam olur.
-Bir de bir yerlerde bir şeyler yedikten sonra da hesabı sen öde sakın ona ödetme olur mu?
-Olmaz. Alman usulü hesap en iyisidir. Herkes kendi parasını ödesin.
-Şimdi sana bir çakacağım ana usulü , göreceksin alman usulünü. Yavrucuğum anlamamak için neden bu kadar ısrar ediyorsun. Bir kızla çıkarken onu mutlu etmenin en önemli yollarından birisi hesabı ödemektir. Zaten zavallı neşeye iki papatya götürdüğün gün bir de hesapları ödetmişsin zavallıya.
-Ödeyecekti tabi param kalmamıştı.
-O gün altılı ganyana yatırırsan tüm paranı kalmaz tabi.
-Ne yapayım dehşet bir tüyo gelmişti elime ah bir rüzgar yeli kazanaydı…
-Oğlum bak bir kızla çıkacakken atı ne yapacaksın sorabilir miyim atla mı çıkacaksın tüm paranı ona yatırıyorsun. Bir kıza kendini sevdirebilmenin yolu altılı oynamak değildir. Onun için o gün her türlü fedakarlığı yapabilmektir.
-Pekala bir daha altılı oynamam. Zaten sıkılmıştım altılıdan. Artık sayısal loto oynayacağım.
-Loto kadar loto olasın salak üstü salak oğlum. Hiçbir şans oyunu o kızı sana sevdirmez. Eğer oynamazsan şansın daha yüksektir. Zaten bir kızı kendine sevdirebilmek en zor şans oyunundan bile daha zordur. Çünkü o oyunda belli bir sıra içinden rakamları seçersin ama bir kızı etkilemeye çalışırken beynin o anda tüm fonksiyonları ile çalışmaktadır anladın mı.
-Evet bu sefer kesin anladım.
-Allah’ım bana bu günleri de gösterdin ya sana şükürler olsun yarabbim.
-Amin amin.
-Bu arada Sevgi’yi doğru düzgün bir yere yemeğe götür. Aysel’e yaptığın gibi lahmacuncuya falan götürme.
-Anne her şeyine tamamda lahmacunuma karışamazsın. Hiçbir şeyin zevki lahmacun yemenin zevkini veremez. Hele bir de onu hazırlarken limon sıkıyorsun ya… Ooof offf.
-Limoni oğlum şunu unutma ki lokantaya kişisel zevklerinden gitmiyorsun sevdiğini mutlu edebilmek için gidiyorsun. Bir kızı mutlu edebilmenin yolu önce kendini mutlu edebilmek değildir. Bunu asla unutma. O yüzden onu düzgün bir yere götür.Önce onu mutlu et sen zaten o sırada mutlu olursun.
-Tamam , buna da tamam.
-Ayrıca buluşma noktanızda sahil falan varsa akşam onu sahile götür olur mu. Yazık Suna’ya yaptığın gibi işkembe çorbası içtikten sonra birahane de maç izletmeye götürme.
-Ne yapabilirdim ki o gün Fener’in çok önemli bir maçı vardı kesin izlemem gerekti. Ölüm kalım maçı bile denebilirdi.
-Oğlum açtıracaksın ağzımı gene bilmiyor muyum sanıyorsun sezonun ikinci hafta maçıydı.
-İşte o yüzden önemliydi takım oturmuş mu görmem lazım idi.
-Şimdi senin suratına bir oturtacağım sen de tam oturmuş olacaksın. Hiçbir kıza istisna durumlar hariç maç izlettirilir mi. Hem işkembeci de çorba içirtmen ayrı bir sorun.
-Olur mu be anne tarihi işkembeciydi orası. Dehşetti işkembesi özellikle bir sirkesi vardı ki…
-Bu kadar olur yani. Bir kız nasıl bunaltılır diye bir yarışma açsalar uzak ara birinci olursun vallahi.
-Anne.
-Efendim.
-Bir dakika odama gidip geleceğim.
-Çabuk ol geç kalacaksın zaten.
-Hemen geliyorum.
Biraz sonra.
-Aha da geldim.
-O elindeki de ne öyle.
-Bir yarışmadan bahsetmiştin ya.
-Evet.
-Geçtiğimiz günlerde öyle bir yarışma açılmıştı da ilçede kazandım.
-İyi halt ettin. Millete de kendi öküzlüğünü ispatlamış oldun bravo yani.
-Ödül alıyorum gene de yaranamıyorum sana.
-Aaa tabi ki oğlum dehşet bir başarı elde etmiş Bir kız nasıl bunaltılır dalında uzman olmuş. A benim zevzek oğlum başarı bu değildir. Bunu herkes yapar. Demin de söyledim gene söyleyeyim esas başarı onu elde etmektir.
-… -Susarsın tabi. Peki neden böyle yapıyorsun söyler misin? Neden kızlardan kaçıyorsun? Neden hepsini kendinden nefret ettiriyorsun nedir derdin sadist misin nesin?
-Elbettte bir nedeni var anne.
-Nedir bir nedeni. Yoksa onlar uzaylı mı?
-Değil tabi ki söyleyemem.
-Ne o yoksa yumuşak mısın? Böhüüe Allah’ım bugünleri de görecektim.
-Aman Allah göstermesin Anne bu nasıl söz. Şeytan kulağına kurşun. Olur mu öyle şey.
-Nedir peki. Snıfff.
-Söylersem kızarsın.
-Kızmam.
-Kızarsın.
-Kızmam dedim ya serseri dingil.
-Pekala söylüyorum hazırlıklı ol.
-Pekala hazırım.
-Anne?
-Gene ne var.
-Sen de kalp yok di mi?
-Hayır yok.
-İyi o zaman. Anne ben evliyim.
-!
-Anne ben evliyim.
-Evli mi , sen mi?
-Hadi canım.
-Vallahi de evliyim aha bu da yüzüğüm.
-!!!
-Bu da evlilik cüzdanım.
-Ama ne zaman evlendin?
-İki ay önce evlendim. Evlendiğim kız da gördüğün gibi kan davalımızın kızı. Kanlılarımızdan birisiyle evlenmeme oldukça kızacağını bildiğimden sana bunu söylemedim. Eşimde bu fikre oldukça olumlu yaklaştı. Bir ev tuttuk ikimiz. Hatırlarsan hafta da bir iki defa arkadaşlarda kalacağım diye çıkıyordum. Eşimin yanına , aşkıma , evime gidiyordum. Serap’ı çok seviyorum Anne. O yüzden tüm olanları da anlatıyordum ona o da bana bu zor günlerimde çok destek çıktı. Ben ona aitim bizi birbirimizden ayıramazsın anne.
-Ayıracağım falan yok oğlum. O kadar sevindim ki anlatamam.
-Gerçekten mi?
-Evet gerçekten. Hatta; Allah’ım sana şükürler olsun ki oğlum bir yumuşak değil.
ALINTIDIR
-Evet anne hazırım.
-Dur bir bakayım hele.Amanın oğlum bu halin ne böyle ütüsüz giysileri giymişsin kızın karşısına buruşuk buruşuk çıkmayı mı planlıyorsun?
-Öff be anne bir şey olmaz yaa.
-Olmaz olur mu a benim salak oğlum. Bir kızın karşısına böyle mi çıkılır? Öncekilerin seni terk etmelerine şaşmamak lazım. -Aman be anne açma gene şu konuyu.
-Ne demek açma şu konuyu. Yaşın gelmiş 23 e çıktığın kız sayısı toplasan belki 5 tane. Ama sen ne yaptın hiç birisiyle anlaşamadın. En fazla süreyle çıktığın toplam 1 haftaydı o da zavallı 5 gün yatakta yatmıştı. Ayrılma kararını 7. güne ancak verebilmişti.Ahh ahh ne de iyi bir kızdı.
-Hadi be anne ancak 1 gün görmüştün onu.
-Unuttun mu a benim hödük oğlum. Onu sana ben bulmuştum.
-Yapma be sen mi bulmuştun? Hiç hatırlamıyorum.
-Hatırlasan şaşardım zaten. Zaten hangisini hatırladın ki. Bak a benim güzel oğlum. Bugünkünü sakın kaçırma. Çok iyi bir ailenin kızı o. Ailesinin durumu da iyi , okuyor da. Zaten bugün için zor ayarladım onu sana. Bak a benim melek oğlum artık evlenme çağın geldi de geçiyor bile. Evlenmeni istiyorum. Torun sahibi olmak istiyorum anladın mı?
-Tamam anne anladım merak etme. Bugün kesin bağlıyorum Sevgi’yi.
-İyi anlamana sevindim. Bak şimdi Sevgi hakkında birkaç şey öğrendim senin için.
-Nedir?
-Birincisi nazik erkelerden hoşlanıyor. Onun yanında oldukça kibar olmaya çalış , öküzleşme olur mu?
-Kimin yanında öküzleştim ki?
-Aslı’yı unutuyorsun galiba?
-Aslı’mı?
-Bak adını bile hatırlamıyorsun.
-Hayır hatırlıyorum onu 90-60-90 lık dilberi diyorsun.
-Aha senden de ancak bu beklenirdi. Oğlum böyle konuşmayacaksın işte daha nazik olacaksın sevdiğinin yanında. Yazık Aslı’nın yanında laf atmadığın kız kalmamış. Üstelik bir de ona dilber diyorsun.
-Ama ne yapayım daha dilberini görünce dayanamıyorum.
-Oğlum şimdi sana diyeceklerimi iyi belle. Sevgilinin yanında asla başka kızlara yan gözle bakma bakacağın tek kız sevgilin olsun. Yüz yüze konuşurken gözün gözlerinde elin de ellerinde olsun. Öyle bir olun ki sanki bir bütünmüş gibi anladın mı? -Tabi ki anladım.
-Nah anladın. Öncekiler için de böyle demiştin. Ne oldu peki sıfıra sıfır elde var sıfır. Neden böyle davranıyorsun anlamam ki? Sakın Sevgi’nin yanında da Melek’in yanında olduğu gibi geğirip etme olur mu?
-Ama anne geğirmek insan sağlığı için çok faydalı bir eylemdir. Doktorlar…!
-Ulan susacak mısın sen. Doktoru ne karıştırıyorsun işe. Doktor mu Sevgi ile çıkacak. Deminde dedim şimdi de diyorum onun yanında nazik ol biliyorum kesin olamayacaksın ama elinden geldiğince nazik ol. Dışarı çıktığında bir çiçekçi bul ve hemen ona en güzellerinden bir bukle yaptır.
-Ne gerek var ki o kadar paraya. Şu bizim belediye parkından iki üç adet papatya yolar götürürüm.
-Bak gene açtıracaksın ağzımı. Yazık Neşe’ye de böyle yapmıştın zaten. Ağlaya ağlaya yanıma gelmişti kızcağız zor teselli etmiştim. Dert etme sen parayı bak sana dolu para veriyorum En iyilerinden çiçek yaptırıp götür Sevgi’ye.
-Üff , tamam olur.
-Bir de bir yerlerde bir şeyler yedikten sonra da hesabı sen öde sakın ona ödetme olur mu?
-Olmaz. Alman usulü hesap en iyisidir. Herkes kendi parasını ödesin.
-Şimdi sana bir çakacağım ana usulü , göreceksin alman usulünü. Yavrucuğum anlamamak için neden bu kadar ısrar ediyorsun. Bir kızla çıkarken onu mutlu etmenin en önemli yollarından birisi hesabı ödemektir. Zaten zavallı neşeye iki papatya götürdüğün gün bir de hesapları ödetmişsin zavallıya.
-Ödeyecekti tabi param kalmamıştı.
-O gün altılı ganyana yatırırsan tüm paranı kalmaz tabi.
-Ne yapayım dehşet bir tüyo gelmişti elime ah bir rüzgar yeli kazanaydı…
-Oğlum bak bir kızla çıkacakken atı ne yapacaksın sorabilir miyim atla mı çıkacaksın tüm paranı ona yatırıyorsun. Bir kıza kendini sevdirebilmenin yolu altılı oynamak değildir. Onun için o gün her türlü fedakarlığı yapabilmektir.
-Pekala bir daha altılı oynamam. Zaten sıkılmıştım altılıdan. Artık sayısal loto oynayacağım.
-Loto kadar loto olasın salak üstü salak oğlum. Hiçbir şans oyunu o kızı sana sevdirmez. Eğer oynamazsan şansın daha yüksektir. Zaten bir kızı kendine sevdirebilmek en zor şans oyunundan bile daha zordur. Çünkü o oyunda belli bir sıra içinden rakamları seçersin ama bir kızı etkilemeye çalışırken beynin o anda tüm fonksiyonları ile çalışmaktadır anladın mı.
-Evet bu sefer kesin anladım.
-Allah’ım bana bu günleri de gösterdin ya sana şükürler olsun yarabbim.
-Amin amin.
-Bu arada Sevgi’yi doğru düzgün bir yere yemeğe götür. Aysel’e yaptığın gibi lahmacuncuya falan götürme.
-Anne her şeyine tamamda lahmacunuma karışamazsın. Hiçbir şeyin zevki lahmacun yemenin zevkini veremez. Hele bir de onu hazırlarken limon sıkıyorsun ya… Ooof offf.
-Limoni oğlum şunu unutma ki lokantaya kişisel zevklerinden gitmiyorsun sevdiğini mutlu edebilmek için gidiyorsun. Bir kızı mutlu edebilmenin yolu önce kendini mutlu edebilmek değildir. Bunu asla unutma. O yüzden onu düzgün bir yere götür.Önce onu mutlu et sen zaten o sırada mutlu olursun.
-Tamam , buna da tamam.
-Ayrıca buluşma noktanızda sahil falan varsa akşam onu sahile götür olur mu. Yazık Suna’ya yaptığın gibi işkembe çorbası içtikten sonra birahane de maç izletmeye götürme.
-Ne yapabilirdim ki o gün Fener’in çok önemli bir maçı vardı kesin izlemem gerekti. Ölüm kalım maçı bile denebilirdi.
-Oğlum açtıracaksın ağzımı gene bilmiyor muyum sanıyorsun sezonun ikinci hafta maçıydı.
-İşte o yüzden önemliydi takım oturmuş mu görmem lazım idi.
-Şimdi senin suratına bir oturtacağım sen de tam oturmuş olacaksın. Hiçbir kıza istisna durumlar hariç maç izlettirilir mi. Hem işkembeci de çorba içirtmen ayrı bir sorun.
-Olur mu be anne tarihi işkembeciydi orası. Dehşetti işkembesi özellikle bir sirkesi vardı ki…
-Bu kadar olur yani. Bir kız nasıl bunaltılır diye bir yarışma açsalar uzak ara birinci olursun vallahi.
-Anne.
-Efendim.
-Bir dakika odama gidip geleceğim.
-Çabuk ol geç kalacaksın zaten.
-Hemen geliyorum.
Biraz sonra.
-Aha da geldim.
-O elindeki de ne öyle.
-Bir yarışmadan bahsetmiştin ya.
-Evet.
-Geçtiğimiz günlerde öyle bir yarışma açılmıştı da ilçede kazandım.
-İyi halt ettin. Millete de kendi öküzlüğünü ispatlamış oldun bravo yani.
-Ödül alıyorum gene de yaranamıyorum sana.
-Aaa tabi ki oğlum dehşet bir başarı elde etmiş Bir kız nasıl bunaltılır dalında uzman olmuş. A benim zevzek oğlum başarı bu değildir. Bunu herkes yapar. Demin de söyledim gene söyleyeyim esas başarı onu elde etmektir.
-… -Susarsın tabi. Peki neden böyle yapıyorsun söyler misin? Neden kızlardan kaçıyorsun? Neden hepsini kendinden nefret ettiriyorsun nedir derdin sadist misin nesin?
-Elbettte bir nedeni var anne.
-Nedir bir nedeni. Yoksa onlar uzaylı mı?
-Değil tabi ki söyleyemem.
-Ne o yoksa yumuşak mısın? Böhüüe Allah’ım bugünleri de görecektim.
-Aman Allah göstermesin Anne bu nasıl söz. Şeytan kulağına kurşun. Olur mu öyle şey.
-Nedir peki. Snıfff.
-Söylersem kızarsın.
-Kızmam.
-Kızarsın.
-Kızmam dedim ya serseri dingil.
-Pekala söylüyorum hazırlıklı ol.
-Pekala hazırım.
-Anne?
-Gene ne var.
-Sen de kalp yok di mi?
-Hayır yok.
-İyi o zaman. Anne ben evliyim.
-!
-Anne ben evliyim.
-Evli mi , sen mi?
-Hadi canım.
-Vallahi de evliyim aha bu da yüzüğüm.
-!!!
-Bu da evlilik cüzdanım.
-Ama ne zaman evlendin?
-İki ay önce evlendim. Evlendiğim kız da gördüğün gibi kan davalımızın kızı. Kanlılarımızdan birisiyle evlenmeme oldukça kızacağını bildiğimden sana bunu söylemedim. Eşimde bu fikre oldukça olumlu yaklaştı. Bir ev tuttuk ikimiz. Hatırlarsan hafta da bir iki defa arkadaşlarda kalacağım diye çıkıyordum. Eşimin yanına , aşkıma , evime gidiyordum. Serap’ı çok seviyorum Anne. O yüzden tüm olanları da anlatıyordum ona o da bana bu zor günlerimde çok destek çıktı. Ben ona aitim bizi birbirimizden ayıramazsın anne.
-Ayıracağım falan yok oğlum. O kadar sevindim ki anlatamam.
-Gerçekten mi?
-Evet gerçekten. Hatta; Allah’ım sana şükürler olsun ki oğlum bir yumuşak değil.
ALINTIDIR