Uzuldum okurken

Pazar sendromu bende de var,bazen aldigim bir yeni kagit kokusu bile beni 1.sinifa goturuyor gerilmeme sebep oluyor.Benim de var yani kötü anılarım...Mesela 1 ve 2yi okutan öğretmenim.Kotu muamele ediyormuydu çok hatırlamıyorum ama çalışkanları duvar tarafına,tembelleri cam tarafına oturttuğunu ve cam tarafinda oturdugumu hatırlıyorum. Tek ayak üstünde durma cezası verdiğini,sinif kapisinda ici bos elma resimlerinin oldugunu ve ödevi yapanlarin soruları bilenlerin elmasının kıpkırmızı diğerlerininse beyaza yakın renk olduğunu vb.hatirliyorum.Gecelerce zor ödevleri yetiştirmeye gayret ettiğimi de.Bunlar bence onun farkında olmayıp benim vasat olmama sebep olan şeylerdi. 2.sınıfın yarısında taşındık ve mukemmel bir öğretmenim oldu.Tenefuslerde koluna girme yarışı yapıyorduk,o kadar tatlı dilli sıcak bir öğretmendi ki. Sınıfta tembel öğrenci yoktu çünkü herkes göze girmeye uğraşıyordu onu pür dikkat dinlerdik,en çalışkan ilk üçteydim. Sonra ortaokul ve lise...Girdigim sınavların tümünde türkçe matematik ve fizikte çok iyi dereceler yapıp kimya coğrafya tarih gibi derslerde dibe vurmami da yüzde 90 oranında öğretmenlere bağlıyorum.Mesela dayak atan fen hocası veya sevimsiz bir hoca bana bu dersleri sevdiremezdi ve nefret de ettirdi. Ilk ve orta okul bence çok önemli ya ben bunu yaşadım ve bunu söylüyorum...
Benzer şeyler yaşamışız.
Benim okula dair ilk anım, anaokula gidecekken o güzeller güzeli kırmızı önlüğüm ve oyuncaklarımla, müdürün odasında ‘ee bu sayıları, ayları, mevsim şu bu biliyor 1 e başlasın’ travması oldu.
Tabi ki diğer öğrencilerden geç başladım çünkü o dönem anaokulları geç açılıyordu, sınıfta dışlandım.
Mis gibi tütü etekli önlüğümü bırakıp başka bir şey giydim ve oyuncaklarım yoktu.
Yapılır mı bu yahu:)))
İkinci sınıfta okul değiştirdim tayin durumundan ve iyi denilen sınıfa gönderildim.
Öğretmeni defalarca müdüre götürdü ben başka çocuk istemiyorum, 1 den başlatmadığım çocuğu okutmam diye.
Babam da o zamanlar görev sebebi ile yüksek bir mevkiide, dediği yapılırdı yani ve yapıldı.
O kadın bana 7 ay eziyet etti!
Yazımı beğenmedi defterimi parçaladı, ödevlerimi beğenmedi hakaretler etti.
Hatta bir seferinde masasına gidip doğru mu diye sormuştum, taa kapının oraya yere fırlattı defteri ve herkesin önünde yerden defterimi toplarken nasıl gücendiğimi hatırlıyorum.
Hastaydım tuvalete izin vermedi, sırada kusmaya başlayarak tuvalete kadar gittim.
Gözde öğrencilerini öper, bana adımla bile hitap etmezdi.
Sonra ben hasta oldum ve 1 sene okula ara vermek zorunda kaldım.
İnanır mısınız, o insan denen yüyüren mahlukat bir kere bile ne annemi ne de beni sormamış, aramamış, geçmiş olsun bile dememiş.
İyi ki hasta oldum, hayatımın şansı ile öğrenimime devam ettim.
Aile dostumuzun sınıfına yazıldım.
32 yaşında kadınım, hala karşısında el pençe divan durduğum ve gözlerine bir çocuk gibi baktığım tek insandır.
Onun yanında yürüyebilmek için 30 kişi yarışırdık, gözdesi olmak için hepimiz ders çalışırdık.
Annem bana yaptıramadığı her şeyi, zaten arkadaşı olduğu için öğretmenimden rica ederdi ve o benim için emirdi artık.
Hala görüşür ilkokul gurubumuz öğretmenimizle, salt eğitim veren değil insanı birey yapan, sevgiyle binbir emekle büyüten bir kadındır kendisi, ah ne özlemişim...